25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EKİM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Asya'danAvrupa'ya uyuşturucuyollan O rta Asya'da üretilen eroin bozkırlardan. denizlerden geçip uzun ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Avrupa'ya ulaşı- yor. Uyuşturucu kaçakçılan yüzyı- llardır kullanılmayan İpek Yolu'nu takip ediyor. Yol biraz daha kısaînuş ve ulaşım hızlanmış du- rumda, ama gerçek şu ki tarihi İpek Yolu artık ölüm tüccarlannın elin- de. IAfganistan: H; 'aşhaş tarlalan Yolculuğun hareket noktası Af- ganistan. Yüksek dağlar, derin va- diler, gizemli platolardan sonra Ba- dahşan yakınlanndaki Kasdeh Va- disi'ne ya da öteki adıyla uyuştu- rucu cennetine ulaşıbyor. Göz ala- bildiğine uzanan haşhaş tarlalanyla kapb vadi bölge halkının tek geçim kaynağını oluşturuyor. Haşhaş ekimi yapan bir kadın şöyle diyor: "Daha öace büğday ekerdim. YıMa 10 dolar kazanıyor- dum. Buna nasıl dayaıulır kiT". Şim- diyse haşhaş ekiyor ve ürettiği afyo- nun kilosunu 75 dolardan satarak yılda 750 dolar kazanıyor. Haritalarda küçücük bir çizgiyle gösterilen bu vadi, Washington, Pa- ris ya da Londra merkezli uyuşturu- cu karşıtı örgütler ve uyuşturucu ka- cakçılan için çok önemli. Bu küçük vadi, Avrupa'ya ve Amerika'ya ölü- mü getiren uyuşturucunun ana kay- nağını oluşturuyor. Tarlalanndan topladıklan haşha- şı afyon haline getiren üreticiler, bunu kasabalara götürüp oradaki abcılara satabildikleri gibi, tehlikeli ve uzun bir yolculuğu göze alıp Pa- kistan'a geçip daha yüksek fiyatlar- la satmayı da deneyebiliyor. Küçük üreticiler, genellikle bu riski göze al- mayıp vadilerden ya da yaylalardan inip ürünlerini kasabalarda satıyor. İkinci satış yolunu deneyenleri yol- da birçok tehlike bekliyor. Yolculuk sırasında soyulma ya da çok yüksek geciş ücretleri ödeme riskini göze abp Pakistan'a gjdenler, afyonlannı büyük toptanalara satmak için pa- zarbk yapıyor. Kasaba fıyatlanyla Pakistan fiyatlan arasında büyük bir fark var. Ülkeler arasındaki bu açık uyuş- turucu ticareti Afganistan - Sovyet- ler Birliği savaşı sırasında hızlandı ve gelişti. Savaş sonrasında sınırla- nn açılması ve sınır bölgelerindeki aşiretlerin ticareti yönetmesi ve yön- lendirmesi sonucu, uyuşturucu tica- reti endişe verici boyutlara ulaştı. Bölgede bulunan Birleşmiş Mılletler yetkılileri uyuşturucu karşıtı kam- panyalar başlattı. Ancak bu kam- panyalann başanlı ohnası neredey- seolanaksız. Çünkü dünyanın neredeyse en büyük uyuşturucu üreticisi olan Af- ganistan'da, halkın en büyük gelir kaynağı haşhaş üretimi ve afyon ti- careti. Yılda iki bin ton afyon üreten Af- ganistan'da, bu kârlı ticaretin kay- mağını yalnızca üreticiler ve satıcılar yemiyor. Yerel yöneticiler, partiler ve as- kerler üretilen her gram afyondan paylanna düşeni alıyor. Marco Po- lo'nun 13. yüzyılda betimlediği bu haşhaş tarlalannda artık Sovyet iş- gaĞne karşı savaşanlann karu değil, uyuşturu ticaretinden daha fazla para kazanmak isteyıp savaşanlann kanı dökülüyor. Afganistan'da üretilen afyon konvoylarla yola çıkanlarak değişik pazarlara gönderiliyor. Silahlı mu- hafızlann korumasındaki jiplerle dağlan, çölleri aşan konvoylar, da- ha büyük pazarlara ulaşarak Afga- nistan'dan satın aldıklan afyonu yüksek kârla satmaya çalışıyor. Yol LE FODfT dergisine göre uyuşturucu, Afganistan'da üretildikten sonra İpek Yolu'nu izleyerek Ortadoğu'ya ulaşıyor. Ortadoğu'dan Batı Avrupa'ya kadar izlenen yol ise Haçlı Seferleri'nin yolu. Bu iki tarihi yol bugün ölüm tüccarlannın eline geçmiş bulunuyor. Afganistan'da ekilen haşhaş, Avrupa'ya gelince 4 bin kez değer kazanıyor. boyunca afyonun fıyatı sürekli yük- seliyor. Bunun nedeni yol masrafla- n, geçiş ücretleri ve alınan risk! IPakistan sınırı: Uyuşturucu pazan Pakistanb yetkililer, uyuşturucu mafyasının çok iyi örgütlendiğini ve sınırlarda adamlan olduğunu belir- tirken ellerinden bir şey gelmediği anlaşıbyor. Afganistan'dan yola çı- kan uyuşturucu konvoylan İran'a. Hint Okyanusu'na, Pakistan'ın Pas- ni ve Gvvadar kentlerine ya da kuze- ye Pakistan sınınna yöneliyor. Özel- likle Pakistan sınınndaki llandi Ko- tal kasabası önemli bir değiş tokuş merkezi. Burada afyon, silah ve haş- haş satışı yapılıyor. Afganistan'a kı- yasla buradaki afyon fıyatı oldukça yüksek: Bir kilo afyon 143 dolardan satıhyor.Filmlere konu olan Hay- ber Geçidi bugün uyuşturucu ka- çakçılannın en çok kullandıklan yollardan biri. Buradan geçen kam- yonlar ve jipler geçidin doruğunda- ki etkileyici yapıya gidiyor. Yüzlerce silahlı askerin oluştur- duğu küçük bir ordu tarafından ko- runan bu büyük yapı Pakistan'ın en büyük uyuşturucu kaçakçılan- ndan Hacı Eyüp Afridi'ye ait. Bura- ya gelen afyonun ışlendiği birçok la- boratuvann arasındaki yapıda otu- ran Afridi'nin hükümetle arası do- ğal olarak pek iyi değil. Yetkililer, Hayber Gecidi'nde ve çevresindeki vadilerde yaklaşık 200 gezici labora- tuvann bulunduğunu bildiriyor. Milletvekılı olan Afridi'yi, geçici Pa- kistan hükümetinin başbakanı olan Kureşi tutuklamak istiyor. Ama hü- kümet kuvvetleri henüz ona ulaşa- madı. Aynca Pakistan yasalan bu bölge içinde onun tutuklanmasına ızin vermiyor. Afridi gerek kaçakçı- larla, gerek politikacılarla olan iliş- kileri sayesinde bugüne kadar ken- dini koruyabilmiş. Bu korunmanın ardında Pakıstan'm bir narkotik devlet haline gelmiş obnası da yatı- yor. Hindistan'ın önemli kentlerinden olan Karaçi'nin sokaklan sefaleti yansıtıyor. Adım başı bir dilenci. bir işsiz ya da bir eroinman görülüyor. Uzun nhtımlar boyunca sıralanmış bu insanlar her şeyi satıyor. Esrar, eroin, kokain ya da bir başka uyuş- turucu. Uyuşturucu kaçakçılannın Afganistan'dan gelen malı alıp Batı'ya gönderdikleri en önemli da- ğıtım kentlerinden biri olan Karaçi'- de yüzde 70 saflıkta bir doz eroin 2 dolara sokakta satın abnabiliyor. Kacakçılar. tüm gümrükçüleri, pobsleri maaşa bağlamış durumda. Bu sayede iş akışlan hiçbir kesintiye uğramadan sürüyor ve mallar gemi ya da uçakla Avrupa'ya gönderili- yor. Bir kilo eroinin yaklaşık 570 dolara satıldığı Karaçi yalnızca uyuşturucu kaçakcılanna hizmet vermiyor. Burada aynca para akla- Amsterdam'da bir sokak lohası. mak için kunılan birçok şirket et- kinlik gösteriyor. Uyuşturucu gelir- lerinin aklandığı bu şirket ve banka- lar arasında yabana olanlan da var. 800 bin kişinin yaşadığı Karaçi'de en büyük sorunlardan biri uyuştu- rucu bağımlılığından kaynaklanan hastabklar ve ölümler. Karaçililer her gün ölümle burun buruna yaşı- yor. Uyuşlurucunun kurbanı olan- lara yardım edenlerin sayısı oldukça az. Onlar da bu savaşın bu ülkede verilmesinin oldukça zor olduğunu, çünkü mafyanın her tarafta ebnin olduğunu belırtiyor. 1 Başlıca uyusturucu üretici ülkeler 1 Altm ay (Afganistan - Pakistan) Altın üçgeni (Burma - Tayland - Laos) Bağımsız DevletlefTopluluğu Suriye - Lübnan Peru - Kolombiya Amerika Birleşik Devletleri Meksika 150 ton eroin 150 ton eroin 75000 ton marihuana 5 ton eroin 1000 ton kokain 7000 ton marihuana 7000 ton marihuana I İran: Sınır tanımayan kacakçılar Uyuşturucunun Avrupa'ya gjt- meden önce uğradığı en önemli du- raklardan biri Iran. Sınırda yaşayan aşiretler yıllardır uyuşturucu kaçak- çılığı yapıyor. Bu aşiretlerin en etki- ni Baluç aşireti. Bu aşiretin birçok üyesi Afganistan'a savaşmaya gjt- miş ve bir kısmı orada kalmış. Uyuşturucunun merkezinde de böylece bir kollan olmuş. Uzun süre kaçakçılan besleyen bu aşiret za- manla kaçakçılık işine girmiş. Aşiretin üyelerinden Kasra her iki ayda bir Afganistan'a gitüğini belir- tiyor. Bu yolculuğun en tehlikeli kıs- mı dönüşü. Çünkü dönüşte onlan İran sınınnda askerler bekliyor ola- bilir. Ya da dönüş yolunu öğrenip bir dağ üzerinde pusuya yatmış ola- bilirler. Tüm bu olasıklıklara ve teh- likelere karşın uyuşturucu kaçakçı- lan Afganistan'dan aldıklan baz morfini, eroini ya da haşhaşı İran'a getiriyor. Arada sırada İran askerle- riyle çatışmalara girmek zorunda kalıyorlar. Ama Afganistan Savaşı sırasında aldıklan askeri eğitim ve gelişmiş silahJar sayesinde çoğu can- lannı kurtanyor. Sınırdan deve ya da arazi araçla- nndan oluşmuş konvoylarla geçen uyuşturucu Tahran'a ulaşıyor. Bü- yük partiler radara yakalanmamak için alçaktan uçuş yapan küçük uçaklarla Tahran'a ulaştınlıyor. Tahran'dan yola çıkan uyuşturucu Avrupa'ya ya da Azerbaycan'a gönderilmek üzere Türkiye sınınna getiriliyor. Yolculuğun en tehlikeli etaplanndan olan Iran'da kaçakçı- lar eroinin fıyatını düşürerek musta- zafinlerin desteğinı sağlıyor. I Hong Kong: Para aklama merkezi 1997'de tekrar Çin sınırlan içine girecek olan Hong Kong uyuşturu- cu parasının aklandığı merkezler- den biri olarak da tanınıyor. Kolay- ca açılan paravan şirketlerle milyon- larca dolar bir anda aklanıyor. Hong Kong'da bu tür yasadışı faali- yetleri engellemek için çalışan yetki- liler kaçakçılann peşinde. Ama on- lann hızına yetişemiyorlar. Çünkü kacakçılar her gün yeni bir para ak- lama yolu buluyor. Yetkiüler. para aklamak isteyenlere tarunmış ve işi- nin ustası bankerlerin de yardım et- tiğini ve yasa boşluklanndan yarar- landıklan için onlan yakalamanın kolay olmadığını belirtiyor. Buraya yalnızca Asyalı kacakçılar değil, Kolombiyablar bile geliyor. Elektronikparatransferleniıi, pa- ravan şirketleri ya da yalnızca bir mektup kutusuna sahip olan şirket- leri takip etmek oldukça zor. Bu transferlerde, genellikle uluslararası bağlanulan olan şirketler kullanıb- yor. Örneğin Çin merkezli uluslara- rası şirketler Hong Kong'ta en çok faaliyet gösteren şirketler arasında bulunuyor. IBakü: Kafkaslann mafyası Uyuşturucunun Avrupa'ya uluş- ma yollanndan biri de Azerbaycan'- ın başkenti Bakü. Bakü. İran'dan kamyonlarla gelen uyuşturucuyu Gürcistan"a, Moskova'ya, İstan- bula ya da kuzeye dağıtıyor. Her aşamada. her el değiştirmede ko- misyonlar dağıtılıyor. Dağlık Karabağ'la olan savaş sı- rasında en büyük gebrlcrden birinin uyuşturucu ucaretinden elde edildi- ği belirtiliyor. Savaştan önce de, bu- gün de Azerbaycan'da haşhaş ekimi yapılıyor. Bu ekim İran yoluyla ge- len uyuşturucu yanında küçük kal- makla birlikte. uyuşturucu mafyası Moskova'da uyuşturucu ticareti son bir yıl içinde yüzde 50 oranında arttı. Fotoğrafta u> uşturucu bağımlısı Rus askerieri görülüyor. Haiti, Aristide'in gelişini gergin bekliyor H aiti'de banşçı yollardan de- mokrasiye dönüş çabalan sürekli baltalanıyor. Son olarak, Port-au-Prince Belediye Başkanı Evans Paul'un katıldığı bir toplantı 30 kadar silahlı sivilin saldınsına uğradı. Paul, bir rast- lantı sonucu, toplantı bitmeden önce oteli terkettiği için saldından kıl payı kurtuldu. Paul, son günlerde polise bağlı yardıma kuvvetler ve demokrasi karşıtlan tarafından tehdit edili- yor. Toplantıya katüan Birleşmiş Milletler gözlemcileri ve gazeteci- ler yayhm ateşinden kaçtıklan için, saldın sonucu kaç kişinin öldüğü ya da yaralandığı bilinmi- yor. Uluslararası örgütlerin Haiti'de güvenliği sağlayamayacağını be- lirten Evans Paul. "Bu insanlar size saldıracaklanm söyledilerse, saldınyı gerçekleştirmeden rahat etmezler" diyor. Saldınnm yapıldığı gün. geçici Başbakan Robert Malval devlet radyo ve televizyon istasyon- lannın denetimini ele geçirmek için hükümet güçlerini harekete geçirmişti. Haiti Radyo ve Tele- vizyonu son günlerde yaptığı yayı- nlarda demokrasiyi geri getirme çalışmalanru ve iki yıldır sürgünde bulunan Jean-Bertrand Aristidei devlet başkanlığına geri döndür- me çabalannı çok sert bir biçimde eleştiriyordu. Uzun süredir istas- yonlan ellerinde tutan polise bağlı yardıma kuvvetler, 30 ekimde Haiti'ye dönmesi programlanan Aristide'in gelişini engellemek için var güçleriyle çalışıyor. Malval'ın başkanbğındaki hükümet ise muhalifleri durdurmak için tüm güvenlik güçlerini seferber ediyor. I Saldırılann I ardı kesilmiyor Malval, istasyonlan ele geçirdiği zaman işçilere hitaben yaptığı ko- nuşmada kimsenin işini elinden al- mayacağını, ancak tüm çabşan- lann hükümete bağlı kalmalannı istediğini belirtti. Malval, kent içinde dolaşırken bir silahlı asker ordusu tarafından korunuyor. Televizyon ve radyo istasyonlannın yönetimini kendi- ne bağlı bir yetkiliye devreden Malval "Biz burada kimseyi ez- mek veya yenmck amacıyla bulun- muyomz. Ancak, kimsenin de bizi ezmesine, yenmesine i/in verme- yiz" dedi. Malval bu konuşmayt yapıp. istasyon binasını terk eder Sürgündeki Cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide'in ay sonundaki dönüşü yaklaşırken, ülkede gerginlik tırmanıyor. Aristide'i istemeyenler saldınlannı arttınrken, Birleşmiş Milletler kanlı olaylann yaşanmasını engellemek için Banş Gücü askerlerini yerleştirmeye başladı. etmez dışanda taşlı sopalı bir grup gösterici aleyhte gösteriler yapma- ya başladı. Göstericiler hükümet aleyhine sloganlar atarken birkaç el silah atıldı. Belediye Başkanı Paul'a yapılan saldınnın yanısıra, Haiti'nin önde gelen insan haklan savunucusu Jean-Oaude Bajeux'nün konutu üç komandonun saldınsına uğ- radı. Bajeux evde değildi. Aynı günlerde, Haiti Anayasa Mahkemesi'nin yasama yiîının açılış törenine katılan General Ra- oul Cedras, sayılan 150'yi bulan hükümet karşıtı göstericiler tarafı- ndan coşkuyla karşılandı. Malval hükümeti, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı yasama yılı başlama- dan önce görevden almıştı. Koltu- ğunu terk etmeye hiç niyeti olma- yan başkan, Aristide'nin geri gel- mesini istemeyen güçler tarafı- ndan destek görüyor. Aynı güçler, İdari Mahkemede görevli bir yargıci kaçırarak silahla tehdit etti. Amaçlan, Aristide'in sürgün- den dönme karanna karşı çıkmasını sağlamaktı. Yabancı diplomatlar Aristide'in 30 ekimde ülkesine dönüp, Devlet Başkanlığı görevini teslim alacağı- na inanıyor. İnançlanni destekîe- yen en önemli gelişme geçen çar- şamba günü ABD'den 26. Kana- da'dan 5 askeri birliğin ülkeye ayak basması oldu. Birleşmiş Mil- letler (BM), Aristide'in gelişinden önce, yaklaşık 1300 Banş Gücü askerini ülkeye yerleştirmeye ka- rarlı. BM Banş Gücü'nün en önemli görevi polisle ordu arası- nda kesin bir çizginin oluşmasmı sağlamak. Haiti tarihinde ordu ve polis yasalara itaatsizlikleriyle tanınıyor. BM, bu iki güce sorum- luluklannın sınırlannı öğretecek. IBanş Gücü'nün amacı orduyu eğitmek ABD Kongresi'nin Somali'de öldürülen Amerikan askerlerinin Banş Gücü'ndeki rolünü sorgu- ladığı bir sırada, Haiti'ye asker yollaması, Aristide'in geri dönme- sini istemeyen güçler tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Ancak yabancı dip- lomatlar iki ülkenin konumunun çok farklı olduğunu belirterek, Somali ve Haiti arasında koşutluk kurmanın yanlışlığını öne sürü- yor. Somali halkından farklı ola- rak, Haitililer Banş Gücü asker- lerini demokrasinin gelmesi için tek çözüm olarak görüyor ve des- teklıyor. Aristide'in banşçı yollardan görevine iadesi için uluslararası ve ulusal demokratik güçler çalışa- dursun. Haiti'nin askeri polis şefı gelişmeleri tehdit eden bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Kumandanlığını bir zamanlar kendi kendine ilan eden Albay Jo- seph Michel François, kendisini görevden alan uluslararası karar- nameyi dikkate almamakta ısrar ediyor. Yabana siyaset adamlan, Al- bay'ın yanısıra Haiti güvenlik güç- lerindeki baa üst düzey yönetici- lerinin de görevden alınmasının gerekli olduğunu ileri sürüyor. Al- bay François'nın polis kuvvetleri- ne bağlı olarak yarattığı yardıma güvenlik güçleri ülkenin iç banşı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu güçlerin amacı. ülkede terörü körükleyerek Aristide'in göreve dönmesini engellemek. Albay, aynca polis ile ordunun aynlması için uluslararası kuruluşlann çalı- şmalannı da baltalamaya çalışı- yor. Banş Gücü çerçevesinde Haiti'- ye gelen Amerikalı askerlerin ana hedefı, Haiti ordusunu eğitmek. İnsan haklanndan ulusal bilince kadar bir dizi temel kavramın yer- leşmesi için eğitim verecekler. Uluslararası polis uzmanlanndan oluşan bir grup da yakında Ame- rikan askerlerine katılacak. Ya- bana polis uzmanlan silah taşı- mayacak ve Banş Gücü kuvvet- lerinin genel uygulamasının tersi- ne, Amerikan askerieri ve ulusla- rarası polis güçleri şiddet olaylan- na müdahaie etmeyecek. Howard \V.French için oldukça önemb. Pazardaki yer- lerini sağlamlaştırmak isteyen maf- yalar arasında Bakü sokaklannda çete savaşlan yapıbyor. Her kesim- den insanın uyuşturu ticaretiyle ibş- kisi olduğunu blelirten bazı kişiler, Başbakan Suret Hüseyinov'un bü- yük servetini pamuk ticaretinden değil, uyuşturucudan elde ettiğini belirtiyor. Bu iddia, her ne kadar kanıtlanmamış da olsa uyuşturucu ticaretinin boyutlannı gözler önüne seriyor. I Moskova: Mafyanın yeni cenneti Moskova'nın da Bakü'den fazla bir farkı yok. 1992'den bu yana uyuşturucu kacakçıbğı ve ticareti yüzde elli artmış durumda ve hiç de duracakmış gibi değil. Uyuşturucu ticaretine uzun süre sıcak bakma- yan Moskova mafyası en sonunda bu alana el attı. Mafyanın işin içine girmesiyle pazar büyüdü ve koruma altına alındı. Narkoük Şube, uyuşturucu ka- çakçılanyla baş edemediğini açıkca belirtiyor. Bunun en önemli nedeni kaçakçılann polis içinde birçok ada- mının olması. Polislerden biri şöyle diyor: "Bazen tutuklaraa emrini yaz- madan önce onlartn haberi oluyor". Genellikle Gürcüler'den ve Kafkas- Iar'dan oluşan uyuşturucu kaçakçı- lan, burada da uluslararası şirketler yardımıyla kara paralannı akbyor. I Balkanlar: Uyuşturucu pahaianıyor Uyuşturucu ağının Balkanlar'- daki işlerini Türkler, Sırplar ve Ar- navutlar yapıyor. Türklerden abnan uyuşturucu burada el değiştirerek Avrupa yolunu tutuyor. Arnavut- lar, değiş tokuş işlemlerini ve yurtdı- şına çıkışı sağlıyor. Kaçakçıbk ge- nellikle onlannelinde. Kosova yakı- nlanndaki. halkının çoğunluğu Ar- navut olan Veliki Trnovac kasabası kaçakçılann yerleşim merkezini oluşturuyor. Kaçakçılardan biri, bir kilo eroinin Türklerden 1500 - 2000 mark ödenerek satın abnabileceğini helirtiyor. Uyuşturucu Avrupa'ya \ aklaştıkça pahaianıyor. I Budapeşte; Moskova-Italya bağlantısı Budapeştede ve İsviçre'de polis, \rnavutlann uyuşturucu kaçakçılı- ğı ağını çökertmek için birçok ope- rasyon düzenliyor. Yapılan operas- yonlar sonucunda önemb miktarda eroin ve diğer uyuşturucu türleri ele geçiriliyor. Bir yıl önce geldiği görevde oldukça başanh olan Bulgar Polis Şefı Laszlo Tonhauser kaçakçılann Haçlı Seferleri yolunu kullandığını belirtiyor. Kaçakçılar yüzyıllar önce Avrupa'dan Asya'ya yapılan yolculuklarda kullanılan yollan kullanmaya devam ediyor. Bulgar polislerden biri, bu bölge- deki kacakçılığın Ramadani ailesi- nin elinde olduğunu belirtiyor. Bu aile yıllardır uyuşturucu kacakçıbğı ile uğraşıyor ve ülkenin dört bir ya- nında üyeleri var. Kanlannı, kızlan- nı taşıyıa olarak kullanıyorlar. Daha önceleri döviz satışı, hırsızbk gibi işlerle uğraşan aile, bölgede ol- dukça etkin bir konumda. Bir gram eroinin 50-60 marka aba bulduğu Budapeşte. Moskova mafyasıyla İtalyan mafyası arasındaki bağlan- tıyı oluşturuyor. I Amsterdam: Uyuşturucu cenneti Amsterdam yollannda yüriirken yanınıza biri yakalaşıp eroin ya da kokain isteyip istemediğınizi sorabi- liyor. Yollardaki trafık levhalan arasında uyuşturucu kullanımının o sokakta yasak olduğunu gösteren- ler de var. Bir yabana için oldukça şaşırtıa olan bu levhalar, Amster- damblar ve Avrupalı birçok turist tarafından oldukça normal karşıla- nıyor. Devriyeye çıkan polis araba- lan, köşe başlannda uyuştunıcu sa- tanlan arada sıra uyanyor; onlan uyuştunıcu satışı ve kullanımının yasak olduğu bölgelerden uzak- laştınyor. Uyuşturucu kullanımının (belirb dozlarda ve yerlerde) yasal olduğu Amsterdam'da küçük çapta satış yapanlara dokunuimuyor. Hükümetin bu tutumu öteki Av- rupa devletleri tarafından uyuşturu- cu kullanımını körüklemek olarak nitelendiriliyor ve ağır bir dille eleş- tiribyor.- Hükümet, hem uyuşturu kullanımı özgürlüğünü koruyan hem de Avrupa devletlerinin baskı- lannı azaltacak. her iki tarafı da memnun edecek bir çıkış yolu an- yor. Afganistan'ın yüksek yaylalann- dan, derin vadilerinden başlayan yolculuk Avrupa'nın ve Amerika'- nın büyük kentlerinde sona eriyor. Uluslararası narkotik bürolan. üre- timden son kullanıcıya kadar her aşamayı izliyor ve kaçakçılan yaka- lamaya çabşıyor. Hong Kong, Bangkok, New York. Panama, Ce- nevre ve Monacoda kara paranın aklanmasını önlemeye çabşıyorlar. Satın alınmış polisler. politikaular, gümrükçüler, mali danışmanlar, hepsi izleniyor, ama bu kişiler ara- sında yakalananlann sayısı oldukça düşük. Piyasada gezinen, İpek Yo- lu'nu ya da Haçlı Seferleri'nin yolu- nu takip eden uyuşturucu konvoy- lanndan çok azj ele geçiriliyor. Ama bu büyük ölüm ticaretinin kökünü kazımak için önemli adımlar atılı- yor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear