25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 11 EKİM1993 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Semra Hanım, yeraltından sızan pis kokulardan düş gücünü zorlayan karanlık ilişkilerden rahatsız oluyor, anlatılanlan tüyleri ürpererek dinliyor, korkuyor duyduklanna inanmak istemiyordu Turgut' Istihbarat Bürosu "Ennenilerden Runüara, Çerkederden Laziara kadar bölgesel küHüriere daha geniş etkiniik alanı tanınacağını" so> lüyordu Bu yaklaşımlar onu enun adımlaria, adamlan- na gore, önce Nobel Banş ödülüne, sonra da guç- lu bır başkanlık sıstemıne doğru goturuyordu Tek eksıklen vardı, bır de ıstedıklen gıbı at koştu- racaklan kendı partılen olsa>dı gensı kolaydı Nasıl olsa "Allah'm ıpıne asıunnnştı" bır kere Bu ışın dönuşü yoktu Değışım ve dönüşüm adına, tabulan yıkma uğruna, nasıl olsa bır bılınmeyene doğru yelken açmışlardı Semra Hanım'a göre Turgut Bey çok kaygan bır zemınde polıüka yapıyordu Ve görulduğü gı- bı asla başanlı da değıldı Kürtler ve Nakşilerie parti 1993'te hesapta olmayan bır gehşme. onu Kurt , polıtıkasında yeru arayışlara ıttı Turgut Bey böy- İe şeylen mecbur olmasa yapmazdı Ama o nan- < kör çocuk, elınden tutup başbakan yaptıklan o ana çocuk yok muydu0 Mesut Yılmaz, Semra ı .Hanım'ın en büyûk duş kınkbğıvdı Semra Ha- ı nım, "Nankör Mesut"ım" Turgut Bey'ı göz göre görebazıyanlışlaraıttığınıbılıyordu Turgut Bey, en sonunda, Mesut Yılmaz ıle gınştığı kavganın genrdığı yıpranmadan kurtulmak ıçın, yenı bır partı kuracağını açıklatıyordu Ona eskı günlert- nı yaşatacağına ınandığı duşündekı yenı partısı- nın tabamnı "Kürtler, Nakşfler ve Suieymancılar- dan" oluşturacağını soylerken yıne çağdaşlık oy- ı nuyor, yıne değışımden, dönuşumden ve yuk- selen yenı degerlerden soz edıvordu Ve bazılan- na gore Turgut Bey "Güneydoğu'da resmı poHti- kaiann dışında çözüm ûreten tek lıder olarak tafau- lar yıkıyordn." Semra Hanım, böyle övgulen okudukça şaşınyor, kocasının Kûrt kımlığı ıle kendısının Turk kışıbğı arasına gırenlere lanetler yağdınyordu 12 Eylul'den sonra ülkeyı bır baştan bır başa yenıden kana bulayan polıtıkalann mıman oldu- ğunu unutup, durup dmknmeden konuşuyordu Konuştukça aklandığıru sanıyordu Semra Hanım, Conrad Otelı"ndekı toplantıyı anımsadı Turgut Bey'ın suçu başkalannın ûstu- ne atmadakı becensıne hayran olmuştu o gün aaha çok Kursudekı masum tavnvla Turgut Be>, sankı kuçuk Efe nın bır yaramazbğını anla- tıyordu Ne o. ne de Efe, suçlu değıldıler tkısı de bır >anlış anlamanın kurbanıydılar sankı "Fede- rasyon dahü her şeyi tarüsacağız" sözlen yanlış anlaşılmışu Guneydoğu'ya yapılan yatınm, ora- dan elde edılen ım'kanm belkı 20-30 kaüydı Bır federasyon olursa bu yatınm yapüır mıydı 1 ' Tur- gut Bev'ın sozlen çok açıktı ama anlamıvorlardı "Ba/ıları o> le > anltş şe.yler \ azdılar kı. tashih et- riğımız hakte duzeitmıyorİar. kafasını bır kere tak- mts, daha once ırticaya taktığı gibi, a>nı şekilde devam edıvor adaıtı. \ apacak bırşevırmz yok. Çunku onun ışı. hergun v azmak. Ben daha fazla bir şey ) apamam kı. Her gun ona cevap mı vereceğun. Kaya Be> bile yoruldu sonunda.' 5 Semra Hanım sıyasete soyunmaya karar verdı- ğınden bu yana ılk kez durakbyordu Ona gore, Turgut Bey, o gün alkışlanmıştı ama. buyük ölçu- de çuvallamıştı BiJgi iktidar demekti... Semra Hanım, yeraltından sızan pıs kokular- dan oldum olası rahatsızlık duymuştu Anlatılan- lan Alpacino'nun filmlen gıbı ızlıyor, tüylen ürpe- rerek dinliyor, korkuyor ve duyduklanna asla inanmak ıstemıyordu Sıyaset adamİannın, mılletvekıllenrun, bakan- lann. polısın, generallenn bürokratlann, sanayı- ürkiye aile boyu rejimi kabuletmişgörünüyor, bazılan, bu ölçüsüzlüğüçağatlamanın kanıtı olarakgösteriyordu. Her nekadar "hanedan-saray- suban"gibisözcüklergeriye doğrugühşianlatıyorsa da; bunlara Türk-İslamsenteziya dayem Osmanhhkgibi anlamlaryükleyecek, bütünbu işlere değişim, dönüşüm ve yenileşme diyecek kadrolar ohışturulmuştu. cılenn bankacılann bankerlenn. ışadamlannın, gazetecılenn, yazarlann ve sanatçılann karanlık ve çarpık ılışkılen. artık Semra Hanım'ın bıle duş güçunu zorluyordu Ünlü MİT raporu fıyaskosu, nurlar ıçınde yat- sın, Turgut Bey'ın kevfinı çok kaçırmıştı Daha dün yaşanmış gıbıydı o sıkıntılı gece Turgut Bey hıç kımseyle konuşmamış, erkenden yatmıştı Turgut Bey canı sıkılınca hıç konuşmaz, her za- mankınden daha çok yemek yer ve başını yastığa koyar koymaz uvurdu Semra Hanım'ın dene- yımlenne gore, bu suskunluğun bır anJamı vardı. Ortalığı toz duman gotururken Turgut Bey susu- yorsa, suçluydu Başbakan olarak Turgut Bey "bilgimn iktidar demek olduğumT elbette bıhyordu ama "Tıir- kiye'de bilmem gereken her şeyi, bana bikunn" buyruğu hıç cıddıye almmıyordu O da haklı ola- rak, kendı haber alma örgutünu kendı kurmaya kalkışıyordu Böylece ANAP ıçmde "Hafiyesi Turgut tstih- barat Bürosu" adı ıle, uç beş kışıden oluşan bır ozel ıstihbarat bınmı kurulmuş oldu Turgut Bey'ın elıne geçen devleün doğurganlığı artıyor, kurumlardan kumm urüyordu Hafıjesı Turgut Istihbarat Burosu'nun ılk ışı "Milli Güvenlik Konseyi'nin yarattığı veto karga- şası içınde partive sızan-üşuşen adavlann siciUenni tek tek gozden geçırmek, koşe başlarına verieştiri- lecek yuksek bürokratlann partı \e iktidar açısın- dan guvenırlik somşturmalarını >apmak" oldu İkıncı olarak, özellıkle DYT'ye sonra da SHP ye seçım kaybettırmenın plan ve programlan uzenn- de çalıştılar Havuz başı toplantılannda Süley- man Demirel'ı yaşayan bır öluye çevırmenın yon- temlen arandı Turgut Bey 'ın değışım dedığı şevın en somut örneğını bu buronun çalışmalan oluş- turacaktı Önce MtT raporunun elden ele dolaşması, son- ra da. bır zamanlar canı gıbı sevdığı konsolos Bil- ge Hanım'ın konuşması her şeyı altust edecektı Bu ola> dan sonra Semra Hanım. sıy asal yaşamda bır lıder eşı olarak "renkliliğin" değıl, artık "beür- leykiHğin" sımgesı olacaktı Belırlev ıcı olmak ıçın E R B İ L T U Ş A L P de bılgıye gereksınım vardı Bır başbakan eşı ola- rak, Türkıye de ne oluyorsa onun da bılmesı ge- rekmıyor muydu0 Semra Hanım boyle işlere kan- şmasmın nedemnı, aslında bu mantığa dayandın- yordu Yoksa o da başkalan gıbı yan gebp yatar keyfıne bakardı Semra Hanım a gore Bılge'nın bır dost. bır ar- kadaş olarak bunlan açıklamaya hıç hakkı yok- tu Konsolos hanım, bu ışlerle ılgısı ıbşkısı yok- ken, o lanet olası MİT raporu olayını anlatıyor ayağına yatmış, düpedüz ıktıdarlannı yıpratma- ya yönelrnıştı Semra Hanım, ouğursuzdosyanm kapağım yıîlar sonra yenıden kaldınrken yıne bu- yük öfke ıçındeydı Bu kadına gösterdığı ılgı ve sevgının boşa gıttığı açık seçık ortadaydı Oysa bır zamanlar onun ıçın ne güzel şeyler duşunmüş, ne sıcak duygular beslemıştı Kımdı bu kadın, dost mu, duşman mı belb de- ğıldı Zeynep'ın evlılık ışının engellenmesınde kım gorevlendırmışü onu, hıç arumsamıyordu Belgeleyebıbr mıydı bıbnmıyordu ama, ağzmı TA. urgutBey'in "Türkiye 'debilmem gereken herşeyibana bildirin"buyruğu ciddiye aknmayınca o da kendi haberalma örgutünu kurdu. Buronun ilk işipartiye sızan, üşüşen adaylannsiciUerini tektekgö'zden geçirmekykö'şe başlarına yerleştirilecek bürokratlann iktidar açısındangüvenirtiük soruşturmasım yapmak oldu. nı bır bır sıralıyordu Yok efendım çocuklann, Zeynep ve Asm'ın çıplak fotoğraflannı basma sızdıracakmış Yok efendım, Almanya'da pa- patya vakfı ıçın toplananlar yardım değıl ha- raçmış Yok efendım, Zeynep'ın, annesı Semra Hanım ıçın soyledığı kotu sozler varmış Yok efendım, Erkai Zenger ıyı bır fotoğrafçı ya da çok usta bır kameraman olduğu ıçın mı bu ka- dar guçluymuş Yoksa elınde başka şeyler mı vardı Bu kadın ınsanı delı edıyordu BılgeErol ağzını her açtığında ortalığı kaplayan pıs ko- kular, Semra Hanım'ın burnunun dıreğını kın- yordu Yeraltı gerçekten yeıyuzüne mı fışkın- yordu 7 Semra Hanım, şımdı genye dönup baktığın- da, baa konularda bıraz ılen gıttığıru daha ıyı anbyordu Turkıye aıle boyu rejımı kabul etmış gorünüyor. bazılan, bu olçusuzlüğu çağ atlamanın kamü olarak gostenyordu Her ne kadar "hanedan-sarav-sultan" gıbı sözcukler her açtığında bır bomba patlatabılecek kadar çok şey bıldığı ortadaydı Bılge Erol ısmı daha oğrencıbk yıllanndan ben hep özgun davranı- şlarla bırlıkte anıbyordu Belb kı kadın. her şeyde ılk olma sevdasıyla yanıp tutuşuyordu Mahallenın kısa pantolon gıyerek bısıklete bı- nen ılk haşan kıa oydu Taşb sopab oğrena olaylanna kanşan ılk ofkeb unıversıteb kızı da Ortadoğu ulkelennden bınnde, çıçeğı burnun- da bır meslek memuru ıken, elçılık musteşannı doverken de, ıpı ılk olarak yıne Bılge goğuslü- yordu Ona "Korkunç Yenge" dıyorlardı ama, o çok eskıden ben bır "Korkunç Yenge" ıdı Bize muti olacak adam... Semra Hanım, dostluklan duşrnanlığa do- nüştükten sonra konsolos Bılge Erol'un adının geçtığı her ortamdan rahatsız olmaya başla- mıştı Çünku, durup durup "Herşeyi açıkla- rva" dıyor, gazete ve dergılere açıklayacaklan- genye doğru gıdışı anlatıyorsa da, bunlara Türk-İslam sentezı ya da yenı Osmanlılık gıbı anlamlar yükleyecek. butun bu işlere değışım, dönüşum ve yenileşme diyecek kadrolar oluşturulmuştu Neo-Osmanb'yı danışman çocuklardan bınnın bulduğunu ve Turgut Bey'den kocaman bır afenn aldığını anımsı- yordu Şımdı nur ıçınde yatsın ama, bu çocuklann yuzunden, sonralan başını bır de T- na Cumhunyet derdıne sokacaktı "Başkan baba"lığa doğru gıdışe, bazılannın karşı oluşu ıse hıç onemlı değıldı Hatta bır kar- şı gorüş olması bakımından, yaran bıle vardı Semra Hanım'ın, Marcos'un İmelda'sına. Pe- ron'un EviU'sma ben2etılmesı, asbnda demok- ratık tartışma ortamının kanıtıydı Danışman çocuklar boyle dıyorlardı, o da ınanmış gıbı gozukuyordu Semra Hanım, yıllar sonra. Koşk'ten taşınır- ken Başbakanlık Tefuş Kurulu'nun 39 sayfabk raporunu yenıden okudu Son sayfasında yazı- lanlan okurken, yenıden hayretler ıçınde kaldı Eskı günlere dondu, gozlen dolu dolu oldu "Soruşrurma açılmasına karar verilmesi du- rumunda, heyetimiz; yukanda beürtilen birimler gorevlilerine aıt bır lısteyı ayrıca hazırlayıp ma- kama arz edilmesınin, çalışmalan kolaylaştıra- cağını duşünrnektedir. Ayrıca 'MİT Raporu'nda 17. sayfada yer alan iddialann kontrolû de bu vesileyle yapdrnış olmaktadır. Önemle belirtilmelidir ki, bu konu- daki iddialann mesnedi vardır. \ e MİT ilgUileri bu konuyu erûdlenne alırken, genel olarak, konu hakkında doğru enformasyona day aıunışlardır. Bu konu, bu raporumu/un teklıflerin değerlendi- rilmesi çerçe> esinde ele alınacağından, etüdün 17. sayfasındakı ıddıalar a> rıca ele alınmav acak ve kesin bir ıhtıv aç belirmedikçe, bir başka rapo- ra konu teşkil etmeyecektir." Teftış Kurulu raporunun otuz dokuzuncu sayfasını okuduktan sonra, MİT raporunun on yedıncı sayfasını anımsamaya çalıştı Semra Hanım O kadar çok konuşulmuştu kı "Herke- sin hatırlaması gerekir" dı>e düşündu Otuz dokuzuncu sayfada "İddialann dayanağı oMu- ğu ve bunlann doğru bilgilere dayandırüdtğı" bc- lırtılıyordu Pekı on yedıncı sayfadakı ıddıalar neydı7 Hıç kımsebunusormuyordu İşyınebaşadüşmüştu Bu telaş arasında. elbette ıkı dosyayı yan yana geunp, bınnın 17'ncı, otekının 39'uncu sayfa- lanru yan yana koyup karşılaşüramazdı Bır zamanlar neredeyse ezbenne aldığı raporu anı- msamava çalıştı Belleğinde derin izler bırakan sorular Hazırlanmasma dolaylı olsa da katkılan olan unlu rapor ulkeyı bır baştan bır başa kap- layan kötu kokuyu açığa çıkarmaya yetmıştı Öylesıne bır kokuydu kı, ülkenın her yaruna sınmıştı ve asla çıkmıyordu Kendını zorladı ve o gunlerden belleğinde denn ızler bırakan sorulann sadece bır kaçını anımsayabıldı "Hükümetin içinde adamİannın olduğu söyle- niyordu. Partiden, tarikattan, parlamentodan, polisten. jandarmadan bır sunı ınsan, onlardan yana görunüp, kendi işlenni ynnıtmıişlerdı. De>- let Bakanı Ahmet Karaevlı nin \eraltı\la ılışkı- sı olabıhr mıvdı? DPTden Bulent Ozturkmen e bu kadar gmenmekle yanlış mı davranmışlardı? Turan Çevık'i, Feva Oz'ü, Necdet Ulucan'ı börokratlarla, bakanlarla tanıştıran emniyet müdurünu öz çocuğu gıbı sevmekle biraz ileri mi giönişti? Her gorduğunde ta belinden yeriere ka- dar eğilıp saygıvla eline sarılan bu genç emniyet mudurunun koluna. Turan Çevik'in 5 milyonluk saat taktığı doğru muv du? Altın kaçakçılığı y ap- tığı da soylenen kuyumcu Cavıt nasıl oluyor da, İstanbul'un ust düzey polislerinden bınnin eşine Reno-5 marka bir otomobil armağan edebilıyor- du? Akıl alacak ışler değildi bunlar. Turan Çevik, söv lendiğıne gore Burak Sağ- man'ın yakın arkadaşıvdı. Burak, Atlas A.Ş.'- nin Yönetim Kurulu Başkam'vdı. Atlas'ın bir ge- misi Antalva lımanında 80miharlıK havali viık- le > akalandığında, hangı emnnet mudürii hangi bakanı arav ıp ola> ın kapatılmasını ıstemişti. bir rürlu hatırlamı\ordu. Vhmet'ın elı. Mehmet'in; Turan'ın eli Burak'ın cebındeydı anlasılan. Bazı bürokratlarla ortak hayalı ihracat dolaplan çev- ritiyordu, demek ki." Gazetelerde, dergılerde tefnka edıle edıle su- oğru bilgilere dayandınlan savlann soruşturuhnamasındaki incetik, suçlamalann devletin en yüce katına doğrugitmesiydi. Semra Hanım, gizHdengizliye bir aşklayönetinune talip olduğu devletin halipür melahni düşündu. Bunlar kintinegöre değişimi, kintinegöre dönüşümü anlatıyordu. Yorumlayanagöre değişiyordu ama, içinde yükselenyeni değerleribuhnak da olanakhydı. landınlan, fıkralar uretılen. gulmeceye kaynak oluşturan unlu MİT raporunda. aslında, hu- kumetlen devırecek savlar vardı On yedıncı sayfada mıydılar anımsamıvordu ama. Alpa- ano'nun başrol oynayacağı bır filme konu ola- bılec«knıce ıddıalar. artık kanıtlanmışlardı ve boşlukta saJldnmıyorlardı Boşlukta değıldıler. çunku Başbakanlık Teftış Kurulu Başkanı Kutlu Savaş ve adamlan, artık açık seçık "İddialann dayanağı olduğunu ve bunlann doğru bilgilere da- yandırıldığuıı" soyluyorlardı Doğru bilgilere dayandınlan savlann soruş- turulmamasındakı mcelık. suçlamalann devle- tın en yuce katı demlen yeriere doğru gıtmesıy- dı Semra Hanım, gızbden gızbye bır aşkla yo- netımıne tabp olduğu devletin h'alı pur melabru düşündu Butun bunlar kımıne gore değışımı, kımıne göre dönuşumu anlatıyordu Yorumlayana gore değişiyordu ama, butun bunlann ıçınde yükselen > enı değerlen bulmak da olanaklıydı Şevkefin yaşamö\küsii... Semra Hanım'a göre, değışım var mı yok mu dıye tartışmaya hıç gerek yoktu Değışım gerceğını yadsıyanlara Şevket'ın oyküsunü anlatıyordu Şevket ulkenın en yoksun köşelennden bınnde, dunyanın açlıkla boğuş- tuğu yokluk yıllannda doğmuştu Ekmeğın kaçakçıbktan kazanıldığı Kılıs'te. Ikıncı Dun- ya Savaşı'nın sonuna dek. bır terzırun çırağı ol- maktan oteye gıdememıştı Çocukluğunda karnını doyurmaktan başka hıçbır şey du^unmeyen terzı çırağı Şevket. bu- yuyup adam olduğunda çocuklannın karnını doyurmayı duşunmek zorunda kalacaktı POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Şenlenen Sofra... Ataturk'un Tevflk Fikret'ı çok sevdığı oteden berı bılı- nır Ne zaman adı anılsa saygılar sunulur BırgunÇan- kaya'da, sofrada şıırlerı okunur Sofradakılerden bırı Fıkretın o kadar buyuk bır şaır olmadığını soyleyecek olur Ataturk şahlanır "Efendım, anlamadım, ne dedınız? Fıkret buyuk bır şaır değıl mıydı7 " Hemen tutar, belleğınden su ıkı dızeyı okur Miryonla banndırdığın ecsâd arasından Kaç nasiye var çıkacak pâk ü dırahşan Ardından şu sozlen ekler "O karanlıklar ıçınde bır nur goren, halkı o nura doğru goturmeye çalışan Fıkret bu feryadı koparırken sızler neredeydınız? Nıçın ıcınızden hıç kımse onun gıbı feryat etmedP Ben Fıkret'e yetışemedım, onun soyleşılenn- den yararlanamadım Kendımı yoksun sayarım Fakat onun kıtaplannın nepsını okudum Bır çoğu de belleğım- dedır " Fıkret, Ittıhat ve Terakkı'nın talan, vurgun, ruşvet do- nemınde kaç kışının alnı açık dolaşabıldığını sorar: "Kaş nasiye vardır çıkacak?" Bugun ınsanların alınları daha mı temız daha mı ak, daha mı pak? Gazetelerı açıp baktığınızda nasıl çamur- lar atılıyor, hangı tencerelerın "dıbı kara" değıl1 Her tencere bır otekıne 'dıbın kara" dıyor Bırbırıne çamur atan gazetelerın kokenınde hangı sermaye yatıyor? Eskıden anlatırlar Ahmet Emin Bey, Hüseyin Cahit Bey, Yunus Nadi Bey, MehmetZekeriya Bey bırkaç yuz lıra kor bır gazete çıkarırlarmış Sermaye bu bırer kaç yuz lıra olurmuş Bugun hangı sermaye, nerelerden dolaşarak gelıp gazete sermayesı oluyor Başlıyorlar bırbırlerıne sataşmaya Buna bır de boyalı cam eklenı- yor Ellı yıla yakın meslek yaşamımda böylesını gorme- m/ştım Gazeteler, dergıler arasında satasmalar atış- malar olurdu Ama böylesı, aıleyı karıştırmak yoktu "Senın karın şoyledır benım karım boyledır' dıyençık- mazdı Bır Sabiha Sertel'e sataşırlardı Sabıha hanım atışmalar tartışmalarda gerçekten bır erkek gıbı davra- nırdı ilgınç bır tartışma var Yenı Sabah gazetesıyle Vatan kapışmışlardı Vatan'da Ahmet Emln sert bır kalernle atılıyor, Yenı Sabah'ta da Safa Kıiıçdoglu yazıyordu Ama herkes bıhyordu kı bu yazılan Safa Kılıclı yazamaz- dı Sonunda anlaşıldı kı Safa Kılıçlı gızlıden gızlıye Peya- mi Safa yı kıralamış, ver yansın edıyordu Bırkaç yazı sonra ışın ayırdına varıldı, tartışma da tatlıya bağlandı Gazeteler tartışma çıktı mı karşılıklı tıraj alırlardı Tıraj almak ıçın arada bır bu yola başvururlardı Avukat Faruk Cumbul, 'Mustafa Kemal Aşıyan'da ' adlı bır kıtap çıkardı Bunda Aşıyan ı zıyaret edenlerm yazı ve anıları yer alıyordu Mustafa Kemal Paşa Aşı- yan'ı ıkı kez zıyaret etmış Zıyaret ın 75 yıldonumunde yapılan torende konuşmacılar Oktay Akbal, Sami Ka- raören, Nurer Uğurlu, Turgut Kazan dıye yazılıyor Şıır okuyanlar da, şıır okumanın ustadı Salim Rıza Kırkpı- nar, Haşim Nezihi Okay... Salım Rıza ustadımız Yahya Kemal'ın çok yakın dos- tu Sofrada bulunmuş Ara toplantılarda Yahya Kemal Salım Rıza ya, 'Patlat şurdan bır sıır> " dermış Salım Rıza Yahya Kemal'ın kıskançlığını bıldığınden sadece Yahya Ke- maj den okurmuş Ş|irle,r okundukça Yahya Kemal'ın gözlerı pantdarmış Bır gCfn tutmuş Yahya Kemal yen- ne Tevfık Fıkret ten patlatmaya başlamış Yahya Ke- mal'ın suratı asılmaya başlar ın govdesı oturduğu yer- de kımıldamaya Salım Rıza bıraz sonra, Yahya Kemal den patlatmış Sofra şenlenmış, Yahya Kemal'- ın yüzü gulmeye başlamış, sofranın tadı gelmış BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Edebıyatta addı bır yapıtın gulunçleşünlerek ele abnması 2/ Muğla'- nın bır ılçesı Şaırler 3/ Tıp dılınde cuzam haşla- lığına venlen ad Özel bır cam kap ıçınde bkor şarap, meyve ve maden- suyu kanşünlarak hazır- 6 lanan ıçkı 4/ Yemek -j Altmış beş sanumetre bo- yıında bır uzunluk olçu- 8 su 5/Tropıkal Afnka'da g yetışen ve odunu doğra- maabkta kullanılan bır 1 2 3 4 ağaç Ilaç 6/ İşlem. kılgı 7/Şık. luks ve {£ gostenşb gıyım tarzı Duman le- kesı 8/ Bır şeyın esas tutulan yu- zu Ilkel toplumlarda topluluğun kendısınden turedığı sanılarak kutsal sayılan hayvan, bıtkı ya da doğal nesne 9/ Harmanda saplan yaymaya yarayan uzun çatalb araç Eskı dılde eşek YL.KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Üzum şırasından yapılan ağar- tılmış ve koyulaştınlmış pekmez. Yanarken guzel koktuğu ıçın tutsü olarak kullarulan ağaç 2/ Hısse, pay Halk edebıyatı şıır türlennden bın 3/ Şarkının sert bır bıçımde vurgulandığı dısko muzık uslubu Dudak 4/ Gerçekhk 5/ Ömek 6/ Kenar susu İslam hukukunca, oldurme ve yaralamalarda suçlunun odemek zorunda olduğu akçe 7/ Terbıyesı ve gorgusu kıt Yan memnunluk bebrten bır unlem 8/ Pembe renkb şarap Ostu kapalı olarak anlatma 9/ Bır turk mısk faresı. İLAN FATSA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 199197 Karar No 1993'45 Davaalar Bılsen Bıl ve 16 arkadaşı tarafından davalı Ahmet Hoş aleyhıne açılan tespıte ıtıraz davasının yapılan vargılaması sonunda. Fatsa Evkaf mahallesınde 719 ve 720 no'lu parsellere açılan davanın reddıne karar venlmış olup davacılar, Şahınde Sevda Turetken. İs- maıl Redat Gurtay Ayşe Anfe Tavat, Emıne Nazıre Gınn, Hatıce Melıha Arseven. Ibrahım Kemal Gınn, Lutfiye Dızdar, ve Faruk Haznedar göstenlen adreslerde bulunamadıklanndan. zabıtaca da adreslenne teblıg edılemedığınden, Fatsa Kadastro Mahkemesı'nın 13 8 1993günl991 97esas 1993 45kararsayılıhükmün,dantanhın- den ıtıbaren 15 gün ıçersınde yukanda ısımlen yaab davaalar tara- fından tera>ız yoluna başvurmalan, ternvız olunmadığı takdırde hükmun kesınleşunleceğı karar teblığı >enne kaım olmak üzere ıla- nenduyurulur I 10 1993 Basın 51633 YAREV: Elele, dlz dize... goz goze, İLAN KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1992 10 Davacı Haane \ ekılı aşağıda kımlığı vaalı davalı aleyhıne açmış olduğu tespıt/n ıptalı ve tesal davasının yapılan yargılaması sırasında davanın kabuiune karar venlmış, venlen karar aşağıda kımbğı yaalı davabya teblıg edılemedığınden ılanen teblığıne. ılan tanhınden ıüba- ren varsa karara karşı dıyeceklennızı 15 gun ıçınde mahkememıze bıldırmenız ılanen teblıg olunur Kımlığı Oruç Gençoğlu, Nazar, Bayram, Fatma, Kudret, Zehra Ab Baan 51621
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear