14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK1993 PAZARTESİ 14 HABERLER Demiryofları rekabette geri kaldı• Demiryollan, yük ve yolcu taşıma açısından Karayollarf nın çok gerisinde kaldı. 1992 yılında demiryollan yurtiçinde 6 milyon 400 bin yolcu taşırken, karayollan 120 milyon 200 bin yolcu taşıdı. Demiryollan, yapılan yatınmlar, yük-yolcu kapasitesi ve taşıma payı açısından karayollannın gerisinde kalmayı sürdürürken, "seyahat süresi ve maliyet" açısından da karayollan ile rekabet şansını yitirdi. • ] 992 yılmda 465 kilometreeklenen otoyol ağının, 1993 yılında acılacak 278 kilometre yol ile toplam bin 130 kilometreye çıkartılması planlanırken, demiryollannda ancak 310 kilometre yol yenilemesi yapılması öngörülüyor. Kaynak yetersizliği ve ray alımında "darbogaz" yaşanması nedeniyle, demiryollannda yol yenileme hızı beklenenin altında gerçekleşti. Yılda 500-600 kilometre yol yenilemesi olanağına karşın, 1992 yılında 120 kilometre yol yenilenebildi. ANKARA (Cumhariyet Bu- rosu) -Demiryollan pas tutar- ken, karayollan cilalaruyor. Demiryollan, yük-yolcu taşıma kapasitesi, payı ve altyapı yatı- nmlan açısından, karayollan- nın arkasında kalmaya devam ediyor. Karayollan, ülke için- deki yük ve yolcu taşımacılığın- da "lokomoüf' olmaya devam ediyor. Ulaşürma Bakanlığı ile Dev- let Planlama Teşkilalı verilerinc göre, Türkiye Cumhuriyetı Devlet Demiryollan (TCDD), I yılda yurtiçinde 6 milyon 400 bin yolcu taşırkcn, karayolla- nnda bu oran 120 milyon 250 bine ulaştı. Yük taşımacılığında karayollan 64 milyon 700 bin ton oranında pay alırken. dc- mıryollannın payı 7 milyon 600 bin tonda kaldı. 1993 yılında ulaştırma sektörüne yönelik ya- tınmlarda "mevcut altyapıyı koruma"ya yönelik olanlara öncelik verilmesine karşın, "Demiryolu işlctmeciliğinin ye- niden yapılanma programı için- de daha etkin ve çağdaş bir yapıya ulaşiınlması ve kaynak yaratır duruma gelmesi için ge- rekli hazırlıklarda girişim aşa- masına gelinemedi". 1993 yılın- da "kaynak yetcrsizliğT' nede- niyle. demiryolu yenilemelen 310 kilometreyle sınırlandınlır- ken, 300 yük, 35 yolcu vagonı ve 5 ray otobüsü alınmasınır ötesine gidilemiyor. Demiryolu ulaşurması açı- andan mevcut duruma bakıldı- ğında, 1989 yılından beri ray ahmındakı "darboğaz" nede- niyle "yol yenileme hızı" düşük olarak gerçekleşti. 1992 yılında, demiryollan taşıt parkını iyileş- lirecek düzeyde bir üreü'm ya- pılmadı. TCDD'yc yapılan ya- unmlar, karayoluna yapılan yaünmlann altında kalmasının yanısıra, mevcut demiryolu haüannın şehirlerarası mesafe- lerinin karayoluna oranla 1.11 ile 2.65 kal uzun olması da .„._.. „,„_,_. ^ , "maliyet ve seyahat süresi" açı- karayolu taşımacılığına naza- ,sından da demiryollannın reka- ran daha ağırdır. Demiryolu taşımacılığında çahşanlar çalış- konuşuyor: "Aynca demiryollannın uy- mak mecburiyetinde kaldığı kanun, tüzük ve yönetmelikler nedeniyle yerine getirilmesi ge- rckcn sosyal yükümlülükler. bet şansını ortadan kaldırdı. 1992 yılında, 3 trilyon 171 milyar lirayla en çok zarar edcn KİTlerin arasında yer alan TCDD'nin dış kredi faizieri ve kur farklıhklanndan dolayı 1991 yılında 813 milyar lira "ek külfet" yüklendiği belirtildi. Ulaştırma Bakanlığı yelkilile- rinden edinilen bilgiye göre, TCDD, "Kendi insiyatifı dışm- da olan işçi ve memur ücretleri- ne her yıl gelen zamlar, malze- me ve girdi fiyatlanndaki artış- lar"dan doğan maliyet artışı nedeniyle zarar ediyor. Reka- bet nedeniyle yolcu ve yük tari- felerini arttıramayan TCDD "Ekonomik oimayan hatlan ve hizmetleri" kendiliğinden ka- patamıyor. Bakanlıkyetkilileri, altyapı masraflannın karayol- lannda devlet tarafından karşı- landığını, ancak demiryollann- da masraflann Ttendilerinc aiı olduğunu anımsatarak, şöyle ma saatleri, dinlcnmc zamanla- n bakımından karayolu taşı- macılığına nazaran daha fazîa korunduğundan, demiryolla- nnda sosyal masraflar vc mali- yetler yüksek olmakta, bu da demiryolu aleyhine rekabette eşıtsizliğe yol açıyor" Yetkililer, demiryollannın devlet sübvansiyonundan yok- sun olması ve sağlıksız finans- man yapısı nedeniyle mali kriz içine gjrdiğine de dikkat çeke- rek, "Tenzilath tarifelerin uy- gulanması da, demiryollannın zarannı arUırmaktadır. Bu du- rumun önlenmesi için devlet, kamu menfaaüeri nedeniyle ta- rife indirimi yapürdığı takdir- de, meydana gelecek gelir ka- yıplannı ve yaptınlmasını iste- diği hizmctlerden doğan ek masraflan karşılamalıdır" di- yorlar. Yclkililcr, zarann azal- tılması için "Personel sayısının aşağı çekilmesi, üretimin artü- nlması, altyapı ile araçlann modernize edilmesi" gerektiği- ni de savunuyorlar. Demiryollannda 1993 yılın- da İstanbul-Ankara Hızlı De- miryolu İnşaatıriın Çayırhan- İstanbul, Boğaz Geçişi bölüm- lerinde yapım başlatılması ile ilgili hazırlıklann spnuçlandml- ması, altyapıda 310 kilometre yol yenilemesi yapılması, 300 yük vagonu, 35 yolcu vagonu, 5 ray otobüsü düzeyinde kalın- ması, Kayaş-Irmak-Çetinkaya sinyalizasyon projesi çalışmala- nnın sürdürülmesi, Divriği- İskenderun elektrifikasyon projesinin tamamlanması ve yolcu taşımasında yüzde 7.0, yük taşımada yüzde 6.6 oranla- nnda artış sağlanması hedcfle- niyor. Karayollannda da aynı dö- nem için trafık etüd çalışmalan- na ağırlık verilmesinin yanısıra, 'bölünmüş yol' sislemine geçil- mesi, toplam bin 130 kilometre otoyol ağının hizmete açılması, devlet ve il yollannda ağır taşıt trafığine uygun beton asfaltça- lışmalan yapılması planlanı yor. Temel • Baştarafi I. Sayfada tahrik ve istismar edcr nitcliktc genel ahlaka aykın " olduğu gc- rekçesine dayanarak yasaklan- masına karar vcrdi. Bu karar Emniyet Genel Müdüriüğü'ncc bütün illere gönderildi. Bunun üzcrine filnı Fzmir'dc de yasak- landı. Izleyici yasağa karşı Peki filmı ızleyenler ne düşü- nüyor? Şişli Site Sineması'nda 6. haftasını bitirmekte olan filmin bir seansına biz de gıdiyoruz ve izlcyicilcrle konuşuyoruz. Resmi kıyafciiylc hcmen dik- kal çcken çiçeği burnunda subav adını vermekten kaçınıyor ama düşüncelerini birbiri ardına sıra- lıyor. "Bu filmc önyargılanmla geldiğimi iıiraf elmeİiyim" diyc- cck kadar samimı olan askeri okul öğrcncisi bu önyargısına ick ncdcn olarak basını vc gazctclcr- de lllmle ilgili çıkan yazılan gös- teriyor ve ekliyor:"Bu yüzden cinscl sahnelerin çok olacağını düşünmüştüm ama bir kaç sahne dışında bufilmçok ağır geldi ba- na. Yasakianması konusunda isc yalnızca gereksiz diyeceğim." Yeşim Tmaz adlı 27 yaşındaki grafiker de Temel tçgüdü'yü ter- cih etmesini "basının etki gücü- ne" bağlayanlardan "Aşın me- rak eitim doğrusu. Filmin yasak- lanacak bir ıçeriğe sahip olduğu- Minibüsçülerin kongresinde tek aday Eraslan, tek hedef Sözen oldu Dalan, Sözen'e meydanokudu• DYPMilletvekiliDalan kongrede yaptığı konuşmada minibüsçüleri coşturdu. Suriçi'ne sokulmayan minibüsJerin Topkapı'da duracaklan yeri olmadığını savunan Dalan. "Benim bulunduğum yere Sözen gelemez. Sizlere karşı kanunsuzluk yapıldı. 4yıldır hakkımda hiçbır kanunsuzluk bulamayan Sözen kendisi kanunsuz işler yapıyor. Tramvaylan kullanmak cinayettir. Tekniklealavetmektir"dedi. İstanbul Haber Servisi-Kenli- çi trafiğinin bıçkın, deri ceketli, kasketli, bıyıklı, iki günlük sa- nsiyic başladı ve "Bunu yüzüne Bedrettin Dalan gelcne kadar bu yörüngede gelişti. , „ -, _ Dalan söze, Anakent Beledi- kalh suruculen dun Vatan Cad- y e Başkanı Sözen'in "İstanbur- desındekı Lunapark Gazı- U nnurunusöndürdüğü"eleşti- nosu nda kongrelerini yaptı. 27 yıliık Başkan Ahmet Eraslâii yine tek adaydı. İki listcnin cık- ması, yönetim kuruiundaki adaylardan binnın değişmesi içindi. Kongre atmosferini yük- selten ise eski İstanbul Bclediye Başkanı, yeni İstanbul DYP Milletvekih Bedretün Dalan'dı. Çoğu İstanbullunun yaka dc söylenm. Ancak Sözen, be- silktiği, kavga ettiği; ama bir nim bulunduğum yerc gclcmcz tiiriü vazgeçc.mcdiği minibüslc- vc konuşamaz" meydan oku- rin şoförlcri İstanbul Minibüs- masıyla devam etti. Minibüsçü- çülcr Esnaf Odası'nın kongre- lcr, hisJcrinc lercüman olan sinde bir araya geldi. Dış Dalan'ı alkış yağrnuruna tultu. görünüşleri ayıîıydı, ama hır- DYP Milletvekili Bedreltin çınlıklan birparçafrenlenmişti. Dalan alkışlarla coştu. coşluk- KİT'lerin özelleştirilmesinden ca Sözen'e yüklendi: "Onun özcl scktörün desleklcnmesine (Sözen için) geldiği gündcn bu kadar bir çok konuda görüşle- yana şehir nursuzJaşlı. Ancak rini açıkladılar. Sözen'i, Suriçi'- ne minibüs sokmayı yasakladı- ğı için elcştiri bombardımanına luttular. Doğal olarak kendile- rinde hiç hata yoktu ve kendile- rine yapılan eleştiriler haksızdı. Heyccan, DYP Milletvekili biz yeniden burayı ışıklandıra- cağız. 4 yıl içinde benim kanun- suz hiç bir şeyimi bulamadı. Ama kendisi her gün kanun- suzluk yapıyor. Minibüslcrin Suriçi'ne sokulmaması için ver- diği karar kanunsuzluktur ve vicdansızlıkur. Hangı vicdanla, sizler için yer hazırlamadan, haı koymadan Topkapı'dan içen girmenizi yasakladı." Dalan, minibüsçülerin gön- lünü aldıktan sonra. tramvay ve devlet yardımı konulannda Sözen'e yüklendı. Hükümetlen kendi döneminde hiç yardım al- madığını bclirtti. Daha sonra ise görüşlcrini şu şekilde açıkla- dı: "Ağzımı, tramvaylar işleme- ye başladığı zaman açtım. On- dan önce hiç konuşmamışüm. Mctro için yapılan vagonlan iramvay vagonu olarak kullan- makla cinayet işlediler. Tram- vay 20 insanaçarptı, lOtanesinı dc öldürdü. Tcknıği, bile bile tcrsinc çcvircrck insanlann öl- mesıne neden oldular. Bu kan- lann hcsabını kim verecek? Şu anda tramvay imdat freniyle durup kalkıyor. Bunlar teknik- le alay ediyor. Tüm Avrupa iramvaylan terk edcrkcn, Tür- kiyc bile 40 yıl önce bırakmış- ken, bunlar geri getirdiler." Bedreltin Dalan'dan sonra çe- hatlann temsilcileri sorun- lannı dile gelirdi. Trafik polisle- rinin kötü davranışlanndan yakınıldı. Devleün KİTleri özclleşürirken, kendileri gibi özel girişimcilere darbe vurdu- ğu görüşü vurgulandı. Bazılan konuşma yaparken, yumurta vc tavuktan oluşan kumanyala- rını yiyen meslektaşlanna gü- rültü yapüklan için kızdı, ba- ğırdı ye "Biz adam olmayız" dedi. İstanbul Minibüsçiîîer Es- naf Odası Başkanı Ahmet Eras- lan isc, yöneümi boyunca yap- tıklan icraaU anlattı. Minibüs- çüleri hiç bir şekilde mağdur etmediklerinı ve her sorunlan- na sahip çıktıklannı vurguladı, bundan sonra da sorunlannın çözümü için var gücüyle çalışa- cağı vaadinde bulundu. Sonra da tek listeyle gırilen kongredcn yine başkan olarak çıktı. nu söyleyemem. Hcm kimc ne Dalan, şimdiki başkan Sözen'e zaran olabilir ki bir filmin?" di- yor. Tamer Başboğa ise 30 yaşın- da ve pazarlamacılıkla uğraşıyor Konuşmak istemiyor ama gaze- lcciyı kıracak kadar da acımasız dcğil. Görüşlerinı şu cümlclcrc scrpıştiriyor: "Aradığım cinselliği bulama- dım ama kişilık bozukluklanıv anlatan ve her insanın içinde ci- nayet işleyebilccek bir gizlı yan bulunduğunu psikolojik bir şekil- de gözler önüne seren bir filmı yasaklayanlann bu filmi başka bir gözle izlcdiklerini düşünüyo- rum." Abbas Tekin adlı 47 yaşındaki emlakçı ise kısa, espnli ama ol- dukça anlamlı bir görüş orlaya atıyor "Çağın sevişmesine, çağdışı bir kafayla yorum yapıyor vc yasak getiriyorlar." 20 yaşındaki üniversite öğren- cisi Ebru Akalın ile 52 yaşındaki ev kadını Ziihal Erçclin'i aynı si- ncma salonuna çcken mcrak vc "Douglas" soyadı. Ortak yanlan yasaklanmış olmasına kcsinliklc karşı oldukları bir filmi izlemiş olmaktan ötürü kendilerıni şanslı görmeleri. Dahası Ebru Mic- hael'ın, Zühal hanım isc babası Kirk'ün sadık birer hayranı. Eb- ru. filmın konusundan çok Mic- hael'ı görmek için gclmiş. Zühal hanım isc Michael'a bakarkcn bir diğer Douglas'ı görüyor! Di- yor ki "Ne kadar da çok babası- na bcnziyor" Konuştuğumuz diğer sinema- severlerin hepsi Temel İçgüdü fil- miylc ilgili basında çıkan yazıla- nn kendilcrini yanılttığı söylü- yorlar ve ister istemez bir önyar- gının ortasına düştüklerindcn yakınıyorlar. Hepsinc göre orta- da yasaklanacak birdurum yok. Sincmanın kapısından çıkar- ken "aradığını laın olarak bula- mamış" olmanın yarailığı buruk bir yüz ifadesinc sahip olsalar bile asıl önemli olan birleşlikieri şu ortak görüş: yüklendikçe, minibüslerin kent içine ginnesini engellediği için Sözen'e kızgın olan minibüs şö- förleri coştukça coştu. Kazanılmış • Baştaraft 1. Sayfada amaçlandığını bclirttıler. Çalışma vc Sosyal Güvcnlik Bakanı Mehmet Moğultay, he- nüz lam içcriği belli olmamakla birliktc, birçok kcsimin sıcak baktığı konsey konusunda, "Hemen herkesin böylc bir olu- şumun gerekliliği üzcrindc bir- lcşmesini mcmnuniycı vcrici bulduğunu" söyledi. Moğul- tay, sosyal diyalogun kurum- sallaşmasını amaçladıklannı belirlcrck Ekonomik vc Sosyal Konsey ohışumu için bakanlık olarak çalışmalannı sürdür- düklcrini bclirllı. Hükümct çevreleri, Cumhuriyct'in ko- nuyla ilgili sorulannı yanıllar- ken Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'in işlevi konusunda, bugü- ne kadar algılananın dışında ıpuçlan vcrdilcr. Bu çcvreler, "Ycpycni birdünyadüzcni baş- lıyor. Burada lam rekabet csas olacak. Dolayısıyla gcrek işçi, gereksc işveren kesimi için ka- zanılmış hak kavramının lartı- şılması kaçınılmazdır" dcdilcr. Aynı çevreler. Cumhurbaş- kanı Özal'ın vclo ctıiği, iş gü- venccsi ile ilgili İLO sözleşmcsi- ni de "dünc aiı dikcnlcmclcr" diye niteleyerek"Ortada tek bir pasla varsa, kımsc bunun cn büyük dilimini almaya özenmc- mcli" şeklindc konuştular. Devlet Bakanı Tansu Çillcr larafından hazırlanan "Ekono- mik ve Sosyal Konsey Kurul- masına Dair Kanun Tasansı" başlığını laşıyan taslağın hükü- mctc sunulduğu vc üzcrindcki y y Ş Ankanı Şoförler Odası Başkanlıgraa Derviş Gttnday yeniden seçildi. Günday, dön yspılan genel kurul toplanüsından 2 bin 586 oy alamk yeniden oda baskanlığına seçliirken, genel başkan adaylanndan Yunus Demirel 2 bin 156, Oğnz Bingöl ise 534 oy aldı. Yönetim knrala üyeiikierine Ali Ekber Akyol, tbrahim Aydoğmuş, Tekin Şentürk, İsmail Kanıdeniz, Akif Köse, Arif Ayhan, Rıza Dunnaz, Haydar Bakırtepe, Özcan Kara ve Mustafa tşleyen seçildi. denetim kurulu ise, Mehmet Yüksel, Necmi Soydan ve Bekir Günyüz'den oluştn. Genel kurul toplanüsına katılan Devlet Bakanı Ibrahim Tez, hiikiimetin esnafa yönelik çalışmalar içinde bulundugunu söyledi. Toplantıya, Tez'in yanısıra, CHP Gnıp Başkanvekili Uluç Giirkan, Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın, Çankaya Belediye Başkanı Dogan Taş- delen, Keçiören Belediye Başkanı Hamza Kırmızı, Mamak Belediye Başkanı Selabatıin Öcal ve EJimesgut Belediye Başkanı Ramazan Tosun da katıldı. (Fotoğraf: A.A.) 93'te Kıbns görüşmeleri Çetin: Sorumluluk! artık Gali'deANKARA (Cımhuiyet Büv- su)- Ankara, Ncw York'ta 1993- tc yapılması istcncn Kıbns görüş- melerine gidilcbilmcsi için, görüş- mclcrdc "cmrivaki" yaplmaması konusunda Birlcşmiş Millcllcr Gcnd Sckrcieri Bulros GaK'den güvencc beklıyor Dışişlcn Bakanı Hikmcl Çcün, Cumhuriyct'c yapüğı değcriendir- mede, Kıbns'la bu yıl nasıl bir sürcç işleyeccğırıin "büyük ölçü- dc" BM Genel Sckrctcri Bulros Gali ve Rum tarafının "adımlan- na" bağlı olduğunu söyledi. Çcün, Türk tarafının kabul cüncdığı 789 sayıh karaıdan sonra "sorumlulu- ğun karşı larafla" olduğunu. Türk larafının "cmrivakilcric kar- şı karşıya kalmamak için güven aradığını" açıkladı. Çctin, Kıbns sorununun çö/ül- mcsini istcycn larafın Türk tarafı olduğunu, ancak dış müdahalc- lerle vc cmrivakilerle yaraülacak, çözüm oimayan bırçözümün ka- bul edilcmcycccğıni söyledi. Kıbns konusunun 1993günde- mindc önemli bir yer tutacağını söylcycn Çclin, Rum vc Türk la- rafı arasında scrbcsl vccşil koşul- larda sürdürülccck göriişmclcric yaşayabiHr bir çözüm pcşindc ol- duklannı söylcycrck şöylc dcvam ctü: "Dış müdahalclerlc yapay ola- cak bir çözüm, çözüm dcğildir Böylc bir adım, adada var olan banşı zedclcycbilir. O nedcnlc çok dikkaüi davranmak zorund» Bu açılardan I992"de Sa.,.., Dcnktaş'a dcstck vcnkü. Ancak bu olumlu, ıvi gcüşmclcrc karşjn 789 sayıh GK karan çıkü. Bu ka- rar, banşçı bir çözüme kaikı ya- pacak karar dcğildir. Tek yanlı vc haksız bir karardır. Bu, Vasiliu'ya 1993 scçimlcri için vcrikn scçim paketidir. Bundan sonra Kıbns'ta nasıl bir sürcç işlcyccck? Bu. bü- ^ k ölçüdc Gend Sckrctcr'ın ve karşı tarafın adımlanna bağbdır. Olumlu adımlar atarak yeniden müzakcrc ortamınm yaraülması gcrckir. Bu nedenle sorumluluk anık karşı taraftadır." Çctin. 'Türkiye Güvcnlik Konscyindcn 789sayılı karan or- ladan kaldırdcak yeni bir karar alınmasını mı beklıyor?" sorusu- na karşıhk, "Bunun şckbni bilc- mcm. Ama emrivakilcrlc karşı karşıya kalınmayacak bir orla- mın, güvcnin Türk laranna vcril- mcsi gerekmcktcdir" dcdi. Kahveci: KoçhaklıANKARA (Cumburiyet Bfl- rosa) — TÜSÎAD Yıiksek İsti- şare Konseyi Başkanı Rahmi Koç'un, "bir yılın boşa geçirildiği" şeklinde hükümete yönelttiği eleştirilerin ardından başlayan tartışmaya Devlet Ba- kanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen de katıldı. Gönen, degisen dünyada, belirli kesim- lerin avantajlannı kaybetmeme endisesiyle turcınlaşmasının do- |al olduğunu belirterck, "Bir yıl boşa geçmedi. Bu hükümet hiçbir sey yapmamıs olsa bile, ki çok şey yapılmıştır, Türkiye^ nin dünyadaki büyük değişime entegrasyonu için zaruri olan demokratik tartışma ortammı açmıştır" dedi. Istanbu] ANAP Milletvekili Adnan Kahveci de TÜSİAD'ın haklı oldugu görü- şünü savundu. Hükümet sözcüsü Akın Gö- nen, 'iki kutuplu" dünyada si- yasetin daha kolay olduğunu, ekonomi, isçi-işveren ilişkileri- nin belirli standartlan bulundu- ğunu, bu çercevede bir istikra- ra ulasıldığını belirterek, Cum- huriyet'e şu değerlendirmeyi yaptı: "Günümüzde bu iki kutup- lu dünya toptan değişti. Bugü- nun dünyasuıuı ana kuralı, tek- leşen büyük bir dünya pazan ve alabildiğine rekabet. Dünkü ya- pılanmada, standartlar, şartlar, kredi mekanizmaJan, muafiyet- ler, istisnalar, teşvkiler, stan- dartlar belli, her sey belirli bir baz üzerine oturmuştu. Bugün, bu belli olan herşey değişti. Ye- ni dünya düzeninde ana kural rekabet olduğu için, rekabetin ilk şartı da smırsız bir şeffaflık, alabildiğince apk bir rejim. Ar- tık her şey kamuoyu önünde açıkça tartışüacak. Dünkü ko- rumaların bulunmadığı bir dö- neme girüiyor. Bu değişiklik ve açıklığm, her şeyin kamuoyu önünde cereyan etmesinin^iün- kü sistemde birtakım avantaj- lan olan kesimleri menfi yön- de etkilemesi kaçınılmaz. Ben TÜSİAD acısından söylemiyo- rum, bütün kesimler böyle. Di- ğer kesimlerde de bu endişeyi görüyorsunuz. Değişimin ne getirip, ne götüreceğini bileme- dikleri için endişe duyuluyorî' Uzaktan kumanda İki kutuplu dünyada, baskı gmplannın "geri planda" ol- malanna karşın, siyaseti dolayh yoldan etkiîediklerine işaret eden Gönen, "Bugün artık ikinci planda kalarak dolayh yollardan siyasi karar mekaniz- malannı etküemek, düne göre daha zor olacak veya metodu değişecek. Yani baskı gruplan artık, baskı grubundan ziyade, sîyasetle daha yakından ügiltn- meye, daha içli dışlı olmaya mecbur kalacaklar. Uzaktan kumandayla değil, içinde bulu- narak mücadele etme dönemi- ne yaklaşıyonız gibi geliyor bana" dedl Gönen şöyle devam etti: "Böyle bir ortamda beUrli kesünlerin, avantaj kaybetme endişesi doğaldır, hırçınlaşma- sı doğaldır, eleştirmesi doğaldır. Artık statik bir düzenden, yeni dengelerin oluşturulacağı aktif bir döneme, taşlann oturmadı- ğı bü" döneme günldi. Bu dö- nemde herkes, kendi geleceği- nin sağlam temellere oturması kavgasuıı veriyor. Sarsmü de- vam ediyor, her şey belirsiz, her sey her an değişebilir. Böyle bir dünyada herkesin birtakım eleştirilerde bulunması doğal, belki doğru da." Kahveci1 nin görüşü Hükümetle TÜStAD arasın- da tırmanan gerginliği değer- Iendiren ANAP milletvekili Adnan Kahveci de "TÜSİAD, Türkiye'de sanayiin büyük bo- lümünü kontrol ediyor, tabii ki menfaatlerini koruyacak" dedi. Aynı gerginliklerin ANAP hü- kümetleri döneminde de yaşan- dığına dikkati çeken Kahveci "cukkacüığa" esas yönelenin devlet olduğunu savunarak, "Onlar kazandıklan trilyonlar- la yeni yatınmlar yapmak ister- ler, siz devlet olarak el koyır' ya kalkışınca aranız açüır" ye konuştu. Maliye eski bakanı Kahveci, Devlet Bakanı Çiller için de "Alis harikalar diyannda dolaş- tıkça meseleye çözüm bu- lamaz" değerlendirmesi yaptı. Kahveci'nin hükümet- TÜSİAD tartışmasına ilişkin görüşleri özetle şöyle: "Bence bu tartışmada TÜSİAD hakb- dır. Türkiye'de sanayiin büyük bölümünü kontrol eden bir ke- siradir çünkü ve tabii ki men- faatlerini kollayacaktır. Neden? Çünkü, kazandıklan trilyonlar- la daha fazla yatırun yapmak# isterler, ama bu paralan daha-' büyük oranda devlete kaptu- dıklan anda, devleti yönetenle- re sıcak bakmazlar. Aynı olay- lar ANAP döneminde de ya- şandı. Çok iyi hatırlıyorum, TÜSLAD'la o sırada cereyan eden tartışmalar sırasında Sa- yın Demirel hükümeti hararet- le destekliyordu. Taruşmanın esas unsuru nedir? TÜStAD diyor ki benim verdiğim para- lan iyi değerlendiremiyorsun devlet olarak. KlTlere vs. çar- çur ediyorsun. Bunu beğenmi- yorum. Haklıdır bu görüşün- de." Çağdışı Insanlar! I Baştarafi 2. Sayfada loj "Insanlann cinscllikten ne an- görüşmclerin tamamlandığı öğ- dc ölmüştü, Marks'da Lenın dc Chc ğinccçalıyordu. Vc Mustafa Kcmdl"ın gruplar ortak bir hedcf çcrçcvcsındc Ali Kcmal vb. dc solcuydular clbellc. hyorvc cınscllıge nasıl bakıyor renildi. Alınan bilgiycgöre "ay- Gucvcra da Mao da. Tulunacaklan nc kadar kölü bir dıktatör olduğunu. kcncllcnmış oluyorlardı. Böylccc yal- (Arlık halkın cğilimlcrini kim sap- Oİmülari Onemll. 0U lllmt Vasak- n c n " hpnimcf*n(in IÜC1>JL- P1T\_ U^u;^ An \ L.ilr»..»^.^*. A >-..lııı-.n/J..n Lî /"^ıımkıınıı^f ',« «« Vn,t.,w L*nlV A;\, m i n . _. .l.x A~ I _x ..*•. I I, ™.«. «. laHıucü v^ nucıl canlsıHıven \ lojiyc"' vc bunun arkasındaki Mustafa Alatürk Kcmarcvccumhuriyctcclindcngckii- Vc sonunda loplumsal vc küllürcl olarak birbirindcn fcrsah fcrsiih uzak Sail "solcu" oluyordu. Halkın eğilim- lcrini görcn Vahdcltin, Damat Fcrit, olnıalan önemli. Bu filmi yasak layanlar. kcndilcnnin de insan olduklannı nasıl unulabilirler? Bazı jcylcn yasaklayabilirsini/ ama özgürdüşüncclcri, insanı in- san yapan cınscllik duygusunu köreltcmcz vc lutkulannın önünc gcçcmczsiniz..." ncn" bcnimscncn laslak. Eko- nomik ve Sosyal Konscyin; hükümct, Türk-Iş, Türkiyc Zi- hiçbirdal kalmamıştı. Aralarından ki- Cumhuriyct'in nc kadar halk düşmanı nızlığına da bırçö/üm bulacağını sanı- mileri kendilcrini dinc vumıuşlardı bir rcjım olduğunu sürckli vurgulaya- yordu. Tüm yaşamı boyunca bir kcz rak hcm kcndini rahatJalıyor vc hcmama, onlara da çok kı/ıyordu. Âydın raat Odalan Birliği, Türkiyc bir kafanın, böylcsi bir afyonla uyuş- Esnaf vc Sanatkarlar Konfcdc- turulmasma karşı çıkıyordu. ROMANVE YAZARLIK ONURU Samim Kocagöz 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tslanbul Ödemelj göndcrflmez. rasyonü, Türkiyc Odalar vc Borsalar Birliği, Türkiyc İşvc- rcn Scndikaları Konfcdcrasyo- nu vc Türkiyc Sanayicı vc Işa- damlan Dcrncği tcmsilcilcrin- dcn oluşmasını öngörüyor. Taslak ayrıca her kcsimin kon- scydc sckizcr üyc.ilc tcmsil cdil- mcsini içcriyor. Hükümci tcm- sildlcri arasında, DPT vc Hazinc bircr daimi üyc bulun- duracaklar, diğer üyclcrin, gün- dcmdcki konuyla ilgili kuruluş- tan gclmchi sağlanacak. Yeni arayışlar içındcydi. Dünyada- ki hı/lıdcğişimi umullai/.liyordu."Glo- ballcşmc", "kürcscllcşmc". "mcga". "vizyon" vb. gıbi yeni kavramlan hc- yccanla karşılamaklaydı. Eskidcn karşı çıktığı, halta kıyasıva mücadele ctlıği kışilcr hakkında farklı düşüncc- lcr gclişlirmcklcydi. Bu insanlara vc bunlann dcğcrlcrinc karşı haksız dav- ranmış olduğunu, duygusa) davran- mış olduğunu düşünüyor vc biraz ulanıyordu. Vc bclki dc bu ulancın kc- farctını ödcmck için kcndisinc yanlış dcğcrlcr "cmpozc cdcn"' "rcsmi idco- de eskidcn düşman olduğu insanlara vc çcvrclcrc yaranmaya çalışıyordu. Arayışıçındcolan başka insanlarda vardı. özclliklc gcnç insanlar yıllar sü- ren bir "depoliti/asyonun" clkisiylc. büyük birarayışvedcğcrboşluğuiçin- dcydilcr. Bunlan birölçüdcclkılcmck- lcydi. Kcndilcrinc "marjinal"' adını uygun görcn kimi gcnçlcr vc kımı gruplar. bu saçma sapan yaklaşınılan, insafsız karalamalan ilgiylc izliyorlar- dı. Böyfccctüm biryaşam boyunca sü- rcn mücadclcdckı başansızlığın nc- dcni vc suçlusu bulunmuş oluyordu: Rcsmi ideoloji vc bunun arkasındaki Kcmali/m. sccdcyc alnı dcğnıcmiş olmasına kar- şın İslam radikalizminin crdcmlcrin- dcn sözcdıyordu. Biryandan çarşafla dolaşanlara kızarkcn öte yandan "dın"i birsivil toplum kurıımu olarak yüccltiyordu. Halla Cczayir'dcki or- du, şcriat dcvlctı kurulmasını cngcllc- diği zaman bunu. "demokrasiye yapı- lan bir müdahalc" olarak görüyordu. Böylccc şcrial düzcninı dc dcmokrası olarak dcğcrlcndırivordu. Aslında garip bir popülı/m içınc düşmüşlü Yanlış da olsa. çağdışı da olsa; halkıan gclcn hcr şey "asıl solcu- luk" ıdı. Vc böylcsi saçma bir yak- laşımın sonunda Kuvayı Milliyccılcr "sağcı"; Çcrkcz Elhcm, ya da Şcyh tadıysa ve nasıl saptadıysa...) Lo/an kölü vc haksız bir andlaşma idi. Zira imzalayanJar halka karşı in- sanlardı. Halta İnönü, "Halk bizc düşmandır" bile dcmışu. Buna karşıhk Scvr iyi birandlaşmaydı. Hcm "halkların cğilimlcrinc" uygundu vc hcm dc dcmokralik (!) bir iklidar ta- rafından im/alanmışlı. Arap alfabcsı ycrine Lalın csasına dayanan Türk al- fabcsinin kabulü: hafta sonu latilinin, dcğişik ölçü bınmlcrinin kabulü. dc- ğiştırilcn yasal yapı vs. hcp kölü şcy- lcrdi. Çünkü "alttan gclcn talcplcrlc dcğil. üsiicn gclcn baskılarhı" yapıl- mışlardı. Eski dü/cn hcp alttan gclcn baskılarla oluşmuşlu (!). Ulusal sııvaş da bir yullurmaca idı. Sözdc cmpcr>ali/mc karşı yapılmışlı. Onlar kim, emperyalizmle savaşmak kim? Hcm cmpcryalizm nc dcmck? Dünyada hangi ülkc lam anlamıyla bağımsız olabilmiş ki? Ne kadar sü-' "ı sözdc bağımsızlıklan? O savaş, do^, • dan halka karşı yapılmışlı. Cephelerde ölcnlcrdcn çoğu İsliklal Mahkemeleri kanalıyla asıldı. - Hclc cumhuriyet bayramlan, balo- lan, halkevlcri... Bunlaradaçok kızı- yordu. Bir avuç insan kendini eğlendi- riyordu. Köylülcr caddclcrc çıkamı- yorlardı. Sonra da "Köylü cfendimiz- dir" diyc yalan söylüyorlardı. Ama bunlann hepsindcn çok, hâlâ ay- nı düşünccyi savunan çağdışı insanla- ra kızıyordu Kendisi düşünceevrimi- ni tamamlamışkcn, bunu başarama- yanlara hem kızıyor vc hem de bunlar ıçın üzülüyordu. "Ama" diyordu. "nc yapalım? Her koyun kendi bacağın- dan asılır" vc ckliyordu, "Gemisini kurtaran kaptandır".
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear