22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22OCAK1993CUMA 14 HABERLERIN DEVAMI Çığdan kurtulmakmüıııküıı ıııü? Metoroloji Mühendisi Yrd. Doç. Kadıoğlu, çığın kader olmadığını, önlenebileceğini savunuyor Kuzey irak harekatı BERATGÜNÇ1KAN Hemen her yıl kış aylannda Türkiye'de bir çığ faciası yaşaruyor. Bayburt'un Üzengili köyünün üzerine inen çığ. bu faciaya son örnek. Üzengili köyündekiler karlar altında kalan yakınlan için ağıtlar yakarken. "Çığ kader midir?" sorusu ge- liyor ister istemez akıllara. Bir başka deyişle 56 kişi kaderlerine karşı çıkamadıklan için mi öl- dü? Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da geçen yıl çığ altında kalan 217 kişinin ölümü yine kaderin "oyunu" muydu? Bu sorulara ÎTÜ Uçak ve Uzay Bilimlerj Fa- külteşi Meteorolojı Mühendisliği Bölümü Öğre- lim Üyesi, Yrd.Doç.Dr. Mikdat Kadıoğlu "ha- yır" yanıtını veriyor. Doç. Kadıoğlu. bu yanıünı geçen yıl yetkililere, akademisyenlere ve toplu- ma duyurmaya çahşıyor. Bunun için de "Gü- neydoğu Anadolu Kar Çığlannın Meteorolojik Analiz ve Tahmini" başlıklı projesiyle TÜBİ- TAK'ın araştırma projesi çağnsına uyuyor. Projesini, mali portresiyle birlikte TÜBİTAK'a gönderiyor. Mali portresi de öyle korkunç, al- tmdan İcalkılamayacak miktarda değil, sadece 30 milyon lira. Akademisyen arkadaşlan bile bu rakamı duyduklannda Doç. Kadıoğlu'nu alaya ahyor,"Böyle rakam olur mu, seni ciddiye bile almazlar" diyor. Dinlemiyor. Doç. Kadıoğlu. TÜBlTAK'ın yanşmasına Kadıoğlu'yla bir- likte katılan 599 projeden , 190'u onaylaruyor. Bu projelere verilen maddi destek, toplam 10 milyar 300 milyon lira. Temmuz 92'de TUBI- TAK'tan bir mektup alıyor Kadıoğlu. "Çoğun- luğu değerli ve anlamlı içerikler taşıyan bu öneri- lerin öncelik değerlendirmesi kolay olmamışur" diye başlıyor bu mektup. Şöyle de sürüyor: "Öte yandan, 1992 proje önerilerinin destek- lenmesi için aynlan ödeneğin çok sınırlı olması nedeniyle, çok az sayıda proje önerisi destekle- nebilmiş, aralannda sizin önerdiğiniz projenin de bulunduğu çok sayıda değerli projeye destek verilmesine olanak bulunamamıştır." TÜBİTAK'ı suçlamak istcmese de 30 milyon liranrn nasıl bulunamadığını aniayamıyor Doç. Kadıoğlu. Bayburt, Üzengili çığ facıasından sonra da "Belki önleyemezdik ama en azından önlenmesi yolunda çalışmalara başianırdı, ko- nuyla ilgilenecek öğrenciler yelişirdi" diyor. Ankara'da, Afel İşleri Gcnel Müdürlüğü'nde ohışlurulan çığ komisyonunun loplantılanna çağnlmamaktan da yakınıyor Doç.Kadıoğlu. Çığla, hava sıcaklığı arasındaki yakın bağlantıyı anımsatıp Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığını savunuyor. Kadıoğlu'nun projesi ABD'de Missouri Üniversitesi'nde yüksek li- sans ve doktorasına yaptıktan sonra geçen yıl Türkiye'ye dönen ve JTU'de Uçak ve Uzay Bi- limleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bö- lümü'nde göreve başlayan Doç. Kadıoğlu'nun projesi ABD, Fransa, Kanada ve Japonya'daki çalışmalan temel alıyor. İsviçre'de Alp Dağlan'- nda her yıl yüzlerce çığ olmasına karşın ölümsüz sonuçlanmasına dikkat çckiyor. Hava koşullan- nın, sıcaklık derecesinin kar örtüsünün tehlikeli hale gelip gelmeyeceği konusunda bir kriter oluşturduğunu anımsatan. buna bağlı olarak çığ tahmin raporlan hazırlanabileceğini söyleyen Doç. Kadıoğlu, şu önerilerde bulunuyor: "Çığ oluşumunun kesin olduğu yerlerdc, teh- like henüz büyümemişkcn kar labakasını yapay olarak tahrik edip yamaçlarda kar birikmesine ve dolayısıyla çığ potansiyelinin okışumuna en- gel olunmalıdır. Çığ ve sel bölgelerinde insanlı insansız meteorolojik gözlem istasyonlan yo- ğunlaştınlmalı ve bu istasyonlardan elde edile- cek verilen tek elde toplanarak uzman meteoro- log, hidro-meteorolog ve bu konu ile ilgili diğer uzmanlar larafından oluşturulacak bir grup la- rafından sürekli olarak analiz edilmelidir. Bir- çok ülkede uzun yıllardan beri başanyla yapıldı- ğı gjbi, Meteoroloji İşlen Genel Müdürlüğü'nde kurulacak olan Çığ Tahmin Merkczi bir radyo kanalı aracılığıyla halka sürekli bilgi vcrmelidir. Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile üni- versileler arasmda kurulacak çok yakın bir işbir- liğiyje çığı oluşturan meteorolojik-hidrolojik- topoğrafik şaıtlann her bölge için ayn ayn tesbit edilmesi gerekir." Doç.Dr. Mikdal Kadıoğlu'nun bir de "Çığ El Kitabı" var. Çığlann nedenlerini, kurtulma ve korunma yöntemlerini anlatüğı Çığ El Kitabı'nı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kentlerin valilerine vc Genel Kurmay Başkanlığı'na da ulaştınyor. 1968-1992 ;Çığ22yılda i650canaldı •[ ERZURUM(AA) ! Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Baş- kanı Prof. Dr. Hayati Doğa- nay, Türkiye'deki arazinin yüzdc 70'inin eğımli yüzeyler- den oluştuğunu belirterek, "Ülkemizde 5 bindcn fazla yerleşim birimi çığ tehditi al- tında" dedi. Doğu Anadolu Bolgesi'nde Erzincan, Erzurum, Tunceli, Bitlis, Muş. Van. Hakkari ve Kars; Güneydoğu'da Şırnak ve Batman; Karadeniz Bol- gesi'nde ise Kastamonu, Zon- guldak, Sinop, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize ile Art- vin illerindeki yerleşim birim- lerinin çığ tehdiünde oldukla- nnı kaydeden Prof. Dr. Doğanay, "Özellikledağlık ve yüksek kısımlardaki yerleşim birimleri her zamanriskaltın- ; dadır. Ülkemizde birkaç yıl- ; dan bu yana çığ can ve mal *• kaybına neden oluyor. • 1968-92 yıllan arasında bu olaylar sonucu 650 vatandaşı- . jayatını kaybetti" diye onuştu. Prof. Dr. Doğanay şöyle devam etti: "Ülkemizde kırsal yerleş- meler bir plana bağlanmalı- dır. Her isteyen istedığı yerde ev yapmamalıdır. Nüfusumuz arttıkça yerleşim yerleri dene- limsiz bir şekilde ülke yüzeyi- ne yayıldılar. Bir yandan ve- rimli tanm arazileri gcreksiz ' yere işgal ediliyor diğer yan- ~ dan da (kaya çığn, (kar çığı) tehlikesine daha fazla yerle- şim birimi maruz kalabilmek- tedir. ÇığzedekrköyiiterkediyorKENANBİLİZ BAYBURT - Üzengili Köyü'nde çığ altında kalan Ha- tice Çakır (22) ile oğlu Serkan Çakır (5) hala bulunamadı. Kurtarma ekipleri çalışmalan sürdürüyorlar. 56 kişinin yaşa- mını yitirdiği 22 kişinin deyara- landığı çığda 96 köy cvinden 60'ı yıkıldı diğerleri de hasar gördü. Köydc "Evsiz kalanla- nn nereyc yerleştirileceği" soru- nu gündeme geldi. Üzengili'de her an yeni bir çığ olabilir endi- şesi yaşanıyor. Köylüler artık Üzengili'de oturmak istemiyor- lar ancak nereye gıdcbilccckle- rini de bilmiyorlar. Dün saat 10.00'da Üzengili'- ye gelen Bayındırlık vc Iskan Bakanı Onur Kumbaraabaşı, köy meydanında yaptığı ko- nuşmada "Ölenleri geri getire- meyiz ama kalanlann yaralan- nı devlet saracakür" dedi. Kumbaraabaşı, Üzengili köy- lülerinin istedikleri yerde iskan edebilmeleri için bakanlık ola- rak gerekli çalışmalan en kısa zamanda tamamlayacaklannı •>e başka konutlara taşınaflftf' kira yardımı yapılaca^ını söyle- di. Köylülerse artık Üzengili'de yaşamak istemediklerini Bay- burt'ta kendileri için bir mahal- le oluşturulmasını islediler. Bayındırlık ve İskan Bakanı Kumbaraabaşı daha sonra Bayburt'ta hastanede yarala- nanlan ziyaret ederek başsağlı- ğı dıleğinde bulundu. Yarala- nan 14 kişi tedavisi tamamlana- rak laburcu cdilmeye başlandı. Durumu ağır olan 8 kişi Er- zurm Araştırma ve Numune Hastanesi'nde tedavi görmeye dcvam edivor. Ulusiararası haber ajanslan, Üzengili'de yaşanan çığ faciastnj gündemleriniıı ilk sıraJanndan ve fotoğraflı olarak »erdiler. (Fotoğraf: REUTER) Soğanh Dağlan'nın zirveye yakın 2 bin 300 metre rakımlı bölümünde yer alan köyde en- kazın tümüyle kaldınlmasının ancak nisan-mayıs aylannda mümkön olabileceği belirtili- yor. Çığ altında kalan Halice Çakır (22) ile oğlu Serkan Ça- kır'ın (5) arama çalışmalan sü- rüyor. Gündüz çalışmalara kaülan köyün kadınlan gcccyi komşu köy olan Armutlu'da geçiriyorlar. Erkckler daha az hasar görcn evlerde 30-40 kişi birarada sabahlıyor. Köylüler her an yeni bir çığ olabilir cndi- şesini yaşıyorlar. Bölgede kışm daha 3 ay ctkili olacağını bclir- ten köylüler, bu süreyi nerede geçireceklerini bilmiyorlar, yet- kililerin kendilerine yer göster- mcsini istiyorlar. Köy mulılan Tevfik Kalkan, "Şimdi olay gündemde herkesin gözü bura- da. Ama birkaç gün sonra unu- tulacak. Peki buradaki insanlar kışı nerede geçirecekler" diyor. Bannma sorununa en kısa za- manda çözüm geürilmesini isli- yor. Fclakelin ardından köydeki- lcrc karne usulüyle peynir ek- mck vc zçyündcn dağıtıldı. Köydekiler İlk kez 98 saat son- ra Bayındıriık ve İskan Ba- kanı'nın gelişiyle sıcak yemek yiyebildiler. Köyde mcydana gelen maddi hasann yaklaşık 6 milyar lira olduğu belirtiliyor. Köy iikokulunda 26 yıldır görev yapan öğrctmen Burhan Çakır, okulun 40 öğrencisinden 14'ünün çığda yaşamını yilirdi- ğini söylüyor. Çakır, "Öğret- menliğe bu köyde başladım. Felaket sırasında Bayburt'tay- dım. Yolun büyük bölümünü kar ve jipi altmda yürüyerek köye ulaştığım zaman gördü- ğüm manzaranın etkisini ömür boyu üzerimden silmcm müm- kün değil. 14öğrenciminkarne- lerini yinedolduracağım. Onlar benim gönlümde ebediyen ya- şayacak" diyor. Büyük bölümü çığın altında kalmasına rağmen eski Muhtar Hamdi Aktürk'ün evinin olay- dan etkilenmemesi, felaketin öğrenilmesinde en büyük etken oldu. Köyde yer alan tek telefo- nun evinde bulunduğu Harndi Aktürk, hemen telefonla ilgili yerlere haber verdi. Aktürk'ün evinin bir odası köye ilk ulaşan sağlık ekipleri tarafimdan sağ- lık merkezi haline geürildi. Te- lefonunun yer aldığı oda gaze- tecilerin haberleşme merkezi oldu. Vali Erol Uğurlu'nun oluşturduğu felaketin koordi- nasyon merkezi ise bir başka odaya kuruldu. Çığ altında çı- kanlan cesetler de aynı evde bir odaya konuldu. Çenazelenn yı- kanma işlcmı de aynı evin alt bölümünde yapıldı. Cenaze na- maa evin önünde kılındı. Ce- nazelerin bir kısmı aileleri tara- fından alınıp aıle mezarlıklan- na defnedilirken, bir kısmı da evin hemen yakınında açılan rnerlıkta loprağa vcrildi. 70 yıl önce yaşanan gığ fela- kelinde 40 haneli Üzengili Köyü'nde 30 kişi yaşamını yi- tirmişti. Çığ kurbanı plmayan ailenin bulunmadığı Üzengjli'- nin yeri o zaman değiştirilme- mişti. Bu ikind çığın ardından köyün yerinin değiştirilmesi ko- nusu da gündeme geldi. İstanbul'da satışı yasaklanan petrokokun ithalatçılan ile linyit çıkaran şirketler kapıştı Kömür pazaruıda ^kirlilik9 kavgası REMZİGÖKDAĞ İstanbul Valiliği'nin önceki gün aldığı kararla pctrokok sa- tışını yasaklaması 100 milyon dolarlık (yaklaşık 900 milyar li- ralık) petrokok pazannın kanş- masına neden oldu. Yetkililer petrokokun kanse- rojen madde içerdiğinı söyler- ken, ithalatçı firma, petroko- ' kun konsorejen olduğu yolun- da bugüne dek bilimse! bir . çalışma yapılmadığını savun- , dular. ; Türkiye'nin en büyük petro- kok ithalatçısı Taner Yılmaz, ' "Petrokokun kanserojenliği bugüne dek bilimsel olarak ka- nıtlanamadı. Petrokokun diğer kömürlerden daha fazla kanse- rojen olduğunu ispallayan olursa ithalaü keserim, ispatla- yana 500 milyon lira veririm" dedi. Genç Maden Üreücileri Derneği ise petrokokun kanse- rojen olduğunu savunuyor. Çevre Bakanlığı'nın 31.12. 1992 tarihli genelgesiyle kükürt oranı yüzde 1 'in üstündeki pet- rokoklann ithalinin yasaklan- ması Türkiye'de petrokok itha- latı yapan firmalarda panik yarattı. İTÜ Maden Fakültesi öğre- tim üyelerinden Prof. Dr. Or- han Kural, petrokok içinde bulunan ziftin kanserojen mad- de taşıdığını, ancak bunun bu- güne dek herhangi bir bilimsel çabşmayla bunun sapıanmadı- ğını belirtü. Kural, 1991 yılında Devlet Planlama Teşkilatı'na verdiği raporda da petrokokla ilgili şu bilgileri veriyor: "Petrokokun diğerlerine oranla iki önemli avantajı var. Bunlardan biri ısı değerinin bü- tün katı yakıtlar arasmda en yüksek olması, diğeri ise kül oranmın düşük olmasıdır. İyi yıkanmış bir taşkömürünün bi- le kül yüzdesi daha fazladır. Kömürde olduğu gibi oksidas- insan sağlığı tehdit altında Önlemlerhava kirliliğini önleyemiyorHaber Merkezi - Gelişen teknoloji, artan sanayileşme, çevre koruma alanındaki bilinçsizik veçarpık kentieşmcgibi etkenlerden ötürü kirlenen havayı temizlemek amacıyla alınan önlemler sürüyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya başta olmak üzere büyükşehirlerde yoğunlaşan hava kirliliği halk sağlığını korkunç derecede tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. Bu arada yerel yönetimlerin aldığı önlemler sürerken, çeşitli kurum ve kuruluşlann tepkileri de artıyor. İstanbul'da son yıllann en yüksek değerine ulaşan kirlilik rakamlan dün düşmeye başladı. Ortalama kükürtdioksit değeri metreküpte pazartesi günü 576, salı günü 1250 mikrogram olurken, dün bu rakam 257 mikrogram olarak gercekleşti. Salı günü 12 semttesınırdeğerleraşılırken, Sanyer, Beykoz, Üsküdar ve Ümraniye'de birinci, Zeyünburnu ve Eminönü'nde ikinci, Bağalar'da üçüncü, Fatih, Şişli ve Gaziosmanpaşa'da dördüncü uyan kademelerine geçildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ilezabıta ekiplerinin ortaklaşa yaptığı deneümler dün dc devam etti. Deneümler sırasında Karaca Tektil Fabrikasf nın ikazlara uyarak, kapasitesini yanya indirdiği belinlendi. Yapılan konlrollerde Aksaray, Millet Caddesi 155 numaralı apartmanın kazan anzası olduğu, ehliyetsiz kişilcr tarafından uygulandığı veçevreyeaşındumanyaydığı teşpit edilerek 1608. maddeye göre işlem yapıldı. Altı ekiple İslanbul'un çeşitli bölgelerini denctleycn Çevre Koruma ve Kontrol ekipleri son denctimlerdc 98 ycri konrtrol ederek cezai işlem uyguladı. Bu arada İnsan Haklan Derneği İstanbul Şube Sekreteri avukat Eren Keskin, dün yaptığı açıklamada halkın yaşama hakkını tehdit edici boyutlara ulaşan hava kirliliği konusunda acil önlemlerin alınmasını isledi. Özel Coşku îlkokulu yöneticı ve öğretmenleri de dün yaptıklan yazılı açıklamada yetkilileri halkı her gün bilgilendinneye çağırdı. Açıklamada aynca kente düşük kaliteli yakıt girişinin durdurulması, dağıtımı yapılan bölgelerde doğalgaz kullanımına derhal başlanma zorunluluğunun gctirilmesi, dağıtım yapılmamış bölgelerde doğalgaz dağıtımının hızla tamamlanması veçocuklann her nefeste biraz daha zehirlenmelerinin önlenmesi istendi. Bu arada Sağlık Bakanlığı'ndan alınan bilgiyc göre, Ankara'da son üç günde birçok semlte smır dcğerler aşıldı. Çankaya vc Demetevlersemtlerinde birinci uyan kademesine geçildi. Ancak sah günü metreküpte 486 mikrograma yükselen kükürtdioksit oranı, dün 352 mikrograma düşerken, duman oranı da 463 mikrogramdan 363 mikrograma indi. Öte yandan Antalya Bölge Hıfzısıhha Enstilüsü Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre. kent merkezi veçevresinde, 4 ayn istasyonda yapılan ölçümlerdc hava kırliliğinin lehlikeli boyutlara ulaştığı saptandı. Hava Kalitcsini Ölçüm Yönetmeliği'ne göre, bir metreküp haada maksimum kükürtdioksit miktannın 700 mikrogram, partiküler kirliliğın (duman yoğunluğu) ise 400mikrogram oranında olabileceğini anımsatan yetkililer, Anlalya'nın bazı bölgelerinde, bu sınınn aşıldığını bildirdiler. Hava kirliliğinde 'sınırı aşan" yerler arasında Ege Bölgesi'ne bulunuyor. Trafik kaynaklı karbon monoksit kirliliği bakımından Türkiye'de İstanbul'dan sonra en kirli il olarak niteiendirilen Jzmir'de yılda yaklaşık 50 bin ton karbon monaksit havaya salınıyor. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'ndenalınan verileregörc. kcntte 1992aralık ayı ölçüm sonuçlannın ortalaması kükürt dioksit düzeyinin 207 mg/m3'ü, havadaki duman oranının ise 900 mg/m3'ü aşlığı saptandı. İzmir'deki hava kirliliğinin yönelmelikle 1. kadcme uyan önlemlerinin alınmasını gercktirccek dereccyi aşması üzerine biraçıklama yapan İzmır Valisi K utlu Aktaş, Buca, Karşıyaka ve Çiğli semtlerinde 1. kademc uyan önlemlerinin alınacağını bildirdi. Aklaş. kurailara uymayanlara 7.7 milyon para cezası verileceğini söyledi. Bu arada Manisa, Denizli, Balıkesir, Muğla, Aydın vc Uşak'ta da giderek yoğunlaşan hava kirliliğini önlcmck için çeşitli önlemler ahnıyor. Meteoroloji yclkililcrindcn alınan bilgiyc göre ise kirliliğin azalması için havanın ısınarak, havadaki enverzion tabakasınm kalkması gerckiyor. rokokun kalp, damar, karaci- ğer, böbrek hastalıklannı artü- ncı özellik taşıdığını vurgulu- yor. Petrokokçular ne diyor? yon ve kendi kendine tutuşma tchlikesi yoktur. Kükürdü yük- sek olması bir dezavantajdır." 1991 yılında Alman petro- kok şirketi MGLCnin pelro- kokla ilgili Prof. Dr. Orhan Kural'a gönderdiği yazıda ise pelrokokun kanserojen etki ta- şımadığı befirtiliyor. Dr. Karl Frank, Orhan Ku- ral'a gönderdiği cevapla petro- kokun sağlık ve çevre kirlenme- si bakımından evlerdc ısınma için emniyetle kullanılabileceği- ni, kanser yapan herhangi bir madde içeremediğini açıklıyor. Petrokok kanserojen mi? Beyoğlu Belediyesi Başkan Yardımcısı Nusrct Avcı ise pet- rokokun benzin ürclimi sırasın- da açığa çıkan atık maddcdcn yapıldığına dikkat çekiyor. Pel- rokokun yüzde 5 ile yüzde 9 oranında kükürt taşıdığını ana- liz sonuçlanndan tespil etıiklc- rini belirten Avcı, lıteratür araş- lırmalannda pelrokokla kanse- rojen maddeler bulunduğunun saptandığını söylüyor. Ilçcde pelrokok yasaklama karannın dayanağı olan bu açıklamaya göre petrokok güneş ışınlan ile rcaksiyona gircrek daha da leh- likeli hale dönüşüyor ve yaşamı tehdiı ediyor. İstanbuKa yılda 6 milyon to- nun üzcrinde linyit pazarlayan Gcnç Madcncilcr Dcmcği GE- MAD da petrokokun yüksek kükürt içerdiğinı vc kanserojen olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Adnan Aydın pct- Yıllık petrokok ithalatı yak- laşık 800 bin ton olan Türkok Şirketi'nin Genel Müdürü Ta- ner Yılmaz, pelrokok konu- sunda söylenenlcrin gerçeği yansıtmadığmı, petrokokun kanserojen etki taşıdığı yolun- da bugüne dek bilimsel bir veri- nin bulunmadığını söylüyor. Petrokokun yerli kömürdcn daha fazla kanserojen etki taşı- dığının ispatlanması halinde ithalalı kesip ispatlayana 500 milyon lira bağışta bulunacağı- nı belirten Taner Yılmaz, petro- kokun. sigaradan daha fazla risk laşımadığını rddia ediyor. Yılmaz, Amerika Birleşik Dev- letleri Ticarel Ateşeliği'nin de petrokokun kanserojen olma- dığı yolundaki belgelerinin bu- lunduğunu belirtiyor. İslanbul'un yıllık kömür lü- keümininin 6 milyon ton, pet- rokok tüketiminin 50 bin ton olduğunu ifade eden Yılmaz şunlan anlatıyor: "Ben pctrokok kullanmaya mecbur dcğilim. En iyisi hangi- siysc onu kullanırım. Türkiye'- nin ABD'den petrokok ithalatı yıllık yaklaşık 800 bin londur. llalya ve Japonya 2'şer milyon ton, İspanya ve Hollanda l'er milyon lon ithal ediyor. Bütün Avrupa ülkeleri bunu ilhaJ edi- yor. Benim isyanım Türkiye'de çiflc standan uygulanması. Kömürc ses çıkartmayacaksı- nız, petrokoku kullanan çimcn- to fabrikalanna ses çıkarlma- yacaksınız, petrokoku yasakla- yacaksınız. Benim islcdiğim. iddialann bilimsel olarak ispat- lanması vc konuyla ilgili bir slandarl bclırlcnmcsi." Kuzcy Irak'laki son hava harckâünda her türlü *vur' em- rini içinde bir Türk subayının da bulunduğu 'AVVACS' er- ken uyan uçağının komutanı- nın verdiği açıklandı. Türk Genelkurmay yetkilileri 'vur' cmrinin nc Peniagon, ne An- kara, ncde İncirlik'tcki 'Çekiç Güç' ortak komutanlığmca ve- rildiğıııi söylediler. Yetkililer, 'Çekiç Güç'ün 'vur' cmrinin kaynağı ile bu- nun uygulamaya dönüşümü hakkında Cumhuriyct'c şu bil- giyi verdiler: "Türkiye'de 'Çekiç Güç' olarak bilinen 'Provide Com- fort' (Huzur Sağlama) uygula- ması BM karanna bağlı bir ortak anlaşmaya dayanmak- tadır. Bu anlaşmanın uygulan- masmı 'anlayış' anlamına ge- len bir yönetmelik kurala bağlamıştır. Bu protokol, güce birlik veren ülkeler arasındaki lışkileri ve evsahibi ile bu ülke- ler arasındaki işbirlığini de düzcnlcr. Bu anlayış' protokolünde aynca 36. enlemin kuzeyinde, Irak'ın yapacağı ihlaller karşı- sında Çekiç Güçün nasıl karşı koyacağı ve meşru müdafaa amacıyla nasıl vuracağı biçim- lendirilmiştir." Genelkurmay BaşkanlığV- ndan yüksek rütbetli bir su- bay, son olaya ilişkin gelişme- leri şöyle açıkladı: Ateşemrini AWACSverdiÖZGEN ACAR 'Hasmane' Oluşum "Çekiç Güç'e ait uçaklar her gün devriye uçuşu yaparlar ve K. Irak'taki gelişmelen izler ve görüntülcrler. 'AVVAGS' er- ken uyan uçaklan hem Irak Silahlı Kuvvetleri'ndeki 'has- mane' oluşumlan gözler hem de mütlefik uçaklannın uçuş güvenliğini sağlar. Irak hükümeü, nisan 1991 tarihindeki bir anlaşma ile 36. enlemin üzerinde herha-ngi bir hasmane hareketle bulunma- yacağını kabul etmişti. Bu en- lem\jzerindeK. Irak'ın lOadet 'SAM' füze rampası bulun- maktadır. Söz konusu anlaş- ma ile bu füzeler devre dışı bırakılmıştı. Bu anlaşma bir buçuk yıl boyunca sükûnet içinde uygulandı." Yetkili, son olaylann geiiş' mi hakkında şu bilgiyi verdi: "K. Irak'taki hermetrekare- nin fotoğraflan çekildi. Sık aralıklarla bu fotoğraflar yeni- lendi. İki döncm arasındaki gelişmeler değerlendirildi ve yeni askeri yığılmalann olup olmadığı izlendi. Görüldü ki bu füzelerde bir hareketlenme var. 'Çekiç Güç' devriye uçuş- lan daha yoğun bir biçimde sürdürüldü. Füzeler kilitlendi Bir sürc sonra Irak Hava Kuvvetleri uçaklannın 36. en- lem ihlalleri başladı. Kendileri uyanidı. Bu uyanya karşıhk bu kez, Irak'ın bu füzelerini 'Çekiç Güç' uçaklanna kilitle- diği saptandı. Irak'ın bu kilit- lenmeyi yapması, Bağdat'ın her an 'Çekiç Güç' uçaklanna karşı 'hasmane' girişime hazır olduğunu ortaya koydu." 'Vur'emri Yüksek rütbeli subay 'vur' emrinin hangj merkezden ve- rildiğine ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: "Vur emrini ne İncirük'teki 'Çekiç Güç' komutanlığj, ne Ankara'da Türk Genelkurmr yı ve ne de Washington'dak. Pentagon verdi. Bu 'vur' emri, içinde bir Türk subayının da bulunduğu 'AWACS' erken uyan uçağmdan verildi. Aşağı- daki füzeler, 'Çekiç Güç' uçak- lannı kilitlemişti. Nisan 1991 anlaşmasına göre bu, 'hasma- ne' bir tutumdu. 'AWACS' uçağının komu- tanı, kendilerine 'anlayış' pro- tokolü gereğince önceden ve- rilmiş talımata uygun olarak 'vur' emrini verdi ve bunun üzerine Irak savaş ucağı vurul- du. Kilitlenme olgusunu sap- tayan AWACS uçağının komutanı söz konusu 'anlayış' yönetmeliği gcreğı 'vur' karan- nı verdi." Kürtlerkaygılı 'Bombardıman Saddam'ayaradı' ERGÜNAKSOY ZAHO/DUHOK- Saddam Hüseyin'i BM kararlanna uy- maya zorlamak amacıyla mül- lefık güçlerin Irak'a yönelik saldınlan Kürt üst düzey yet- kililerinca kaygıyla izleniyor. Zaho Kayrnakamı Albay Nazar Barzenci'ye göre, müt- lefik güçlerin askeri harekatı Saddam'ı siyasi yönden güç- lcndirdi. 32. paraleldeki çaüş- malann 36. paralele sıçrama- sıyla birlikte 50 bin peşmerge de alarm durumuna geçirildi. Kürtler, Saddam'la olan smır- lanna ağır silahlı birlikler yer- leşürdiler. Zaho kayrnakamı Albay Ni- zar Barzenci, "Saddam'ı devir- mek için ba§ka ycnlemler be- linlenmeli. iki yıl önce Sad- dam'a karşı olan bazı ülkeler şimdi operasyonu doğru bul- mayarak Saddam'a destekler yönde açıklamalarda bulunu- yorlar" diyor. Barzenci, Sad- dam'ın yalnızca Musul sınınna 6 bin asker yığdığını belirterek, şöyle konuşuyon "Saddam'ın Suriye sınınna 4. piyade birliği, Musul'dan Erbil'e ise 5. tank birliğini yer- lcştiriğini saptadık. Saddam bize her an saldıracakmış gibi hareket ediyoruz. Bu nedenle Türkiye-Suriyc sınınmızdan Irak'ın Fayda kentine kadar olan bölgcyc peşmerge yerleş- lirdik. Sınıra yerleşürilcn aske- ri birliklerimizde top, uçaksa- var ve hafıf silahlar mevcut- tur.' Barzenci, Saddam'ın askeri operasyonlarla yola gelmeye- ccğınin anlaşıldığını özelliklc vurguluyor ve bu yöntemin ye- niden denenmesinin sakıncala- nna işarct ediyor. Barzcnci'nin görüşlcri şöye: "Saddam'ı daha önce dikta- lör olarak gören bazı Arap ülkeleri bu son operasyondan sonra Irak'ı destekler yönde tavır almaya başladılar. Mül- tefık güçlerin her saldınsından sonra bu desteğin artacağı ka- nısındayız. Saddam'ın istediği dc budur. ABD'nin bu işi sa- vaşla değil, başka yöntemle çözmesi gerekir. ABD çok iyi biliyor. Saddam Bağdat'ladır. Ancak gidip Necef-Basra kcntlcrini vuruyor. Bu da biz- leri düşünceye scvk ediyor. 1975 yılında Irak İran'la birlik- lc ABD'nin şcmsiyesi altında Kürtlere karşı cephe aldı. Ha- rekât başlatu. Biz tekrar böyle olmasını istemiyoruz. Yeni Halepçeler yaşamak istemiyo- ruz. Kürt yöneticiler olarak halkımızdan başka kimseye güvenmiyoruz." Kaymakam Barzenci , Sad- dam'ın elinde halen kimyasal silahlar bulunduğunu anımsa- üyor. "Eğer Saddam yok ola- cağını hissederse elindeki kitle imha silahlannın tümünü kuj- lanır" diyor Barzenrci ve ekli- yor: "Halkımızı korkutan lek şey de budur. ABD, Fransa ve In- giltere 2 yıldır Saddam'ın bu silahlannı ortadan kaldırama- dı. Halkımız, Saddam'ın aske- ri gücünü iyi biliyor. İsteğimiz, kısa zaman içinde BM'nin Saddam'ın elinde bulunan kimyasal silahlan yok etmesi- dir. Bu kimyasal silahlann yok edilmesi, yalnız Kürtlerin de- ğil, tüm insanlığın yaranna olacaktır." Kuzey Irak'ta olası bir Sad- dam saldınsına karşı vatan- daşlar stok yapıyorlar.Bunun yanısıra bazı Kürt aiIeJer eşya- lannı şimdiden balya haline getirmişler. Ufak bir çaüşma ortamında dahi Türkiye'ye ka- çacaklannı bildiriyorlar. Kuzey lrak'ta Saddam kor- kusu adeta insanlann benliği- ne de yerleşmiş. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in adı anılınca insanlann yüz ifa- desi hemen değişiyor. Kürtler tedirgin. Halepçe katliamı, Türkiye'ye iki kez kapsamlı göç unutulmamış. Kuzey Irak- h Kürtler artık yeni bir katli- am, yeni bir göç, yeni aalar yaşamak istemiyor. Orta yaşlı bir Kürt, kaygılannı şöyle dile getiriyor: "Saddam siyasi manevralar- la güç toplamaya çahşıyor. Kısmen da olsa bunu başardı. Eğer fırsat bulursa, tek bir kür dü bile sağ bırakmaz. Son ge- lişmeler bızleri oldukça kaygı- landınyor. Saldın olacakmış gibi önlemler aldık. Saddam, Kuzey Irak semalannda bir helikopterini uçurtsa, Kürt halkı tarihinde üçüncü bir gö- çü daha yaşar." Savaş korkusu ve ağırlaşan ekonomik koşullar altında gün geçtikçc daha da ezilen Kuzey Iraklı Kürller, bir tarafta ezeli düşman Saddam, diğer tarafta ise kurtarıcı gözüyle bakılan müııcfîk güçlerin arasında dcvlel olmanın koşullannı ya- ratmaya çalışıyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear