17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20EYLÜL1992PAZAR 12 DIZIYAZI 12 Eylül'ün izleri hâlâ süinmedi Şimdi saııık, süngünün ucundaki hııkıık 12EylülYargılamaları SÜNGÜNÜN UCUNDAKİ HUKUK DENİZTEZTEL şahsen çekindim..." Evet, okuyucumuz "yıllar önce gör- düklerinin. duyduklannın" adı veri- lerek yazılmasıri! istemiyordu. 12 yıl geçmesine rağmen hâJâ bazı insaniar korkuyor. Elbetteki o günlerin kor- kutamadığı insanlar da var.Hatta 12 Eylül sonrasında yaşadıklannın ken- disini "kavga adamı" yaptığını söyle- yenler de var. Bu kişilerden biri de 18 aylık • kıayla gözaltında kalan Sevgi Erdoğan. Sevgi Erdoğan eşi lbrahim Erdoğan'la birlikte gözaltına alınıp 77 gün işkencede, iki yıl da cezaevinde 12 Eylül sonrasında çok şey yasan- dı... 650 bin kişi gözaltına alındı... He- men hemen herkesişkencegördü... Bir milyon 700 bin kişi fişlendi... 230 bin kişi yargılandı... 100 bin kişi örgüt üyesi olmakla suçlandı... Ailelercezae- vi kapılannda çocuklannı görebilmek için bekledi... Dövüldüler, gözaltına alındılar... 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkanldı... 20 bin dernek kapatıldı... Gözaltında veya tutuklu 229 kişi öldü... 49 kişi idam edildi... 308 kişinin dosyası "idam" edilmeleri için Mec- lis'e gönderildi... kalanlardan. "12 Eylül bir anı olarak lerin ölmesi olayının da gerçek oldu- kalmamalıdır" diyor ve ekliyor: ğunu belirterek şunlan anlattı: "12 Eylüller bitmedi.Bugün ben "O dönemde tutuklular büyük di- devrimciyim. Eşim, çocuğum, ailem, renç gösteriyorlardı. özellikle cezae- halkım için.Ben halkını seven biriyim. vinden tekrar emniyete götürülmeleri Katliama, işkenceye, insan haklan ih- sırasında dırenıyorlardı. Yine bınsıni lallerine yer vermeyen, adalet, özgür- emniyete götürmek istemişler. Bunun lük ve halklann kardeşçe yaşamasını üzerine içeri sis bombası atılmış. sağlayacak güzellikler için uğraşıyo- Kapalı bir yer, kapılar kilitli.Biz gaz rum.12 Eylül işkencecileri bugün ra- bombalannın atılmasmdan sonra git- hatça ortada dolaşıyor. İşkenceciJer tik.Daha sonra fenalaşan iki kişiyi yargı önüne çıkanlmazken, idareci Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne koltuklannda oturuyorlar. lnsanlan Konseyine bağlı oluklan açık bir ger- çektir. Hiç bir hukuk kurah 'insan- lann kıçına cop sokulur' veya "insanla- ra bok yedirilir" diye yazmaz. Kanun koyucular bir yandan bu insanhk dışı yöntemleri emrederken, diğer yandan bunlann başı 'ben hoca çocuğuyum. hakka ve adalete saygılıyım" diye nu- tuk atarsa bu hukuk olmaz. Veya bu ortamda hukuk vardır denilemez. Her türlü düşünceyi (hukuk normlannın dışına taşarak) zulüm ve işkence ile bastırmak isteyen bu düşüncenin karşısma, şiddete karşı şiddetle çıkılmıştır. Bugün PKK'da böyle doğ- muştur. Demokratik bütün yollar ka- patılmıştır. Üzülerek belirtmek isterim ki, ülkeyi felakete sürükleyecek bu ha- taya devam edilmektedir..." TİPdavasında yargılanan Siyahkan "gizli örgüt üyesi olmak" suçundan cezaya çarptırıldı. Siyahkan Askeri Yargıtay'daki TİP davası görüşmesi- ne "Sanık" olarak katıldı. savunma- sını yaptı.Duruşma sonrasında dışan çıktı, cüppesini giydi ve bir başka dava için aynı salona girdi.İkinci kez girdiği bağlandı. Yasalar 12 Eylül mantığına uygun hale getirildi. Bu yasalar da 12 Eylül mantıguun flrünü olan anayasaya uygundu. "Hukuk devleti" veya "hu- kukun üstünlüğüne" inanmış demok- ratik bir ülke yerine; insan haklan ih- lallerini yasal hale dönüştüren ve ya- saklamalan "yasa" ile düzenleyen 12 Eylül hukuku adım adım ülkeye yer- leştirildi.Herşey"meşru",her şey "Ya- sal" ve her şey 12 Eylül 1980 ürünü anayasaya uygundu. Bilinen ve bütün çağdaş ülkelerde kabul edilen hukuk ilkeleri terk edi- lerek insan haklan ihlallerinin meşru kılındığı sistem bugün ayaktadır. fşte sorun bu. 12 Eylül >argılamalarında sanıklar, avukatlar mahkemelere bir çok dilekçeler verdiler. İnsanlar bu di- lekçelerle "Beraatlerini", "tahliyeleri- ni", "el konulan eşyalannın iadesini" istediler. Savcılar bu istemlerin "redde- dilmesini". "tutukluluk halinin de- vamını" veya sanıklann cezalandml- malannı" istediler. Mahkemeler bu istemleri kabul etti. Bazen beraat, ba- E et insanlar 12 Eylül hukukunda kimi zaman sanık, kimi zaman avukat olarak mahkemelerin karşısına çıktılar. Kimi zaman duruşma ızleyen gazetecıler mahkemelerin karşısında sanık oldular.Kimin ne zaman ne olacağı belü olmayan bir süreç yaşandı. Bu süreç yasal mıydı? Evet, "Yasakh." Ve aradan 12 yıl geçti... Ancak hâlâ 12 Eylül'ün izleri sürüyor. Hâlâ insan- lar 12 eylül'ün korkusunu üzerlenn- den atnninrfılnr Yazi dİZİSİ yayımlamr- ken arayan bir okuyucumuz "Kadir Tandoğan ve Ahmet Saner'in idam gecesinde" kendisinin de bulunduğu- nu tüm yazılanlann aynen yaşandığını anlattı. 1981 yılında İstanbulda Alem- dağ-Samandırayı içine alan 23. Tü- mende askerliğini yapan bu kişi idam edilenlenn çok cesur davrandıklannı, korkusuzca slogan attıklannı anlattı. Görevh olduğu için Paşakapısı Cezae- vi'nde bulunmak zoruda kaldığı o ge- ceyi hiç unuıamadığını. o günden son- ra gerilim fılmi bile seyredemediğini söyledi. Ve "Her şey doğru. Sadece bir eksiğiniz var o gece orada bulunan bir çardağın altında dönemin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı ile diğer komu- tanlar sanki hiçbir şey olmamış gibi çay içiyorlardı" dedi. Aynı kışı askerliği sırasında Alem- dağ Cezaevi'nde koguşlara gaz bom- bası atılması ve daha sonra Hakan Mermeroluk ile Şerif Yazar adlı kişi- Bilinen ve bütün çağdaş ülkelerde kabul edilen hukuk ilkeleri terk edilerek insan haklan ihlal edildi. salonda bu sefer "avukat" sıfatıyla sa-kaldırdılar.'Turp gibiler birşeyi yok katlediyorlar. İşkenceyi. baskıyı, zul- bunlann'denildi ama biri hemen öldü. mü katliamlan onaylamıyorsanız 12 Sonra büyük panik oldu.O günlerde Eylülleri yargılayalım." biz askerlerin duyduğuna göre Sıkıyö- -,-!,, , , . . _.. , , netimKomutanı,CezaeviKomutanf- TlP.davaaneden.yle Dıyarbakır nıçağırmış.-Bunedıkkatsizlik'demiş. A . s k e P Çezaevı nde kalan ve oradakı Sonra digeri devlet hastanesine gönde- tum bask.lan. ışkencelen goren ayu- rildi am7o da öldü.. O dönemde gaze- £ * Necatı Siyahkan da 12 Eylül'de teler bunlan yazamıyordu." hak ve aclaletten bahsedüemeyecegını . , , . . . beurtıyor. Siyahkan, hele Hukuk Ancak bunlan anlatan okuyucu- tan hiç bahsedüemeyeceğini vurgulu- muz adının yazılmamasını ıstedı.Bu y o r v c ş u n l a n s o y l ü y o r . istemininnedeninide şöyle açıkladı: »Be ^m g ö r d ü ğ u m ve yaşadığun "Avukat arkadaşlanmla konuş- Dıyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki yön- tum.Aman adım yazmasınlar dediler. temlerin hukukla açıklanması müm- Aslında bu ağnma da gitti ama.Her- kün değildir. Cezaevindeki işkenceci kes 'aman' dedi.Siz cesur yazabiliyor- başlannın doğrudan doğruya yöneü- sunuz, çünkü tamamen işiniz bu. ben mi elinde bulunduran Milli Güvenlik vunma yaptı. Evet insanlar 12 Eylül hukukunda kimi rarpar* sanık, kimi zaman avukat olarak mahkemelerin karşına çıktılar. Kimi zaman duruşma izleyen gazeteciler mahkemelerin karşında sanık oldular.Kimin ne za- man ne olacağı belli olmayan bir süreç yaşandı. Bu süreç yasal mıydı? Evet, "Yasaldı" İnsan haklanna "karşı" kenetlen- miş, özgürlüklere "geçit vermez" bir yasal yapılanma 12 Eylül hukuku- nun temeli oldu. Tüm hak ve özgür- lükler "otorite" adına kısıtlandı. Ya- sama, yürütme ve yargıerki "dernokra- si" adına emir ve komuta zincirine zen raahkûmiyet, bazen de idam ka- ran verdiler. Bu yaa dizisinin sonunda istem: 12 Eylül hukuku sistem olarak yar- gılanmalıdır. Hukuk devleti ilkelerine geri dönülmelidir. Demokratik hukuk devleti tüm kurumlanyla emir ve ko- muta zincirinden kurtulmalıdır. Hu- kukun üstünlüğünü, temel insan hak ve özgürlüklerini koruyan, geliştiren yasalar yapılmalıdır. Bir başka deyişle Süngünün Ucun- daki Hukuk yargılanmalı.Ve mah- kûm edilmelidir... BİTTİ BÖLÜNMÜŞ ADLİYE İSTEMÎYORUZ EN AZ ORDUEVLERİ KADAR HİZMETE UYGUN VE YARGIYAYARAŞIR ADLİYE BİNALARIİSTİYORUZ İstanbul'da yaşanan çevre adliyeleri felaketi yetmiyormuş gibi, Sultanahmet'i de parçalayıp Sirkeci'ye taşımak, yepyeni sorunlar yaratmıştır. Daracık koridorlan ve sıkışık kalemleriyle, böyle bir binada adli hİ2met yapılamaz. Kalıcı çözümler için Başbakan'ı, Hükümeti ve Adalet Bakanı'nı göreve çağırıyoruz. tstanbul'un iki ayn yakasına, yargıya yaraşır adliye binalan yapılması için, gerekli kaynak yaratılmalı ve ilk adım hemen atılmahdır. Bu amaca ulaşabilmek için 21.9.1992 Pazartesi günü saat 11'de Sirkeci adliyesiönündebuluşup milyarlar harcanarak yapılan yeri basın mensuplarına-tanıtmak ve önerilerimizi kamuoyuna açıklamak istiyoruz. Meslektaşlarımi2a önemle duyururuz. îstanbul Barosu Başkanlığı İSTANBUL BAROSU SEÇİMLERİ İÇÎN MESLEKDAŞLARIMIZA ÇAĞRI Daha güçlü bir baroîçin. Avukadığın ve hukukun temel sorunlarına kalıcı çözümler bulabiknek için. Meslektaşlarımızın-karşdaştığı her güçlüğe yetişebilmek için. İstanbul'da yaşanan bölünmüş adİiyeler olayını aşıp Sirkeci felaketini durdurabilmek için.flciayrı yakaya, yargıya yaraşır binalar yapılmasını sağlayabilmek için. Çağdaşlığı doğm anlayıp konut ve tatil köyü benzeri yeni hizmetler üretebilmek için. Ivedilikle bir huzurevi kurabilmek için. Vakıf için. Konukevi için. Yardımlaşma sandığını iyileştirmek ve sosyal güvenceyi arttırabilmek için... Kısacası, daha etkin ve güçlü bir îstanbul Barosu için, arkadaşlarımı bilgilendirmek, geçmiş iki ydı özetleyip geleceği değerlendirmek, Avta, seçimler, görev anlayışı, kolektif çaLşma ve başkan adaylığı konularında düşüncelerimi iletip önerilerinizi görüşmek amacıyla ve Çağdaş Avukatlar Grubu adına, sİ2İeri23.9.1992 günüsaat 17.30'da, Karaca Tiyatrosu Salonu'nda yapılacak toplantıya davet ediyor, Baro kimliğiyle birlikte teşriflerinizi rica ediyorum. Saygılanmla, AVUKAT TURGUT KAZAN GERCEK ITUSIAD 1 Yeni Hükümet Arıyor ı TÜSİAD, Genelkurmay ve Yargıtay Başkanları'nın Açıklamaları Raslantı mı? Demirel Hükümetten Kaçıyor mu? Muhalefet Aranıyor. TÜSİAD-TOBB Çatışması. Izmir Provokasyonu Sonuç Verdi: Urla Kürtsüzleşiyor Kürdistan Doğumlular Gözaltına Alınıyor. Kürt Minibüsçüler Urla Garajına Giremiyor... Ünal Erkan İşkenceciydi! • Gönlünde CHP Yatan Bakan Kim?Karayakjın SHP Genel Sekreterliğine • Şovenlzmde Yeni Asır Faktörü • Izmir-Ambarlarda Grev Var • Memurlar 'Oemokratikleşme'ye Kanmıyor • Belediyede Anlaşma Sağlandı: Taşerona Dave- tiye • Yapı Kredl'nln Köleleri • D.T.O: Gü- neydoğu Fabrika ve Ahırlar Mezartığı • Başkan Gonzalo* Nasıl Yakalandı • Parisle Humanite Bayramı • Brezilya'da Halk Sokakta • fşçiler Köln1 de22 _E y| ürcüjere rjur Ded^i! i GUNDEN YARINA Timurtas Ulusov lltaövlcsi: "Gönül Kervanını Dergaha Yürütelim" Bayiinizden isteyiniz SEYtTGAZİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1991/15 Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili Ertuğrul Doğan'ın da- vah Fatma Doğan ile 6.2.1987 tarihinde evlendijini, müşterek evli- liklerinden Belkıs Doğan isimli bir kız çocuklannın bulunduğu, evliliklerinden sonraki günlerde sebebsiz yere kavga ettikleri, kendi üzerine düşen görevleri yerine getinnediğini, sık sık çıkıp gezmekte ve anne babasırun evine gitmekte olduğunu, eşyalannı ve çocugu ala- rak müşierek haneyi terk ettiğini, davacının t.e davet ettigi halde dön- memiş olduğunu, bu nedenle davalı ile boşanmalarına karar verilmesini talep etnüştir. Davacının dava dilekçesinin bir özeti yukanya çıkartılrruş olup, iş bu özetinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde davaüya tebliğ olunduğu, davalının davaya karşı itirazlan ve karşı delilleri mevcut ise ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde Seyitgazi Asliye Hukuk Mah- kemesi'nin 1991/15 sayüı dosyasın», ^w^ /e dilekçesi ile müracatı- nı, tebligat nizamnamesinin 48, 49, 50. maddeleri gereğince davaüya ilanen tebliğ olunur. Basın: 50172 KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1992 90Esas Davacı Mehroet Pamuk vekıb Av. Ayşe Yaşar tarafmdan dava- lılar Remzi Bekler ve İbrahim Toksoy ile müdahil Mehmet Ak- taş aleyhıne açılan alacak ve tescil davasmın yapılan açık yargılama- sı sırasında verilen karar gereğin- ce: Davalılar adına çıkartılan da- vetiye verilen meşruata göre bıla tebliğ iade edılmiş ve zabıta mari- fetiyle de açık adresi tespit edilc- mediğinden Basın tlan Kurumu aracılığı ile ilan edilmesine karar verilmişür. Davalılar Remzi Bekler ve lb- rahim Toksoy'un duruşma günü bulunan 8.10.1992 günü saat 9. 10'da mahkememızde hazır bu- lunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi. gelmediği ve ken- disini temsil ettirmediği takdirde yokluklannda tahkıkat yapbp karar venleceği hususu tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm 37641 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Şırnak Gerçeği: (3) KürtKadını NedenTürkçeBilmez? Aziz Nesin, "Kürt Sorununun Çözümü" ile ilgili açıkla- malarını sürdürüyordu. Şöyle diyordu Aziz usta: "- Tabii ben, hiçbir zaman, Türk şovenizmini de, Kürt şovenizmini de kabul etmiyorum. Çünkü biz yıllarca, Türk şovenizmiyle savaşım verdik, ama şimdi görüyorum ki, ayrıca haklı bularak da görüyorum ki, çünkü, yılların verdi- ği ezikliğin tepkisi olarak da, Kürt şovenizmi başlamıştır. Benim düşüncem bu tabii, kurultayda başka düşünce de çıkabilir. Bu kurultayın zorunlu olduğuna inanıyorum; açıkça, yüreklice, içtenlikle konuşmalıyız. Ya da, siz benim konuşmamı örneğin beğenmeyebilirsiniz ya da ben sizin- kini beğenmeyebilirim, bunadayanmalıyız. Bakın, ekonomik sorunlar da var; yalnız siyasal sorun degil Kürt sorunu. örnegin şöyle bir şey var; Kürtler bunu çok söylüyorlar, her yerde, hele yurtdışında daha cesur oluyorlar; Kürdün yurtdışında daha cesur olması tuhaf. Di- yor ki, her yerde, bana soruyorlar, söylüyorlar - Her milletin kendi kaderini kendinin tayin etmesine razı değil misiniz? diyorlar. Şimdi, Razı değilim!' desem, yan- lış söylemiş olurum; Razıyım!' desem de yanlış. Oyle açmaza getiriyorlar ki, gayet kurnazca, ki buna inanmışlar kendileri; şimdi böyle insana kırk soru sorarak, kırkıncı so- ruda kendi istediğiniz yere getirebilirsiniz, her konuda. Hırsızlık, ahlaksızlık, orospuluk, kaçakçılık.. Sonunda adam, kırkıncı soruya yanıt verdiği zaman, kaçakçı oldu- ğunun farkına varır ya da kaçakçı olur. Şimdi, soyut olarak aldığımız zaman, 'Her millet kendi kaderini tayinde haklı- dır' dediğimiz zaman, ne sonuç çıkıyor biliyor musunuz? Ikinci soru çıkıyor, üçüncü soru çıkıyor, öyle bir yere sıkış- trılırsınız ki, o zaman siz "bağımsız" olacağım derken 'bağımlı' olursunuz. Bu önemli, bunlan düşünmek gereki- yor. Acaba bu sorunun arkasından, ikinci soru ne gelebi- lir? Üçüncü soru ne gelebilir? Ve ben nereye doğru, bilme- den kayabilirim? Acaba... Daha açık konuşayım, ama bu açık konuşmam, Türkleri savunayım, kendimi savunayım diye değil, gerçekten ben hayatım boyunca, bütün hükü- metlere karşı bir yazarım ve bir yazarın da böyle olmasın- dan yanayım, bu bağımsızlık' savaşımı, başka bir bağım- lılığa götürüyor mu, götürmüyor mu? Bunu gerçekten çok düşünmemiz gerekiyor. Kesintikle, Türk egemenliğini sa- vunmak için söylemiyorum, bugün dünyada bağımsız kaç devlet var, hesaba katın, 600 yıllık Türkiye Cumhuriyeti, bugün ben inanıyorum ki, Valiye de (Bölge Valisi Ünal Er- kan) aynen söyledim, bağımsız değildir. Ordusu da ba- ğımsız değil, maliyesi de bağımsız değil, hiçbir şeysi ba- ğımsız değil. Peki, Kürdistan nasıl bağımsız olabilecek?' diye düşünüyorum. Yani, bugünü düşünmekten çok, yarını düşünerek daha bir, 'acaba yol bulunabilir mi?' diye dü- şünmek zorundayım. Yolu olmayan... Işte, bu kadar sarsıl- mış, marsılmış, ama bu Kürt halkı bağımsız olduğu zaman bağımsız mı olur, yoksa bugün olduğu bağımlılıktan daha büyük bağımlılık mı olur? Ayrıca Kürtler.. Bakın, çok ilginç bir şey, Kürt kadını, Türkçe bilmiyor. Ve bilmek de istemiyor. Erkek de bilmek istemiyor; bir tepki olarak bilmek istemiyor. Ama zorunlu olarak askere geliyor, yaşamın içerisinde, Türkçeyi öğre- niyor; öğrenmek zorunda. Kadınlar, öğrenrnek istemiyo- ruz!' diyorlar. Şimdi burada çok ilginç bir şey var: Kürtler bize, Rumlardan, Ermenilerden çok yakın, daha yakın. Ama Ege'den, Istanbul'dan, Anadolu'nun başka yerlerin- den kendi memleketlerine giden, gönderilen Rumlar ve Ermeniler, hepsi Türkçe bilirler. Hala bugün çocukları bile Türkçe konuşurlar. Peki, nasıl oluyor, bize bu denli yakın olan Kürtler Türkçe bilmiyorlar da, bilmek istemiyorlar da, bize o denli uzak olan Ermeniler, Rumlar nasıl biliyorlar? Çünkü biz orasını hiçbir zaman Türkiye sayma- mışız. Saysak iyi mi olurdu? Saysak iyi mi olurdu başka. Kürt kadını kendiliğinden Türkçeyi öğrenmeliydi. Ama o yakınlık kurulamamış ki. Oraya yalnız devlet memuru gel- miş, o da, 'ne zaman döneceğim geriye?' diye. Yıllardap beri bu böyle. Osmanlı zamanından beri..." BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Kanda hastalık yapan bir bakteri bulunmasından ileri gelen her türlü has- talık. 2/Kimliği be- lirlenemeyen uzay ci- simlerine verilen ad... Karstik yöreler- de kapalı havzaları akaçlayan oyuk. 3/Kuzu sesi... Olta ipi. 4/Tanrı'ya göre insan... Eski Mısır- da gök tanrıçası. 5/ Bir topluluğu yöne- ten kimse... Tevfik Fikret'in, Istanbul'a lanetler yağdır- dığı ünlü şiiri. 6/ Uluslararası imdat işareti... Bir Asya ülkesinin başken- ti. 7/ Türk müziğinde bir makam... Bir nota. 8/Çok iri bir kertenkele tü- rü... "Ne gam âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet / Kaçar mı mert olan bir cân için meydân-ı gayretten" (Namık Kemal). 9/ ödünç verilmiş bir paranın, bir yıldan daha kısa bir dönem için hesaplanan faizlerinin ana paraya eklenmesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Japonlara özgü bir tür güreş... Habe*r. 2/ Batı Anadolu köy yiğidi.... Yel, şimşek ve gök görültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı. 3/ Italya'da bir ırmak... Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte. 4/ Bir ili- miz... Kurşun borulann ağzını açmakta kullanılan ucu sivri ta- koz. 5/ Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir... Ti- yatroda sahne. 6/ Bezek... Unvan. 7/ Sahip olma, kazanma... Matematikte kullanılan sabit bir sayı. 8/ Alışılmış olan... İçin- de anason, sakız gibi kokulu maddeler olmayan üzüm rakısı. 9/ Ayak direme... lstenilen şeylerin yazılması için hazırlanmış basıh belge. İMÜCAOCLC PTEKELLER "RAHAT" SÖMÜRMEK İÇİN "REFORMLAR" İSTİYOR • Güçsüz ve çaresiz olan iktidar, bu isteğe cevap verecek durumda değil. Demirel'ın TÜSİAD pat- ronlarma serzenişte bulunmasının altında, ülke- nın sosyo-ekonomik koşullarından dolayı, de- mokrasıcilık oyununun geliştirilmesi zorunluluğu- na karşın, oligarşinin buna gücünün yetmemesi yatıyor. -I ŞIRNAKLILARA UZANAN DOSTLUK EÜ • istanbul, Ankara ve Adana'dan ÖZGÜR-DER'li- ler, avukatlar, doktorlar Şırnak halkını yalnız bı- rakmadılar. • Kürt sorununa iran'da çözüm aranıyor. • HEP "çözüm"de Ûzal'la uzlaştı. • Emparyalizm milliyetçiliği körUklüyor, devrimciler halklann birliğini savunuyor J Sosyal demokratlann "umırt" kapısı:CHP J Cenaze töreninden gözaltına altnanlara yapılan iykancaleri belgelerle açıklıyoruz • Ekranlarda döneklıkgösterısı.,. Polıs muh(a)birte- n İGAM'da... Parasızsan sana lıse bile çok...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear