Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
J3J
Cumhurjyetl
Sahibi: Currthuriyet Matbaacılik ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Beri» N»di İstanbul Haberleri: Şenaj Kalkan, Dış Haberler: Ergua B»la, Iş-Ekonomi: Şükru Ketenci, Yurt Basan ve Yayon: Cumhuriyet Malbaaalık ve Cazeteciiik T.A.Ş. Türkocağı Cad.
• Genel Yaym Yönetmeni: Özgea Acar • Genel Yayın KoordinatörO. Hikmel Çetinkava Haberleri: Menmet Saraç, Kultur: Celal Üsler, Makaleler: Sami Karaörea, Spor: Abdulkadir 39/41 Cağaloğlu 34334 lst. PK: 246 İstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
Yazı lşleri Mudurleri: Füsun Ozbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç (Haber) • Oorsel Yucelman, Duzeltme- Abdullata Yazıcı • Muessese Mudur V.: Erol Erkul • Koordinalör: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar: Ankara: Z. Gökalp Blv. tnkılap S. No:ı
Yönetmen: Ali Ac»r • Duzenleme: Mustafa Saglamer • Ankara Temsılcısi: Cıineyt Ahmel Konılsan • Muhasebe- Bulenl Yeocr • Idare: Hüsevin Gurer • Işletme: Önder Çelik • 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • tzmin H. Ziya Blv.
Arcayürek, Haber Müdürleri: MusUfa Balba>, Işık Kansu, fzmir Temsilci V.: Scrdar Kıak, Bıigı-lşlem. Nail inal Bılgısayar Sistem: Müriivel Çiler • Personel: Sevgi Boslancıoglu 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: Inönü
Adana TemsUcisi: Çttiu Yitenofclu • Reklanr Reha Işılman Cd. 119 S. No: 1 Kal 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM:I8EYLÜLI992 Imsak 5.13 Güneş' 6.40 Öğle: 13.03 Jkindi-16 32 Akşanr 19.16 Yatsı: 20.37
Brezilya'da geçen ay düzenlenen iletişim kongresinde kültürel bağımlılık ve uluslararası tekellerin suçlanması olgusu tartışıldı
Brezilya clizileri çocuk sayısını azalttı
Benetton'un
'cansız manken'
çılgınlığı
• İstanbul Haber Servisi -
Defıleler tanhe mı kanşıyor?
İtalyan moda rüzgânnın
ülkcmizdeki temsılcısi
Benetton: sorduğu bu soruya
yine kendisi karşılık veriyor!
Gözahcı renklerden yarattığı
giysıleriyle özellikle gençliğin
favorisiolan012
Benetton'un 1992-93
sonbahar-kış koleksiyonlan,
dün Swissotel"in balo
saJonunda gercekleştirilen
ilginç veçılgın bir sergileme
yöntemi ile basına tanıtıldı.
"Benetton'un renkleri ve
Sısley'ın hayal dünyası"
temalı moda gösterisınde
koleksiyonlar. 75 cansız
manken ile özel dekorlar
içinde sergilendı. Günboyu
süren tanıtım sergısi
kapsamında aynca,
koregrafısinı Bılgc
Tuğsuz'un üstlendiği tek
sahnelik mini ekspozisyonlar
da 14 canlı manken
tarafından sunuldu.
Türkiye'de, türünde ilk kez
gerçekleştırilen moda
gösterisindeO12 United
Colors of Benetton ile
Sisley'in 1992-93
sonbahar-kış
koleksiyonlannı oluşturan
kadın. erkek ve çocuk
gjysilen tanıtıldı
(Fotoğraf:MUHARREM
AYDIN)
4. Töp Bebek
Merkezi
•ANKARA (AA)-
Türkiye'nin "4. Tüp Bebek
Merkezi" kasım ayında
Ankara Hastanesi'nde
hizmete gırecek. Ankara
Hastanesi Kadın Doğum
KJiniği Şef Muavini
Yöneticisi Dr. İsmet İnan,
laboratuvar için gerekli olan
aletlerin büyük çoğunluğunu
tamamladıklannı belirtti.
Aspirin kansızlık
yapıyor
• MÜNİH(ANKA)-
Dünyada en çok tüketilen
ağn kesici aspirinin kan
kaybına yol açtığı bildirildi.
özellikle romatizmal
hastalıklann tedavisinde
sıkça kullanılan ve kalp
hastalıklan için de önerilen,
en küçük başağnsında çare
olarak başvurduğumuz
asprinin çok kullanılmasm
halinde kansızlığa neden
olduğu açıklandı. Münih
- Üniversitesi öğretim
üyelerindenfizikseltıp ve
romatoloji uzmaru Prof.Dr.
Kay Brune tarafından
yapılan araşurmada, 1 gram
aspirinin hastada 2 miligram
kan kaybına neden olduğu
belirtildi.
PisaKulesi'nin
SNM1
• Dış Haberler Servisi
(tÜHA)-Heryılikisantim
eğilen Rsa Kuİesi'nin
eğilmesine, altından geçen
tarihi bir kanalın neden
olduğu ortayaçıktı. Yaklaşık
bir yıldır tamirde olan ve
eğilmemesi için önlemler
alınan kulenin temeünde 6.
yy'dankalmabirsu
kanalının bulunduğu
saptandı.
Çikolatanın
zararları
• ANKARA <AA)-
Çocuklar kadar büyüklerin
de yemekten bıkmadığı
çikolatanın yaranndan çok
zaran olduğu belirlendi.
Hacettepe üniversitesi
Sağlık Teknolojısi
Yüksekokulu Beslenme
Diyeteük Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Perihan
Arslan, AA muhabirinin
sorulannı yanıtlarken
çikolatanın fazia fiziksel
hareket yapan sporculara
önerilmesine rağmen
çocuklar için bazı zararlan
bulunduğunu hatırlatü.
• Konferansta iletişimcilerin vardıklan ortak karu:
'Günümüz kapitalist dünyasında artık hükümetler
eskisi gibi sosyal ve kültürel araştırmalara destek
vermiyor, para ayırmıyorlar ancak teknik konular-
daki araştırmalar daha çok destek buluyor.'
lamalan yanında, insanlannın
refah düzeyi arasındaki uçuru-
mun yarattığı iletişimsizliğin en
tipik örneği Brezilya, geçen ay
International Association For
MEHMET SARAÇ
Günümüzde gelişmiş iletişim
teknolojilerinin bugünkü uygu-
Communication Research
(IAMCR) iletişim kongresine
evsahipliği yaptı. IAMCR 18.
Genel Kurul toplantısı 16-21
ağustos tarihleri arasında Sao
Paulo tatil köyü Guaruja'da
yapıldı. Kongrede son 10 yılda
dünyada meydana gelen büyük
değişimler, küreselleşme ile
dünya gücü ve merkez sınır mo-
deli modasının geçtiği savunul-
du. 1957 yılında kurulan ve bu-
gün 2500 üyesi bulunan
IAMCR. Birleşmiş Milletler'in
çeşitli organlan tarafından bir
danışma kurumu olarak da
kullanılıyor. Amaa ise iletişim
alanında araştırma ilgisini can-
landırmak, yapılan araştırma-
lan yaymak. gazeteci ve diğer
kitle iletişim çalışanlanna eği-
tim olanaklan sağlamaya
katkıda bulunmak.
"Yeni Bir Dünya İçin İleti-
şim" konulu toplantıya 46
ülkeden 400'ün üzerinde ileti-
şimci katılarak yaklaşık 200 bil-
diri sundular. Türkiye'den ise
Sosyal Bilimler Enstitüsü Av-
nıpa Topluluğu Bölümü'nden
Doç. Dr. Şermin Tekinalp
katıldı. Tekinalp konferansta
Türkiye'de ve dünyadaki yeni
iletişim düzeni ve değişen parti
imajıyla ilgili birçahşma sundu.
Aynca Tekinalp, Siyasal İleti-
şim Araşürma Bölümü Başkan
Yardımcıhğı'na seçildi.
Tekinalp'in aktardığı bilgile-
re göre toplantıda özellikle
ABD ve Kuzey Avrupa ülkeleri
iletişim araştırmalan konusun-
da önderliklerini korurken eski
kuramlara yeni bakış açılan ge-
tirilmiş. Gerçi IAMCR Genel
Başkanı J.C. Hamelink'in be-
lirttiği gibi henüz iletişim araş-
tıımalannda ve kurumlardakı
İSTATİSTİK-KADIN
Evlenen
sayısmda
düşüş
• DİE'nin araştırmasına göre
kadın nüfusun yüzde 51.2'si
kırsal kesimde yaşarken, yüz-
de 27.2'si okııma bilmiyor.
ANKARA (AA) - 1990 yılı nüfus
sayımına göre 56 milyon 473 bin kişi
olarak hesaplanan ve bugünlerde 60
milyona kadar yaklaşan Türkiye nü-
fusunun yüzde 49.8'ini bayanlann
oluşturduğu belirlendi.
Buna göre 1990 yılında kadın nüfu-
su 28 milyon 136 bin kişiyi aşarken, bir
önceki sayıma göre kadın nüfusunun
toplam nüfus içindeki payı 0.9 puan
arttı. 1985 sayımında toplam nüfus 50
milyon 664, kadın nüfus ise 24 milyon
814 bin kişi olarak hesaplanmıştı.
DİE tarafından hazırlanan "1927-
1990 istatistiklerle kadın" çalışmasının
sonuçlan açıklandı.
Söz konusu araştırmaya göre kadın
nüfusunun yüzde 51.2'si kırsal kesim-
de yaşarken, yüzde 27.2'si okuma-yaz-
ma biimiyor.
Kadın nüfusun yaş gruplanna göre
dağılımına bakıldığında ise yüzde 35.
45'ini 0.14 yaş, yüzde 61.26'sını 15-64
yaş, yüzde 4.29'luk kısmını ise 65 yu-
kan yaştakiler oluşturuyor.
Okuyanlann büyük bölümü
Bu arada, öğrenim durumuna göre
kadın nüfusu irdelendiğinde, okuma
yazma bilen kadınlann büyük çoğun-
luğunun ilkokul mezunu olduğu orta-
ya çıktı.
Bayanlann okuryazarlığı en yük-
sek olduğu yaş grubu ise 11 -14 yaş ola-
rak belirlendi.
Okuma yazması olan bayanlann
önemli bir bölümü herhangi bir öğre-
nim kurumundan mezun olmazken
üniversite mezunu bayanlann sayısı
1985 yıh itibanyla 240 bin 292 olarak
hesaplandı.
Medeni dunım
öte yandan 1989 yılı Türkiye nüfus
araştırması sonuçlanna göre evlenme
çağındaki bekar bayan sayısı 6 milyo-
nu aşarken, evli olanlar 12.2 milyon
kişi, eşi ölenler 1 milyon 617 bin, bo-
şananlar ise 159 bin 273 kişiolarak be-
lirlendi.
Evli kadmlar çocuk sayılanna göre
incelendiğinde ise sırasıyla iki, üç ve
dört çocuklu aileler ilk sıralan paylaşı-
rken 1 milyon 244 bin 901 kadın 7 ve
daha çok sayıda çocuk sahibi olarak
dikkati çekiyor.
1990'da evlenenler-boşananlar
DİE verilerine göre,.199O yılında ev-
lenenlerin sayısında bir önceki yıla
göre düşüş olurken boşanan bayan
sayısında küçük caph artış oldu.
Buna göre, 1990 yıhnda 459 bin 907
bayan evlenirken 25 bin 712 bayan bo-
şandı.
Söz konusu yılda evlenen bayan-
lann çoğunluğunu 20-24 yaş grubun-
dakiler, boşananlan ise 25-29 yaştaki-
ler oluşturdu.
Izmir Arkeolo^ Müzesi Kütüphanesi'nde 1700-1800'lü yülarda basdmıs kitaplar önemli bir kültür mirası oluşturuyorlar.Ancak bugiine dek hiç
onanm yapılmadığından kitap kurtlarınca yok ediliyor.(Fotoğraf:SEVGİ BAŞOĞLU)
Kitapkurtlarımüzeyiyokediyor
ASUMAN ABAOOĞLU
İZMlR - İzmir Arkeoloji
Müzesı'nin mütevazı görünüşlü
kütüphanesi, yaklaşık 300 yıl önce
basılmış ve artık "eski eser" niteliğj
kazanmış kitaplara ev sahipliği
yapıyor. Kütüphanenin 25 yıllık
memuru Ahmet Gümüş, kitaplan
kendi çocuğuymuş gibi seviyor.
Ama kitaplann kitap kurtlan
tarafından delik deşik edilmesi
karşısında elinden bir şey gelmiyor.
Ahmet Gümüş'ün, "Okuyan eden
yok, burada süs gibi duruyorlar"
dediğı kitaplar arasında 1700 ve
1800'lü yıllarda basılmış
seyahatnameler, sözlükler,
ansiklopediler, tarih kitaplan
6ulunuyor.
Dünyaca ünlü ansiklopedi
Britannica'nın9. baskısı 31 cilt
olarak raflarda sıralanmış.
Yine Victor Hugo'nun Sefıller'i 10
cilt olarak kitap kurtlannın
hizmetinesunulmuş. Basım tarihi
1862.
Öte yandan Türkiye'de yalnızca
3-4 tane olduğu belirtilen Charles
Texier'nin Küçük Asya kitabı, ilk
üç sayfası kayıp olduğu için basım
tarihi belli değil. Ancak yine
kütüphanede Ali Suat tarafından
yapılan Arapça çevirisinin 186O'lı
yıllarda basıldığı göz önüne
almırsa, Texier"nin bu kitabının
basım tarihi tahmin edilebilir.
Ahmet Gümüş, en çok aranan
Texier'nin Küçük Asya adlı bu
kitabının Arapça çevirisinin de bu
kütüphanede oldugunu pek
kimsenin bilmedığini söylüyor.
Ünlü Alman yazar Friedrich
Schiller'in toplam 36cıltlik 1835
yılı Viyana basımı tanh kitabının
ise yalnızca 2 cildi kütüphanede
bulunuyor. Gerisine ne olduğu
bilinmiyor, envanterdefterinde bu
konudadabilgiyok.
Kütüphane memuru Ahmet
Gümüş, kütüphanede 4 değişik
yazann Küçük Asya üzerine
yazdığı kitabın bulunduğunu
söylüyor. Bir tanesi de Arundell'in
Asia Minor kitabı. 1834 yılında
Londra'da basılmış. Gümüş, "Bu
Arundell, papazmış. Aynı
zamanda da kaçakçıymış" diyor.
Sonra içenden bir kitap getiriyor,
dokunmaya korkuyorsunuz.
dökülüverecek diye. "İşte
kütüphanenin en eski kitabı"
diyor; "Türkiye'ye matbaanın
gırmesinden önce basılmış, 1715
yılında Nürnberg'de.
Fransızca-AImanca bir sözlük.
Bu kitabı dolapta saklıyorum."
Birbaşka ! 700'lü yıllardan kalma
kitap: Historie Naturelle (Doğa
Tarihi) kitabı. 1782'de Paris'de
basılmış.
Charles Barthlemy'nin 1856 yılı
Paris basımı Türkiye Tarihi adlı
kitabın üzerindeelyazısıyla
"Snyrne, 1861"yazısıokunuyor.
Yine 1800 yılı basımı 1550 sayfalık
bir sözlük. Charles Bonnet'nin
j 760 yılı basımı "Ruhun Kabiliyeti
Üzerine Analitik Deneme" kitabı.
Antik Filozoflar kitabı, üzerinde
fıyatı 40 Pıatres, yani 40 kuruş.
Platon'un Diyaloglar'ı 3 cilt 1885
yılı basımı, yazan Caroli Friedrici
Hermanni. 13ciklik 1787 yılı
basımı Antik Çağ Tarihi.
Ahmet Gümüş, kitaplann. kendisi
geldiğinde de burada oldugunu
söylüyor. Biraz Almanca, biraz
Yunanca, biraz Arapça ve Boşnak
olduğu için de biraz Sırpça biliyor.
Kitaplann nereden ve kım
tarafından bu kütüphaneye
getirildiği konusunda kimsenin
bilgisi yok. Ahmet Gümüş,
kitaplann bir bölümünün 1927
yılında Arkeoloji Müzesi'ne
dönüştürülen, 1886 yılında inşa
edilmiş Ayavutla Kilisesi'nin kendi
kütüphanesine ait olduğuna
inanıyor.
Zaman zaman birkaç kişinin
arayıp sorduğu yaklaşık 300 yıllık
bu kitaplar için bugüne kadar
hiçbir onanm yapılmamış.
Arkeologlar, İzmir'de kitaplann
onanmı konusunda calışma yapan
hiçbir bilimsel kuruluşun
olmadığını söylüyorlar.
500. Yıl Vakff nın düzenlediği toplantıda konuşan Fransa CRIF Başkanı Kahn:
Etııik kavsalamı nedeni cliııİstanbul Haber Senisi- Osmanlı
İmparatorluğu'nun Yahudiler başta
olmak üzere farklı din ve kültürlere
gösterdiği hoşgörü, Avrupa Konse-
yi'nin, Yugoslavya'daki etnik çaüş-
malann ele abnacağj toplantısında,
dünya banşı için örnek gösterilecek.
Toplantıda, etnik çatışmalan önle-
mek amaayla bütün tek tannlı dinle-
rin temsilcilerinin katılacağı bir baş-
ka toplanünın gercekleştirilmesi için
öneride bulunulacak.
Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi Mimari ve Sanatsal Miras
Alt Komisyonu'nun düzenlediği se-
miner kapsamında 500. Yıl Vakfı da
"Kişilik, Hoşgörü ve Dayanışma
Konulanna Bir Bakış" konulu bir
toplantı düzenledi. Hilton Oteli'nde-
ki toplantıda bir konuşma yapan
500.Yı] Vakfı Başkanı Jak Kamhi,
1492 yıbnda dinlerini değiştinne ya
da sürgüne gitme seceneğiyle karşı
karşıya kalan Sefarad Yahudilerine
Osmanlı Sultanı'nın ülkesinin kapı-
lannı açtığını belirterek, "Bu bazı
çevrelerin yok saymayı deneyebile-
cekleri tarihsel bir gerçektir"dedi...
Fransa CRIF (Fransa Musevi Ör-
gütleri Birliği) Başkanı Jean Kahn
da konuşmasında, bütün etnik kav-
galann nedenınin din oldugunu vur-
gulayarak Yugoslavya'da dini bir
toplantı düzenlenmesinin çaüşma-
lan önlemedc etkili olacağını savun-
du.
Şiıııcli sonbahar, grîp aşısınıntam zamanı
GÜNDÜZ tMŞİR
Aksayan ve gerçekleşmeyen
iş bağlantılan, verim düşüklü-
ğü, işe devamsızlık ve işgücü
kaybının yanı sıra milyonlarla
ifade edilen ölümler... Basit bir
enfeksiyon gibi görülen grip
hastaUğı işte yukanda sayılan
ve fark edilmeyen kayıplann en
büyük nedenlerinden biri ola-
rak karşımıza çıkıyor.
Tıptaki adı "İnfluenza " olan
girip hastalığı, insandan insana
ve özellikle kapalı ortamlarda,
damlacık enfeksiyonu şeklinde
aksırma, hapşırma, öksürme
gibi yollarla bulaşan bir solu-
num hastalığı olarA ad-
landınbyor. ABD gibi sağlık
düzeyi gelişmiş bir ülkede tüm
ölümlerin yüzde 5-6'sı grip ve
akciğer iltihabından kaynak-
lanıyor. Bu ülkede her yıl sade-
ce grip nedeniyle çoğunluğunu
yaşlılann oluşturduğu 10-20
• Grip aşısı sadece yumurta alerjisi bulunanlara uygulanmıyor.Kanser
tedavisi görenler ve hamile kadınlarda aşılama büyük avantajlar sağlı-
yor. Aşılama yapıldıktan sonra etkisi 10-15 gün içinde görülüyor.
bin kişi hayatını kaybediyor.
Marmara Üniversitesi Halk
Sağlığı Anabilim Dalı öğretim
görevlisi Osman Hayran, has-
talığa yol açan virüslerin üç tip
oldugunu ve A, B ve C tipi ola-
rak adlandınldığını belirterek
şunlan söylüyor: "Hastalığın
başlıca belirtilen ateş, halsizlik,
üşüme-ütreme, başağnsı, adale
ağnlan ve kuru öksürük. Bu
yakınmalar ortalama 3 gün
sürmekle birlikte kuru öksürük
günlerce devam edebıhyor.
Hastalann yüzde l'inde zatür-
ree gelişebiliyor ve 60 yaşın üze-
rindeki hastalarda ise ölümlere
neden olabiliyor. Salgına neden
olan virüsler genellikle salgınm
ilk görüldüğü coğrafı bölgeye
göre kodlandığında, "Asya gri-
bi", "Rus gribi", "Çin gribi" gi-
bi isimler veriliyor."
Dünya sağlığmı bunca tehli-
keli boyutlarda tehdit eden grip
hastahğının kontrolü açısmdan
en etkili yöntem ise günümûzde
aşılama olarak gösteriliyor.
Hayran, özellikle hastalık
açısından yüksek risk altındaki
kişilerin aşılanması ile ölüm
oranlannda yüzde 60-80'lere
varan düşüşlerin oldugunu be-
lirtiyor.
Risk gruplan: Hayran, aşıla-
ma için öncelik taşıyan risk
gruplannı ise şöyle özetliyor:
"Kronik bir hastalığı olan İcişi-
ler, huzur ve bakım evlerinde
yaşayanlar, 65 yaş üzerindeki
kişiler, bağışıklama sisteminde
yetmezlik sonınu olanlar.
sağlık personeli ile bu risk gru-
bundaki kişilerle aynı mekanı
paylaşan diğer insanlar. Aynca
kalp, böbrek ya da solunum ye-
tersizliği olan hastalar ise griple
karşılaşma sonucu oluşacak
ciddi hastalıklar nedeniyle yük-
sek risk altında kabul ediliyor-
lar."
Söz konusu aşılar ülkemizde
de son yıllarda sıkça kullanılı-
yor. Aşılar her yıl Dünya Sağlık
Örgütü tarafından üçlü kom-
pozisyonlar halinde açıklanıp.
ilaç şirketlerine üretim için bil-
diriliyor.
Gribe aktif bağışıklık sağla-
mak için amacıyla kullanılan
aşılar, aşılamayı takip eden ilk
10-15 günlük süre içinde etki-
sini gösteriyor ve yıl boyunca
bağışıklık sürüyor. Grip aşısı
sadece yumurta alerjisi bulu-
nanlara uygulanmıyor. Yapı-
lan klinik araştırmalar. bu yıl
satışa sunulan grip aşılanndan
Vaxıgrip 'in yüzde 92 'lik bir et-
kinlik ile kış aylan boyunca
grip salgınlanna karşı aktif bir
silah oldugunu ortaya koyu-
yor. Sonbahann başında har-
hangi bir grip salgını riskinden
önce yapılan grip aşısının etkili
olacağına dikkati çeken uz-
manlar, aşının kullanım özel-
liklerini ise şöyle sırahyorlar:
•Grip aşısı diğer aşılarla bir-
likte rahatlıkla kullanılabiiiyor.
• Kanser tedavisi görenler ve
hamile kadınlarda aşılama bü-
yük avantajlar sağlıyor. Örne-
ğin gribe yakalan hamile kadın-
larda bazen düşük olabileceği
dikkate alınırsa. aşının büyük
yaran olduğu belirtiliyor.
•Aşılama yapıldıktan sonra
etkisi 10-15 gün içinde görülü-
yor.
durağanlık aşılmanuş ama ku-
nımlar zorlanıyor. Konferans-
ta iletişimciler ortak bir kanıya
varmışlar:
"Günümüz kapitalist dünya-
sında artık hükümetler eskisi
gibi sosyal ve kültürel araş-
ürmalara destek vermiyorlar,
para ayırmıyorlar. Buna karşın
teknik'konulardaki araştırma-
lar daha çok destek buluyor."
Tekinalp, "Amerikalı bir ko-
nuşmacı hemen hemen bütün
dünya televizyonlannda gös-
terilen Latin Amerika (Brezil-
ya) dizi ve dramalannın izleyici
davranışlan üzerindeki uzun
dönem etkilerinin, ihmal edil-
miş bir araşürma konusu oldu-
gunu, oysa bu etkinin yeni in-
san davranışlan üzerinde çok
önemli sonuçlan olabileceğini
vurguladı" diyerek ilginç bir
gözlemini aktanyor. Bu gözle-
mi Brezilya'da son 20 yıldır nü~
fustaki "dramatik" düşüşün
televizyon ile ilgisi doğruluyor.
Kültürel bağımlılık
Konferansın en ilginç tartış-
malanndan birini "bağımlılık"
üzerinde ortaya atılan tez ve
kuramlann gözden gecirilmesi
oluşturmuş. "Bağımlıük ku-
ramı" diyor Doç. Dr. Şermin
Tekinalp, "gelişmesini tamam-
lamamış bir ülkenin gelişmiş bir
ülkeye veya ülkelere ekonomik,
siyasi. kültürel bağımlıhğı de-
mek. İletişim açısından
bağımlılık ise uluslararası dev
kitle iletişim tekellerinin geliş-
mekte olan hatta endüstrileş-
nıiş Batı ülkelerinde bir Ameri-
kan kültür emperyalizmi
oluşturulması, ulusal İcültürü
yok etmeleri yani dünyayı
Amerikahlaştınnalan vs. An-
cak bugün bu kuruma yenilik-
ler getirildi."
Doç. Dr. Tekinalp sözlerini
şöy,le sürdürüyor:
'Önlem abnmadı'
"Devletler yöneten olarak
kültürel bağımlıbğı ortadan
kaldırabilecek önlemleri al-
madılar, tampon ve süzgeç gö-
revi yapamadılar. Sonra serbest
ticaretin çekicibği işin içine gi-
rince devletler uluslararası
çıkar tekellerine teslim oldular.
Ulusal iletişim politikalan ulus-
lararası çıkar tekelleriyle çatı-
şınca hem içeriden hem de dı-
şandan devletçibğe getirilen
eleştiriler hükümetleri kamusal
kuruluşlan bile satmaya yö-
neltti."
Eleştirilerin odak noktasının
uluslararası tekellerden tek tek
devletlere kaydığını belirten Te-
kinalp şunlan söylüyor:
"Uluslararası medya pazar-
layıcılannın bir savunması da
tek bir ulusal kültür tekeli kav-
ramının demokrasiye ters bir
kavram olduğu. Demokrasi
tartışmalan ve serbest ticaretin
çekiciligı uluslararası kapitaliz-
min ülkeye girmesini sorun
olmaktançıkardı. Ülkenin eko-
nomik güçsüzlüğü özelleştir-
meyi hızlandırdı ve bu durum
ekonomik büyümenin koşulu
olarak göriürneye başlandı."
Kültür emperyalizmi ve ba-
ğımlılık kuramına son olarak
yeni bir boyut daha kazandınl-
mış:
"Artık pasif bağımbbk red-
dedibyor. Medya mesajlann-
dan çıkanlan anlamlann ulusal
kültürle birbirine örüldüğü ve
yeniden biçimlendirme, kültü-
rel reddetme üzerinde kuramlar
üretiliyor. Yani Baü değer yar-
gılannı insan bir sünger gibi
emmiyor, aksine kendi kültürü
bir süzgeç görevi görüyor. Kül-
türel bağımlılık ve uluslararası
tekellerin suçlanması bir oyun.
Seçkin politik gruplarca yerli
küitürün Batı kültürü karşısı-
nda başansızbğı medya politi-
kalaruıın başansızbğına maze-
ret olarak kullanılıyor."
Ç O K 5 E S L I D E M O K R A S İ