23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL1992CUMA 12 DIZIYAZI 1243 sanığın yargılandığı ve 1 kişinin idama çarptınldığı Dev-Sol davası 11 yıl sürdü Pehlivantefrikasıgibi dava 12 Eylül Yargılamaları SÜNGÜNÜN UCUNDAKİ HUKUK DENİZ TEZTEL •7* ruz. Maksadımız devletin işi görülsün, 24 Temmuz 1981 günü Selimiye bizi oyalamayın." Kışlası'nm içinde ve dışında bir olağa- Evet mahkemenın karar ıçın acelesı mesleğinı devrimciliktir. -Devrimci olduğunuzu ama bu bir meslek değil ki. Benim sor- mak istediğim öğrenci misint? İşçi mi- siniz? -Benim mesleğimi 'devrimci' olarak yazın. Başka birişle uğraşmıyorum. Mahkeme heyeti kendi arasında bir şeyler konuşuyor ve yargıç "Yaz kı- am, mesleği devrimci" diyor. Yargıç daha sonraki üç-beş sanığa da, "Mesleğiniz ne ?" sorusunu yönel- tiyor. Onlar da, "Devrimciyim" de- yince yargıç sanıklara mesleklerini sormaktan vazgeçiyor. Değişenkr, değişmeyenler 11 yıl süren dava boyunca savalar Bir anda sanıklann hepsi ayağa kal- kıp •"Terbiyesizleşme", "İnsanlıktan hiç payını atmadın mı?" diye bağnyor- lar. Bağınş-çağınş sırasında elleri ol- mayan sanık konuşmaya başlıyor: "Kimseye bir şey göstermek zorun- da değilim. Alkışlamak şu an siyasi bir protesto biçimi olmuştur ve ben bu .,__, protestoyakatılıyorum.Önemliolanbu yapsınlar" diyor. Çok merak ediyorsanız söyleyeyim: Yüreğimle, beynimle alkışhyorum. Ama sizler bunlan anlayamazsınız." Mahkeme heyeti hernen karar alı- yor: Duruşmanın düzenini bozduklan için sanıklann duruşmadan çıkanlma- sına..." Sanıklar slogan atmaya başlı- yor... İzleyiciler tutuklulan alkışlı- yor... der gibi sanığa bakarken bir başkası sesleniyor: "Yani Jandarma Ajansı mı?" Yargıç, "Efendim burası askeri mahkeme. Herkes çekim yapıyor. As- ker de çekim yapabilir" deyince sanık- lardan biri, "Bizim de askerlerimiz var. Söyleyelim onlar da gelip çekim Mahkemede bomba ı sözleri kesili- yet Müdür Yardımcısı Mahmut Dik- yor, hiçbirıstem kabul edılmıyor.Yar- ler ile eski Başbakan Nihat Erim'ı öl- g » a m a ^ ^ b ı r s * a l l e {"""^f™- dürdükleri iddiasıyla 6 kişinin yargı- y° r , . v e ^ ^ son r a c , a f a 1 llk 1 1 9 8 1 d e lanmasına başlanacak... mahkeme Devnmcıı Sol-1 davasının Kışlaya giriş kapısında sadece sa- k a r a n n ı açıklıyor. Alü sanık ıkı kez nıklann birinci dereceden akrabalan, l d a m caaana çarptınhyor. avukatlan ve basın mensuplan soku- A n c a k l l k d a v a d a b u k a d a r s u r a t h luyor... Bir süre sonra 45-50 asker ara- dayranan mahkeme, esas pevnmcı sında beş sanık geüriliyor... Davanın Sol davasındabu kadar suratlıhareket altmcı sanığı yaralı olduğu için hasta- etmıyor. Sıkıyonetım asken mahke-ğ y neden geüriliyor T>r ev Sol davasında 1 numaralı sanık Karataş yargıcın, "Mesleğiniz" sorusunu "Devrimci" diye yanıtlayınca aralannda ilginç bir diyalog geçti: -Mesleğinizi sormuştumî -Ne sorduğunuzu biliyorum. Benim mesleğim devrimciliktir. -Devrimci olduğunuzu biliyorum ama bu bir meslek değil ki. Benim sormak istediğim öğrenci misiniz? İşçi misiniz? -Benim mesleğimi 'devrimci' olarak yazın. Başka birişle uğraşmıyorum. -Yaz kızım, mesleği devrimci. y melennın en kalabahk ve en uzun su- ren davası olan Devrimci Sol davası 11 yıl sonra karara bağianabildi. Devrimci Sol-2 davası 428 sanık hakkında acıldı. Bu dava- da 146 sanık için idam is- tendi. Ancak daha sonra bu davaya başka Devrimci Sol davalan birleştirildi ve sanık sayısı 1243'e yüksel- di. İdamı istenen sanık sayısı ise 25O'yi buldu. Baa sanıklar hakkında üç-dört kez idam istendi. 15 Mart 1982... Yine Atatûrk öğrenci Sitesi'- ndeki duruşma salonu. Bu sefer sanık sayısı çok fazla: 428 sanık...Duruş- ma salonunun içi, dışı as- ker dolu... Salonda bir uğultu var... Farkh ceza- evlerinde kalan sanıklar birbirlerini görmelerinin mutluluğunu yaşıyorlar... Bırbirleriyle kucaklaşan, selamlaşan insanlar... "Heyet geliyor" sesiyle uğultu azalıyor, ama tam kesilmiyor... Duruşma yargıcı, "Adil bir yargıla- ma olacağı" konusunda kısa bir konuşma yapı- yor... Ve kimlik tesbitine geçiyor... llk sanık Dur- ma heyeti değişti. Ancak değişmeyen şeyler de vardı... Yargıç ve sanıklar arasındaki tartışmalar hiç değişmedi. Duruşmalar boyunca çıkan tartışma- lar nedeniyle 120 kişi salondan atıldı. İki kez salondan atılan 17 sanık 11 yıl boyunca mahkemeyi izleyemedi... fn- sanlar dövüldü, zorla duruşmalardan çıkanldı. Davada eylemler tarüşılıyor. Savcı sanıklan bir arkadaşlannıöldürmekle suçluyor. Sanıklar ise arkadaşlannın sağ göriişlü kişilerce öldürüldüğünü, kendilerinin böyle bir şey yapmadığını Ölüm orucunda 3. ölûm Yargılama boyunca çok şey yaşan- dı. Sanıklara her fırsatta baskı uygu- landı. Baskılara karşı çıkmak için aç- lık grevleri yapıldı... Bu davada yargı- lanan üç kişi ölüm orucunda yaşamını yitirdi... Davanın 10 sanığı fırar etti... Davanın en önemli sanıklan Dur- sun Karataş ve Bedri Yağan'ın firann- dan sonraki ilk oturum... Sanıklar, Dursun Karataş ve Bedri Yağan'ın mahkemeye yazdıklan dilekçeyi oku- yoriar. Daha sonra avukatlar savun- malannı okumaya başlıyor. Birkaç Sanıklar cezaevinde gördükleri bas- kılan anlatıyorlar. Cezaevinde nasıl dövüldüklerini, insanlann yaralandı- ğını, koğuşlara bomba atıldığını belir- tiyorlar. Sanıklann elinde bir paket var. Konuyla ilgili dilekçeyi okuyan sanık, "Şimdi size koğuşumuza atılan bombalardan birini vereceğiz" diyor ve naylona sanlı gaz bombasını askere veriyor. Asker bombayı götürüp yar- gıca teslim edıyor. Yargıç," Aldık ama sakın patlamasın bu" deyince herkes gülüyor... Sanıklar, "Patlamaz, patla- maz. O patlayacağı yerde patladı za- ten". "Merak etmeyin bu bombanın sönmüş hali" diyorlar. Yargıç önce elındeki paketi bir kö- şeye koyuyor. Ancak daha sonra aç- maya karar veriyor. Yargıç paketi açı- yor... Bomba yargıçlar arasında elden ele dolaşıyor... Patlamış olmasına karşın yargıçlann gözleri yaşanyor... Duruşma arasında gazeteciler sanıkla- Duruşma salonunda herkes yerini sun Karataş... Söyleye- 'z" g , . ~ r r - r T T ^ T~T ', i TT alıyor... Ancak öyiesine yoğun güven- cekleri olduğunu belirti- D e v S o 1 «kvasında sıradan gonmtulenien bın: Sanıldar salomı terkermemek için askerlere karşı slogan atarak dırenıy. Bk önlemi alınmış ki, çevrelerini saran yor. Yargıcın, "Sonra" demesi üzerine askerlerden sanıklan görmek müm- Karataş "kimlik tesbiü birkaç durus- kün değil. Bir gazeteci askerlere, "Önü- ma sürer bizim söyleyeceklerimiz bek- müzden çekilseniz de sanıklan gör- leyemez" diyor... Yargıç ısrarb... Ka- sek" diyor. Bunun üzerine salonda bu- rataş kimlik bildirmeyeceğini söyleye- lunan biryüzbaşı kendi kendine, "Gö- rek yerine oturuyor. Ikinci ve üçüncü riipde ne yapacaksınız, nasıl olsa işleri sanıklar da, söylecekleri dinlenmezse hemen bitecek" diye söyleniyor. Evet kimliklerini bildirmeyeceklerini söylü- herkes; avukatlar, gazeteciler, aileler, yorlar... Bu sırada Karataş ayağa kal- "Sanıklann işinin hemen biteceğini" karak savcının işkenceyi savundugu- düşünüyor... Hatta bir gazeteci kori- nu ileri sürüyor. Yargıç çok sinirleni- dorda ailelere, "Çocuklannıza za- yor ve Karataş'a yerine oturmasını manında sahip çıksaydınız, bunlar ol- soyluyor. mazdı. Zamanında düşünseydiniz. Onlar asılmayı hak etti" diyor. söylüyorlar. Savanın polis senaryosu üzerine suçu kendilerine yüklediğini anlatıyorlar. Beyniyle alkış tutan sanık Askeri Şavcı Recep Sözen, "Sanık- lar, kendi arkadaşlannı vurduklan için vicdanen rahatsız olduklannı" söylüyor. Bunun üzerine sanıklar sav- cıyı protesto ederek alkışlıyorlar. Al- dakika sonra salona elinde video ka- mera bulunan bir astsubay gjriyor ve çekim yapmaya başlıyor. Savunmasını okuyan avukat ne ol- duğunu sonınca Yargıç Talip Orhan, "Haberimiz var, siz okumanıza de- vam edin" diyor. Astsubay çekim yap- mayı sürdürüyor. Sanıklar ellerini kaldırarak zaferişareti yapıyorlar. Bu- nun üzerine yargıç astsubaya dönüp, "Bu kadar yeter" diyor. Avukatlar ve Ancak Karataş oturmu- yor... Yargıç "Atanm" diyor.Sanıklar gülümsüyor Sanıklar ise sakin... Gülümsüyor- Bunu duyan salondaki görev- lar...Avukatlanna.gazetecilerelafatı- \, s u b a y harekfte gecıyor yorlar... Bir sanık gazetecilere, "İyi çe- K a r a t a Ş J salondan çıkarmak kin fotoğrafunıa" diyor. Kimlik tes- l $ n aüh ,y° r - A n c a k sanıldar bitinegeçiliyor...Sanıklarkimlikbildi- K a r a ^ 1 anüanna abp slo- riminde bulunmadan önce anlatacak- P n . a t m a y a başhyorlar. As- lan olduğunu söylüyorlar. Duruşma kerierşaşkırL Gazeteciler su- yargıcı dinlemek istemiyor... Sanıklar rekh fotoğraf çekiyor... Bır cezaevine hiçbir yazılı belgenin alın- g^P a s k e r > gazetecılenn fo- madığını, ilgili yerlere yazdıklan dilek- tograf çekmesını engellemeye çelerin ulaştınlmadığını, basının hak- Ça>Şiyor... Etraf toz duman lannda taraflı yaym yaptığını, böylesi 'Ç 1 "™... koşullarda savunma yapamayacakla- . S a I o n u n &$™ eb şılahlı as- nnı söylüyorlar. k e r l e r . sanyor Insanlara Duruşma yargıa. "'Bunlann dava coplar ınıyor Bır ara gazete- ile ilgisi yok, kimliğinizi bildirin" di- çıer dışan çıkanhyor ama aı- yor. Sanıklar da, kimlik vermemek lelenn dışan çıkanlması ıınu- gibi bir tavırlanbulunmadığını, ancak tuluyor. Bır subay aılelenn Çkencelerde insanlann öldürüldüp- dl ^ n Çikanlmasını ısüyor... nü anlatmak istiyorlar. Ancak yargıç Saruklar, Çılcmayın diye ^ sert bir sesle, "Mahkemeyi oyalama- bagınnca aileler salonda kau- Dursun Karataş ve Bedri Yağan'ın firanndan sonraki ilk duruşmada, bir astsubay video çekimi yın. yok şu öldürülmüş, yok bu öldü- >? r j Avukatlar sanıklarla y a p ı n a y a başlayınca, sanıklar kameraya zafer işareti yapö. Tarih 1989'un ekim ayu rülmüş. yok bu olmuş falan... Bunlan gorusme ,s tegınde buluyor- "^ " ^ geçin" diyor. Sanıklar ise hâlâ "Mah- l a r -- Duruşmaya ara venlıyor kemeyi oyalama gibi bir niyetleri ol- Tçkrarduruşma başlıyor... Sanıklar madlg ını, ancak bu davada ciddi bir ^ mhk büdınımnde bulunacaklar yargıbma olmayacağına inandıklan- Karataş kursuyegehyor adınısoyadı- nı" söylüyorlar. Ve sonunda yargıç en ™. a dre5iru soyluyor. Yargıç, Mesle- - ğ^nızne? dıyesoruncaKarataş, Dev- rimciyim" diyor. Yargıç şaşınyor... Daha sonra sanıkla yargıç arasında şu önemli şeyi söylüyor: Mahkemenin acelesi var konuşma geçıyor: "Zamanımız zaten kısıtlı. Adaletin -Mesleğinizi sormuştum! bir an önce tecelli etmesi için uğraşıyo- -Ne sorduğunuzu biliyorum. Benim kışlar bitince yargıç sanıklara, "Alkış- lamayan var mı?" diye soruyor. Kim- seden yanıt alamayınca da tutanağa, iki eli olmayan bir sanığın dışındaki tüm sanıklann alkışlama eylemine katıldıklannı yazdınyor. Bu sırada el- leri 'olmayan sanık ayağa kalkıyor ve " Yanlış yazdınyorsunuz. Ben de alkış- ladım" diyor. Bunun üzerine yargıç, "Sen nasıl alkışlıyorsun? Hadi bir kez daha alkışla da görelim" diyor... sanıklar bu çekimin neden yapıldığını soruyorlar. Yargıç "Bize gelip izin is- tediler. Biz de izin verdik. Gazeteciler de çekiyor, yurt dışından gelenler de çekiyor. Herkes çekebilir" diyor. Avukatlar iüraz ediyor "Gazeteci- r or. ra bunu nasıl getirdiklerini soruyorlar. Saruklar "Söylemeyiz bu bizim sırn- mız" diyorlar... Bir sanık ise "İşte size manşetlik haber. 'Devrimci Sol dava- sında yargıçlar ağlıyor' diye yazın" di- yor. Evet Devrimci Sol davasında kâh ağ- landı, kâh gülündü... Dava, 1 Kasım 1991 günü karara bağlandı. Karar oturumunda da sorunlar çtktı. Şartlı Tahliye Yasası nedeniyle da- vanın tutuklu sanığı kal- mamıştı... Ancak başka suç- tan tutuklu dokuz sanık du- ruşmaya getirildi... Mahke- me heyeti karan açıklaya- cağını bildirince sanıklar karşı çıktı. Karann kamuo- yundan gizlenilmeye çalışıl- dığını. karar verileceğin- den kimsenin haberi olma- dığını söylediler... Mahkeme sanıklann iürazlannı dinle- medi... Sanıklar 10 dakika ara verilmesini istediler... Bu istemkri de kabul edilmedi. Yargıç Talip Orhan sanıkla- ra karar uzun olduğu için oturarak dinleyebileceklerini söyledi ve karan okumaya başladı.. Birkaç dakika geç- mişti kı. sanıklar iki pankart açtı. Sanıklar güvenlık görev- lilerince dışan çıkanürken bir sanık bağınyordu: "12 Ey- lül'ün günahlannı siz temiz- leyemezsiniz..." Boş salona okunan karar sonunda bir kişi idam cezası- na çarptınldı. 33 kişi hakında ömürboyu hapis cezası... 578 sanık hakkında da beraat karan verildi... Halen davanın gerekçeli karan yazı- hyor... Gerekçeli karar yazıldıktan sonra dosya Askeri Yargıtay'a gide- cek... Sonra belki de bozulup geri gele-. , , , -, ı cek... Sonra belki de bozulup geri gele- ler, yurt dışından gelenler kamuoyunu cek... Kısacası bu dava dahkyılla7sü- bılgılendırmek ıçın çekıyorlar, bu çekı- ^ min amaa ne?" Sanıklardan biri alay- a bir tavırla, "Jandarma Press mi bu?" diye soruyor. Yargıç, "anlamadım" AMASYA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1991/57 Karar No: 1991/41 Hâkim: H.Necati Aksoy 23657 Kâtip: Gülseren Süer Davacı: Orman Işletme Müdürlüğü/Amasya Vekili: Av. Firdevs Göztaş-Amasya Davalı: Halil Cebeci, Mustafa oğlu, Onnanözü K.den adresi meç- hul. Dava: Kadastro tespitinin iptali DavaTa.: 28.11.1990 Karar Ta.: 10.6.1991 Parsel No: Onnanözü Köyü 1939 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan da- vanın yapılan açık yargılaması sonunda: Mahkememizden verilen 10.6.1991 gün 1991/57 E., 41 K. sayılı karan ile davacı vekilinin açmış olduğu davanın kabulüne, Amasya merkez Orraanözü köyü, Tuzaklı mevkiinde, tarla niteliğinde 3950 m 1 alanında 1939 sayüı parsdle ilgili komisyon kararuun iptaline, Halil Cebeci'nin zilyetliği ile ilgili ibarenin beyanlar hanesinden silinmtsi- ne, orman olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 5.200 lira bakiye harcın davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 7.000 lira vekalet ücreti ile davacı tarafından yapılan 154.720 lira yargılama gi- derinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, işbu karar davalının adresinin saptanamaması nedeniyle tebliğ edileme- mis olduğundan ışbu ilaıun yayın tanhinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edılmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 50048 BÂLÂ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991/295 Bâlâ ilçesi Çiğdemli köyü Delibaş mevkiinde, doğusu davacıya ait 785 ve 786 nolu parseller, batısı kağnı yolu ve Ahmet Güneş tarlası, kuzeyi ziraata elverişsiz arazi, güneyi ziraata clverişsiz arazi ve dere ile çevrili olmak üzere 63.000 m : tasınmazın ziraata elverişsiz arazi olup davacı Haydar Polat bu yerin kendi adına tescilini istemiş oldu- ğundan, bu yer üzerinde üstün haklan bulunanlann ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde mahkememizin 1991/295 sayüı dosyasına mü- racaat etmeleri rica olunur. Basın: 37114 İLAN KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacı önder Kayın vekili tarafından davalıla. Karşıyaka Beledi- yesi ve Ahmet özer aleyhine hâkimliğimizin 991/1147 esas sayüı dos- yası ile açılan Karşıyaka ilçesi, Bayraklı Mah. 9895 ada, 5 parselde kayıtlı tasınmazın taksimen veya satılarak ortaklığmm giderilmesi ile ilgili davada davalı Ahmet özer adresınde bulunamamış olmakla, du- ruşma günu olan 39.9.1992 günü saat 9.20'de hazır bulunması, aksi halde yokluğunda davanın sonuçı. u ı>u .~ağı ilanen tebliğ olunur. 8.9.1992 Hâkim 15685 Basın: 37326 İLAN ANKARA YEDİNCt İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No: 1992/3654 Alacaklı: M.Nedim Durukan Vek. Av. llhan Barlas, Av. Taner Onurgil. Borçlu: Olimpek Tekstil San. Bir borçtan dolayı hacizli olup ve asağıda cins ve miktan yazüı mal- lar satışa çıkartılmıştu". Birinci arttırma 21.9.1992 günü saat 10.00-10.10'da Yeni lncirli Yolu No: 21 Bakırköy adresinde yapılacak ve o günün muhammen kıymeünin Vo75'ine istekli bulunmadığj takdirde 22.9.1992 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılacak ve muhammen kıymetinin %40 fazlası fiyat verene ihale olunacağı ve satış şartnamesinin icra dos- yasında görülebileceği, fazla bilgı almak isteyenlerin yukanda yazüı dosya numarası ile icra müdurlüğüne müracaat etmeleri, KDV, tel- laliye ve ihale damga resminin ahcıya ait olduğu ilanen tebliğ olu- nur. 8.9.1992 Muhammen Kıymeti Adedi Cinsi 15.000.000.- TL 1 Goldstar bügisayar 50 Magert, 150401070021 şasi serili çanta bügisayar 15.000.000.- TL 1 Makajima AK 40 printer yazısı 220 V.40 W Kore mah. ANKARA ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bir Eylül Sabaln... Dünyada dostluktan guzel ne var acaba? Bence hiçbir şey! Aşk diyebilirsiniz, ama bir erkeğe ya da kadına duyu- lan tutku da güzel bir boyuta ulaşmıyor mu dostlukta? Alt- mışı çoktan geride bıraktım, yetmişe rarrıak kaldı. Dostluk- ları yaşamamm en güzel birikimi olarak hissederim her zaman. Her dalda, her kuşaktan dostlarımla mutlanır, bo- yutlanırım. En güzel armağan diye düşünürüm onları. Ben başak burcundanım, doğum günlerimi teşekkürle kutlarım her zaman. Bir eylül sabahı yeni bir yıla uyanmaktan mut- luluk duyarım. Sevdiklerime seslenirim, güzel bir şey duy- mak isterim onlardan. Yaşamımda var olmalarının sevin- cini aktarırım. Son yıllarda mavi sabahlara uyanıyorum doğum günle- rinde. Körfezdeki dostlarımla paylaşıyorum sevincimi. Telefon çalıyor durmadan. Istanbul'dan, Ankara'dan, Iz- mir'den, Pamukkale'den, Strasbourg'dan, Brüksel'den, sonra Okyanus'un ötesinden ABD'den, Pekin'den, Tokyo'- dan sevdiklerim sesleniyor, dünya küçülüyor, bir sevgi bahçesi oluşuyor birden. Telefonda bir piyano sesi duyu- yorum, sanatçı dostlarımdan biri "iyi ki doğdun" şarkısını söylüyor. Sonra küçük bir bebeğin şarkısı başlıyor. Ben de "iyi ki doğdum" diye gülümsüyorum. Giden yılı mutlu uğurluyor, geçen yıla tüm sevdiklerimle kucaklaşarak da- ha güçlü ve umutlu "merhaba" diyorum. Bu doğum günümün güzel raslantıları var, balkonun ge- leneksel konuklarına, Bahri Hoca'ya, SudişSavcı'ya, Emel ve Hamit Batu'ya, Koclar'a, Bahriye ve llhami Sosyal da katıldı bu yıl, en uzun sabahı yaşadık güzel söyleşılerle. Sonra Halit Çelenk'in balkonuna gittik, Şekibe Çelenk'in donattığı sofrada sürdü söyleşiler. Dost sofraların tadına doyulmaz değil mi? Insana başka bir mutluluk ve rahatlık verir. Gecmişten geleceğe uzanan anılarla... Yıllarla de- rinleşen deneyler ve birikimlerle... Çelenkler'i TlP'li yıllar- dan tanıyorum. 60'lı yıllarda güzel anılanmız var. Onlara daldık söyleşilerde. Mehmet Ali Aybar'ı andık. Behice Bo- ran'ı , Sadun Aren'i, derken Mihri Belli'ye uzandı konus- malar. Sonra Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına. Gece hü- zünlendi giderek. Kimi kişiler demokratik savaşın kilomet- re taşları olarak dikiliyor belleğimizde. Eleştiriler de olabilir, ama demokratik savaşa katkıları yadsınamaz. Ki- mi olayları da yorumlamakta zorlanıyor insan, sorularla derinleşiyor belleklerde. Niçin böiündüfer diyoruz, niçin öldüler? O bahar kuşağını dallarında açmadan solan çi- çekler gibi düşünürüm ben. Peki o ölümlerin uyarısı nere- de? Kimi anılar insanı doğduğuna pişman edebilir, ama ölüm değil yaşam özleniyor yine... Yitik dostların, sevgili- lerin, boynu bükük, gönlü buruk ölenlerin soluğuyla diril- mek, direnmek, umudu soldurmamak istiyor insan. Gele- ceğe umutla bakmak, güzel günlerin yaşanacağına inan- mak istiyor. O günler gelecek elbet. Başak çocukları iyımserlikten vazgeçmez hiç. Babam demiryolcu, gençlik yıllarında, Ankara Garı'nda bir loj- manda oturduk birkaç yıl. Pencereden trenlerı seyreder- dim. Her trenle biraz gider gelirdim. Ayrılığın hüznünü kavuşmanın sevinci bastırırdı her zaman. Şimdi de öyle, ufuk daralıyor, hava kararıyor, ortalık kana bulanıyor, ama böyle sürmeyecek elbet. Böyle süremez! Kan kurumuyor, savaş barışı getirmiyor dünyamızda. Kalıcı barışı barışçı çözümler sağlıyor ancak. ••• O konuya değinmek içimden gelmiyor, ama dünyamızın ve ülkemizin gündeminde bunca sorun varken, başta CHP, kimi partilerin gündemine bakar mısınız? Ne olaylar yaşanıyor, ne pazarlıklar, kimler yanyana gelebiliyor, amaç ne? Kimi aktörlerin hep aynı rolü oynaması rastlantı mı acaba? Olaylar soruları yanıtlıyor her gün. • • • Hafta başında gazetemizin kültür sayfasında Faruk Gü- venç'in anısına bir yazı yayımlandı, okudunuz mu? Beni çok duygulandırdı. Yazarın bir görüşüne katılmıyorum yal- nız. Faruk Güvenç çoksesli müziğin yılmaz savaşçısı ger- çekten. Her zaman konuşur, anımsarız sanatçı dostlarım- la. Hızını, coşkusunu hissederiz yüreğimizde. Ancak ölümü savaşını durdurmadı bence. Çoksesli müzik sevgisi giderek gelişiyor. Faruk'un ektiği tohumlar filizleniyor, çi- çekleniyor. Geçen hafta da belirttim, konservatuvarların müzik bölümüne, Biikent Müzik Fakültesi'ne başvuranla- rın sayısı artıyor giderek. Müzıkseverler konser salonları- na sığmıyor. Genç orkestralar ülkeyı baştan sona seslen- diriyor, illerde, ilçelerde, dağlarda, denizlerde sevgiyle selamlanıyor. Faruk'un dostları da mutlu gülümsüyor. Yılmaz savaşçıların soluğu kesilmiyor. Demokratik yaşam da yılmaz savaşçılarla güçlenecek kuşkusuz. Yapay savaşçılarla değil. Koşullar ne olursa ol- sun yılmayan savaşçıların soluğuyla, umudunu, coşkusu- nu yitirmeyenlerle. BÜLMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Balkan Savaşı sı- rasındaki başarılı deniz çarpışmalany- la ünlenen Osmanü savaş gemisi. 2/ Yo- sunlann kökü andı- ran tutunma orga- nı... Alevi-Bektaşi ozanlarının tarikat- lanyla ilgili şiirlerine verilen ad. 3/ Mo- torlu taşıtlarda di- reksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantı- yı sağlayan mil... Ahırdaki gübreyi dı- şarıya atmak için kullanılan pence- re. 4/ Bir sıvının içindeki alkol de- recesi... Anadolu'da kurulmuş' eski uygarlık. 5/ Bir gıda maddesi... İki nicelik arasındaki bağıntı. 6/ Yüz- geçlerinde yakıcı dikenler bulunan, eti lezzetli bir balık... Bir nota. 7/ Yu- nanistan'da manastırlanyla ünlü ya- rımada. 8/ özenli, düzgün... Yarı memnunluk belirten bir ünlem. 9/ Tarımda kullanılan azotlu gübre... Aralannda toplumca hoş karşılanmayan ilişki bulunan kadın ya da erkekten her biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bineğe ya da yük taşımaya alıştmlmamış at ya da eşek sürü- sü. V Piyaneoda en küçük ikramiye... Müstahkem yer. 3/ Ti- caret malı... Üzeri ekmek kırıntısıyty kaplanmış yiyeceklere ve- rilen ad. 4/ Dahil... Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili bel- geler bütünü. 5/ Kanada'da bir kent. 6/ Düşünce... Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen degnek. 7/ Asya'da bir ülke... Ev- cil bir geyik türü. 8/ Kutahya'nın bir ilçesi... Katar'ın başkenti. 9/ Tıp dilinde "bere" anlamında kullanılan sözcük. BURSA ASLİYE İKİNCİ HUKUK HÂKİMLİCİNDEN Dosya No: 1987/695 Davacı Asiye Altın tarafından davah Ibrahim Sevinç aleyhine açı- lan ipoteğin iptali davasının yapılan açık duruşmasında verilen ka- rar gereğince: Mahkemece mütteliaz 1987/695 E., 1989/547 K. sayüı 19.7.1989 tarihli hükümle davanın açılmamış sayümasına karar verümiştir. Davalı lbrahim Sevinç tüm ara$tırmalara rağmen tebligata yarar adresi tespit edilemediğinden hükmün gazetede ilanen tebliğine ka- rar verilmiştir. lş bu ilan tarihinden itibaren adı geçen davalıya karan yasal süre- si içerisinde temyiz etmeye hakkı bulunduğu hususu ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 37336
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear