23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17EYLÜL1992 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Dogu'da yatınm durdu • AMKARA(ANKA)- D o e u veGünejdoğu'da özellikleson aylarda tırmanışa geçen PKK terörû ve belirsizlik ortaıru bu bölgelerde zaten çok az olan sanayileşmeyi iyicesekteye uğrattı. S'ılın ilk yedi ayında teşvikliyatınmlar Güne\doğuda yüzde 95.8, Doğu Anadolu'da yüzde 83.3 azalarak adetadurma noktasına geldi. Ocak-temmuz döneminde Güne>doğu Anadolu Bölgesi'ndeki teşvikli yatınmlar geçen yılın aynı dönemine göre cari fıyatlarla yüzde 93.4 azalarak 4 trilyon 'l 37.3 milyardan, 275. l milyarageriledi. Otomotiv sanayii büyöyor • ANKARA (ANKA) - Türk otomoti\ sanayii üretimi bu yılın ilk sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39artarak 209 bin 746 adete ulaştı. Otomotiv Sanayicileri Derneği'nin verilerine göre ocak-ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre en fazla üretim artışı yûzde 51 'le midibüs üretiminde meydana geldi. Otomotiv sanayiinde en büyük paya sahip olan otomobil üretiminde yüzde 46. kamyonet üretiminde de yüzde 47 artışoldu Ekmek zammı kapıyı çalıyor • ANKARA (UBA)- Toprak MahsulleriOfısi'nin hububat ahmlannda peşin ödeme yapması için ucuz fıyatla ihraç ettiğimiz buğdayı bu defa pahalı ithal etmek sorunuyla karşı karşıya kaldık. Ekmek zammının kapıyı çaldığını, halka. kalitesiz ve besin değeri düşük ekmek yedinleceeini kavededen fabnkaterier. bkmek Fıyatlannın artmaması ve halkın besin değeri düşük ekmek yemek zorunda kalmaması için buğday ithalatına gidilmesini" istediler. Gemi ihracatı • ANKARA (UBA)-Gemi ihracatında patlama yaşanıyor. Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSB) Başkanı Yılmaz Karahanoğlu. '•Gemi inşa sanayiinin büyük teşviklere ihtiyaçduyduğunu" söyledi. Devlet Bakanı Tansu Çiller, "Gemicilik sektörü büyük teşviklerden yararlanacak" dedi. DİSK'in hedefi • ANKARA (UBA)- Açıldıktan sonra örgütlenme çajışmalanna hız veren DİSK I993martına kadar 150 bin üyeye sahip olmayı hedefliyor. DİSK'ın örgütlenme çalışmalannı tamamladığı sendikalanndaki üye sayısı 70 bini buldu. "Tek pazar"a karşı önlemler • ANKARA (AA) - Turizm Bakanlığı, Avrupa Topluluğu Tek Pazan'na karşı önlemler almaya başladı. Önce AT içindeki rakip ülkelerin tespiti üzerinde duracak olan Bakanlık. bu ülkelerin turizm potansiyellerinin sürekli izlenmesi için girişimlerde bulunacak. Tarifeye reklam yasağı • ANKARA (ANKA) - Esnaf ve sanatkârlann ürettikleri mal ve hizmetlerin, meslek odalan tarafından belirlenen fıyat tarifelerini gösteren levha, afış veya panonun üzerinde herhangi bir ürünün reklamının bulunamayacağı bildirildi. Yapılan değişiklikle, belediye sınırlan dışmda da flyat tarifesi oluşturma sorumluluğu meslek odalanna verildi. Lada'ya 4 milyon zam • İZMİR(ANKA)- Türkiye'de ithal otolar içinde en çok satan ve Rusya'dan dışalım yoluyla gelen "Lada" otomobillerinin fıyaüna 2.5 ay içinde üçüncü kez zam yapıldı. Alman Markı'nın hızlı yükselişten sonra inişe geçmesiyle birlikte Lada Samara tipi otomobillerin saüş fıyaü KDV hariç 4 milyon lira birden zam gördü. Böylece iki bucuk ay önce fıyaü 43 milyon ura olan Lada Samara'nm son zamdan sonraki bayi satış fıyatı 50 milyon liraya çıktı. TÜSİAD-Çağlar çatışması hükümetin gündemindeki sorunlan unutturdu KavgadanDemirelyararlandıİş-Ekonomi Servisi - Uunler- dir kamuoyunun bir numarah gündemini oluşturan TÜS- IAD-Çağlar çatışması, kav- ganın içine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin, diğer ba- kanlann, işveren kuruluş- lannın. tek tek önemli işadam- lannın taraf olarak girmesiyle önemli sonuçlar getirebilecek bir niıelik kazandı. Demirel. CHP olayının ardmdan günde- mine gelen hükümet değişikliği karan için zaman kazanmış oldu. TÜSİAD'ın amaanın dışmda olayın büyümesi karşısında hükümete yönelik eleştıri dozunda. çıkışlannda yumuşama beklentisi doğdu. Yine hükümetin ve özellikle de hükümetin dayanışma içinde olduğu Türkiye Odalar ve Bor- salar Birliği'nin hıç istemediği TÜSİAD'ın konfederasvona dönüşmesi hareketinin büyük ölçüde engellendiği hesaplanı- yor. Aynca bu gerilim havası- nda yapılamayacağı gerekçesi ile topluma hedef olarak sunu- lan. ancak nasıl oluşturula- • Kavga CHP'deki son gelişmelerin ardından gündeme gelen sosyal demokrasi çatışmasım unutturdu. SHP'nin koalisyondaki paymın azalmasını isteyen DYP'lilerin Demiren zorlamasım erteletti.Tepki- nin şiddeti işverenlerden gelecek eleştirileri de bir anlamda durdurdu. cağının dengeleri kurulamayan "Ekonomik \e Sosyal Konseyi' erteleme şansı da doğdu. İş dünyası. tuttuğu tarafa. daha doğrusu içinde bulundu- ğu çıkar cephesine bağlı olarak son günlerin kamuoyunun bu en önemli gündemi, kavgası üzerinde birbirine zıt değerlen- dirmeler yapıyor, nedenler sı- ralıyor. Yine de temel aynlıklar ve sonuçlar üzerinde farklı söz- lerle ifade edilse de aynı sonuç- lara yanlıyor. TÜSİAD'ın hükümete yö- nelik eleştirilerinde söylenen- lenn. bılinmeyen. beklenmeyen görüşler olmadığında birleşili- yor. Hangi taraftan olunursa olunsun, TÜSİAD'ın son çıkışı ile hükümetle ciddi bir çatı- şmayı hedeflemediği. böyle bir kastının olmadığında da görüş birliği var. TÜSİAD'ın, bir başka anlamda en büyüklerin bazı hükümet uygulamalan- ndan rahatsız olduğunu ve hü- kümeti uyarmaya çalıştığını da herkes doğruluyor. Görünen çatışma ve rahat- sızlık noktalanndan biri, hü- kümetin işverenlerle ilke birli- ğinde olduğu, söylediklerini yapmakta somut ya da yeterli adımlar atmamış olması. TÜ- SİAD cephesine göre nedenleri isteksizlik ya da beceriksizlik, politik öncelikler. Hükümet cephesine göre, ancak bu kadar hızlı yapılabilir. Zaman tanıma zorunluluğu var. Gecikmiş, ka- ygılanacak bir durum da orta- da yok. Aslında en büyükler de bunu görüyor, fakat gerçek sıkıntılanru öne çıkaramadı- klan için. istediklerini kopar- mak üzere hükümeti zayıf karnından zorluyor. Örneğin vergide istisnalann azaltılması, bankalar ve büyük işletmelerde vergi payını % 8'den % l.6'ya kadar çıkartmış. TÜSİAD bunu kamuoyunun önünde çok fazla telafuz edemiyor, an- cak hükümete çok geciktiği ver- gi reformunu yapmama, hala çok önemli bir gelir grubunu vergi dışı bırakma ile eleştiri ge- tiriyor. Bir başka hiç dile getirilme- yen rahatsızlık ise, hükümetler üzerinde alışılmış olan güç ve nüfusun yitirilmiş olması. Bu. elbette siyasal etkinlik, yönet- me gücü ve haza ile sınırlı değil. Doğrudan çıkar güç ve etkinli- ğinin yiürilmesi ile de bağ- Iantıb. Devletin büyük ihalele- rinin paylaşımı, koruma, kolla- Dünyadaki ekonomik gelişmelerin Türkiye'ye etkileri tartışılıyor: Türkiyeyönünûbelirlemeliİş-Ekonoaıi Servisi - Tür- kne'nın 21. yüzyılda dünya- daki küreselleşme akımının dışına düşebileceği savunuldu. İktisadi Kalkınma Vakfı tara- fından Doç. Dr. Arif Ersin'e hazırlaülan "Dünyada Globali- zasyon ve Avrupa Topluluğu'- nun Sanayi Politikası - Türkiye'ye Etkiler" konulu tar- tışma yayımlandı. Dünyada küreselleşme ha- reketinin Avrupa Topluluğu'- nun sanayi politikasıyla karşı- laştınlarak Türk sanayiinin re- kabet gücünü. imkanlan ve ge- leceğini ne tarzda etkileyeceği konulanna değinilen araştır- mada, dünyada ekonomik ve sıyasi küreselleşmenin kaçmıl- maz olduğu vurgulandı. Bu küreselleşmenin yerellikten anndınlmış bir sistemi de bera- berinde getireceği belirtilen araştırmada. "Küreselleşme sü- recinde gümrük duvarlanndan. eş etkili vergilerden ve miktar kısıtlamalanndan anndınlmış serbest rekabete dayalı bir dün- ya ticaret tablosu ortaya çıkar- ken ileri sanayileşmiş ülkelerin •Türkiye'de yapılan .sanayi yatınmlan ve teşvik politikası- nın dünya ticaretindeki yeni eğilimler göz önüne alınma- ıdan hazırlandığı savumılarak, Türkiye'nin 21. yüzyılda dün- yada hızla gelişen küreselleşmenin dışma dü- şebileceği ileri sürüldü. rekabet üstünlüğünü yitirdiği sektörleri yeni sanayileşmiş ül- kelere kaydırmak durumunda olduklan aşikardır" denildi. Kaydırma işleminde temel kri- ter olarak ileri sanayileşmiş ül- kelerin sanayi ve ticaret politi- kasında benimsedikleri esas- lann dikkate alındığı belirtildi. Araştırmada, Türkiye'de yapı- lan sanayi yatınmlan ve teşvik politikasının bu esaslara dikkat edilmeden hazırlandığı savunu- larak. bu hatalardan dolayı Türkive'nin 21. yüzyılda küre- selleşmenin dışına düşebileceği ileri sürüldü. Sanayi politikalannda yeni büyüme modellerine de deği- nilen çahşmada. açık ekonomik sistemle elde edilen birikimlerin ülkelerin büyümesinde koru- macılığa dönüştüğüne dikkat çekildi. Çahşmada, bu çelişkili duru- mun Türkiye'nin AT ile ekono- mik ilişkilerini yakından etkile- yeceği vurgulandı ve gümrük uygulamalanyla ilgili olarak sa- nayiciyi ve hükümeti karşı karşıya getirebilecegi uyansı yapıldı. Avrupa Topluluğu'ndan farklı olarak ABD ve Japonya'- nın ticarette yerelliği aşan bir tutum içinde olduğu belirtildi. Araştırmada, ABD ve Japon- ya'nın. yüksek araştırma-geliş- tirme harcamalan yapılan ürünler dışında tüm ürünlerini dünya çapında rekabete açık tuttuğu, ancak buna karşılık Avrupa Topluluğu'nun bu yönde adım atmaktan çekindi- ği öne sürüldü. ATnin bu tutu- muna neden olarak ise istihdam kaybı kaygısı içine gjrmesi ve yeıerli sermaye biriİumine sa- hip olmaması gösterildi. So- nuçta. uluslararası ticaret or- tamında serbest rekabetin ve li- beralleşmenin benimsendiği bir dönemde topluluğun çeşitli mevzuat engelleriyle rekabet mücadelesini sürdürdüğü vur- gulandı. Bu durumun Türkiye'- ile olan bütünleşmeyi olumsuz yönde elkileme olasılığına da dikkat çekildi. 21. yüzyılda ekonomilerin te- mel özelliklerinin tartışıldığı çahşmada, tek bir biçime sahip bir dünya pazannın olma- yacağı ileri sürülerek, bunun aksine ekonomik. sosyal ve coğrafı özelliklerin önem ka- zandığı "çeşit ekonomisi" ağırhklı mal ve hizmetler üre- üleceği belirtildi. G A R A N T İ ' D E O L M A K Ç A Ğ D A Ş B İ R S E Ç İ M D İ R • • MUFETTI YARDIMCILARI Başarılı bir gelecek için: Çevreyle uyum sağlamaya özen gösteriyor, insan ilişkilerine önem veriyorsanız ve aşağıdaki özeliiklere sahipseniz; sizin için, Garanti'de olmak cağdaş bir seçimdir. BAŞARILI BİR GELECEK İÇİN Tefti 5 Kurulu-nda görevlendirilmek üzere; GARANTİ'Lİ BAŞLANGIÇ • Eğitim süresi en az dört yıl olan hukuk ve siyasal bilgiler fakülteleri ile iktisat ya da iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin; iktisat, işletme ve iş idaresi, maliye, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, kamu yönetimi, uluslararası tlişkiler bölümleriyle, burtlara eşdeğer olduğu yetkili resmi makamlarca onaylanmış, Türkiye ile yabancı ülkelerd _l»i okullardan birini bitirmiş, • 27 yaşını asmamış, • Askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş v erkek adaylar icin> Müfettiş Yardımcıları alınacaktır. . 24-25/10/1992 tarihlerinde Ankara, İstanbul, İzmir'de yapılacak yabancı dil ve mesleki konularda giriş sınavına katılabilmek için; aday formuyla birlikte 16/10/1992 Cuma günü akşamına kadar başvurmak gerekmektedir. Aday formlarını. başvuru adresini, sınava katılma koşulları ile diğer bilgileri kapsayan broşürümüzü aşağıdaki birimlerden temin edebilirsiniz. Garanti'de başvurular gizli kalır. B GARANTİ BANKASI Tefiış KaruİD Bjşkinlıgı Bevoglu-lsıanbu: Tel 251 69 45 - 251 34 ?•! t 20 han Bolgt MûdürlİJklerİBİz Ankara. Izmır. Adana. Çorlu Bursa A>d>n Ordu Anıalya. Kayserı Şube Mudürluklerııniz Oenızlı. Dıvarbakır Erzuram. Eskışehır. Samsun. Irabzon Edırne. Manısa, Konya Balıkesıf. Mersın. Elazığ Gazıamep Izmıı. Van, Zongoldak malar çok önemli ro! oynuyor. Demirel'in taban fiyatı poli- tikalan. kar ve rant dağılımın- daki öncelikleri de iş dünyasını çok rahatsız ediyor. Türkiye'- nin sosyo-ekonomik yapısı içinde, iş dünyasında var olan önemli çıkar çatışmalan öne çıkıyor ve kavganın asıl temeli- ni oluşturuyor. Kamuoyu ve si- yasal görüntüsü TÜSİAD ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında iş dünyasını temsil konusundaki iktidar çatışması. TÜSİAD cephesine göre hükümet gerçek sanayici- nin, yatınmcının sorunlanna göz yumarak, üretmeden, yatınm yapmadan kazananla- ra prim veriyor. Birlik cephesi ne göre ise işin hep kaymağını almaya alışmış bir avuç büyük- ler, pastada paylaşım büyütü- lünce tepki duyuyor. Hep ken- dilerine verilmesini istiyor. Bu temel çıkar çatışmasında hükümeti ve Demirel'i etkile- yebilecek psikolojik faktör ise birliğin kayıtsız şartsız bir gö- rünüm içinde hükümete destek \ennesi. TÜSİAD'ın daha cağ- daş bir üslupla hükümete eleşti- rilerini daha açık yapması. Özellikle de TÜSİAD'ın konfe- derasyon girişimi ile sonu "İAD" ile biten bütün işveren derneklerini bir çatı altında toplama, daha güçlü ve etkili bir ses olma çabası. Yine de bütün bu sayılanlar içerik olarak çok normal ve do- ğal sayılabilecek bir TÜSİAD eleştirisinin ardından, Çağlar'- ın şahsında yapılan büyük saldınyı, yaratılan büyük kav- gayı açıklamıyor. Yanıtı galiba daha çok çatışmanın sonuçlan üzerinde aramak gerekiyor. Demirel kazandı Her ne kadar Çağlar'ın çıkışı üslup olarak çoğurriuğu kamu- oyunu rahatsız etmiş olsa da, sonuçta Demirel denge rolü ile puan kazanmış görünüyor. TÜSİAD'ın hükümet için bir tehlike, zorlama unsuru olması. DYP içindeki çok sıcak çal- kanülann askıya alınmasına yol açıyor. CHP olayından son- ra mutlaka hükümet değişikliği isteyen DYP'liler biraz bekle- mek zorunda kalıyor. Demi- rel'e CHP'deki gelişmeleri, sos- yal demokrat kavganın geliş- mesini görüp. yeni hükümet ağırlıklan, yeni koalisyon or- taklığı ve paylaşımında karar vermek için zaman kalmışy olu yor. Öte yandan geçmişte Ece- vit hükümeti uygulamasında olduğu üzere. hükümete savaş açmayı düşünmemiş, sadece ra- hatsızlığını dile getirmiş, fakat çok büyük tepki almış olan TÜSİAD da çıkan gürültü karşısında, üyelerinin çıkar- lannın gereği olarak geri adım almak zorunda. Demirel için çok önemli olan işveren cephe- sinden gelecek yeni eleştirilere fren konmuş da oluyor. Nere- den bakılırsa bakılsın. eylü ayı ile birlikte hem ekonomik hem de siyasal alanda çok- sıkışmış olan koalisyon hükümeti, De- mirel için olay, önemli bir so- luk, nefes ahna, zaman kazan- ma işlevini yapıyor. IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Çağlar-TÜSİAD Düellosu Bakan Çağlar'ın özel yatından bazı gazetecileri arayarak verdiği demeç ortalığı karıştırdı. CHP'nin başına Baykal'ın seçilmesi ile gündeme gelen sosyal demokrasi çatışması, hükümet çalkantısı, Güneydoğu'da atağa geçmiş olan terörü bile ikıncı dereceden haberlere düşürdü. Gazete manşetlerinde senaryo üzerine senaryo yazılıyor.. TUSIAD hükümete sert çıktı. TÜSİAD'ın geleneğinde hükü- metlere önemli karşı çıkışlar var. Ecevit hükümeti de böyle bir çıkışın, TÜSİAD'ın tam sayfa ilanlarının ardından çökmemiş miydi? Tarih tekrar mı edıyordu? Çağlar, Demirel'in gözünde yıpranmıştı. Gündemdeki, en geç kasım ayına kadar gerçekleşecek hükümet değışıklığin- de görevden alınacaktı. Çağlar, hükümetlerle önemli, sürekli ışbırlığı olan iş dünyasının ünlülerine saldırmakla kendini gü- venceye aldı. Demirel kamuoyunun önündeki bu çatışmadan sonra Çağlar'ı korumak zorunda kalacak gibi birbirine çok aykırı senaryolar yazıldı, yazılacak. Sayısız senaryoların dayandığı, altı çizilmesi gereken bazı önemli gerçekler de var.. TÜSİAD'ın eleştırısi, kamuoyuna, gazetelerin değerlendir- mesı ile "çok sert bir çıkış, hükümetle önemli çelişkile'r, yol ayrırm" gibı yansıdı. Oysa eleştırınin metni ciddi okunduğun- da, yeni önemli hiçbir şeyın söylenmediği, TÜSİAD'ın gele- neksel görüşlerinın savunulduğu ortaya çıkıyor. Dahası hükümetle TÛSIAD aynı görüşleri savunuyor, aynı ilkelerde bırleşiyorlar. Eleştiri sadece hükümetin söylediklerini yap- makta gecikmesi noktasında kalıyor. Bu kadar sınırlı bir eleş- tiriye hükümetin bu tepkisi niye? Demokrasiyi, erdemlerini ağzından düşürmeyen Demirel bu kadar ölçülü, doğal bir eleştiriye nasıl bu kadar şıddetlı tepki gösterir, durup durur- ken başına iş çıkarır? "Demırel'le ne ilgisi var? Dozu, üslubu kaçmış, bir hükümet ve bakanlık sorumluluğuna asla yakış- mayan tepki Çağlar'dan geldi" diyeceksiniz. Demeyin, çünkü Demirel hükümetinde ondan izinsiz, böylesine gürültü kopa- racak bir çıkış hiç yapılamaz. Üstelik diğer bakanlardan gelen destek, DYP içı grup dayanışması havası olsa da Demirel'in kontrolünde bir iş yapıldığını ortaya koyuyor. iş dünyasının en büyüklerinin eleştirisinin şiddeti de, içerk ği de hükümet ve Demirel için yeni ya da önemli değil. Ka- muoyundaki yorumlanması biraz rahatsız etmişe benziyor. En önemlisı de gelişmesi, devam etmesi istenmiyor. Durdur- mayı sağlayacak bir şok yaşanması gerek görülüyor. Birtaş- la ne kadar da çok kuş vurulabilır? Dünyanın usta sinemacıları, halk yığınlarının gürtcel, sos- yal ve ekonomik sorunlarınm getireceği patlarnalardan uzak tutulması için uygulanan ve çok geçerlı olan gündem, dikkat saptırma yöntemlerini ne güzel anlatırlar? Hitler'in " En bü- yük Alman ırkı" imajı için olimpiyatları kullanması", en büyük sosyal-ekonomik krizler döneminde toplumların futbol krizi- ne yakalatılması, her rejim ve dönemde, hem geçerli hem de başarılı olmuştur. Hükümete büyük umutlar bağlamış, bekle- mekten yorulmuş halk yığınları, üç-beş en güçlü ışadamının tehditlerine papuç bırakmayan bir hükümet çıkışından neden hoşlanmasın 7 Yoksulluk, sorunlar diz boyu olsa da kıtlelerin Pelenın pe- şınde koşuşturması, keyıflı bir golün ardından sokaklarda çıl- gın gösterı ve kutlamalar durdurulabilir mi? Hem neden durdurulsun ki, ne güzel bilınçaltı birikim ve öfke boşaltılmış oluyor? TÜSİAD-Çağlar düellosurtda futbol maçı seyircisi gibi bir keyıf alıyoruz. Galibı görmek ıstiyoruz. Bu işin sonunun galibi ya da mağlubu olmayacağını, uzlaşma sağlanacağını düşürv sek bile gözümüzün önündeki bu çatışmadan gizli bir haz alı- yoruz. Hıç de kötü olmuyor, bazı kirli çamaşırlar ortaya çıkı- yor. Özel sektöre insafsız devlet koruması, enflasyonun nasıl insafsız zamlarla hortlatıldığı, art niyetli, anarşıst solcular ta- rafından değil, kendilerı de ışadamı bakanların ağzından ıti- raf edıliyor. Derken söyleyenin daha da büyük günahı olduğu sergileniyor. Çağlar'ın kendi fabrikalarının haksız zam ve kârları açıklanıyor "Aç Brezilyah'nın karnını doyurmak söz konusu olamaya- cağına göre varsın garip, Pele'nın peşinde koşup mutlu ol- sun" diye de düşünebiliriz elbet. Kendimize, seyircisi olduğu- muz bir senaryoda, Çağlar-TÜSİAD düellosundan haz almayı çok da görmeyebiliriz. Katılımcı olabıleceğimız sporları ya- pabılecek olanaklardan yoksun kaldığımız sürece, seyirci olduğumuz sporlar tek tutkumuz, tek keyfimız olarak kalacak. Ama bazen, "Bütün boş zamanlarımızı televizyon karşısında futbol maçı seyrederek geçireceğimize, para istemeyenin- den, en ucuzundan bir yürüyüş denesek. Hiç değılse sağlığı- mıza bir yaran hayrı dokunurdu" diye de düşünmekten kendi- mı alamıyorum. Çağlar-TÜSİAD düellosunun senaryosu ve sonu ne olursa olsun, bızim seyirci olduğumuzu ve sonucu- nun da bizi hiç mi hıç ilgilendirmedığini, etkılemeyeceğini görmek istiyorum. Nadir'in dev otelinin kaça satıldığı henüz kesinleşmedi SheratonVoyagerDoğuş'un • Doğuş Holding yetkilileri otelin kendilerine 40 milyon dolann (294 milyar lira) altında bir fiyatla satıldığı iddiasının doğru olmadığını, ra- kamın daha yüksek olacağını söylediler. İş Ekonomi Servisi-Asil Na- zarlığın sürdüğünü, rakamın dir'in Antalya'daki Sheraton Voyager Oteli, Doğuş Hol- ding'e satılıyor. Doğuş Hol- ding'in Polly Peck kayyımlany- la bir yıldır sürdürdüğü pa- zarlık sonucu ön anlaşmanın imzalandığı. flyat konusundaki pazarlığın sürdüğü bildirildi. Doğuş Holding yetkilileri ön anlaşmanın imzalandığıru doğ- rularken fıyat konusundaki pa- henüz kesinleşmediğini bildir- diler. Yetkililer, kayyimlann 80 milyon dolar (588 milyar lira) değer biçtiği otelin, Doğuş Hol- ding'e 4b milyon dolann (294 milyar lira) altında bir fıyatla satıldıği iddiasının doğru ol- madığını, rakamın daha yük- sek olacağını söylediler. Yetki- liler "Ön protokole gizlilik ilke- si konuldu. Bu konuda açıkla- ma yapılması için İngiltere'yle görüşmeler sürüyor. Anlaş- mayla ilgili açıklama konu ke- sinleşilince yapılacak" dediler. Polly Peck şirketinin yöneti- mini devralan İngiliz kayyı- mlann önce 60 milyon dolar biçtiği, daha sonra bu değeri 80 milyon dolara çıkarttığı Shera- ton Voyager Oteli'ne, Doğuş Holding'in ilk önce 40 milyon dolar önerdiği, bir yıldır süren pazarlıklar sonucu en son gün- deme getirilen rakamın 60 mil- yon dolar (441 milyar lira) ol- duğu ve bu rakam üzerinde an- laşma sağlanmış olabileceği be- lirtiliyor. BeııettoııMaıı yeni mesajlar İş Ekonomi Servisi - Reklam kampanyalannda kullandığı mesaj ve fotoğraflarla dünya basınında yankılar uyandıran Benetton'un bu yılki reklam fotoğraflan Moskova'da düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Bizzat Luciano Benetton tarafından tanıtılan kampanyada ünlü fotoğraf sanatçılannın çektiği yedi görüntü yer alıyor. Reklam danışmanı Oliviero Toscani ile birlikte Moskova'dan sonra Tokyo, Pekin, Yeni Delhi, Kahire ve Johanesburg'da da birer basın topİantısıyla kampanyayı tanıtacak olan Benetton. 9 günlük dünya turunda 6 ülkenin gazetecileri ile tanışacak. Ünlü bir reklam fotoğrafçısı olan Benetton reklam danışmanı Oliviero Toscani tarafından seçilen kampanya fotoğraflan yine toplumdan çarpıcı mesajlar içeriyor. Fotoğraflann dünyanın çeşitli Benetton, reklam kampanyasında çarpıctlıktan vazgeçmedi. bölgelerindeki nesne ve olaylan yansıtmasının yanı sıra insani ve evrensel temalan içerdiğini belirten Toscani, bu temalarda yaşadığımız ortamın gerçeklerine kareşı çıkan ve reddeden bakış açılan bulunduğunu söylüyor Benetton kampanyalanndaki fotoğraflan, Yves Gellie, Simona Cali, Cocuzza, Hans-Jürgen Burekard, Gustavo Gilabert, Steve McCup7, Jean-Pierre Laffont ve Lucinda Devlin gibi çeşitli ülkelerin tanınmış basın fotoğrafçılan tarafından çekilmiş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear