23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS1992 PAZAR PAZAR KOMJKLARI Turan Yılmaz, Prof. Dr. Türker ve SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu ile ilaç sonmvnu konuştu Haçtadevlet politikası yok• • Tiirkiye 'dekı ilaç tüketimuıe bakıldığında, kantu kurumlarımn üaç için ödedikleri rakamlar dagöz önünde lutulduğunda, bir israftan söz edilebilir mi? TÜRKER - Türkiye'de rasyonel bir ilaç tûketiminden bahsetmek son derece güç- tür. Bu durumun kuşkusuz çok çeşıtli nedenleri vardır. Fakat en önemli neden, öteden beri izfcnmiş ve izlenmekte olan yanlış politikalardır. İlaan üretim ve tü- ketiminin mutlak olarak devletın kontrol ve denetıminde olması gerekir. Devleün Sağhk Bakanlığı ılgjli dairesi (tlaç ve Ec- zacılık Genel Müdürlüğü) araalığı ile ilaç politikası yürütülmeye çalışıhr. Bu- rada tüm ağırhk, ilacın üretimini kontro- le yöneliktir. Üretim işlevlerinin de çağ- daş. anlamda yürütülebildiğıni lcimse iddia edemez. Halbukı günümüzde en önemli sorun, ilaan tüketimini kontrol altına almaktır. tşte bizde, henüz yerleş- memiş ve belkJ de uzun yıllar yerleştirile- meyecek hata kaynağı budur. Günü- müzde, geh'şmiş Batılı ülkelerin ilaç sorunu dendiğinde, ilk üzerinde durduk- lan nokta, tüketimi kontrol altına almak ve rasyonel ilaç kullanımını sağlayabil- mektir. Bu kapsamlı kontrol mekaniz- maa bahse konu ülkelerde devlet, ilgili meslek odalan, hatta bazen meslekle ilgî- si olmayan derneklerin bir eşgüdüm için- de çahşmalanna olanak tanıyacak şekil- de örgûtlenmiştir. Türkiye'de inanılmaz boyutlarda ilaç ısrafı vardır. Yapüğımız bir araşürmada ortaya çıkan somut so- nuç, tüm sağlık harcamalannın yüzde 50, bazı yıllarda yüzde 70'e kadan ilaç için piyasa eczanelerine ödemiş olmasıy- dı. Gelişmış Batı ülkelerinde bu oran yüzde 10-12'nin üzerine çıkmaz. Bu ne- denle sualinize verebıleceğim kısa cevap, ülkemizde korkunç bir ilaç israfı ve bi- linçli olmayan bir ilaç tüketiminin halen güncelliğini koruduğudur. Alaç kullanımı gerçekten bir kültür sorunudur. Bu kültürden noksan olduğumuzu açıkça söyleyebilirim. Vatandaş, herhangi bir sağhk sorununun giderilmesinde ilacı tek çare olarak görür. Gerçekten hayat kurtana, ıstırap giderici son derece etkili ilaçlanmız vardır ve biyolojik bilimlerdeki gelişmeler çok daha etkili olanlann keşfine ve ilaç sıfatını ahp tüketim arzına neden olmaktadır. Ama unutmamak gerekir ki ilaç zamanında, dozunda ve mutlak olarak hekim kontrolünde alındığı sürece yararlı bir tüketim maddesidir. İlaçkuUananı birkültür sorunu mudur? Türkiye 'de bu alandayaşanan sonmlargöz önünegetirildiğinde, böyle birkültürdenyoksun olduğumuz söylenebilir mi? TÜRKER - İlaç kullanımı gerçekten bir kültür sorunudur. Bu kültürden noksan olduğumuzu açıkça söyleyebilirim. Va- tandaş, herhangi bir sağlık sorununun giderilmesinde ilaa tek çare olarak gö- rür. Gerçekten hayat kurtana, ıstırap giderici son derece etkili ilaçlanmız var- dır ve biyolojik bilimlerdeki gelişmeler çok daha etkili olanlann keşfine ve ilaç sıfatını alıp tüketim arzına neden olmak- tadır. Ama unutmamak gerekir ki ilaç zamanında, dozunda ve mutlak olarak hekim kontrolünde alındığı sürece ya- rarlı bir tüketim maddesidir. Aksi du- rumlarda insanın amansız düşmanı ola- bilir. Işte, bizdeki en önemli noksanlık bu gerçeğin sıradan vatandaşımız tara- findan bilmmemesi ve bunun öğretile- memiş olmasıdır. •^•ÂM kültür nasıl verilebilir? TÜRKER - Eğer Sağlık Bakanhğı vatan- daşta ilaç bilincini yerleştirmek istiyorsa, bunu vatandaşın anlayacağı dilde yazıh ve sözlü basm ve yayın organlan ile hiç ara vermeden dinamik olarak sürdürme- lidir. Hatta bu konuda sürekli periyodik yayınlar da çıkarmahdır. Mevcut yaym organlannda yeni ilaçlar hakkında bilgi verebilecek özel bölümler oluşturulup hiç ara vermeden yetkili uzman farma- kologlann yazılannı yayımlamalıdır. Bu son önerimiz, kuşkusuz hekim ve eczaa- lara yönelik bir eğitim şeklidir. Bugün yeni ilaçlar hakkında hekim ve eczaaya üetilen bilgi büyük ölçüde ilaç reklama- lan araahğı ile olmaktadır. Verilen bu bilgiler, çok defa abartmalı ve sürümü artırmaya yöneliktir. Bu konu, büimsel yönden hekim ve eczaanın devamlı lite- ratür takip etmesini zorunlu kılan bir olaydır. Konu meslek odalan, bakanlık. tıp ve eczaalık fakültelerinin bir eşgü- düm içinde programlı çalışmalan ve ör- gütlenmeleri ile oluşturulabilir. ^gg Bir de ilaç ikmlarıkonusu var galiba... TÜRKER - Geçen kış aylannda grip hastalığının yaygın olduğu bir dönemde bir günlük gazetede yapımafirmanında adı verilerek bir antibiyotiğin (ilacın pa- tent adı da yaalarak) gribin kesin ilacı olduğu yazılmıştı. Bu yazıyı okuduktan sonra Ankara'daki birkaç eczaneye tele- fon ederek aynı ilacın bulunup bulunma- dığını sorduğumda, eczacılardan aldı- ğım cevap çok ilginçti. Aynen şöyle söylediler "Ne olduğunu anlayamadık. KAZEM TÜRKER / Mayıs 1928 'de Erzurum 'un İspir kazasmda doğdu. İstanbul Tıp Fakülıesi'nden 1952yümdamezun olduktan sonra, aynıfakültenin FarmakolofiEnstitüsü ve Tedavi Kliniği 'nde mezuniyet sonrası eğitimini sürdürdu, dortyü sonra iç hastalıklan uzmanıoldu. 196447 ile 1970-72 yülarmdaABD Ohio eyaleti Clevelandkentindeki ClevelandClinic 'te hipertansiyon araştvrma böKbnünde laboratuvar sorumlusu olarak araştırmalarmı sürdürdu. 1967 vdtndaprofesör olduktan sonra 1972-78yûlarında Sağlık Bakanlığı Eczaalık Genel Müdürlüğü'nae damsmanlık vaptı. 1973 ve 1974 te TÜBÎTAKbüimödüllerini kazandı. Gazetemizde bilim, üniversiteler, üaç ve değişik ülkesonmlan konusunda makaleleribuhmuyor. Türker, halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Baskanı olarakgörevyapıyor. Bugün pek çok vatandaş gelip bu ilaa al- dılar ve şu anda mevcudumuz kalmadı". İşte size bilinçsiz ilaç tüketimi hakkında tipik bir örnek. Buradaki hatalar: 1. Adı verilen antibiyotik, bir grip ilaa değüdi. 2. Mutlaka hekim kontrolünde reçete ile verilmesi gerekli olan çok spesifik bir an- tibiyotikti. 3. Eczacı bu ilaa reçetesiz vermişti. Durum tarafundan Sağlık Ba- kanı Sayın Dr. Yıldınm Aktuna'ya bildi- rilmişti. Buna benzer aynı kapsamda başka olaylar da olmuştur ve bunlar ba- kanlık makamına bildirilmiştir. Ama ne gibi yasal işlem uygulanmış veya nasıl bir önlem alınmışür, bunu şu anda bilemi- yorum. ^^MBu örnektenyola çıkarsak önerileriniz neler olur? TÜRKER - 1. Kurumlar ödedikleri ilaç giderlerinin hangi etken maddeler için olduğunu uzman hekim ve eczacı farma- kologlann görüşüne sunacak şekilde re- çetelerin retrospektif kontrolünü yap- mahdırlar. Bu konuda meslek odalan ve üniversitelerden yardım görebüirler. Bu işlem dinamik olmalıdır ve reçete dö- kümlerinden çıkacak sonuçlara dayanı- larak etken madde miktarlan, yapılan ödemeler, akut ve kronik hastahk ensi- dansı böylece tespit edilip verilen ilacın yerinde ve gereğinde kullanıhp kullanıl- madığı anlasılacaktır. Her kurum bu verileri mutlaka yayımlamalıdır. İşte tü- ketimin kontrolü bizde yoktur derken kastetüğunizin bir bölümü budur. 2. He- kimler ve eczacılar ilaçlar hakkında di- namik bilgi geliştirme gereğine dört elle sanlmalıdırlar. 3. Tıp fakültelerinde far- makoloji ve tedavi mezuniyet sonu kurs- lanna son derece önem verilmeli ve mezuniyet sonrası eğitim programlann- da değişiklik yapılarak iç hastalıklan, çocuk hastalıklan, intaniye bilim dalla- nnda rotasyon programlanna mutlaka en az 6 aylık farmakoloji rotasyonu so- kulmahdir. 4. İlaç endüstrisi ilaçlar hak- kındaki tanıtma ve reklam programlan- nı geliştirmelidir. 5. En önemli görev kuşkusuz devlete düşmektedir. Devlet görevinin sadece üretimi kontrol degil, bundan daha önemli olarak ilaan tüke- timini kontrolle görevli olduğunun biün- cine şahip olmalıdır. 1 ^ İlaç tüketimi ve kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunlarm, Türkiye nin genelolarakyasadığı sağlık sorunları ile iliskisinikurarmısınız? TÜRKER - Türkiye'de henüz rayına oturamamış genel sağhk politikası ile ilaç sorununu birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bugün büyük sağhk kurumlannın poliklinjklerindeki vatan- daş çilesini hepimiz biliyoruz. Bir heki- nıin günde SO'nin üzerinde hastaya bakması ve onlann dertlerine çare bul- ması hiçbir zaman ınandıncı olamaz. Ülkemizde bu durumun önlenmesinde tek çare uzun yıllar ihmal edilmiş ve ha- len yürüriukte olan 224 nolu Sağhk Hiz- meüerinin Sosyalizasyonu Yasası'nı etkili bir biçimde uygulamaktır. Hizme- tin periferden başlaması ve koruyucu hekimlik hizmeti bu yasanın ana hedefi- dir. Hekimlikte semptomdan teşhise yönelme ve bu bakış açısından hastayı inceleme bir kuraldır. Ne var ki yukanda bahsettiğimız uygunsuz koşullarda he- kim çok defa semptomdan tedaviye geçer Sonuçta bilinçsiz ilaç tüketimi devreye girer. Reçeteye fazla miktarda ilaç yazıl- masının esas nedenlerinden biri budur. Yine farmakoloji bilimindeki gelişmeleri yakından izleyemeyen birçok meslekta- şımızın aynı hataya düştüklerine tanık otmaktayız. Bunlar arasında özel çalışan mesleğın en yüksek düzeyine gelmiş olanlar da vardır. İlaan bilinçsiz kulla- nılmasında diğer en önemli nedenlerden birisi brmızı ve yeşil reçete dışında mut- laka hekim kontrolünde ve reçete ile alınması zorunlu ilaçlann piyasa eczane- lerinden rahatlıkla ve tıpkı bir bakkal- dan peynir satın alırcasma rahaüıkla alınabilrnesidir. Bu, Türkiye'nin kronik bir sorunudur. Halledilmesi son derece kolaydır. Yeter kı devletin otoritesı yasa- lar, aamasız bir şekilde uygulanabilsin. • 1 İlaç konusunda bir devlet politikasmm varlığından söz edilebilir mi? Bukonudabelirlenecek devlet politikasmm ana hatlarmı çizer misiniz? Yanidevlet, bu konuda neleriyapmalı, neleri yapmamalı? TÜRKER - Çağdaş anlamda devletin maalesef bir ilaç politikası yoktur. Sağhk Bakanlığı tüm gücünü ilaç üretımi üzeri- ne yoğunlaştırmışür. Bunun en önemli nedenlennden biri halen bakanlığın ilgili genel müdürlüğünün adından kaynak- lanmaktadır. Eczaahk Genel Müdürlü- ğü. Anımsadığun kadanyla yasa icabı genel müdür mutlaka eczaa olmalıdır. Bu bakımdan bu kurum yıllardan beri sadece ilaan üretimi ile ilgili işlevlere ağırlık vermiştir. Yanı bizdekı farmasö- tüc sanayisinin bakanlıkla olan ilişkileri ki bunlar ruhsat ahna, üretme, kontrol ve fıyatlandırma işlevleridir. Bugün tüm gehşmiş ülkelerde böyle bir kurum elbet- teki vardır, ama bu genel ilaç kurumlan- nın sadece bir alt şubesi şeklinde işlev görür. ABD'de bu kurumun adı Food and Drug Akministration, yani Gıda ve ilaç Kurumu'dur. Bu kurum ilaan üreti- mınden çok tüketim sonmlan üzerinde işlevini sürdürür. WIMListeyayımlayarak ucuz ilaç kullanımmagidilmesi. sorunlarm çözümündeetkili olur mu? TÜRKER - İlaçlann ruhsat almasında, ilaan etkenliği veriskiile etkenlik ve ma- liyet oranlannın saptanması gerekir. Bu ise uluslararası ciddi bilimsel literatürün değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu- nun üzerinde duruyorum. Çünkü, ilaç evrensel bir tükeüm maddesidir. Bir kişi veya kuruluşun ilaç hakkında fetva ver- mesi hiçbir şey ifade etmez. Bilim dünya- smın görüş ve eleştirisine açıldıktan ve değişik bilim adamlarının teyidinden geç- tikten sonra değer kazanır. İşte bu nok- tada. verilecek yeni ruhsaün aynı hastalı- ucuza tedavi JJaçlistesinin hazırlanmasının zaman alacağı düşüncesiyle, SSK'daikiönemli uygulama başlattık. Bunlardan ilki, aynı aktif maddeleri taşıyan ilaçlardan (eşdeğer), en ucuzunun ahmını yapmaya başladık. îlaç konusunda başlattığımız ikinci uygulama ise bazı ilaçlann ayakta tedavi gören hastalara yazılmasını yasaklamak oldu. y i ilaç tüketimine bakıldığındaortaya çıkan tabloyu değerlendirirmisiniz? Özellikle kamu kurumlarınm ilaç için ödediklerirakamlar göz önünde tutulduğunda bu durum israf olaraknitelendirilebilirmi? KILIÇDAROĞLU - Gerçekten de Tür- kiye, ilaç açısından savurgan bir ülke. İlaç fiyatlanndaki anormal tırmanış ve ilaç çeşitliliği açısından Türkiye, özellikle değerlendirilmesi gereken bir ülke. Ka- mu kurumlannın sağlık harcamalan da önemli boyutlara ulaşmış. Maliye Ba- kanlığı, SSK ve Bağ-Kur ilaç harcamala- nnı disipline etmeye çabşıyorlar. örne- ğin, SSK'nın ilaç giderleri her sene katla- narak artmaktadır. 1987 yılında 108 milyar lira dolayında olan ilaç gideri, 1991 yılında 1 trilyon 342 milyar liraya yükselmiştirv Oran olarak 5 yıl içinde yüzde binin üzerinde artış olmuştur. Di- ğer bir anlaümla ilaç tüketimimiz 5 yılda değer olarak 12.5 kat artmışür. Bu tır- manışın sosyal güvenlik kuruluşlanna ciddi yük getirdiği bir gerçektir. Kurum, ilaç fiyatlannı denetleyememek- tedir. Bu konuda hiçbir yetkisi de yok- tur. İlaç fıyatlan her yıl katlanarak artar- ken prim artışlan aynı oranda artmadı- ğından, sağlık harcamalanmız içinde SSK Genel Müdürü, ilaç konusunda bilinçsiz davranıldığını savundı» ğın tedavisinde kullanılan ruhsatlı pre- paratlarda bir üstünlüğü ortaya cıkarsa ruhsat almaya hak kazanır. Son 10 yıl içinde ülkemizde bu ölçütler dikkate almmadan pek çok ilaca ruhsat verildiği- ni üzüntü ile izliyoruz. Burada ilaç üreti- cilerinin dayanağı, serbest pazar ekono- misı kurallarının ilaç için de geçerlı olduklanndan harekettir. Şunu önemle vurgulamak gerekir ki serbest pazareko- nomisinin en geçerli olduğu ülkelerde ilaç denen tükeüm maddesi kesinlikle devletin sıkı denetimi altındadır. Fiyat sorunu sadece bizde değil, birçok ülkede de sorun olarak devam etmektedir. Fi- yatlandınna işlevi çeşitli çeşıtli yönleri olan bir konudur. Türkiye'de ilaan pa- halı olduğu her zaman iddia edilir, ancak endüstri her zaman zarar ettiklennden bahseder. Benim anlamadığım bir nok- ta, zaranna çalışan birendüstri nasıl olu- yor da toplu ilaç ihalelerinde ilaan fıya- tından önemli ölçüde ındirim yapabili- yor. Bu nokta yoruma acıkur. Önemh bir konu da pahalı ilaç sloganının yaygın olarak sürmesi. Ancak pahalı ilaçtan zi- yade pahah tedavi sloganı yerleşirse ilaç etkisi hakkında epeyce yol aldığımıza inanacağım. Bazı kurumlann eşdeğer ilaç listeleri yayımlayarak hekimlerine daha ucuzunu tercih edin ve şikayetleri- nizi bize rapor edin bildirileri hiçbir za- man geçerli değildir. Lütfen. ilaa değil, tedavinin fiyatını değerlendirme cihetine gıdebilsinler. ilacın etkisini, tesirini de- ğiştirecek o kadar çok faktör vardır ki bunlan tayin ve tespit zannedildiğinden çok daha güçtür, hele hele de bizim gıbi polifarmasinin gecerliUğini koruduğu ülkemizde. - İlaçkonusundayaşanansorunlarnasıl aşılabilir? TÜRKER - Tek çare, vereceği bilimsel kararlarda özerk, milli bir ilaç enstitüsü- nün kurulması ve yasama geçirilmesidir. ilaan payı gıderek kurumun aleyhine büyümektedir. ^^B İlaçkullanımı birkültürsorunu mudur? Türkiye 'de bu alandayaşanan sonmlargöz önünegetirildiğinde, böyle bir kültürden yoksun olduğumuz söylenebilir mP KILIÇDAROĞLU - Bilinçli ilaç kullanı- mı, kuşkusuz bir kültür sorunudur. Top- lumun bilinçli ilaç kullanımı konusunda, asgari düzeyde de olsa eğitümesi, bilgj- lendiriunesi gerekir. Ancak gerçekçi ol- mak gerekırse, Türkiye'de halkımızın bu kültüre sahip olduğunu söylemek müm- kün değildir. Kaldı ki şimdi toplum yan- lış biçimde koşullandınlmaktadır. Çok ve pahalı ilaç yazan hekim, iyi hekim ola- rak görülmektedir. Bu tehlikeli egilim maalesef belli bir altyapı buhnuştur. Bu yanlış eğılimin süratle giderilmesi gere- kir. Böyle bir eğüimin doğmasını bazı hekimlerimiz, yoğun hasta trafiğine bağ- lamaktadırlar. Bu hekimlerimiz, polikli- niklerde çok sayıda hastayla karşı karşı- ya kaldıklannı, dolayısıyla semptomatik tedaviye yönelcLklerini belirtiyorlar. Ya- ni; "Ben çok sayıda ilaç yazanm, bu ilaç- lardan biri veya ikisi hastanın hastalığı- na iyi gelebilir.'" Bu düşünce tarzı, az önce belirttiğim yanlış kanının toplumda yerleşmesine yol açmışür. Kuşkusuz bu davTanış, hekimin hastasına yeterince zaman ayırmamasmdan kaynaklan- maktadır. ^KMBu nasıl verilebilir ya da edmüebüir? Bu konuda kurumlaraya da kisilere düşen görevler nelerdir? KILIÇDAROĞLU - öncelikk bu kültü- rün verilmesine hekimlerden başlamak gerekir kanısındayım. Hekimlerimiz, rasyonel ilaç kullanımı konusunda okul- dan başlayarak eğitilmelidir. Belki böyle düşündüğum için bazı hekimler bana kı- zacaklardır. Ama unutuhnamalı, eğiti- KEMAL KILIÇDAROĞLU 1948yüuıda doğan Kemal Kılıçdaroğlu, yükseköğrenimini Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde tamamladı. 1971 yılmda, Maliye Bakanlığı 'nda hesap uzman yardvncısı olarak göreve bastayan Kılıçdaroğlu, 1974 yılında hesap uzmanı oldu. Mali konularda araştırmayapmak üzere biryü Fransa'dakaldı. Yurda döndükten sonra anüan bakanlücta sırasıyla Gelirler Genel Mûdurlüğü Daire Baskanlığı ve Gelirler Genel Müdür Yardımcüığıgörevlerinde bulundu. 1991 yüından itüjaren Bağ-Kur Genel Mûdurlüğügörevini yürütmekte iken 10.6.1992 tarihinde SSK GenelMûdurlüğü 'ne atanan Kemal Küıçdaroğlu, evli ve üç çocuk babası. Yabançı düi Fmmsızça. Türfcer, Türkiye'de Oaçiann bakkakUn neynir ekmek ister gibi satm jdmdığmı söyledL min yaşı yoktur. Hatta hekimler, kitleleri eğıtmelıdırler. Hammaddesi dışandan gelen bir sektörde ilaç savurganhğının, Türk ekonomısine maliyetini düşünmek gerekir. Bu nedenle gereksiz yazılan bir ilaan ekonomiye maîyeti küçümsenme- melidir. Hekimlerimiz dışında sağlıkla ilgili ku- rum ve kuruluşlann da toplumda sağhk- lı bir ilaç kültürünün oluşması için ciddi çaba göstermeleri gerekir. Orneğin; Türk Tabipler Birliği, Türk Eczaalar Birliği, Sağlık Bakanlığı, üniversiteleri- miz, hatta ilaç üreticisi fırmalar. Bu ku- ruluşlann kitle iletişim araçlannı kulla- narak toplumu eğitmeleri gereğin de ötesinde bir zorunluluktur. Ama bu ku- ruluşlann, halkımızın bilinçli ilaç kulla- nımı konusunda çaba harcadıklannı sanmıyorum. Belki bu kuruluşlanmız "Biz çaba harcıyoruz" diye itiraz edecek- lerdir. Ama ben inanmıyorum. Çünkü, bakın size oldukça yaygın bir örnek ve- reyim. Bugün hemen hemen her ilaan üstünde reçeteyle satılacağı yolunda bir ibare vardır. Ama siz bu ilaa en yakın eczaneye gidip reçetesiz saün alabilirsi- niz. îlaa veren eczaa, reçete sortnaz. Konuyu bilen Sağlık Bakanbğı hiçbir şey yapmaz. Avrupa Topluluğu'na aday olan Türkiye'de bu tür manzaralara yer oknamalı. ^•1 îlaç tüketimi ve kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunlarm Türkiye 'nin genel olarakyasadığı sağlık sorunları Ue iliskisinikurarmısmız? KILIÇDAROĞLU - İlaç tüketimi ve kullanımı, ülkemizin sağlık hizmetlerin- den soyutlanamaz. Az önce de söz etti- ğim gibi yoğun hasta birikimi nedeniyle hekim hastasına yeterli zamanı ayırama- maktadır. Sağhk alanında devlet ve özel kuruluşlar yeterli yaünrn yapmamakta- dırlar. Devletin kalıcı bir sağlık politika- sının varlığından söz edilemez. Koruyu- cu hekimlik ve çevre sağlığına gerekli önem verilmemektedir. Bütün bu sorun- lar da ilaç tüketimini savurganhk boyu- tunda pompalamaktadır. ^ • i Sağlık sektöründegörevyapan başta hekimler ve eczacılarolmak üzere tüm görevlilerimizin bukonudayeterli birikime, eğitime sahip olduklan söylenebilir mi? Bu konudayapüması gereken nedir? KILIÇDAROĞLU - Gereksiz yazılan bir ilaan savurganlığa yol açacağını, re- çetesiz verilen bir ilaan da insan sağlığı için tehlike oluşturacağmı herkes bilir. Bunun için ne hekim, ne de eczaa olmak gerekir. Bunun ölçüsü, sorumluluğunu bilmektir. Türkiye'de sanıyorum tartışıl- ması gereken konu bu. SorumluluğÂın bilincinde hekim, eczaa, Sağhk Bakanlı- ğı, SSK.. bunlara ihtiyaç var. Çünkü sağhklı kültür birikimi sonımluluğunu bilen kişilerin katkılanyla oluşur. Bilgi- niz var, ama bilginizi ve deneyiminizi ki- şisel çıkarlannız için kullanıyorsanız, topluma yararh olamazsınız. ^ ^ İlaçkonusunda birdevlet politikasmm varlığından söz edüebilir mi? KILIÇDAROĞLU - Az önce sağlık ko- nusunda devletin saglıkh ve kalıcı bir politikasının olmadıgını söylemiştim. Doğal olarak sağhklı bir ilaç politikası- nın varhğmdan da söz edileceğini sanmı- yorum. ^mBu konudabelirlenecekdevlet politikasmm anahatlarmı çizermisiniz? Yani devlet bu konuda neleriyapmalı, neleriyapmamalı? KILIÇDAROĞLU - Bu sorunuzun ya- nıü çok boyutlu. Dolayısıyla kapsamh Amaç yanıtlamak zor. Ancak şunu söyleyebili- rim. Türkiye'nin bazı konularda aulım yapması gerek. Şöyle sıralayabUirim. Ai- le planlamaa daha ciddi ve etkili sürdü- rülmelıdir. Sağhk yaünmlanna özel sek- tör daha büyük sermaye ayırmahdır. Bu konuda devleün ek teşvikler getirmesi gerekir. İlaç konusunda dünyayı yeni- den keşfeüneye gerek yok. AT ülkelcri- nin yapüğını yapabiliriz. Ancak bunun yapılması için Sağhk Bakanhğfnın ka- rarh bir pohüka izlemesi gerekir. Koru- yucu hekimlik bizde yeni. Bu konuda da atıhm yapmak gerek. Kitle ileüşim araç- lan halkın bibnçlendınlmesı konusunda daha iyi kullanılabibr. ^ ^ B îlaç tüketimikonusunda liste uygulamasınagidibnesiyada ucuz üaç kullanımmagidümesi, sorunlarm çözümünde etkili bir önlem olarak saydabilir mi? Bualanda başkayapılması gerekenler nelerdir? KILIÇDAROĞLU - llaçta liste uygula- ması Türkiye dışında Avrupa ülkelerinin tamamında vardır. İnsan sağlığı için ge- rekli olmayan ilaç tüketimi, kurumumuz ve ülkemiz için büyük bir ekonomik ka- yıpür. SSK'da ilaç listesi uzun zamandır uygulanmaktadır. Ancak listeye zaman içinde fazla miktarda eşdeğer ilaç girmesi sonucu, liste istenilen işlevi yapamaz ha- le gelmiştir. Bunun üzerine SSK, Bağ- Kur, Emekb Sandığı, Sağhk Bakanhğı, üniversite, Türkiye Tabipler Odası, Tür- kiye Eczaalar Bırbği'nın konu ile ilgili yetkililerinin kaühmıyla yeni bir ilaç lis- tesi hazırlanması konusunda uzlaşma sağlanarak gerekb calısmalara baslan- mışür. İlaç hstesinin hazırlanmasının zaman alacağı düşüncesiyle, SSK'da iki önemli uygulama başlatük. Bunlardan ilki, aynı aktif maddeleri îaşıyan ilaçlar- dan (eşdeğer), en ucuzunun ahmını yap- maya başladık. Bu uygulamayı başlattı- ğımız genelgede hekimlerimıze şunu da söyledik. "KuUandığınız ucuz eşdeğer ilaan tedavi edici işlevi konusunda kuş- ku verici gebşmeler saptarsanız bize ya- zın, biz de Sağhk BakanhğTna bildireüm ve bu ilaan ruhsaünı iptal ettirehm", Türkiye'de ilk kez yapüğunız bu uygula- manın sonuçlannı önümuzdekı aylarda alacağız. R.Leçetesiz verilen birilacın da insan sağlığı için tehlike oluşturacağını herkes bilir. Bunun için ne hekim ne de eczacı olmak gerekir. Bunun ölçüsü, sorumluluğunu bilmektir. Türkiye'de sanıyorum tartışılması gereken konu bu. Sorumluluğun bilincinde hekim, eczaa, Sağhk Bakanhğı, SSK... Bunlara ihtiyaç var. Çünkü sağhklı kültür birikimi sorumluluğunu bilen kişilerin katkılanyla oluşur. ilaç konusunda başlatüğımız ikinci uy- gulama ise bazı ilaçlann ayakta tedavi gören hastalara yazılmasını yasaklamak oldu. Çünkü bu ilaçlann ancak yatarak tedavi gören hastalara ve doktor gözeti- minde verilmesi gerekmektedir. Bunlar çok güçlü ve pahalı, genellikle organ na- killerinde kulanılan antibiyoüklerdi. Doğal olarak bu denb güçlü antibiyotik- lerin nezle olan hastaya venlmesi önlen- mehydi. Biz bunu yapük. Şimdi, geçmiş- te büyük ölçüde saün ahnarak stokla- nan bu ilaçlann, stoklannı nasıl eritece- ğimizi düşünüyoruz. Bu uygulamayı da SSK olarak ilk kez biz başlatmış bulu- nuyonız. SSK olarak bizim ilaç konusundaki te- mel yaklaşımımız şudur. Bir kurum için rasyonel olan, insanı en ucuz koşullarda tedavi etmektir. Pahah ilaç daha etkili ise o zaman Sağhk Bakanhğı'nın ucuz ilaca ruhsat vermemesi gerekir. Türkiye'nin ilaç konusunda yasadığı sorunlardan bi- risi de budur. ^ ^ B îlaç konusundayaşanan tümbu sorunlarm çözümü için önerileriniz nelerdir?Bu önerilerinyasamageçirümesi nasılmümkün olur? KILIÇDAROĞLU - Sağhk BakanlığT- nın bu konuyu dünya standartlannda ele ahp radikal cözümler üreünesi gerek- mektedir. İlaç konusunda sağhklı bir politikanın üreüldiğıni ve ızlendiğinı sanmadığımı belirtmiştim. Bu poliüka- lan üretecek ve izleyecek kadrolar var- dır. Benzer ülkelerin izlediği poliükalar incelenerek ülkemizde de uygulanabilir. Kamu kesimi için ortak ilaç hstesi hazır- lanabüir. İlaçlann aktif madde kontrolü titizlikle yapıhnahdır. Üaçlara ruhsat ve- riürken yan etkileri ve yararlıhklan ile ilgili araşürmalara önem verilmelidir. IĞç denetiminde söz sahibi Sağlık Ba- kanhğı ohnah, ancak Sağhk Bakanhğı koşullandırümamahdır. Reçetesiz üaç satımının önlenmesi sağlanmahdır. Üaç işverenlerinin ilaç savurganlığı konusun- da çok daha duyarlı ohnalan gerekir. Bu konuda yapılması gereken bir diğer uy- gulama da karumca "propagandist" uygulamasına son vermektir. Propagan- dist, hekimi koşullandırmaktadır. Kim ne derse desin, bu bir gerçektir ve bunun binlerce örnegi verilebilir. "Propagan- dist" uygulamaa yerine, daha çağdaş olanı seçmek gerekir. llaçlar tüm boyut- lanyla yazıh olarak tanıülır ve hekimlere gönderilir. örneğin dersi olarak hekim ilaa propagandistin dihnden değil, bir dergiden öğrenmeli ve tanımahdır kanı- sındayım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear