23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9AĞUST0S1992 PAZAR * » » » CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 ' Fabrika aşçısı . anlatıyor: jHer şey tersyüz oldu• Fabrika aşçısı Kâzım Genç ise olayın şokunu at- lattıktan sonra, "Beyaz bir ışık gördüm. Her şey tersyüz oldu. Ve yuvarlan- maya başladım. Arkadaş- larımın büyük bölümü çö- ken zeminle depoya düşe- rek boğuldu" dedi. HATİCETUNCER ÇORLU - Çorlu Devlet Hastanesi'nin önü ana-baba günü. Gözü yaşlı kalabalıkta, insanlar, kapıya asıh ölü ve yaralı listelerini görebümek için adeta birbirlerini çiğni- yor. Listeye ulaşabilenler ya İcapı önüne yığılıp kalıyor ya da başka bir hastaneye doğru telaşla yola çıkıyor. En büyük soru, "Kocam" ya da "Oğ- • lum" ya da "Kızım hangi liste- Olayın ilk anlanndaki kar- gaşa içinde isimler havada uçuşuyor. Söylenen bir isim için önce "öldü", sonra "Ha- yır, yaralıymış" türünde çeliş- kili bilgiler ağızdan ağıza do- laşıyor. Hastane kapısı önün- de acı ve gözyaşı var. , Hastane koğuşlannda bü- , tün yataklar dolu. Birçoğu kendinde değil. Durumu göre- ce daha hafıf olanlar, olayı anlatırken patJamaya anlam veremediklerini yineliyor. 19 yaşındaki Dilek Uysal, patla- , madan az önce yemekhaneden • çıktığını ve kapı önünde oya- landığını söylüyor. Hafıften bır ses duyuİmaya başlanmış. Ses gidereİc yükselmiş, yüksel- miş... Ve patlama. Celali Kısmet de aynı sesi duyduğunu söylüyor, "O sıra- da yemekhanedeydim. Öyle bir patlamaydı ki tarif etmek mümkün değil. Camdan uçtu- ğumu biliyorum. Gözümü hastanede açtım." Patlamadan ağır yarah ola- , rak kurtulan ve Lüleburgaz ; Devlet Hastanesi'ne kaldın- lan konfeksiyon şefî tsmail Topal da (42) "Kızım Hatice ve Sibel'le yemek yıyorduk. ; Alttan çok şıddetlı bır patla- ! ma oldu. Adeta havaya uç- tum. Gözümü açüğunda has- tanedeydim" dedi. Olayın görgü tanıklanndan Fanık Ekim, kendisi gibi fab- rikada çalışan babasından haber almaya çahşırken, bir ; yandan da olayı anlatıyor: "Önce 'pısss' şeklinde bir ses duyduk. Bu ses artarak sürdü ve patlama oldu. Her şey bir- , birine girmişti. Arkadaşlan- mız sağa-sola savrulmuş, yer- lerde yatıyordu." 125 dönümlük bir alana ku- ı rulu olan ve üç vardiyada 900 işçinin çalışüğı Konyahlar , Mensucat Fabrikası'nın bah- çesinde, ana binadan ayn yemekhane, deprem sonrası görünümde. Taban, sanki yer- ;den yukan doğru gelen bir ; güçle taşmış gibi. Yıkmtılann I arasında ayakkabı tekleri, ye- mek servis tabaklan, çatal, bıçak, kaşıklar ve kan. "Patla- mayla her şey tersyüz oldu" diyen aşçı Kazım Genç şunlan söyledi: "Fabnkadakı işçiler 25-30 i kişilik postalar halinde yeme- 'ğe gebyorlardı. Üçüncü posta yemek yerken birden patlama1 oldu. Beyaz bir ışık gördüm. Her şey tersyüz oldu ve yuvar- • lanmaya başladı. Üç katlı bi- nadaki yemekhanenin alünda !bin 500 tçnluk su deposu bu- llunuyor. İçinde 400 metreküp •su vardı. Arkadaşlann büyük bölümü çöken zeminle birlikte su dolu depoya düşerek bo- ğuldu." Fabrikada ve hastanelerde gözyaşı ve aa hâkim. Trakya I Baştarafi 1. Sayfada Kurulu Başkanı Fahri Şahın, • patlamaya yemekhanenin al- itında bulunan 250 metre de- ' rinliğinde bir artezyen kuyu- sunda biriken metan gazının yol acmış olabileceğini savlı- yor. Fahri Şahin, metan gazının yûzde 10'u aştığı durumlarda tehlikeli olabileceğini belirte- ırekşöyle konuşuyor: "Havalandırma bunu karşı- 1 layamamış olabilir, ama ke- sinükle bir doğalgaz patlama- sı da değil." - Olayda ilgüilerin ihmali ve- 1 ya hangi tedbirleri eksik aldığı , bilırkişi incelemesi ile sapta- nabilecek. Tatile giderken Kalbinizi Kontrol ettirinlz. ACI, GÖZYAŞI- Su deposunda sıkışan metangazının patlaması sonucu Çorlu yakınlanndaki Konyalılar Mensucat Fabrikası. yerle bir oldu. Öğle saatlerinde meydana gelen olayda vakınlarını yitirenler. patlamanın mevdana geldiği fabrika önünde toplanıp gözjaşı döktüler. Patlamanın şiddetinin fabrikanın kilometre- lerce ötesinden duyuldûğu öğreni]di.(Fotoğraflar: MEHMET DEMİRKAYA HATİCE TUNCER) Çorlu'da facia: 29 ölü MEHMET DEMİRKAYA VAHÎT İŞBAŞARAN ÇORLU -Muratlı yolu üze- nnde kurulu bulunan Konyalı- lar Mensucat Fabrikası'nda dün öğle saatlerinde meydana gelen şıddetlı bir patlama facia- ya yol açtı. Nedeni henüz belirleneme- yen, ancak yemekhanenin al- tındaki su deposunda sıkışan metan gazından kaynaklandığı ileri sürülen patlama sonucu 29 kişi öldü, 27'si ağır 86 kişi yara- landı. Yaralı işçiler Çorlu, Lüle- burgaz, Tekirdağ ve İstanbıü"- daki hastanelerde tedavi altına alındılar. Olayın Trakya'da bir anda duyulması üzerine işçi ya- kınlan hastanelere hücum etti- ler. E-5 karayolu uzerindeki Cam Sanayıi yakınında Misinli köyü sapağındaki Konyalı Mensucat Fabrikası'ndaki patlama saat 13.15 sıralarında meydana geldi. Bu sırada işçiler yemekhanede bulunuyorlardı. Patlama sonucu yemekhane bir anda cehenneme dönüştü. Yetkililer, oğle saatlerinde ye- mekhanede, 150 kadar işçinin bulunduğunu belirttiler. Patlamanın nedeni henuz ke- sin olarak belirlenemedi. Olay yerine gelerek incelemelerde bu- İunan Tekirdağ Valisi Şenol Er- gin yemekhanenin altında 1200 m3> luk bir su deposu bulundu- ğunu ve bu depoda sıkışan me- tangazının patladığının sanıldı- ğını soyledi. Vali, işçilerin bir bölümünün yanarak, bir bölümünün de bo- ğulmak suretiyle ölduğunu kay- detti. Çorlu, Yeni Çiftlik'te bulun- duğu sırada olayı haber alarak fabrikaya giden Devlet Bakanı Mehmet Kahraman, "Olayın se- bepleri araştırılıyor" dedi. Kah- raman, şöyle devanı etti: "Büyük ihmaller üzerinde du- ruluyor. Olayın çıkış nedeni ola- rak teknik bilirkişi heyetinin de- diğine göre, zamanla suyun için- de metan gazı birikmeleri ol- muş. Bu yüzden gaz patJaması olduğu söyleniyor. Doğalgaz da diyorlar, ama eğer doğalgaz pat- laması olsaydı, bir yangın çıkar- dı. Yangın yok. Olayın neden meydana geldiği teknik uzman- lann vereceği raporla belli ola- cak. Büyük ihtimalle metan ga- zı patlaması. Çunku suyun bu- lunduğu yerde çökme olmuş. Buyuk bir şiddetle su deposu patlamış. Havalandırma eksik- liğinden olabilirf Ölenler Çorlu'daki özel, askeri, devlet ve SSK hastaneleri morglanna kaldırılan 16 kişinin kimlikleri şöyle: Ali Yavaşbaş, Ramazan Coş- kun, Remzi Keskin, Sait Ekin, Durahi Ceylan, Ergün Balcı, Hüseyin Erol, Ergun Demirel, Yavuz Yılmaz, Önder Murşit, Ahmet Susam, Mehmet Kara, Erdinç Gokel, Doğan Bahat, Ali Osman Özdemir ve Nurettir- Kelli. Çorlu Devlet Hastanesi mor- gunda soyadlan henuz belirlene- meyen Hacı ve Ali adlı kişilerin cesetleri, Tekirdağ'daki hastane- lerde de tsmail Adıyaman ve Fikri Metin'in cesetleri bu- lunuyor. Hastaneye kaldırılan 86 yara- lıdan 27'sinin durumunun ağır olduğu bildirildi. Bazı yarahlar ayakta tedavi gordü. Çorlu'da Şifa Hastanesi'nde tedavi altına alınanların isimlerı şoyle: Ayşe Yılmaz, Recep Kavadoz, Ersin Aydınoguüarı, Nazım Genç, Rahmi Akgul, Celal Şar, Lale, Nezahat Akpınar, Gülsen Pazuoğlu, Uzeyme Güney, Şük- riye Akdeniz, Necdet Akgül, İs- mail Zeybekoğlu. Çorlu Vatan Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralılann kimlikleri şöyle: Ali Kurt, Ahmet üün, Emin Şaban, Yasemin Gebzeli, Bur- hanettin Oruç, Zulfiye Dülger, Ramis Oz, Nurettin Engin, Şey- da Kızanlık, Hatice Şen, Coş- kun Şentürk. Askeri hastanede bulunan ya- rahlar da şöyle: Birol Özkan, Önder Gürbüz, Yılmaz Banal, Gulden Banal, Gulten Dirin, Mukadder Çelik, Nakiye Sağır, Rafiye GüJpınar, Şener Kesler, Saniye Mamak, Cemile Özgur, Hatice Recepoğ- lu, Cafer Özgur, Feride Dön- mez, Gülten Ayvazlı, Seviye Doğuş, Mertiye Çayuşoğlu, Me- tin Mutlu, Ayşe Ülkü, Hacer Öz, Gülten Sert, Nafiye Kurt, Nükhet Öz, Zeynep Ay, Ersen Kaya, Fatma Adıyaman, Selma Adıyaman, Selma Ustünoğlu, Hafıze Cesur, Nurten Sert, Mehmet Karadenız, Ali Akbaş, Muharrem Akyurek, İdris Okur, Mustafa Karataş, Gülser Kasapoğlu. Çorlu Devlet Hastanesine kaldırılan yarahlar: Adem Akdeniz, Dilek Uysal, Nazım Yaman, Sevginaz Kadı- oğlu, Kâzım Fındık, Algan Çamlı, Zulcelalı Kısmet, Yaşar Solmaz. l.uleburgaz Devlet Hastane- si'nde Dursun Ali Ölmez, Os- man Topal, Bahar Sağlık ve Ul- fer Bozkurt tedavi görüyor. Ya- ralı işçilerden Akif Koyuncu da Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yarah işçilerden durumu ağır olan Mustafa Korukçu, İstan- bul Okmeydanı SSK Hastane- si'ne gönderildi. Devlet Bakanı Mehmet Kah- raman, Çorlu Devlet Hasta- nesi'ndeki yarahlan ziyaret ederek, "Geçmiş olsun" dile- ğinde bulundu. Ziyaret arasın- da gazetecilenn sorulanm ya- mtlayan Kahraman, hastaneye ağır yaralı olarak kaldırılan 3 kişinin de ölü sanıldığı için da- ha önce 32 olarak bildirilen ölü sayının 29 ölduğunu söyledi. Kahraman olayda yaralanan 86 kişiden 45'inin halen hasta- nelerde tedavi gördüğünü, 41 kişinin ise ayakta tedavısi yapıl- dıktan sonra taburcu edildiğini belintı. Devlet Bakaıu Kahraman, olayla ilgili bütün ihtimaller üzerinde durulduğunu bildirdi. Kahraman, Çorlu Cumhuriyet Savahğı'nın adli soruşturmayı yürüttüğünü, aynca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mü- fettişlerinin de incelemeler ya- pacağını söyledi. Devlet Bakanı Mehmet Kah- raman ile birlikte DSP Edırne milletvekili Hasan Vasfı Eler ile DYP Tekirdağ Milletvekili Ha- san Peker de yarahlan ziyaret ederek bilgi aldılar. İstanbul tl Sağlık Müdür- lüğü'nden yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı Yıldınm Ak- tuna'nın talimatıyla Çorlu'ya 8 ambulans gönderildi. Açıklamada, İstanbul'daki tüm hastanelerin de teyakkuz durumuna geçirildiğı belirtildı. Bu arada olay yerinde ıncele- melerde bulunmak üzere İstan- bul Emniyet Müdürlüğü'nden patlayıcı madde uzmanlannın bugün Çorlu'ya gidecekleri öğ- renildi. Özal'ın mesajı Çorlu'da mensucat fabrika- sındaki patlama ile ilgili olarak bir mesaj yayımlayan Cumhur- başkanı Turgut Özal.-insan ha- yatının korunması için ilgililerin büyuk bir titizlik göstermesi ge- rektiğini vurguladı ve "Bu olay, benzeri facialardan korunmak için hepimize ders olmalıdır" dedi. TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk, Başbakan Sü- leyman Demirel ve Hak-!ş Ge- nel Başkanı Necati Çelik, yap- tıkları açıklamalarda, patlama- da 29 işçinin yaşamlarını kay- betmesinden büyük üzuntü duy- duklarını belirttiler. TURK KALP VAKFI EYÜP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ ESAS NO: 1986/665 KARAR NO: 1989/82 C. SAV. NO: 1986/1104 HÂKİM: Rafet Karagulle 12991 KÂTİP: Serap Bilgili. Davacı: K.H. Sanık: Murat Şimşek - B. Hamit A. Saide 1958 d.lu, Turhal Ha- mide koyu H: 024 C: 037.01 S: 38'de nufusa kayıth, Eyüp Bulvarı no: 83/A'da mukim, siıt imalatçısı, bekâr, okuryazar, sabıkasız. Suç: Gıda Maddeleri Tuzuğu'ne muhalefet. Suç tarihi: 20.3.1986 Yukanda suç ve açık huviyeti yazüı sanık hakkında mahkememizde yapılan açık duruşmalan sonunda: GEREĞ1 DÜŞÜNÜLDÜ: Sanık hakkında Gıda Maddeleri Tüzü- ğu'ne muhalefet etmekten mahkememize kaftıu davası açılmış, sa- nık mudafaasında tahlile dair rapora itirazda bulunmamış yalnız numunenin buzdolabının sutlük denilen yerinden kanştınlmadan alın- dığı için yağ miktannın az ölduğunu, kanştırılarak aJınması gerekti- ğinı savunarak beraatıni talep etmiştir. Toplanan delilerle sütun buzdolabından kanştırıldıktan sonra nu- munenin alındığı sabit olmuştur. Bu suretle sanığın savunması su- but bulmamıştır. Sanığın musnet suçu işlediği sabit olduğundan hareketine uyan TCK.'nın 398. raaddesi gereğince 3 ay hapis ve 5000 lira ağır para cezası ile tecziyesine. 647 sayılı kanunun 4. maddesinin tatbiki ile bir gün uç yüz lira he- sabı ile hapis cezasının 27.000 lira ağır para cezasına çevrilmesine, Para cezalan içtima ettirilerek neticeten sanığın 32.000 lira ağır para cezası ile tecziyesine, TCK'nın 402. maddesinin tatbiki ile sanığın 3 ay meslek, sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün işyerinin kapatılmasına ve 7 gün karar öze- tinin buyuk harflerle yazılmak suretiyle kapısının görünebilir bir ye- rine asılmasına ve karar özetinin bir defa gazetede TCK'nın 402. maddesi gereğince masrafı bilahare sanıktan alınmak uzere c. savcı- lığınca ilan edilmesine, 647 sayılı kanunun 6. maddesinin tatbiki ile sanık hakkında veri- len cezamn teciline ve TCK'nın 94. maddesi gereğince sanığa ihtarat yapılmasına (500) lira mahkeme masrafının sanıktan tahsiline, Kanun yolları açık olmak uzere sanığın gıyabında verilen karar ala- nen ve usulen tefhim kılındı. 1.2.1989 Sanık: Murat Şimşek hk. Verilen işbu hukum Yargıtay 2. Ceza Dairesi Başkanlığı'nın 27.12.1990 tarih ve 13362 esas 14068 karar sayılı ilamıyla düzeltile- rek onanmasına karar verilmiş olup, huküm 27.12.1990 tarihinde ke- sinleşmiştir. İlamda yazılı cezalann tecil kaydına işareti rica olunur. 20.7.1992 -m- • • • • Inonu temel attıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara trafiğıni rahatlatacak projelerden biri olan Ankaray'ın temeli Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ta- rafından aüldı. Söğütözü- Dikimevi hattı arasında iş- leyecek olan Ankaray'ın temel atma töreni Tando- ğan meydanında yapıldı. Inönü, grevdeki belediye işçilerinin pankartlan ve çe- şitli sloganlan altında yaptı- ğı konuşmada "Çağdaş başkentlerde neler varsa, hangi olanaklar varsa onla- n Ankara'ya getirmek için çalışacağız" dedi. Türkiye'nin yeniden ya- pılandığını ve kentlennin çağdaş olanaklarlara dona- üldığını, bunlan gerçeldeş- tirmek için yeni atılımlar yapıldığını kaydeden İnö- nü, "Bunlan yaparken bir taraftan ekonomiyi topar- lama, ekonominin enilas- yon gibi halkımıza sıkmü getirmiş sonınlannı çözme aşamasındayız. Bunlan be- raber yapıyoruz" diye ko- nuştu. Büyük heyecan Borneo'da Spor Servisi- Camel-Trophy"- nin bu yılki durağı Borneo adası.,1980 yılından bu yana aralıksız yapılan ve her geçen gün daha da ilgi çeken, 'büyük heyecan' için çalşmalar başladı. Türkiye'nin iki kez şampiyon- luğa ulaşüğı Camel-Trophy, bu yıl 5-21 mayıs tarihleri arasında Asya'nın güney doğusundaki Borneo'da gerçekleştirilecek. Türkiye'nin de yeraldığı 20 ya- nşmacı ülke, keşfedilmemiş, yağmur ormanlan ve büyüleyi- ci arazide, hem takım ruhunu, hem de yardmlaşmayı ön plan- da tuUrak birincılik için müca- dele edecek. 1000 millik yanşta izlenebilecek sadece tek bir yo- lun bulunması ve en ufak bir yağmurda da bu yolun çamur deryasına dönüşmesi yanşma- cılara bu> ük zorluk çıkaracak. 2 şampiyonluk Camel-Trophy'de Türkiye oldukça başanlı bır geçmişe sa- hip. 1988'de Galip Gürel-Ali Deveciçifti, Sulavvesi'de, 199T- de de Bülent Özler-Menderes Utku çifti Tanzania-Burundi'- de şampiyonluğa ulaşırken, ge- çen yıl Türk ekibi sıralamaya giremedi. Kayıtlarbaşbyor Camel-Trophy Türkiye seç- meleri, Ağustos ayının ortasın- dan sonra başiayacak. Başvu- ruda bulunmak isteyenlere duyuru basın-yayın orgganlan aracıhğı ile yapılacak. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi l. Sayfada nagelir. Son yıllarda öztürkçe kavramları konuşan Sayın De- mirel, Arapça kökenli "keenlemyekün" sözcüğünü Türk- çe kadar Arapçayı da konuşup yazan YÖK'ün eski başka- nı Doğramacfyajest olsun dıyeseçmiş olmalıdır Demirel, Arcayürek'e bu sorunun bir gün içinde de çö- zümleneceğini söylüyor. Sonbaharda, yasa çıkacak ve bu sayın rektörler, "sa- raran hazan yapraklan"gibi üniversite bahçelerine top- lu halde duşeceklerdir. Köylüler muhtarlarını seçsinler, apartman yöneticileri de seçimle belirlensin, ancak üniversite öğretim üyeleri- nın oylarının hiçbir "fc;ymef-//7arb/yes/"olmasın! Bugünkü anlayış, bugünkü düzen ve bugünku model budur Apartman yöneticisini seçersin, ama dekanını seçe- mezsin! Açıkça adını koyalım: YOK, bir Vesayef s/stem;""dir. Bu sistem, öğretim üyelerine "sizler yöneticilerinizi seçecek olçude ergin ve yetkin insanlar değilsiniz" di- yor; bazı öğretim üyeleri de "evetbiz böyleyiz "diyerek bu vesayet sıstemine boyun eğıyorlar. Yalnızca boyun mu eğiyorlar? Cuppelerını savura savura, öğretim üyelerini aşağıla- yan bu sisteme hızmet arz ediyorlar... Ve bu hızmet arzında yarışıyorlar. 1946yılında tek parti döneminde getirilen Üniversiteler Yasası, özerklik getiriyor, çokpartili düzen de üniversite* leri, emir-komuta zinciri içinde kışla disiplinine sokuyor ve üniversite üst yönetimi, aralarmda Genelkurmay tem- silcisinin de bulunduğu cumhurbaşkanınca atanan bir "mütevelli heyef'e veriliyor. 196O'lı yıllarda üniversite özerkliğini de az görüpfakül- telere de özerklik verilmesini savunan ve 1980'lerde ve 1990'larda üniversite öğretim üyelerınin rektör ve dekan- larını seçmelerine karşı çıkan Prof. Doğramacı, YÖK'ün başmagetiriliyor. YÖK'ün ilk rektör ve dekanları,"/4ycf/n/ar Ocağı" ona- yından geçmiş 'Türk-/s/arnsentez/"ideolojisi iledonatıl- mış öğretim üyeleri arasından seçiliyor. Bu YÖK düzeni getirilırken, adları, MİT ve ihbarcı öğre- tim üyelerince saptanan öğretim üyeleri sıkıyönetim komutanlarının emirleriyle 1402 sayılı yasaya dayanıla- rak üniversitelerden uzaklaştırılıyorlar. Bu "paşa tasarruflan" YOK düzenine de anahtar olu- yor "Paşa tasarruflan", hikmetlerinden sual olunmaz pa- şaların yönetimlerindeki dönemlerde oluyor. Peki sivil dönemde, liberal dönemde (!) neler oluyor? 1983 yılından sonra askeri yönetimden çokpartili düze- ne geçılırken, Genelkurmay 2. Başkanlığı Orgeneral Necdet öztorun ımzasıyla özal hukümetıne gönderdiği bir yazı ile 1402 sayılı yasa ile başlayan ışlemlerın sıkıyö- netim kalktıktan sonra geri alınması gerektiğini bildiri- yor. Bu yazı liberal ANAP döneminde işleme konmuyor ve gizlenıyor! Sivil yargı kurulu Danıştay Beşinci Dairesi, ikiye karşı üç oyla, 1402 sayılı yasa ile kamu görevlerinden uzaklaş- tırılanların ömürboyu kamu hizmetlerinden yasaklandık- larıyolundakararlarvererekaçılandavalarıreddediyor. Beşinci Daire, uzun süre bu tür kararlarında direnıyor. Çoğunluk oyunu oluşturan üyelerden biri emekli ol- duktan sonra Beşinci Daire kararı değişiyor. 1402lik öğ- retim üyeleri ancak bu kararlardan sonra üniversitelere dönüyorlar 1402'ler konusundaki yargı denetimi de bu sınavlardan geçti. Bir ülkede üniversite özerk değilse, yargı bağımsızlığı yok edilmişse, televizyon ve basın tekellerin eline geç- mişse, sendikal haklar yasaksa, o ülkede dilediğiniz ka- dar seçim yapın, demokrasiyi getiremezsiniz. Demokrasi, bir kişilik, erginlik ve olgunluk sorunudur. 12 Eylül'ün getirdiği anayasa ve YÖK Yasası "keen- lemyekün" sayılmadıkça Türkiye çoğulcu demokrasiye adımını atamaz.. Ozelleştirmede ihaleler kamuoyuna duyurulacak • Başbakan I>emirel, yoğun eleştiri alan GİMA'nmsa- dşma ilişkin ihaknin iptal edMğini ve GÎMA'ya art taşın- mazlann ayn bir ihaleyle satüacagmı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Süleyman Demirel, özelleştirme kapsa- mındaki ihalelerde, satışa çıka- nlan tesisin muhammen (tah- mıni) bedelinin ihale öncesinde kamuoyuna açıklanacağını bil- direrek bundan sonra yapıla- cak satışlarla ilgili son kararla- nn Bakanlar Kurulu"nda veri- leceğini söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse'nin, yoğun eleştirilerine neden olan GIMA'nın satışına ilişkin iha- lenin iptal edildiğini ve GİMA'- nın sahip olduğu taşınmazlann mağazadan ayn saülacağmı be- lırten Demirel, "Baa yerlerde gayrimenkuller fabrikadan da- ha değerli hale gelmiştir" dedi. Demirel, özelleştırmelerde, za- man zaman taşınmaz mallann tesisten ayn satılmasının söz konus'i olacağını belirtti. Başbakan Süleyman Demirel başkanlığında onceki akşam ya- pılan toplantıda, özelleştirme konusu ele ahndı. Devlet Baka- nı ve Başbakan Yardımcısı Er- dal İnönü, Devlet Bakanı Ek- rem Ceyhun, Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse ve ilgili bürokratlann ka- üldığj toplanü, yaklaşık 2 saat sürdü. Başbakan Demirel, top- lantıdan aynlırken gazetecile- nn sorulanm yanıtladı. Bu yıl 1 milyar dolarlık özelleştirme ya- pılacağmı, geçen 5 yıl içinde yapılan özelleştirmenin topla- mının da bu kadar ölduğunu söyleyen Demirel, "Aşağı yu- kan 1.5 tnlyon liralık gelir şim- diden temin edilmiştir" dedi. 11 çimento fabrikasının satışı için açılan ihale sonucu gelen teklif- lerin değerlendirildiğini bildi- ren Demirel. şöyle devam etti: "Bu değerlendırme bıttıkten sonra netıce, Yüksek Kamu Ortakhğı Kurulu'na gelecektir. Yüksek Kamu Ortakhğı Ku- rulu'nun verdiği karar, Bakan- lar Kurulu'ndan geçecek. Her şey tertemiz. pınl pınldır." Özelleştirme uygulamalan- nın "bir an evvel tamamlanma- sını" istediğini belirten Demi- rel, özelleştirilen kurumlann saüşıyla ilgili son kararlann ar- tık Bakanlar Kurulu'nda veri- leceğini bildirdi. "GİMA'nın özelleştiribne- sinde sorun var mı" sorusunu "GİMA'mn yüzde 50.38'i Ka- mu Ortakhğı'run eh'nde. Geri kalan kısmı birliklerin elinde. Şimdi karar verdik ki birliklerin elindeki kısım da beraber özel- leşürilsin. GİMA'mn arsalan var. Arsalar aynca saülacak" dıye yanıtlayan Demirel, Gİ- MA için açılan 2. ihalenin de teklifler yeterli bulunmadığı için iptal edildiğini söyledi. De- mirel, "Diğer KİTlerin özelleş- tırihnesinde de gayrimenkulle- rin ayn satışı gündeme gelecek mi" sorusunu şöyle yanıtladı: "Her zaman değil, zaman za- man. Çünkü bazı yerlerde gay- rimenkuller, fabrikadan daha değerli haie gelmiş. Yani gayri- menkulü düşünmeden bu tesis- leri özelleştirmek gjbi bir şey olmaz. Devlet işliyor. Devletin her sorununa hükümet hâkim- dir. Ve her sorununu takip edi- yor." Özelleştirilen tesislerin devle- tin malı olduğunu,vergilerle yapılan tesisler ölduğunu söyle- yen Demirel, "Halkın bunlann uzerindeki hassasiyeti gayet doğrudur. Biz de halkın bize güvenmesini istiyoruz. Bir tek kuruşun telef olmasına ve peş- keş çekilmesine razı olmayız" diye konuştu. Satışlarda mu- hammen bedel tespit edildiğini, bunun alünda satış yapıGna- masının "kamunun hukukunu koruma olayı" ölduğunu söyle- yen Demirel, bundan sonraki özelleştirmelerde, ihaleye çıkı- lırken bu muhammen bedelin kamuoyuna açıklanacağını bil- dirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear