22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21AĞUSTOS1992CUMA •••» CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 OLAYLAREV ARDBNDAK1 GERCEK • Baştarafi 1. Sayfada için yazıyoruz. Bir sorunu çöz- tnenin ilk koşulu, gerçekteri gö- rebilrnektir. Hiç kimse başmı devekuşu gibi kuma gömmesin; hamasi laflarla üstesinden geli- nebilecek bir sorun karşısında değiliz. Ancak bugerçeklerin varlığı, ne terörü yüreklendirmeli, ne de bir başka yamlgıya yol açmalı. Türkiye 'yiparçalamak kolay iş değil. Lozan sınırlan içinde, cumhuriyet yönetiminde yaşa- yan toplumun, ne sabn tüken- miştir, ne de bütün potansiyel- leri ortaya dökülmüştür. Ger- çekte sabırlann tükenmesi de Anadolu halkı için bir talihsiz- lik olacaktır. Çünkü "Kürt realitesi" bir gerçekse, "Türk realitesi" de bir düs değildir. Bu iki "realite"yi bağdaşurmakye- rine çatıştırmaya kalkışmak, Anadolu'da yaşayan halka "ihanet." Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümleneceği yo- lunda inancımızı yitirmiş deği- liz. PKK'nın mesafe aldığı bir gerçektir; ama, bu yöntemlerin bir çıkış yolu yoktur. Terör ör- gütü, Anadolu'da yaşayan komşuyu komşuya düşman ede- mez; iki halkın birbirinin boğa- zına sanlması çağdaş dünyamn bugünkü koşullarında olanak- sızdır. Yeter ki devlet, somnu tü- müyle ve yeniden gözden geçi- rerek sağlıklı bir yönlem, siya- set ve yaklaşımı yürürluğe ko- yabilsin. Dikkat edilırse "devlet" söz- cüğünü kullandık; ' 'siyasal iktidar"ya da "hükümet" de- medik. Çünkü Türkiye'nin bu- günkü yapısında, ' 'devlet' J in si- yasal iktidan ve hükümeti aşan ağırlığı gereğinden daha bü- yüktür. Bu arada sorumsuz cumhur- başkanınm tutumuna da dikkat edilmelidir. Tarafsız ve sorum- suz olması gereken Cumhurbaş- kam -son yılların moda deyişiyle- "Kürt kartını oynamaya"yönelmistir; Sayın Ozal işleri büsbütün kanştırmak yolunda yürüyor. Cumhurbaş- kanımız, ne yazık ki anayasal sorumluluğunun bilincinde de- ğildir ya da bile bile lades de- mektedir. Bir sorun, çözülmesi kaçınıl- maz noktaya gelindiğinde, çö- zülür. Çünkü kural kesindir: Eğer sorunu çözmesi gereken güç, sorunu çözemezse, sorun o gücü çözer. • Yazımızı bitirirken çok önemli bir noktaya daha değin- mek istiyoruz. Bu satırların ya- zıldığı saate kadar Şırnak'tan doğru dürüst haber almak ola- naksızdı. Gerçek bilgileri sağla- mak için gazetecilere gerekli ko- layhklar gösterilmedi; halkın bilgi edinme hakkı bir anlamda kısülanmış oldu. Oysa Şırnak olayından çok daha beterlerinin yaşandığı bölgelerde bile durum değişiktir; Bosna-Hersek 'teki çatışmalarda basın her şeyi ya- kından izlemektedîr; gazetecilik görevi bunu gerektirir. Kamuoyu doğru bilgi edine- mediği zaman, söylentiler olay- larm boyutlanm daha çok şişi- rir; kaş yapayım derken göz Çi- karmak buna denir. Toplumun neyin ne olduğunu bilmesi, de- mokrasilerde temel kuraldır. Ki- mi zaman olağanüstü durumlar ortaya çıkabilir; yine de örnek- ler ortadadır. Basın dıslandığı zaman doğacak sakıncaların enini boyunu hesap etmek çok güçtür. Barış, savaş, isyan, te- rör, deprem, yangın gibi bütün olaylarda basının, işin içinde görevini yürütmesi uygar dün- yada doğal bir kural sayıl- maktadır. •*••*•* GUVCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada yapılmış, sokaktaki insan birden teröristlerin yoğun ate- şiyle karşılaşmışti. Halk tekrar evlerine çekilmiş, -saat 12.00-. Bakan'a göre "çatışmalar tekrar başlamıştı." Sezgin iki önemli noktaya, soruların gidip gelip takıldığı önemli iki noktaya açıklık getirdi. Biryerde açıkyüreklilikle "noksanlanmızı" d ile geti riyordu. Devlet, teröristlerle savaşımda önemli etkenlerden biri- ni, halkı yanına alarak sağlamıştı. Ancak devlet -yıllardır onca çabaya karşın- hâlâ "istihbaratta zayıfkalmıştı, kalı- yor"du. Istihbarat noksanlığının önemli göstergesi, sonuncu ve taze kanıtı, son Şırnak baskınıydı. Adamlar, ellerinde ağır silahlar, roketatarlar, havan topları, uzun menzilli silahlar- la Kuzey Irak'tan giriyor, yol alıyor, Şırnak'a geliyor. Kimi evlere baskı yaparak yerleşiyor ve birden bire... PTT'de 40 milyarlık ağır hasar, jandarma binasının tahri- bi gibi önemli sonuçlar alıyor. iki bine yakın terörist nere- deyse elini kolunu sallayarak Şırnak'ta mevzileniyor. Kenti bir baştan öteki başa yangın yerine çeviriyor. Terörist ateşi başladığı dakikaya kadar devlet istihbaratı mışıl mışıl uykuda. Ancak ateşle birlikte uyanıyor. Elbette devlet sonradan ağır basıyor. Duruma "hâkim oluyor.'Ne çare, saldırıyla savununun kaç insana, maddi açıdan kaç milyara mal olduğunu dün yetkili yetkisiz, etkili etkisiz kim- se kestiremiyordu. Yeni baş ağrısı Başbakan Demirel, önceki gün son dokuz ayda 24 polis, 179 er, 62 korucu ile 326 vatandaşın öldüğünü açıklıyor. Terör gün be gün öylesine aşamalara giriyor ki dün açıkla- nan bir gün sonra, hatta bir iki saat önceki rakamlar bir iki saat geçince değişiyor. Bu nedenle terörle, hele Güneydoğu'daki eşkıya hare- ketleriyle bağlantılı bilançolar yapmak giderek zorlaşıyor. Neredeyse saatbaşı saptamalar kamuoyuna sunulacak. istatistik, Güneydoğu'da şaşkın. içişleri Bakanı Sezgin'le sabahki söyleşimizde Irak sını- rımızın etten duvara dönüştüğünü, sızma hareketlerinin oradanaslabaşarılı olamayacağının "resmen" öne sürül- düğünedeğindik. "v ofc"diyor, "Bir tarafıvar.Hakuk, Zaho gibi yerlerde bahsettiğiniz türden değil durum." Kuzey Irak'ta otorite boşluğu nerede başlarsa, -tabii Saddam'ın kışkırtmaları eksik değil- oradan sızmalar sü- rüyor. Yani sızmalar, kolaylıkla gerçekleşiyor. Son Şırnak olayı, içeride ve dışarıda başımızı ağrıtaca- ğa benziyor. içeridekl baş ağrısına kimin kaynaklık edece- ğini söylemek gerekmez. Yine karıştırıcı bir rol üstleniyor Tö ve Nevruz olayların- da psikolojik üstünlük kazanan hükümetin "Kürtlere eği- tim hakkı' vermemesini" büyük noksanlık diye ilan ediyor. Bu irdelemeyi son Şırnak olaylarına ha bağladı ha bağla- yacak! Yarın, önceleri söylediklerinin tersine gelişmeler olur- sa, hiç kuşkunuz olmasın; yanlış anlaşıldığını öne süre- cektir. Fakat Sezgin dün TÖ'yü yanıtlıyor; "Sekiz yıldır süregelen 'teşhis yanlışlığı' olayları bu noktaya getirdi" diyor. Dışarıdaki dostlar, iki gündür zaten içeriden faaliyette. Fransız haber ajansı, Şırnak'ın havadan bombalandığını yayıyor. HEP milletvekilleri -besbelli aralarında konuşup anlaşmışlar- Şırnak baskınını devlete yıkmaya hevesle- nen demeçler veriyorlar. Bizim Türey Köse, HEP milletvekillerinden Zübeyr Arda, Kemal Okutan, Hatip Dicle, Orhan Doğan'lakonuştu. "Çok ölüden" söz ediyor her biri. Ne var ki hepsi önce devletin ateş açtığını, -neredeyse PKK savunuda- ve "insanlan devletin telef ettiğini" öne sürüyorlar. Olaylara değinen bilgileri sıralarken bir yandan da Şır- nak'la bağlantı kuramadıklarını belirtmeyi ihmal etmiyor- lar. Hem telefonla dahi bağlantı kuramıyorlar Şırnak'la hem de kesin yargılar içeren onca bilgiyi nasıl alıyorlar? Gizemli birolay! AKTAŞ mahkûm oldu • Baştarafi 1. Sayfada nemdeki tarife fıyaündan değil, h i d limahkemelerdır. Bıze göre Ana- dolu yakasında oturan tüm aboneler, ticarethaneler ve sa- nayicilerin tamamı, AKTAŞ'ı yasal çerçevede mahkemeye ve- rebilecek durumdadır. Eğer 900 bin elektrik abonesi bu haksız- hklar konusunda biraz daha bilinçlenip dava açacak olursa, AKTAŞ mahkeme kapılannda sürünür" dedi. Anadolu yakasındaki bir şir- ketin yetkilileri, bundan bir sü- re önce, AKTAŞ tarafından kendilerine gönderilen fatura- lann, elektriği tükettikleri dö- okunma tarihinde geçerh' olan fıyat üzerinden hesaplan- dığını farketti. Bu nedenle 10 ay içinde AKTAŞ'a belediye ver- gisi ve KDV ile birlikte fazla- dan ödedikleri yaklaşık 17 mil- yon lirayı geri almak için dava açtılar. Söz konusu davada, da- vacının iddiası, "AKTAŞ tara- fından kendilerine elektrik sa- tıldığı. ancak şirketin, tükettik- leri elektrik enerjisi bedelinin hesaplanmasında ve zamlı bi- ri.,1 fıyat uygulamasında hatalı davrandıgı, yürürluğe giren zamlı fıyatın daha önceki aylar- da tüketilen enerjiye de uygu- landığı. bu nedenle kendilerin- den 10 ay boyunca fazla elekt- rik bedeli tahsil edildiği " şek- lindeydi. Şirket, AKTAŞ'a fazladan ödedikleri bu bedelin, en yüksek banka iskonto faizi oranında tahsil edilmesini isti- yordu. AKTAŞ ise/'Hesapla- malann Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'ne göre yapıldığı- nı, tahakkuk işleminin yasalara uygun olduğunu ve hata mev- cut olmadığını, söz konusu fa- turalara iüşkin vergilerin de ait Ambargo bilmecesi ERGÜN AKSOY HABUR - PKKnın Kuzey Irak'a uyguladığı ambargoyu kaldırmasının ardından bu kez Kürdistani Cephe'nin Türk kamyon sürücülerine yönelik ambargo karan aldığı öne sü- rüldü. Habur sınır kapısında bekleyen çok sayıda araç, dün de Irak tarafına gjriş yapamadı. Gümrük müdürlüğü yetkilileri, problemin peşmergelerden kaynaklandığını savundular. KYB'nin Zaho sorumlusu Aras Talabani ise Türk sürücü- lerine yönelik herhangi bir uy- gulama başlatmadıkannı belir- terek "Türk yetkililer, kapıyı iki üç gün sonra açacaklannı biı- dirdiler" dedi. PKK'nın Kuzey Irak'a yöne- lik bir ay önce başlattığı ambar- goyu önceki gün kaldırmasına karşın Kuzey Irak'a mal götü- ren araçlann karşı tarafa geç- melerine izin verilmediği kay- dedildi. Habur Gümrük Müdürlüğü yetkilileri, problemin Kuzey Irak tarafından kaynaklandığı- nı söylediler. Yetkililer, "Kuzey Irak'tan bir heyet bizi ziyaret etti. Ambargonun kaldınlması- na karşın tek bir aracı Kuzey Irak'a istemediklerini söyledi- ler. Ambargo nedeniyle açlık tehlikesiyle karşı karşıya kal- dıklannı vurguladılar. Ancak kimseye mul'.uıç olmadıklannı belirttiler ve bundan sonra da kimseye muhtaç olmayacakla- nnı bildirdiler. Gerekirse Tür- kiye'den resmi olarak gıda tale- binde bulunacaklanna ve bunu güvenlik kordonuyla Irak'a ge- çireceklerini belirttiler. Bu talep üzerine biz de kamyonlann karşıya geçmesine izin vermi- yoruz. Çünkü can güvenliği yok. Peşmergelerle tekrar görü- şeceğiz. Şoförlerin can güvenli- ğinin sağlanması yönünde ga- ranti alırsak o zaman araçlann geçişine izin veririz. Ancak an- ladığımız kadanyla Kürdistani Cephe bu tutumunu sürdüre- cek" dediler. Habur Gümrük Müdürlüğü yetkilileriyle dün iki saatlik bir görüşme yapan KYB'nin Zaho sorumlusu aynı zamanda Celal Talabani'nin yeğeni Aras Tala- bani, Türk şoförlere yönelik herhangi bir ambargo karan al- madıklanru acıkladı. Aras Ta- labani, şunlan söyledi: "Türk yetkililer bize kapıyı iki üç gün sonra açacaklannı söylediler. Bizim aldığunız ya- sak karan yok. Şoförlerin can güvenilği konusunda ise hiçbir problem yoktur. Irak'a geçecek olan tek bir Türk şoförünün kı- lına bile zarar gelmez. Bizler kefiliz. Türk yetkililerle konuyu tekrar görüşeceğiz." Kuzey Irak'taki Kürt yöneti- mi temsilcileri, Kuzey Irak'a Türkiye'den mal taşıyan kam- yonlara PKK'nın uyguladığı ambargonun kaldınlmasından sonra kendilerinin bir engelle- me yapmadıklannı söylediler. Ankara'daki temsilciler. Ku- zey Iraklılann her türlü mala "muhtaç" olduklannı söyleye- rek kendJleriııiii, kam>oııiann "akılgeçişini engellemelerinin dışı" olacağını söylediler. Kürt yönetiminin, Habur ka- pısından geçen kamyonlardan "vergi" aldığını hatırlatan tem- silciler, kanşıkhğın bu vergi alma görevlılerinin konudan haberdar olmama olasılığından kaynaklanabileceğini bildirdi- ler. PKK tarafından uygulanan ambargonun kaldınldığını du- olduklan idarelere yaünlmış ol- duklannı" belirterek davanın reddini istiyordu. Taraflann mahkemeye ver- dikleri kanıtlara göre, dosya üzerinde bir bilirkişi incelemesi yapünldı. Bilirkişinin yapüğı inceleme sonucu, davacı şirke- tin AKTAŞ'tan alacaklı oldu- ğunu saptadı. Ancak, AK- TAŞ'ın bilirkişinin hazırladığı rapora itiraz etmesi üzerine, ikinci bir bilirkişi kurulu oluş- turuldu. Fakat, bu bilirkişi he- yeti de, ilk raporun doğru oldu- ğunu saptayarak, AKTAŞ'ın davacı şirketten fazla para aldı- ğına karar verdi. Rapor kapsa- mı daha sonra mankemece de yerinde görülerek dava konu- sunda şu hüküm verildi: "1- Davanın kabulü ile 15 milyon 631 bin 588 lira alacağın dava tarihi olan 20 Eylül 1991 tarihi itiban ile yüzde 48 rees- kont faizi ile birlikte davahdan (AKTAŞ) alınıp davacıya veril- mesine, 2-Hesaplanan 468 bin 950 li- ra ilam harcından 117 bin 240 lira peşin harcın mahsubuna, kalan 351 bin 710 lira ilam har- cının davahdan (AKTAŞ) alı- yan kamyon sürücülerf ise dün narak Hazine'ye gelir kaydına, sabahtan itibaren Habur sınır 3- Davaa taraf için hesapla- kapısmda 10 kilometrelik bir nan 1 milyon 207 bin 800 lira araç kuyruğu oluşturdular. nisbi vekâlet ücretinin de dava- Irak'a bırakılmamalannı eleşti- cı tarafın yapüğı aşağıdaki dö- ren şoförler, "Yasağı hangi ta- kümü yazılı 536 bin 440 lira raf uyguluyor anlayamadık. yargılama giderinin davalı ta- raftan alınarak, davaa tarafa verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasma ilişkin, Yargıtay Gümrük Müdürlüğü, peşmer- geleri sorumlu tutuyor. Kürdis- tani Cephe ise yasak karan almadıklannı söylüyor. Ne ya- pacağımızı şaşırdık. Zaten bir aydır tek kuruş para kazanma- dık. Ambargoyu delmeye çalı- şan 8 arkadaşırruzın kamyonla- n yakıldı. 3 arkadaşımız da Kuzey Irak'ta kayboldu. Ta- raflar birbirleriyle uyuşamıyor, arada bizlergidiyoruz. Kapırun bir an önce açılmasını istiyo- ruz" dediler. Habur'da gerginlik tırmarur- ken kamyon sürücüleri kapırun açılması halinde protesto yürü- yüşü yapacaklannı söylediler. Bu arada Kürdistani Cephe- nin isteği üzerine Kuzey Irakta- ki Halil İbrahim gümrüğüne PTT tarafından üç ankesörlü telefon çekildiği, hatlann Türk tarafından verildiği öğrenildi. ş gy yolu açık, oybirliği ile karar ve- rilip, verilen karar davaa vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, açıkça okunmuştur." Faturalama • Baştarafi 1. Sayfada j a n . dırma sısteminin farklı olma- sından kaynaklandığını öne sürüyor. Berkan, aynca abone- lerin kendi malı olan sayaçlar- dan kira almadıklannı, ancak yönetmeliğe uygun olarak ba- kım ücreti aldıklannı belirte- rek. aboneye zamanında ulaş- mayan faturalar için de hiçbir şekilde gecikme cezası almadık- lannı savunuyor. Yayınımız üzerine gazetemi- ze gelerek AKTAŞ'ın uygula- malanna yönelik suçlamalan yanıtlayan AKTAŞ Genel Mü- dürü Berkan, Elektrik Tarifele- ri Yönetmeliği'ne aykın hiçbir uygulamalan olmadığını belir- terek, iddialann doğru olmadı- ğını öne sürüyor. Berkan, bu uygulama farklılığını şöyle an- lauyor: "Faturalann yüksek olması- nın ilk nedeni elektrik tarifele- rindeki artışlardır. 1 Eylül 1990 tarihinde işletmeyi devraldığı- mız zaman elektrik birim fıyatı 115 lira civanndaydı, bugün 581 lira. Dört misline yakın bir zam görmüş. Bizim faturalan- mızın daha yüksek görülmesi- ninin nedeni ise, TEK ile AKTAŞ arasındaki faturalan- dırma sistemindeki farklılıktan kaynaklanıyor. Fiyatta bizim TEK ile hiçbir farklıbğımız yok. Biz devraldığımızda. Ana- dolu yakasında sayaçlar dört ayda bir okunurdu. Daha son- ra basılan faturalar, ikinci dört ayı okumaya gidildiğinde abo- nelere verilirdi. Şündi bu süreyi belki de üç aya indirmişlerdir, bilmiyorum. Biz ise, işletmeyi devraldıktan sonra iki ayhk okuma ve faturalandırma siste- mi geliştirdik ki, burada özelleş- tirmenin gereği de bu zaten, abone üzerindeki alacaklann daha çabuk toplanması. Rumeli yakasındaki abone- nin eline 3^4 ay öncesinin fatu- rası geliyor, bizim abonelere de son iki ayın faturası. Elektriğin birim fıyatlan sürekli arttığı için de AKTAŞ aboneleri aynı kilovat saat tüketim için daha yüksek fatura ödüyorlar. TEK aboneleri ise o dönemde 3-4 ay öncesinin faturasını ödediği için daha az para ödüyormuş gibi görünüyorlar. Bu nedenle TEK ile AKTAŞ fatura fiyatla- nnı karşılaştırmak için, okuma dönemlerine bakmak lazım. Deniliyor ki, fazla fiyatla satılı- yor elektrik, halbuki değil." Bu açıkJamadan sonra Ber- kan'a, "AKTAŞ, faturalan elektriğin tüketildiği döneme ait tarifeden değil, son okuma tarihindeki zamlı tarifeden fı- yatlandınyor. Oysa, kendisi TEK'e olan elektrik borcunu tükettiği zamandaki birim fi- yattan ödediği için vatandaşın üzerinden trilyonlar vuruyor" şeklindeki savlan anımsatma- mız üzerine bunlann asılsız ol- duğunu söylüyor. Böyle bir uygulamanın söz- konusu olmadığı konusunda ısrar eden Berkan, "Kesinlikle öyle bir şey yok. Biz de TEK gibi aboneye, enerjiyi tükettiği dö- nemdeki elektrik birim fiyatıru göz önüne alarak faturalanz. iki ayhk bir faturaysa, onun or- talamasını alınz. Hiçbir zaman son tarifeyi uygulamayız" dedi. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada 15 Ağustos 1984-18 Ağustos 1992 tarihleri arasında bölgedeki çatışmalarda ölü sayısı şöyle: Subay 52 Astsubay 54 Erveerbaş 723 Polis 49 Uzmançavuş 12 KK 190 Bekçi 1 TOPLAM 1081 Muhtar 39 öğretmen 32 Sivil 1235 TOPLAM 1306 PKK 1923 GENEL TOPLAM 4310 1984 yılında şehit olan güvenlik görevlisi sayısı toplam 28. 1985'te bu sayı 69a çıkıyor; 1986'da 41 asker, polis, köy korucusu şehit oluyor; bu sayı, 1987de 60'açıkıyor. 1988'de bu sayı 55'tir. 1989da şehit güvenlik görevlisi sa- yısı 139'a, 1990da 157'ye, 1991 de de 277ye çıkıyor. 1992 yılının ilk sekiz ayında bölgede şehit olan subay, polis, er, erbaş, uzman çavuş ve köy korucusu sayısı 255'tir. Aynı yükselen kanlı grafik PKK için de söz konusudur. 1984 yıhnda 16 PKK'lı öldürülmüş, bu sayı 1985 yılında 99'a yükselmiş, 1988'de bu sayı 32, 1987'de 89, 1988'de de 124 olmuş, öldürülen PKK'lı sayısı 1989'da 159'a, 1990'da 342'ye ve 1991'de de 399a yükselmiş. 1992 yılının ilk sekiz ayında öldürülen PKK'lı sayısı 663'tür! Aynı yükselen grafiği bir de 1984 yılı 15 ağustosundan bu yana öldürülen siviller için de görmek gerekir: 1984 yılında öldürülen sivil yurttaş sayısı, 16; bu sayı 1985'te 66'ya, 1986'da 77'ye, 1987'de 234eçıkıyor.1988'- de bölgedeki çatışmalarda 124 sivil yurttaş yaşamını yiti- riyor, 1989'da bu sayı 178'e, 1990'da 211'eve 1991'de de 277'ye çıkıyor. 1992 yılının ilk sekiz ayında 147 sivil yurttaş yaşamını yitirdi. Buraya bir nokta koyup, 12 Eylül 1960 öncesi terör olay- larından sayılar verelim: 1974-1980 arası, 5388 kişi terör olaylarmda yaşamını yitirmiştir. Bu 5388 kişinin 2109'u sol, 1286'sı sağ eğilimlidir. 1611 kişinin de eğilimleri saptanamamıştır. 1974-1980 arasında 281 güvenlik görevtisi de şehit ol- muştur. (1960'lardan 1980'lere Türkiye Gerçeği, Oğuz- han Müftüoğlu, s:74-80) Bu sayıları gelin Kurtuluş Savaşı'ndaki şehit sayısı ile karşılaştıralım: 22 gün süren Sakarya savaşında 277 subay ve 5436 er ve erbaş olmak üzere 5713 şehit verildi. Aynı savaşta, Yunan ordusundan 208 subay ve 3958 er öldürüldü. (Büyük Dönemeç, Sakarya Meydan Muharebesi, Ibra- himArtuç,s:311) "Büyük Taarruz"öa 146 subay ve 2397'si er ve erbaş ol- mak üzere 2543 şehit verildi. (Büyük Taarruz, Başkomu- tan Meydan Muharebesi, İbrahim Artuç, s:288) Savaş tarihi yazarı emekli kurmay albay İbrahim Ar- tuç'un "Kıbns'ta Savaş"adlı incelemesinde 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 415'i ka- ra, 65i deniz, 5'i hava ve 13'ü de jandarma olmak üzere toplam 498 şehit verildiği yazılıyor (s: 318). Yarıçapı 200 kilometre olan bölgede her yıl öldürülen- lerin sayısı artıyor ve Şırnak olayından önce 4310 kişiyi buldu. Türkiye'de Türkü Kürde, Aleviyi Sünniye kırdırmak isti- yorlar. Bu uğursuz planı Türkü ve Kürdü ile bozmak zo- rundayız. Bu planı hep birlikte bozmazsak yarınki kaçınılmaz fe- laketlerden kurtulamayız... TÜRK KALP VAKFI Muayene ve Kontrol için 275 12 44 - 248 58 66 Nüfüs cüzdapımı kaybettim. Hükümsüzdür. AHMET YAZICI Hâkim hü\iyetimi kaybettim. hükümsüzdür. AYŞEHAYATAYSAL TCDD aldığım banliyö kartımı kaybettim, hükümsüzdür. ALPER TÜYSÜZ AaKAYIP Kozan eşrafmdan merhum Ali Yiğenoğlu ve Nezihe Yiğenoğlu'nun evlatları, Kamil, Hatice, Çetin Yiğenoğlu'nun kardeşleri, Ali ile Eda'nın sevgili babaları HALİL İĞYİĞENOĞLU(1952) 20.8.1992 günü vefat etmiştir. Merhumun cenazesi bugün (21.8.1992) öğle namazını müteakip Kozan'da toprağa verilecektir. YİĞENOĞLU AİLESİ Belediye grevi Danıştay'dan ret ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - Danıştay, "genel" sapğı tehdı ettiği" gerekçesiyle, Ba- kanlar Kurulu karan ile durdu- rulan belediye grevinin ertelen- mesi üzerine açılan davayı reddetti. Danıştay 8. Dairesi, yürüt- rnenin durdurulması için Türk- İş ve Belediye-İş Sendikası tara- fından açılan davayı. dün baş- kan Metin Güven başkanbğın- da yapdan toplanüda karara bağladı. Kararda, Türk-İş ve Belediye-İş'in başvurusunun gerekcelerinin yerinde görül- mediği ve istemlerinin oybirliği ile reddedildiği açıklandı. Me- tin Güven, Başbakanlık'tan is- tenen belgelerin kendilerine dün ulaştığını belirterek. "Ko- nunun aciliyeti nedeniyle he- men toplanan kurul, karannı ret yönünde oluşturdu" diye konuştu. Danıştay nöbetçi heyetinin verdiği bu karara itiraz edilebi- leceği belirtildi. Ancak bu kara- ra yapılacak itiraz, bir üst kuru- luş olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nca ka- rara bağlanacak. Adli tatil ne- deniyle nöbetçi heyet dışındaki Danıştay üyeleri tatilde bulun- duklan için. bu kurulun 7 eylül- den önce toplanması clas görülmüyor. HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYA'DA vre Bakanlığı Meteorolo- I Müdürlüğü nden alı- nan bilgiye göre yurdun gü- ne^taü kepimleri parçalı bu- krHıGûney Egenin k; kesim- leri ie Göller Bölgesi yer yer sağnak ve gök gûrültülü sa- Oarit yağışlı, öteki yerter aç* ve az buluttu geçecek. Ha« sıcaklığı artmaya de- varr edecek. Rûzgâr yurdun kuay kestmlerinde kuzey ve dodı cttğer yerlerde güney v « latı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında zaman zaran kuvvetlice esecek. Denizterimizde rûzgâr. Karadeniz ve Marmara yıldız ve poy- raz.Ege'de yıtdtz ve karayel. Akdeniz'de gün batısı ve lodostan 3-5 yer yer 6 kuvve- \jra saatte 10-21 yer yer 27 deniz mili hızla esecek. Zonguldak A buludu yajmırlu C I A-açık B-buiuOu G-4ûm$li K-kalı S-sst Y-yaOmuriu Amslerdam Amman Abna Bağdat Brüksel Cenevre Frankfurt Lefkosa Petersburg Londra Madrid Milano Uoskova Murah Oslo Pans Prag Rıyad Roma Vıvana Zunh B A Y A B Y Y A Y B B Y Y Y B B e A B 8 Y 23° 30° 34° 36° 26° 33° 31° 32° 17° 22° 32° 33° 15° 30° 20° 29° 30° 39° 31° 32° 32° ÇAĞDAŞ YAŞAM HERKESİN HAKK1DIRİ Kamulaştırdığımız gecekondu önleme bölgesinde 7600 Konutluk ESENKENT PROJESÎYLE düşü gerçeğe dönüştürüyoruz-. Bayındırhk ve Iskan Bakanı S a y ı n O n u r K U M B A R A C I B A Ş I Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı S a y ı n M u r a t K A R A Y A L Ç I N Ve değerli Belediye Başkanı arkadaşlanmın huzurlanyla gerçekleşecek temel atma töreninde Tüm halkımizı yanımızda görmek istiyoruz. Dr. Gürbüz ÇAPAN Esenyurt Belediye Başkanı Tören Alanı TEM (E-6) Yolu, Esenkent/ESENYURT 22 ajusıos cumartesi Saat: 11.00 "Çağdaş biryaşam herkesin hakktdtr" S.S. ESENKENT ESENEVLER KONUT YAPI KOOPERATİF1.ERI BİRLİĞI Msrkeı Mah Kraç YbkJ Ûıer EsenyıatiSTANBUL Tel: 586 47 97 - 586 47 98 I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear