25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2AĞUSTOS1992PAZAR CUMHURİYET 8AYPA HABERLERIN DEVAM 17 O L A Y L A R 1 N Siyasi parti liderleri, Ankara'nın Gali haritasını kabul ettiğine inanmak istemiyor KKTC'de kuşku ve kaygı hâkim Özal • Baştarafi 1. Sayfada ma bu konuya el atmak da yarar getirmiyor; çünkü, aklın ve sağduyunun yolunu göster- seniz de çeşitli hiziplere yara- namıyorsunuz. CHP'nin açılı- sını kendi siyasal konuları bakımuıdan bir fırsat sayarak kullanmak isteyen politikaa- lar işin içine giriyorlar, ortaya sağlıksız biryumak çıkıyor. Belki bir tek umut ve çıkış yolu var? Tavandaki tartışma- lardan, çekişmelerden, kavga- lardan bıkmış olan tabandaki kitlenin 'yeter artık!..' diyebil- mesi... Bu da güçgörünüyor. Çünkü parti örgütleri belirli isimlerin çevresinde toplanmtş- lardır. Adam adama bir reka- bet ve kızıştırma taktiği uygu- lanıvor. Lider diye bilinen kişi- ler, solda birleşmeyi benimsi- yorlar; ama, bir koşulla: Bu birleşme kendi liderliklerinde olursa!.. Daha alçakgönüllü olanlar, tavandaki liderler ara- sında kendüerine uzak gördük- lerini ilk aşamada eleyecek bir fomriil için kafa yoruyorlar. Kamuoyu CHP'ye ilişkin tartışmaları gazetelerden izle- dikçe düşkırıklığına uğramak- tadır. Çok iyi niyetle olaya yaklaşan ve henüz sabrı tüken- memiş olanlarm, bir süre sonra bugünkü olumlu düşüncelerini değiştirmeleri tehlikesi vardır. Bunun için, soldaki liderlerin bu alanda olabildiğince az ko- nuşmalarında yarar var. Onlar konuştukça halk bu bitmez tü- kenmez tartışmanm içeriğine yabancılaşıyor. CHP'nin açılmasına kırk gûnden az bir zaman kaldı. Bu zamanı kullanırken çok özenli ve dikkatli davranmak gereki- yor. Çünkü CHP'ye ilişkin bir başarısızhğın olumsuzluğunu, soldaki bülün partiler, ister is- lemez yükleneceklerdir. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — BM Genel Sekreteri Butros Gali haritasın- daki toprak ödunu çizgisinin, ABD Başkanı George Bush'la yapılan görüşmelerde Cumhur- başkanı Turgut Özal, Başbakan Süleyman Demirel ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, tarafından kabul edildiği yö- nündeki haberler KKTC'de kuş- kuyla karşılandı. Ancak BM Güvenlik Konseyi daimi üyele- rinin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a, son talebinde randevu vermeyerek görüşmek- ten kaçınması ve Türkiye Büyu- kelçisi Mustafa Aksin'le görüş- me isteminde bulunması, bu yönde kaygıların başgösterme- sine yol açtı. "Mustafa Aksin'- den goruşme isteminde bulunul- duğu" haberleri KKTC'deki birçok ust duzey yetkilice, "Ga- li'nin 28.2 oranındaki toprak odunu, dolayısıyla Gali harita- sı ve bu haritadaki sınır çizgisi- nin kabul edileceği" vonunde değerlendirildi. Hafta sonu tatili nedenivle kendileriyle gorüşme olanağı bulabildiğimiz yasal parti yetki- lileri, Demirel, Özal ve Yılmaz'- ın Bush'la yaptıkları goruşme- lerde Gali haritası veya sınır hat- tını kabul ettiklerini gerçek ve- rilere ulaşmadan yorumlamanın doğru olmadığını belirtirken "Böyle bir şeye inanılmaz" gö- ruşunu dile getirdiler. Hur Demokrat Parti (HDP), Genel Başkanı Ismet Kotak ara- cılığıyla yaptığı açıklamada, "Ankara'daki temaslarda bu- runlarına gelen kokuyu Denk- taş'a aktardıklarını, bugünkü durumdan da bugünkü huku- metin Dışişleri Bakanı Hıkmet Çetin'in sorumlu olduğunu" vurguluvor. Ulusal Birlik Partisi (UBP) "29 + 'yı kabul etmeyiz" diye- rek, "bu yetkinin meclis ve halkta olduğunu" yeni bir go- ruş olarak gundeme getirirken, Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başkanı Mustafa Akıncı, "29 + olgusuyla en azından bir anlaşma menziline girildiğini ve bunun ileri bir adım olduğunu. Gali haritası konusunda bir tavır alınmadığı- nı" kaydediyor. Cumhuriyetçi Turk Partisi de TKP gibi "Nevv York'taki yaklaşımlara olumlu baktığıhı" vurguluvor. Hur Demokrat Parti yetkili- leri, "Yüzde 29 + formüluyle ödun verilmesine karşı" çıkar- ken, yeni kurulan Demokrat Parti, "29 + formülüne, bir butunlük içinde saygı duyduğu- nu, duyabileceğini" belirtiyor. Bur DP yetkilisi, "Turk halkı- nı tekraf goçmen yapıp doğal olanaklannı elinden alarak ge- lecekte yaşanabilirlik konusun- da sıkıntılara sokacağı bilindi- ğinden, Gali'nin çizgisini kabule kendilerini yetkili gormediklerini" açıklarken, "Demirel, Özal ve Yılmaz'ın bunu kabul ettiği haberlerini ue vorumlamak doğru olmaz. Böy- le bir şeye de inanmıyoruz" yo- rumunda bulundu. 'Vasiliu yeni oyunlar peşinde' OSMAN KARAKAŞ NEW YORK — Kıbrıs Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'- nun, Gali haritasının Türkiye'- nin bilgisi dahilinde hazırlandı- ğı şeklinde açıklama yapması. Nevv York'taki Türk yetkililer tarafından yalanlandı. Bir yet- kili Vasiliu'nun hareketini deli- lik olarak nitelendirdi. Rum yönetimi liderinin yap- tığı açıklama ile ilgili görüşünü aldığımız Türkiye'nin Birleşmiş Milletler BM Büyükelçisi Mus- tafa Aksin, sorunun saptırılma- ya çalışıldığını ifade ederek "Kıbrıs sorununda taraflar, Kıbrıs Türk kesimi ile Rum ke- simidir. Sorunu ancak bunlar müzakere eder, Türkiye etmez. Türkiye yardımcı olmaya çaltş- maktadır. Gali haritasının Türkiye'nin bilgisi dahilinde ha- zırlanması diye bir şey mümkün olamaz" dedi. KKTC BM Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ise böyle bir ha- zırlığın ihtimal dahilinde bile bulunamayacağını belirterek "Zaten Köşk yalanladı. Bu şe- kilde açıklama yapılması ilişki- leri daha zora sokmaktan baş- ka bir şeye yaramaz" diye konuştu. 'Vasiliu yalancı 1 Kıbrıs sorunu ile ilgili bazı Türk heyet üyeleri de Vasiliu'- nun yaptığı açıklamaya büyuk tepki göstererek "Bu, Vasiliu'- nun ilk gafı değildir. Bu çeşit açıklamalar Vasiliu'nun alış- kanhklarındandır. Basına açık- lama yasağı bulunmasına rağ- men görüşmelerin başlamasın- dan bu yana konuları çarpıtarak ve yanlış bir kamuoyu oluştura- rak basına sızdıran Vasiliu, şim- di de yeni oyunların peşindedir" dediler. Vasiliu'nun, Güzelyurt konu- sundaki başarısızlığı nedeniyle şimdi Kıbrıs Turk kesimi ile Turkiye'yi karşı karşıya getir- meye çalıştığmı ifade eden bir heyet uyesi, bu şekildeki açıkla- maların sorunun çozumunu or- jadan kaldırmaya yonelik oldu- ğunu ifade etti. Bu arada tıkanan Kıbrıs gö- ruşmelerini çözmek amacıyla ABD'ye gelip BM Genel Sekre- teri Butros Gali ile görüşeceği şeklinde spekulasyonlar yaratı- lan Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin'le ilgili olarak da yetkililer "Sayın Çetin, Bosna-Hersek olayına BM, ABD ve diğer Ba- tı ulkelerinin temsilcilerinin dik- katini çekmek amacıyla ABD'- ye gelecektir. Nevv York'a gelin- ce de elbetteki Genel Sekreter'i ziyaret edecektir. Bu bir neza- kettir. Genel Sekreter'le yapaca- ğı goruşmede Bosna-Hersek ko- nusunun yanı sıra Kıbrıs konu- su da ele alınacaktır. Ancak Çe- tin'in Kıbrıs sorununu tek başı- na çözmesi gibi bir durumu bu- lunmamaktadır. Burada taraf olan, Kıbrıslılardır. Türkiye gö- rüşmelerde taraf değildir" şek- linde görüş bildirdiler. Üsküdar'a giderken yandı M Baştarafi I. Sayfada Itfaiyesi'run müdahale etti- ği yangın rüzgârın da etkisiyle kısa sürede yayılarak çevredeki diğer ahşap evlere sıçradı. Kısa sürede büyüyen yangında beş ahşap ev tamamen kül oldu. Yangının, sokaktaki diğer ahşap binalara sıçrama tehlike- sinin doğrnası ve Üsküdar Itfai- ye ekiplerinin suyunun yetersiz kalması üzerine Kadıköy, Üm- raniye, Beykoz, Beşiktaş, Be- yoğlu, Bakırköy ve Fatih itfai- yelerinden yardım istendi. İstanbul Itfaiye Müdürü Ab- durrahman Kıhç'ın, Gülfem Hatun Camisi'nden bizzat yö- nettiği yangın söndürme çalış- malan sırasında, çevre sakınle- rinin can güvenliğini sağlamak amaayla sokakta bulunan di- ğer evler boşaltıldı. Denizden su çekilerek söndürülmeye çah- şılan yangın, bir saat sonra kontrol altına alınabildi. İstanbul îtfaiye Müdürü Ab- durrahman Kıhç, çok sayıda ahşap binanın bulunduğu so- kakta çıkan yangın sornucu beş ahşap evin İcül olmasını teselli olarak gördüğünü açıkladı. ARADA BİR • Baştarafi 2. Sayfada daha yüksek bir kültür düzeyinde oldukları gerçeğinden (ya da varsayımından) kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, o kişiler, kitleler tarafından kolay kolay feda edilemez (hani, "ağırtop" takımı!). Şimdi; hiç kuşku yok ki Michels'in "demir kanunu" da her kuram için olduğu gibi çürütülmeye ya da çürümeye açıktır. Ancak, "katılım" kavramı üzerinde düşünüyorken, şimdilik de olsa söz konusu yaklaşımı gözardı edemeyiz. Nitekim, "katılım kavramı"nın Batı demokrasilerinde (bi- raz da telaşla) gündeme gelmesi, kuramın (tabii uzaktan uzağa) olgularla kendini kanıtlamaya başlamış oluşun- dandır. Söz konusu siyasal olguların başında Batı demok- rasilerinde gözlenen "genel seçimlere katılma oranındaki düşüklük" gelmektedir. Özellikle 6O'lı yılların başından başlayarak "demokrasi beşikleri"nde seçimlere katılım % 60dolayındadır. Durum, neresinden bakılsa % 31'i "ço- ğunluk" ilan etmeyi gerektirmektedir ki bu da demokrasi adına pek de savunulabilecek bir yüzde değildir. (Hoş, gerçi ceza korkutmasıyla % 80'lere varan katılım yaratıp sonramilyonlarcaoyuçöpeatarakyine%31-32'lik"çoğun- luk!" yaratma becerimiz vardır ya... Neyse...) işte, bu "siyasetten uzaklaşma" (uzaklaştırma değil) ol- gusudur ki Batı demokrasilerinde Michels'i adeta haklı kı- larken demokratları telaşlandırarak, "katılımcılık cansi- midi"ni, "örgüt oligarşisi"nin azgın sularına attırmıştır. Şöyle ya da böyle, artık "katılımcılık", çağdaş demokra- silerde, gerek ulusal gerekse yerel yönetimlerde, iktidar- ları kullananlar açısından, "seçilmiş" olmanın ötesinde, karar ve uygulamalarının önemli bir "meşruluk temeli" durumuna girmiştir. Başka bir deyişle, bu gidişle artık ne- redeyse "iktidar ve icraaf'ın "meşru " sayılmasında "de- mokratik-hukuki yoldan seçilmiş" olmak yetmeyecek, iş- lerde (!) "halkın katılımı" da aranacaktır... Bu noktada artık "yazmak geleneklerimize" uygun ola- rak, "Memleketin durumunu ele almak" ve "çözüm öner- mek" durumundayız. Her ikisine de "katılım" sınırları içinde ve geliştirdiğimiz düşünceler ışığında değinelim: 1- Ulusal iktidar, (DYP-SHP koalisyonu) katılımcılığı ol- dukpa öne çıkartmakla birlikte, şimdilik "gözlemlenebilir- lik"açısmdan olgunlaşmamış bir veridir (biraz zaman). 2-Yerel yönetimlerimiz, (özellikle sosyal demokrat be- ledryelerimiz) oidukça iyi niyetli girişimler içinde bulun- makla birlikte, (kimileri haklı olarak) "Yahu, elimizden ge- len yaptık, bu millet katılmaya yanaşmıyor" yakınma- sındadır. Gerek uiusal gerekse yerel yönetimlerin, "somut varlı- ğın", şu ya da bu "soyut varlığa" çocukluğundan başlaya- rak "armağan" etmiş bireylerle "katılımcılık" yapması, katul edilmelidir ki olanaksızdır. Nerkezi bir imparatorluk ve şimdilerde henüz 40 yaşın- d a vatandaşlarıyla yaşıt (onar yıl teklemeli) bir yarı de- m<xrasiye, katılım açısından kanımca önerilebilecek tek yörtem var: O da belediye başkanlığı ile milletvekilliğinin, doayısıyla bakanlık ve başbakanlığın birleşebilmesi... fanımcabu ilke, biryandan "katılım'asığınaraksiyaset y^mayı engellerken (çünkü kentliler "şov'ları değil, uy- gı_ıamayıdeğerlendirecektir)öteyandan,seçmenlerin"lis- tesfere" değil, "tanıdıklarına" oyvermelerini sağlayacaktır. E«-güncel, en somut gereksinimlerini çözebilmiş kişileri deoa geniş sorunlara doğru yola çıkartmak, "katılım" çer- çeesinde, "mevcut mevzuat" da göz önünde tutularak, aSabilecek ilk adımdır. İ ç giindür kentin pek çok verinde oluşan çöp dağlan şimdiden kokmaya ve çürümeye başladı. Belediye grevleri İnönü, iyi niyet önerdi Haber Merkeri - İstanbul. Ankara, Adana ve Trabzon be- lediyelerinde 43 bin işçinin grevi üçüncü gününü doldurdu. Baş- bakan Yardıması Erdal İnönü. belediye işçilerinin grevinin kısa sürede sonuçlandınlacağını be- lirterek "Herkes iyi niyetle bu işin içine girsin" dedi. tstanbul'da dört gün önce başlayan toplu sözleşrnegörüş- meleri kesildi. Belediye-İş Sen- dikası Genel Başkanı Fuat Alan "Sa>ın Sözen fazJa çalış- mayı kafasından silmedikçe bu sözleşme çözümlenmez" der- ken, "Ben biskuvi fabrıkatöru değilim, bir kamu görevlisi- >im" diyen Nurettin Sözen. bundan sonra pazarlık etme güç'.erinin kalmadığını söyledi. Sözen. toplantıda bulunan esnaf temsilcilerinden. çöplerini toplayarak kendi imkânlarıyla çöp toplama alanlanna götür- melerini istedi. Esnaf temsilcile- ri de çöplerini toplayacaklan sözü vererek, grevin bir an önce sonuçlandınlmasını ıstediler. Sözen aerektiğinde vatandaşla- nn 51 f 56 27-512550O"dan 339 nolu telefonlara başvurabilece- ğini sözlerine ekledi. EP Ankara Atıksu Antma Tesisi'nin temel atma töreninde bir'konuşma yapan İnönü, kür- sünün karşısında grev yapan belediye işçileri tarafından açı- lan . "Grevci Mamak işçileri", " Üreten biziz, yöneten de biz olacağız" yazılı pankartlan gö- rünce "Anlaşmazlıklar orta- ya çıkıyor, ondan sonra çö- zülüyor. Mesele bunu yapmak istişor musunuz, istemiyor mu- sunuz? Grevi bitirecek misiniz? Evet. Nasıl yapacaksınız? Uzla- şarak. Herkes iyi niyetle bu işe girsın" dive konuştu. Seyhan belediyesinden tazminatsız ola- rak işten çıkartılan 428 işçi SHP ıl merkezinde açlık grevine baş- ladılar. Binlerce kokmuş tepe: istanbul • Baştarafi I. Sayfada dökülen çöpler. daha şimdiden kokmaya ve çürümeye başladı. İstanbullulann çöpleri ortadan kaldırmak için yaktıklan da gözleniyor. Özellikle dün mey- dana gelen bu yangınlar itfaiye görevlilerine soluk aldırmadı. İtfaiye ekiplen. dün. yaklaşık 20 çöp yangını olayına müda- hale etmek zorunda kaldı. Çöp- lerin birikmesiyle bu yangınla- nn da artacağını belirten vetki- liler. çok daha >oğun çalışrnak zorunda kalacaklannı söyledi. Uzmanlar, yakma işlemi sı- rasında zehirli gazlann havaya kanşabildiğine dıkkat çekerek. çöplerin yakılmaması. müm- künse gömülmesi gerektiğini belirtiyor. Katı Atık Türk Milli Komitesi'ne göre. İstanbuPda kişi basına günde 2.5-6 kilog- ram arasında çöp üretiliyor. Bunun içindeki tehlikeli çöp miktan ise \ine kişi basına 50- 1500 gram arasında değışıyor. Özellikle enfekte hastane çöple- ri, diğer çöplerle birlikte gelişi- güzel atıldığında. bu miktar 5-10 kat artıyor. Bu nedenle en- fekte ve zehirli çöplerin kalın torbalar içine konarak. müm- künse sokağa bırakılmaması gerekiyor. İstanbul Belediyesi Sağlık Dai- re Başkanı Şeref Solak. Anakent Beledıvesi'nin 130 kişilik birekip- le çöplen ilaçladıklannı belirttı • Baştarafi 1. Sayfada sunda henüz ikinci bir mektup almadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Özal, eşi Semra Özal ile birlikte dün An- kara'ya geldi. Özal, Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin, Rum Lideri Vasiliu'nun, dün bir gazetede yayımlanan de- mecinde, "Gaîi haritasını ken- disinin de kabul ettiği"ni öne sürdüğünü arumsatmalan üze- rine. "Açıklama yapılacak" karşılığını vermekle yetindi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi. daha sonra havaalanında yaptığı açıklamada. şunlan söyledi: "Cumhurbaşkanı'nın Baş- kan Bush ile yaptığı görüşme- lerde. hiçbir zaman toprak konusu ele ahnmamıştır. Bir harita söz konusu olmamıştır. Yapılan görüşmelerde, genel çerçevede. Kıbns sorunu ele alınmış, Kıbns sorununun çö- zülmesi arzusu izharedilmiştir. Aynca Cumhurbaşkanı, her zaman görüşmelerde, özellikle anayasa ve güvenh'k konulan- na öncelik vermiştir. Bunun için bir harita söz konusu ol- mamıştır." Toperi, "Vasiliu'nun açıkla- ması sansasyon yaratmaya yönelik olabılir mi?" sorusuna, "Bu. herhalde Vasiliu'nun kendi müzakere taktiği olsa gerek. Ne bir harita, ne de bir toprak konusu görüşülmüş- tür. Dediğim gibi. Sayın Cum- hurbaşkanı. gerek Başkan Bush ile gerek diğer görüşme- lerde ısrarla güvenlik ve anaya- sa konusuna öncelik vermiş- tir" yanıtını verdi. Topen. "Vasiliu'nun açıklamasının amacı. Kıbns Türk kesimiyle Türkiye'nin arasını açmaya yönelik olabilir mi?" yolunda- ki bir soru üzerine, "Ne amaç- la bu açıklamayı verdiğini bile- mem tabii. Bu verilmiş bir mülakattır. Ama iddia ettiği gibi, böyle bir harita veya top- rak konusu hiçbir zaman gö- rüşülmemiştır" dedi. Dışişleri Bakanı Çetin'in, BM Islam ülkeleri grubunun top- Iantısına katılmak üzere per- şembe günü Nevv York'a ya- pacağı gezinin Kıbns'la ilişki- lendirmemesine karşın, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Çetin'in BM Genel Sekreteri Butros Gali ile yapa- cağı görüşmede Türk tarafının tutumuyla ilgili bazı mesajlar iletmesini bekliyor. Denktaş'ın Çetin'den Gali'ye aktarmasını beklediği konular şöyle sıralanıyor: • Türkler, Rumlardan ne gel- diğini ve geleceğini görmeden gereken fedakârlığı yapmıştır. Bu büyük bir adımdır. • Yapılan fedakârlığa karşı- lık, Türk tarafı güvencesi için istemiş olduğu konuların ana- yasada yer almasıru beklemek- tedir. • Güzelyurt asla verilmez. Bu bölgenin verilmesi durumunda 40 bin insan yerlerinden ola- cakür. Böyle bir karar insanlı- ğa aykındır. Karakola silahlı saldırı İstanbul Haber Servisi - Kâğıt- hane Emniyet Amirliği'ne bağlı Örnektepe Polis Karakolu dün gece kimliği belirlenemeyen 3 kişi tarafından uzun namlulu silahlarla tarandı. Olayda özel bir otomobil ile karakolun bazı camlan kınlırken, saldırganlar kaçmayı başardı. İçişleri Baka- nı İsmet Sezgin, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoglu ile İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Men- zir, saldından sonra olay yerine gelerek incelemelerde bulundu- lar ye yetkililerden bilgj aldılar. Örnektepe, Etibank Caddesi üzerindekı otobüs durağına dün gece saat 22.20 sıralannda gelen 3 kişi. ellerindeki uzun namlulu silahlarla yolun karşı tarafında bulunan Örnektepe Polis Karakolu'na ateş açtılar. Saldın arasında karakolun ba- zı camlanyla özel bir otomobi- lin camlan kınldı, karakolun duvarlannda da hasar meyda- na geldi. Olayda ölen ya da ya- ralanan olmarlı Dikili Saııat Şenliği, Barış Yürüyüşü'yle başladı Baştarafi 1. Sayfada turdu ve festival kavramına yep- yeni bir boyut ve içerik kazan- dırarak kendisinden sonraki şenliklere onculuk etti" dedi. Özguven. Dikili ı >enliğinın ba- şından bugüne dek uluslararası bir özellık taş<dığmı vurgulaya- rak şunlan söyledi: •'Şenliklerimiz Ege Denizi'- nin bir banş dcnızi olma çaba- larına, karşı komşumuzu da ortak ederek v oluna devam edi- yor. Bu yıl daha da büyüyerek tum Balkanlar'ı içine alan bir ni- telik ka/anmış bulunuyor Bal- kanlar'da yangın sürerken Dikilı'den Balkanlar'a bir hafta bo>unca banş ve dostluk rüz- gârlan esecek. Balkanlar'dan gelen konuklanmız ülkemizde ivmc kazanan demokratıkleş- me harcketlerini banş ve dost- luk ıslemlerimizi hiç kuşku yok ki kendi ülkelerine taşıvacak- lar. Özlediğımız ülkemizde ve Balkanlar'da banş. güvenlik ve işbirüğinin gerçekleşmesi, de- mokratikleşmenin ve insan haklanna saygının sağlanması- na bağlı olacaktır." Kültür Bakanı Fikn Sağlar da yaptığı konuşmada Dikili Festivali'nin 12 Eylül yönetimi- nin getirdiği yasakçı \e baskıcı uygulamalara karşı o yöneti- min biçimlehdirdiği antide- mokratik vasalan halkın üstün- de tüm voğunluklanyla uygula- mavı bcnimsemiş olan bir iktıdann tüm karşı çıkışlanna rağmen 1986 yılından bugüne dek gelişerek sürdüğünü vurgu- ladı. Daha sonra söz alan konuk- lardan Yunanistan Banş Ko- mıtesi Başkanı Pancs Trigazıs. "Er büviik güç banş. Hepimİ7İ ılgilendıren banş ıçın her şe\ı yapalım. Mantık dışı savaşlara hayır demek için buradayız. Bazı güçlü güçlerin düzenlediği müdahaleye hayır. BM ve AGİK çerçevesinde barışa evet dive konuştu. KKTC CTP Başkanı Özker Özgür de "Kıbns'ta ikı toplum banşa su- samıştır. Görüşmelerin sonuç- lanması bekleniyor" dedi. Dikili Kültür ve Sanat Şenlı- ği dün Dr. Erdal Atabek'in "2(X)0"li Yıllarda Gençliğin Kiiltürcl Kimliği" konferansı, Orhan Veli Kanık şiır dinleıisı ve "Eğitim \e Banş" konulu panelle sürdü. Dikili Şenliği'nin ilk konfc- ransını "2000'li Yıllarda Genç- liğin Kiiltürcl Kimliği"" konu- sunda Dr. Erdal Atabek \crdi Atabek. konferanstaki konus- masında şu görüşlere veı verdı: "Bugünkü ımaj kültürü ger- çek kültürün yerinı aldı. Bura- da önemli olan insan değil imaj. Bizim bilgi toplumu 900'lü tele- fonlar oldu. Bununla iletişım ağında büyük adımlar atıldığı zannediliyor. İnsan kültürünü arıyorsak avantacılığa. kolaycı- lığa, emek çıkarcılığına ha\ır demek zorundayız. 2000"li >ıl- lann bilgi toplumu, bilginın üretim arapı olarak işlev gördü- ğü toplum olacak. Bilgi toplu- mu dünvanın ortak ideallerini bırleştırecck. banş. çevre du- yarlıhğı gibi olgular daha çok paylaşıbr hale gecek. 2000'li yıl- lann kültürü insanlığın paylaşı- lan kültürü olmalıdır " Dr. Erdal Atabek konuşma- sından sonra İnsan Hakları Derneğf ndeki fotoğraf vc rc- sim sergisinin açılışını yaptı. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada man. Bu sayın generallerin hepsi de Silahlı Kuvvetler'de görevliydiler. Son üç atamayı yapan da sivilleşme şampiyonu(!) eski Başbakan özal'dı. MİT'e sivil müsteşar atanması süreci nasıl başladı? Bir süre önce, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, MİT müsteşarlığı ve yardımcılığı için Silahlı Kuvvetler'de görevli general görevlendirmek istemediklerini hükümete bildirdi. "MIT'te sivilleşme" adıyla sunulan süreç böyle başladı. Bu sürecin Genelkurmay tarafından başlatıl- ması ilginç değil mi? Bu "sivilleşme" kavramı son yıllarda hep yanlış kullanılıyor. Söz gelişi, 1987 yılında Genelkurmay Başkanlığı'na Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet öztorun yerine Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Necip To- rumtay'ın atanması da özal yanlısı kalemler tarafın- dan basına "sivilleşme"diye sunulmamış mıydı? İşin içyüzü hiç de böyle değildi. Başbakan özal, şu ya da bu nedenle Genelkurmay Başkanlığı'na atamayı uygun görmediği öztorun ye- rine Genelkurmay Başkanı Üruğ'a "Görev sürenizi uzatalım" önerisinde bulunmuştu! Üruğ bu öneriyi benimseseydi, o günlerde basına "(ki Necdet olayı" diye sunulan o yapay ve o düzme- ce sivilleşme senaryoları yazılıp oynanmayacaktı. Bu nasıl sivilleşmeydi ki operasyon, 12 Eylül cunta- sının emir ve kumanda zinciri ile ve emirle başbakan yardımcılığı koltuğuna oturtulan bir siyasetçi tarafın- dan yapılmaktaydı? Bu nasıl sivilleşmeydi ki Başbakan, el altından "2000 yılına kadarki atamaları yapmışlar" demagoji- si ile suçlanan iki orgeneralden birine "Görev süreni- zi uzatalım Paşam" önerisinde bulunmaktaydı? Korgeneral rütbesindeki MİT müsteşarlarının "darbeleri hükümetlere haber vermedikleri", de- mokrasinin bu yüzden kesintilere uğradığı yolundaki varsayımlara dayalı eleştiriler, olayları hiç izleme- yen, bu konularda hiçbir inceleme yapmayan ve sivil- leşmeyi hiç, ama hiç anlayamayan çevrelerden gelmektedir. örneğin, 27 Mayıs 1960 gününe kadarki -o zamanki adıyla- Milli Emniyet başkanları, General Naci Per- ker, Tümgeneral Behçet Türkmen, hukukçu Ahmet Salih Korur, Prof. Hüseyin Avni Göktürk ve diplomat Celal Tevfik Kafasapan'dı. 26 Mayıs 1960 günü Milli Emniyet Başkanlığı'nda Celal Tevfik Karasapan bulunmaktaydı! Sivil MİT Başkanı sivil Başbakan'a ihtilali ned,en haber vermedi? Ya da veremedi? ihtilaller ve darbeler, bu tür bürokratik atama iş- lemlerine bağlanarak önlenemez. İhtilaller ve darbeler bu yolla önlenebilseydi, ne her Ittihatçının peşine bir hafiye takan Abdülhamit tahttan indirilirdi ne de Bolşevikleri adım adım izleyen Rus Çarı! ihtilal ve darbe koşulları bir kez doğmaya görsün, ne MİT dinler ne ajan ne müsteşar... Bu açıdan, MİT müsteşarlığında asker ya da sivil kökenli bir bürokratın bulunması önemli değildir. önemli olan, MlT'in kendi yasasında yazılı görevleri yapması ve "devletin güvenliği ile ilgili hizmet istika- metlerine" yöneltilip yöneltilmemesidir. önemli olan ihtilal ve darbe koşullarının doğmala- rına engel olabilmektir. Kaldı ki ihtilal ve darbe koşulları bir kez doğdu mu darbenin ve ihtilalin hükümetlere MİT müsteşarları tarafından bildirilmesine de gerek yoktur. Aklı başın- da bir hükümet, MİT müsteşarının uyarısını bekleme- den, darbenin geleceğini, oluşan koşullardan "açık ıstıhbarat" yoluyla da öğrenip anlayabilir. Gücü de varsa darbeyi önler... 27 Mayıs da 12 Mart ve 12 Eylül de neredeyse davul zurnayla geldi. Sokaktaki adam bile hele 12 Eylülde, darbenin yapılacağını bilmekteydi. Demokrasi ve darbelerin yazgıları, Ankara'nın Ye- nimahalle semtindeki bir devlet kurumunun basına getirilen bürokratın asker mi sivil mi olmalarına de- ğil, çok daha başka koşullara ve kurumlara bağlıdır. Sivilleşme; düşünce ve örgütlenme özgürlüklerin- de, sivilleşme; sendikal haklarda, sivilleşme; memur grevlerinde, sivilleşme; genel grevde, sivilleşme; özerk kurumlarda, sivilleşme; devletin saydamlığın- da, sivilleşme; çoğulcu demokrasinin ergin, etkin ve yetkin sivil kurumlarında aranmalıdır. Ve toplumsal kesimlerin partiler, sendikalar, der- nekler olarak örgütlenip devlet çarklarında ağırlıkla- rını duyurmalarında.. THY'ye yüzde 30 zam • Baştarafi 1. Sayfada dan sonra İstanbul-Ankara uçak bileti 600 bin lira, jstan- bul-İzmir 650 bin lira. İstan- bul-Van, İstanbul-Adana 750 bin lira oldu. THY"nin business class uy- gulaması yaptığı yerlerden ise örneğin İstanbul-Adana uçak bileti 950 bin. İstanbul-Dala- man bileti de 900 bin lira oldu. THY yetkilileri. hizmetler- de aksama olmaması için 1 ağustos tarihine kadar bıletle- rinı almış olanlardan fark iste- meyecekleriru açıkladılar. . Türkiye Demır-Çelik İşlet-. meleri'ne bağlı Karabük ve İskenderun Demir-Çelik fab- rikalannda üretilen demir ve yan ürünlerine zam japıldı. Demirçelik ürünlerine orta- iama yüzde 6. van ürünlerden ceviz kok ve döküm koka yüz- de 19 oranında yapılan zam vanndan itibaren mgulanma- \a başlavacak. Esklöcpot Yeniâcret Ankara-Adana 400.000. TL 500.000. TL Ankara-Antalya 400.000. TL 500.000. TL Ankara - Dalaman 450.000. TL 600 000 TL Ankara-Erzurum 400.000. TL 550.000. TL Ankara-Gaziantep 375.000. TL 500.000. TL Ankara - izmi r 500.000. TL 675.000. TL Ankara - Malatya - 350.000. TL 450.000. TL Ankara-Trabzon 400.000. TL 450.000. TL Ankara-Van 450.000. TL 600.000. TL İstanbul - Adana 550.000. TL 750.000. TL İstanbul-Ankara 475.000 TL. 600.000 TL İstanbul-Antalya 500.000TL. 675.000TL. İstanbul-Dalaman 500.000. TL 700.000. TL İstanbul-Diyarbakır/Batman 500.000. TL 675.000. TL jstanbul-Denizli 400.000. TL 500.000. TL İstanbul-Erzurum 500.000. TL 675.000. TL İstanbul - Gaziantep 500.000. TL 675.000. TL İstanbul-izmir 475.000. TL 650.000. TL İstanbul-Kayseri 400.000. TL 525 000 TL İstanbul - Konya 400.000. TL 525.000. TL İstanbul - Malatya 500.000. TL 675.000. TL istanbul-Trabzon 550.000. TL 625.000. TL İstanbul - Van 550.000. TL 750.000. TL Izmir-Antalya 350.000TL 475.000TL. Business Class •jvaulaması olan noktalar ve bılet ücretleri Ankara -Izmir İstanbul-Adana İstanbul-Antalya İstanbul-Dalaman İstanbul - Gaziantep İstanbul-IzmK İstanbul - Trabzon 675.000. TL 750.000. TL 700.000. TL 700.000. TL 700 000. TL 650.000. TL 750 000. TL 875.000. TL 950.000. TL 875.000. TL 900.000. TL 875.000. TL 850 000. TL 825.000. TL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear