23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 KISLALFNIN KONUGU ERGUN TÜRKCAN Cumhuriyet cumhuriyettir Türk Sosyal Bilimler Deraeği Başkanı Prof. Ergun Türkcan, 1962 SBFmezunu. Kuruluşundan 1974'e kadar TÜBİTAK'taçalıştı. Enerji Bakanlığı'nda Plan-Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Ankara Belediyesi'nde Hesap İşleri Müdürlüğü ve Encümen Üyeliği, DPT'de müşavirlik, Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. YÖK'ce üniversiteden ilk istifa edenler arasında yer aldı ve SODEP'e girdi. Özel sektördeçalıştı ve 1988'de üniversiteye döndü. Halen Gazi Üniversitesi iktisat bölümünde öğretim üyesi görevinde bulunan Prof. Türkcan, "2. cumhuriyet" tartışmalan ile ilgili görüşlerini, yazanmız Prof. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. İkinci Cumhuriyet'i isteyen dostlarımızın bir kısmı sanırım Cumhuriyet'i istemiyor. Bir kısmı hilafeti, bir kısmı federasyonu, emperyal devleti veya bir kısmı da, daha küçiik bir Türkiye ile Avrupa'ya nakli mekanı istiyor olabilirler. Çok iyi bilinir ki devletlerin isim değiştirmeleri için rejim değiştirmeleri de gerekir. KIŞLALI: Son günlerde yoğunlaşan 2. cumhuriyet tartısma- Unnı nasıl değerlendiriyorsunuz? TÜRKCAN: Hatırlarsanız, 27 Mayıs'tan sonra da 2. cum- huriyet laflan dolaşmıştı ortada; Anayasa yapılınca unutuldu. Ancak. o zaman bir olay vardı, bir darbe yapılmış ve Anayasa jeniden yazılmak durumundaydı. Oysa, şimdi, yaz rehaveti içinde, ortada belirgin bir olay da >ok.. KIŞLALI: Araa, CHP'nin yeniden açüması da önemli bir olay. TL'RKCAN: Pek tabii. Bu tartışmalann yeniden açılan CHP'yi yönlendirmek ve biçimlendirmekle yakın bir ilgisi var. CHP'nin ve bu arada devletin temel ilkelerini sorgulamak ve mümkünse ortadan kaldırma yolundaki bitmeyen çabalara bir katkı. Özellikle de devletçilik. milliyetçilik ve laiklik ilkelerini kaldırmak Altı ilke içinde demokrasi yok diye, bu ilkeleryerine demokrasiyi ikame etmek istiyorlar. Bu altı ilke, şu veya bu şe- kilde demokrasiyi doğurmuş ve bir yere kadar geliştirmiştir ama, bundan sonra, demokrasinin tek başına bu ilkelerden ba- alannı, özellikle de cumhuriyetçiliği ve laikliği koruyabileceği çok şüphelidir. İşte, şeklen dahi olsa. böyle bir ilke platformu- nun ortada kalmasını önlemek için, CHP açılırken, üzerinde, sağdan soldan, entelektüel bir terör estiriyorlar ki, yeni parti de, ilkesiz, köşesiz, yumuşak bir şahıs şirketi olsun... Yeni strateji. "sivil toplum"a ulaş- mak için devleti iyice küçültmek. 70 yıllık niteliğinden arta ka- lanlan da silmek. Belli bir liberal aydın kesi- mi, yaşadiğımız bütün rahatsızlıklan, nihai siyasi yapı olan devlet- te buluyor. Tıpkı, daha önce, herşeyi devletten bekleyen aydın tipinin asimetri- ği. Devleti azaltırlar ve cn iyisi kaldınrlarsa herşey düzelecek. KIŞLALI: Orada bir "kutsallaştınlmış devlet" kavramı ile karşıiaşıyoruz. TÜRKCAN: Evet, Marksist jargonla "k utsal" diye alay ettik- lcri devleti, Hegelian anlamda, kendileri büyütüp, kutsamış ol- muyorlar mı? Devlet nc kulsal, ne de fıktif bir kavram. Bir top- lumsal örgütlenme bi- çimi; askeri ve sivil bü- rokrasisi var; her canlı organızma gibi, top- lumdaki çürümeler- den nasibini alıyor. bozuluyor, kınlıyor ve tamiri de gerekiyor. KIŞLALI: Yalnız, devlet onarılamayacak kadar bozulmuşsa, yeni baştan kurulması gündeme geletnez mi? TÜRKCAN: Çok iyi bilirsiniz ki, devletlerin isim değıştirme- leri için rejim değiştirmeleri gerekir. Numaralama işini Fransız- lar icat ettiği için oradan örnek verelim: Napolyon Birinci İmparatorluğu ilan ediyor; restorasyon; 1848'de devrim var, Louis Napolyon'un ikinci cumhuriyeti ve yine onun üçüncü imparatorluğu: Sedan yenilgisi. üçüncü cumhuriyet; Alman iş- gali ve sonrasında. De Gaulle'ün dördüncü cumhuriyeti ve yine. onun, 1958'deki beşincisi. Hepsi önemli olaylann, kişilerin etkisinde. Ama, diğer modern devletler organizmalanndaki ev- rimleri ve sarsıntılan, yapılannı sağlamlaştırarak atlatmışlar- dır. Yani Ahmet doğduğunda 1 .Ahmet, ilkokula giderken 2. Ahmet, üniversiteden mezun olunca 5. Ahmet olmaz. Ahmet Ahmet'tir; cumhuriyet cumhuriyettir. İkinci cumhuriyet iste- yen dostlanmızdan bir kısmı, sanınm, cumhuriyeli istemiyor. Bir kısmı hilafeti, bir kısmı federasyonu, emperyal devleti veya bir kısmı da. daha küçük bir Türkiye ile Avrupa"ya nakli meka- nı istiyor olabilirler. KIŞLALI: Siyasal değeri var mı bilmem; bana göre de, cum- huriyeti numaralama merakının bilimsel hiçfoir anlamı yok. Ama amaçları konu- sundaki bu suçlama, biraz haksızlık değil mi? Daha demokra- tik, daha dışa açık, çağdaş bir toplumda yaşamak istedikleri söy- lenemez mi? TÜRKCAN: Kim istemez ki! Eğer hilafet fılan istemiyorlar- sa. Tartışma noktası da bu hedefin yollan ve pek tabii, Tür- kiye'de. devletin niteliği ve işlevi konusunda olacak. Avrupa'da devlet. modern çağın başında. feodal asiller ile yükselen burju- vâzi arasında bir aracı, bir mediyatördü. Daha sonra. mutlak monarşik devletler, daimi ordu. bürokrasi, vergi ve hukuk siste- mi ile burjuvazinin hizmetine girdi. En büyük hizmeti de, burju- vaziye iç ve dış pazarlar açmaktı. Bir anlamda devlet burjuvazi- nin icadıydı. Türkiye'de ise tabiri caizse, devlet, bizim, tırnak içinde burjuvaziyi icat etmiştir. Hatta işçi sırufını bile. Bütün bunlan toplayıp. bir milli çerçeve içinde kültür vermeye, mo- dern bir millet yaratmaya çalışmıştır. İşte burada devletin pek başanlı olduğu söylenemez. Bu noktada, bütün eleştirilere katı- lınm. Ancak. bu işin niye iyi pişmediğini araştırmak ve başanya ulaştırmak varken, birinciye paydos, ikinciye geçelim demenin anlamı yok. Daha, ABD'de, Fransa'da işi bitmeyen devletin Türkiye'de işi hiç bitmemiştir. Devleti yenileyip, modernize et- mek ayn birşey; durdurup yenisini kurmak ayn. Çünkü, dur- durduğunda. eskisini de elden kaçırabilırsin. KIŞLALI: Teknik bir neden mi, siyasal bir neden mi? TÜRKCAN: Yaşamsal bir neden: "İktidar tecezzi etmez" kuralı. Eski Sovyetlerin ve Yugoslavya'nın hali. Meseleye iki açıdan yaklaşalım: Siyasi ve iktisadi. Çünkü. sivil dostlar temel- de iki şey istiyorlar: Ordu. günümüz şartlannda gereksizdir, küçük bir kolluk kuvveti olarak Milli Savunma Bakanına bağ- lıyahm; tüm ayncalıklanna son verelim. İki, devleti iktisadi varlık olarak küçültelim ve bunun için de önce KİT'leri elden çıkaralım, çünkü, karma iktisada dayalı refah devletinin de sos- yalist devlet modelinin de modası geçmiştir. Dünya ekonomi- sinde serbest rekabete dayalı bütünleşme sürecinde, bu tür ano- maliler bir bizde kaldı. herkese mahcup oluruz. Güzei de. Sa- karya caddesinde, sadece. erkeklerin bira içüği yan-köylü bir toplumda, Genelkurmay'ı İçişleri Bakanlığı'na bağlayıp. Milli Güvenlik Kurulu'nu kaldırmakla ne kadar sivil, yani medeni olunur, bilemiyorum. KIŞLALI: Son günlerde moda olan bu deyimi biraz açıklığa karuşturmakta yarar var. Sizce nedir "sivil toplum"? TÜRKCAN: Batıdaki burjuva toplum modelı. Batının bur- ju\a devletinde, tarihten gelen. köklü, evrim yapabilen ancak »rtadaft trafık işareti gibi kaldınlmayan kurumlar vardır: Par- lamento, adalet, üniversite, kilise, bürokrasi, dernekler, iş ale- mi.işçi sendikalan.. Küçük veya büyük, daimi veya geçici ordu- lar da bu tablo içinde, ama bir kurum olarak yerlerini alırlar. Bunun yanında insan yığınlan fertleşmişlir, yani 'fert' ortaya çıkmıştır. KIŞLALI: Fertleşmekten neyi kastediyorsunuz? Bizde birey Bizde az fert, çok yığın var. Fert rasyonel seçim yapar, siyasi aklı duygularmı bastırabilir. Fert olsa, liderler değil, partiler ve programlar çekim yaratırdı. Kırk yddır konuşulan hep liderlerdir. Batıda partiler daimi, liderler geçicidir; bizde liderler daimi partiler onların elbiseleri gibidir. yok mu? TÜRKCAN: Bizde az fert, çok yığın var. Fert rasyonel seçim yapar, siyasi aklı duygulannı bastırabilir. Fert olsa, liderler de- ğil. partiler ve programlar çekim yaratırdı. Kırk yıldır konuşu- lan hep liderlerdir. Batıda partiler daimi, liderler geçicidir; bizde liderler daimi partiler onlann elbiseleri gibidir. Erdal Bey bile, kısa siyasi hayatında iki-üç parti halletti. Böylece, partiyle tari- kat arasında fazla fark kalmıyor. Henüz, ümmetten burjuva millet aşamasına geçü'ğimize fazla emin degilim. Demek istedi- ğim, demokrasi, belirlenen kurallar içinde, sağlam kurumlar ve fertlerle oynanır. Burjuva devletinde, ordu, içte ve dıştaki, tarihi görevini yapmış ve çekirdek kadro halinde kendisine verilecek görevleri bekleyen bir mekanizmadır. KIŞLALI: "Tarihin sonu"na geldiğünizi, savaşlann ve ordula- nn bittiğini miijdeleyen düşünürler de var. TÜRKCAN: Keşke! Savaşlan kim ister? Ama, arüyor mu azahyor mu, etrafa bakınca pek iyimser olamıyorum. Bu ayn bir konu. Söylemek istediğim başka. Bizde ordunun, yukanda çizilen, burjuva devlet şemasındaki yere uymadığını, herhangi bir devlet kuruluşundan fazla bir role sahip olduğunu düşünü- yorum. Türkiye'nin yakın tarihinde, Osmanlı son dönemi da- hil, sürekli kalan tek kurum ordu; başka hiçbir sivil kurum yok. Yani Batıdaki tür- de sivil kurum yok. Sadece kurum- laşmış veya kurum- laşmamış form- lanyla fslam dini var. Sivil kurum- lann çoğu da, or- dudan çıkmış; meş- ruüyeti itühatçılar, cumhuriyeti Kuva- yi Milliyeciler, or- duya dayanarak ilan etmiş ve TC- nin bütün sivil ku- rumlannın patro- najını ordu üstlen- miştir. İslam dini gibi 14 yüzyıllık köklü bir yapıyı, reformasyon yaşa- mamış bir bölgede, laiklikle dengeleye- bilecek herhangi bir sivil yapı da yok. Bu anlamda, Türkiye'deki tek si- vil kurum ordudur. Ama yeteri kadar sivil değildır. ayn mesele. Bunun ça- resi, gerçekten, köklü, sivil kurum- lann oluşmasını sağlamaktır. Bu- nun alternatifı, ger- çekten bir rejim de- ğışıklığıdır ki. adı ikincc cumhuriyet de olmaz. Tabii ki, hilafet veya federasyon modeli için mantıki ilk adım olduğu açıktır. KIŞLALI: Bugünlerde bir Anadolu Federasyonu'ndan da söz edilivor. Bir olabilirlik göriiyor musunuz? TÜRKCAN: Federasyon Kürtlerin ayn bir devlet kurması için uluslararası siyasi bir hülle değilse pek akla yakın gelmiyor. Özellikle. federatif yapılann dağıldığı birdönemde. Federasyon için. güçlü bir ekonominin çevresinde güçsüzlerin toplanması gerekir. O zaman da. emperyal devlet statüsü geliyor. Türkiye, emperyal devlet olamayacak kadar güçsüz, ancak, bir yörünge- ye girmeyecek kadar da güçlü görünüyor. Belki ilerde, bu işi düşünecek siyasi eliti ve emperyal teknolojisi olursa, federasyon gündeme gelebilir. Ancak, bu ekonomik trendleriyle, Türkiye, pek de ümit vermiyor. KIŞLALI: 2. cumhuriyetçilerin, bir de devleti ekooomideo tümden çıkanna sorunlan var. TÜRKCAN: Sanayileşmiş burjuva düzeninde, yaratılan ge- lir, fazla adil olmasa bile, kabul görmüş normlar içinde dağıtılır; kimse devlet yağmasını, vergi rezaletini. rüşvet bataklığını ve piyangoyu. toplu- mun asli düzeni say- maz; iç ve dış tekelle- rin iktisadi-siyasi güçleri dengelenme- ye çalışılır. Ranün dağılımını, güçlü ve sürekli bir bürokrasi denetler. Bizde dev- letin yani bürokrasi- nin ekonomiden el çekmesi. her düzeydeki rantlann, belli grup- lar tarafından yağmalanmasının. üretmeden köşe dönülmesi- nin gerek şartıdır. Zaten bürokrasi. son 10-15 yıldır hızla tahrip edildi. Siyasi mekanizmalar her iktidar degişikliğinde, yeteneğe göre değil, delegeye göre kadrolan değiştirdiler. "Spoil system" dediğimiz şey. KITlerden merkezi bürokrasiye değin herşey felç oldu; kalan iyiler, ücret erozyonu ile özele kaçınldı. Bugün bir KİT genel müdürü, Koç'taki orta-alt kademe ücreti almı- yor. Sonra da, işte devlet çalışmıyor, işletmeciük yapamıyor yaygaralan. Ve sonra çok yetenekli prensler gelip, AJnerikan management sistemleriyle, büyük rant kararlan verip aynhyor- lar. Sol partiler dahil, koro halinde KÎTlerin saülmasını öner- memeyi, ama herşeyden önce şu devletçilik lafını yok etmeyi, modern olmanın gereği saymaya başladık. KIŞLALI: KİTlerin önemli bir bölümünün iyi çaltsmadığı açık. Siz özeUeştirmeye tümden karşı mısınız? Yoksa bir bölümü için özelleştirme düşünûrken, geri kalanlar için. •Şönetime ve so- rumluluğa katılma" modeli mi öngörüvorsunuz? Biliyorsunuz bu, benim de içinde bulunduğum son Ecevit hükümetinin "özerkleştir- me" formülü idi. TÜRKCAN: Öyle bir inatla iktisat yönetimi olmayacağını biliyorum. İsterse hepsini satsınlar, isterse 50 tane daha KİT kursunlar. Ben özelleştirme değil, KİTlerin de gerçek bir 'özel şirket statüsünde" yönetilmesini, gerekirse iflas etmesini istiyo- rum. Bak Emin Ağa'dan vergi isteyince, 500 kişiyi atanm, di- yor; sen de, hangi ICİT'e, 500 kişi daha koyanm, diye baluyor- sun.. Aslında KIT'ler belli bir piyasa payı ile düzenleyici, iç ve dış tekellerin güçlerini frenleyici bir işlev yapuklan ölçüde, top- lum refahına yaptıklan katkılan, görev zararlanndan daha faz- ladır. Yeter ki, piyasa kurallan içinde çabşıp, nispi fiyatlan boz- masınlar. Bunun ötesinde, teknoloji yaratmak için, ileri insan gücü inşa etmek için uzun döncmde, iktisadi devlete ihtiyacımız olacak. Çünkü, ABD'nin. Japonya'nın, Fransa'nın da hala ih- tiyacı var. Özetle, önemli olan, devletçilik ilkesi değil; devleti, temelindeki ilkelerle, yeniden kurmaktır. CHP bunu yapabilir- se, bir misyon partisi olarak kökenlerine dönmüş olacak, ikinci Cumhuriyet laflan da kalkacakür. Ama. birleşmeymiş, falan li- der başa geçmeliymiş, gibi yapay tartışmalar temel perspektifı gölgelemezse. KIŞLALI: Birleşmeye karşı mısınız? Herkes bunu tartışıyor. TÜRKCAN: Herkes siyaset esnafı. piyasaya ne>i sürerse onu çiğniyor. Birleşme meselesi, takımlardan birinin mirası götür- me mesölesidir. Eğer, bu takımlar, etrafında birleşilecek kadar yeterli olsaydı, şimdiye kadar birleşilirdi, yer mi müsait değıldi? CHP birleşmi evi mi yani? Tersine, annma ve gelecek için yeni kadrolar toplama aşamasında. CHP, partiler ve rejimler anna- rak yol alıyor, yoksa köy düğünü gibi, yedi mahalleyi, davul zurna ile meydana toplayarak değil!.. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES 3 HARBİ SEMİH POROY tmu TARtHTE BUGÜN MİJMTAZ ARMAN UAğustos ?OWSCULUK"A KARŞI 19SO'P£ SUSÜAJ, PAPA ZÜ.PlUS, BlR BİLÛlRlYLB (HUAMMt G£MERlS) TUM İU- SAUUĞA 'VAROUJŞÇU FELSEF£''(£6&£THNSiYA- Lİ2M) 'Nin KARÇISINM OtDÜĞUNU DUYUgDU. 2O. YÜZYtLDA, FİLOZOF J£AN-P*UL SAHlflE(SOL- ÛA) ÖNDE&uğiUDS ÖNEMÜ BİR. AtC/M OLAM VAROLUŞÇUUIK'UN KÖKEUİ ANTİK PeVİRL£BE DAYAMlYOfZDU.Bü AKtU, VAROLUÇUN^iZitSEL ANLAMIUIN ÖTESİMDE, İHSAMN ££fJDr ICEM- DıMİ İÇTEH YAR. EDiŞ EYLEMi OU>üĞUMU,8U- NÜU İÇİM DE Ö26ÜR SECMB YAPAgıLMESi- NİN ĞNEUİNİ B£üei//ORDÜ. BİREySSL HEDEFLE. RİU DI$INDA ,YAŞAMINBİRAAAACI V£ANLAMI YOKIÜ.BUNLAKA T»N/il TAMiMAZLIK VE SE- NEL AMLAKA İNANÇStZUKDA ICATILA8İUROİ.. 60 YIL ONCE Cumhuriyef 30 YIL ONCE Cumhuriyet Yolcu Vapurlan Inhisan 17 AĞUSTOS 1932 Vapurculuk İnhisan Şirketi için Büyük Millet Meclisinden çıkan kanun yann meriyete gjrecektir.Bu tarihten itibaren iki ay mühlet vardır. Vapurculann müracaatı için bu altmış bir günlük müddetten sonra bir ay da vapurlannı satıp satmamak karan vermek için mühlet konulmuş olduğundan bu bir ay zarfında müracaat eden vapurculann teklifleri tetkik edilerek saulacak vapurlann muayene ve kıymetleri takdir edilecektir. Bu vapurlann muayenesi ile kıymetlerinin takdiri için Loyd Triestino kumpanyasından bir, Seyrisefain'den iki ve hususi vapurculardan da iki murahhastan mürekkep olacak heyet te bugünlerde teşckkül cderek faaliyete başlayacaktır. Büyük grev karan Şimal kontluklan mensucat sanayi federasyonunun merkezi meclisi, mesaisinin umumi suretle tatiline ait talebin teyidi hakkındaki ehemmiyetli meseleye bir karar vermek üzere toplanmıştır. Merkezi meclis üç saatten fazla süren bir müzakereden sonra gelecek cumartesiden evvel vaziyette bir tebeddül hasıl olmadığı takdirde 27 ağustos cumartesi günü için mesainin tatilini ilan etmeğe ve bu ilanı federasyona mensup bütün iplikhanelere teşmil etmeğe karar vermiştir. Bu karar Lancashire iplikçi ve dokumacılan arasında aynı zamanda birgrevi intaç edecek ve bu da 500 bin işcinin işsiz kalmasını mucip olacaktır. Düşürülen uçaklar 17 AĞUSTOS 1962 Irak uçaklannın hudutlanmıza devamlı birşekilde tecavüze başlamalan üzenne devriye uçuşlanna çıkan Üçüncü Hava Kuvvetlerimize mensupjetler bugün yeniden hudut karakol ve köylerimize tecavüze yeltenen Irakjet uçaklanndan birini düşürmüşlerdir. Jetlerimiz bu devriye gezisi sırasında dün olduğu gibi. bu sabah ta üç Irakjetiningöklerimizi ihlal ettiğini ve Hakkari'nin Sağdere, Yukandere ve Rubarik • köylerini yeniden bombaladıklannı görerek peşlerine takılmışlar. ateş açmışlar ve kendilerini Hakkari'nin Uludere ile Şemdinli ilçeleri arasında kovalamışlardır. Irakjetlerinden birisi semalanmızı terketmemiş ve üzerine ateş açılan bu uçağın inişe mecbur kaldığı görülmüştür. Irakjeti Miscan yakınına mecburi inış yaparak yanmıştır. Olay Miscan köyünden takip edilmiştir. Diğer bir Irakjeti ise kaçış sırasında dağlara çarparak Irak'taki Merkhisarcivanna düşmüştür. Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İrfan Tansel bugün saat 12 de özel uçağı ile buraya gelmiştir. Tansel,derhal Üçüncü Hava Kuvvetleri Komutanı Reşat Mater ile görüşmüş ve müteakiben Ankara'dan gelen diğer subaylarla uzun süren bir toplantı yapılmıştır. Bu sabah devriyeye çıkanjetlerimizin iki Irakjetini kovalayarak inişe mecburetmeleri olavı da müzakereedilmiştir. Dün sabah Rubanok mevkiimize iki Irakjetinin yaptığı ve iki erimizin şehit düştüğü bir askerimizin de yaralandığı hücum münasebetile bu sabah Üçüncü Hava Kuvvetlerinde bir brifing tertiplenmiştir. Müteakiben sekizinci hava üssüne bağlı 181. fılonun 6'şar uçaklı üç jet fılosu sıra ile Irak sınınna giderek devriye gezmişlerdir. Diyarbakır hava üssü bu sabahtan itibaren hanrol durumuna geçmiştir. Bütünjetler hazırlanmış ve hepsine roketler takılarak cephane yüklenmiştir. Bu sırada meydanın emniyeti bakımından da tedbir alınmış ve makineli tüfekler çeşitli yerlere konulmuştur. İNŞAAT İŞİ YAPÎIRILACAKTIR. 1 S S Yakınkoy Bahçelı Imarlı Mustakıl Evler Yapı Kooperatıfı'ne aıt. Yenıhısar Akbuk Saplı ada mevkıındekı konut ıkmal ınsaatı kapalı teklıf usulu ile ıhaleyeçıkanlmıstır 2 Işıntahmınıkesıfbedelı 7 500 000 000-TL dır 3 Ihale29 1992Carşambagünusaat 1500deSanayı CaddesiKuruçesmeSokakKulhanNo 6/38 Ulus/Ankara adresındekı kooperatif merkezınde yapılacaktır 4 Ihale şartnamesı ve dığer evrak kooperatif merkezınde, mesaı saatlerınde gorulebılır 5 Ihaleyekatılmak ıçınyeterlılıkbelgesı ahnması mecburi olup. bu belge için luzumlu sartlar ve belgeler ihale dosyasında mevcuttur 6 ihaleye gırmek ıçınteklif mektubu ilebırlıkte a- Yetertilık belgesı. b) 1992 yılına aıt Tıcaret Odası belgesı c) Noter tasdiklı imza sirkulerı. d) Yer gorme belgesı, e) Kooperatif adına alınmış mektup veya nakten kooperatifeteslım edılmış 225 000 000 - TL tutarında geçici temınat verılmesi gerekmektedır 7 Ihaleye katılma belgesi almak ıçın son müracaat 28.8 1992cumagunusaat1500'ekadardır 8 Isteklilerteklıfmektuplarını2 9 1992çarşambagunü saat 11 00 e kadar kooperatıf başkanlığına vereceklerdır 9 Telgrafla muracaatlar ve postada meydana gelecek gecikmeler kabul edilmez. 10 Kooperatifimiz 2886 sayılı yasaya tabı olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbesttır Keyfiyet ilan olunur KASETI. ÇIKTI B6SİTA" „ CETfl « • * * OENEL DAĞITIU VEXPOHT IMÇ 5 Bk» S20C UnUpam
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear