25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ1992 PAZARTESf CUMHURİYET SAYFA 13 KISLALININ KONLĞL \.1.\//ÇAĞ.1\ CHP'nin lideri Ecevit olmalı DSP îstanbul Milletvekili Prof. Nami Çağan, 1947 yılrnda Amasya'da doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, SBF Maliye Bölümü'nde asistan olarak akademik kariyere başladı. Vergi, bütçeve mali hukuk alanlannda uzman olan Çağan, 20 Ekim seçimJerine kadar SBF'de dekan yardımcılığı görevi yapıyordu. 1992'nin CHP'si nasıl olmah? Liderliğine kim gelmeli?CHP açıldıktan sonra hükümet devametmeli mi?Geçici liderlik ya da kolektif liderlik formüllerine bir DSP milletvekili olarak nasıl bakıyor? Rahşan Ecevit, CHP'de deetkin görev alacak mı? Bülent Ecevit geçmişeçizgi mi çekiyor? Prof. Nami Çağan, bu konulardaki görüşlerini, yazanmızProf. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. 1980 yıluıda kopan fîlm koptuğu yerden takılmalıdır. Ecevit'in üderliği, hukuka uygunluk açısından da Uıtiyaca uygunluk açısından da gereklidir. Hukuka uygunluk açısından gereklidir; çünkü yasa, son kurultayda seçilen genel yönetim kurulu üyelerini, geçici deolsa yetkili kılımştır. Son kurultayda seçilen ve 12 Eylûl darbesinin yapıldığı anda genel başkan olan kişi, hukuki açıdan da liderdir. Bugündemokratik sol düşünce doğrultusunu temsil eden lider Sayın Ecevit'tir. Düşünsel tutarlılığıyla bunu kanıtiamıştır. KIŞLALJ: Bir bilinı adamı olarak düşündüğünüz siyaset Ueiçj- ne gjrdiğiııizde karşılaştığınız siyaset arasında çok fark var mı? ÇAGAN: Çok fark olmadı. Politıkayı dışandan da çok yakın- dan izlemekteydim. Son 7 yıldır bütçe dersleri okuttuğum için, Bütçe-Plan Komisyonu'nda görev almak benim için iyi bir la- boratuvar oldu. Halkla doğrudan ilişkilerde de zorluk çekme- dim. Çünkü bu biraz mizaçla da iigjfi. Seçim bölgemde halkla iyi kaynaşüğım kanısındayım. Zorluk olmadığı gibi, aynca zevk de aJdığımı söyleyebiürim. KIŞLALI: CHP'nin yenideo açıhnası otovma nasıl bakıyorsu- nuz? ÇAĞAN: Başlangıandan beri olumlu bakıyoruz. DSP aslında CHP'nin düşünsel plandaki devamı idi. Kişiler aynı değildi. ama düşünce doğrultusu CHP düşüncesiydı. 1976 programının ilk cümlesinin "CHP demokratik sol bir siyasal partidir" ıfadesı de bunu gösteriyor. Bu bakımdan, CHP'nin tekrar açılması gûndeme geldığinde, kişisel olarak bu konuya çok olumlu bak- üm. K1ŞLALI: Partinizde ve özeflikle de partili milletvekilleri arasm- da, bu koouda bir görüş birtiği var mı? ÇAĞAN: Milletvekili arkadaşlanmızda bu konuda büyük öl- çüde bir düşünce birliği var. CHP büyük ölçüde isteniyor. KIŞLALI: CHPmn yeniden açılması, solun demokratik kesünlerini birleşdnne açısından ne Ölçüde bir şans oluşto- nır? ÇAĞAN: Solun tümü- nü kavraması gerekli değil. Çünkü bir doğ- rultu ve düşünce tu- tarlılığı önemli. CHP'- nin düşünce tutarhlığt da 1970'lerin ikinci yansında, demokratik sol çizgide sağlanmaya başiannuşü. Sosyal de- mokrat sıfatı yerine, demokratik sol sıfatı kuUanılnuşü. Bu terci- hin birtakım ideolojık temelleri var. Sosyal demokrasi, Marksist kökenden bağımsız düşünülemiyor. De- mokratik sol ise Mark- sist kökene dayan- mayan Türk solunu te- mil ediyor. KIŞLALI: CHP sizm Uketeriniz doğrultusuD- da bir geüşme gösterir- se, DSP'nin kendini feshedip parti olarak CHPye katüması söz koousu olabilir mi? ÇAĞAN: Bence öyk olması gerekir. Fakat gözdcn kaçan bir du- rum var. Liderlik konusuyla ilgıli tarüşma burada çok önemli. "Lider önemli değil, program ve ilkeler önemli" deniyor. Bu. kağıt üzerindegüzel degörünüyor. Ancak pratikte lider konusu önem kazanıyor. Halk, kimin lider olacağı sorusunun yanıtını anyor. Partinin kapsamını, hatta programını ve ilkelerini bü- yük ölçüde lider belirleme durumunda. Türkiye koşulJannda, kitleler bir partiyi liderine bakarak değerlendiriyorlar. KIŞLALI: 9 Eylül kumltaymda liderin değil, "geçici genel baş- kan"m secilmesini önerenler var. ÇAĞAN: Geçici genel başkanlı bir CHP, geçici de bir CHP olur. SHP'ye dönüşmesi olasılığı yüksek bir CHP olur. Geçici liderlik, belirsizlik getirir kanısındayım. Kalıcı liderin ilk aşa- mada seçilmesi. partinin bir an önce Türk siyasal yaşamında yerini alması açısından önemlidir. KIŞLALI: Liderlik sorununa çözûm aranırken, gündeme getiril- mek istenen bir formül de "kolektif liderlik". Abnanya'da Sosyal Demokrat Parti'de, Fransa'da da Sosyalist Parti dc bu anlama geiebüecek birdunımdan söz edilebilir. Sizce Türkiye koşullann- da bu formül uygulanabilir mi? Ne ölçüde yarartı olur? ÇAĞAN: Ben Türkiye koşullannda uygulanabileceğini sanmı- yorurn. Bu dururn da tıpkı geçici genel başkanlık ölçüsünde be- iirsizlik getirir düşüncesindeyim. Kolektif liderlik, partinin doğ- rultusunun periyodik olarak değişmesi gibi bir durum yaratabi- lir. KIŞLALI: öyleyse lider kim olmalı? Kimin olması olasıuğı yük- sek? ÇAĞAN: Olasılıktan çok, "kim olmalı" sorusunun yanıünı vermeyi tercih ediyo- rum. Cevabımı herhal- de tahmin ediyorsu- nuz. Bence CHP'nin lideri Sayın Ecevit olmalıdır. En azından, 1980 yılmda kopan fılm koptuğu yerden takılmalıdır. Ecevit'in liderliği, hukuka uy- gunluk açısından da uıtiyaca uygunluk açı- sından da gereklidir. Hukuka uygunluk açısından gereklidir; çünkü yasa, son kurultayda seçilen genel yönetim kurulu üyelerini, geçici de olsa yetkili kılmıştır. Son kurultayda seçilen ve 12 Eylül darbesinin yapıldığı anda genel başkan olan kışi, hukuki açıdan da lider- dir. fhtiyaca uygunluk açısından, bu soruya aynı cevabı daha da rahathkla verebilirim. Bugün demokratik sol düşünce doğrultusunu temsil eden lider Sayın Ecevit'tir. Düşünsel tu- tarlılığıyla bunu kanıtlamıştır. KIŞLALI: Eğer 9 Eylül kurultayı, Sayın Ecevit'i lider olarak be- lirierse, SHP'nin bu oluşuma yaklaşunı soğuk obnaz mı? ÇAĞAN: Hayır, şimdiden tam tersi belırtiler var. Sayın Ecevit'- in liderliğini kabul etmeye haar birçok SHP'lı bulunuyor. Ve bunlar düşüncelerini belirtmekten de çekinmiyorlar. Baalan- nın gazetelerde zaman zaman demeçleri çıkıyor. İki büyük ga- zetede yayımlanan son iki kamuoyu yoklaması da bu açıdan çok anlamlı. Birisi, solda en beğenilen liderin Ecevit olduğunu ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanlığı için yapılan ankette ise halktan en çok oyu alan kişi Ecevit. Tercihlerini Sayın Ecevit'- ten yana kullananlann ancak yansı, DSP'ye oy vermiş kişiler, diğeryansı çok büyük olasılıkla SHP'nin tabanındaki kişiler. O bakımdan, Ecevit'in CHP'nin genel başkanı olmasını, SHPlile- nn çok büyük bir bölümünün de uygun göreceğini düşünüyo- rum. KIŞLALI: SHPden aynbcak bir lusnn milktvekiUyle DSP'U niOetvekJne^i TBMM'de CHP gnınunu oluştunırken, SHP gru- bu zayrflamış olacak. Bu durum bir hfikümet bunahmı yaraünaz mı? ÇAĞAN: Bence hükümet sorunu çıkması, bir sorun değildir. CHP, hiç kuşku yok ki bugünkü şekliyle hükümeti destekleme- meüdir. Eşıtlık ilkesini ve gelir dağılımını bozan vergi afli uygu- lamalan, etkili baskı gruplanna verilen ödünlerdir. Oysa 1982 Anayasası çercevesinde, toplumun bütüıı kesimleri örgütlene- memişlerdir. Bu bakımdan, gelir dağıhmında ciddi bozulmalar ortaya çıkmıştır. Koalisypn hükümeti döneminde bu sakınca- lar daha artmıştır. TÖYOK, bugünkü tasan halindekı şekliyle, KÎT'lere özerklik getirmemektedir. Tersine, politik ve bürokra- tik baskıyı kurumsallaştırmıştır. Sosyal demokratik yaklaşırrun gereği ve ülkenin acil ihüyaa olan vergi reformu konusunda, SHP, DYP'li Bakan Sayın Çiller'e destek bile vermemektedir. Halkçılık adına yapılanlar ise son derece yetersizdk. Böyle bir dunımda, hükümet sorununun yaratılması elbetteki bir sorun değildir. KIŞLALI: Diyefam ki SHP de CHPye katıbna karan aklı ve millervekillerinin büyük çoğunluğu bu karara uydu. Hûkümetin devam edip etmemesi konusunda sizin tutumunuz ne olur? ÇAĞAN: Böyle bir durumda, hûkümetin devamı CHP'nin il- keleri doğrultusunda düşünülebilecek birkonudur. CHPyapa- cağı program çalışmasında, her şeyden önce devlete bakış açısı- nı belirleyecektir. Şu andaki iktidar partilerinin, ekonomide devlete herhangi bir bakış açısı yoktur. Soyut bir "devlet küçül- tülmelidir" sözü var. Ama iceriği son derece belirsiz. Deviet ger- çekten de küçültülmeli midir? Acaba küçültülmesi gerekecek kadar büyümüş müdür? Veya sosyal devlet kavramı. bu bakış açısında nereye oturuyor? Bunlann hep cevaplanması gerekir. KIŞLALI: Sizce 1992'nin CHP'snin programı ne gibi özettıkler taşnnalı? ÇAĞAN: Mevcut partilerden çoğunun programı, 12 yıl ön- ceki CHP'nin prog- ramından daha be- lirsiz ve bulanık. 1980'lerde egemen olan neo-liberal moda, Türkiye'yi daha geç etkilemış- tir. Bu moda Batı'da geçti, Türkiye'de ise şımdi daha da yer- leşmek eğiliminde. Demokratik sol doğrultudaki bir partinin, neo-liberal akımdan etkilenme- mesi gerekir. Ve dev- letin ekonomideki işlevine çok somut cevaplar vermesi ge- rekir. Devlet müda- haleciliğine ve KİT konusuna iyi bir teş- his koyması vc özerkleştirmenin yöntemine iyi yak- laşması gerekir. Devlet, kaynak dağüımına, gelir dağılımına müdaha- le edecek mıdir? Sos- yal devlet ilkesi be- nimsenecek midir? Kimse bunlara "ha- yır" diyemiyor. Eğer CHP, devletin işlevine belli ve açık cevaplar verirse, diğer bütün partilerin önüne geçer! KIŞLALI: CHPnin örgütiennıe modeli ne obnalı? ÇAĞAN: CHP'nin örgütlenmesinde, SHP modeli geçerü ola- maz. SHP solun bütün kesimlerine, hatta sağın bir kesimine kapılannı açmış durumda. Bu bakımdan çizgj tutarlüığı ortaya çıkmıyor. DSP'de ise bu konuda çok titiz davranılmış. Örgüt- lenmedüzeyi, özellikle Istanbui'da son derece yüksek. Fakat bu titizlik, partinin büyümesineljir ölçüde engel olmuş durumda. CHP titiz davranmalı, fakat kapılannı da çok kapalî tutmama- lı. Yani iki örgütlenme modelirun arasında, fakat DSP'ninkine yakın bir model secilmeli. KIŞLALI: DSP'nin belirti bir noktanm ötesinde büyüyememesi, sectiği örgütlenme modeli kadar, Sayın Rahşan Ecevit'in de tutu- muna bağlanıyor. Eğer Bülent Ecevit genel başkan olursa, Rab- şan Ecevit CHP örgütlenmesinde de etkin rol üstlenecek mi? ÇAĞAN: Sayın Rahşan Ecevit adına konuşma yetkim, takdir edersiniz ki yok. Olaylann nasıl gelişeceği bilinmez. Ama ben, Rahşan Ecevit'in, CHP'yle ilgili faaüyetlere aktif bir biçimde katılacağı yolunda bir izlenım almadım. KIŞLALI: Sayın Erdal İnönü ve bazı bakanlar, "SHPbükümet- te ve 9 yıluk bir birikimin üriinü, CHP gelip bize katümaİHur" göfüşünü savunuyoriar. Gerçi İnönü bu nıtumumı -gelen tepkikr- den sonra- biraz yumuşattı; ama, SHP'nin yönetinunde CHP'ye katılma gibi bir eğilim görülmüyor. Sizce CHPnin SHPye kaül- ması durumunda ne olur? ÇAĞAN: O zaman SHP'nin adı CHP olur ve bunun dışında hiçbir şey değişmez. Buna ise ne eski CHP'liler, ne de DSP'liler nza gösterirler. Böyle bir oluşum olasılık dışıdır. Ama bir an için olduğunu far- zetsek, bir isim deği- şikliği dışında hiçbir anlam taşımaz. Toplumda hiçbir heyecan yaratamaz ve siyasal dengelerde hiçbir değişiklik olmaz. KIŞLALI: Şu anda- ki geuşmelere bakarak, solun iki partili yeni bir dengeye doğru gittiğini söyleyebiliriz. Büyük bir olasılıkla DSP'ran tûmü, SHP'nin yansı ve"l2 Evlül'den sonra hiçbir partiye gümemiş ya da bazı sağ partilere gitnüş olan eski CHP'liler, CHP bayrağı alrmda bir araya gelecekler. Eski CHP'lilerin büyük ölçüde terk edeceği SHP de yoluna devamı deneyecek. Bu durum, sizce Türk siyasal yaşanunı nasıl etkiler? ÇAĞAN: Bence asıl sorun solda kaç parti olduğu değil. Unu- tulmamaiı ki, sağda da birden çok parti var. Önemli olan, doğ- rultu tutarlılığını yakalayan bir partinin ortaya çıkmasıdır. Eğer CHP, programı ve örgütüyle tutarlı bir demokratik sol parti olarak yeniden doğabilırse bu çok önemli olur. KIŞLALI: CHPnin yeniden açümasının gundeme gekliği günler- de, sizüı Sayın Deniz Baykalia bir araya geldiğimz haberi basma yansıdı. Bu göriişme, daha sonraki bazı gelişmeleri etkiledi mi? ÇAĞAN: Takdir edersiniz ki, böyle bir görüşmenin resmi bir sıfatı olamaz. Ihlamur içme düzeyindeki bir görüşmeydi bu. Düşünce alışverişi yapıldı. Dostça sohbetten öteye geçen bir görüşme değildi. Basın için iyi malzeme oldu, abartıldı. Ama CHP konusundaki görüşlerimiz çok uzak değildi. KIŞLALI: Eskiden Sayın Ecevit'e ve birbirierine karşı mücadele etmiş bazı CHP'li grupların, şündi Ecevit'in genel başkanuğında birleşme eğilimi içinde oldukîan görülüyor. Bu oluşum içinde, Sa- ym Ecevit de, eskiye bir çizgi çekip, onlara yöneltriği sert eleştiri- lerden vazgeçme eğinmi içinde olacak mıdır? ÇAĞAN: Bu konuyu nostaljık gözlemlerle açıklamak doğru değil. CHP, gerek DSP gerekse SHP'nin belli kesimleri için bir umut olarak ortaya çıkmış durumda. O bakımdan heyecan ya- ratıyor. Benım bildiğim kadanyla, Sayın Ecevit'in kişisel kinleri yok! CHP, hiç kuşku yok ki bugünkü şekliyle hükümeti destekiememelidir. Eşitlik ilkesini ve gelir dağılımını bozan vergi affı uygulamalan, etkili baskı gruplanna verilen ödünlerdir. Oysa 1982 Anayasası çercevesinde, toplumun bütün kesimleri örgütlenememişlerdir. Bu bakımdan, gelirdağıhmında ciddi bozulmalar ortaya çıkmıştır. Koalisyon hükümeti döneminde bu sakıncalar daha artmıştır. Halkçıhk adına yapılanlarise son derece yetersizdir. Böyle bir durumda, hükümet sorununun yaratılması elbetteki bir sorun değildir. KİM KİME DUM DUMA BEHîç AK PİKNİK PİYALE MADRA ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GLRSES MBTALİSr TÎŞOttl&Z pîPıN(W SAçMJîl A l ^ - ^ L i O U J A OUSA &©Nt£ HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN n.MGSRur/rsrrs Gf/vfi AF..19O8'DE . İLK ME$Aur/YEr YÖNETİMİ.U.A&DÜLHAMİT TARAFINPAM K'SA SuREDE YIKILMIŞTI.32. yiLUK BASK/ YÖNETİMİ SONuNûA. İTTİHAT VE TERAK- Kİ CEMİYETİ'N/N PÛZENLEDÎĞİ ASKEİZİ AYAK- LANMALAR (RBSAJEU NİYAZİ İLE ENVEH SEYİN "ÜASA ÇIKMALARI" ) ,BÜ AYAfOANMALARI SAS- TIKMA EYLEMLEKİNİN TÜfMJYLE SAŞARtSlZUĞA UĞRAMASl, PAPİŞAH Zr.AgOÜLHAM/'r'C M£f#ü- TİYET'I ONAYLAMAYA ZORUNLU KtLMJŞTf. SE. LANİK V£ MANASTfR'DA DAHA gig 6ÜN Ö/VCS- DEN gA$L4YAN BÜYÛK GÖŞTERİ VE KUTIA- MALAK OLURKEN, DURUM /STANBUL'PA SES. SİZ KAf?$/LAfl/M/$r/. SOM4 O G£N£L İLAN BATMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1990/152 Davacı Veysi Arslan vekili tarafından davalılar Milh Savunma Ba- kanlığı, Petrol Ofısi Genel Müdürlüğıi ve Batman Belediye Başkan- Uğı aleyhine mahkememizde açmış olduğu men'i mudahale davası ne- deniyle; Davalı ve karşılık davacı M.S.B. veküi tarafından verilen dava di- lekçesi ile dahJli dava edilen ve aşağıda isimleri yazılı bulunan dava- lüann adresleri bütün aramalara rağmen tesbit edilemediğinden ila- nen tebligine karar verilmişür. Karar gereğince dahili davalılar Sabriye Tuncer, Ahmet Bal, Ab- dullah lbin, Mehmet lbin, Mehmet Salih Örtaş ve Hedikan Turkan duruşmanın atılı bulunduğu 18.9.1992 günü saat 09.00'da duruşma- ya bizzat gelmeniz veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, du- ruşmaya gelmediğiniz ve kendinizi bir vekille de temsil ettirmediğı- niz takdirde duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği ve davaya ko- nu Batman ili fluh köyunde kain 17 nolu parselde adlannıza kayıtlı 2750 m2 'lik bölümün tapu kaydının iptali ıle maliye hazinesı adına tapuya tesciline karar venlebiiecegınden işbu ilan dava ilekçeM yerı- ne kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 29.4.1992 Basın: 49082 _ İLAN MERSİN 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DOSYA NO: 1990/464 Davacı Yavuz Eraytaç vekili Av. Cevdet Adabağ tarafmdan da- valılar CumaJi Şahin vs. aleyhine açılmış olan izale-i şüyu davasının yapılan duruşması sonunda: Davalı Cumali Şahin'e ilanen kararın tebliğ yapılmasına karar ve- rilmekle; Mersin Menteş köyü eski Menteş mevkiinde kain 3 pafta 1415 partel iayılı 11.385 m ! miktanndaki taşınmazın taraflar arasında aynen tak- simi kabil olmadığından satışı suretiyle ortakhğının giderilmesine. Taşınmazın üzerinde Naile Yetiş ve Sefer Avgören'e ait evlerle bir- hkte taşınmazın zemini de aahil toplatn değerinin 531.550.000 lira olduğu anlaşümakla sauş parasmdan masraflar çıktıktan sonra ba- kiye paranın <7o 64.26'sının tapu kayıt maliki veya mirasçüarı ara- sında tapu V »vdındaki hisseleri oranında bölüştürülmesine, satış pa- rasının «"o y "4"unün nevi karşılığında paydaşlardan Naile Yetiş'e, "Vo 7.90'ımn dac-.ının 1415 parsel içinde kalan bölümü için Sefer Av- gören'e \erilmp«'Tic dair verilen karar Yargıtay yolu açık olmak uze- re ılanen tcblıf ı!.nur Basm: 49093
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear