23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31TEMMUZ1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 OLAYLARIV ARDINDAKI GERÇEK• Bastarafi 1. Sayfada si 21 Kasım 1990'da yapıldı ve "PlarisŞartı" imzalandı. AGİK, demokrasi, barış ve birliğe da- yanan yeni bir çağın hukuksal temelini oluşturuyordu. Heksinki'de toplanan son zir- ve, bu süreç içinde bir toplantı- dır ve günümüzün en "acil" so- runu olarak ortaya çıkan Bosna- Hersek'e ilişkin kararlar alın- mıştır. Bu yolda AGİK'in, Bir- leşmif Milletler kararlanm uy- gulamada yardımcı rolüne çık- tığı görülüyor. Yayımlanan bil- diride Sırbistan kınanmıs, Belg- rudsavaş sorumlusu olarak suç- lanmıs, u üzüntû"ler dile getiril- miştir. Bildirinin yaytmlanmasından sonra BAB ve NATO da Sırbis- tan'a karşı Birlesmiş Milletler yaptınmlannı uygulamak üzere harekete geçeceklerini açıkla- mışlardır. Helsinki'de alman mesafe Bosna-Hersek'le yakmdan ilgi- li Türkiye açısından olumlu bir adımdır. Ankara uluslararası alanda ve Türkiye'nin çıkarlan doğrultu- sunda etkinliğini sürdürmekte- dir; bu etkinlik aym zamanda barış ve uluslararası dayanısma- nın yörüngesine de oturuyor. Koalisyon hükümetinin dısa dönük politikası tutarlı bir çiz- gi izlemektedir; içe dönük prog- ramda demokratikleşmeyi ger- çekleştirebilirse kendisinden bekleneni vermiş olacaktır. Ancak demokratikleşmenin sanıldığmca kolay olmadığı da ilk deneyimlerden sonra anlaşıl- mıştır. Bu konuda kamuoyu "bekle ve gör" duyguları içindedir. • • • Sırbistan • Bastarafi 1. Sayfada Alman yetkili, BAB'ın Otranto Boğazı ve Yugoslavya açıkla- nndaki uluslararası sularda bir filo görevlendirilmesini benim- sediğini söyledi. Hollandah bir yetkili ise filo- da 5 yz. da 6 firkateyn ya aa destroyer, 4 deniz devriye heli- kopteri ve sayısı belirlenmeyen helikopterin görev yapmasırun kararlastınldığını kaydetti. Bakanlar aynca Bosna-Her- sek'in başkenti Saraybosna'da açlık çeken ve yaralı insanlara yardım ulaştırmak için karadan bir koridor açılmasının yolları üzerinde uzmanlann çalışmalar yapmalannı kararlaştırdılar. Ancak yetkililer, böyle bir kori- dor açılmasının yeni bir BM karan gerektirdiğini söylediler. NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, yaptığı açık- lamada NATO dışişleri bakan- lannın BAB tarafından yapılan çağnyı kabul ederek operas- yonlara katılmayı kararlaştır- dıklanru söyledi. NATO'nun göndereceği ilk savaş gemileri- nin İtalya ile Fransa'dan gelece- ğini ve pazartesi günii Adriya- tik'te olacaklan bildirildi. NATO'nun Akdeniz'deki de- niz gücüne bağlı gemilerin Yu- goslavya'ya uygulanan ambar- goyu denetleme operasyonuna. katılma karan almasından son- ra, küçük birfilonunPortekiz'- in başkenti Lizbon'da haar beklediği bildirildi. Demirerin konuşması Öte yandan Başbakan Süley- man Demirel, dün sabah Hel- sinki'de, Avrupa'da askeri per- sonel indirim beigesini (AKKA-1A) imzaladıktan sonra AGİK zirvesinde birinci konuşmacı olarak 51 devlet ve hükümet başkanına hitap etti. Başbakan daha sonra AGİK zirvesinde yaptığı konuşmada. 17yıl önceyine bukentte Hel- sinki Nihai Senedi'ni imzaladı- ğını hatırlatü, AGİK'in Av- rupa'run değişimi anlamına geîdiğini, soğuk savaşın sona ermesi ile eski düşmanlann or- tak olduklanru ifade etti. Başbakan Süleyman Demirel dün akşam saat 21.00 sıralann- da indiği Eşenboğa Havali- manı'nda AGİK toplantısında- ki temaslara ve toplantıda alınan kararlara ilişkin bilgi vermek üzere bir basın toplan- tısı düzenledi. Başbakan Demirel, AGİK'in gerektiğinde askeri tedbirlere başvurabilmesi yönünde ilk adımm Saraybosna'daki vahşe- ti durdurmak için NATO Ak- deniz Çağn Kuvveti'nden böl- gedeki ambargoyu denetleme- sinin istenmesi olduğunu belir- terek, "AGİK şimdiden NATO'nun askeri gücünden yararlanmak suretiyle banşı te- siste bir adınu atmış bulunuyor. Bunu fevkalade önemli sayıyo- rum" diye konuştu. Demirel, kendisinin de top- lantıda ve ikili görüşmelerinde yaptınm gücünün şart olduğu- nu, Saraybosna'da kan dökül- mesine müdahale edilmesi ge- rektiğini dile getirerek, BM ve AGİK isterse Türkiye'nin aske- ri lcuvvet vermek suretiyle bu yaptınma kaulacağını açıkça ifade ettiğini de söyledi. MTFte sivil dönem başlıyor • Genelkurrnay Başkanı Orgeneral Güreş'in emri ile MİT Müsteşan Korgeneral Koman ve Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Uruk, bu ağustosta MİT'teki görevlerinden alınarak kıta- ya gönderilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkan- lığı. MiJli İştihbarat Teşki- latı'nda (MİT) üst düzey görevde bulunan askeri yetki- lilerini geri çekiyor. MİT Müsteşan Teoman Koman, önümüzdeki günlerde şahsi te- rörün başlayacağını ileri süre- rek "Örgütlerin bu konuda hazırlıklan var" dedi. Ko- man, PKK'nın lideri Abdul- bakan Süleyman Demırel'e bu yıldan itibaren MİT'in üst dü- zey görevlerinde askeri perso- nel görevlendirilmesine karşı olduğunu ve halen görevde bulunan iki üst düzey yetkiliyi de ağustos ayından itibaren kıta da görevlendireceğini ilet- tiği bildirildi. Genelkurmay yetkilileri, Orgeneral Güreş'in vaklaşık 3-4 ay kadar önce bu mesajı Başbakan Demirel'e lah Öcalan'ın nerede olduğu- aktardığını belirttiler. Orge- nun MİT tarafmdan bilindiği- neral Güreş'in bu karan çer- cevesinde, Korgeneral nideaçıkladı. Genelkurmay Başkanı Or- general Doğan Güreş'in Baş- MİT Müsteşan Teoman Koman ve Müsteşar Yardımcısı Tüm- general Ömer Uruk, bu ağus- tos ayı sonu itibanyla MIT- leki görevlerinden aynlarak, kıtalarda görev yapmaya baş- layacaklar. MİT Müsteşan'mn yemeği MİT Müsteşan Teoman Ko- man önceki gece gazetecilere verdiği yemekte çeşitli sorulan yanılladı. Koman, UBA'nın verdiği habere göre önümüzdeki günlerde şahsi terörün başlaya- cağı yolundaki açıklamalan üzerine hedefın kimler olacağı- nın sorulmasına karşüık, "San- sasyon yaratacak herkes olabi- lır. Ama bunlan söylüyorum diye kıyamet kopmamalı. Şunu da söyleyeyim ki önleyebilirsek, olmaz]' karşılığını verdı. Abdul- lah Öcalan'ın nerede olduğu konusundaki bir soruyu da ya- nıtlayan Koman, "Elbette Apo'nun nerede olduğunu bili- yorum. Hem de 100 metrekare- lik bir alanjçinde nerede oldu- ğunu biliyorum. Bu 100 metre- karelik alanı da apartman farkı için veriyorum" dedi. Koman, Apo'nun neden yok edilmediği- nin sorulması üzerine. Türkiye'- nin terör yöntemleri kullanma- dığını ifade etti. Koman, Apo eğer gece yer değıştirse bile, sa- bah nerede olduğunun kendi- since bilineceğini de vurguladı. PKK'nın Bekaa Vadisi'ndeki kamplannın şeklen boşaltıldığı- nı aktaran Koman, MİTteki görevini bırakıp bırakmayacaği yolundaki soruya şu karşıbğı verdi: "Ben. birkaç ay önce bu gö- revden aynlma niyetimi, bağlı olduğum Sayın Başbakan'a ilet- tim. Iznini istedim. Tabii, daha sonra göreve devam edeceğim bir kurum olması laam. Sayın Genelkurma) Başkanı ile de gö- rüştüm. Sayın Genelkurmay Başkanı. bundan sonra MİT'in başına üst düzey yönetici ver- memeyi düşündüğünü söyledi." Koman, MİTte çalışan per- sonelden yalnızca yüzde 6.5'- inin asker kökenli olduğunu dile getirdi. Koman, Çetin Emeç ve diğer faili meçhul cinayetlerle il- gili bir soruyu yanıtîarken de Çetin Emeç'in kurban gittiği dönemdeki olaylann hepsinin araştınldığını, belirli bilgiler el- de edildiğJni, ancak o dönemler- de ve Çetin Emeç cinayetiyle ılgili sıkıntılar bulunduğunu söyledi. MİTin cinayet tahki- katı yapan bir kurum olmadığj- nı da anımsaıan Koman, Emeç ve benzeri cinayetlerle ilgili MİT'in yapüğı saptamalann geliştirilmesi gerektiğini sözfcri- ne ekledi. Genelkurmay Başkanhğı, yabancı dil bilen komandolar gönderecek Oüşlemekten w Su I)istaıı"a müdahale ohırsa, hazırız 9 ANKARA (Cumuhuriyet Bii- rosu) - Genelkurmay Başkanh- ğı. Bosna-Hersek'te yaşanan olaylar çerçevcsinde Birleşmiş Milletler'in (BM) Sırbistan'a "olası bir askeri müdahale" ka- ran alması konusunda Türk Si- lahh Kuvvetleri'nin (TSK) ha- zırlıklı olduğunu bildirdi. Genelkurmay yetkilileri, " Ge- nelkurmay Başkanhğı heralter- natife göre burada hazırlıkhdır. Şu anda karar verilirse, Genel- kurmay Başkanhğı hükümetin ve Meclis'in bu konuda alacağı tüm kararlar için hazırlıkhdır" dediler. Sırbistan'a olası askeri müdahalede, Türkiye'den ya- bancı dil bilen komandolar gö- revlendirilecek. Komandolar, TBMM'nin yurtdışına asker gönderilmesine karar verilmesı halinde, bir aylık bireğitim dev- resi sonrasında Sırbistan'a gön- derilecek. Başbakan Süleyman Demi- rerin önceki gün Finlandiya'- nın başkenti Helsinki'de, Bosna-Hersek'teki olaylara, BM şemsiyesi altında }apılacak bir askeri müdahale çerçevesin- de, Türkiye'nin asker göndere- ceğini açıklamasının ardından, Genelkurmay Başkanlığı da haarlıklı olduğunu bildirdi. Genelkurmay yetkilileri, BM'- nin askeri müdahale karan al- ması halinde. Türkiye'den de anında Sırpça ve İngilizce bilen erler dahil, bir komando birliği oluşturularak kısa süreli bireği- time ahnacağını ve daha sonra da BM'nin oluşturacağı askeri güce gönderileceğini belirtti- ler. "Yapılan hazırlıklarla bu birliğin asgari zaman içinde ha- zır olması için hazırlıklıyız" di- yen askeri kaynaklar, eğitim süresinin ise vaklaşık bir ay ola- cağını kaydettiler. Adriyatik denizinden Sırbis- tan'a uygulanacak ambargoya Türkiye'nin gemi verip verme- yeceğine ilişkin soruya da Ge- nelkurmay yetkilileri, "Karar bize ait değil. Karar siyasi oto- riteye ait. Meclisin ve hüküme- tin karar vermesi halinde gön- derilir" karşılığını verdiler. Memurlar dün de yemek boykotu yaparak, hukümetio verdiği zammı protesto ettiler. (ERDOĞAN KÖSEOĞLU) 'Babanın üvey evlatları' • Bastarafi 1. Sayfada siyah bir tabut yakarak "Dev- let dediler. hakkımızı yedi- ler", "Baba değil akbaba" slo- ganlanyla protestoda bulundu- lar. Tanm memurlan dün Başbakan Süleyman Demirel'e telgraf çektiler. Telgrafta "87 ve 151'in Meclis'te hâlâ onaylan- mamasını. ücretimin tek taraflı belırlenmesini kınıyorum. Sen- dikam Tanm-İş'le toplu sözieş- meye oturulmasını istiyorum'" denildi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi vc karayollan me- murlan dün yemek boykotu yaptılar. Tüm Enerji-Sen sendı- kasına üye Türkiye Elektrik Kurumu memurlan da dün ye- mek boykotu yaparak. yemek- lerini Darülaceze'ye gönderdi- ler.Öte yandanGaziosmanpaşa'- da pazarcılann saldınsına uğ- rayarak komaya giren ve Çapa Tıp Fakultesi Hastanesi'ne kal- dınlan zabıta memuru Hüse>in Elik'i ziyaret eden bini aşkın za- bıta saldınyı kınadı. Hastane personeli de işi bıraktı ve "Yaşa- sın memurlann birliği" sloga- nıyla zabıta memurlannı destek- lediler. vazgeçmem • Bastarafi 1. Sayfada spotlann aydınlığına karşın, onunla sanki biraz daha aydın- lanan salona bir sıcaklık yayılı- yor. Gülen derin gözleriyle utangaç utangaç salonu inceli- yor. En az bizler kadar heye- canlı. Beyaz tişörtü, jean mont ve pantolonuyla sıradan görünü- şünün ardındaki etki hep aynı; çok sade, o denli carpıcı. Sorulara başlamadan önce IPI Elektronik A.Ş.'den Yeşil Giresunlu ve Yaşar Kekeva ilk iki albümü, "Tracy Chapman'- ile "Crossroads'un süper satı- şından kendisine altın ve platin plak veriyor. Konserin spon- söriüğünü üstlenen Sümerbank da çini bir seramik tabak arma- ğan ediyor. Konuşmasına antiîtar olan bir star olarak, müzik geçmişi ve şarkılannın arkasındaki fel- sefeyi yorumlayarak başhyor: "Her şeye şıırle başladım, sonra müzik yazdım. Lise yıllanmda şiir ve müziği birleştirerek de- vam ettim. Arkadaşlanm ve ai- lem beğenilerini belirtıyordu. \ma ben, büyük kitlenin seve- bıleceğini tahmin etmiyordum. Popüler müzikten farklı olan tarzıma beklenmedik ilgi, beni çok şaşırttı. Müziğe başladı- ğımdan bu yana büyük pazann benden istediğini değil, kendi stilimi sürdürdüm. Birinci ve ıkinci albümümde lirizm ve söz- ler ön planda olmasına rağmen, üçüncü albümümde orkestraya daha büyük ağırlık veriliyor. Böylece daha canlı bir biçime kayuşuyor." Polıtikayla çok yakmdan ılgılenen Chapman, şimdi Amerika'da seçim yanşındaki üç adaydan hangisini tercih edeceğini açıklamıyor. "Ama hiçbir zaman George Bush'a oyumu vermedim, vermeyece- ğim de." Chapman. Amerika'- daki siyah-beyaz aynmının her zaman söz konusu olduğunu belirtiyor. SavaronaMa köşe kapmaca • Bastarafi 1. Sayfada dan gelerek katıldığı gecede Başbakan Vekili Erdal înönü, eşi Sevinç İnönü, Turizm Baka- nı Abdülkadir Ateş'in yanı sıra birçok ışadamı ile İstanbui sos- yetesinin tanınmış simalan var- dı. Saat 20.00'de kokteylle baş- layıp, yemekle devam eden ve Savarona'da noktalanan gece- de siyasetçiler arasında ilginç olaylar da yaşandı. Özallar kokteyle. ANAP İs- tanbui milletvekili Leyla Yeni- ay Köseoğlu ile birlikte geldiler. Özallar'ı Çubuklu Kulüp 29'un merdivenlerinde davet sahibi armatör Kahraman Sadıkoğlu \e eşi, kapı girişinde ise, gazete- ci Mehmet Barlas karşıladı. Barlas ile öpüşen Özallar'a ikinci olarak "hoşgeldiniz" di- yen Adnan Kahveci oldu. Sem- ra Özal'la 'küs' olduklan bili- nen Kahveci'nin hem girişte tokalaşması hem de Ö'zallar'ın kendilerine aynlan yere otur- duklannda yanlanna giderek bir süre sohbet etmesi davetliler arasında "Özal, ANAP liderli- ğine Kahveci'yi hazırlıyor" bi- çimindeyorumlara neden oldu. Davette herkes, Özal ile Er- dal İnönü'nün karşılaştıklann- da birbirlerine karşı "nasıl bir tavır" gösterecekleri beklentisi içindeydi. Ancak, Özal ve İnö- nü, yemeğin sonuna dek gözgö- ze bile gelmediler. El öpme kuyruğu Klup 29un.bahçesinde bîr süre dinlenen Özallar'ın önün- de el öpme kuyruğu oluştu. Bu şırada gazeteci Mehmet Barlas, Özallar'ın yanına giderek İstan- bui Valisi Hayri Kozakçıoğlu'- nun eşini biraz rahatsız ederek Semra Özal ile aralanna otur- du. Elindeki servis tabağıyla bir süre Semra ve Turgut Ozal'a servis yaptı. özallar'a iyi dilekle- rini ileten gazeteciler arasında Ertuğrul Ozkök ile Kenan Akın da dikkat çekerken, gece- de bulunan ANAP'lı milletve- killerinden Güneş Taner ile eski bakan ve milletvekili Müker- rem Taşçıoğlu'nun hoşgeldiniz bile demedikleri görüldü. Cem Kozlu ise sadece Turgut Özal'- ın elini sıkmakla yetindi. Özal'ın gelişine ilgi gösterme- yen İnönü ise Özal'ın davetlile- re "Sayın Cumhurbaşkanımız, our president" diye üç kere tak- dimi sırasında tam karşılannda bir yerde İstanbui Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettın Sö- zen, Kültür Bakanhğı Müsteşa- n Emre Kongar. Turizm Baka- nı Abdülkadir Ateş ile sohbeti- ni sürdürdü. Özal bu anonslara rağmen bahçede sadece 5-6 ki- şiden alkış toplayabildi. Semra Özal'ın yakın arka- daşlanndan birisi olarak bili- nen milletvekili Melike Hasefe de •hoşgeldiniz' kuyruğundan sonra Rahmi Turan'la 'mini etek' üzerine söyleşti. Aralann- da geçen konuşmada Hasefe, "Bir mini etekle Tansu Çiller'i nasıl mat ettiğini" anlattı. Efe-Zeynep Özal çifti gece boyunca daha çok Leyla Yeni- ay Köseoğlu ile sohbet etmeyi tercih ettiler. Özal-İnönü sırt sırta Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz da eşi ile birlikte bir ara Özallann yanına uğradı. Saat 21.30'a doğru Klup'ün Osmanlı Çadın bölümünde ve havuzbaşında başlayan yemeğe Özallar herkesten sonra katıldı. Özal ile İnönü'nün masası yan yanaydı fakat karşılıklı masa- larda sırt sırta oturduklanndan birbirlerini görememiş gibi dav- randılar. Davetliler bir yandan yemek yerken bir yandan da, Haldun Dormen ve Nevra Serezli'nin sunuculuğunu yaptığı Savaro- na ile ilgili konuşmalan dinledi- ler. Savarona'da bir zamanlar Atatürk'e hizmet etmiş ikinci kaptan Adnan Ülgezen ile mü- rettebattan Niyazi Söker birer konuşma yaptılar ve kendileri- ne Savarona plaketleri verildi. Savaronayı yeniden inşa eden ustalann yöneticilerine de pla- ketler verildi. Svviss Otel tarafından yapılan Savarona pastasını kesmek üzere kürsüye gelen Özal, Kah- raman Sadıkoğlu'nun ne kadar zor bir işi başardığını belirtir- ken, konuşmasında zaman zaman imalı sözler de kullandı. Özal şöyle dedi: "Ben bu konuyu ta başından beri biliyorum. Savarona'nın deniz kuvvetlerinden ihaleye cı- kanldığı noktada o zaman hü- kümet başkanı olarak konu birkaç kez önümüze geldi. Bir teklifte, müze halinde karada muhafaza edelim bir başka tek- lifde hurdaya gitmesi gerekli deniyordu. Uzun mücadeleler Öyle anlaşılıyor ki, Kahra- man Sadıkoğlu ihaleyi kazan- dıktan sonra çok uzun mücade- leler yaptı. Kendisı bana bura- ya gelmemi bu münasebette teklif ettiği zaman. biraz düşün- düm bu sıralar mümkün oldu- ğu kadar Marmaris'te kalmayı tercih ediyorum ama dedim ki. birçok insanlar var. insanlann bir kısmı yapıcıdır. ufak da olsa bir kısmı yıkıcıdır. Yapıcı in- sanlan desieklemek lazım. Ya- pıcı insanlann arkasında kuv- vetle destek olmak lazım. Ancak bu şekilde yıkıcılann sa- yısının artmasına mani olabili- iTz. Yıkıcılar gene fonksiyonu- nu göreceklerdir, bütün dünya- dada böyle olmuştur. İş isteme- yenler devamlı negatif konuşan insanlar olacaktır. Devamlı tenkit eden ama hiçbir iş yap- mayan insanlar olacakür. Bu benim geçirdiğim uzun meslek hayatımda tecrübe ve politik hayatımda gördüğüm husus- tur. den sıkılan İnönü. "Ben şimdi daha önemli bir işle uğraşaca- ğım kahve içeceğim" diyerek masasına döndü. Kuğu Göiü eşliğinde Herkes giremedi Özal'ın "yapıa insanlan des- teklemek gerekir" sözleri bü- > ük alkış alırken. Özal'ın pasta- yı kesmesi sırasında havuz kenannda bulunan organizas- yon düzenlevicilerinden Nedim Göknil de havuz kenanndaki kınk bir ızgaraya basınca smo- kiniyle birlikte kendisini ha- vuzda buldu. Atatürk'ün yatının yeniden açılış töreninde Müzeyyen Se- nar da unutulmamıştı. Senar. Atatürk'ün sevdiği şarkılan seslendirdi. Geceyansı anonsla Sava- rona'nın Dolmabahçe'den geli- şı duyuruldu. Kocaman beyaz gövdesiyle. sadece direklerdekı iki ışığı yanan Savarona karan- lıklar içinde yaklaştı. Kulüp 29'un önüne yaklaştıkça sırayla ışıklannı -yakmaya başladı Tüm davetliler ayağa kalkarak "Kuğu Gölü" müziği eşliğinde giderek aydınlanan ve bembe- yaz bir kuğu gibi süzülmeye başlayan Savarona'nın gelişinı alkışlarla karşıladılar. Gazeteciler ve davetlilerin büyük bölümünün gemıyi izle- diği sırada bütün bir gece bir- birlerine selam vermeyen İnönü ve Özal'ın derin bir sohbete dal- dıklan görüldü. Yanlannda gene Mehmet Barlas yanaşmış- tı ve konu dış politikaydı. Özal Körfez savasının bazı ülke dev- let başkanlannm başını >ediği- ni belirtiyordu. Mehmet Bar- las'ın verdiği Thatcher örneği- ne ise "o zaten çok uzun süre kalmıştı ondan oldu" diyordu. Barlas'ın Gorbaçov örneğine ise İnönü karşı çıktı. "Gorba- ço\'un gidişinin Körfez sava- şıyla bir Tlgisi yok" dedi. Sohbe- tin bu şekilde dc\am ctmcsin- GOZLEM UĞUR MUMCU • Bastarafi 1. Sayfada Deneyimli ve bilgi sahibi gazeteci, demokrasinin oldu- ğu gibi bilgi toplumunun da vazgeçilmez öğesidir. Ne acı ve yazık ki habere, gerçeğe, olaya, olguya, bel- geye ve bilgiye dayalı gazetecilik günümüzde ilgi görmü- yor. Bu tür gazeteci sayısı gün gectikçe azalıyor. Bunların yerine, soyut sözcüklere, komplo teorilerine, kuşkulu varsayımlara ve saplantılara dayalı gazetecilik ön plana çıkıyor. Dedikodu gazeteciliği prim yapıyor. Günlük dedikodulara dayalı yüzeysel gazetecilik geçer akçe sayılıyor. Türkiye'de bu kadar can alıcı konu olan Kürt sorununu, geçmişi ve geleceği ile incelemeden bu konuda nasıl "fi- kir" ve hele hele "yargı sahibi" olunur? önceki günkü "Dış Haberler" sayfası, bu açıdan, gaze- teciliğin nasıl yapılacağını gösteren bir örnektir. Sayfada, Makedonya sorunu, güncel gelişmeleri ve ta- rihsel boyutu ile inceleniyor ve özlü bilgiler veriliyor. Bu bilgiler verilirken de haberin içinde şu yorum yapılıyor: - Makedonya 'nın ileride Yunanistan 'ın Kürt sorunu ola- cağı düşünülebilir. Makedonya, Yugoslavya'nın Üsküp çevresi ile Vardar Ovası'nı, Yunanistan'ın Selanik ve çevresini, Bulgaris- tan'ın güneybatısını ve Arnavutluk'un da doğusunu içine alan bir coğrafya parçasıdır. Bu coğrafya parçasının yarısını aşan büyük bölümü Yunanistan topraklarında kalmaktadır. Bölgede Yunanlı- lar ile Slav kökenli Yunan yurttaşları yaşıyor. Makedonya sorunu, Yugoslavya, Bulgaristan ve Yuna- nistan arasında tartışma konusu olmuş; 2. Dünya Sa- vaşı'ndan sonra Yugoslavya ve Bulgaristan arasında oluşumunaçalışılan birlik, bu iki ülke arasında Makedon- ya sorunundan kaynaklanan uyuşmazlık yüzünden kuru- lamamıştı. Makedonya'nın Yugoslavya'da kalan bölümünde Me- reşal Tito tarafından 1944 yılında Yugoslavya Federas- yonu'na bağlı "Sosyalist Makedonya Cumhuriyeti" ola- rak kuruldu. Yugoslavya'nın dağılması üzerine Makedonya Cum- huriyeti bağımsızlığını ilan etti. Yunanistan, "Makedonya Cumhuriyeti" adı altında bir devlet kurulamayacağını, "Makedonya" adının Yunanis- tan'ın kuzey bölgesinin adı olduğunu, bu adda bir cum- huriyet kurulmasına izin vermeyeceklerini ileri sürüyor ATülkeleride Yunanistan'ın bututumunedeniyle "Ma- kedonya Cumhuriyeti"n\ henüz tanımıyorlar. AT ülkeleri kendi aralarındaki gümrük duvarlarını yıkıp sınırları da kaldırarak birleşme sürecine girdiği dönem- de Sovyetler Birliği dağılıyor; bu dağılmadan sonra Yu- goslavya'da etnik kargaşa ve iç savaş başhyor. Aynı günlerde Ermenistan-Azerbaycan arasında silahlı çatış- ma başhyor. Aynı süreç içinde Kuzey Irak'ta Kürt devleti kuruluyor; Güneydoğu'da PKK terörü yayılıyor. Etnik kargaşalar, 1. Dünya Savaşı yıllarını anımsatırca- sına orman yangınları gibi yayılıyor. Yunanistan da, "Ma- kedon milliyetçiliği"nin kendi topraklarında kargaşa çıkarmasından endişe ediyor. Kapitalist dünya Avrupa'da birleşirken sosyalist dünya Avrupa ve Asya'da dağılıp parçalanıyor, Yunanistan ve Türkiye gibi NATO ülkeleri de Batı destekli Makedon ve Kürt milliyetçilikleri ile kargaşaya itiliyor... Imdat sağanağı HAKKI ERDEM Sıra Savarona yı dolaşmaya gelmişti, ancak yata tüm davet- üleri almadılar. Sadece Özallar ve yakınian ile İnönü ve çevresi ve bazı yabancı konuklar alın- dı. Savarona yatı. konuklannı aldıktan sonra Boğaz'a doğru hareket etti ve Çubuklu'dan dönerek gece 02.30'a kadar sü- ren bir Boğaz gezisi sonunda Özal'lann kaldıklan Çırağan Oteli açıklannda demirledi. Savarona gezisi sırasında Kahraman Sadıkoğlu hem Özallar'a hem de İnönü'ye yatın odalannı ve Atatürk'ün yeni- den eski biçimine benzetilmeye çahşılan dairesini gezdirdi. Bu geziler sırasında da yat içinde kendiliğinden oluşan bir köşe- kapmaca oynandı ve Özal ile İnönü hiç karşılaşmadan aynı yatta 2 saat gezmeyi başardılar. Semra Hanım'ın straplesi Yeşil. yerlere kadar uzanan ve işlemeli straples bir tuvalet giymiş olan Semra Özal önce ait arka güverteyle çıkıp otur- du. Gelinine "Gel Zeynep gel"- dıye seslendi fakat sonra üşüye- rek içeri girdi. Çevresinde Leyla Yeniay Köseoğlu. Füsun Kah- veci, Zeynep, Melike Hasefe ile oturdu. İnönüler. Abdülkadir Ateş. Nurettin Sözen. Uğur ve Duy- gu Büke ve bazı dostlan ile bir- likte üst güvertede ve kahvc salonunda oturdular. Özallar ait kattan motora bincrek aynl- dıktan sonra çıkış kapısına in- dikleri için de Savarona'daki Boğaz gezisi sırasında birlikte oturmamış oldular. SARA\ BOSNA - Avrupa- nın ortasında bir Lübnan görü- nümü veren Sara>bosna'da top scslcrivle gök gürültüsü birbiri- nc kanşıyor. Sırp katliamına maruz kalan Müslüman Boş- naklar. sılah sesleri altında ca- milere toplanıp. birlik ve da>a- nışmu dualan edi>or. vaazlar dinliyor. Saravbosna halkı Helsinki zirvesinden umudunu giderek >ıliri\or. Sırbistan'a askeri mü- dahale umudunu artık taşıma- >an halkın tek istcği. silah >ar- dımı. Müslüman Boşnaklar, Türkiye'den de gıda ve ilaç yar- dımı yerine silah yardımı istek- lcrinidilegetiriyor. Saravbosna'vı dört bir >an- dan çevırmış olan Sırplar. top \e silah ateşinı önceki gece bir ölçüde azalttılar. Gün boyu sık sik silah sesleri yükselen kentte. akşam üzeri Sırplann top ve ha- van ateşi başladı. Top mermile- rinden biri. radyo-tv merkezi- nin az ötesindeki olimpik spor merkezine isabet etti. Alevler ve dumanlar yükselen spor mer- kezinin imdadına bardaktan boşanırcasına başlayan sağa- nak yağmuryetişti. Topateşleri yağmur ve gök gürültüsü ara- sında yine sürdü. Saraybosna'da sabah ışıkla- nyla birlikte savaşın tüm sıkın- tılanna karşın. >aşam başlı>or. Bir de >ağmur ardından tem- muz güneşi çıkınca Saravbos- nalılar. sokak aralannda dolaş- maya başlı>or. Ancak. Sırplar- la Müslüman Boşnaklar ve Hırvatlar arasındaki bölgeleri bir sınır çizgısi gibi ayıran Mil- jacka Nehri kıvılannda temkin elden bırakılmıvor. Karşı kı\ı- ya açık olan sokak başlannda ve meydanlarda karşıdan karşı- ya koşarak gecilebiliyor. Geciş- lerde zaman zaman Sırplann ateşlediği mermilerden kaçmak için zıkzak yapmak gerekiyor. Tek tük BM Banş Gücü zırhlı araçlannın dolaştıği sokaklar- da olaylan izleyen gazetecilerin üzerine de zaman zaman ateş açılıyor. Müslümanlann yoğun ola- rak bulunduğu Başçarşı ava- nnda sokak aralanndaki bar ve kafelerde bile gündüz saatlerin- de canlılık göze çarpıyor. Boş- naklar. tüm sıkıntılanna kar- şın, ellerinde kalan bir miktar bıra ve votkalannı yudumlu- vor. Müslüman Boşnaklar. dün cuma namazı için camilerdc toplandı. Bir kısmı ayakta kala- bilen camilerde bir kısmı da İla- hiyat Fakultesi bahçesindeki Gazi Hüsrev Be> Medresesi'- ııde nama/iannı kılabildi. Ho- canın verdiği vaaz ve hutbe de savaş üzerineydi. Silahlannı ya- nıbaşlanna bırakan Boşnak- lar'a Hoca İsmet Sipahiç birlik çağnsında bulundu ve "Musu- betten korunmak için daya- nışma"nın önemini vurgulayan ayetlerokudu. Hoca'nm mesajı "Düşmana karşı her şeyinizle mücadele lazım. Moralinizi bozmayın. birlik içinde müca- deleye" oldu. Başçarşıda vecami avlusun- da konuştuğumuz Boşnaklar. Türkive'dcn silah istediklerini dile getirdiler. Sırplara karşı mücadele veren 37 yaşındaki milis Raşit Numunoviç. "Sila- hımız \ ar, ama yetersiz. Sırplar- da her şey var. Türkiye bize yivecek değil. silah göndersin. tank göndersin" diye konuşu- vor. . İLAN ARSİN KADASTRO HÂKİMLtĞt'NDEN Esas No: 1992/20 Davacı Halim Gürsoy tarafından davalılar aleyhine açıian kadastro tesbitinin iptali ve tescil davasımn yapılan ilk tensibi sırasında, Duruşma günü, davahlardan Hasan, Alibey, Ayşe, Emine, Mak- bule, Hayriye, Mahbup Zehra, Mahmut Gürsoy,ve Emine Gürsoy'a bunca aramalara rağmen tebliğ edilemediğinden davahlann duruş- ma günü olan 21.8.1992 tarihinde bizzat duruşmaya gelmeleri veya kendilerini vekille (emsil ettirmeleri, kendilerini vekille temsil ettir- medikleri takdirde duruşmaların gıyaplarında yapılacağı ve duruş- ma gününün 7201 sayılı teblıgat yasasının 29. maddesi gereğince da- valılaratebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 48787 İLAN T.C. KAYSERİ ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından açıian gaiplik davasımn verilen ara kararında: Kayseri'nin Akyazı mevkiinde kain, 177 pafta, 786 ada ve 3 ve 4 parselin sahiplerinden olan Ekmekçioğullan'ndan Mehmet olarak tes- cil edilen yerin maliklerinden olan kişinin gaipliğine karar verilmesi- ni Hazine vekili istemiş olduğundan bu kişinin mahkememizdeki 1992/174 esas sayılı dosyasımn her türlu delilleriyte birlikte yargıia- manın atılı bulunduğu 24.9.1992 günü başvurması, aksi takdirde ga- ipliğine karar verileceğı ilan olunur. 30.6.1992 Basın: 48765
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear