23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11TEMMUZ1992 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI Hindistarfdan kaçmaya karar verdiğim gün, belki keyiften, belki de açhktan başım dönüyordu Bırakyakaıııı gideyimBombay HINDISTAN• • • • • • BUYUSU Yazı vefotoğraflar: TEKİN SÖNMEZ • Hindistan'a gelip de, burayı çok sevdiklerinden olacak, geriye dönemeyenlerin, hatta bir haftayı doldurmadan, tahtalı köyü boylayanlann epeyce olduklannı duymuştum.Makedonyah güzel İskender bile dayanamamıştı Hindistan'a. • Bombay Havaalanı'na gitmek için anlaştığım tâksi sürücüsü, bir saatlik yolu sonsuza dek kullanmak istiyor sandım bir an. Yan yollara sapıp duruyor. Sevdiğim Bombay beni bırakmak istemiyor olmalıydı ki, trafiğin yumak olduğu yerde bir başka taksiye geçtim. 10 ocak, Bombay: Kaçış Bomba\ 'dan. arıiıma bakmadan kjgııaktavım. Mannhcım-Stockholm 11 sınıt ıren bılcıı lutannı. Hindisıan Ha\a\otlan iç hatlanna öde\incc Bombav - Madras. Madras - Madu- rai. Madurai - Bangalore. Bangalore - Goa. Goa - Kalküta. Kalküia Dclhı uçuşçızgımıbelırlcmişoldum. Bu\olu ıkı üı; hat'ıa ıçinde bir makara gib'ı sa- np bir ullık rü\a saltanatı içın geldi- ğım Hındistan'dan kaçma\a karar \erdığım gün belki ke\iften belki de açlıktan olacak. başım dönüyordu. L'mutsuz değıldim. ancak günlerdir sokakta bir şc> ler >ememekte a\ak di- reııp denır ki bir bü\ü>e bağlanmışça- sına aghğı \eğledim. Gclmeden önce \aptırdığım onca aşının. kökıen bir bağışıklık \ermedi- ğını bilerek Dr. Saim Ergun"un "yaptı- ğım bu sanlık aşısının da \aptiracakla- nnın da tam kesin bir knmeıi harbiye- si voktur. unuimaa' lümcesini nazar- lık boncuğu \aparak göğsümde bir madaha duruşu\la taşıdım \e unut- madım Hındistan"a gelip de burayı çok se\ dıklennden olacak. gerive dön- meşenlerin. hatta bir haftayı doldur- madan. tahtalı kö\ü bo\la>anlann epe\ce olduklannı du>muştum. Ma- kedon\alı güzel İskender bile da\ana- mamıştı Hindistan'a ki onca çilelı yol- lar bu de\ adama neşelı bir pik'nik coşkusmla açılnerdigı halde. Yanıma aldığım bırkaç paket bıskü- \i hemen sona erdı. Elektriklı bir gereç alıp su\a daldırarak otel odasında ça> demlemek. pinnç haşlamak gibi şinn girişimlerim de başam la sonuçlanma- dı: her seferinde nazık bir zorluk çıktı; \a sıgorta attı. _va a\gıt bozuldu ya da elektrikle çarpılıp erkence ruh \e be- den değıştırimı. sık sık göz kırptı bana. Tannlar \e Tannçalan gücendırdiği- mı de sanmnordum. yeterince savgı- lndım onlara her zaman. KJI payı ha\atta kalmak için \erdieim bunca eğlenceli çabalann \anina başka şen- likler de katılınca bu ışı başka bir rü>a- nın bahanna bırakıp dönüşü açık oîan uçak bıletımle tez elden gerisin geri>e kaçmayı bilgiççe kurdum hemen.1 Bu felsefem tam cuk oturmuştu: benden kat kat üstün olanaklarla pos- tu bir Mİlığına Kalküta'ya seren kocca Günther Grass da hem de ne cafcaflı gidiş ve dönüş, kısa sürede gerisin geri tü\memışmı\dı? Bu kez dehşet bir eleştiri-özeleştin kampanvası başlattım özüme karşı ki «»= JS- Hindistan'dasokaklanla\aşamhiçbitmez. Kadıruçoluk çocuk,genç ihtiyar,sürekliyapacakbirşeybulunur Ömrümün dönüm noktasıEvet.osıkısık durumda. o taksiden atlaytp başka bir taksi ve balıklanıa dalısım ve ancak höylece Bomhiıv'dankaçışım, benim Hindisıan öınrümüıt döııüın noktası oldu. Kendime giivencenıin püsküllü duyguları işte o gün, o sınıdiiyeniden vııraiıldı ve işte o an, bir büyü çibı başka şevleripeşısıra çekipgetirdi ve Maıluraı'cle uçak iletlerimi ipıalettim, Kanniya Kuımıri den A/anta 'ya Sirinagar 'a dikey bir çızgı çekip en uçgüneyden en uçkuzeye çıktım ilkin: soııra Mount Abu. Jaiselnıer den Agra, Kalküta, Darjeeling, Gangıok doğrultusunda ıkinci ve yatay bir çizgi daha çekerek Hindisıan 'ı her ikıyönde otobüs ve trenlerle on heş bin kilometre yaşadım. Tiim hunları bana o citi şukayı yapan Bombaylı taksi sürücüsüneborçhıvum. Farkına varmadan beni uyarmakla kalmadı, kızıştırdı da. Artık yüzlene kişının hücum ettiği otohuslerin arka yan pencerelerinden balıklama dalabiliyor. trenlerin dolu koridorlarında, tek ayak üstı'isaatlerceyapış yapış gidebiliyordum, bövle anlarda bile nazik ruhum sirin bedenimi terk etmıyordu: kıvanç duyuyordum hayatın hamarathğmdan. Evet, işte bu neşeliyazılar, o şirinlik anlarmda yazddılar. Fakat ben o anların nuıvi boncuklu elektriklerinibu vazılara aktarmamava çalışrım ve Hindistan 'ı kendimden birparça sayureasma o toprakları severek o insanları kendime katarak kendimi onlara katarak ki oncayolda bile beniyalnız bırakmayaryazt makinemin karşıstnageçtim ki tıpkı bir ruh gibi vanımdavdı hep. deyme düşman seçim kampamalan sıfır kalır; korkakhğım. yiğit olmavı- şım. anne kuzusu oluşum. sıkıyı gö- rünce pes edişim, beceriksizliğim ve hem havadan hem de cepheden kaçı- şım hem de Anadolu çocukluğu ruhu- mu >iurişim gibi ipe sapa. su\a sabuna gelmez sılahlarla özümü yaralamaya \e karalama\a başladım; becerdim bunu ki sonunda içimdekı her iki kes- kin kutbu uzlaştıran bir çözüm bul- dum. İki üç haftalık. yiğitçe ölüm kalım pahastna olsa bile hızlı bir uçak turu ile narin postu deldirmeden geri\e dön- meve çalışacaktım. Bu arabulucu so- nuç iki bıçkın karşu duvgu arasındaki eleştirel, özeleştırel dozu daha insansı bir düzeye indirdi ve ben de içte biraz rilalı huzur bularak usulca yola koyul- dum. İlkin Madras'a trenle gitmek. eko- nomik açıdan uvgun göründü bana. Turisıler ıçın doiar karşılığı satılan bi- letlere. yanımda dolar olmadığı ve salt DM çeki kaldığı için ulaşamadım. Sı- raya girerek bilet alama>acağımı da kısa sürede öğrendim. Bombav Havalimanı'na gitmek için anlaştığım taksi sürücüsü. bir saatlik volu sonsuza dek kullanmak istiyor sandım bir an. Yan yollara sapıyor. zaman saatini gensin geriye sanyorca- sına. ileriye ışletıyordu ve arada bir kırmıa kırmızı tükürüyordu açık pen- cereden. L'yuşturucu mu almıştı. sö>lediğim hiçbır şeyi işitmemek gibi çelik bir zırha da bürünmüştü sanınm o sırada bu sürücü. Trafiğin kördüğüm olduğu bir yerde, inıp öteki sürücülere sor- dum. güldüler. Dönüp benim sürücü- ye. bu yola neden girdiği soruldu, ne hikmetse bizim üstat onlara da yanıt vermedi; hedefsiz takıldığı boşluğa ödünç bıraktığı gözlerini yerinden kı- pırdatmadan, işini bürdürdü ciddiyet- le. Durumun civcivli ciddiyetini kavra- dım. anlaşılan hazırlıksız bir Bombay turu vapıvorduk. Sevdiğim Bombay beni bırakmak istemiyor olmahydı ki trafiğin yumak olduğu bir yerde ava- danlıklan kaptığım gibi kendimi dışan atıp biraz ötede duran ötekı taksiye daldım. O uyurgezer sürücü inanılmaz bir çeviklikle yanımda bitiverdi* ve verdi- ğim parayı da pek cakalı bir biçimde beğenmediğini gösterdi. Aşk olsun doğrusu dedim, pes derim ben bu keyi- fe (artık Türkçe konuşuyordum) peki bizim uçak ne olacak. derken benim ikinci taksi çoktan toz olup yola ko- yulmuştu bile. El çantama etiket asmadığım için askeri maskeri görevliden iyi bir zılgıt yedikten sonra hızlı muhabirlerin yaz- dıklan gibi on saniyede uçağa dahver- dim. Havadaydım ve kaçıyordum işte. Evet. hoşçakal Bombay, sevgilim Bombay.. Ne tuhaf ben her kenıi seve- rim delicesine bir aşkla. inan sana rüş- vetçi sözler döktüımüyorum Madras! —BtTlt— "ÎSTANBUL" YAZ SAYISI İstanbul Dergisi'nin ilk savısı.İstanbullular için bir sevinç kaynağı oldu.İstanbul'u sevenler. "îstanbul"u da sevdiler. Ve şimdi. ikinci sayısı çıktı. Bu sayının ağırlıklı teması "Toplu Taşımacüık"... Derginin ^azı Kurulu: Pr«»f. Filiz \lı. Prof. Dr. Mrtin \n<l. - [)<«,. Dr. Tulav \rtan. Pn.f. ür. \fifr Batur. Cenpz Bt-ktai- Prof. Dr. Mu«tafa Ozar. Prof. ür. Knton Cun. Prof. Dr. Sen<»r DiMtçıo^lu. \tilla Dor^a^. Prof Dr. Scmaıl E\ır-e. Prof. Dr. Mt'hrm-t (ien^. Çelik GultT»o\. Prof. Dr Malil Inal< ık. Prof. Dr. llaşılar Kazfian. Prof Ur. Mül»*c<t-I Kıraj. Orhan Kolnğlu. Dov- Dr. Sema Kıiksal. Prof. Dr Doğan Kuhan. Dr. (iülru N«iı«)^u. Dr. Nf\ra N«iiK»ğlu. Burhan Opuz. İkinci Sayının Vaaarian Adaıet Agaogiu Afıfe Batur Atna A ooge AyşeOicu Aztz Nesjn Beraı Maara Canan Diiâ Ce-igız BeKtaş EdherrEfOerr Feraa Era nç Gokhan AKç^ra GoK^a^ Menteş Gungor Evre^ ıihan Tekeı Mu'ar Be! ge Naa- Yayıa Nevra NecıpoQiu raezıh Ne/z' O-a- Kjiar Reşat Baya1 RLJT Ayarg U9^r Tarye Tacıser Beıge İkinci Sayının Sanatçılan Seiananıi G z Tar Oaı •jena-Tjde" Prof. Dr. İlber ürtaylı. Dr. Nazan Ölçer. Prof. Dr. Ferhunde Özbav. Prof. Dr. Jale Parla. Prof. Dr. Metin Söıen, Prof. Dr. Mete Tapan. Doç. Dr. Mete Tunçay. Prof. Dr. Erol Tümertekin ve Prof. Dr. Stefano^ Y erasimos'dan olujuyor. N a\ın kurulu nıla i^e; Doe. Dr. Murat Bel^e. Uğur Büke. l)(.v. Dr. Kdhem Fldem. (.ahit Ka\ra. Prof. Dr. Zafer To|ırak. Milmi Ya\uz ve \a\in Yönetmrni olarak Zevnep \vcı \iralili. Dcrinnın Yd\ın koorılınalorlujhJtHİ Orhan ^iln-r ü^tlrnılı. Ktanlıul Derjii^i'nin ~ahilıi. Tarih \ akfı adına Prof. Dr. İlhan TVkeli. Hilp ıçın lıl > 1)52 35 - 2 M ( A « I M D I B A Y I L E R D E . . İLAN T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 991/720 Davacr. Onur Kaya- Şemıkler Yalı Mah. 6436/4 Sok. No: 23 Izmır Vekili: Av. Mehmet Tahir Demirkun- Marmara Cad. No: 30/45 Haznedar/Bakırkoy Davalr. Emıne Kaya- Musıafapaşa Mah. Devrim Cad. No: 19 Gebze (adresı meçhul) Hâkımliğinıizin 8.5.1992 tarih 991/720 Esas ve 992/391 Karar sa- yılı ilamı ile davacı Onur Kaya ile davalı Emine Kaya'nın T.M.K'nın değişik 134. maddesı gereğınce boşanmalanna karar verilmişiır. Davalı Emıne Kaya'nın adresi meçhul olduğundan, boşanma ila- mı ozetinin gazeıe ile ilanen teblığıne karar verilmiştir. Işbu ilam, gazetede neşrınden sonra yasal sure ıçinde temyız olun- madığı takdırde karar ve ilam kesınleşecektır. 7.7 1992 Basın: 8019 F.hlıyctımı kaybcttım. hükümsü/dür. FAHRKTTİS ERGL \ KESES ERDOGAN ÖZTÜRK'e Taşıdığın onur bayrağmı bıraktığm yerden aldık, ışığınla yürüyoruz. Hâlâ sımsıkı ayaktaysak senin aşın ve ilkelerin sayesinde. Dal boylu fılintamız, yıldızlar sönmemeliydi. Temmuz kara geldi bize. DOĞAN CAN VEAİLESİ ACIKAYBIMIZ ALAADDİN SaÇUK SALMANffi 26.01.1926-08.07.1992 üostluk, dürüstlük ve sevgi için çarpan yüreğin sussa da Bize sunduğun güzelliklerle hep aramızdasın... Eşi:Hûsniye Çocuklan: Nilgün Murat Ebru Melek İlhan Torunu: Bengican İLAN KARTAL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1991/721 Davacı Ali Atlama larafından Ayje Atlama aleyhine açılan bo>an- ma davasından dolayı 1.7.1992 larihinde davacının davasının subut bulmadığından dolayı reddine karar verilmış, ancak davalının adresi tespit edilemediğinden gazete ilanları ile gerçekleitirilmekle bu defa bu hukum özetı olan 1.7.1992 tarih 1992/536 karar sayıh kararın da- valı Ayşe Atlama'ya teblığ yerıne kaım olmak uzere ilanen teblığ olu- nur. 7.7.1992" Basın: 8013 ADANA 4. İCRA MÜDÜRLÜCÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI 1988/4499 Bir borçtan dolayı Adana ıli Seyhan ilçesi Buyukdıkili koyu 10 pafta 231 parselde kayıtlı 12.200 m ! fabrika ve müştemilatı, şehir imar ça- pında konuş dışı kentsel kullanım alanlı imar yolu görulmektedir. Işbu 231 parsel Adana-Mersin karayolu uzerinde olup, uzerinde Yuceakın Plastik, Kaneviçe Fabrikası bulunmaktadır. Fabrikanın yapı ozellik- leri ve içinde bulunan makine alet ve edavat dosyada mevcut. 31.10.1991 tarıhli bılirkişi raporunda ayrınıılı olarak izah edılmektedir. Kıymetı ise: 231 parsel uzerindeki yapıların toplam kıymeti:762.500.000.00 TL. 231 parsel uzerindeki makine aksamı kıymeti: 605.150.000.00 TL. 231 parsel uzerindeki zemin tutarı kıymeti: 305.000.000.00 TL. 231 parsel uzerindeki elektrik aksamı kıymeti: 78.900.000.00 TL. 231 parsel uzerindeki ağaçlar toplam değeri: 2.000.000.00 TL, 1.753.550.000.00 TL. 231 parsel uzerindeki fabrika binası, makinelerı, ağaçlan ve arsa ekonomik bir butun teşkil etmekte olup, birlikte satışa çıkarılmıştır. Şatış şartlan: 1- Satış 25.9.1992 Cuma gunu saat 10.30'dan U.OO'e kadar Adana Seyhan Belediyesi Mezat Salonu'nda açıkarttırma suretıyle yapılacak- tır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin < fi'o75'inı ve ruçhanlı ala- caklilar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek sartı ile ihale olunur. Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın ta- ahhudu bakı kalmak şartıyla 5.10.1992 Pazartesi gunu Adana Sey- han Belediyesi Mezat Salonu'nda saat 10.30-11.00'de ikinci arttırma- ya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da ruçhanlı aiataknlaıııı aiacagını ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temi- nat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı iste- diğinde 20 gunu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellaüye resmi ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış be- dehnden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gavrimenkul uzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarmı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazam- dır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Sanş bedelı hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %30 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbir hukme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dai- rede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir orneği gön- derilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve munderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgı almak istevenlerin 1988/4499 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. KDV alıcıya aittir. 2.7.1992 ( + ) llgililer tabirine ırtifak hakkı sahıpleri de dahıldir. POLniKAVEOTESI MEHMED KEMAL Böyle mi Olurdu?.. Aşık Veysel, bir köylü çocuğu olduğu için, toprağı fabri- ka gibi sever, "Benim sadık yarim kara topraktır" der. Ül- kemizde dövüş de, seviş de hep toprak yüzünden olmuş- tur. "Toprak reformu mu, tarım reformu mu?" tartışmaları son yüzyılımızı almıştır. Yanıbaşımızda kolhoz denemele- rini gördüğümüz halde bir çözüm bulamamışızdır. Gazetede okudum: Sovyetler'in dağılışından sonra Rusya'da isteyene toprak vereceklermiş. Vaktiyle devletin halktan aldığını şimdi yeni yönetim isteyene satmak isti- yor. Toprak dağıtmıyor, toprak satıyor. Toprağı satın ala- cak köylü de kalmamış.. 1917 Devrimi'nden sonra 7 kasım- da iktidara gelenlerin ilk işi bir toprak kararnamesi çıkar- mak olmamış mıydı? Bir kararname ile alınan, başka bir kararname ile satılıyor. Çarlık Rusyası'ndaçağdaş üretim mekanizması olmadı- ğından üretim de azdı. Devrime soyunanlar, 'barış', 'ek- mek', 'toprak' diyerek iktidara geldiler. Bu sloganlarla ikti- dara gelmek kolaydı da, iktidarda kalabilmek zordu. Lenin'i adı NEP olan yeni bir ekonomiye yönelten buydu. Askerler, işçiler, köylülerle de rejimi pekiştiriyordu. Bu üç gücün istekleri barış, ekmek, topraktı. Devrimin araçları da vardı (bugünkü televizyon gibi): Telefon vetelgraf... Bu- nunla hükümeti ele geçiriyorlar, Kışlık Saray'ı basıyorlar- dı. Devrim liderleri işin başında birbirleri ilegeçiniyorlardı. Kerensky, "Lenin'le aramdakifark 20dakika"dermiş. Kış- lık Saray'a Lenin 20 dakika önce girmiş. Ah, tarihi değişti- recek olan şu 20 dakika!.. Gerçekten Lenin 20 dakika geç girse tarih değişir miydl? Yani iktidara Kerensky gelir, Lenin avcunu mu yalarmış... Bir varsayım.. Böyle varsayımlar için teoriler uyduranlar vardır. Kleo- patra'nın burnunadeğin uzanır. Ya Stalin'le Troçki arasındaki fark ne olacak? Lenin'in ölümünden sonra Stalin yerine iktidara Troçki gelseydi sosyalizm böyle mi olurdu? Bugünkü sosyalizmin dağılışında suç kimin? Stalin tek ülkede sosyalizm diyordu, şimdi sosyalizmi yayanlar ne diyecekler? Ülkeler de darmadağın oldu, sosyalizm de... Toprak satıyorlar; sırafabrikalara, iletişim araçlarına, has- taneleregelecek... Stalin dönemi için çok söylendi, daha da söylenecek... Peki, Gorbaçov için ülkeyi sattı mı denecek? Gorbaçov bir sattı, Yeltsin üstüne tüy dikti... Elimin altında bir kitap var: "Stalin Dönemi." Sosyalizm üstüne dolgun çevirileri olan Alaattin Bilgi dilimize aktar- mış. Kitabın yazarı da Anna Louise Strong. Yazar, John Reed geleneğini sürdürenlerden biri. John Reed ise bili- yorsunuz, "Dünyayı Sarsan On Gün'ün yazarı... ikisi de sosyalizmin ilk yıllarına sevgiyle bakıyorlar. "...Kapitalizmin üretim mekanizmasını geliştirip mal fazlasını doyurucu bir biçimde dağıtamadığı zaman sos- yalizmin geleceği bekleniyordu. Sosyalizm demek, kapi- talizmin kusurlarını bilen ve kolektif iktidarın bolluğu geti- rebileceğine inanmışteknik bakımdan usta işçiler demek- ti." Bunlar iktidarı alıp ortak zenginliği kullanacaklardı. Şimdi sıra kapitalizmin yanlışlarını bir an önce ortaya dök- mekte... Beklemeye değer. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Hastalıkları gü- neş ışınlanyla tedavi etmeyi amaçlayan kuruluş. 2/ Kısa çiz- me... Çabuk davra- nan, çevik. 3/ Kısa saplı odun baltası... Bazı Türk lehçele- rinde "ağa" yerine kullanılan sözcük. 4/ Ilgeç... Bir renk. 5/ Argoda esrar... Yabancı... Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa. 6/ Rek- lam dışında, satışı artıncı her türlü pazarlama etkinlik- Ierinin tümüne verilen ad. 7/ Gidiş. 8/ Verme, ödeme... Yunan mitoloji- sinde güzel sanatlann dokuz perisin- den biri. 9/ FilipinJer'in başkenti... Yiğit. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Müzikte ölçü kahplanna ait do- ğal vurgu yapısımn geçici olarak de- ğişmesi... Işaret. 2/ Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi bir- lik... Çekilerek balık avlamaya yarayan daire şeklinde el ağı. 3/ Diyarbakır'ın bir ilçesi... Halk şairi. 4/ Bilginler, yazarlar ve sa- natçılar kurulu. 5/ Cıva bileşimlerinden zehirli bir madde. 6/ Şaşma belirten bir ünlem... Limonluk. 7/ Japon halk türküle- rine verilen ad... Konuşmayı etkili kılrnak için araya sıkıştınlan ve karşıhksız kalacağı bilinen soru. 8/ Küçük çubuklarla oyna- nan bir oyun... Bir cetvel türü. 9/ Gösterişi seven varhklı kimse. 1.450.()00+KI>\ Yarım pansiyon + yol + çcvre gezileri + rehberlik HİÇ DENİZİN ORTAŞINDA YÜRÜDÜNÜZ MÜ? Orhannc Kızkıımtı nda konaklama. Turgııt Köyü. .Şdale. l'ınımıl. Bayırkoş. B\ha.ssos. Ka.stobov llemıtuı l'apınağı. Hisaronü. İnlıııkü (Knıcl Sayın Koyu). Di^litf. Bencik. Scliıııiye. Knıdos. Datça "PARANIZ PAMUKBANKTAN, TATİLİNİZ BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMIZ SÜRÜYOR BAYBASÛS TURİZMİSTANBUL 86 (>1 - ^3« 16 S 1 ANKARA Vv.ılı.ıl '\ıi'nl.ıti Iskımı Ik-lgcııo 2 I ıl ) Mıctosoft Word 5.5 Türkçe! R A K İ P S İ K E L İ M İŞLEMCİNİZ Bl«» ÜRÛRLE8 K,1 :» »UimU «ISVUSUIVtUIIOUılit) i f î 338 01 02-346 85 51 Ö2EL BORA SÜRÜCÜ KURSU 86. DÖNEM KAYITUÜU DEVAM EDİYORI Hatta sonu-Hafta içi ve Akşam kursları devam edıyor Dershane: ÜSKÜDAR: 343 «7 82-310 92 M KOZYATAĞI: 382 47 33 TARABYA: 262 08 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear