25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9HAZİRAN1992SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Yaşar: İzmip havaaldı • Ekonomi Servisi- Viking-Birlik! Kâğıtçıhk MüşteriJer Toplantısf- nda konuşan Yaşar Holding İdare Meclisi Başkanı Selçuk Yaşar, "Geçmiş iktidaı döneminde İstanbul ve Ankara büyürken İzmir hava alroışür" dedi. Viking Kâğıt veŞelülozAŞ Genel Müdürü Bülent Özakdağ ise "Kişi başına kâğıt-karton . tüketimiABD'de3llkg, - Avrupa ortalaması 93 kg, Asyaortalaması 19.8 kg, . dünya ortalaması da 44.8 , kg'dır. Türkiye, kişi başına 20.6 kg kâğıt tüketimi ile dünya ortalamasının çok • alundadır. Kâğıt ürünleri . ihracaümız 55 milyon . dolar, ithalaümızjse 300 milyon dolardır. * dedi. Kuruüzümün maliyeti 6.300 TL • tZMİR (Cumhuriyet Ege Börosu)-Tanş'in 1992-1993 kampanya r dönemi ahmlannda çekirdeksiz kuru üzümün " maliyet fiyatı 6 bin 300 lira 1 olarak belirlendi.Tariş • Üzüm Birliği Yönetim Kurulu Asbaşkaru Ali Rıza • Türker, kuru üzüm desteklemealım fiyaürur. • ilanı için henüz erken ' olduğunu söyledi. Sağhklı fiyat belirlemesinin ürünün • gelişiminden, gerçekçi rekolte tahminlerinden sonra yapılabileceği kaydedildı. Altı güzel ihracat elçisi -. • Ekonomi Servisi - --.Dünyanın En İyi Mankeni .-. yanşmasının cuma geceki galasında Türkiye'yi Düsseldorf fuannda temsil (.edecek altı "İhracat Elçisi" c- seçildi. Yanşmanın ana ı .sponsoru İstanbul Tekstil -. ve Konfeksiyon - İhracatçılan Birlikleri i, (İTKİB), 6-9eylül tarihleri arasında yapıiacak İGEDO L Fuan'na Dünyanın En İyi u Mankeni adaylan 'arasından seçilen bu 6 mankenlegidiyor. Almanya.Ispanya, Iskoçya. Avusturalya, Senegal veHaitili '• mankenler Düsseldorf ta Türk tekstil ve konfeksiyon "sanayinin ürünlerini •"• şunacak. İş Bankası'nda uyuşmazlık . • Ekonomi Seryisi - ] Banka-Sigorta İsçileri Sendikası(BASISEN)ile " Türkiye İş Bankası AŞ arasında, 17 bin 500 çalışanı kapsayan toplu iş ...sözleşmesi görüşmelerinde - anlaşma sağlanamadı. ^ Halen ortakma aylık brüt ** ücretin 2 milyon 750 bin lira olduğu İş Bankası'nda, , sendika. ilk 750 bin lira için ; yüzde 180, ikinci 750 bin *için yüzde 155, üçüncü 750 bin için yüzde 135, geri kalan bölüm için yüzde ^ 115'lik ücret artışı teklif ^ediyor. 'şİRKETLERDEN HABERLER { • VAKKO, şirketlerinin Z özkaynaklannı büyütüyor. * Vakko bünyesinde yer alan * dört kuruluşun sermayeleri * toplam 57 milyar 300 1 milyon lira arttınldı. l Grubun ana şirketi ! konumundabulunan ; Vakko Tekstil ye Hazır Giyim Sanayii İşletmeleri AŞ, daha önce 1 milyar lira olân sermayesini 49 milyar . artürarak 50 milyar liraya * çıkardı. Aynca Vakko'nn . pazarlama şirketi olan • Vakko İç ve Dış Pazarlama ; AŞ'nin sermayesi de 500 • milyon liradan 3 milyar * liraya yükseltildi. • DIGITAL Equipment Corporation, Birleşmiş Milletler'in l-14haziran tarihleri arasında ' düzenlediği, Çevre Zirvesi olarak da anılan Çevre ve Gelişim (UNCED) konulu konferansında kayıt sistemi ve mesaj servisi sağlıyor. •YATSAN,üretüği yatakJara 20 yıl garanti veriyor. Yatsan yetkilileri, kesintisiz yay sistemiyle vücudun tam kontürütünü alıyor. Yatsan'in yeni yataklan ABD'li Leggett Plattpatentiyle üretiliyor. Erez'denhükümete tam destekANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Odalar ve Bor- salar Birliği (TOBB) Başkanı Yahm Erez, hükümete gerek ekonomik konularda, gerekse anarşi ve terör karşısında aldığı önlemlerle ilgili olarak tam destek verdi. Erez, ekonomik konularda hükümetin "can acıtıcı dahi" olsa aldığı önlem- leri bir an önce uygulamaya koyması gerektiğini belirtirken "Ekonomik konularda hükü- metin tespıt ve hedefleri doğru- dur" dedi. Anarşi ve terör ko- nusunda hükümete tam destek verdiklerini bildiren Erez, önceki gün yapılan ara yerel se- çimlerin ise "Türk halkının ko- alisyonu desteklediğinin gös- tergesi" olduğunu söyledi. Tür- TOBB BAŞKANTNDAN' • Ekonomi: Türkiye 1992'ye hiç de iç açıcı ol- mayan ekonomik tabloyla girmiştir. Hükümetin alacağı doğru karann destekçisi olacağız. Hükü- metin ekonomik konulardaki tespitleri doğrudur. • Anarşi ve Terör: Hükümetin bu konudaki çabalanna TOBB her türlü destegi verecek. • Dış Politika: Türkiye dış politikasında hayal- perest olmamalıdır. • Şeçim sonuçlan: Sonuçlar Türk halkının bu koalisyonu desteklediğinin göstergesidir. kiye'nin en önemli sorununun kaynak sıkıntısı olduğuna işa- ret eden Erez, iç borçlanmaya çare bulunması ve vergi adaleti- nin sağlanması gerektiğini de bildirdi. Erez, yeni görevine başlarken düzenlediği basın toplanüsında şöyle konuştu: "Türkiye 1992'ye hiç de iç açıcı olmayan bir ekonomik tabloyla girmiştir. Nasıl ekono- mik tablo uzun yıllardan beri süregelen yanlışlıklarla oluş- muşsa, bu bozuk ekonomik Gecikmeli, sansürlü 3.8 milyarlık3. İktisat Kongresi'nin perde arkası Kongre DFFye tuziuyageldi •4 kez ertelenen İktisat Kongresi'nin organi- zasyonu için iki vakfa kanşık bir öyküyle tam 3.8 milyar lira ödendf. TÜNCAY ÖZKAN İZMİR- İzmir İktisat Kong- resi, gerçekleşene kadar geçen 2 yıllık zaman içinde pek çok kez siyasilerin sansüründen geçti, 4 kez ertelendi ve organizasyonu için iki vakfa kanşık bir öyküyle tam 3.8 milyar lira ödendı. Bu vakıflar, kendi üstlenmeleri ge- reken işi de, DPTye yapürdı- lar.öyle ki kapıdaki güvenlik, kontrol işlemlerini de DPT müsteşar yardımalan ile, genel sekreteri yapülar. Bilimsel ye- terlilik açısından çok önemli olan bildirilerin güncelleşüril- mesi konusunda kauhmcılara "Geç kaldınız. biz bildirileri bir yıl önce bastırdık" yanıtı veril- di. Böylece Türkiye ekonomisi- ne ilişkin veriler, en az iki yıl ön- cesinin istatistikleriyle belgelere geçti. Kongrenin hazırlık çahşma- lan, ilk olarak 1990 yılında baş- ladı. Kongrenin yapılmasına ilişkin karar, ANAP hükümeti döneminde verildi. Almanya'- dan 3.5 milyon markhk bir tek- nik yardımın ahnması için Prof. Cem Alpar ile kamu çahşan- lanrun ağırlıklı olarak oluştur- duklan Pazarlama Vakfı da kongrenin organizasyonuna ta- lip oldu. Bu vakfın kurucu- lanrun arasında kongreyi dü- zenlemekle görevli Devlet Ba- kanı Işın Çelebi de yeraldı.Çele- bi, 3. İktisat Kongresi'nin or- ganizasyonu için bir ihale açtı. Ihale komisyonluğunun da başkanlığını yapü. Ihaleyi ken- disinin de kurucu üyeleri arasın- da yer aldığı Pazarlama Vakfı kazandı. Ancak 20 haziran se- çimleri öncesinde siyasi fınans- manını vakıftan karşıladığı id- dialan üzerine Işın Çelebi, Bu organizasyon için DPT bütçesinden 3.8 milyar lira aynldı.Organizasyonun genel koordinatörlüğü de Cem Al- par'a verildi.Alpar, gelişmeleri şöyle anlattı. " Biz, bildiri sunacak arka- daşlanmızı , öğretim üyelerini saptadık.Diğer personeli bul- duk. Bunlara paralar ödedik. Ancak bir türlü kongre günü üzerinde karara vanlamadı. Vakıf, para ödemeye devam etü tabii. Ancak daha sonra bir başka vakfın adı duyulmaya başladı kongre organizasyonunda. EGEV (Ege Ekonomisini Güç- lendirme Vakfı) adlı kuruluş, si- yasi isteklerde yoğunlaşınca, olayın İzmir ayağının koordi- nasyonunda görevlendirildi. Pazarlama Vakfı da, buna karşı direnrnedi.Bunda vakıf üzerin- deki siyasi baskının etkili oldu- ğu iddia ediliyor.Pazarlama vakfı da, bütcedeki 3.8 milyar- dan 2 milyan, bu vakfa aktardı. DYP milletvekili adaylığf- dan DPT müsteşarlığına geti- rilen İlhan Kesici y işe önce Cem Alpar ile, Prof.Dr. Kenan Mortan'ın hazırladıklan ve- kongrenin birinci günü gösteri- lecek olan fılmle başladı.Filmin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile 1980 sonrasını öven görün- tüleri ve metni değiştirildi. Ma- kaslanan kısımlann yerine Sü- leyman Demirel'in göriintüleri konuldu. Yeni bir metin Mor- tan'a okutuldu. Tüm çağnh- lann listesini de DPT yapü. Bu aşamadan sonra da bütün iş, DPTye kaldı. Bunun üzerine, organizasyonu üstlenen iki vakıf da kenara çekilip, DPT- nin çalışmalanna seyirci kaldı- lar. Kongrenin bütün çahş- malarını DPT'nin elemanları gerçekleştirdi. Hatta bozulan fotokopi makinelannda çekıl- mesi gereken metinleri ellerine ahp, otel otel fotokopi maki- nesi arayanlar arasında DPT daire başkanlan dahi görüldü. DPT elemanlannın deyimiyle parayı vakıflar.alırken, zahmeti DPT çekti. tablonun da çok kısa bir sürede düzeltileceğini kimse umut et- memelidir. Ekonomide sihirli reçeteler yoktur." Yeterince vergi alındığını, ancak bazı kesimlerden fazla vçrgi, bazı kesimlerden ise hiç almmadığını kaydeden Erez, "Yapıiacak iş vergi adaletini sağlamak olmaüdır" dedi. Erez daha sonra şöyle devam etti: "Türkiye, Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri ile ilişkile- rini geliştirdiği gibi Rusya Fe- derasyonu ile iüşkilerine aynı önemi vermek mecburiyetinde- dir ve vermektedir." Üstü kapah olarak TÜSİAD'ı da eleştiren Erez: "Odalar Birliği, Türk iş âleminin en üst ve yasal tek kuruluşudur. Ben ve arkadaşlarım bu tem- silcilik hakkımızı en iyi şe- kilde kullanacağız. Bunu kulla- nırken de kavgacı olmayacağız. Türkiye'ye hizmet etmek iste- yen hangi dernek, hangi teşek- kül varsa Odalar Birliği'nin şemsiyesi altında onlara da yer vardır. Ancak bunu dışanda kalıp TOBB'nin temsilcilik hakkını kullanarak çözmeye kalkanlarla her türlü mücadele- yi yapacağız. Erez daha sonra Türkiye'de 20 Ekim seçimlerin- den sonra DYP-SHP koalisyo- nunun en iyi çözüm olduğun,u benotarihlerdede söylemiştim" dedi. Türkiye'nin ekonomik açı- dan rahatlaması için bir dizi ön- lem ahnması gerektiğini, bun- lardan ilkinin de "Hazine arazi- si üzerindeki gecekondulara 100 metrekare üzerinden 25 milyon lira karşıhğmda tapu verilmesi" olduğunu belirten Erez, vergi affıru ise "gecikmiş bir af' olarak niteledi. Erez, TOBB Başkanlığını 4 yıl sür- dürmeye kararlı olduğunu da belirtti. TOBB Yönetim Kurulu'nurı dünkü toplanüsında, Erez oy- birliğı ile başkanhğa secılırken, başkan yardımcıbklanna da Ali Osman Ulusoy, Fuat Mi- ras, Yavuz Zeyünoğlu ve Rıza Aydın geürildiler. Soğaıı tüketiciye acı, vurguncuyatatlı BÜLENT KIZANLIK • Yeni ürün piyasaya çıkmadan önce depodaki mala zam yapmaya kalkan büyük üretici ve tücx^r soğanı çarşı-pazarda 3 bin liraya kadar tırmandırdı. bir hafta-10 gün sürdüğü ve Adana mahsulünün çıkmasının da etkisiyle fıyatlann gerileme- ye başladığı bildiriliyor. İstanbul Ticaret Odası Pa- tates-Soğan Meslek Komitesi Başkanı Rüşdü Ersoy, Cum- huriyet'in soğan fiyatlanndakı yükselişle ilgili sorulannı tepki ile karşıladı."Kışın 500-600 li- radan soğan sattığımızda. kim- se neden bu kadar ucuza satı- yorsunuz diye sormadı" diyen Rüşdü Ersoy, "Bu dönemde müstahsil beş kuruş kazan- madı, tabii bunun acısını çıka- racak" şekilde konuştu. Eldeki stoklann bitüğini, yeni ürünün Soğanda, spekülatörler bu yüki son zam fırsaüru da ka- çırmadılar. Haziran ayı başın- da yeni mahsulün piyasaya çıkması ve bollukla bırhkte fı- yatlann daha da düşmesi bek- îenirken, "eldeki ürün bitti" diye yaygara yapan bazı büyük üreüci ve tüccar, geçen ay fıyat- ların yarı yarıya artmasına neden oldu. Müstahsilde bin 500, toptanada bin 800 - 2 bin liraya kadar çıkan soğan, çarşı pazarda ise 3 bin lirayı aşü. Spekülatörlerin 3 hafta ka- dar önce başlayan zam keyfınin de henüz tam anlamıyla çıkmadığını kaydeden Rüşdü Ersoy, Suluova, Polatlı, Kara- cabey, Tekirdağ ve Silivri'de yoğunlaşan üretimin geçen yıbn da üstünde gerçekleşmesi- ninbeklendiğinikaydetüve"Fi- yatlar bin liraya düşer" dedi. Soğan ücaretiyle uğraşan Sa- cit Yorgancı "Üretici bin liraya, bin 200 liraya satmadığı zaman bunu ekmez" derken, Rami'de kuru gıda toptanalığı yapan Tevfık Tiryakioğlu "15-20 gün önce eldeki stoklar bitti diye laf çıkardılar. Bu yanlış bir politi- kaydı. Bu şekilde fiyatlan çı- karmaya çalışular. Ama bu bir hafta bile sürmedi. Çünkü piya- sada söylenenin aksine mal yokluğu olmadığı ortaya çıktı" şeklinde konuştu. Zam zinciri nedeniyle tarlada 1300 lira olan soğan bazı pazarlarda yüzde 100 değer kazanarak 3000 lira gibi bir fiy att sabbyor. Tüccar liradan satıyor. B U G Ü N L E R D E K U L L A N M A N I N E N K E Y İ F L İ Y O L U : CONRADIN BENZERSİZ YORUMUNU ÇOK İŞİTTİNİZ. ŞİMDİ İLK KEŞFEDENLERDEN BİRİ SİZ OLL'N: 31 AĞUSTOS'A KADAR *. CONRAD ISTANBULDA ODA TİYATI US $ 99 ** MUTLAKA YARARLANIN... REZERVASYONLARINIZ İÇİN LÜTFEN CONRAD İSTANBUL' U YA DA SEYAHAT ACENTEMZ1 ARAY1N. • OTEL REZERVASYON DIRLMUNA GORE * ' KATMA DEĞER VERGISI HARIÇTİR. ADPES: YILDIZ CADDESİ. P.K. 203 BEŞİKTAŞ 80700 İSTANBUL TEL: (I) 227 30 00 FAX. (11 259 66 67 CONRAD İSTANBUL H I L T O N H O T E L S LRFTIM Beyaz eşya artıyor, kahverengi düşüyor Ekonomi Servisi - Bu yılın ilk dört ayında geçen yıhn aynı dö- nemine göre modern hayatın vazgeçilmez elektrik ve elektro- nik ev eşyalanndan müzik seti ve televizyon üretiminde gerile- me kaydedilirken, fınn, ça- maşır makinesi, dikiş makinesi ve video üretiminde artış oldu. Devlet İstatistik Enstitüsü (DÎE) verilerine dayanarak yapılaa hesaplamalara göre 1991 ocak-nisan döneminde 65 bin 986 adet olan müzik seti üretimi, yüzde 50.5'lik gerileme ile bu yılın aynı döneminde 32 bin 690 adete düştü. Söz konu- su dönemler itibanyla yüzde 7.8 azalan televizyon üretimi de 837 bin 316 adetten 771 bin 583"e geriledi. Üretimi artanlar Öte yandan, geçen yılın ilk dört ayında 181 bin 154 adet olan fınn üretimi, yüzde 61.8 arüşla bu yıl aynı dönemde 293 bin 89'a yükseldi. Üretimi artan di- ğer ürünlerden buzdolabında yüzde 29.1 oranında arüş gö- rüldü. Böylece,"buzdolabı üreti- mi 250 bin 685'ten 323 bin 694'e çıktı. 1991 yılı ocak-nisan döne- minde 207 bin 18 adet çamaşır makinesi üretilirken. bu >ıl bu miktar 305 bin 384'e yükseldi. Çamaşır makinesindeki üretim artışı yüzde 47.5 oldu. Söz konusu dönemde aynca, dikiş makinesi üretimi de yüzde 7.4 oranında artarak 74 bin 309'a çıktı. Geçen yıl aynı dö- nemde 69 bin 182 adet dikiş makinesi üreülmişti. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Devlet Olmadan.. 3.izmir iktisat Kongresi'nin sonuçlan, eylül sonrasında yayımlanmış olacak. Hükümete ve Türk kamuoyuna alter- natifler sunmayı hedefleyen kongreden çıkan sonuçlar, alter- natif sunmaktan çok formülü aynı, markası farklı ilaçlar yada tek reçete gibiydi. DPT müsteşannın özetlediğine göre dev- let ekonomiden elini eteğini çekecek; 2000'li yıllara KİT'siz, iktisadi devlet teşekkülsüz, kamu açıkları, enflasyon aşağı çekilmiş, çağdaş sanayileşme ve yatırımlar özel sektör eliyle gerçekleştirılmış olarak gırilecekti. 4 günlük kongre çalışmalarını izleyenler, Türkiye'yi kurta- racak bu tek reçete (!) çevresinde gerçek bir düşünce bom- bardımanına muhatap oldular. istanbul'a dönüş yolunda yor- gun, yorgun olmaktan da çok çizilen tablonun karamsarlığın- da düşünüyordum: TİSK kaynaklı en doğru verilere göre özel sektör, sendikalı-sendikasız, yılda ortalama 400 bin işçi çıkarıyordu. Türkiye'de şu sıralarda toplu pazarlık hakkını kullanabilen işçi sayısı 1.2 milyona kadar düşmüştü. Su top- lamın da üçte ikisi kamu iş yerlerirtde çalışıyorlardı. 2000 yılına KİT'siz girilecekse bu, ekonominin gelışmesi, ayakta durması için zorunlu ise 800 binlerle sayılan kamu çalışanı ne olacaktı? özelleştirme aşamasında kaç yüz bin işçi işini kay- bedecekti? Kamu işçi atmadan, özel sektör yılda %30-40'lara ulaşansirkülasyon, işçi çıkarması ile çalıştığına göre özelleş- tirme aşaması dışında olarak her yıl olağan işinı kaybetmeye başlayanlar, bugünkü 400 binin iki katına mı ulaşacaktı? Varlığını, gücünü bir anlamda sadece kamu örgütlenmesin- den alan sendikalar, sendikalılaşma, iş barışı ne olacaktı? önümüzdeki yıllarda olabıleceklerı, iktisat Kongresi'nde geleceğin ekortomisinin programlamasını yapanların günde- me getirmediklerini, düş dünyamda karamsarlığım artarak düşünüyordum ki yanıma oturduğunu fark etmediğim izmir iş dünyasının önemli isimlerinden Prof. Ali Nail Kubalı seslendi. Tabii İktisat Kongresi izlenimlerimi merak ediyordu. Görüş birliğine varılan, Türkiye'nin düze çıkması için kaçmılmaz gösterilen tek reçetenin'nasıl uygulanabileceğini kavraya- madığımı, kaygılanmı anlatmaya çalıştım. "Gerçekleşemez, gerçekçi değil çünkü. Söyleyenler de söylediklerine inanmı- yorlar" diye yanıt verdi. Dünyada bu tek reçetenin üzerinde tartışmalar başladığını, fikir babası ABD'de çok önemli görüş değişikliklerinin olduğunu anlattı. ABD'de yaşanan son zenci patlaması olayından sonra hükümetin bugüne kadar izlediği politikaları tümü ile gözden geçırmeye başladığını, sosyal devlet kavramına yeniden dönüşüm sürecine girildiğini vur- guladı. "Başkan Bush'un talımatı ile eğitimde, sağlıkta, her alanda durum saptaması yapılıyor. ûzel sektör eliyle yapılan sosyal hizmetlerin ancak üst düzey gelir sahibi olanlara yö- nelik geliştiği ortaya çıktı. Sosyal barışın, sosyal adaletin bo- zulması ile bağlantılı çok büyük bır tehdit altında olduğu gö- rüldü. Devlet yeniden devreye giriyor. Dünya buna yöneliyor" sözleri ile bilgilendirmesini sürdürdü. 3. İzmir İktisat Kongresi'nden neden tek reçete etrafında, alternatifsiz görüşier çıktı? Hükümet, iktidarı oluşturan siyasi partiler, hatta özel sektör işveren örgütlerinin sözcüleri, sü- rekli demokrasi veçokseslilik gereğinin altını çizerken, bilim- sel verilerin toplandığı bir tartışma platformunda alternatif ses ye görüşlerin yok denecek kadar az olması asıl düşündü- rücü ve kaygı verici olmalı değıl mi? İster istemez, 12 Eylül'ün, YOK'ün düşünülenin çok ötesinde amacına ulaştığı sonucu çıkmıyor mu? İstanbul'da işe başlar başlamaz gelen ilk haber ise insan faktörü gözardı edilerek gelıştırılecek modellerin uygulan- masının ne kadar zor olacağını göstermek, iktisat Kongresi sonuçlarının gerçekleşebilirliğini tekzip etmek üzere düzen- lenmiş gibiydi: On binlerle belediye işçisi toplusözleşme uyuşmazlığını protesto etmek üzere iş bırakmış, zaten felç olan eski şehir trafiğini felç etmiş, protesto mitingi yapıyor- lardı. Belediyelerin eski ücretlerinı odemede dahi nasıl zor- landığını, bu gidişte belediye hizmetlerinde özelleşmeye kayış eğilimlerinin, sonunda işten çıkarmaların gundeme geldiğini bildikleri halde. Belediye işçileri kılitlenen toplusöz- leşme uyuşmazlığında, belediye başkanlarını ücret artışı ver- meye zorlamada kararlı görünüyorlardı. Zonguldak olayını anımsayın. Dünyanın işçi sınıfı tarihinde bilinen en uzun süreli toplu direnişi, en büyük kitlelı, uzun yü- rüyüşlerini.. özal'ın, madenlerın zarar ettiğı, istenen ücret artışlarının verilmeyeceği, madenlerin kapatılabıleceğı tehdi- di üzerine, sadece maden işçisi değıl, kadını, çocuğu, esnafı, köylüsü ile bir kent halkı kenetlenip ayaklanmamış mıydı? Makro ekonomistler için gelecek 10 yılda devletin küçülme- si, ekonomiden çıkması, KİT'lerin tarihe karışrnası, ekonomi- nin düze çıkmasının en başarılı yolu olabilir. Ancak halk yığınları, yüz binlerle işçi, aileleri ve onlann sırtından geçinen işsizler için, bu doğru ve geçerli bir çözüm mü? Daha da önemlisi gerçekleşebilirliği var mı? Ne ekonomist, ne sosyal bilimci, ne de uzmanız. Sadece gözlemci ve gazeteci olarak bize olabilir gibi görünmüyor. Olamayacak, gerçekleşeme- yecek çözümlerin, Türkiye'yi kurtaracak bilimsel hedefler olarak gösterilmesini dedoğrusuanlayamıyor, kavrayamıyo- ruz. ITKIB'de huzursuzluk EStN SUNGUR İSTANBUL- İhracata poli- tika bulaşıyor. Türkiye ihra- caünın yuzde 30'unu gerçek- leştiren İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlik- leri'nde genel sekreterliğe par- tili bir ismin getirilmek isten- mesi, İTKİB yönetimi ile Hazi- ne'nin arasını açtı. İTKİB'de Tuncer Öğün'ün İstanbul Serbest Bölgeler AŞ Genel Müdürlüğü'ne getiril- mesinden sonra uzun bir süre boş kalan genel sekreterliğe, geçen yıl eski Çukobirlik genel müdürlennden Mustafa Boya- cıoğlu atanmışü. DYP'nin ik- tidara gelmesinden sonra İTKİB'in genel sekreterlik ma- kamı yeniden kıymete bindi. Hazdne'den sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'in talima- üyla eski DYP İstanbul Genç- liîc Kollan Başkanı Taner Mustafaoğlu, İTKİB Genel Sekreterliği'ne getirilmek is- tendi. Yılbaşında İTKİB Yönetim Kunılu'na kadar gelen bu tali- mat, yönetim kurulunun "Top- lu halde istifa ederiz" demesi üzerine geri çekildi. Ancak Tansu Çiller'in bu atama ko- nusunda ısrarlı olduğu ve Ha- zine'ye "Bayramdan sonra bu işı bitirin" talimaünı yerdiği öğrenildi. Çiller'in, İTKİB Ge- nel Sekreterliği'ne getirmek is- tediği Taner Mustafaoglu'nu, İTKİB yönetimine karşı mu- halefetin başını çeken Veysi Balinin de desteklediği bildiri- liyor. 'İTKİB Başkanı Sezer Mavi- tuncalılar, İTKİB'in özel bir statüsünün olduğunu hatırla- tarak "Kuruma politika bu- laştırılmasını istemiyoruz. Yıl- başında genel sekreterin de- ğiştirilmesi konusunda baskı geldi. Direndik. Şimdi henüz kesin bir talimat gelmedi, ama aynı yönde hareket olduğunu duyuyoruz" dedi. Mustafa Boyacıoğlu'nun genel sekreterlik görevini başa- nyla yürüttüğünü ve bır ekip anlayışı içinde İTKİB'de bü- yük reformlar gerçekleştirdik- lerini anlatan Mavituncahlar, birlığın Hazine'ye bağlı görün- mesine karşılık özel statüsü ne- deniyle bir özel sektör kuru- luşu gibi çalışüğına işaret ede- rek "Partili yöneücilerin gel- mesi burayı arpalık haline geti- rir. İşe göre adam anlayışını yerleştirene kadar çok uğ- raşük. Şimdi bunlann hepsinin yok olmasına izin veremeyiz. Yönetim kurulundaki hiçbir arkadaşın beklentisi yok" diye konuştu. İTKİB'in kuruluş statüsüne göre genel sekreteri görevden alma yetkisi, Hazine ve Dış Ti- caret Müsteşarhğı'nda bulu- nuyor. Ancak yerine atanacak kişinin İTKİB Yönetim Ku- rulu'nca önerilmesi ve Ha- zine'ce onaylanması gerekiyor. Mavituncablar, Hazine'nin Boyacıoğlu'nu görevden al- ması halinde yerine başka isim önermeyeceğini belirterek "Mustafa Boyacıoğlu kendi is- teğiyle istifa ederse bunun için bir şey yapamam, ama zorla görevden ahnması halinde di- renmeye kararlıyız" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear