Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
IMühendisler
sendikalılasıyor
1
• BATMAN (C umhurivet) -
TPAO, TÜPRAŞ ve diğer
lcurum ve kuruluşlarda
çalışmakta olan toplam 826
mühendıs ve teknik eleman
sendikalı olmak için
ginşimlere başladı.
Mühendisler ve teknisyenler
buamaçlaPetrol-İş
Sendikası Genel Başkanı
MiinirCeylan'ın başlattığı
toplantılara katıldılar.
Adıyaman \e Batman'da
mühendis ve teknik
elemanlarla toplantı
düzenleyen Petrol-İş
Sendikası Gencl Başkanı
MünirCeylan şöyle dedi:
Tûm çalışanlann sendikalı
olabılmesi için bir
çalışmamız vardır. Bö\ le bir
anlav ış icerisinde. özellikle
TPAO. TÜPRAŞ ve diğer
kamu kuruluşlannda yasal
olarak sendikalı olmalanna
herhangi birengel olmayan
sendikasız 826 mühendis ve
teknik eleman var. 6 a> dır
petrol.jeoloji vejeoflzik
mühendisleri odalan
yetkilileriyle yaptığımız
göriişmelerden olumlu
sonuçlaraldık. Buoda
temsilcilerinın yüzde 90'ınm
Petrol-İş'e ü\e olmak için
istekli olduklannı gözledik.
Emlak Bankası
Kazakistan'da
• Ekonomi Servisi - Emlak
Bankası Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada. Orta Asya Türk
cumhuriyetleri ileekonomik
ilişkileri geliştirmek için
yatınm yapacak yerli ve
yabancı fırmalara bankacılık
hizmetlerinin verilmesi
amaayla Kazakistan'ın
başkenti Alma-Ata'daşube
açıldığı belirtildi.
Ulusoy, UND
Başkanı
• Ekonomi Servisi -
Uluslararası
Nakhyecıler
Derneği(UND)|
Başkanlığı'na
Saffet Ulusoy
yenidenseçildı.
Derneğin
bugünkü 18.
olağan genel kurulu
sonrasında yapılan
seçimlerdeeski başkan Saflet
Ulusoy 197 oyalırken diğer
başkan adayıTanerGürkan
45oytopladı.
Bağ-Kup'dan
uyam
• ANKARA(ANKA)-
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü,
sigortalılan uyararak af
uygulamasından
yararlanmak isteyenlerin
prim borçlanna ilişkin ikinci
laksidi 15 hazirana kadar
yatırmalannın zorunlu
olduğunu bildirdi. Bağ-Kur
Genel Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamada, 31
Aralık 1991 tarihli itibanyla
Bağ-Kur'a prim borcu
bulunan sigortalılann. prim
borçlannın asıllannı 15
nisan. 15 haziran. 15 ağustos
ve 15 Ekim 1992 tarihlerinde
dört taksitte ödemeleri
halinde birikmiş gecikme
zammı ve faiz borçlannın
tamamının afiedileceği
hatırlatıldı.
Aydın otoyolunda
X
\ M İZMİR (Cumhuriyet Ege
».Bürosu)- Aydın otoyol
i inşaatlannda calışan 725
î Kutluıaş işçisi. alacaklan
İ ödenmediğı için dün topluca
I-işi bıraktılar. İşçiler,
falacaklan ödeninceye kadar
ıçalışmayacaklannı
jbelirtirken Yol-İş Sendikası 3
} Nolu Şube Sekreteri
\ Muharrem Ülger. "İki vıl
j önce yapılan sözleşmenin
. 5 ücretîeriyle çalışıyoruz,
j alacakiar da ödenmiyor,
iayıptır"dedi.
(ABD'yeKDV
istjsnası
[•ANKARA(ANKA)-
• Maliye ve Gümrük
' Bakanlığı, ABD taraftndan
veya onun namına ortak mal
• ve hizmet alımlannda. iki
ülkearasındaki vergi
muafiyetleri anlaşması
uyarjncaKDV
uygulanmayacağını bildirdi.
Bu arada, yerli seyahat
acentelerinin yurtdışına
düzenlediğı turlara
katılanlara dışanda verilen
hizmetlerin, aynca
Türkiye'de KDVye tabi
tutulmayacağı belirtildi.
Ankiros-92
açılıyor
• ANKARA(LBA)-
Ankiros-92 Bırinci
L luslararası Demir ve Çelik
Teknoloji Makine ve
Ürünleri İhtisas Fuan,3
haziran günii Altınpark
Ticaret Merkezi"ndeaçılı>or.
Ureticiden tüketiciye kadarsebze ve meyvefîyatı üç dörtkat artıyor
Sebze meyve, mutfaklara nasıl geliyor?
Tüccar-kabzımal
Sebzede aslan payı aracının
ÜMİTOTAN
İZMİR - Sebze ve meyve üre-
ticisi ürününün yok pahasına
elinden alınmasını protesto
ederken, üretici-tüketici arasın-
da yer alan dört ayn pazarlama
kanalı içindeki aracılann "te-
mızlenmesi"' isteniyor. Ziraat
Mühendisleri Odası Başkanı
Mahir Gürbüz, araalann, hiz-
metlerin maliyetine göre değil,
tekelci örgütlenmeye göre fiyat
belirlediklerini söylerken, Zira-
atçılar Derneği Genel Başkanı
İbrahim Yetkin "Aracılann
haksız kânru üretici ve tüketici
ortaklaşa ödüyor" dedi.
Tarla ürünü sebzenin çıkma-
sıyla üretim bölgelerinde fıyat-
lar hızla düşerken kentlerde tü-
keticilerin cebinden çıkan yine
ayru. Mersin yöresi sebze mey-
ve üretıcileri ikiye katlanan gir-
dıler, kentlerdeki fiyatlann
yüksekliğine karşın ellerinden
abnan ürünlerin neredeyse be-
davaya gitmesini protesto eder-
kcn, uzmanlar üretici-tüketici
arasında işleyen dört ayn pa-
zarlama zincirinin kınlmasın-
dan başka bir yolun olmadığını
Tüketicirrincebindençıkanparanın
sadece dörtte biri üreticiye kalıyor'
Türkiye Ziraatçılar Der-
neği Genel Başkanı İbrahim
Yetkin, bölüşümle ilgili
oranlan şöyle anlattı:
Tüketicinin 100 ödediği
sebze ya da meyvenin yüzde
24'ü üreticinin cebine giri-
yor. Üreticinin cebine giren-
le tüketiciden çıkan arasında
yüzde 76 bir fark var. Bu farkın içinde nakli-
yenin oranı çok düşüktür. Yani nakliyeciler
çok fazla para kazanmazlar. Zincir içindeki
paylan yüzde 5 kadardır. Geriye yüzde 69'luk
bir rakam kalır ki bunu ilk toplayıcı, tüccar,
kabamal, pazarcı paylaşır. Burada en büyük
vurgunu da kabzımallar vurur. Semt pazarla-
nnda borsa gibi fıyatlar belli ölçünün üzerine
çıkamaz. Pazarcı esnafına düşen pay en fazla
yüzde 15'tir. Neresinden bakarsanız bakın
araa tüccarlann kazandığı yüzde 50'yı bulur.
Araalann kalktığını düşünelim; tüketici 100
ödediği sebzeye 70 öderken üreticinin cebine
de 50 girecektir. Bazı masraflan çıkarsak üre-
tici en az 40 kazanmış olacaktır."
belirtiyorlar. Uzmanlar yalnız-
ca Ankara'ya giren ürünün
yüzde 60'ının hale uğramadan
pazarlandığını vurgulayarak.
"Bu sistem üreticiyi iflas ettiri-
yor, devletın milyarlan alakasız
kişilerin cebine gjdiyor ve tüke-
tici ezıldikçe ezilıyor" diyorlar.
Dört zincir
Ziraat Mühendisleri Odası
Başkanı Mahir Gürbüz, üretici
ile kentteki tüketici arasında iş-
leyen dört ayn pazarlama yön-
temini şöyle açıklıyor:
Birinci kanal: Üreüci-ilk top-
layıcı-nakliyaıçı-pazarcı-
-tüketici.
İkinci kanal: Üretici-sevki-
yatçı (tücoar)-bölge hali komis-
yonucusu ya da kooperatif-
nakliyatçı-toptan hal komis-
yoncusu-perakendici-tüketici.
Üçüncü kanal: Üretici-bölge
hali komisyoncusu-nakliyatçı-
toptancı hal komisyoncusu-
perakendeci-tüketici.
Dördüncü kanal: Üretici-böl-
ge hali komisyonucusu-nakli-
yeci veya hal komisyoncusu-
semt pazarcısı-tüketici.
Mahit Gürbüz, bölüşümün
paylannı ise şöyle sıraladı. Üre-
tici yüzde 24-25. ilk toplayıcı
yüzde 10-11 sevkiyatçı ve yöre
komisyoncusu yüzde 13, nakli-
ye yüzde 5, hal komisyoncusu
yüzde 16-17, tüccar pazarcı.
Uluslararası nitelik kazandığı belirtilen 3. İzmir İktisat Kongresi 4-7 haziranda
Kongre'de organizasyon korkusıı
HAKAN KARA
İZMİR - Türkiyede 20001i
yıllarda izleyecek ekonomi po-
litikalannın ve gelişme strateji-
lerinin tartışılacağı 3. İktisat
Kongresi için hazırlıklar sürü-
yor. Iş çevrelerinde kongrenin
aceleye getirildiğine ilişkin eleş-
tiriler yoğunlaşırken, bu yıl ilk
kez "uluslararası nitelik" kaza-
nacağı belirtilen Kongreye han-
gj yabana devlet başkanlan-
nın, Avrupa Topluluğu, IMF
ve Dünya Bankasf ndan kimle-
rin katılacağı hâlâ belirginlik ka-
zanmadı. Kongrede önemli or-
ganizasyon bozukluklan ya-
şanaçağı belirtildi.
3. İktisat Kongresi'nin başla-
masına çok kısa bir süre kalma-
sına karşın, organizasyonda ya-
şanan sorunlar ve DPT ile îz-
mir Valiliği arasındaki koordi-
nasyon bozukluğu eleştirilere
yol açıyor.
Onbir yılhk bir aradan sonra
gerçekleştirilen 3. İktisat Kong-
resi'nin ekonomide ağır sorun-
lann yaşandıgı bir dönemde
büyük öneme sahip olduğunu
vurgulayan iş çevreleri, "Kong-
re daha ciddi bir organizasyon
ile gerçekleştirilmeydi" görüşü-
nü dile getiridler. Izmir Valiliği
yabana konuklann program-
lanna ilişkin olarak kendilerine
de bilgınin uilaşmaması nede-
niyle dün de bu konuda açıkla-
ma yapamadı. Kongreye katı-
lacağı açıklanan KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
daha sonra kaülmayabileceği
bildirildi.
Kongreye kaülacak yabana
konuklar konusunda yaşanan
belirsizliğin yanı sıra, iktisat
kongresinde sunulmak üzere
hazırlanan tebliğlerin de kong-
renin daha önce iki kez ertelen-
mesi nedeniyle "güncelliğini yi-
tirdiği" belirtildi.
Ahnan bilgiye göre kongrede
sunulacak bilimsel tebligler
yaklaşık 1.5 yıl önce hazırlandı.
İki ciltte toplanan bilimsel teb-
liğ kitaplan Türkçe ve İngilizce
olarak hazırlandı, toplam 2 bin
adet olarak basıldı. O tarihte
hazırlanan görüşlere imzasını
atan oda başkanlannın değiş-
mesi kongrenin aksayan bir di-
ğer yönünü oluşturdu. Bu ne-
denle yeni başkanlar kongrede
daha önce hazırlanan metin
dışına çıkarak sözlü olarak gö-
rüşlerini dile« getirecekler.
IZTO Yönetim Kurulu Baş-
kanı Ekrem Demirtaş, Kongre
organizasyonunu başanlı bul-
madıklannı belirterek, "Herşey
bir oldubittiye getiriliyor. Üste-
lik odalar da organızasyondan
dışlanmış durumda, İzmir Ti-
caret Odası'na kongreye katıl-
mak için gelen toplam davetıye
sayısı iki. Davetli olmayanlann
da kongre salonuna giremeye-
ceği belirtiliyor" dedi. EBSO
Meclis Bakanı Şinasi Ertan da
kongrenin ard arda iki kez erte-
lenmesinden sonra acele bir or-
ganizasyon gerçekleştirildiğini
vurguladı. Ertan. "Böylesine
önemli bir organizasyon için
çok daha ciddi bir ön çalışma
yapılması gerekirdi" diye ko-
nuştu.
Galeri • Atölye
Y 232 64 26 • 23O 21 87
manav yüzde 35.
Mahir Gürbüz. ürünlerin ha-
le uğramadan pazarlanmasının
sistemin en önemli parçası ol-
duğunu, bu dört sistemin sonu-
cunda da tüketicinin ödediği
paranın ancak dörtte birinin
üreticinin cebine gırdiğını belir-
terek şunlan söylüyor:
"Üretıci-tükelici arasında rol
alan araalar maliyetle bağlantı-
lı fiyat yerine tekelci örgütlen-
meye göre fiyat belirliyor. Hal-
lere az ürün geliyor. Arz talep
fıyatlan belirlediği için ürün be-
deli yükseliyor. Tüketici bu ya-
pay yükselmenin bedelini ödü-
yor. Halde yükselen fiyatlara,
hale uğramadan pazara giren
satıalar da uyuyor ve aşın ka-
zanç sürüyor."
Üreticinin cebine az para gi-
rip tüketicinin de çok para öde-
mesinin dışında diğer kayba uğ-
rayanlar haller ve devler. Ka-
yıplara göz atarsak şöyle:
"Halde yapay olarak oluşan
yüksek fıyattan yararlanan ara-
a kesim hal sisteminde geçerli
olan yüzde 5 stopaj. yüzde 3 rü-
sum, yüzde 7 komisyoncu payı-
nı ödemiyor. Pazar esnafı götü-
rü vergiye tabi olduğundan de-
netimsiz koşullarda istediği ka-
dar ürün satsa da kamu geliri
açısından bir kaynak yaratmı-
yor.
Tarlada fiyat belirlemesinde
tüm riskleri üstlenen üretici hiç
söz sahibi değil. Tüccar, üretici-
nin gereksindiği kaynağı daha
önce avans olarak verildigin-
den ürünleri diledikleri fıyata
kapatabiliyor."
En az kazananla en çok öde-
yen kesimlerin, yani üretici ile
tüketicinin çözümü bulabile-
ceklerini belirten uzmanlar,
"Bu kitleler adına başkalannın
çözüm getirmesini beklemek
fantezidir" diyorlar. Ziraat
Mühendisleri Odası Başkanı
Mahir Gürbüz, çözüm konu-
sunda görüşlerini şöyle açıklı-
yor:..
"Üretici ve tüketici bilinçle
örgütlenmelidir. Örgütleri ara-
alığıyla sorunlan sahıplenmeli.
Çağdaş bir pazarlama sistemin-
de ürün denetimi zabıta zaptiye
anlayışından kurtanlmalı, bu-
nun teknik formasyon gerektir-
diği arük anlaşılmalıdır. Zincir-
de satanın da alanın da zarar
götmemesi için uzman ziraat
mühendislerinin etkinliği arttı-
nlmalıdır. Toptana hal müdür-
lükleri, tanm il müdürlükleri.
belediyeler ve maliye bakanlığı
birimleri arasında eşgüdüm ku-
rularak kaçağın önlenmesine
çalışılmalıdır. Yoksa sömürü
zincirinin kınlması mümkün
değildir."
istasyon sanat evi
ERENKÖY, ETEMEFENDİ CAD. NO. 36 SANAT KÖŞKÜ TEl: 385 41 3
ÖZGÜN BASKI
SERGİSİ
1 Haziran-26 Haziran
ASIM İSLER
BURHAN DOĞANCAY
CEMAL DfMİR
CİHAT BURAK
DEVABİL KARA
ERGİN İNAN
MUSTAFA HORASAN
SELVİ TEKTAS
SÜLEYMAN SAİM TEKCAN
• • • • •
• • • • •
l > a ı ı
6 * t 1 1 t S ı
Atiye Sok. No:12 TEŞVIKIYE
Tel:247 48 78 • 240 44 48
I D E
SANATEVt
ÇOCUKLAR !
Yaz Tatilini Sanat İle
Değerlendirin
DRAMA
RESİM 0 HEYKEL
Randevu İçin Çarsamba
va Cuma 363 60 37
AYŞEN
ERTE
Otgün Efeskı Sergisi
21 Mayi
1
. - 5 Hazıran
1KIANK lEtiK İAH*T CA1İIİSİ
Cttdtl tpa Csi »..238 klnbul 2U « 88
•GtİKl Hr.c. isnktfM ifin'
Galeri • Atölye
232 64 26 1230 21
U l k e m i z d e
B i r S a n a t b a n k
V a r A r t ı k
Ulkemizde sanatçılara maddi ve manevi
destek olan bir kuruluş yok. Bu bağ-
lamda atılan adımiarın en büyüğünü ve
ilkini yine
istasyon sanat evi atıyor
lOmilyarTL/Resim
sermayesiyle, iki yılı aşkın araştırmalar
sonucunda kurulan
SANATBANK mamacı
sanatçıyı ve sanatseverleri
desteklemek olacaktır.
SANATBANK' la sanatseverler; sa-
natçılardan alınan yapıtlara
peşin, taksit ve hatta kiralık olarak
sahip olabilecekler.
Getin S A N A T B A N K a
Sanat'a siz de sahip çıkın...
EKONOMİYE BAKIS
TANER BERKSOY
Prematüre LJberaHeşme
Yazının başlığını yadırgadmız sanırım. Kelimeleri açık-
layınca daha iyi anlaşacağız.
Prematüre kelimesi olgunlaşmamış, vaktinden önce gi-
bi bir anlama geliyor. Hani normal vaktinden önce doğ-
muş çocuklara prematüre dendiği gibi...
Liberalleşme ise biraz daha karışık. Genelde serbest-
leşme demek. Hem siyasal hem de ekonomik düzenle
bağlantılı olarak kullanılan bir terim.
Ekonomik liberalleşme iktisadi kararların bireyler tara-
fından almdığı ve serbestçe oluşan fiyatlann bu kararlarda
temel gösterge işlevini gördüğü bir ekonomik yapıya işa-
ret ediyor Yapılabilecek en kısa tanım bu. Bunun da iki
yönü var. Birincisi ülkenin dış ekonomik ilişkilerinin libe-
ralleşmesi. Kısaca, uluslararası mal ve hizmet hareketle-
rinin (ithalat, ihracat vb gibi) sermaye hareketlerinin ve
döviz kurlarının hiçbir tahdide ve müdahaleye tabi olmadı-
ğı ve uluslararası fiyatlann aynen içeriye yansıtıldığı bir
ortamı tanımlıyor.
Ekonomik liberalleşmenin ikinci yönü ise iç ekonomik
ilişkilere yönelik Bu bağlamda liberalleşme, fiyatlann olu-
şumunda merkezileşmiş karar birimlerinin etkisi ya da
müdahalesinin olmaması ve iktisadi kararların serbestçe
belırlenen bu fiyatlann öncülüğünde alınması durumunu
tanımlıyor. Merkezileşmiş karar birimlerinden kasıt, dev-
let ve özel tekeller. Devletin fiyatlara doğrudan müdahale
ederek, kararlara öncülük edecek göstergeleri değiştir-
mesi, komuta ekonomisi dediğimiz yapılanmaya götürü-
yor ekonomiyı. Ozel tekeller de buna benzer bir etki yaratı-
yor. Tekel fıyatlan da iktisadi kararları tekelcinin tercihleri
I doğrultusunda bozuyor.
Bu kısa ve kaba tanımlar çerçevesinde prematüre tibe-
ralleşmenin ne anlama geldiği açık. Düpedüz, olgunlaş-
madan, hazırlık yapılmadan. vaktinden önce liberalleşme
demek bu. Yani, ekonominin iç ve dış ilişkilerinde mevcut
tahdit ve müdahalelerin vaktinden önce kaldırıldığı, gerek-
li hazırlık ve düzenlemeleri yapmadan temel fiyatlann ser-
betçe oluşumuna imkân verıldıği bir ortamı tanımlıyor
prematüre liberalleşme.
Açık söylemek gerekirse deyim benim icadım değil,
Türkiye'nin son on yılı üzerinde kafa yormuş yabancı bilim
adamlan bizim liberalleşme çabalarımızı böyle yorumlu-
yorlşr.
Olayın tartışılması gereken iki boyutu var. Birisi liberal-
leşme, diğeri ise bunun zamanlanması ve düzenlenmesi.
1980 öncesi dönemde Türk ekonomisi hem dış hem iç
ekonomik ilişkilerinde devletten ve özel tekelleşmeden
kaynaklanan önemli ve kapsamlı bir müdahale ve tahdit
düzeni içindeydi. Faiz, döviz kuru gibi fiyatlar idari karar-
larla belirlenip, uzun süreler için sabitleştiriliyor, bunların
finansman ve dış ticaret yansımaları da ucu yasaklara ka-
dar ulaşan tahditlerle önlenmeye çalışılıyordu. Dışarıya
karşı uygulanan aşırı koruma önlemieri bir yandan kaynak
tahsis kararlarını çarpıtırken bir yandan da verimsizliği ve
rant oluşumunu besliyordu.
Bu düzen işlemedi. önemli bunalımlar ve tıkanıklıklar
doğurdu. Dış ticarette, kambiyo düzeninde, mali piyasa-
lar^ja liberalleşmeye gıdildi. İthalat serbestleştirildi, para-
mız konvertibl ilan edildi, faiz ve döviz kuru serbestçe be-
lirlenmeye bırakıldı. Kuşkusuz ekonomik büyüklukler ve
bu değişkenler arasında hemen bir bağ kuruldu. Orneğin,
iç fiyatlar dış fiyatlardan hızlı artınca, döviz kuru bunu he-
men yansıtmaya başladı. Para hareketieri serbest olunca,
fonlar içeride ve dışanda hızla yer değiştırmeye başladı
ve faiz oranı bu hareketliliği yönlendiren önemli bir değiş-
ken oldu. Aynı şekilde, içeride fiyat artışları hızlanınca faiz
oranı buna göre değişmek ve yükselmek zorunda kaldı.
Tüm bunlar liberalleşmenin bilinen ve beklenen sonuçla-
rıydı.
Peki, bu yeni ilişki yumağına uygun yasal ve yapısal dü-
zenlemeler yapıldı mı? işte, bu yapılmadı diyor uzmanlar.
Örnegin, fiyatlann serbestçe oluşacağı bir ortam için iç fi-
yat istikrarı sağlanmalıydı. Kimse buna yanaşmadı. Dış
ekonomik ilişkilerin liberalleşmesinde üretiminden kay-
naklanan döviz üretme gücünün belirleyici etken olacağı
bilindiği halde, ekonominin üretim yönü bütünüyle ikinci
plana atıldı. Istikrarsız, verimsiz ve üretimi sınırlı ekonomi-
de mali piyasaların ve uluslararası ilişkilerin hiç hazırlık-
sız ve acul bir şekilde liberalleştirilmesinin sadece spekü-
lasyona yarayacağını kestirmek ve buna göre yasal
önlemler almak gerekiyordu. Bunlar da yapılmadı.
Bu listeyi uzatmak mümkün. Ama önemi yok. önemli
olan söz konusu ekonomik va yasal düzenlemelerin pek-
çoğunun hâlâ yapılmamış olması. Yanı liberal çocuk hâlâ
prematüre. Son sıralarda patlak veren faiz, döviz kuru çe-
kişmesinin ve hemen ardından gelen ikinci banker skan-
dalının, bundan önceki tıkanıklıklar ve skandallarda oldu-
ğu gibi überalleşmenin zamanlama ve düzenleme hatala-
rından kaynaklandığını açıkça görmek ve söylemek gerek.
Prematüre çocukların özel beslenme ve geliştirme rejim-
len vardır. Baba olmak bu gibi durumlarda çok daha ciddi
ve önemli bir görev haline gelir. Bilmem anlatabildim mi?
İHAZIRAN'DA
BAYİLERDE
xxı:o VACTA'YAŞAMA SANATI
H r< K Y A S I A E C E
AYHANİ J
"
L
'
J V 1 A
V
1 A
" « AKKİTEKTİçinyazd^.
'92 DOĞANKUBAN,
AHMET ALTAN
evlerini gezdirdi.
WRIGHT'ın evler
dünyası...
Haziran sayısının
araştırma dosyalari:
KARAVAN, HAVTJZ,
MÜZİKSETLERİ
Sürekli sayfalar:
FOTOĞRAFÇILIK,
Bahçe, Çeşni, Sanat,
Hazine Dairesi
YAŞAMA SANATI
Ayın "HOBİMEN'i
ÇEVARKILIÇ
POSTEREKı
RUMELİHİSARI
YAŞAMIYAKAIAYJJV