23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Çocuk Mahkenıesi Tasansı Yasa tasansının 12/son maddesi "Küçüklerin adli ve idari bir makam önüne getirilmek iizere sevk ve nakilleri sırasında veya kurum dışında kaçmalannı önlemek için kelepçe, zincir ve benzeri araçlar kullanılamaz" hükmûnün yasalarda değil yönetmeliklerde yer alması düşüncesindeyiz. Doç. Dr. MEHMET EMÎN ARTUK Marmara ÜnL Hukuk Fak, Hakim UMRAN SÖLEZ TAN htanbul 2. Çocuk Mah. üyesi öteden beri köklü değişikliklere gereksini- mi olduğuna inandığımız Çocuk Mahkemele- ri Yasası'nda bugünlerde yapılması düşünü- len belirli düzeltmelerin aceleciliğe getirilme- den çok kapsamh ve aynnüh bir biçimde ele alınmasından yana görüş ve dûşûncelerimizi özce aşağıdaki çerçevede özetleyebiliriz. Mahkemeierin Kuruluşu: 2253 sayılı Çocuk Mahkemeleri Kanunu (ÇMK), 7.11.1979 gûnlü ilk biçiminde çocuk yargılama mercile- rini. Çocuk Mahkemeleri ve Çocuk Ağır Ceza Mahkemelen olarak ikiye ayırmıştı. Asliye Mahkemesı bulunan her ilçede kurulması ka- bul edılen çocuk mahkemeleri tek hâkimli mahkemelerdi. Her ilde kurulması kabul edi- len il çocuk mahkemeleri ise bir başkan ve iki üyeden oluşmaktaydı. ÇMK'da değişiklik ya- pan 3412 sayılı yasa ise çocuk mahkemeleri- nin toplu mahkemeler biçiminde kurulmasını öngördü. Halen uygulanması sürdürülen bu mahkemelere ilişkin görüşlerimizi de bu sü- tunlarda 29.4.1992 gününde dile getirmiştik. Meclis'e sunulan son yasa tasansı ise her ilde ve merkez nüfusu 100.000'in ûzerinde olan ve adliye kuruluşu bulunan her ilçede yapunmın türüne bakılmaksızın tek hâkimli çocuk mah- kemesi kurulacağuıı belirtmektedir (Tasan m.l). Çocuk mahkemelerinin tek hâkimli mahke- melere dönuştürülme gerekçesinde üç hâkimden oluşan bir mahkeme önünde yargı- lamanın, çocuğun haklannın güvence altına alınması açısından fazla bir yarar sağla- madığı, tek hâkimli mahkemede de aynı gü- vencelerin sağlanmasının olası olduğu, aynca toplu mahkeme önüne çıkanlmanın, baa du- rumlarda çocuğu psikolojik yönden olumsuz bir biçimde etkiüleyebileceği belirtilmiştir. Bu konuda baa duraksamalanmız olduğunu açıklamak isteriz. Çocuk hâkimlığı bıruzlaşma. işidir. Çocuk hâkimi sosyoloji, pedogoji, ceza hukuku vb. bilgilere iye olmak zorundadır. Böylesi donanımlarda hâkimlerarası göruş alış- verişi ağır yapünmı gerektiren eylemlerde yasalann olaylara daha iyi uygulanması açı- sından yarar sağlayacağından toplu mahke- meler daha güvencelidir. Ancak, çok hafif suçlarda, örneğin sulhluk işlerde daha fazla güvenceye gereksinim olmadığından toplu yöntem terk edilmeli, tek hâkimli yönteme ge- çilmelidir. Oysa tasannın son biçımine göre eylemın ağırlığına bakılmaksızın örneğin, adam öldürme suçunda bile tek hâkim yetkili kıhnmaktadır. Yaş: Tasanyla çocuk mahkemelerinin kişi bakımından yetkilerinin 18 yaşma çıkanlma- smı yerinde buluyoruz. Ancak TCK'nın 53. maddesinde değişiklik yapan ve cezasal so- rumluluğu 12 yaşın bitirilmesinden başlatan tasannın 22. maddesıni pek de istenilen dü- zeyde bulmamaktayız. Bizim gibi bir Akdeniz ülkesı olan Fransa'da (m.2/2 1945 YaaL Buy- ruğu), Yunanistan'da (1950 CK. m.l26/2, 127) bu yaş sırun 13'tür. Latin Amerika ülke- lerinden ömeğin Arjantin'de ceza ile ilgili yü- kümlülük yaş sının önce 14, Küba'da ise 12 olarak kabul edilmişken, daha sonra her iki ülkede de bu yaş sının 16'ya çıkanlmıştır. Eğer ceza ile ilgili yükümlülükte iklim temel alınacaksa Adana ile Kars'ın ikliminin aynmı da unutulmamalıdır. Kişisel görüşümüze göre cezasal yükümlü- lük yaşı 13 olmalıdır. lüşi bu yaşta büluğa er- miş, çocukluğunu geride bırakmış, iyiyi ve kö- tüyü ayırt etmeye başlamış ve yaptığı eylemin yasalar yönünden doğru görülmeyeceği bilin- cine varma aşamasına gelmiştir. Savunucu (Müdafi): Tasan zorunlu savunu- culuk konusuna değinmemiştir. Çocuk Mah- kemelerinde bir savunucunun bulundurulup bulundurulmayacağı, bulundurulacaksa bu • Arkası 17. Sayfada PENCERE IHazi' Kr Tangodur.Cumhuriyet'e yeni girmiştim. Otuz yıl önceydi. Bir yaz günü Yusuf Ziya Ortaç'la Babıâli yokuşundan aşağı inıyor- duk. O kıl pıranga kızıl çengi, kravatlı fötrlü bir üstad; ben yakası bağrı açık çiçegi burnunda bir yazar. Vilayetin önünde durdu. Muzip bakışlarıyla beni süzüyor, dudakları kımıldıyordu. Ortaç, yemek seçer gibi sözcük seçerdi: -Talihlisin, dedi, mazin yok. Yüzüne baktım, ne demek istiyordu? Açıkladı: -Mazin olsaydı, bir tarafını bulup hücum ederlerdi; Ba- bıâli'de geçmişin yok ki saldırsınlar.. • O güne kadar, "mazi" deyince, benim aklıma, Osman- bey'deki ünlü Suna Pastanesinde sık sık çalınan bir tango geliyordu. 1930'larda Seyyan Hanım'ın lirik sesiyle söyle- diği: Mazi içimde bir yaradır Bahtım saçlarımdan karadır Yine o yıllarda gözlerimi göğe kaldırdığımda, 'gelecek' dibini göremediğim mavilik kadar tükenmezdi; anılarımda değil, düşlerimdeyaşıyordum; güneşteyürürken, gölgem, önüme değil, arkama düşüyordu. B u o n u r T ü r k i y e n ı n TOP 50 RANKED BYRETUR 1 MZ • MJK HM fOMJ ECmOMY 2 TCZaUATUKASt SVBMUMMOaSMMKB 0MTEO «HMLO GNMEtt COMMEMUL UM COMMMIVEALTN MVMSS tJUK 0F AUSTMUA U M Vf COMMUKATNMS MK8LTMULIMK 0F SKECE CESUHUVEKM •KMODM MMU TAİKBNKCflNNUnr SMaNAMEMCMBMK MNKTRUU. « O CCMMERCUU. BAM 0F GMM MMMNCOMmGULMMI COMMERCIM. H M 0F fiKECE FİBT MTIMUL BMK HOUMKS CAİIA D-EJT/ULVB DE CATMJMYA FmTCOHMERCMLBAlK MMO POfttJM ESPMOL CNMS m>A CMMBKULIW 0EME»C0(UIUMEn CNMATMBTCeMPMT W0«.WtCH BUUMtt SOCCTT Güneş balçikla sıvaıunaz. Türk Atasoıû Başannuı üstü çizSmez.başannın altı çüihr. Zıraat m sâzü Ziraat, dünya ikincisi.Dünyaca ünlü finans dergisi Euromoney'nin dünyanın en büyük 500 bankası sıralama- sına göre Ziraat; özkaynak verimliliğinde dünya ikincisi. Ziraat, Euromoney dergisinin geçen yılki sıralamasından bu yana, dünyanın 135 ban- kasını geride bırakarak 294'üncü sıraya yükseldi. 1.9 Trilyon Liralık 1991 yılı kânmız Dolar olarak ifade edilince,bu listede* Ziraat dünya 53'üncülüğünü alıyor. Bunlar Ziraatçe sürekli olarak özkaynak, dolayısıyla daha fazla yeni kredi imkanla- nnın nasıl yaratıldığının göstergeleridir. Tüm bu rakamlar, Ziraat'in her geçen yıl artarak süregelen üstün performansının dünyaca kabulüdür. Ziraat, sıralamada kendisinden sonra 368., 369., 416'ıncı derecelerde yer alan diğer Türk Bankalan'nı da kutlar, daha nice Türk Ban- kası'nın da gelecek yıllarda bu klasmanda yer almasını temenni eder. TC ZIRAAT BANKASI G Ü C Ü N E E R İ Ş İ L M E Z 'Kur 31.12. 1991 iübariyh 1 $ = 5025 TL SERMAYESİ 4.000.000.000.000 TL Yusuf Ziya Ortaç'ı Sirkeci- de bıraktım; bir taksiye bindi; Beyoğlu'na çıkıyordu, öğle yemeğini ya Konyairda yer- di, ya Abdullah Efendi'de.. Yürüdüm.. Eskiden Istanbul'da yürü- nürdü. Galata Köprüsü'ne geldim, karşıya geçerken elleri ke- lepçeli, yalın ayak, başıka- bak, giysileri lime lime bir adam gördüm; tıraşı bir karış uzamış, avurtları çökmüş, ya- nı başındaki mavzerli palas- kalı jandarmayla birlikte yürüyordu.. Gözlerim takıldı.. Bakıştık.. Bitik ve yitikti. Neden bilmem, durdum, köprünün korkuluklarına da- yandım, sağımda Yeni Cami, solumda Galata Kulesi, deni- ze baktm, motorları, vapur- ları seyrettim. O an'ın anılaşarak otuz yıl sonra bir yazıya geçeceğini nasıl bilebilirdim? Eski Galata Köprüsü gitti.. Yenisi geldi. Geçen gün yeni Köprü'den ilk kez geçerken birden tuhaf- laştım, içimde tarifsiz duygu- lar uç verdi; YusufZiya Ortaç, facivert üzerine beyaz be- nekli kravatıyla gözümün önünde canlandı. Üstadın du- dakları kımıldıyor -Talihlisin, mazin yok!. Artık benim "mazim"var.. Ya Köprü'nün? Baktım, köprü hiçbir ayak izine rastlanmayan ufuksuz bir çöldü. Belli ki insanfar da- ha üstünde kavga etmemiş- lerdi; cinayet işlememişlerdi; avarelerin dirsekleri korku- luklarında izbırakmamıştı; sevgililer, kolkola yürüyüp, sarmaş dolaş geçmemişlerdi bu köprüyü. Ustelik kimse tükürmemışti bu köprüye. Geceleyin açılmasını gözle- yen meraklılar, sabahleyin kapanmasını bekleyen er- kenciler ya da akşamdan kal- malarla aşinalığı yoktu. Eski Galata Köprüsü, bütün anıları yükleyip yedeğinde çekerek götürmüştü. Güneş yeni Köprüyü ısıtı- yordu; ama, korkuluklarına daha insan sıcağı sinmemiş- ti. • Dün bir, bugün iki.. Yeni Köprü göz açıp kapa- yıncaya kadar kısa bir sürede insanlarla haşır neşir ve içli dışlı olacak; dostluklar kura- cak, anılarla yüklenecek, ge- riye dönüp baktığında şaşırıp benim gibi konuşacak: -Zaman ne hızlı geçiyor!.. Zamanın hızına yetişilsey- di, zaman geçer miydi? İLAN KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 991/1081 Davacı Hazine vekili tarafından aşağıda kimliği yazılı davalılar aleyhine Kars Merkez Istasyon Mahallesi 575 ada 48 nolu parselin tapu fazIaJığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların yapılan araraalara rağmen adresleri tesbit edilemediğinden dava dilekçesi özeti ile duruşma gunu tebliğ edileraemiştir. Yukarıda yazılı dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgelerı 16.7.1992 gunü saat 09.00'da yapılacak duruşmaya getirmeniz duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafından temsil ettirilmediğiniz takdirde yargılamanın yokluğunuzda devam edeceği ve karar verileceğı ilanen tebliğ olunur. Kimliği: Mustafa Güneş, Süsemir, Nurettin, Mahire, Zehra, Sabahattin, Hayrettin. BaSın: 48279
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear