Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyef
Sahıbı Cumhıınyet Malbaacılık \e Ga^eıeulık Turk Anonım Şırkeıı adına Berin Nadi
Genei Ya>ın >oneımenı O/gen \car O Cıenel Va\ın Koordınaıoru Hiknıeı Çelinkata
>a/ı Işlen Mudurlerı FUMII» Chbılgfn (Sorumlu), telal Ba*langif (Haberl • Ya2i
Işlerı Mudur Yaçdimusı Salim 4lpaslan 9 Gorsel "loncımcn Alı \car 9 Duzenleme
ııstafa Sarçlamer ft -\nkara TemsıLıs< Cune>l \rca\urek, Haber Mudurlen Mmıafa
Batbaj, t>ık Kansu. l/mır Temsılcı V Serdar kı/ık. Adana Temsılctsı Çelın 1 igenoglu
Isıanbul Haberlen yna> Kalkan. Dış Haberler Ergun Balcı. Is-Ekonomı ^ukran Kelencı. \urı Bauın \e Ya\an Cumhurıve! Matbaacilık ve Gazeıecılik T A Ş Turkocagı Ca<
Haberlen Mchmeı Saraç. Kulıur Celal Uıer. Makaleler Sami Karaoren. Spor \bdulkadir %9 41 Cağaloğlu 34334 hı Pk 246 Isıanbul Tel- 512 05 05 (20 haı), Telo
1 ucelman. Durehme Abdullab >a*ıcı • Muessese Mudur V Erol trkue • Koordmaıor 22246, Fa\ (I) 526 60 72 • Burolar
\hmel koruUan 0 Muhasebe Bulenı \tner # Bulv
e Planlama. Sogı O*manb«şeoglu 0 Idare
Huse>ın (jurer # l>leıme Onder ^elık 0 Bıleı-lvlem \ail lııal Bılgısa\ar Stsıem Muruvet
C, ilcr • Perionel <<e\gı Bostanuoglu • Reklam Reha Işılman • Oış llışkıler HuUa AkvoJ
22246. Fa\ (I) 526 60 72 • Burolar Ankara: Z Gokalp Blv (nkılap S Nc
19 4, Tel 433 II 41-47, Telex 42344, Fax (4) 433 05 65 • İzmir H Zıya Bi'
H52 S 2 1. Tel 83 12 30, Te!e\ 52359, Fa\ (51) 89 53 60 • Adana: lnon
Cd 119 S No 1 Kaı I, Tel 19 V 52 (4 haı). Telex. 62155, Fax: (71) 19 25 7
TAKVİM 24HAZİRAN1992 İmsak.3.25 Güneş 5.25 öğle:13 11 lkındı-17 11 Akşam 20.46 Yatsı. 22.37
Öiretmenlere
yanşma
• İstanbul Haber Servisi-
Öğretmenlenn düşüncc
birikımlennı eğıtım ve kültür
alanına aklarabilmek, yazın
dünyasına kaliteli eserler
kazandırmak amacıyla Milli
E|ium BakanlığYnca
öğretmenler arasmda roman,
hikâye, şiır, tiyatro ve mizah
konulannda yanşma
düzenlenecek Emeklive
görevi başında bulunan tüm
öğretmenlenn katılabileceği
yanşma sonunda, birincilere
40'ar milyon, ıkincilere 30'ar
milyon. üçüncülere 2O'şer
milyon, mansıyon
kazananlara da 5'er milyon
lira ödül venlecek.
Swissotel ve
ağaçlar
• İstanbul Haber Servisi -
Beyoğlu Belediyesi,
bahçesindeki ağaçlann
kurumasına yol açtığı içm
yann Swıssotel bahçesinde
bir gösteri düzenliyor.
Ağaçlann kuruma nedenleri
konusunda uzmanların da
görüşlennı açıklayacağını
belırten Beledıye Çevre
Komisyonu Başkanı Nusret
Avcı, tüm "yeşılseverleri"i
yann saat 11 'dekı gösteriye
davet ediyor.
Kulak ele veriyor
•LONDRA(AA)-
Teknolojideki son
gelişmelerin ışığı altında,
suçlulann bundan böyle
'kuJak izlennden' de
belirlenebiJeceğı açıklandı.
ABD'nin önde gelen
patalojistlerinden Dr. Peter
Vanczis'in Londra'da
University College
Hastanesı'nde bilim
adamlanyla ortaklaşa
geliştirdığı bilgısayarla
fotograflama yöntemine
göre zanlının olay sırasında
kapalı devre vıdeo
kamerayla çekiten filminden
kulak, burun veya diş
görüntüJeri büyütüJerek
karta basılıyor ve bilgisayara
işleniyor. Zanlının
yakalanması halinde,
karakolda çekilen fotoğrafı
da aynı biigisayara
aktanlıyor.
'Evlilik Aşkı
Öldüpöyor mu?'
•İSTANBU L (AA) - Kadın
dcrgisı tarafından Sepetçıler
Kasn'nda düzenlenen,
"Evhlık Aşkı öldürûyor
mu?" konulu panelde, evlilik
ve aşkın neden bir arada
olamadığı sorusuna yanıtlar
arandı. "Evlilik, cinselliği de
katlediyor" diyen psikiyatri
uzmanı Haydar Dümen,
sanayı başta olmak ûzere
tüm sistemlerin evlilik
üzerine kurulduğu içın
evlilığın kutsal bir kurum
olarak görüldûğünü söyledi.
Bıri 7 yıl, diğeri 8 yıl olmak
üzereiki kez mkâhlandığını.
15 yıl da nikâhsız olarak
yaşadığını söyleyen modacı
Canan Yaka da aşkı öldüren
tek şeyin devamlı beraberhk,
bir arada yaşama olduğunu
belirtti.
Dikili şenlikleri
• tZMİR(Cımhııriyet Ege
Bfirosu) - Dikili Kültür ve
Sanat Şenlikleri içın
haarlıklar tüm hızıyla
sürüyor Buyıl l-8ağustos
tanhlen arasında
gerçekleştınlecek şenlikler
"Balkanlar'da Banş ve
lşbırlığı'adınıtaşıyor. •
"Dikili Kültür ve Sanat
Şenlıklenmızde, demokrasi
yolunda 7. yılımıza geldik"
diyen Belediye Başkanı
Osman Özgüven,
"Balkanlar'da Banşve
Jşbirliği" kapsamında
gerçekleştınlecek buyılki
etkinlikler için Arnavutluk,
Bulgaristan, Romanya,
Macanstan, Yunanıstan ve
Yugoslavya'dan Banş
Komitesi başkanlannı
cağırdıklannı açıkladı.
Betoıı yığuıı Datça'yı boğacak• Bodrum'un 20 yıl
öncesi neyse Datça'nın
bugünkü görünümü
öyle. Yazlıklar tepeler-
den denize doğru
saldınyı başlatmış. De-
niz kıyısındaki Datça
ile daglardan kopup
gelen inşaat yığınla-
nnın birîeşmesine az
kalmış. Bu hızlı gidiş
durdurulamazsa Dat-
ça da birkaç yıl sonra
Bodrumlaşacak.
ÜMİTOTAN
DATÇA - Bodrum'un yirmı
yıl öncesi neyse, bugünün Dat-
çası o. Tepelerden kiyıya doğru
beton saldınsı başlamış. Datça,
beton kuşatmaiçindesanki "tu-
tuklu". Bodrum'un bugününe
bakıp, yannın Datçası'ru göre-
biliyorsunuz...
Datça'da ınşaatlann dışında
her şeyin yokluğu yaşanıyor.
Kent içinde fosseptikler koku-
yor. Belediye Başkanı Mustafa
Soytok'un deyimiyle, doktor,
bilim adamı yetiştirmekJe tarih-
te ünlenen yörede, bir tek uz-
man doktor bile yok.
"İnsanoğlu ne zaman ve ne-
rede kıyı ile karşılaşırsa, orada
doğal sistem bozulmaya baş-
lar." Datça'da da Doç Dr.
Ayşe Filibeli'nin dediği olmuş
ve doğal sistem yavaş yavaş
Datça'da beton kuşatma birkaç yıl sonrafcıyıUe buluşacağmın sinyallerini veriyor. Datça'nın geleceği Bodrum ve Marmaris'e benzeyecek gibi. fnşaatçıiar duracağa pek benzenüyor. Yakiaşık bfer
buçuk saatiik uçurumlu, keskin virajlarla dolu yolu göze alıp, keşfedilmediğini sandığınız yöreye geküğinizde sizi önce kumsallara yerieşmiş ikinci konutlar karşdıyor.
"pes" demeye başlamış. Kum-
sallann üzerine yapılan yazhk-
lar, denizin içine kadar sokulan
çok katlı binalar ve tepelerden
kiyıya doğru "elini çabuk tu-
tan" inşaatçıiar...
Deniz kenannda bir banka
oturuyorsunuz. Şöyle çepeçev-
re doğayı "tanyorsunuz". Bir-
birinin içine girmiş beyaz, gri,
tuğla rengi kuşatmanın içinde
hapsolunmiLŞ gibi hissediyorsu-
nuz kendinizi. Datça'nın da
keşfedildiğinı anlıyor. hüzün
verici sonuçlannı görebiliyor-
sunuz. Çevre uzmanı Esra Tar-
lan'ın açıklamalan düşünceleri-
nıze ortaklık ediyor:
"Çevre kalitesi yüksek yerle-
re insanlar akın ediyor. Artan
nüfus bu kez çevre kalitesini
bozuyor. Artan nüfus çevresel
ve sosyal yükü etkiliyor Hem
ekosıstem hem ınsan sağlığı bo-
zuluyor." önce keşfedılıyor,
sonra dolduruluyor, sonra da
kaçınlıyor. Çevre kalitesi yük-
sek yerlerden Datça'da bugün-
lerde sonun başlangıcı yaşanı-
yor. Beton kuşatma birkaç yıl
sonra kıyı ile buluşacağmın sin-
yallerini veriyor.
Datça Kaymakamı Rıfat
Ata, Belediye Başkanı Mustafa
Soytok, Datça'nın geleceğinin
Bodrum, Marmaris gibi olma-
ması için çaba içinde olduklan-
nı belirtıyor ama inşaatçılar du-
racağa pek benzemiyor. Datça
Tunzm Derneğı Başkanı Do-
ğan ömer Yalçınkaya, konuya
değişik bir yaklaşım getiriyor:
"Binlerce yıl önce yöremizin
nüfusu 15 bin imiş. Buralar sa-
natın, kültürün, bilimin merke-
zı olmuş. Şimdi 15 bın nüfus
var. Yapılaşmayla doğayı kay-
naştırarak ve belli bir denge
sağlayarak, daha çok insan bu-
ralarda neden bannmasın?"
O dengeyi kunnak kolay mı?
Datça'dakı yapılaşma hiç de
kolay olmadığını gösteriyor.
Yaklaşık 1.5 saatiik uçurumlu.
keskin virajlarla dolu yolu göze
alıp keşfedilmediğini sandığınız
yöreye geldığinızde size önce
kumsallara yerieşmiş ikinci ko-
nutlar "merhaba" diyor. Hangi
turistik tesiste bulunursaruz bu-
lunun beton yığınlanyla göz
göze geliyorsunuz. Bilim adam-
lan ve çevreciler de Datça'nın
bugününe bakıp geleceği göre-
biliyorlar. Işte Prof. Dr. M.
Doğa Kantarcı'nın söyledikle-
ri:
"Datça Yanmadası yepyeni
bir insan yerleşmesi ve baskısı
altına gjrmektedir. Son derece
yok edici ve kaha betonlaşma
ile çevre kirlenmesi yanmadayı
tehdit etmektedir. Bu doğa ve
tarih harmanını korumak, do-
ğal güzellikleriyle birlikte uzun
yıllar yaşanabilir durumda tut-
mak için zaman kaybetmeden
önlem almak durumundayız.
Yann her şey içın çok geç ola-
caktır." "
Bir söylenceye göre tann sev-
diği kullanru çok uzun yaşasın-
lar diye Datça Yanmadası'na
gönderirmiş. Şimdilerde "kul-
lardan" çok inşaatçılar sıraya
girmiş. Datça beton yığınlan-
nın arasında şimdilik bir tutsak
gibi. Teslim olup olmamaa bu-
günden tezi yok ahnacak ön-
•lemlere bağh.
Bir, iki, üMELİH ŞABANOĞLU
12 Türk erkeği bir araya ge-
lirse ne yapar? Futbol dışında
hiçbir şey konuşmazlar. 12 Al-
man erkeği bir araya gelirse ne
olur? 1 l'i bir futbol takımı ku-
rup yenecek rakip aramaya
başlar. 12'nci Alman da takı-
mın antrenörlüğünü yapar.
11 kişilik bir ekıbin aynı ulus-
tan olması, çoğu zaman önem
taşımaz. Ama Almanlar için 11
kişinin aynı ulustan olması çok
önemlidir. Çünkü bir araya ge-
len her 11 Alman, bulunduklan
yerde kücük bir Alman devleü
kurar. Bu, kirni zaman bir
avantajdır, kirni zaman da han-
dikap oluşturur.
Diğer milletler gibi Almanlar
da kendi kendilerini yönetmeyi
severler. Kendilerini yönetenle-
ri sevmeyi ise daha çok severler.
Almanlann geceleri rahat uyu-
malan iyi yöneüldiklerini his-
setmelerine bağüdır. Almanlar,
birinin kendilerini çok iyi yö-
nettiğini düşünüyorlarsa, sa-
bahlan zinde uyarurlar. Çünkü
ahşüklan sistemin devam etti-
ğinden emindirler. Avantajlan
budur.
Almanlar, ne zaman ki tepe-
dekilerin kendilerini kötü yö-
nettiği Vanısına vanr, dünyanın
en aamasız milleti olup çıkar-
lar. Tek seslı muhalefet korosu
hep bir ağızdan bağırmaya baş-
lar: Raus.
Almanlar kendilerini küçük
düşüren yöneticilerinin yol açü-
gı olumsuzluklan gidermek için
muhalefet yaparlar. Ama asıl
olumsuzluk budur.
Almanlann bu özellikleri
rrullı takımlanna nasıl yansır?
İlk saptama: Her başanlı Al-
man takımının arkasında, eki-
bin saha içindeki duygusal ve
fiziksel performansını çok iyi
organize eden karizmatik bir
futbolcu yatar. Bu futbolcular
1954'te Fntz Walter, 1974'te
Franz Beckenbauer ve 1.990'da
Lothar Matthâus'tu. Üçü de
hem yıldız futbolcuydu, hem
neredeyse oyun içinde, takım
arkadaşlannın konçlannın bile
düşük olup olmadığını denetle-
sın
Abnany a. Hollanda'ya 3-1 yenüjnce Alman basını, Tekmk Direkrör Berti Vogts'un keflesini istemeye başladı. Creative Colour tarafından yapılan bu fotomontaj,
BDrnin Iskoçya'ya yenilmesiyle, dondu kaldı. Finakk Danimarka'ya karşı alınacak sonuç artık öoemli değfl. Bu maçta en önemn" görev, yine HâssJer'e düşüyor.
yecek kadar da otoriter.
İkinci saptama: Futbol dâhi-
si Alman tekrük direktörlerin
zirveye çıkması için karizmatik
futbolculara ihtiyacı vardır.
Sepp Herberger, Helmut
Schön, Jupp l5erwall, Franz
Beckenbauer. Hadi buna Berü
Vogts'u da dahil edelim. Bu'
teknik direktörlerin Alman fut-
boluna yaptığı katkılan kimse
inkâr edemez ama, elinde yıldız
ve karizmatik bir futbolcu bu-
lunmayan her Alman teknik
dırektörün akıbetı kötü olmuş-
tur. Elinde bir Beckenbauer
olmayan Schön'ün 1978 Dün-
ya Kupası'nda düştüğû komik
durum, hâlâ hafızalardan çık-
madı. Aynı talihsizlik, 1982
Dünya Kupası ve 1984 Avrupa
Uluslar Kupası'nda Jupp Der-
vvall'in de bâşına geldi. 1982'de
Rummenigge, Briegel, Schu-
macher, Breitner, Kaltz, Litt-
barski, Fischer, Allofs, Förster
ve Stıelike gibi 10 yıldız oyun-
cuya sahip olan Denvall, elinde
karizmatik bir futbolcu olma-
dığı için Cezayir yenilgisine ve
finalde Jtalya hezimetine razı
oldu. Türkiye açısından bakılır-
sa, dünya ikinciüği süper bir
başanydı. Ama Almanlara gö-
re iş değişiyordu: Denvall başa-
nsızdı.
Madem kı takımda karizma-
tik futbolcu yok, o zaman ka-
rizmatik bir teknik direktörle
bu açık kapaülamaz mıydı? Al-
manlar, Denvall'den sonra
Beckenbauer'i, işte bu moüfle
işbaşına getirdi. Ve şampiyon
olmak için sadece sekız yıl bek-
lediler. 86'da kupaya kötü baş-
layan Almanya, seke seke geldi-
ği finalde Arjantin'e teslim
oldu. 1990 ise Almanya'nın
dünya kupasını en kolay ka-
zandığı yıl oldu.
Lçüncfi saptama: Almanya
her dünya kupasına, ılk dörde
ginneyı garantileyerek başlar
Çünkü Almanya'nın belli başlı
bir futbol ekolü vardır. Bu özel-
lik, Almanlann dünya kupala-
nnda ilk sınıflan iftiharla geç-
mesini sağlar. 1962'den sonra
Ahnanya'nın ilk üçe gjremediği
tek dünya kupası, 1978'dir.
Konu Almanya ve Alman
futbolu olunca, yaa, ister iste-
mez bir geometri probleminin
çözülmesıni andırdı. Üç sapta-
madan hareketle, şımdi bır
önermeye varalım: Aiman fut-
bolunun son führer adayı Tho-
mas Hâssler'dir. Hani o, "Tann
konuşması için Thomas'a fut-
bol topu gönderdf" denilen
bücür sanşm.
Doğruyu söylemek gerekirse.
turnuvadan önce, ne Hâssler'ın
takımını sırtlamak gibi bir niye-
ti vardı, ne takımın saha içi şef-
liğini Hâssler'e teslim etmeye
yanaşmayan teknik direktör
Berti Vogts'un.
Bunun ikı nedeni var:
1. Lothar Vlatthaus ve Rudi V il-
lerin sakatlığu Matthâus-
un sakatlığı, Beckenbauer'den
oyun içinde yönlendirici bir fut-
bolcunun üzerine inşa edilmiş
bır takım geleneği devralan
Vogts'un uykulannı kaçınyor-
du. Ama Vogts, Matthâus'un
üstlendıği rolü Völler'e vermek-
ten yanaydı. Völler, karizmatik
bir karaİctere sahip olmaması-
na karşın, takım arkadaşlan
arasında, kişilığiyle dikkatleri
çekiyordu. Ancak Völler'in ko-
lundaki sakatlık, daha ilk ma-
çın ilk yansmda ortaya çıkmca,
Alman takımı kaosa girmeye
başladı..
2. Kaos dönemi: Beckenbau-
er teknik direktör olsaydı, saha
içindeki kaosu karizmatik kişi-
liğiyle bir süre ortadan kaldıra-
bibrdi. Vogts'un ise sönük bir
kişilığı olduğu için böyle bir
şansı yoktu ve Almanya'nın
kupa dışı kalması kaçınılmaz
görünüyordu.
Her kaos dönemi, kendi kafr
ramanlannı yaratır. Alman fuU
bolunun son kahramanı Hâss-
ler, takıma hükmetmek için ışte
bu kaosun göz göre üretilmesi-
nı bekledı. Son sözünü söyle-
mek içın sabırla bekledı.
Sanıldığı gibi Euro 92'dc
Hâssler'in yıldıa, BDT karşı-
laşması veya Isveç maçında at-
tığı frikik golleriyle parlamadı.
Basit olduğu kadar stratejik
bir oyun olan futbolda gaübiyet
varhİctır, yenilgi ve elenme ise
hiçlik. Führerliğin yolu da bu il-
keyi algılamak ve uygulamak-
tan geçiyor. Hâssler bu ılkeyi
anladığını İsveç maçının son
dakıkasında gösterdi. Maç bo-
yunca takımda sorumluluğu
tek başına üstlenip, Almanya'-
nın ve karşılaşmanın temposu-
na hükmeden Hâssler, bire bir
pozisyonda yakaladığı tsveç
defansının üzerine gitseydi,
kendi egosuna yenilecekti. Bel-
ki skoru 4-2 yapıp Almanlann
stadı büyük bir coşku içinde
terk etmelerini sağlayıp, gol
krallığında avantaj yakalaya-
caktı. Ama Hâssler, tüm bu
dürtülere kulak asmadı, egosu-
nu yendi. Denilebilir ki, kaptı-
racağı bir topun kendi kalesine
İsveç akını olarak dönmesin-
den korktuğu için geriyedöndû
ve oyunu yavaşlattı. Buna veril-
mesi gereken yanıt 'hayır' ol-
malıdır. Hâssler, korktuğu için
durmadı. Isveçliler maçı kay-
bettiklerini o durduğu zaman
anladılar. Bu an, Hâssler'ın ay-
nı zamanda, bütün bır oyun
boyunca hükmettiği Alman ta-
kımı oyunculanna konuşma-
dan açıkladığı bır mesajdı: "Bu
ekibin führeri benim."
Çocukluğumuzda oyun oy-
narken bir tekerleme terennûm
ederdik hep bir ağızdan: "Bir,
iki, üçler. Yaşasın Türkler.
Dört, beş, alu. Polonya battı..."
Hâssler, İsveç maçında adaylı-
ğını koyduğu führerüğı Dani-
marka karşısında ılan ederse,
şimdıki çocuklar şöyle bağır-
mahdır: "Bir, iki, üçler. Yaşasın
Hâssler. Dört, beş, alü. Hollan-
da batü." Hem de üç kere.
BERLİN TÜRK SAĞLIK DERNEĞİ
bin Türk yararlaıııyor
ALO
Lstanbul Haber Servisi - Yolunuz bir gün Ber-
Iin'e düşüp de size kentin orta noktasında yer
alan Kreuzberg'de Türk Sağlık Bakanlığı'ndan
söz ederlerse sakın şaşırmayın. Siz hayretler
içinde Berlin'de Türk Sağlık BakanlığYnın işi ne
dıye düşünürken karşınızdaki kişi Berİin Türk
Sağlık Elemanlan Derneği'nin yerini tarif ede-
cektir. Berlin'de haklı bir üne sahip olan Berlin
Türk Sağlık Elemanlan Derneği 1983 yıbnda
hayli ilginç bır şekilde kurulmuş.
O dönemde Berlin'de ev yaptıracak olanlara
hukümet vergiden düşürebıleceklennı açıklayın-
ca, burada yaşayan doktor, konuşma uzmanı.
psikolog, hemşire , eczacı ve dişçiden oluşan
Türk sağlık elemanlan bu derneğı oluşturmuş-
lar.
Berlin'de yaşayan 140 bınin üzerindeki Türke
iıızmet götürebılmek ve Alman sağlık kuruluş-
lanyla da bir köprû görevi üstlenen bu dernekte
16 Türk ve Alman bıüm adamının görev
yaptığını belırten Berlin Türk Sağlık Elemanlan
Derneğı Başkanı ve Hecheshorn Akcığer Hasta-
lıklan Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü yöneticisi
Dr.Ali Nadir Savaşer, yapılan çahşmalar hak-
kında şu bilgıleri veriyor:
•'Derneğimız 1983 -87 yıllan arasında pek faz-
la bir varlık gösterememesine karşın, bu süre
içinde kendini stabilize etmeye ve yerine oturt-
maya çalıştı. 1987 yılında ise bu yapılan çalışma-
lann semeresi görüldü. Bu yıl içinde ilk olarak
Danışma ve koordinasyon merkezimizi oluştur-
duk. Tüzûğümüz gereği, vereceğimiz hizmetler-
de dil, din ve ırk aynmı gözetmeyeceğimiz için
amacımızı en kökjü şekilde sağlık alanında
yardım götürmek uzere planladık. Bir de şert
İcoyduk. Berlin'de yaşayan Türk sağlık eleman-
lan dışında derneğimiz, Türkçe bilen Alman,
Yunan, İspanyol, Yugoslav, Fransız bütün ülke
çalışanlanna da açıktı. Ancak eğer bu görevliler
Türkçe bihyorlarsa asil üye olarak ıster başkan
isterlerse de her türlü görevde bulunabıürler.
Danışma ve koordinasyon merkezımizin en bü-
yük işlevlen arasuıda ise Berlin'de yaşayan
Türklerin örf ve adetlerinden kaynaklanan baa
farklılıklann yol açtığı uyumsuzluklann gideril-
mesi geliyor."
Artık telefonda da
heyecanlı, solu
kesen oyunlar
oynayabilirsiniz!
900 900 671
YILDIZ SAVAŞÇISI
TRON'A
YARDIMCI OLUN
900 900 672
YAMPİR AVCISI
SEVGİÜNİZ KONT
DRAKULA'NIN
ELİNDE...
Türkiye'nin her yerinden servislerimizın
1 dakikası 5833 TL'dır. Ortalama servis süresi
3-4 dokikodır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.