02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 HAZİRAN1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 KLIŞLALFMN KONUĞL EROL TUNCER Her meslekte tecrübe önemlidir CHP'nin son genel sekreter yardıması Erol Tuncer, partinin yeniden açılmasma yönelik çalışmalan yürüten Genel Yönetim Kurulu'nun sözcüsü durumunda. Son Genel Başkan Ecevit istifa ettiği, son Genel Sekreter Mııstafa Üstündağ da vefat ettiği için bu görev ona düşüyor. 1938 Bayburt doğumlu olan Tuncer, İTÜ İnşaat Fakültesi mezunu. Karayollannda önemli görevler üstlendikten sonra İmar ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürü olarak hizmet verdi. 1973 ve 77 seçimlerinde CHP listesinden Gümüşhane milletvekili seçildi. 1974'ten, kapatıldığı 1980 yılına kadar CHP yönetiminde görev yaptı. 1977 seçimlerinden sonra kurulan ve güvenoyu alamayan Ecevit hükümetinde İmar ve İskân Bakanı olarak yer ahyordu. Tuncer, parti ve parlamento arkadaşı yazarımız Ahmet Taner Kışlah ile CHP'nin yeniden açılmasıyla ilgili sorunlan tartıştı. CHP'nin eski kurultay delegelerinin yüzde 80'ini aşkın bir bölümü SHP'ye kayıtlı. DSP'ye kayıtlı olanlar, yüzde 10 dolayında. Kalan yüzde 10"un yansı hiçbir partiye girmemiş, diğer yarısıysa DYP ya da ANAP'ı seçmiş. Sağcı partileri seçmiş olanlann bir bölümü, parti açıldığı takdirdeyuvaya dönme eğilimi içindeler. Hatta partilerindeki etkili görevlerinden şimdiden istifa edenler bile var. KIŞLALI: CHP örgiitü şu anda ne durumda? Yeniden açümaıun gündeme gelmesi nasıl bir hava yarattı? TUNCER: Biz son Genel Yönetım Kurulu olarak ilk adımda iki saptama yapmıştık. Birincisi, CHP'nin kapatılmasıyla do- ğan boşluğun tam anlamıyla kapatılamadığı ıdi. İkincısi ise CHP'li örgüt üyelerinin, geçmişten gelen eğiıimleri, birikimleri, parti disıplini anlayışlan ve dayanışmalan ile örgütlü bir güç olarak ayakta olduğuydu. îlk toplanürruzdan bu yana ıkı bu- çuk ay geçti ve olaylar bizim bu saptamalanmızı doğruladı. 12 yıl önce fıilen ve 11 yıl önce de hukuken kapaülmış olduğu hal- de, CHP kadrolan dağılrruş değil. CHP"nın açılış ümidı ile bir- likte müthiş bircoşku, dayanışma ve GYK'nın kararlanna tam uyma ve destek görüldü Örneğın önümde Van örgütümüzden yeni gelen yaa duruyor. Altındaki imzalar arasında, şu anda SHP ve DSP'de ilçe başkanı konumunda olanlar da var. KIŞLALI: Eski kurultay delegeleri şu anda hangi partilere dağümış durumdalar? TUNCER: Temas kurduğumuz illerden aldığımız sonuçlara göre kurultay delegelerinin yüzde 80'ini aşkın bir bölümü SHP'ye kayıtlı. DSP'ye kayıtlı olanlar yüzde 10 dolayında. Ka- lan yüzde 10'un yansı hiçbir partiye girmemiş, diğer yana ise DYP ya da ANAP'ı seçmiş. Sağcı partileri seçmiş olanlann bir bölümü, parti açıldığı takdirde yuvaya dönme eğilimi içindeler. Hatta, daha şim- diden partilerin- deki etkili görev- lerinden istifa edenler bile var, KIŞLALI: Kafa- larda öncelikli bir soru var. 1980'nin CHFsi, 1990'- lann gereksin- mderini ne ölçüde karşılayabilir? TUNCER: Çok haklı bir soru. Normal koşullar- dabıle 12 yıl. top- lum hayatında önemli değişik- liklere yol açabi- lecek bir zaman dilimi. Kaldı ki bu dönemde dün- ya baş döndürü- cü bir değişimi yaşadı ve biz top- İumsal dengelerin allüst olduğuna tanık olduk. Tartışmalanmızın gündemi değişti. Parti açıldığı andan itibaren, dünyadaki ve Türkıye'deki değişimlere ayak uyduracak bir program hazırlanması, CHP'nin ana sorunlan- ndan biri olacak. Zaten CHP, kurulduğu tarihten kapatıldığı tarihe kadar, sürekli olarak kendini yenileme özelliğini taşımış bir partidir. O günün koşullannı yanıtlayan devletçılik de, çok partıli demokrasi de, özgür sendikacıhk da, planlamaalık da hep temelinde CHP'nin harctnı taşır. Türkiye'nin kalkınmasına büyük katkılan olmuş birçok iktisadı kamu kuruluşunun kuru- cusu da CHP'dir. Son olarak 1965'lerde "ortanın solu" hareke- tiyle yola çıkarak, "demokratık sol"da sonuçlanan bir büyük yenileşmeyı de bünyesinde yine CHP gerçekleşürmişür. Bu biri- kime sahip kadrolar, şimdi bunu bir sonrakı kuşaklara aktara- rak, yenıleşme geleneğirü sürdüreceklerdir. KIŞLALI: Basında, CHFnin yeniden açıtanasına olumsuz yakla- şanlar da var. Hatta SHP Genel Başkanı'nın çok yakını olan bir yazar, bu gjrişimi "siyasette kendilerine yer bulamayıp, geride kalanlar"uı çabasına bağladı. TUNCER: Hareketimizin gördüğü yaygın destek açık. Bu ka- dar yaygm bir taban, tamamen siyasette kendine yer bula- mamış bir taban olarak nitelendirilemez. Üstelik bu tabanın önemli bir bölümü de halen SHP ya da DSP'de. Yani bize bu desteği verenler, zaten aktif politikanın içındeler. Hareket kendi ıçinde bir haklıbk taşımasaydı. sadece bazı insanlann sıyaset heveslerini gerçekleştirmek için ortaya çıkanlmış bir senaryo olsaydı, bu desteği bulması olanaksızdı. KIŞLALI: Hareketin öncülüğünü yapan eski GYK üyeleri şu anda pariamentoda değiller. Sanıyorum asıl vurgulanmak istenen bu. TUNCER: 12 Ey- lül döneminde partilerin kapatıl- masının arkasın- dan, bir kısım arkadaşımız be- nim gibi hu- kuken, bir kısım arkadaşımız fıilen siyaset dışı tutu- lurken, sağkklı kadrolaşma süre- ci aksatılmış oldu. Doktorun. mühendisin olduğu gibi, her mes- leğjn tecrübelisi daha değerlidir. Üstelik de siyasetin okulu yok- tur. Siyasetin okulu, doğrudan doğnıya tecrübedir. CHP'nin oylanna sahip çıkan partilerin, CHP'nin kadrolanna yeteri ka- dar sıcak bakmadıklan da alü çizilmesi gereken bir gerçektir. Siyasette başanh olmanm tek ölçütü olarak seçimlen almak ise yanlışür. Eğer öyle olsaydı, şu anda parlamentoda sol kesim çok az temsil edildiğine göre çok değerli kadrolan başansız say- mak gerekirdi. Oysa bu durum. teker teker adaylann sorumlu- luğundan çok, o partilerin başansızhğının bir göstergesidir KIŞLALI: SHFnin sayın genel sekreteri de CHFnin varuğmı sürdürmesine olumsuz yaklaşaıüar arasında yer alıyor. Yeniden açılacak olan CHP'nin, bütün mal varlığı Ûe biriikte SHPye katılma oiasıltğı sizce var mı? TUNCER: Bızım ıçın öncelikli sorun CHP'nin açılması ve bir- leşmenin. bütünleşmenin sağlanması. Bu birleşmenin hangi partinin çatısı altında olacağı daha sonra geliyor. Bizim aldığımız izlenim o ki; kurultaydan oy birliğine yakm bir çoğun- lukla, CHP'nin devamı yönünde karar çıkacaktır. Yine bizim aldığımız izlenime göre; parti tabanının önemli bir çoğunluğu, birleşmenin CHP çatısı altında ve CHP ilkeleri etrafında ger- çckteşmesini arzu etmektedir. Bunu da doğal saymak gerekir. Çünkü soldaki iki parti de CHP kapatıldığı için siyasal ya- şamımıza girdiler ve bir boşluğu doldurmava çalıştılar. KIŞLALI: Son kısnıi yerei seçimlerde SHP oylarının artmış ol- ması, CHP tabanındaki bu eğuimlere ters yönde etki yaptı mı? TUNCER:Bir kere SHP'nin oylannı arttırmış olmasından do- layı biz mutluyuz. Birleştirmeye çalıştığımız parçalann güçlü olması, birleşmenin gücünü arttınr. Ama iki partinin oylannı topladığımızda, çok düşündürücü bir tablo ortaya çıkıyor. SHP ve DSP'nin bu yerel seçimlerde aldıklan oy toplamı %26 dolayındadır. DYP'nın tek başına aldıgı oy ise %35'tir. Eğer iddıa edildiği gibi bu oylar genel seçimler için bir gösterge niteli- ği taşıyorsa. o zaman DYP'nin tek başına iktidan beklenmeli- dir. Bu ise sosyal demokrat ve demokratik sol partilerin, koalis- yon ortağı bile olamamalan demektir. Bu seçimler, kanımca bütünleşmenin gereğinı daha açık olarak ortaya koymaktadır. K.IŞLALI: Özellikle iktidardaki partilcr için bu çaptaki seçimleri Hareketimizin gördüğü yaygın destek açık. Bu kadar yaygın bir taban, tamamen siyasette kendine yer bulamamış bir taban olarak nitelendirilemez. Bize bu desteği verenler, zaten aktif politikanın içindeler. Hareket kendi içinde bir haklılık taşımasaydı, sadece bazı insanlann siyaset heveslerini gerçekleştirmek için ortaya çıkarılmış bir senaryo olsaydı, bu desteği bulması olanaksızdı. genel seçimler için bir ölçüt saymak, bana bir siyaset bilimci ola- rak pek doğru bir yaklaşımmış gibi gelmiyor. Ama siyasetin mutfağında siz benden daha deneyimlisüıiz. Ne dersiniz? TUNCER: Geçrruş deneyımlenmiz gösteriyor ki yerel seçimler- de hükümet partilerinin görecelı olarak bir üstünlüğü vardır. Hükümet olmanın avantajlan, genel olarak küçük beldelerde daha iyi kullanılabilir. Bu seçimlerde SHP oylannın daha aşağı- lara düşmesi bekleniyordu. Tersine birkaç puanük bir artış olunca, olumsuz beklenti nedenıyle aşın bir iyimserlik doğdu. KIŞLALI: Liderlik en demokratik getişmiş toplumlarda bile önemli. Kuşkusuz ki, bizim gibi toplumlarda bu önem daha da artiyor. Lstclik partiler arasında ideolojik farkldıklann azal- ması, liderin önemini daha da arttınyor. Son genel seçimlerde de gördüğümüz gibi benzerler arasında seçim > apma durumunda ka- lanlar, oylarını lidere göre kullanıvorlar. Bu nedenle de sokaktaki insan, CHFnin önderinin kim olacağını çok merak ediyor. TUNCER: Önce teknik açıdan bır noktayı vurgulamakta yarar var. Yasanın çıkmasından sonra yapılacak ilk kurultayda, ge- rek genel başkan gerekse GYK adaylan, sadece kurultay dele- geleri arasından çıkabilecektir. Yani son delege listesinde bu- lunmayan arkadaşlanmızın, lıder adayı olmalan söz konusu değil. Genel baş- kanlık için tartış- malann olmasını çok doğal karşıhyorum. Ancak liderliğin yol açtığı tartış- malar, zaman zaman partinin diğer önemli so- runlannı örtü- yor. Bu bir sağlıksızlık belir- tisi. Biz GYK olarak, işe başla- dığımızdan bu yana, üç maddeli bir gündem be- lirledik ve bura- ya genel başkan- lık tartışmasını sokmadık. Ya- sanın çıkarıl- ması, kurulta- yın toplanması ve bütünleşme- nin sağlanması öncelik taşıyor. İnanıyoruz ki genel başkanlık sorununu kurul- tay sağlıklı bir biçimde çöze- cekür. KIŞLALI: Saym Ecevit bir dönem CHP ile özdeşleşmiş, onun simgesi olmuş bir isim. CHP tabanının en azından bir bölümü için u Ece>it'siz bir CHP" CHP olmayacaktır. Oysa Ece>it'in, hareketin içinde ol- mak için öne sürdüğü koşullar var. TUNCER: Bızım tüm çabamız, iki partiyi mutlaka CHP plat- fonnunda bır araya getirmektir. Sayın Ecevit bu partiye çok büyük hizmetler vermiş, genel başkanlık ve başbakanhk yapmış birisidir. CHP'nin dışında kalması. bu bütünlüğü önemli ölçü- de olumsuz yönde etkileyecektir. Bizim gerek Sayın Ecevit ge- rekse Sayın İnönü ile yaptığımız görüşmelerden aldığımız iz- lenim, her ikısının de böyle bir bırleşmeye kapalı olma- dıklandır. Sayın Ecevit'in genel başkanhğının devam ettiği iddi- asını, kendisi "kişisel" iddia olarak nitelendirmektedır. Bizim böyle bir iddiayı onaylamak gibi bir yetkimiz yok. Bu sorunu kurultayımız çözecektir. KIŞLALI: Ecevit'e yöneltilen eleştirilerin başında, bilinir ya da bilinmez nedenlerle, eski dostiara kapılarını birer birer kapaması geliyor. Siz 12 Eylül'e kadar çok \akınında\dınız. Bu son girişim dışında, kendisiyle en son ne zaman görüşmüştünüz? TUNCER: 12 Eylül'den sonra, Ecevit ile yeni partiler kurulun- caya kadar sürekli olarak görüştük. GYK kendini sürekli ola- rak görevde saydı ve Sayın Üstündağ'ın başkanlığında biz hep toplandık. Olanak buldukça Sayın Genel Başkanınua aradık. KIŞLALI: Lider kadar ilgi çekmese bile, partinin taşıyacağı eti- ket de tartışılıyor. Sizce parti "sosyal demokrat" mı olacak, "de- mokratik sol" mu? TUNCER: CHP içerisinde 1965'lerde başlayan "ortanın solu" hareketi, "demokratik sol" aşamayla sonuçlandı. Tüzüğümü- ze, partinin de- mokratik sol bır parti olduğu ifa- desini koyduk Sosyal demokrat partiler genellikle Marksîst köken- den yola çıktıklan için Marksizme iliş- kin bir çağnşım yapmaması kaygısı ile de- mokratik sol isminin tercih edildiği kanısındayım. O anlamda. demokratik sol hareketimizin Türkiye'ye özgü bır hareket ol- duğu söylenebilir. Ama bugün bizim sol yelpazemizde de sosyal demokrat ve demokratik sol deyimlerinin eşanlamlı olarak kul- lanıldığı ve toplumca farklı algılanmadığı kanısındayım. KIŞLALI: CHP yeniden açüdıktan sonra, sizce SHP ve DSP varlığını sürdürebiİir mi? TU NCER: Bu tamamen yeniden açılacak olan CHP'nin izleye- ceği yola bağhdır. CHP yeniden açıldığında çok önemli iki so- run ile karşı karşıyadır. Bunlardan birisi sağlıklı yapılanma sorunu Üyelikten başlayarak yapılanmasını sağlıklı bir ta- bana, sağlıklı kurallara oturtmak zorundadır. Kadrolannı zen- gınleştirmek zorundadır. Eski deneyimli kadrolara yeni kadro- lar eklemek, geçmişin deneyimi ile genç kuşağın dinamizmini birleştirmek lazım. Daha çok uzmanın girmesini sağlamak, dı- şandaki kadrolan özendirerek polıtik yaşama kazandırmak lazım. İkinci sorunumuz ise CHP'nin temel ilkeleri üzenne oturtulmuş, çağa uygun bir programı toplumun hizmetine sun- maktır. Bu iki sorunu aşabilirsek; inanıyorum ki CHP'de bü- tünleşmek hem daha kolav. hem daha sağlıklı olur. KIŞLALI: Sorumu tam vanıtlamadınız. TUNCER: Eğer CHP, anlatmaya çahştığım çerçevede sağlıklı bir yapıya, geçerli ve tutarlı bir programa kavuşursa, bütünleş- menin o çatı altında sağlanacağına inanıyorum. Ama yalnız te- mennılerle oluşturulacak bir bütünleşmeden yana değilim. Bu- nun bir ömeği, geçmişte SODEP-HP birleşmesiyle yaşandı. Sağlıklı ilkeler etrafında bütünleşemedığimiz sürece, bütünleş- menin de yararlı olamıyacağı kanısındayım. Bugün destek olan büyük coşku ve heyecan, bizı ancak birkaç ay götürür. KIŞLALI: Kurultay, gene dar kadrolan yansıtan listeler savaşı- na mı tanık olacak? TUNCER: 12 yıl sonra açılırken, topluma karşı ağır bir sorum- luluğumuz var. Hastalıklan, bugüne taşımamamız gerekiyor. Öyle bir yönetim işbaşına gelmelidir ki, hiçbir partilimiz kendi- ni dışlanmış saymasın. Kamuoyunun da baskısıyla, bu tavnmızın kurultayda olumlu sonuç vermesini diliyoruz. Geç- miş acı deneyimler de gostermiştir ki dar kadroculuk anla- mındalisteler savaşı, o savaşı kazananlara da yaramamaktadır. KİM KÎME DUM DUMA BEHtç AK . Soldan. . Sabah oknuf, chğnvy* başlamçH. Otrtf» hfei sûfede Aocaman. û Aapfodı. mahatt, Öğrefmenun, qnne*n ukala pane/a *t Jtrt / PİKNtK PtYALE MADRA ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI \y o \ 1 WM : jfy¥i AĞAÇ YAŞKEN EĞİLJR KEMAL COKHAIS GÜRSES GARFIELD jm DAVLS ÜSTÜNE. VI H A R B İ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Haziran TEKERLEKLI MAHKEME!. 192£'M 8U&UN, INGLEWOOD <£A/r/A/O£ YEMt g/<e HUKUK UY6ULAMASI B4ŞLATILDI. TEUTELJ BİR /C4tf- YOU KASASINA YE£LE$7VZ<LeN MASA SANDALYELEG&EAJ OUlŞMUŞ MİMİ ME SALOHUNDA NOBETÇı g'£ V/USGtÇ GÖREV VAPIYOHDU. SOM ZAMAk)LA(ZDA CAUFORMlA 'DA ÇOGALAK1 OTOMO&İU-Efiifi KAZALARt /UlTtGAMSI Ü2£R/Ue ÇEŞİTLİ Ö ÜEMe G £ r R İ Ç İÖMLE£ G E Ç SÖZ. KOUüSU TEKEfZLeicU MAHKEME,ÇAĞ- Rl ALOIĞı KAZA y££LE&M£ ÇASUCAK VE KlSA SueEDE YAISSIlAAAA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear