25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS1992 CUMARTESİ 12 DIZI-YAZI Unutulan kent E R Z İ N C A N Yazı ve fotoğraflar: BEHZ AT ŞAHIN Erzincanhııjıı partisi artıkErzincan rartisiYeni yasa bekleyen Erzincan'da olağan koşullaıdaki uygulamalar sürüyor. Depremin zararını saptamak için bilirkişiye yapılan başvurularda, aynı binadaki her başvuru için ayn ayn keşif parası alınıyor. "Erzincan'da özellikle son Rama- zan'da yaşanan süfli hayat, bir uyanya ihtiyacı olduğunu açıkça göstermekte- dir. Görülen, bilinen, duyulan baa olaylar insanın tüylerini diken diken ediyor. Onceden muhafazakâr bir şehir ola- rak bihnen Erzincan'da aleni olarak oruç yiyenlerin sayısı epeyce artmıştı. Birahanelcr, eğlence yerleri, lokanta- lar, oruç tutan ınsanlarla dalga geçer- cesine dolup boşahyordu. Kahveha- nelerde kumar almış yürûmüştü. Kız Meslek Lısesi'ndeki baa kız öğrenciler hakkında tüyler ürperticı iddialar var- dı." Ulusal bir gazetenin bölge ekinde "'Deprem ilahi bir ikazdı" başlığı altın- da. "Erzincanlının ikaza ihtiyacı var- dı" ara başlığından sonra yer alan bu yazının yazanna göre, depremde ölen genç-yaşlı. kadın-erkek ve çocuklar günahkârdı. • Yazının virgülüne dokunmadan okumayı sürdürüyoruz: "Depremde bir çok kişinin hayatın kaybettiği SSK Hastanesi ile ilgili ola- rak Erzincanlımn biri şunlan anlatı- yor: "Deprem olduğu gün SSK Hasta- nesi'nde fuhuş işleniyormuş. Gündüz bu söylentıyı duydum. Akşam bunu düşünerek teravih namazına gittim Depremde SSK. Hastanesi'nin yerle bir olduğunu gördüm. Demek ki duy- duklanm doğruymuş dedim kendi kendime.' Erzincan'daki otellerde gayrimeşru ilişkilerin yaşandığı ağız- dan ağıza dolaşanlar arasındaydı. Ih- tiyar Erzincanlılar. 1939 depreminden önce de bu tür olaylann yaşandığını, hatta bir otelde âlemler düzenlendiöni hatırlatıyorlar. Yıkılan binalara bakıyoruz Erzin- can'da: En fazla can kaybı SSK Has- tanesi'nin bir bloğunda meydana gelmiş. Hemen bitişiğindeki bloktaysa can kaybı hiç yok. Başta Urartu ve Roma otelleri olmak ûzere baa oteller yerle bir olmuş. Kız Meslek Lisesi'nde de ölenlere rasüanıyor. Toplu ölûm yerlerinden birisi de kahvehaneler. Te- ravihe gitmeyen onlarca insaru ecel, masa başında yakaladı. İlgilenenler için aynca behrtmek gerekırse, hakim ve savçı lojmanlanndaki ölü sayısı da az değil. Erzincan'da 'çanak antenli' bina sa- yısı parmakla gösterilecek kadar az- dır. Ama ne tesadüftür ki (!) yerle bir olan 4'er 5'er katlı büyük yapılann üzerlerinde 'baykuş gibi' tünemiş 'ça- nak antenler' gördük." Yazar, "İbret ahnacak hadiseler"e de değiniyor: "Ahlaksızhk iddialanrun ayyuka çıktığı Kız Meslek Lisesi yıkılırken, bazı öğrenciler yıkınülar arasında ka- larak can verdı. Aynı anda lisenın mescidinde toplanarak kitap okuyan, namaz kılan kız öğrencilerin burnu bi- le kanamadı." Depremde ölenler yalnızca insanlar değil. Tanm tl Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin saptatnalanna göre, deprem- de yıkılan 2 bin 500 ahır ve bin 500 samanlıkta, 11 bin büyük ve küçükbaş hayvan da enkaz altında kalarak can vermiş. Onlann günahı da, her halde, Ahmet Muhip Dıranas, ö/ellikle yirlerinde; alınv azısı\ la istem, > aşamla öhrnı arasmdaki iç çatışmayı işfemiştL Bu depretne de tanık otduktan sonra yazsay- dı Fahriye Abla'yı, "Hâlâ dağlan karlı Erzincan'da misın, hâlâ Kızılay'ın bez çadınnda mısın? Bırak, gönlüm geçmiş gûnleri habrlasuT demez miydi acaba?.. Orantıların kaybolduğıı Erzincan'da çadırlar gittikçe büyüyor, kamyonlar, işleri yapmakta yetersiz kabyor. An- cak, yaşam da bir yandan sûrûyor. Yalan Riizgan, cadıra çekilen antenle, haftanın beş günü izlenmeden edüemiyor. günahkârlann mah olmakü... Biz yine bugüne dönelim. Hizmet bınalanmn yanı sıra gelirle- rinin yüzde 70'ini de kaybetmiş bulu- nan Erzincan Belediyesi'nin başkaru Talip Kaban'la konuşuyoruz. Talip Kaban da depremde kardeşini ve bazı yakınlannı yitirmiş. Ve aynı acıyı ya- şamış tüm bir kentin sorunlan da omuzunda. "Biz, artık herhangi bir partıden değil, Erzincan Partisi'nde- niz" diye başlıyor söze. Erzincan için iyı ve güzel şeyler istediklenni anlatı- yor. Bunu yapana da, kim olursa ol- sun, şükran duyacaklannı sövlüvor. Sözü Kaban'a bırakıyoruz: "Erzincan halkının acil ve önemü ihtiyaçlan var. İlk günlerin şoku geçti, gerçeklerin farkında artık. Esas kavga bundan sonra başlıyor. Vaiandaş yıl- gın; geleceğini nasıl, nerede kurabile- ceğinin hesabını yapıyor. Erzincanlı- nın Erzincan'a güveni sarsılmış durumda. Bunun için şpk destek ve önlemlergerekli. Memur layin hazırlığı içinde, ser- best meslek sahipleri tüm varhklannı yitirmiş, sermayesı olanlarda dışan gi- diyor. Tüm bunlan önlemek için Er- zincan'ın desteğe ihtiyaa var. Erzin- can, kalkınmada öncelikli yerlerden daha geriye gitmiş durumda. Erzin- can'ı cazip kılmak için mevcut yasalar- la yapılacak ıyiniyetli çalışmalar yet- mez. Erzincan'la ilgili özel yasalara gerek var. Mevcut yasalar dahilinde yapılacak olanlar da destektir, ama bunlar zaten normal, asgari koşullar- da yapılması gereken şeylerdir. Mev- cut şartlarda esnaf geleceğini niye yeniden Erzincan'da kursun? Aynca, depreme maruz kalmış bele- diyelerin desteklenmesi gerekiyor. Yardımlardan Erzincan Belediyesi'ne neden hiç pay düşmüyor? Belediye de özel yasayla desteklenmeli. Hüküme- ün bize bakışı sıcak. Ancak, hıssiyatı- mız gözönüne ahnarak değerlendiril- meliyiz." Erzincanh yeni yasa beklerken, ola- ğan koşullardaki uygulamalar sürü- yor. Örneğin, depremin verdiği zaran saptamak için bilirkişiye yapılan baş- vurularda, aynı binadaki her"başvuru için ayn ayn keşif parası ahnıyor. Elde avuçta kalan son paranın bir kısmı da, depremde zarar gördüğünü kanıtla- mak üzere kullanıhyor. "Hiç değilse, cebimızdekine dokunmasınlar" dıyor Erzincanh. 20 milyar Afet Fonu'nda Peki, Erzincan'ın yarası hep açık mı kalacak? Devlet Bakanı Erman Şa- hin'den öğreniyoruz; Avrupa İskan Fonu'ndan gelen 200 milyon dolar kredi ile devletin ayırdığı 150 milyon dolarla hazıran ayında inşaatlar başla- yacak. İlk elde 2 bin 700 konut 15 kası- ma kadar tamamlanacak. Dünya Bankası'ndan gelecek olan 250 milyon dolar krediyle de, Erzincan ve Pülü- mür'dekı sağlık ve hizmet binalanyla köylerdeki ahır ve samanhklar yapıla- cak. Yurtdışından yapılan 20 milyar lirahk bağış şu anda Afet Fonu'nda kullanıma hazır. Ancak, Erzincanh için, Belediye Başkanı Talip Kaban'ın da belirttiği gibi, kendisini kenüne bağlayacak da- ha fazla teşvik gerek. Bu sağlanmazsa? "Bu sağlanmazsa, göç sürer, 20-30 binlik bir Erzincan için de çok fazla uğraşmaya gerek kalmaz" diyor Er- zincanhlar. —Btnt— Yer ne zaman, ne şiddette sallanacak, bilinmez Uzmanlara göre Türkiye'nin, tama- mı denecek ölçüde büyük bir bolümü, depremlerden etkilenen bir bölgede bulunmakta, bunun da yaklaşık yansı birinci dereceyi oluşturmaktadır. Bu gerçeğin bilinmesine karşın şiddetli her depremde can ve mal kaybına uğ- ranmakta, büyük üzüntü duyulmak- tadır. Zaran en aza indirmek için her şeyden önce içinde yaşadığjmız binala- nn depreme dayanıklı olması gerek- mektedir. Erzincan depreminde bir- çok bina, usule, tekniğe, kurallara uygun ve doğru inşa edilmediği için yı- kılmış, çökmüştür. Oysa gereldi titiz- lik gösterilmiş olsaydı ya hiç hasar görmeyecek ya da az hasar sonucu, içindekilere zarar vermemiş olacaklar- dı. Deprem, Erzincan yerine başka bir bölgede olsaydı -ki olacaktır da- orası için de aynı şeyler söylenecekti ve söy- lenecektir. Bunun sebebini yalnızca inşaat işlerinde değil, her konuda top- lumumuza egemen olan kural dinle- meme, doğnısunu yapmak yerine bil- gisizce kolay yola gitmeyi manfet sayma, ciddi davranıştan sıkılma, uz- man olmadığı konularda karar verme tutumunda aramak, yanlış olmaz sa- nıyorum. Depreme dayanıklı bina, inşaat mü- hendisliğinin uzmanlık konusudur. Türkiye, bu alanda ileri durumdadır. Ancak deprem konusunda, başta tek- nik elemanlar olmak üzere herkesin eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve uygula- mada görevini gereken önemle, özen- le, ciddiyet ve dikkatle yapması gerek- mektedir. Depreme dayanıkh bina konusun- da, ban bilgi ve gerçeklerin sıralanma- sı yararlı olacakür. 1- Her binanın taşıyıcı elemanlan- nın oluşturduğu bir taşıyıcı sistemi ve taşınan elemanlan vardır. Taşıyıa sis- tem, temelden çatıya kadar kendisi de dahil, bütün yapıyı kusursuz olarak taşımalı ve depremin doğurduğu etki- lere karşı da yeterince dayanıklı olma- lıdır. Depreme dayanıkh yapı kavramı, "Binanın bulunduğu bölgede sık olan hafif şiddetteki depremlerde, yapının bütün elemanlannın kusursuz durum- Depremin düsündürdükleri Prof. İSMET AKA lannı korumalan, seyrek olan orta şıd- gelıştirilmekte, yenilenmektedır. detteki depremlerde taşıyıcı sistemde 3- Türkiye, depremden etkilenme hasar meydana gelmemesi, beklenen derecesine göre 5 bölgeye aynlmış, bu ve çok seyrek olan en şiddetli deprem- bölgelere ait harita ve liste, yönetmeli- de de can kaybının olmaması, yapının ğe eklenmiştir. Zaman içinde bu hari- yıkılmadan, devrihneden onanlabihr tada da gerekli düzeltmeler yapılmak- hasarlarla ayakta kalabilmesi" olarak yönetmeliklerde yer almaktadır. Ha- sarlar buna göre değerlendirihnelidir. Bir deprem sırasında hemen kulla- nılması gereken yapılar (hastane, ha- berleşme, enerji vb) ile halkın çok yı- ğıldığı yapılar, sıradan yapılara göre 1.5 katı deprem etkisi ahnarak boyut- landınbnaktadır. "Yapı önem katsa- yısı" adı verilen bu katsayı, yeni yönet- melik taslağında kademelendirilerek 1.6'ya kadar çıkanlmışür. Erzincan'- da sıradan binalar ayakta kahrken yapı önem katsayısı 1.5 olan bazı bina- lann yıkıhnalan düşündürûcüdür. 2- Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Enstitüsü, Türkiye Dep- rem Milli Komitesi, üniversitelerin de katkısıyla deprem konusunda ulusla- rarası cahşmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalann ürünlerinden biri olan ve Bayındırhk ve İskân Bakanlığı'ncayü- rürlüğe konan "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönet- melik", depremle ilgili bölümüyle, uluslararası düzeyde ileri ve iyi bir yö- netmehktir. Dünyadaki gelişmeler, büyük depremler izlenerek her ülkede olduğu gibi yeni sonuçlar, ilgili çevre- lerde geniş kapsamh tartışmalara açıl- makta, yönetmelik son bilgilere göre tadır. 4- Türkiye'deki inşaat teknolojisi, depreme dayanıkh yapıyı gerçekleştir- mek için yeter derecede gelişmiştir. Ancak bütün uygulayıcılann bu tek- nolojiyi kullanacak yeterli bilgi ve özenli çalışma geleneğine sahip olduğu söylenemez. 5- Taşıyıa sistemi yığ^ııa (duvarlan taşıyıa) betonarme, çeük, ahşap, tek ya da çok katlı her türlü bina, depreme dayanıkh olarak inşa edilebilir. Bun- lardan birinin daha dayanıkh olduğu- nu söylemek doğru değildir. Her türlü bina için kurallar ve hesap yöntemleri, yukanda sözü edilen yönetmelikle dü- zenlenmiştir. Güvenhk için kurallara uymak gerekli, zorunlu ve yeterlidir. 6- Taşıyıcı sistemi hesaplamadan önce onu oluşturan elemanlann dü- zenlenmesi, binanın depremdeki dav- ranışı bakımından büyük önem taşır. Deprem tehb'kesi yüksek olan bölge- lerde miman fanteziye kaçmadan dü- zenli yapılara gjdilmesi uygun olur. Düzenü deyimi. yapının taşıyıa siste- mi içindir ve yönetmelikte tanımlan- mıştır. Kesinleşmek üzere bujunan yeni yönetmelik taslağında "Önem katsayısı 1.6 olan hiçbir bina birinci derece deprem bölgesinde düzensiz ta- şıyıa sistemli biçimde olarak inşa edi- lemez" hükmü yer almaktadır. 7- Taşıyıcı sistemde kullanılan mal- zeme kalitesinin de dayanıklılığını et- kileyeceği açıktır. özelükle betonlann tasanmdakine uygun üretilip üretil- mediği, sürekli olarak denetlenmeb- dir. Bu durum, deprem tehlikesi olma- yan yerlerdeki yapılar için de geçerlidir ve ilgili standarda göre zorunludur. Ancak uyulmayan, umursanmayan kurallann ilk sırasını aldığını söyle- Betonarme taşıyıcı iskeleti çöken, döşemeleri üst üste yığdan, içindekikrin kurtulması olanaksız bir bina. mek de yanlış olmaz. 8- Betonarme yapılarda kullanılan celiğin eleman içındekı miktan, yeri ve biçimi önemlidir. Gerek projesi, ge- rekse uygulanması, bilgili teknik ele- manlarca yapılmahdır. Beton içine kötü yerleştirihrıiş çelik, fayda yerine zarar bile verebilir. 9- Binanın ayakta kalmasını ve dep- reme de dayanmasını sağlayan taşıyıa sistemin dışmda, taşınan elemanlann da (betonarme iskeletli yapıdaki böl- me ve cephe duvarlan gibi) depremde zarar görmemesi, onlar için de kural- lara uymaya, bilerek uygulamaya, özen göstermeye bağhdır. Erzincan depreminde taşıyıa siste- mi çöken ya da büyük hasar gören bina- lar olduğu gibi ısı yalıtım amaayla yapılan bağlanüsız, arası boşluklu çift cephe duvarlannın (sandviç duvar) yı- kıldığı da görülmektedır. Buradaki ince, bağlanüsız dış duvann rüzgâr et- kisine karşı bile güvenliği yoktur. 10- Deprem bölgeleri beürlendiğin- de, tehh'ke derecesine uygun olarak sı- ralandığma göre nerelerde deprem beklendiği bellidir. Ancak bu depre- min ne zaman, hangi şiddette olacağı- nı bilmek, (bu konuda uzun bir süre- den beri, Türkiye dahil, bütün dünya- da çalışmalar yapılmasına karşın) bugün için mümkün değildir. Zaman behrterek bir yerde deprem olacağını, şiddetıni söylemek, falalıktan öteye geçmez. Bütün bu sayılanlardan anlaşılacağı gibi özet olarak diyebiliriz ki bilgili teknik elemanlarca kurallara uygun tasarlanmış ve uygulanmış bir bina, depreme dayanıkh olur. Gehşigüzel inşa edilmiş, bilerek ya da bilmeyerek kurallara, yönetmeliklere uyulmamış bir binanın ise hasar görmesi, çökmesı için deprem de gerekmez. Kuraldışı her eyleme uyan bir örnek verilebilir: Trafiğin yasası, yönetmeli- ği, denetleyen polisi vardır. ama kural- lar sürekli çiğnenir. Çığneyen çoğun- lukla kaçar, yakalanırsa ceza görür ya da kaza yapar. İnşaatta ise kurala uy- mayan, genellikle gözden kaçar, ama cezası depremde ağır ödenır. POLTIIKA VE OTESI MEHMEDKEMAL Uzayda Güzellik... Marlene Dietrich öldü. Kimdi Marlene Dietrich? Marlene Dietrich, bizim kuşağın da, bizden önceki kuşağın da ma- donnası, erişilmez güzelliği ile bir tanrıçaydı. Dünyada tanrılar oldukça tanrıçalar da bulunacaktr. Ikinci Dünya Savaşı sırasında radyolar, plaklar, gramo- fonlar, "Lili Marlen" dedikçe biz Marlene Dietricn'i anım- sardık. Oysa o Marlen başka, bu Marlene başkaydı. Parmakları arasında ağızlığa takılmış sigarası, bacak bacak üstüne atışı, yırtmaçlı eteğinden frikik vertşi, kırıta kırıta yürüyüşü Alman dilberinin unutulmaz görünümüy- dü. Gönüllerde taht vardı. Yıllar geçtikçe bu et ve ten üstü- ne kurulmuş taht yavaş yavaş göçüyordu. Böyle güzellik- ler ancak şiirlerde olur. Divan şairlerinin Leyla dediği Marlene Dietrich'tir. Hemen şöyle bir dize dökülür: "Hangisi kalmış cihanda dem süren Leyla'ların" Marlene Dietrich dendikçe hatırıma şiir gelir; şiir denin- ce de Orhan Veli'nin şu dizeleri canlanır. Uzanıp yatıvermış, sere serpe; Entarisi sıyrılmış hafiften; Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor; Bir eliyle de göğsünü tutmuş. Orhan Veli'nin adını Sereserpe' koyduğu şiir bu kadar değil, altında birkaç dize daha var. Bu dizeler Marlene Di- etrich yerine şuh bir kadını anlatır. Şairin coşkulu bir anın- da, "Güzel kadın, şuh kadın, entelektüel kadın" dediği Marlene Dietrich midir? Bir süre önce sinemanın, şimdi TV'nin yarattığı tanrıça- lar var. Adları dillerden düşmez, güzellikleri gozlerden si- linmez Sayalım mı bu tanrıçaları... Greta Garbo, Marlyn Monroe, Brigitte Bardot, Bo Derek, Elizabeth Taylor... Ki- mi unutulmuş, kimi kendini unutturmuş, kimi de dokunaktı bir efkâr anında tatlı canına kıymışbr. Bu gidişler, unutu- luşlar bir yıldızın gökte çavarak kayması gibidir. Uzun, parlak, bitmeyecek gibi görünen bir çizgi ve yokluk!.. Bu TV'nin korkunç bir şey olduğu artık iyice anlaşıldı. Bir olay ekrana düşmeye görsün, sonucunu bir anda alıyorsu- nuz işte devrimler, halk ayaklanmaları bir göründüler mi işi bitiriyorlar. İlk denemede, ilk örnek Romanya'da verildi. Koyu ve katı bir polis rejimi kurmuş olan Çavuşesku karşıt- ları ekranı ele geçirdikleri gün işi bitmiş sayıldı. Çavuşes- ku susuyor, saklanıyor, görünmüyordu. Ama ayaklanan halk ekranı ele aldığında işinin bitmiş olduğu anlaşıldı. Sonra bütün macerası yaşandı. Kaçışı. yakalanışı, yargıla- nışı ve öldürülmesi, kısa aralarla hep gözümüzün önünde geçti. Şarkılar, türküler, gösteriler, milyonların bir anda ve hep beraber izlediği konserler, ne oluyor bütün bunlar? Artık stadyumlar maçlar için değil, konserler için de bir arena- dır. Doluşuyorlar, coşuyorlar, hep bir ağızdan söylüyorlar, tadını yerinde bırakarak çekip gidiyorlar. Gorbaçov'u bir darbeyle sessizce yerinden eden TV de- ğil mi? Yeltsin'i getiren de odur. Acaba Stalin döneminde TV'nin bu gücü olsa nasıl kullanılırdı? Uzay çağını yaşıyoruz. Ancak uzay çağını yaşayabilmek için bu çağın tekniğine erişmek gerekiyor. Eğer hazırlıklı değilseniz, Afgan geril- laları gibi ekranda sıkışıp kalırsınız. Afgan gerillaların elle- rindeki silahlar ne denli ilkel değil mi? Azerbaycan'da Elçibey uzay çağının erdemlerinden yararlanıyor ama, gereğini yerine getiremiyor. Bilgisayar teknolojisi çok şeyler yaşattı ve öğretti. Yıllar geçtikçe öğretecek de... BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Piyasayı dolasa- rak bağlı bulundu- ğu şirket adına si- pariş alan ya da müşteri bularak ti- cari mal satan kim- se. 2/ Eskiden ağır hapis mahkûmlan- nın boynuna geçi- rilen demir halka... Edremit Körfe- zi'nde turistik bir merkez. 3/ Soyun- dan gelinen kim- se... Zihin... Bir cetvel türü. 4/ Kı- sa saplı odun baltası... Liste başı ol- muş hafif müzik parçası. 5/ Ha- mam. 6/ Doğu Karadeniz yöresine özgü küçük yelkenli tekne... Vücut ısısı. 7/ Kimyada basit şekerlerin genel adı... Bir resmi sulandırılmış renklerle boyama ya da gölgeleme biçimi. 8/ Tarlayı sürerek dinlen- meye bırakma... Sıcak ve kum bir rüzgâr. 9/ Asya'da bir başkent... Bir nota. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Sularda bulunan ve ancak mik- roskopla görülebilen yaratıklar topluluğu. 2/ Dar ve kalınca tahta... Selçuklu ve Osmanhlarda donanmada görev yapan as- ker sınıfı. 3/ Çah çırpıdan yapılmış kulübe... Türk resim sa- natında önemli bir gnıbun ad olarak benimsediği harfin oku- nuşu. 4/ Tavlada bir sayı... Başkalannın sırtından geçinen kim- se 5/ Eli açık, cömert, yiğit... Hatay ilinde bir ırmak. 6/ 1%1-1%7 yıllan arasında Istanbul'da yayımlanan haftahk si- yasi dergi... Dama, satranç gibi oyunlarda oynama sırası. 7/ Yiğit... Gaipten haber verdiğine inanılan melek. 8/ Bir şeyi unutmamak için parmağa bağlanan iplik... Safra. 9/ Kesinti- lerden sonra kalan miktar... Tiyatroda sahne. UfukGüldemir ALATYA Tekin Yayınevi,Ankara Caddesi Konak Han No:43CağaloğluİstanbulTel:5276969 40.000 TL. 7cA isickk'rdcdanıgapıılııkarşılığıgömierUir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear