Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
- - Sa
Cumhuriyet i
Sahibi: Cumhurij^t Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonkn Şirketi adıns
Berin N«U • Gtnel Yayın Yönetmeni: özgen Aor • G«nel Yaym
Koorfmatörü- Hlkmet Çcünkıya • Yazı Işleri Müdürleri: Fnsua özbügcn
(Sorumlu), Cel«I BtşİMtrç • Yazı îşleri Mttdüı Yardımcısı: Sallm AJpuiaa
Sayfa DOzcnı Yönetmeni: AU Acar • Adana Temsilcısı:
lç Politika: Mehnet lezku, tstanbul Haberteri: Şeaay tUlluo, Dış Haberler. Ergıu Balo,
Kültür: Mfiiflt Batebuhlar, Makakler: Sami Kanöfta, Spor: AbdttlkuUr YücdEUn, DOzeltme:
Abthdlak Yuıa • Koordinatör: Alunet Komhaa • Mali lşler: Erol Erkot • Muhasebe:
Böleat Yener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osm«nb«ş<oğlıı • Idare: Hiueyia Gam • tşletme:
Öndcr Çettk • Bilgi-tşlem: NaU lnal • Personel: Sevgi BosUnaoftta
Rasan ve Yayan. Cumhunyct Malbualık vc Gunecilik T.A.Ş. TOrkocafı Cad. 39/41 Ca|alothı
J4334 lsı PK 246 luanbul Ttl 512 05 05 (20 hal), Ttia 222*4, Fw. (I) 526 60 72 • Bümhr
A.nk»r»-. ZJya OOUlp Blv Inkılap S. No 19/4, Tel 433 II 41-47, Tdra: 42344, FM (4) 433 05 65
# \jMir. H Zıya Blv. 1352 S. 2/3, Tel 13 12 30, Tcta 52559, FM. (51) 19 53 60 • Adna:
lnonu Cid 119 S. No 1 Kaı 1, Tel. 1» 37 52 (4 bal), Tkle* 62155, Fax 01) 19 25 78
TAKVIM I MAYISI992 Imsak Guneş 5 56 Oğle. 13 06 İkindi: 16 56 Akşdtn-20 06 YatM 21 38
s
Yangında3 cocuk
öldü
•İSTANBUL(AA)-
Üsküdar"da bir
gecekonduda çıkan
yangında, evdeyalnızplan 3
çocuk yanarak öldü. Örnek
Mahallesı35.CaddeG.57
Sokak'takı tek kaüı ıkı odalı
gecekonduda. saat 13.00
sıralannda henüz
belirlenemeyen bir nedenle
yangınçıktı. Anneleri Necla
Çamkıran. alışverişe çıktığı
için evde yalnız kalan 5
yaşındaki Cevdet ve Sevim
adlı ikizlerile 1.5 yaşındaki
Coşkun Çamkıran yanarak
öldüler. Olaydan sonra eve
gelen ve hamile olduğu
bildinlen Necla Çamkıran,
sinir krizleri geçirirken.
vaıandaşlar ve itfaıye
ekipleri, divanın altında
birbirine sanlmış haldeki
küçük çocuklann cesedını
buldular.
İstanbul'da
ilaçlama
• tSTANBUL (AA) -
Buyukşehir Belediyesi
tarafından sivrisinek ve
karasinek zararlılarına karşı
Ayamama Deresi'nde
karadan ve havadan ilaçlama
yapıldı.Buyukşehır Belediyesı
Sağlık Daire Başkanı Dr.
Şeref Solak >aptığı
açıklamada, dun
Atakoy'deki Ayamama
Deresi'nin yanı sıra Halkalı
çopluğu ve Kuçukcekmece
göl havzasının da havadan
ilaçlanaeağını bildirdi.
İstanbul'da 12 bolgenin
havadan 20 gunluk
periyodlarla surekli
ilaçlanaeağını belirten Dr.
Solak, "Son iki yıl boyunca
ilaçlama çalışmalannı
duzenli olarak yurutuyoruz"
dıye konuştu.
'Alo' kısıntısı
• ANKARA(AA)-
Ulaştırma Bakanı Yaşar
Topcu, bütün kamu kurum
vekuruluşlannın
telefonlannı "900'lü
numaralar" olarak bılıncn
özel tarifeli "Telefon mesaj
servısleri"nı aramalara
kapattırdı. Ulaştırma
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre bazı
gazetelerde çıkan heberlen
ihbar kabul eden Ulaştırma
Bakanı Topçu. kamu
kurum vekuruluşlannın
telefonlannın900'lü
numaralara kapatılması
için PTT İşletmesı Genel
Müdürlüğü'neyazılı
talimatverdi.
TEV'in25.
yıldönümü
• İstanbul HaberServisi-
Bugüne kadar 45 binden
fazla öğrencınin > urtıçı ve
yurtdışı öğrenimıne katkıda
bulunan Türk Eğıtım Vakfı
(TEV). 25"ınci kuruluş
yıldönümünü kutlayacak.
Mütevazıbirtörenle
kutlanacağı belırtılen
kuruluş yıldönümü. 4 mayıs
pazartesi günü saat 10.30'da
Divan Oıeli'nde yapılacak.
EndonezyaSağlık
Bakanı
• İSTANBUL (AA)-
Endonezya Sağlık Bakanı
Adhyatma. Bolu'da kurulu
Trophy Röntgen Cihazlan
Fabrikası'nda ınçelemelerde
bulunmak üzere İstanbul'a
geldi. Konuk Bakan
Adhyatma. Atatürk
Havalimanı'nda yaptığı
açıklamada. Endonezya'nın
röntgen cihazlannı ıthal
ettiğini belirterek. Bolu'da
üretım yapan fabrikanın
benzerini kendı ülkesinde
kurmak ıstedıklerini söyledi.
Söz konusu fabrikanın.
Endonezya'da kurulmasıyla
Türkiye-Endonezy a
arasmda sağlık alanındaki
işbirliğinın daha da
artacağını ifadeeden konuk
bakan. bu işbirliğıne
yenilerini katmayı ümıt
ettiklerinı bildirdi
055 Polis tmdat Merkezi'ne çoğunlukla yanlış telefonlar düşüyor
^Uoooo... Orasi Çayeli midur?'• 055 Polis Imdat Mer-
kezi'nin telefonlan sus-
mak bilmiyor. Telefon-
lann biri açılıp biri ka-
panıyor. "Amca bana
masal anlat" diyen ço-
cuklann yanı sıra
"Aboneyim Abone"
şarkısını dinletenler var.
TAYFUN GÖNÜLLL
"Telsiz Kumanda Merkezi.
Ginlmez."
Bu uyannın asıldığı kapıdan
giriyoruz. Loş bir koridorun
sonunda bir kapı. Açılır açıl-
maz, birbirine girmiş yüzlerce
mekanik ses koridora doluşu-
yor. Geniş bir salon. An kovanı
gjbi vızıldıyor. Ceketlerini çı-
karmış genç polis memurlan,
masalann üzerine dızilmiş on-
larca telefonun bınni açıp diğe-
rini kapatıyor, sağa sola anons-
lar yağdınyor.
Burası, Emniyet Müdür-
lüğü'nün Gayrettepe'deki bına-
sının 5. katınde kurulu, son
günlerde yoğun ilgı gören ve
daha da görmesi için çaba har-
canan, 055 Polis İmdat Merke-
zi.
Salonda 8 ayn cam bölme.
Her bölmede bir polis ve önleri-
ne uzanmış bir mikrofon. Cam
bölmelerin önünde, yan yana
dizilmiş masalar ve 20'den fazla
telefon.
Bir telefon çalıyor: "Polis ım-
dat!" Polis, şaşkın gözlerini sa-
londa dolaştınyor. Telefonun
diğer ucunda, son günlenn po-
püler parçası. "Aboneyim.abo-
ne..." çalıyor. Genç polis kızmı-
yor. Çünku her dakika yaşadığı
olaylardan biri.
Telefon çalıyor: "Polis ım-
dat!" Polisin karşısında bir ço-
cuk.
"Amca bana masal anlat."
Masal hizmete dahil değil.
"Bak çocuğum, bu telefonu bir
daha çevirme."
Tekrar çalıyor: "Polis im-
dat!"
"Memur bey, kimliğimi kay-
bettım; ne yapmam gerekiyor?"
055 Polis İmdat MerkezTndeki 12 telefona 4 polis bakıyor. Ciddiyeti olan tûm anonslann kaydı yapıhyor.
"Kardeşim. karakola git, on-
lar söyler."
Çalıyor: "Polis imdat!"
"Polis ımdat mı?"
"Evet"
"Kardeşim. ne polis ımdatı
ya! Birazciddiol."
Polisin yanındayız. Hırsla te-
lefonu kapatıyor. Karşı taraf
bir türlü "Polis imdat" olduğu-
na ınanmamış.
Bankolar. .camlı bölmeler
arasında dolaşıyoruz. Memur-
lar en çok çocuklardan yakını-
yor. "Servısler bedava ya,
annesı çevıriyor, çocuğunun elı-
ne veriyor. Gelen yüzlerce te-
lefonun coğu küçüklere aıt.
Kurtulamadık gıtti bu çocuk-
lardan."
Gereksiz çalan telefonlardan
herkes yakınıyor. Haberleşme
Şube Müdürü Muhsin Bahn
Alsancak. Rizeli. Yöresmın şi-
vesiyle anlatıyor:
"Vatandaşlanmız şehirlera-
rası telefon çevirmek istedikle-
rinde 9 tuşuna basıyorlar Ama,
şehirlerarası sinyalinı daha bek-
lemeden kod numarasmı çevın-
yorlar. Bızim telefon düşüyor.
Vatandaş, aradığı yenn düştü-
ğünü sanıyor. Bizim memuru
hiç dınlemeden, özellikle de bi-
zim hemşeriler avaz avaz bağı-
nyorlar: "Alo. orası Çayeli mi-
durda?'"
055'e ait 12 telefon var. Bu te-
lefonlara 4 polis bakıyor. "Polis
ımdat" telefonlannın karşısın-
dakı camlı bölmeler de grupla-
ra aynlmış. Asayış, trafık, te-
rör, mali şube, narkotik gibı.
Salonun ortasında büyük bir
makara bant sürekli dönüyor.
Tüm telefon ve telsiz konuşma-
lan 24 saat kaydediliyor. Üze-
rinde dıjital bir saat. Polis me-
muru, neden saat kaydı
yaptığını açıklıyor:
"Ciddiyeti olan tüm anonsla-
nn kaydını yapıyoruz. Çünkü
tüm bandı aramak yerine, kay-
deıtığımız o saatten bandın ıste-
nilen yeri hemen bulunabilir.
2laman kaybını önlemek için.
Yetkililer, bant kayıtlanyla
ilgjli bir endışelerini dile getiri-
yor. Bilgi vermek isteyen vatan-
daşlann çoğunun, adreslerinin
veya telefon numaralannın be-
hrlenmesinden korktuklan için
telefon açmaya çekindiklerini
beürtiyorlar. Oysa,"Hiçbir ad-
res veya telefon numarası takip
edilmiyor. Zaten buna ımkânı-
mız da yok."
Merkezde bir komiser yar-
dımcısı, bir komiser ve bir de
başkomiser görev yapıyor.
Merkezdeki polislenn tümü as-
kerlıklerini muhabereci olarak
yapıp daha sonra da bu konuda
eğıtim almışlar. Sese karşı du-
yarlılar. Komiser muavinı
istanbul Üniversitesi Türk Dili
Edebiyaü Bölümü mezunu.
Onu bu merkezde, şive, diksi-
yon ve ıyi anlaşabüme konu-
sunda daha yararlı olabüeceği
için görevlendirmişler.
Bu arada, Şube Müdürü Al-
sançak'a bir soru yöneltiyoruz:
"Özel TV'lerin artması ve ye-
ni yasayla birlikte daha da ço-
ğalacak TV ve radyo istasyon-
lan sizin haberleşmenizi etkile-
yecek mi? Uzmanlar, İstanbul'-
da bir frekans karmaşası ya-
şandığını belirtiyor. Şu anda bir
aksaklık söz konusu mu?"
Alsancak, şu yanıtı veriyor'
"Evet yeni yasayla birlikte
ortahk kanşacak. Ama biz şim-
diden bırtakım önlemler üze-
rinde çalışıyoruz."
1986 yıUnda hizmeje giren
0S5'in görevüleri, çok fazla asıl-
sız ihbar geldiğıni, ama arasıra
"işe yarayanlannın" da çıktığı-
nı belirtiyor.
Bu arada, terörle ilgıli anons
yapılmaması dikkatimizi çeki-
yor. Yetkililer, "Terörle ilgilı
anons geçmeyiz. Siz bizim ko-
nuşmalanmızı nasıl dınlıyorsa-
nız, terör örgütlenrun de elle-
rinde dinleme sistemi olabilir.
Bu olasıhğı göz önünde bulun-
durduğumuzdan, genellikle tel-
siz kullanmayıp, telefonla ha-
berleşiriz" diyor.
PolisImdat
Merkezi'ndenizlenimler
Tam kapıdan çıkarken,
"İşte bizi şimdi ızlemeniz ge-
rek" diye geri çevriliyoruz. Sa-
bah bir polis memuru silahlı
saldın sonucu öldürülmüştü.
Gelen bir ihbarda, Topkapı
Cevizlibağ tarafında bir çevik
kuvvet memuruna (Selami
Epik) silahlı saldın yapılmış.
Saat 16.45.
Salon bir anda birbirine gjr-
di. Herkes ayakta, ellerde tel-
sızler. O55'in telefonlan sus-
mak bilmiyor. "Saldırgan-
lann eşkâlleri nedir?Otomobi-
le bindiler mi? Bindilerse, pla-
ka nedir?" Polis, hemen bu so-
rulann yanıtlannı bekliyor.
Bir telefonda saldırganlann
Halıç'te olduğu bildirildi.
Saldınnın üzerinden iki daki-
ka, hadı bilemedik 4 dakika
geçmış olsun. Haliç'e nasıl gi-
derler? Aynca, bütün kanallar
artık bu olaya kilitlenmiş du-
rumda. Eşkâl geüyor.
Saldırgınlar iki kişi. 17-18 yaş-
lannda.
Merkezdeki tüm polislerde,
saldırganlann izitu kaybetür-
dikleri yönünde bir görüş hâ-
kim olmaya başladı. Bir polis.
"Mezarlığa kaçmışlardır"
diye fıkir yürüttü. Camlı böl-
meden genç bir polis ayağa fır-
ladı, "Orada yurt var, oraya
kaçmışlardır" diye bağırdı. Bu
saptaması dikkate ahnmayın-
ca, genç polis sinirlendi,
"Kardeşim niye anons etmi-
yorsun? Bütün bu olaylar öğ-
rencilerden kaynaklanmıyor
mu" diye bağırdı.
Bir saat önce merkezde soh-
bet ederken, görevlı başkomi-
ser, bir polisin yaptığı yanlış-
tan dolayı tum polislerin suç-
landığmı, bundan da çok ra-
hatsız olduklanm belirtiyor-
du. Oysa, şımdi, genç polisin
yaptı^ saptama, tüm öğrencı-
ler için gecerliydi. Bu polisin
değerlendirmesi dikkate
alınmış olsaydı, bölgedeki gö-
revli ekipler, Alatürk Öğrenci
Yurdu'na bir operasyon dü-
zenleyecekler, gereksiz yere
tüm öğrenciler rahatsız ola-
caktı. Ama, biraz sonra bu
polisin ne kadar yanlış bir de-
ğerlendirme yaptığı ortaya
çıktı. Saldırganlardan biri,
yurt ile hiç ilgjsi olmayan Mer-
ter'de. bir garajda öldürüldü.
Göııiil sohbet ister, kahve bahane• İstanburda düzenlenen bir
dizi toplantıda şair ve yazarlar
'kahveler' edebiyatı üzerine
konuştular. Konuşmacılar,
edebiyatımıza geçen kahve ve
kıraathanelerin yerini Batıh
anlamda 'cafe'lerin aldığını
söylediler.
REFİK DURBAŞ
Damağıntzdan sonu belirsiz gökyü-
zünün tadı eksik olmasın.
Raviyanı ahbar ol hikâyet eder kı,
Türkler 1683 yılında Viyana'yı ku-
şattığında Georg Franz Kolschitzky
nam bir tüccar her gece Türklerin
kampından geçip kente yardım
ulaştırmış. 12 Eylül 1683'tedeViyana,
Polonya krah Jan Sobiesky emri al-
tındakı ordu tarafından kurtarılmış.
Türkler geri çekilirken geride yeşil çe-
kirdek kahve dolu çok sayıda çuval
bırakmışlar. Ve Kolschitzky'ye hiz-
metlerinin karşılığı olarak bu çekirdek
kahveler armağan edilmiş, aynca ken-
disine kahve pişirip satma izni veril-
mış.
Kıssadan hisse: Türkler Viyana"-
dan çekilmişler, ama kahveyı orada
bırakmışlar... Kahve telvesiz, söz ya-
lansız olmaz derler.
Sözün ucu kahveye. kahvehaneye
değer de edebiyatı yapılmaz olur mu?
Cezveyı ocağa sürüp şimdi de biraz
edebiyatmı yapahm.
Avusturya Kültür Ofısi ile Cafe Wi-
en'in işbirliğiyle "Kahveler Edebi-
yatı" başbğı altında bir dizi edebiyat
toplantısı düzenlenmiş. Bu toplantıla-
ra Türkıye'den Hilmi Yavuz, Selim
İstanbuTun yeni cafeleri Avrupa kültürümin bir uzantisı olarak günlük yaşamda yer alıyor.
yalnızlığı sevdiğinden söz ediyor. ama su içiyorum" diye noktalıyor ko-
Kahveler ıse yazarlann yalnızhklannı nuşmasıru.
aştıklan, halkla iç içe olduklan yerler. Güneş, ufkun kandilini yakadursun
İleri. Ahmet Oktay, Avusturya"dan
da Yukan Avusturya PEN Kulübü
Başkanı Friedrich Zauner. Rosvvitha
Zauner ve Elisabeth Hauer katıhyor-
lar. Ben. bir kahve ıçimi Hilmı Ya-
vTiz'la Fnedrich Zauner'in sohbetinde
bulundum.
Açış konuşmasını yapan Ahmet
Cemal'e göre bu. hem Türklerin hem
yabancı konuklann katıldığı ılk top-
lantı İstanbul'da. Bu yüzden sözü Za-
uner alıyor. Zauner. Almanca olarak
yaptığı konuşmasında yazarlann
Pek çok yazar yapıtlannı kahvelerde
kaleme alıyor. Gerçi son zamanlarda
özellikle televizyonun etkisiyle kahve-
ler eski rağbetlerini görmüyorlar, ama
şimdi gençler suskunluklannı kurmak
için yine kahvelen doldunıyorlar.
Zauner, daha sonra Yugoslavya-
\\ usturya sınırında geçen romandan
parcalar okumaya başlıyor.
Zauner, "Burası Viyana kahvesi,
şimdi bir kahve söylemenin zamanı.
"Kahve" diyorum, daha sözün fer-
muan açılmadan garson saymaya
başlıyor, otuza yakın kahve ki hangi-
sini damakta eritmeli? Köpüklü süt.
krema, portakal likörü ilave edılmişı,
yuvarlak kâğıt helva ya da çikolatalı
gofret ile servis yapılanı, romlusu ya
da kafeinsizi... Herbirinın tarifıni yaz-
mak için Salâh Birsel gtbi üslup sahibi
olmak gerek...
Cafe Wien'de yalnız kahve mi? Ça-
tal kullanmadan yapılan sabah kah-
\altisi, Viyana mutfağımn pasta ve
çörekleri, sodadan ahududuya soğuk
içecekler, köpüklü şarap ve konyağı
ile Viyanabnın severek yediği şeyler...
Ve "Şef'in tavsiyesi: Kâsede havuç sa-
latalı Viyana usulü şnitzel...
Kelam kuşu yine daldan dala kon-
du. Edebiyattan söz ediyorduk değil
mi? Burada sözün ipini Hilmi Ya-
vuz'a verelim.
Yavuz'un gençliği kahvelerde geç-
miş, kuşağının öteki yazar ve şairleri
gibi. 50'li yıllar. Kahveler daha çok
Fatih, Aksaray, Yenıkapı'da. Beyoğ-
lu ise daha çok pastaneler semtı. Kah-
veden çıkılıp eve gidiliyor, ama pasta-
neye gidildi mi arkası mutlaka meyha-
ne...
Doğu-Batı sorunsalı açısından da
kahveler önemli. Doğu düşüncesine
yakın olanlar, örneğin Mükremin Ha-
lil kahvede oturuyor, felsefeci Macit
Gökberk ise pastanede...
Pekı Türkler kahveyi Viyana'ya gö-
türmüşler. ama kahve ne zaman Tür-
kiye'ye gelmiş?
Onu da Hilmi Yavuz anlatsın:
"Peçevi Tarihi diyor ki 942 sene-yi
mesrurunda Halep'ten bilmem ne
namından bir şerif. Şam'dan bir herif
gelerek Tahtakale'de kahve açıp kah-
vefuruşluğa başladılar."
Kurukahveci Mehmet Efendi'nin
de Tahtakale'de oluşu bir rastlantı ol-
masa gerek
Ne demiş büyüklerimiz?
"Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül sohbet ister, kahve bahane."
Ol "bahane" üzre okuna bu yazı da...
Kayıp
denizciler
bulunamadı
KALAMATA (AA)- Mora
Yanmadası'nın güneybatısın-
da önceki gün "Pallas" adlı
Yunan şılebının carptığı
"Men Kan" Türk kargo ge-
mısirun kayıp 12 mürettebatı
için yapılan araştırmalar so-
nuç vermedı.
Kalamata Lıman Müdürlü-
ğü yetkilıleri, kaza yerinde ya-
pılan aramalann önceki gün
ve dün gece dahıl olmak üzere
aralıksız sürdürüldüğünü. an-
cak herhangi bir sonuç ahna-
madığını söylediler.
Yetkililer kazadan birkaç
saat sonra cesedı su üzennde
yüzerken bulunan birTürk de-
nizanin kımlik tespıünın de
halen yapılmadığını belirtüler.
Türkiye'nın Atına-Pıre Baş-
konsolosu bayan Gönül Dav-
ranoğhı da dün Kalamata'ya
gelerek aramalarla yakından
ilgilendi.
Yunan şilebinin sahibi
"Transcontinental Mariüme"
şirketinin avukatı Nikos Dom-
ras. kabahati Türk gemısine
yükledi. Domras, "Kaza sıra-
sında Yunan şelebınin kaptanı
ve ikına kaptanı ıskeledeydi.
Türk gemisı, Yunan şilebinin
üç radannda da göründüğün-
de telsızle ve düdük çalarak
uyanda bulundular. Ancak
Türk gemısinden cevap gelme-
di. Her iki gemi de birbırlenne
parelel ilerlerken. Türk gemisı
anıden sola döndü. Yunan şi-
lebi de kaçınılmaz olarak Türk
gemisine çarptı" dedi.
Teıııiz benzin 2001 yilında
TÜREY KÖSE
İZMİR- Türkıye'de 2001
vılında tamamıyla kurşunsuz
benzin kullanımına geçilmesi
öngörülüvor. TÜPRAŞ Genel
Müdürü Kemal Işık, "5.5 mıl-
yon ton olan 2001 yılı toplam
benzin talebinın tamamen kur-
şunsuz benzin üreülerek karşı-
lanması için 1.5 trilyonluk har-
cama yapılacak" dedi. TSE
Başkanı Yıbnaz Anyörük de ta-
mamıyla temız benzıne geçişin
sağlanması için özendinci ön-
lemler alınması gereğinı vurgu-
layarak "AT'de önce kurşun-
suz benzinı ucuzlattılar. Bizde
de sektörü yönlendırecek ön-
lemler alınmah" diye konuştu.
Avrupa'da egzoz gazlannm
yol açtığı kirliliğe karşı "çevre
dostu" otomobiller gelıştirilir-
ken, kurşunsuz benzin kul-
lanımı yaygınlaştınlıyor. 1993
yılında AT ülkelerinde ta-
mamıyla kurşunsuz benzine ge-
çilmesi öngörülüyor, Türkiye'-
de de kurşunsuz benzin kul-
lanımının yaygınlaştınlması
ıçın çalışmalar yürütülüyor.
TÜPRAŞ, 1989 yılında rafıne-
rilerinde kurşunsuz benzin üre-
timini başlattı ve 700 ton kur-
şunsuz benzin üretildi. 1990
yılında 8 bin 200 ton, 1991
yılında ise 15 bin ton kurşunsuz
benzin satışı yapıldı. TÜPRAŞ
Genel Müdürü Kemal Işık bu
konuda şu bilgileri verdi:
"Benzinde oktan arttıncı
kurşun kullanımına, insan
sağlığına olan olumsuz etkileri
nedenıyle dünyada sınırlamalar
getirildi. ABD'de 1992 yılı iti-
banyla tamamen kurşunsuz
benzin kullanımına geçildı. AT
ülkelennde müsaade edilen
azamı kurşun miktan litrede
0.15 gram olup 1993 yılı itiba-
nyla arabalann kurşunsuz ben-
zin kullanımına uygun üreümi
ve tamamen kurşunsuz benzin
kullanımına geçilmesinin hız-
landınlması planlanmışür.
Kemal Işık, "2001 yılında ta-
mamıyla temiz benzine geçiş"
için yürüttükleri çalışmalar ko-
nusunda da şunlan söyledi:
"TÜPRAŞ, rafınerilerinde
kurşunsuz benzin üretım
imkânlannı yeni yatınmlar ile
arttırarak 2001 yılı itibanyla
tamamen kurşunsuz benzin
üretımıne geçmeyi hedefiemiş-
tir. Bu amaçla 20Ö1 yılına kadar
İzmir. Kınkkale. Batman rafı-
nerilerinde çeşitli projeler ger-
çekleştinlecek. 5.5 milyon ton
olan 2001 yılı toplam benzin ta-
lebi tamamen kurşunsuz benzin
üretilerek karşılanacaktır. Bu
projelerin gerçekleşmesı için
yaklaşık 240 milyon dolarlık
harcama >apılacaktır."
900900555
HATIRALARHepsi yaşanmış. Hepsi ayrı bir yaşam dersi veriyor.
Arayın, gerçek yaşamdan sayfalarla taruşın.
Unutmayın bu sayfalaı her pazartesi ve perşembe yenüenıyor
I Tûrkıjc'nin bcr yerindtn Krriafenmizuı 1 dakikln S«SJ TL dır
I Orulama «niı lüraı 5-4 dakikadır