25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- - Sa Cumhuriyet i Sahibi: Cumhurij^t Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonkn Şirketi adıns Berin N«U • Gtnel Yayın Yönetmeni: özgen Aor • G«nel Yaym Koorfmatörü- Hlkmet Çcünkıya • Yazı Işleri Müdürleri: Fnsua özbügcn (Sorumlu), Cel«I BtşİMtrç • Yazı îşleri Mttdüı Yardımcısı: Sallm AJpuiaa Sayfa DOzcnı Yönetmeni: AU Acar • Adana Temsilcısı: lç Politika: Mehnet lezku, tstanbul Haberteri: Şeaay tUlluo, Dış Haberler. Ergıu Balo, Kültür: Mfiiflt Batebuhlar, Makakler: Sami Kanöfta, Spor: AbdttlkuUr YücdEUn, DOzeltme: Abthdlak Yuıa • Koordinatör: Alunet Komhaa • Mali lşler: Erol Erkot • Muhasebe: Böleat Yener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osm«nb«ş<oğlıı • Idare: Hiueyia Gam • tşletme: Öndcr Çettk • Bilgi-tşlem: NaU lnal • Personel: Sevgi BosUnaoftta Rasan ve Yayan. Cumhunyct Malbualık vc Gunecilik T.A.Ş. TOrkocafı Cad. 39/41 Ca|alothı J4334 lsı PK 246 luanbul Ttl 512 05 05 (20 hal), Ttia 222*4, Fw. (I) 526 60 72 • Bümhr A.nk»r»-. ZJya OOUlp Blv Inkılap S. No 19/4, Tel 433 II 41-47, Tdra: 42344, FM (4) 433 05 65 # \jMir. H Zıya Blv. 1352 S. 2/3, Tel 13 12 30, Tcta 52559, FM. (51) 19 53 60 • Adna: lnonu Cid 119 S. No 1 Kaı 1, Tel. 1» 37 52 (4 bal), Tkle* 62155, Fax 01) 19 25 78 TAKVIM I MAYISI992 Imsak Guneş 5 56 Oğle. 13 06 İkindi: 16 56 Akşdtn-20 06 YatM 21 38 s Yangında3 cocuk öldü •İSTANBUL(AA)- Üsküdar"da bir gecekonduda çıkan yangında, evdeyalnızplan 3 çocuk yanarak öldü. Örnek Mahallesı35.CaddeG.57 Sokak'takı tek kaüı ıkı odalı gecekonduda. saat 13.00 sıralannda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangınçıktı. Anneleri Necla Çamkıran. alışverişe çıktığı için evde yalnız kalan 5 yaşındaki Cevdet ve Sevim adlı ikizlerile 1.5 yaşındaki Coşkun Çamkıran yanarak öldüler. Olaydan sonra eve gelen ve hamile olduğu bildinlen Necla Çamkıran, sinir krizleri geçirirken. vaıandaşlar ve itfaıye ekipleri, divanın altında birbirine sanlmış haldeki küçük çocuklann cesedını buldular. İstanbul'da ilaçlama • tSTANBUL (AA) - Buyukşehir Belediyesi tarafından sivrisinek ve karasinek zararlılarına karşı Ayamama Deresi'nde karadan ve havadan ilaçlama yapıldı.Buyukşehır Belediyesı Sağlık Daire Başkanı Dr. Şeref Solak >aptığı açıklamada, dun Atakoy'deki Ayamama Deresi'nin yanı sıra Halkalı çopluğu ve Kuçukcekmece göl havzasının da havadan ilaçlanaeağını bildirdi. İstanbul'da 12 bolgenin havadan 20 gunluk periyodlarla surekli ilaçlanaeağını belirten Dr. Solak, "Son iki yıl boyunca ilaçlama çalışmalannı duzenli olarak yurutuyoruz" dıye konuştu. 'Alo' kısıntısı • ANKARA(AA)- Ulaştırma Bakanı Yaşar Topcu, bütün kamu kurum vekuruluşlannın telefonlannı "900'lü numaralar" olarak bılıncn özel tarifeli "Telefon mesaj servısleri"nı aramalara kapattırdı. Ulaştırma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre bazı gazetelerde çıkan heberlen ihbar kabul eden Ulaştırma Bakanı Topçu. kamu kurum vekuruluşlannın telefonlannın900'lü numaralara kapatılması için PTT İşletmesı Genel Müdürlüğü'neyazılı talimatverdi. TEV'in25. yıldönümü • İstanbul HaberServisi- Bugüne kadar 45 binden fazla öğrencınin > urtıçı ve yurtdışı öğrenimıne katkıda bulunan Türk Eğıtım Vakfı (TEV). 25"ınci kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Mütevazıbirtörenle kutlanacağı belırtılen kuruluş yıldönümü. 4 mayıs pazartesi günü saat 10.30'da Divan Oıeli'nde yapılacak. EndonezyaSağlık Bakanı • İSTANBUL (AA)- Endonezya Sağlık Bakanı Adhyatma. Bolu'da kurulu Trophy Röntgen Cihazlan Fabrikası'nda ınçelemelerde bulunmak üzere İstanbul'a geldi. Konuk Bakan Adhyatma. Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada. Endonezya'nın röntgen cihazlannı ıthal ettiğini belirterek. Bolu'da üretım yapan fabrikanın benzerini kendı ülkesinde kurmak ıstedıklerini söyledi. Söz konusu fabrikanın. Endonezya'da kurulmasıyla Türkiye-Endonezy a arasmda sağlık alanındaki işbirliğinın daha da artacağını ifadeeden konuk bakan. bu işbirliğıne yenilerini katmayı ümıt ettiklerinı bildirdi 055 Polis tmdat Merkezi'ne çoğunlukla yanlış telefonlar düşüyor ^Uoooo... Orasi Çayeli midur?'• 055 Polis Imdat Mer- kezi'nin telefonlan sus- mak bilmiyor. Telefon- lann biri açılıp biri ka- panıyor. "Amca bana masal anlat" diyen ço- cuklann yanı sıra "Aboneyim Abone" şarkısını dinletenler var. TAYFUN GÖNÜLLL "Telsiz Kumanda Merkezi. Ginlmez." Bu uyannın asıldığı kapıdan giriyoruz. Loş bir koridorun sonunda bir kapı. Açılır açıl- maz, birbirine girmiş yüzlerce mekanik ses koridora doluşu- yor. Geniş bir salon. An kovanı gjbi vızıldıyor. Ceketlerini çı- karmış genç polis memurlan, masalann üzerine dızilmiş on- larca telefonun bınni açıp diğe- rini kapatıyor, sağa sola anons- lar yağdınyor. Burası, Emniyet Müdür- lüğü'nün Gayrettepe'deki bına- sının 5. katınde kurulu, son günlerde yoğun ilgı gören ve daha da görmesi için çaba har- canan, 055 Polis İmdat Merke- zi. Salonda 8 ayn cam bölme. Her bölmede bir polis ve önleri- ne uzanmış bir mikrofon. Cam bölmelerin önünde, yan yana dizilmiş masalar ve 20'den fazla telefon. Bir telefon çalıyor: "Polis ım- dat!" Polis, şaşkın gözlerini sa- londa dolaştınyor. Telefonun diğer ucunda, son günlenn po- püler parçası. "Aboneyim.abo- ne..." çalıyor. Genç polis kızmı- yor. Çünku her dakika yaşadığı olaylardan biri. Telefon çalıyor: "Polis ım- dat!" Polisin karşısında bir ço- cuk. "Amca bana masal anlat." Masal hizmete dahil değil. "Bak çocuğum, bu telefonu bir daha çevirme." Tekrar çalıyor: "Polis im- dat!" "Memur bey, kimliğimi kay- bettım; ne yapmam gerekiyor?" 055 Polis İmdat MerkezTndeki 12 telefona 4 polis bakıyor. Ciddiyeti olan tûm anonslann kaydı yapıhyor. "Kardeşim. karakola git, on- lar söyler." Çalıyor: "Polis imdat!" "Polis ımdat mı?" "Evet" "Kardeşim. ne polis ımdatı ya! Birazciddiol." Polisin yanındayız. Hırsla te- lefonu kapatıyor. Karşı taraf bir türlü "Polis imdat" olduğu- na ınanmamış. Bankolar. .camlı bölmeler arasında dolaşıyoruz. Memur- lar en çok çocuklardan yakını- yor. "Servısler bedava ya, annesı çevıriyor, çocuğunun elı- ne veriyor. Gelen yüzlerce te- lefonun coğu küçüklere aıt. Kurtulamadık gıtti bu çocuk- lardan." Gereksiz çalan telefonlardan herkes yakınıyor. Haberleşme Şube Müdürü Muhsin Bahn Alsancak. Rizeli. Yöresmın şi- vesiyle anlatıyor: "Vatandaşlanmız şehirlera- rası telefon çevirmek istedikle- rinde 9 tuşuna basıyorlar Ama, şehirlerarası sinyalinı daha bek- lemeden kod numarasmı çevın- yorlar. Bızim telefon düşüyor. Vatandaş, aradığı yenn düştü- ğünü sanıyor. Bizim memuru hiç dınlemeden, özellikle de bi- zim hemşeriler avaz avaz bağı- nyorlar: "Alo. orası Çayeli mi- durda?'" 055'e ait 12 telefon var. Bu te- lefonlara 4 polis bakıyor. "Polis ımdat" telefonlannın karşısın- dakı camlı bölmeler de grupla- ra aynlmış. Asayış, trafık, te- rör, mali şube, narkotik gibı. Salonun ortasında büyük bir makara bant sürekli dönüyor. Tüm telefon ve telsiz konuşma- lan 24 saat kaydediliyor. Üze- rinde dıjital bir saat. Polis me- muru, neden saat kaydı yaptığını açıklıyor: "Ciddiyeti olan tüm anonsla- nn kaydını yapıyoruz. Çünkü tüm bandı aramak yerine, kay- deıtığımız o saatten bandın ıste- nilen yeri hemen bulunabilir. 2laman kaybını önlemek için. Yetkililer, bant kayıtlanyla ilgjli bir endışelerini dile getiri- yor. Bilgi vermek isteyen vatan- daşlann çoğunun, adreslerinin veya telefon numaralannın be- hrlenmesinden korktuklan için telefon açmaya çekindiklerini beürtiyorlar. Oysa,"Hiçbir ad- res veya telefon numarası takip edilmiyor. Zaten buna ımkânı- mız da yok." Merkezde bir komiser yar- dımcısı, bir komiser ve bir de başkomiser görev yapıyor. Merkezdeki polislenn tümü as- kerlıklerini muhabereci olarak yapıp daha sonra da bu konuda eğıtim almışlar. Sese karşı du- yarlılar. Komiser muavinı istanbul Üniversitesi Türk Dili Edebiyaü Bölümü mezunu. Onu bu merkezde, şive, diksi- yon ve ıyi anlaşabüme konu- sunda daha yararlı olabüeceği için görevlendirmişler. Bu arada, Şube Müdürü Al- sançak'a bir soru yöneltiyoruz: "Özel TV'lerin artması ve ye- ni yasayla birlikte daha da ço- ğalacak TV ve radyo istasyon- lan sizin haberleşmenizi etkile- yecek mi? Uzmanlar, İstanbul'- da bir frekans karmaşası ya- şandığını belirtiyor. Şu anda bir aksaklık söz konusu mu?" Alsancak, şu yanıtı veriyor' "Evet yeni yasayla birlikte ortahk kanşacak. Ama biz şim- diden bırtakım önlemler üze- rinde çalışıyoruz." 1986 yıUnda hizmeje giren 0S5'in görevüleri, çok fazla asıl- sız ihbar geldiğıni, ama arasıra "işe yarayanlannın" da çıktığı- nı belirtiyor. Bu arada, terörle ilgıli anons yapılmaması dikkatimizi çeki- yor. Yetkililer, "Terörle ilgilı anons geçmeyiz. Siz bizim ko- nuşmalanmızı nasıl dınlıyorsa- nız, terör örgütlenrun de elle- rinde dinleme sistemi olabilir. Bu olasıhğı göz önünde bulun- durduğumuzdan, genellikle tel- siz kullanmayıp, telefonla ha- berleşiriz" diyor. PolisImdat Merkezi'ndenizlenimler Tam kapıdan çıkarken, "İşte bizi şimdi ızlemeniz ge- rek" diye geri çevriliyoruz. Sa- bah bir polis memuru silahlı saldın sonucu öldürülmüştü. Gelen bir ihbarda, Topkapı Cevizlibağ tarafında bir çevik kuvvet memuruna (Selami Epik) silahlı saldın yapılmış. Saat 16.45. Salon bir anda birbirine gjr- di. Herkes ayakta, ellerde tel- sızler. O55'in telefonlan sus- mak bilmiyor. "Saldırgan- lann eşkâlleri nedir?Otomobi- le bindiler mi? Bindilerse, pla- ka nedir?" Polis, hemen bu so- rulann yanıtlannı bekliyor. Bir telefonda saldırganlann Halıç'te olduğu bildirildi. Saldınnın üzerinden iki daki- ka, hadı bilemedik 4 dakika geçmış olsun. Haliç'e nasıl gi- derler? Aynca, bütün kanallar artık bu olaya kilitlenmiş du- rumda. Eşkâl geüyor. Saldırgınlar iki kişi. 17-18 yaş- lannda. Merkezdeki tüm polislerde, saldırganlann izitu kaybetür- dikleri yönünde bir görüş hâ- kim olmaya başladı. Bir polis. "Mezarlığa kaçmışlardır" diye fıkir yürüttü. Camlı böl- meden genç bir polis ayağa fır- ladı, "Orada yurt var, oraya kaçmışlardır" diye bağırdı. Bu saptaması dikkate ahnmayın- ca, genç polis sinirlendi, "Kardeşim niye anons etmi- yorsun? Bütün bu olaylar öğ- rencilerden kaynaklanmıyor mu" diye bağırdı. Bir saat önce merkezde soh- bet ederken, görevlı başkomi- ser, bir polisin yaptığı yanlış- tan dolayı tum polislerin suç- landığmı, bundan da çok ra- hatsız olduklanm belirtiyor- du. Oysa, şımdi, genç polisin yaptı^ saptama, tüm öğrencı- ler için gecerliydi. Bu polisin değerlendirmesi dikkate alınmış olsaydı, bölgedeki gö- revli ekipler, Alatürk Öğrenci Yurdu'na bir operasyon dü- zenleyecekler, gereksiz yere tüm öğrenciler rahatsız ola- caktı. Ama, biraz sonra bu polisin ne kadar yanlış bir de- ğerlendirme yaptığı ortaya çıktı. Saldırganlardan biri, yurt ile hiç ilgjsi olmayan Mer- ter'de. bir garajda öldürüldü. Göııiil sohbet ister, kahve bahane• İstanburda düzenlenen bir dizi toplantıda şair ve yazarlar 'kahveler' edebiyatı üzerine konuştular. Konuşmacılar, edebiyatımıza geçen kahve ve kıraathanelerin yerini Batıh anlamda 'cafe'lerin aldığını söylediler. REFİK DURBAŞ Damağıntzdan sonu belirsiz gökyü- zünün tadı eksik olmasın. Raviyanı ahbar ol hikâyet eder kı, Türkler 1683 yılında Viyana'yı ku- şattığında Georg Franz Kolschitzky nam bir tüccar her gece Türklerin kampından geçip kente yardım ulaştırmış. 12 Eylül 1683'tedeViyana, Polonya krah Jan Sobiesky emri al- tındakı ordu tarafından kurtarılmış. Türkler geri çekilirken geride yeşil çe- kirdek kahve dolu çok sayıda çuval bırakmışlar. Ve Kolschitzky'ye hiz- metlerinin karşılığı olarak bu çekirdek kahveler armağan edilmiş, aynca ken- disine kahve pişirip satma izni veril- mış. Kıssadan hisse: Türkler Viyana"- dan çekilmişler, ama kahveyı orada bırakmışlar... Kahve telvesiz, söz ya- lansız olmaz derler. Sözün ucu kahveye. kahvehaneye değer de edebiyatı yapılmaz olur mu? Cezveyı ocağa sürüp şimdi de biraz edebiyatmı yapahm. Avusturya Kültür Ofısi ile Cafe Wi- en'in işbirliğiyle "Kahveler Edebi- yatı" başbğı altında bir dizi edebiyat toplantısı düzenlenmiş. Bu toplantıla- ra Türkıye'den Hilmi Yavuz, Selim İstanbuTun yeni cafeleri Avrupa kültürümin bir uzantisı olarak günlük yaşamda yer alıyor. yalnızlığı sevdiğinden söz ediyor. ama su içiyorum" diye noktalıyor ko- Kahveler ıse yazarlann yalnızhklannı nuşmasıru. aştıklan, halkla iç içe olduklan yerler. Güneş, ufkun kandilini yakadursun İleri. Ahmet Oktay, Avusturya"dan da Yukan Avusturya PEN Kulübü Başkanı Friedrich Zauner. Rosvvitha Zauner ve Elisabeth Hauer katıhyor- lar. Ben. bir kahve ıçimi Hilmı Ya- vTiz'la Fnedrich Zauner'in sohbetinde bulundum. Açış konuşmasını yapan Ahmet Cemal'e göre bu. hem Türklerin hem yabancı konuklann katıldığı ılk top- lantı İstanbul'da. Bu yüzden sözü Za- uner alıyor. Zauner. Almanca olarak yaptığı konuşmasında yazarlann Pek çok yazar yapıtlannı kahvelerde kaleme alıyor. Gerçi son zamanlarda özellikle televizyonun etkisiyle kahve- ler eski rağbetlerini görmüyorlar, ama şimdi gençler suskunluklannı kurmak için yine kahvelen doldunıyorlar. Zauner, daha sonra Yugoslavya- \\ usturya sınırında geçen romandan parcalar okumaya başlıyor. Zauner, "Burası Viyana kahvesi, şimdi bir kahve söylemenin zamanı. "Kahve" diyorum, daha sözün fer- muan açılmadan garson saymaya başlıyor, otuza yakın kahve ki hangi- sini damakta eritmeli? Köpüklü süt. krema, portakal likörü ilave edılmişı, yuvarlak kâğıt helva ya da çikolatalı gofret ile servis yapılanı, romlusu ya da kafeinsizi... Herbirinın tarifıni yaz- mak için Salâh Birsel gtbi üslup sahibi olmak gerek... Cafe Wien'de yalnız kahve mi? Ça- tal kullanmadan yapılan sabah kah- \altisi, Viyana mutfağımn pasta ve çörekleri, sodadan ahududuya soğuk içecekler, köpüklü şarap ve konyağı ile Viyanabnın severek yediği şeyler... Ve "Şef'in tavsiyesi: Kâsede havuç sa- latalı Viyana usulü şnitzel... Kelam kuşu yine daldan dala kon- du. Edebiyattan söz ediyorduk değil mi? Burada sözün ipini Hilmi Ya- vuz'a verelim. Yavuz'un gençliği kahvelerde geç- miş, kuşağının öteki yazar ve şairleri gibi. 50'li yıllar. Kahveler daha çok Fatih, Aksaray, Yenıkapı'da. Beyoğ- lu ise daha çok pastaneler semtı. Kah- veden çıkılıp eve gidiliyor, ama pasta- neye gidildi mi arkası mutlaka meyha- ne... Doğu-Batı sorunsalı açısından da kahveler önemli. Doğu düşüncesine yakın olanlar, örneğin Mükremin Ha- lil kahvede oturuyor, felsefeci Macit Gökberk ise pastanede... Pekı Türkler kahveyi Viyana'ya gö- türmüşler. ama kahve ne zaman Tür- kiye'ye gelmiş? Onu da Hilmi Yavuz anlatsın: "Peçevi Tarihi diyor ki 942 sene-yi mesrurunda Halep'ten bilmem ne namından bir şerif. Şam'dan bir herif gelerek Tahtakale'de kahve açıp kah- vefuruşluğa başladılar." Kurukahveci Mehmet Efendi'nin de Tahtakale'de oluşu bir rastlantı ol- masa gerek Ne demiş büyüklerimiz? "Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül sohbet ister, kahve bahane." Ol "bahane" üzre okuna bu yazı da... Kayıp denizciler bulunamadı KALAMATA (AA)- Mora Yanmadası'nın güneybatısın- da önceki gün "Pallas" adlı Yunan şılebının carptığı "Men Kan" Türk kargo ge- mısirun kayıp 12 mürettebatı için yapılan araştırmalar so- nuç vermedı. Kalamata Lıman Müdürlü- ğü yetkilıleri, kaza yerinde ya- pılan aramalann önceki gün ve dün gece dahıl olmak üzere aralıksız sürdürüldüğünü. an- cak herhangi bir sonuç ahna- madığını söylediler. Yetkililer kazadan birkaç saat sonra cesedı su üzennde yüzerken bulunan birTürk de- nizanin kımlik tespıünın de halen yapılmadığını belirtüler. Türkiye'nın Atına-Pıre Baş- konsolosu bayan Gönül Dav- ranoğhı da dün Kalamata'ya gelerek aramalarla yakından ilgilendi. Yunan şilebinin sahibi "Transcontinental Mariüme" şirketinin avukatı Nikos Dom- ras. kabahati Türk gemısine yükledi. Domras, "Kaza sıra- sında Yunan şelebınin kaptanı ve ikına kaptanı ıskeledeydi. Türk gemisı, Yunan şilebinin üç radannda da göründüğün- de telsızle ve düdük çalarak uyanda bulundular. Ancak Türk gemısinden cevap gelme- di. Her iki gemi de birbırlenne parelel ilerlerken. Türk gemisı anıden sola döndü. Yunan şi- lebi de kaçınılmaz olarak Türk gemisine çarptı" dedi. Teıııiz benzin 2001 yilında TÜREY KÖSE İZMİR- Türkıye'de 2001 vılında tamamıyla kurşunsuz benzin kullanımına geçilmesi öngörülüvor. TÜPRAŞ Genel Müdürü Kemal Işık, "5.5 mıl- yon ton olan 2001 yılı toplam benzin talebinın tamamen kur- şunsuz benzin üreülerek karşı- lanması için 1.5 trilyonluk har- cama yapılacak" dedi. TSE Başkanı Yıbnaz Anyörük de ta- mamıyla temız benzıne geçişin sağlanması için özendinci ön- lemler alınması gereğinı vurgu- layarak "AT'de önce kurşun- suz benzinı ucuzlattılar. Bizde de sektörü yönlendırecek ön- lemler alınmah" diye konuştu. Avrupa'da egzoz gazlannm yol açtığı kirliliğe karşı "çevre dostu" otomobiller gelıştirilir- ken, kurşunsuz benzin kul- lanımı yaygınlaştınlıyor. 1993 yılında AT ülkelerinde ta- mamıyla kurşunsuz benzine ge- çilmesi öngörülüyor, Türkiye'- de de kurşunsuz benzin kul- lanımının yaygınlaştınlması ıçın çalışmalar yürütülüyor. TÜPRAŞ, 1989 yılında rafıne- rilerinde kurşunsuz benzin üre- timini başlattı ve 700 ton kur- şunsuz benzin üretildi. 1990 yılında 8 bin 200 ton, 1991 yılında ise 15 bin ton kurşunsuz benzin satışı yapıldı. TÜPRAŞ Genel Müdürü Kemal Işık bu konuda şu bilgileri verdi: "Benzinde oktan arttıncı kurşun kullanımına, insan sağlığına olan olumsuz etkileri nedenıyle dünyada sınırlamalar getirildi. ABD'de 1992 yılı iti- banyla tamamen kurşunsuz benzin kullanımına geçildı. AT ülkelennde müsaade edilen azamı kurşun miktan litrede 0.15 gram olup 1993 yılı itiba- nyla arabalann kurşunsuz ben- zin kullanımına uygun üreümi ve tamamen kurşunsuz benzin kullanımına geçilmesinin hız- landınlması planlanmışür. Kemal Işık, "2001 yılında ta- mamıyla temiz benzine geçiş" için yürüttükleri çalışmalar ko- nusunda da şunlan söyledi: "TÜPRAŞ, rafınerilerinde kurşunsuz benzin üretım imkânlannı yeni yatınmlar ile arttırarak 2001 yılı itibanyla tamamen kurşunsuz benzin üretımıne geçmeyi hedefiemiş- tir. Bu amaçla 20Ö1 yılına kadar İzmir. Kınkkale. Batman rafı- nerilerinde çeşitli projeler ger- çekleştinlecek. 5.5 milyon ton olan 2001 yılı toplam benzin ta- lebi tamamen kurşunsuz benzin üretilerek karşılanacaktır. Bu projelerin gerçekleşmesı için yaklaşık 240 milyon dolarlık harcama >apılacaktır." 900900555 HATIRALARHepsi yaşanmış. Hepsi ayrı bir yaşam dersi veriyor. Arayın, gerçek yaşamdan sayfalarla taruşın. Unutmayın bu sayfalaı her pazartesi ve perşembe yenüenıyor I Tûrkıjc'nin bcr yerindtn Krriafenmizuı 1 dakikln S«SJ TL dır I Orulama «niı lüraı 5-4 dakikadır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear