23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 NİSAN1992SALJ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Alüminyuma zam •SEYDİŞEHİR(AA)- Konya'nın Seydişehır ilçesinde. Etıbank Alüminyum Tesislerinde üretilen külçe alüminyuma zam yapıldı. Yeni düzenleme ile külçe alüminyumun kilosu 11 bin 661iradan II bin lO7liraya yükseltildi. L'retilen diğer ürünler, bu kez zaından etkilenmedi. Colaya %25 zam • ANKARA(LBA)-Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte meşrubatlara da yaz fiyatlan uygulanmaya başladı. Pepsı vc Coca Cola. ürünlerine \ üzde 20 ile 25 oranında zam yapıı. Bir şişe Pepsi, Coca-Cola, Yedigün ve Fanta 2 bin liradan satılacak. Bunun yanında iki litrelik petşişelerde9bin liradan 11 bin liraya yükseldi. YASED inceleme yarışması • İSTANBIL(AA)- Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği (YASED) YüksekÖğrenım Kurumlan'ndaki öğrcnciler arasında "Dünyada ve Türkiye'de sınai ve ticari mülkiyet haklan' (patenler. ticari markalar ve ıclif haklan) konulu bir inceleme vanşması düzenlendi. TÜSİAD'ın konferansı •I tSTANBLL (ANKA) - Türk Sanayıcileri \e İşadamlan Derneği"nce (TÜSİAD)düzenlenen "ulusal katılım ve uzlaşma" konulu konferans, 30 nısan tanhinde İstanbul'da yapılacak. TÜSİAD'dan yapılanaçıklamayagöre Sheraton Otelinde gerçekleştirilecek konferansa. Başbakan Vekili Erdal İnönüde katılacak. Konferansta yerli veyabancıbilım adamlan teMığsunacak. İşçi. işveren vehükümet temsilcileri degörüşlerinı açıklayacaklar. Başak Sigorta • Eitonoıni Servisi - Başak Sıgorta"nın I991 yılı kân 50.l85milyarolarak belirlendi. Başak Sigorta'nın I991 yılı bilançosuna göredoğrudan doğruya sigortacıhk faaliyetlennden elde ettiğı teknikkârhlığıl990yılına oranla 96.20 artarken mali gelırleride 110.3 oranında artışgösterdi. Sabancı'ya 'doktor' unvanı • İSTANBUL (AA)- İşadamı Sakıp Sabancı'ya, üniversite-sanayi ışbirliğine katkısıveküİturel çalışmalan nedeniyle, Yıldız Üniversitesi Senatosu tarafından, törenle "fahri doktora" verildi. Çağın bilimsel ve endüstriyel gelişmelerini gençlere aktarmanın yanı sıra üniversite-sanayi işbirliğinin önemine değinen Yıldız Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süha Toner. işadamı Sakıp Sabancı'ya bu alanda yaptığı katkılardan dolayı teşekküretti. Törene Sabancf nın yakınlan, öğretim üyeleri, emekli büyükelçiler ve çok s,.yıda tanınmış işadamı katıldılar. İşçi ferdî kaza sigortası • Ekooomi Servisi - Hür Sigorta, "Sırursız Mikrocerrahi Teminatlı İşçi Ferdi Kaza Sigortası" geliştirdi. Işyerinde ve iş saatlerinde meydana gelecek her türlüiş kazasını teminat altına alan bu sigorta, yıllık ortalama 350-700 bin lira arasında bir primle yaptınlabilecek. Türk çimentosuna soruşturma • BRÜKSEL(AA)- Avrupa Topluluğu, Türk menşeli çimentolann İspanya'ya çok düşük fiyatla ihraç edildiği yolundaki iddialar üzerine konuyu incelemeye aldı. Brûksel'dekiAT' Komisyonu yetkilileri, Türkiye'nin yanı sıra Tunus ve Romanya'nın da İspanya'ya damping fıyatla çimento ihraç ettiği yolunda iddialar bulunduğuna dikkat çektiler ve bu yoldaki şikâyetlerin araştınlmakta olduğunu bildirdiler. Vagi tasansı yasalaşırsa Kurumlar Veıgisi'nde istisna ve muafiyet kazana 91'de son bulacak Şirketlerin son keyîfli yılBÜLENT KIZANLIK Şirketlerin 1980 sonrası vergı kevfı bu yıl sona erıyor. Kanuni oranı yüzdc 46 olduğu halde. büyük bölümü ANAP ıktidan döneminde sağlanan istisna ve muafıyetlerle yüzde 8-l0'lara kadar geriletilen Kurumlar Vergısi'ne. yüzde 23 tabanı geti- ren vergi yasa tasansı Meclıs Plan Bütçe Komisyonu'nda bekliyor. Tasannın yasalaşma- sıyla. devletın I980 sonrası dö- viz ve iç borç kaynaklannı art- tırmak amacıyla özellikle bankalar, dış ticaret. taşımacı- lık ve turizm şırketlenne sağla- dığı teşvik süreci sona ermiş olacak. Tasannın henüz komisyo- nun gündemine ahnmadığı bildirildi. Vergi tasansı komis- yonda onaylandıktan sonra Meclis Genel Kurulu'ndagörü- şülerek karara bağlanacak. 1991 yılı Kurumlar Vergisi be- yannamelenni ay sonuna kadar vergı dairelerine verecek olan kuruluşlar ıse halen y ürürlükle- ki 16 istisna ve 21 muafiyetten yararlanıyorlar. Başhcaları. tanm ve sanayi ürünlcri ihracatı ile tunzm istis- naları. yatınm indirimi vc fi- nansman fonu gibi başlıklar altında toplanan bu muafiyet ve istisnalar. toplam Kurumlar Vergısı beyanlannın yarıya ya- kınını kapsıyor. Türkiye Oda- lar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) eeçen eünlerde vavım- lanan "Türkıye'de gelir bölüşü- mü" konulu araştırmasına göre 1986 yılında toplam matrahın yüzde 23.3"ü muafiyet vc ıstı^na kapsamına gırcrken I988"de şırketlcrce beyan edilen kazan- cın yüzdc 45.6"sı bu ayncalık- tan yararlandı. l990'lı yıllarda da Kurumlar Vcrgisi toplam matrahının y üzde 50 cıvarında- kı bölümünün istisna ve muafi- yellcrden yararlandığı hesapla- nıyor İstanbul Üniversitesi İktisat lamak anlamı taşıdığına dikkat Fakiiltcsı öğretim üyesi Prof. Dr. İzzetıin Önder. yeni yasa ile şırketlerc kazançlannın asgari yüzde 23'ü oranında vergi öde- mc zorunluluğu getirilmcsinin. Kurumlar Vergisi gelirini en az y üzde 75-80 oranında arttıraca- ğını savundu. Türkıye'de efek- tıf Kurumlar Vergisi yükünün yüzdc 10-12 arasında olduğunu kaydeden Önder. yüzdc 23 ta- banı gctırmenin bunu 2've kat- Koçftan 5 trilyon vergi Koç topluluğu 1991 yıh faaliyetleri dolayısıyla, vergi ve benzeri mükellefiyetlerini, bir önceki yıla göre yüzde 80.34 oranında arttırdı. Topluluğun 1990'da 2 trilyon 833 milyar lira olan toplam vergisi geçen yıl 5 trilyon 109 milyar lirayı buldu. Koç topluluğu tarafından ödenecek olan kurumlar vergisinin 1991 yılında tahsil edilen 8 trilyon 129 milyar liralık kurumlar vergisinin yüzde 11.4'ünü oluşrurduğu, 1992 genel bütçesinde öngörülen kurumlar vergisinin de yüzde 8.4'üne ulaştığı kaydedildi. Koç Topluluğu tarafından yapılan açıklamada, topluluk şirketlerinin 1991 yılı faaliyetleri için aynı yılın beyannameleri üzerinden tahakkuk eden 1 trilyon 143 milyar liralık vergi ve fon tutannı ise 1992 yıh içinde ödeyeceği kaydedildi. Yapılan açıklamaya göre bu meblağın 933 milyar lirasını kurumlar vergisi, 138 milyar lirasını stopaj vergisi ve 72 milyar lirasını da fonlar oluşturuyor. çckti. "1980 sonrası vergi hare- kâtı" olarak tanımladığı istisna vc muafiyetlerin arz yönlü ikti- sat politikalan olarak açıklan- dığını anlatan Izzettin Önder. "Vergi yükü ayncalıklanyla is- tcncn yatınma gidilmcdi. An- cak şimdi vergi yükünün arttı- rılması konjonktürel olarak mümkün gözükmüyor. Çünkü şimdi ücrctler geçmiş yıllann aksinc artmaya. gelirden daha çok pay almaya başladı. Bir de devlet payını arttınrsa. bu re- sesyon döneminde sıkıntı yara- ur. "dedi. Önder, söz ko- nusu vergi ayncalığından ya- rarlanamayanlann tepkisini hafifletmek için diğer kesimlcre "vergi affı" öngördüğünü kay- detti. İslanbul Yeminli Mali Mü- şavirler Odası Başkanı Sezai Onaran o günün koşullannda zorunlu sayılabilecek bu teşvik- lerin lOyıldıryürürlükteolma- sının. ilelcbet süreceği anlamına gelmediğini savundu. Renault 2000'li yıllara hazırlanıyor ESİN SUNGüR PARtS -Oyak-Renault kendisini iki- binli yıllara hazırlıyor. Türkiye'de paza- n Koç-Fiat onakhğı olan Tofaş'la pay- laşan Oyak-Renault 1995te girişeceği yatınm atağıy la bir numara olmayı he- defliyor. 1969 yılında Ordu Yardımlaşma Ku- rumu'nun (OYAK) yüzde 44, Fransız Regie Nationale des L'sines Renaulf- nuiî yüzde 43, Yapı \c Kredi Bankasf- nın yüzde 13 sermaye payıyla kurulan Oyak-Renault geçen yıl ürettiği 78 bin 853 otomobille pazarda ikincı sırayı al- dı. Türkiye'nin Bağımsız Devletler Top- luluğu ve Ortadoğu'ya yakınlığının yarattığı pazar avantajını değerlendir- mek isteyen Renault, ikibınli yıllarda Oyak-Renault'nun büyük bir atılıma gırmesine karar \crdi. Pcugeot ve To- yota'nın Türkiye'ye girmesinın rekabetı arttıracağını hesaplayan Renault. bir yandan yeni yatınrn kararlan alırken bir yandan da pazarlama ağında daha ctkin rol üstlenmek için harekete gecti. Regie Renaultnun Fransa. Alman- ya. İspanya ve İtalyadan sonra en bü- yük 5"inci pazan olan Türkive'dc girişe- Renault'un yeni modeli yakında Türkiye'ye de gelecek. ceği yatınmın 1 milyar dolan bulacağı öğrenildi. 1995 yıbnda yapılacak olan yatınmla fabrikanın kapasitesi arttırı- lırken sadece Türkiye'de üretilecek yeni bir modele başlanacak. İlk kez piyasaya çıkanlacak olan bu model Türkiye'de üretilerek Avrupa ve Bağımsız Devlct- lcrTopluluğu'na ihraç edilecek. Buoto- mobilin üretiminin 1 milyon adete kadarçıkabileceği belirtiliyor. Yeni mo- dele geçene kadar mevcui modellerinde birtakım değişikliklere gidecek olan Oyak-Renault'nun 1995'te Renault 12- nin üretimini durduracağ. bildirildi. 1995 vıhndaki atakla Türkıve'dckı yatınmını arttıracak olan Renaull, pa- zarlama ağında da daha etkin rol isti- yor. Renault otomobillerin satışını üst- lenen Renault-Maisin yüzde lOOOyak yatınmı olması Renault ile Oyak arasın- da sorun yaratıyor. Oyak-Renault'nun üretim lisansının süresinin dolması. Rc- nault'nun da Mais'le olan ortakhk soru- nuçözülmedcnlisansyenilemcyeyanaş- maması sorunu daha ciddi boyuta taşı- yor. Türk gazetecilere bir açıklama yapan Renaull Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı J.C. de Bouteıller. Pcugeot ve Toyota'nın Tür- kiye'ye girmesinden sonra ciddi bir re- kabet ortamı doğacağını belirterek üre- tici fırma ile pazarlama arasında orga- ıık bir bağ kurulmasının gcrckli oiduğunu vurguladı. Bunun için dc Re- nault'nun Mais'e ortak olması gerekti- ğıni söyleyen Bouteıller. Oyak'la yapı- lan görüşmelerde Oyak-Renault'nun »rtaklık yapısının Mais'e de uygulan- nıasını önerdiklerini belirtti. Bouteiller'- nin verdiği bilgiye göre Renault. Oyak- Renault'nun Mais'te ya yüzde 49. ya yüzde 51 ya da yüzde 100 hisseyle temsil edilmesini istiyor. Yaklaşık 3 aydır sürcn pazarlıklarda Oyak'ın Mais'tcn yüzde 49 hisse verme- ye razj olduğu. ancak ödenecek olan parada anlaşamadıklan belirtiliyor. Ba- ğımsız dcnetlemc kuruluşu Arthur An- derson tarafından 1.5 milyar franklık değer bicilcn Mais. sahip olduğu gayri- menkullerin lam değcrinın göstcrilme- diğini savunuyor. Bu arada Oyak- Renault'nun ortakhk yapısının Mais'e de aynen uygulanmasını isteyen Rena- ult'nun Yapı Krcdi'nin yüzdc 13'lük hisscsini satın aldığı iddialan da ortaya atıldı. Bu durumda Renault hem Oyak- Renault'da hem de Maıs'te en büyük hisseyc sahip olacak. Toros GübreFabrikası'ndagrevbaşladıİş-Sendika Servisi - Topfu- sözleşme görüşmeleri uyuşmaz- lıkla sonuçlanan Toros Gübre Fabrikası'-nda çalışan 322 işçi dün greve çıktı. İzmit'te kurulu Türk Kablo Fabrikası'ndan 126 işçi işten çıkartıldı.Kartal'- da kurulu Yunus Çimento Fabrikası'nda çaltşan iki yüzü aşkın işçi dün başlayan işten çı- kartma uygulamasını protesto etmek amacıyla iş bırakma ey- lemine başladı.İzmir'de ağustos ayında işten atılan ve hüküme- tin işe yerleştirilecekleri sözü verdiği belediye işçileri dün sen- dikalannı işgal ederek işe geri dönmeleriyle ilgilı protokolü protesto ettiler. Cumhuriyet Güney İ1leri Bü- rosu'nun haberine göre Tekfen Holding'e ait Ceyhan yakınla- nndaki Toros Gübre Fabri- kası'nda çalışan .322 işçi dün Toros Gübre'de grevdünbaşladı "Taleplerimiz aşın değil. günün rinde brüt 3 milyon 250 bin lira sabah grev uygulamasına geçti. koşullanna uygundu. Esneğiz, artış yapılmasmı talep etmiş. Petrol-Iş Sendikası Genel Baş- a m a ^ r tavizden yana değiliz" buna karşılık, işveren brüt bir dedi. Petrol-İş Sendikası. Toros Gübre Fabrikası'nda çalışan, ortalama 2 milyon 600 bin lira brüt ücret alan işçilerin ücretle- kanı Münir Ceylan, ışverenin sorumlu bir yaklaşımda bulun- maması üzerine greve çıkmak zorunda kaldıklannı belirterek milyon 600 bin lira artış sağla- yabileceğini bildirmişti. Petrol- İş Sendikası son anda bir anlaş- ma olmaması halınde bugün sinde kurulu Türk Kablo Fab- rikası'ndan 110'u işçi, 16'sı yönetici kadrodan olmak üzere toplam 126 kişi işten çıkartıldı. 1990 yılından beri iç ve dış piya- sada sipariş bağlantısı yapama- yan işveren, arahklarla işçi azaltması uygulamasıyla daha önce 450 dolayında olan çalı- şanlannın sayısını 190'a düşür- dü. Öte yandan Kartal'da ku- rulu Yunus Çimento Fabri- kası'ndan dün 15 işcinin işten çıkartılması üzerine fabrikada çalışan 200'ü aşkın işçi iş bırak- ma eylemine başladılar. Çimse- İş Sendikası İstanbul Şubesi yö- neticileri, bir ay önce imzalanan toplusözleşme sonrası işten çı- kartma uygulamasının başladı- ğını ve işten çıkartılacaklann sayısmın 60'a çıkacağının öğre- nildiğini belirttiler. Mersin'de kurulu, bin işcinin İzmir büromuzun haberine çahştığı Soda Kromsan Fabri- göre ağustos ayında işten çıkar- kası'nda.yannise2bin8O0işçi- tılan ve hükümetin işe dönüş nin çahştığı. Adana'daki Sasa garantisi verdiği belediye işçile- fabrikalannda grev başlatacak. ri dün sendikalannm'merkez Izmıt'ten Ahmeı Kun'un bıl- binasını eşlenyle birlikte işgal dirdiğine göre Dennce bölge- ettiler. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ'NİN EKONOMİDEKİ YERİ -2- KIT'lerin ekonomîye katkıları Hazniayan: Prof. Dr. ÖZER ERTUNA Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi KİT'lerin ekonomiye bir yük olduklan sık sık ileri sü- rübnektedir. Aşağıda, KİT'- lerin Türk ekonomisme katkı- lanyla ilgili veriler sunacağız. Ekonomik faaliyetlerin he- defi gelir yaratmaktır. Gelir ise işciye ücret. • personele ma- aş. tasarrufçuya faiz ve müte- şebbisin sermayesine kâr ola- rak ödenir. Hissedarlar açısın- dan önemli olan şirketin kândır. Oysa kâr kuruluşlann ekonomiye kazandırdığı geli- rin yalnızca bir parçasıdır. Kuruluşlann milli geiire kat- kılanna teknik dille katma değer denir. Burada KİT'leri önce kârhlık, sonra da yarat- tıkları katma değer açılann- dan inceleyeceğiz. Kamu kuruluşlan 1986'lar- da özel sektör kadar. hatta daha fazla kâr eden kuruluş- lardı. 1986 yılında 500 büyük fırma arasına giren özel şirket- ler 100 liralık satış yaptıkla- nnda 6 lira kâr ederken, kamu kuruluşlan 8 liraya yakın kâr sağlıyorlardı. İzleyen yıllarda özel sektörde kârlıhk önce sa- tış gelirinin yüzde 9'una çık- mış, sonra da ya\aş yavaş yüzde 7.5 dolaylanna inmiş- tir. Bu kârlıhk iyi düzeyde bir kârlılıktır. Kamu kuruluşla- nnda ise kârlıhk sürekli düş- me göstererek satış gelirinin. 1987 yılında %7.1'i, 1988 yı- lında yüzde 6.3'ü. 1989 yılında yüzde 4.4'ü ve 1990 yılında yüzde 0.9'u dolaylanna inmiş- tir. Kamu kuruluşlan son yıl- larda kârlı işletilememiştır veya işlettirilmemişlerdır. 1989 ve 1990 vıllannda kârda- zancın yaklaşık üçte bıri ka- dar gelir yaratmaktadır. Kamu kuruluşlan 1986'da sa- tış kazançlannın yüzde 29'u dolaylannda gelir yaratırken bu oran 1989'da yüzde 34'e kadar yükselmiş. 1990'da yüz- de 31'e gerilemiştır. Özel kuru- luşlann yarattıklan. gelir. sa- tışlardan eldc etükleri kazan- cın yüzdc 25"ı dolaylannda- dır. Özel kuruluşlarda, yaratı- lan gelinn satıştan elde edilen kazanca oranı 1986 vılında Tabloda bakanlıklann bün- yelerinde faaliyet gösteren KİT'lerle ilgili özet bilgiler su- nulmaktadır. Bu tabloda bir hususu beürtmekte yarar var. 1990 rakamlanna. daha sonra özelleştirme kapsamına alınan THY. TÜPRAŞ ve Petrol Ofi- si rakamlan dahildir. 1991 yı- lında bu kuruluşlar özelleştir- me kapsamına ahndığından rakamlara dahil edilmemiştir. Tabloda izlendiği gibi 1990 yılında. özelleştirme kapsamı- KİT'LERİN FAALİYET SONUÇLARI Satş hasılatı Kâr veya zarar Katma değer 1990 Milyar TL 63.806 -920 24.794 Yüzde 100.00 -1.44 38.86 1991 Milyar Tl 75.117 -13.186 30.240 Yiato 100.00 -17.55 40.26 kı düşüşler önemli oranda üc- ret artışlanndan kaynaklan- makla beraber. 1990 yılında ilave sorunlann olduğu anla- şılmaktadır. Kâr, işletmelerin ekonomiye yaptıklan katkının yalnızca bir parçasıdır. Şimdi de kamu ve özel kuruluşlann milli geli- re katkılannı inceleyelim. Türkiye'nin 500 büyük fır- ması sonuçlan çerçevesinde. kamu kuruluşları. yaptıklan satışlardan eldc ettıklen ka- %24 dolaylarında iken. 1988 yılında yüzde %26 düzeyıne yükselmiş. daha sonra bu dü- zey cıvannda scyretmiştır. Yukanda sunulan tabloda yalnızca 500 buyük sanayi ku- ruluşu içinde yer alan KIT'ler- l_e ilgili bilgiler sunulmaktadır. Özelleştirme kapsamına alın- mamış bulunan tüm KİT'leri ve bunlann bağlı kuruluşlan- nı ele alırsak vanlan sonuçlar bazı farkhlıklar göstermekte- dir. na alınmamış bulunan KİT- ler ve bunlann bağlı kuruluş- lan. satış gelirlerinin yüzde 1.4'ü dolaylannda zarar el- mışlerdir. 1991 yılı tahminı rakamlarına göre zarar yüzde 17.6 dolaylanna (13 trilyon li- raya) yükselmiştir. 1990 yılın- da KİT'lerin milli gelirc katkı- sı satış gelirlerinin yüzde 39'u dolaytanndadır. Yaratılan ge- lirin satış kazançlanna oranı 500 büyük fırma kapsamtnda- ki KİT'Ierınkinden daha vük- sektir. Bunun nedenı. hizmet kuruluşlannın fazla katma değer yaratması olabilir. KlT'ler içinde hizmet kuru- luşlan da bulunmaktadır. Tabloda da görüleceği gibi il- ginç olan durum. 1991 yılında zarann bu denli yükselmesine rağmen milli geiire katkının artmasıdır. 1991 yılında satış kazançlannın yüzdesı olarak milli geiire katkı (kalma de- ğer) yüzde 40 dolaylanndadır. Görüldüğü gibi KIT'lerin za- ran gelir yaratamamaların- dan değil de gclirin paylaşıl- masından kaynaklanmakta- dır. Görüldüğü gibi KİT'lerin ücret ve faiz ödemeleri özel fir- malara kıyasla daha yüksek- tir. Kamu kuruluşlannın, yap- tıklan satışlardan özel sektöre kıyasla daha fazla gelir yarat- malan. kamu kuruluşlannın bu açıdan daha başanlı ol- duklan anlamında değerlen- dirilmemelidir. Aradaki fark başan veya başansızlık farkı değil. üretim türünden kay- naklanan farktır. Kamu kuru- luşlan genel olarak temel mallar üreten kuruluşlar ol- duklanndan bu durum nor- mal bir durumdur. Fakat gene de şu sonuca güvenle varabili- riz. Türkiye'de kamu kuruluş- lan önemli oranda gelir yarat- maktadır. 1ŞONINEVREMNDEN ŞUKRAN KETENCİ Gündem Karışınca... Çalışma Meclisi 8 yıllık bir aradan sonra "işsizlik sigortası" gündemli toplandı. Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, önü- müzdeki haftatarda memur sendikalanna tanınacak hakla- ra ilişkin yasa tasarısının haz-.rtanıp Bakanlar Kurulu'nun gö- rüşüne sunulacağını açıkladı. Sendikal haklar, iş güvence- si, memur sendikalaşması haklarına ilişkin ILO sözleşmele- rinin Türkiye tarafından onanmasını öngören yasa tasanla- rının da Bakanlar Kurulu'nda olduğu bildiriliyor. İş güvence- si yasa taslağı kimbilir kaçıncı kez son rötuşlardan geçirilip yeniden son kez olduğu vurgulanan tartışmaya açıldı. 2821 ve 2822 sayılı sendikal yasalar hem tarafların tartışmasına açıldı hem de anayasa değişikliği var ve yok sayılarak iki ay- rı yasa taslağı çalışması bakanlık düzeyinde sürdürülüyor. Bir yandan da hükümet anayasayı tartışmaya açmış bulunuyor. Bir yandan da 1 Mayıs ve nasıl kutlanacağı yoğun bir tartış- ma odağı. Çalışanların haklarına ilişkin çok önemli, çok yoğun bir gündem söz konusu. 12 Eylül'ün yasakçı düzeninden kur- tulma, demokratikleşme için belki zorunlu bir yoğunluk. An- cak bir bütün, bir paket olarak ele alınmayınca, ortaya bir gün- dem karmaşası çıkıyor. İşçiler, işverenler, sendikal hareket için gündeme sahip çıkmak zorlaşıyor. Ortada anayasadan baş- layan bir demokratikleşme paketi varken 8 yıl aradan sonra dün toplanan Çalışma Meclisı'nin gündemi neden işsizlik si- gortası ile sınırlı? Tarafların anayasa ve gündemdeki diğer tüm yasa değişikliklerini tartışmaları için ayn ayrı çalışma meclisleri mi toplanacak? Bu öyle kolay bir iş de değil ki. İş- sizlik sigortası için Çalışma Meclisi düzeyinde, iş güvencesi için özel toplantılarda, yasalar ve anayasa için ayrı ayrı kay- naklı kamuoyu önünde tartışma açılmasının mantığını, he- defini biz anlayamadık. Siz anlayabüdiniz mi? Hükümet, Çalışma Bakanlığı açısından, bilinen bir takvim sıkışıklığı, Uluslararası Çalışma Orgütü ILO'nun haziran ge- nel kurulu olabilir. 12 Eylül'ün haklan gaspeden hukuk ve uy- gulamaları nedeni iie ILO'da kötü konumda olan Türkiye'nin durumunda bir aklanma sağlanmak üzere bu genel kurula kadar somut önemli bazı işlerin kotarılmış olması gerekiyor. ILO'nun, Türk hükümetlerinin, yıllardır "Haklısmız, düzelteceğiz" vaatlerinden bıktığı, somut sonuç istediği bi- liniyor. Doğrusu ya hükümet programmda "12 Eylül'ün yasakla- rında arındırma, demokratikleşme" vaat etmiş bir hüküme- tin, sendikal hak ve özgüriüklerde ileri ölçekleri değil, asga- ri değerlerin korunmasını zorunlu gören ILO istemlerine uyum değişiklikleri için Türkiye'de ayrıca tarafların görüşlerini al- maya gerek duymasının anlamı yok. ILO'nun sadece Türki- ye'nin imzalamış olduğu sözleşmeler anlamında zorunlu gör- düğü değişiklikler için İşçi cephesinin bir itirazı olamaz. İş- veren cephesinin de fazlaca bir diyeceği olacağını sanmıyo- ruz. Hükümetin hiç değilse programmda vaat ettiği ILO tlke- leri doğrultusundaki anayasa ve yasa değişikliklerini, demok- ratikleşmeyi, basta 87 sayılı sendikal haklara ilişkin sözleş- me olmak üzere vaat ettiği ILO sözleşmelerini onayarak Mec- lis'ten geçirmesi bir zorunluluk olarak görünüyor. Hükümet bu anayasa ve yasa değişikliklerini aylar değil, günler için- de değiştirmelidir ki ILO'nun haziran genel kuruluna aklan- mayı isteyebilecek koşullarda gidilebilsin. Elbette hükümet ya da adına bakanlık çalışma yaşamının bu en duyarlı, yaşamsal sorunları üzerinde işçi-işveren ta- rafların görüşlerini alacaktır. Uyma taahhüdünde bulundu- ğu ILO'nun asgari ilkeleri, programındaki haklar çerçevesi için değil. Üzerinde haklar ve demokratikleşme hedefleri için. Bir başka deyişle hükümetten ILO genel kuruluna kadar, daha fazla tartıştırmanın oyalamadan başkaca anlamı olma- yan alanlarda üzerine düşeni hızla yapması beklenir. Onay- lanması vaadi verilen ILO sözleşmeleri için istenirse bu îş çok da kolay olabilir. Ancak anayasa ve sendikal yasalarda- ki demokratikleşme hazırlığı için Çalışma Bakanlığı ve hü- kümet biraz gecikmiş bir tablonun içindeler. Hele de "12 Ey- lül'ün yaralarının" sanlması gibi çok ciddi bir iddia ile işe gi- rişilen bu alanda, henüz hükümet cephesinde bir görüş bir- liği, netlik de yoksa. Kamu çalışanlanna sendikalaşma hakkına ilişkin hükümet vaatlerinde örneğin öylesine parlak, sıcak sözcükler kulla- nılmıştı ki kamuoyu ileri haklar için bayağı umutlanmıştı. Bu konu üzerinde ILO'nun da önemle durduğu biliniyor. Oysa bakanın demecinden anlıyoruz ki hem hükümet içinde en azından ana ilkeler konusunda bir görüş birliği yok. Hem de bir ön taslağın hazırtanması dahi haftalar alabilecek. Üste- lik bakanın çizdiği çerçevede bırakınız grev hakkını, toplu pa- zarlık hakkı da yok görünüyor. Nasıl bir sendikalaşma mo- deli üzerinde bile bir gelişmiş düşünceden söz edilemiyor. Anlaşılıyor ki bu alanda ILO'ya ancak "cek-cak"la gidilebi- lecek. Orası atlatıldıktan sonra ise daha da kolay oyalanıla- bilecek. ILO'ya yönelik, demokratikleşmeye yönelik bu önemli gün- dem maddeleri ne yazık ki genel gündem karmaşası içinde kaynayıp gidiyor. Taraflar 8 yıl aradan sonra dün Çalışma Mec- lisi'nde bir araya geldiler, ancak bu çok önemli, ivedi gün- dem maddelerini, Çalışma Meclisi'nde gündem dışı kaldığı için tartışamadılar. Demek ki durmadan tarafların demokra- tik biçimde tartışmalarından söz edilip bir biçimde tartışama- dıkları bir ortam yaratılmış bulunuyor. Gündemde çalışanla- rın haklarının tartışılması değil, gündemde karmaşa var. TüKETİCİ KöŞESİ Sapı kızan ütü Ben dargelirli bir ev hanımıyım. 1.5 yıl önce taksitle Rovventa marka buharlı bir ütüaldım. 1 yıl garantisi vardı. Garantisi bitmeden birçok kez arıza yaptı. Anzalann hepsi önemli anzalardı. Bu arada garantisi bitti. ancak anzalar devametti Benütüyüahp "Ortaklar Caddesi, No 35 Mecidiyeköy "adresindeki "Ronenta" şubesine götürdüm. Yetkili bir kişi olan Bülent Bey'legörüşerek durumuanlattım."Birde buradaki senisimiz görsün" dedi. Gösterdiği servis ütüyü tamır etti ve garantiyi altı ay daha uzattılar. "Bu altı a> içinde bir daha arıza yaparsa geririn değiştirelim" dediler. Ben de kabul ettim. Kısa arahklarla tekrar anza yapmaya başladı. Her götürdüğümde."anzanın tamiri mümkün'" dediler ve ütüyü değiştırmediler. Benim de size başvurmaktan başka çarem kalmadı. Türkan Korkmaz - İstanbul Arkadaşlanmız Rouentayetkili servisi Elektrosan fîrmasmınyetkilisi Yılmaz Aslanlci} 'lagörüştüler. Aslamaş denediklerini ve cihazın normul oiduğunu belirterek"Ölçümlerimüşterininyanındadayaptık. Ctüniin sapımn ıstndığına ve su akıttığma ilişkin şikâyetleri vardı. Kendisi 'Hayret burada olmuyor' dedi. Zannediyorum kendisihu iitüden soğudu. Yoksa cihaz normal dedı. Arkudaşlarımı: Türkân Huınm'm üıüsünündeğiştirilip değistirilemeyeceğinisorduğundu. Yılmtı: Aslanlas,"Biz müşterinin mağdur durumda kabnasuu hiçbir zaman arzu etmeyiz. Getip ütüsünü değistirebitir "dedi. Biz de Elektrosan yetkilisinin açıklamasını Türkân Korkmuz 'a ilettik. Türkân Hanmı Elektrosanyetkililerine ilgilendikleri için teşekkür etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear