22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26NİSAN1992PAZAR PAZAR KONUGU PsikiyatristDr. SafFet MuratTura'yla, gündelik hayatirmzıişgal eden görünenve görünmeyen sınavlarüzerine Sınav: Insanlık okıılımıuı kiistah öğrencisi• Smav sadece öğrencilerin mi korkulu rüyası? Sınava hazırlanmanın toplumsal ve psikolojik maliyeti nedir? Sınav, insan psikolojisini nasıl etkiliyor? Hangi hasar- lara yol açıyor? Bu sorular aysbergin görünen yüzünde. Peki görünmeyen sınavla- ra ne demeli? Bir yanşta koşar gibi yaşamanın anlamı ne? însanlık nereye koşuyor? nı ölüm korkusundan daha yoğun bir yalnızlık korkusuyla karşı karşıya bırakmıştır. İnsan ölümü bitmez, ölûm yalnızca derin bir yalnızlığı düşündürdüğü için korkunçtur. Oysa yalruzük yaşanan bir süreçtir. Günümüzde gü- cün ve medyalann egemenliği, insaru kendisine öylesine yabancı blmıştır ki insanlık neredeyse 'ölüm bile böylesine yalnız obnaktan daha iyidir' duygusuna sürüklenmiştir. Nitekim Batı top- lumlannda intihar oranının giderek yiikseldiğini görüyoruz. Jntihann yükseldiği toplumJara son uygarlık Japonya da dahil. • • • • Konuşmamızın başında söz ettiğiniz ra- dikal sürecin sonunda, 'ahlak duygusunun giderek azaldığı 'ndan söz etmiştiniz. Dilerseniz bunu da bi- raz açıp Türkiye ye doğru gelelim. TURA - Bilindiği gibi her türlü ahlak örtük ya da açık bir varhk bilgisi içerir. öncelikle ahlak, insanı özgür varsaymak ve bu özgürlüğü tanım- lamak zorundadır. Ikinci olarak ahlak, ancak iki insan varsa vardır. Ahlak ötekini varsayar ve PAZARKONUĞÜ SÖYLEŞİIŞIL ÖZGENTÜRK ••••I Saffet Bey, bu ay smav ayı. Kolejsınav- ları, Anadolu lisesi sınavlan, üniversitegiriş sınav- ları, meslek bılgisini ölçme sınavları ve sonunda yasam sınan. Tûrk insanı sürekli bir sınavdan di- ğerine koşup duruyor, bir yarış atı gibi... Bu. kunonları henüz yerleşmemiş, geleceği giivensiz toplumda 25 yıl çalısmıs bir emeklinin de sınava girmeşansı var. Süreklitetikte, süreklisınavlardan geçen bir toplumda bu olgudan, bireyler, duygusal yasamlarınaa nasıl etkileniyor dersiniz? TURA - Sürekli stres. derine işleyen bir düş kı- nklığı ve insanın kendine olan savgısırun, aynı zamanda özgüveninin azalması, genellikle sözü edilen ve gerçeğı yansıtan kavramlar. Ancak ben burada daha radıkal bir süreçten söz etmek isti- yorum. Bu, tüm hayaümızı kapsayan bir süreç. Bu süreci şu başlıklar altında toplayabiliriz: "Öteünin kişiliksizieşmesi -anonimleşnıesi", "Boşiuktaki beniik" ve "Ahlak duygusunun ya- şamdaki değerinin giderek azalması." Hemen bir örnekle, "ötekinin kişiliksizieşmesi ve anonimkşmesi" sürearu açabihnz. Bir delikan- lı düşünün, üniversite birinci sınıf öğrencisi, televizyonda izlediği pop yıldızlanna büyük bir hayranbk duyuyor ve onlar gibi olamadıkça ya- şamanın bir anlamı olacağını düşünmüyor. Bu delikanlırun tutkusunu inceledığimizde, aslında hayran olduğu şeyin "hayran olunmak" olduğu- nu görüyoruz. Yani o, pop yıldızlanna değil, onlara duyulan hayranlığa tutkun. Onun özdeş- leştiği şey, hayran olunmanın ta kendisi. Fransız psikanaÜst Jacques Lacan, "insani arzunun zaten ötekinin arzusu olduğunu" söyler. Ancak günü- müz toplumunda ve örneğımızde genç, tamamen gercekliğini yilirmiş, yabancılaşmış bir ötekinin arzusuyla özdeşleşiyor. Bu öteki, artık etiyle ke- miğiyle. acilanyla sevinçleriyle, zaaflanyla ger- cek bir insan degıl, anonim davranış ve istekleri olan bir ortalama ötekidir. Yani gerek sistemin, gerek medyalann bıçımlendirdiği genış yığınlar- dır. Onlar sınavlardaki başannın tek ölçü oldu- ğuna, pop yıldızlannın tek gercek olduğuna insanlan inanmaya zorlarlar. Ve çoğu zaman da başanrlar. •^•HCJen^ kitlelerin arzuladığı bir nesneye arzu duymak insana kolay gelmiyor mu? Böylece büyük çoğunluğun içinde yer ahyorsunuz, bir çesit güven duyuyorsunuz, rahatsınız, hatta insan mutlu bile olabilir. TURA - Bir gruba ait olma, gecici bir süre için insana güvenlikteymiş duygusu verebilir. Hatta insan bu güvenlik duygusunu hiç sorgulamadan yıllarca yaşayabilir. Mutlu bir aile babası, mutlu bir ev kadını, mutlu bir işadamı olmayı hiç sorgu- lamajfabilic Ancak klinik deneylerimiz gösteri- yo« lu bu sahte denge oldukça kınlgan. hemen yerini "yaşamm ardamsalığT duygusuna bırak- maya yatkın bir insanı durumdur. Yaşamı anlamb kılan şey. psikanalizin görebildiği kada- nyla 'gerçek öteki'yle kurulan insani ilişkidir. Biraz önce "boşluktaki benlik" derken kastetti- ğim şey, işte bu gerçek ötekıyle kurulan ilişkinin yokluğunda, insanın kendisini içinde bulduğu anlamsızlık ve yalnızlık duygusudur. Bir insanın diğer bir insanla kurmak istediği ilişki gerçek ol- maktan cıktığında, yani ortalama değerler, orta- lama öğretiler aracılığıyla insanlar arası ilişki kurulduğunda geriye derin bir yalnızlık duygusu • kalır. Çünkü bu durumda karşı karşıya gelen iki kişinin her ikisi de kendine yabancılaşmış iki ın- sandır... Gerçek yitmiştir ve yalruzlık kaçımlmaz- dır. Güçlü, başanlı bireylerin de, çok rahat yaşa- yan toplumlann da, gelişmekte olanlann da ana problemı budur. 'Kalabalık içinde valnızlık', 'ya- şamın anlamstzlığı 1 , çağdaş toplumlann en yay- gın hastalıklanndan biri kabul edilir. İnsanın kendı kendine yabancılaşması, gerçek duygu ve düşüncelerini açığa vuramaması, kısa- ca kendini gerçekleştirememesi, bugünün insanı- SAFFET MURAT TURA 1955 'te Akyazı 'da doğdu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nibitirdi. İstanbul Tıp Fakültesi'nde psikiyatriihtisasıyaptı. "Freud danLacan'a Psikanalt "adlı kitabı.yurtiçınde vedışmda yayımlanan çok sayıda makalesi var. Yazılarınaapsikiyatrisorunlarmafebefiaçıdan yaklaşmaya çatışıyor. tür fukarabğı kervanına katıldı. Daha doğrusu bu sürece girdi. Belki engellenemez bir süreç bu, ama en azından duyarb olmakta yarar var. ^ ^ • • i Gençlerin markalara olan tutkunluğun- dan söz ettiniz, gençlerin meslek seçiminde de anonim değerler fazlasıyla egemen... Geçenlerde bir Alman avukat dava açtı ve beynin sol tarafı için de eğitim eşitliği istedi. Sol tarafgüzel sanatlara olan düşkünlüğü, auygusalhğı, zevkleri içeriyor- mus ve eğitim sistemi sol tarafa zenci muamelesi yapıyormuş. Bizde durum dahadakötü. Bazı bilim dalları, disiplinler yok sayüıyor. Sonuç?.. TURA - tnsani arzunun anonimleşmesi süre- ciyle karşı karşıya bulunduğumuza göre başka' ne bekteyebiliriz. Toplumun arzusu, ailenin arzu- su, bireyin arzusu sorgulanmaksmn örtüşüyor. Bu durumda gerçek bir bireyden nasıl söz edebi- liriz. Günümüz toplumlanrun bireyd olduğu ısrarla söyleniyor. Bu, duygu ve düşünceleri gide- rek anonimleşen bireyin neresi bireysel? Yıllar önce Herbeıt Marcuse ve Frankfurt Okulu, yak- laşan tehlikeyi haber vermeye çalışmıştı. Sonuç: Tek boyutlu insan. Şimdi gencin durumuna bakahm. Güç ve para, kısaca iktidar her türlü değerin üstünde. tdeabst olmaya toplumca enayi gözüyle bakıbyor. Bir genç, felsefe tahsili yapmak istediği zaman her şeyden önce arkadaşlan tarafından "Diyojeo gibi Psikij atr Doktor Saffet Murat Tura, Işıl özgentürk'ün sınavla ilgili sondannı yamüadı. Ancak söyleşi bir sınav havasında geçmedi. (Fotoğraf: ALİ ÖZ) onu tanımlamak zorundadır. Oysa günümüz toplumlannda ötekinin anonimleşmesi süreci, insanlar arasmdaki ihşkileri belki de tarihin hiç- bir döneminde görülmedik ölçüde yozlaştırmış- tır. Artık insan bir başka insanla gerçek bir ilişki içinde değil, âdeta bilgisayar oyunlanndaki gö- rüntülerle ibşki içindedir. Batı toplumlanndaki klinik deneyim, narsisis- tik kişilik bozukluğunun giderek artmakta olduğunu gösteriyor. Narsisistik insan için 'öte- ki' sadece kendisini onaylayan, ona hayran olan bir nesneden ibarettir. Bu insan için öteki her an harcanacak biridir; hele bir onu onaylamasın... Evet, öteki gerçek değilse, sadece bir görüntü- den ibaretse ona her şeyi yapabilirsiniz. Kolay- bkla karşınızdakilen harcayıp köşeyi dönebib'rsi- niz, bir dostunuzun mesleki hayatına son verebilirsiniz, küçük bir çocuğun aç kabnasına kayıtsız kalabibrsiniz. Gerçek bir savaşı âdeta bir teleyizyon dizisi seyreder gibi seyredebilir, biranı- zı içip "Bu atışları da iyi beceremiyorlar" diyebi- b'rsiniz. tşte modern toplumlann içinde bulunduğu va- him durum kısaca boyle özetlenebüir. ^ H İ ^ H Bizde de durum bu denli vahim mi? TURA - Türkiye'ye gelince, günümüzde dün- yaya tek bir kültürün egemen olmaya başladığını kolayca söyleyebiliriz. Şimdi şöyle bir sokağa çı- kalım, hemen herkes aynı biçimde giyiniyor, aynı biçimde âşık oluyor, aynı sözcüklerle konuşuyor ve herkesin rüyası bir ev, bir araba.. Bu yanşma kazanıbrsa çok daha iyi olur. Aykın düşünce he- men kötü ve zararb damgasıru yiyor. Dikkat ettiniz mi, Türkçe de iyice değişti, şimdi dizilerin Türkçesi konuşuluyor. İngiUzcedeki, Fransızcadaki deyimlerin kötü çevirilenyle ko- nuşuyoruz. Artık belb bir marka ayakkabı, bir tişört giymek, gençliğjn tek düşü halıne geldi. Sekreterim beni beğenmiyor, çünkü anonim öte- kinin beklediği markalar yok giyimimde. Sözün kısası, Türkiye de Yeni Dünya'run kül- fıçıda mı uyuyacaksuı" diye alaya abnıyor. Diyo jen'in elinde fenerle insan aradığını hiç kimse haürlamak istemiyor. Bu değerler çerçevesinde eğitim sistemimiz, zaten birtakım meslekleri öne çıkanyor. Edebiyat, sosyoloji, felsefe, psikoloji gibi insanın kendisini tanımasını sağlayacak di- sipbnler, bselerde üvey evlat muamelesi görüyor. Binlerce yılbk insanbk tarihinin bir bölümü yok sayıbyor. Aynca eğitim sisteminde bir bellek zaati var. Bu nedenle genç insan kendini insanbk kültürü- nün bir parçası olarak görüp tanımlayamıyör; ona sunulanlar sanlci öğrenibnesi, ezberlenmesi gereken bilgiler yığmı. Oysa eğitimden amaç, ye- ni insanı, insanbk tarihinin kazanımlanyla besle- mek ve geleceğe üretici bir birey olarak yetiştir- mek otoıab. Bizim eğitim sistemimizde insan sadece gününe değil tarihine de yabancılaşıyor. Fen bibmlerinin veribnesine gelince, bihmsel teoriler sanki tartışmasız öğrenilıp ezberlenmesi gereken veriler halinde sunuluyor. Bibmin esasını oluşturan şüpheci düşünce ve tarüşmaya eğitim sistemimiz hiç yer vermiyor. Sonuç, birtakım ma- lumatlara sahıp, vaşat zevkleri ve anonim arzula- n olan tek boyutlu insan. • • • • Yeryüzünü fuzla kuşalan bu tek boyutlu insan, kadm-erkek iliskisinde, işyaşammda, sosyal hayatta ne tür davranıslar sergiliyor? TURA - Günümüzün narsisistik insanı için tek bir değer var: İktidar. İşte bütün tutkusu bu. Kendisinden daha güçlü olan karşısındaysa he- men boyun eğer. Onun için öteki insan, onunla birlikte bir şey yapılacak insan değil, ondan bir şey yapılacak bir nesnedir. Hazcıbk, günümüz in- sanının temel yaşam felsefesi haline geldi. Freud, insan psikolojisinin temelini bazı içgüdülerin, özeUikle cinsel içgüdünün tatminine dayandır- mıştır. Oysa Freud sonrası modern psikiyatri, içgiidü tatminlerinin temelde ötekiyle sağlam ve gerçek bir ilişki kurmaya yönebk olduğunu söy- ler. Sağlam bir dostluğun temel faklörlerinden biri olarak cinselbk ele abnır. İşte burada narsi- sizmin insan cinselbğine indirdiği büyük darbe- den de söz etmek gerek. İki insan doyumlu bir beraberbği paylaşacak yerde, kendi narsisistik gereksinimlerini karşılayan birer nesne haline geldiğinde insanlar arası iletişimin en yoğun ola- bileceği yer, bir mutsuzluk ve yalnızbk sebebi haüne gebnektedir. tş ve sosyal hayata gelince, tek boyutlu, narsi- sistik insan için tek tutkunun iktidar olduğunu söykmiştik... Her ne pahasma olursa olsun ikti- dar... İşte, sosyal hayatta, hatta aşkta... • İ H I B Bu durumda yüzydlardan beri insanlığm geliştirdiği en önemli insani erdemlerden olan onur ve vicdan duygusunun neredeyse kaybıyla karşı karsıyayız... TURA - Evet, tamamen öyle... Her şeyi yeni bir barbarbk döneminin başlangıcı olarak göre- bibriz. Bu derin mutsuzluk ve yalnızlık dönemin- den hiç kimse memnun değil. Ancak toplumun örgütlenmesi, alternaüf yaşam tarana pek ola- nak vermiyor. Refahın, binlerce kanal renkb televizyonun, bilgisayarlann, bilgisayarb savaş- lann insanlan mutlu etmedığinı artık herkes biliyor. Bunlann hiçbiri insanbğın yabuzbğına çare değil. l ^ ^ ^ B Bu mutsuz süreçte medyalann önemli bir rolü olsa gerek. İletişim için gerekli medyalar, - nasıl oluyor da yoğun bir Uetisimsizliği birlikte ge- tiriyor? TURA - Bu süreçte medyanın insanın zihinsel faahyetini genişletici değil, tam tersıne genletici ve daraltıcı bir etkiye sahip olduğunu görürüz. Çocuk psikanalisti Melania Klein'e göre altı aylık bebeğin zihinsel aktıvıtesi ıkı temel katego- riyle çabşır: İyi ve kötü. Dünya onun için âdeta ikıye aynbnıştır: İyiler ve kötüler. Annesi de iki annedir; iyi anne, kötü anne. Bir yaşına doğru bu iki ayn insanın asbnda bir tek insan olduğunu" fark eden çocuk daha yüksek bir zihinsel aktivite içine girer. Artık akla karanın yanında grilerin de olduğu bir dünyanın var olduğunu kavrar. İşte bu noktadan hareket edersek medyalann. insanın zihinsel aktivitesini en arkaik düşünce tiplerine geri götürdüğünü söyleyebiliriz. Mesela güncel bir sorun olan terorizmi ele alabm. Devlet elbette tanımı gereği her türlü terorizme karşıdır, - fakat acaba birer vatandaş olarak bizler nasıl dü- şünmeb'yiz? Devlet öylesine örgütlü bir güç ki bugün için bireyin aleyhine çabşmadığını varsay-" sak bile bir gün bircyin ya da belb bir toplumsal grubun en temel hakîanna tecavüz ettiği takdırde. birey olarak bizim herhangi bir yaptınm gücü-' müz obnamab mı? Medyalar sürekli iyi ya da' kötü olgusunu işlemektedir. Oysa benim birey,- olarak grileri düşünme hakkım vardır. Medya bu konuda ya da başka pek çok konuda bireyleri altı ayhk bir çocuğun zihinsel düzeyine itmektedir. •* I • • • • • Yani George Orwell'in 1984 adlı romanv\ gerçek oldu. Artık Big Brother (Büyük BiraderJ '_ bizleri yönetiyor: L TURA - Pek öyle sayılmaz... "Kentin batı ma- halkterinde hâlâ direnen küçük bir gnıp var." ^ • • H BU umutlu cümle için teşekkür ederim. ' • 1 Mayıs'ta Alanlar Zorlanacak! • Şırnak Valisi Açıkladi: 'Taratna Emrini Emniyei Müdürü Verdi! • Basını Belediye Başkanları Yönlendiriyorl • Özelleştirmeye İşçi Çelmesi Q lersanede Hileli Seçim Q Saglık Işkolunda Statü Krizi • Fransız Sermayesinin Türkiye Yatırımları... • Boş Zaman'dan Ne Anlıyorsunüz? G Dünya Ekonomisinde Kara Bulutlar • Vunanistan Grevlerle Sarsılıyor Ü Meydanların.Şiire Durdugu Gün BU KiTAP OKUNUR VE "KONUSULUR • Bir "yaramaz-haşan" çocuğun ofaroznamesi bu.. • Sosyal demokrasi-yerel yönetim-porti üçgentndeki aykırı anılar, yorumlar, öneriler, görüsler. • İnönü, 12 Eylül ürünü mü? Kim demis! "Yıllor boyu sosyal demokrosiye gönul verenlere, el yordamıyh çağdaş, demokraû sosyahm mum tşığında bulmaya çalışanlara..." Bir Belediye Başkonındon Genç sosyal demokrat belediyeler üzerindeki boskılorın trajikomik öyküsü Baykol, Karayalan, Gürseler» Odemeli İsterne/Yazısma P.K. 347 Yenisehir-Ankora'Tel: (9-4) 435 79 11 Fox: (9-4) 435 28 45 AÇIKLAMA ve PROTESTO 18 Nisan Cumartesi günü yapacagımızı duyurdugumuz "MAYISA DOĞRU ŞENÜĞİ11 V'alilik ve Kmniyetçe, defalarca bu lür senlikİLTin yapıldıgı Acık IIa\a Tiyatro.sunun "kapalı salt>n niteligı u^ımadıgı" gibi kcyfı bir gerckçeylc cngcllenmi.>tir. Bu engellcmc, Hükumelin "İslcycnc salon. i.sleyene alan" açıklamasının karnuoyunu yanıllmak amacıyla yapıldıgını açıkça ortaya koymuştur. Yasal ve meşru başvurumuzun engellenmesini protesto ediyor, H l MAYIS KUTIAMALARI ÜZERİNDEKt YASAKLAR KALDIRILMAUDIR" lalebimizi kamuoyuna açıklıyoruz. Not: Satılan biletlerin paralan iade edilecektir. MAYISA DOĞRU ŞENLİĞİ TERTİP KOMİTESİ ÇIKTI.. KiTAPEVLERiNDE ARAYINIZ Gaziosmapaşa'da satılık 545 43 44 nolu telefon Tel: 564 18 88 MENKA MENKUL DEĞERLER TİC. A.Ş. 31.12.1991 TARİHLİ ÖZET BİLANÇOSU (İOOO) (Bagunsız denetimden geçmemiştir.) AKTtF (VARLIKLAR) I- DÖNEN VARLIKLAR 1.082.497.- A-Haor Değerler 266.979.- B-Menkul Kıymetler 7.175.- C-Kjsa Vadeli Tic. Alacaklar 777.772.- D-Takas ve Saklama Merkezı — E-Diger Kısa Vadeli Alacaklar 30.571.- II- DURAN VARLIKLAR 256.205.- A-Uzun Vadeli Alacaklar — B-Finansal Duran Varlıklar — C-Maddi Duran Varlıklar 256.205.- 1-Arazi Arsalar — 2-Binalar — 3-Taşıt Araç ve Gereç 83.832.- 4-Döşeme ve Demırb. 240.724.- 5-Dig. Mad. Duran 388.330.- 6-Birikmiş AmoniM-) 456.681.- AKTİF TOPLAM 1.338.702.- BİLANÇO DlP NOTLARI 1-Stoklar, agırlıklı ortalama yöntcmine göre degerlendirilmiştır. 2-Fiıli envanter uygulanmıştır. 3-Hızlandınlmı; amonisman uygulanmıştır. 4-Aktif degerler sigortalı olup, aynca Şemsiye Sigortası mevcuttur. 5- Aktıf degerlere yenıden degerlendjrme deger artı; fonu uygulanmıştır. 6- Kurumumuz B.B.B.'sini 11.02.1991 tarihinde almıştır. MENKA MENKUL DEĞERLER TÎC. A.Ş. 31.12.1.991 TARtHLt ÖZET GELİR TABLOSU A-YURTİÇİ BRÜT SATIŞLAR 1.552.825.- B—SATIŞLARDAN İNDİRİMLER(-) — C—NET SATIŞLAR . 1.552.825.- D—SATIŞLARIN MALtYETl(-) 1.567.625- Brüt Salış Kârı veya Zaran (14.800-) E—ALINAN KOMİSYONLAR Brut Gelir Toplamı 1.001.376.- F—FAALlYET GİDERLERİ(-) 996.947.- Esas Faalıyeı Kârı ve Zaran (10.371.-) G—DIĞER FAALfYETLERDEN GELİR—KÂRLAR 162.935.- H—DİĞER FAALIYETLERDEN GİDER VE ZARAR(-) — I— FtNANSMAN GlDERLERl(-) 8.376.- Faaliyet Kârı ve Zararı 144.188- J—OLAĞANUSTU GELİRLER KÂRLAR - K—OLAGANÜSTÜ GİDERLER ZARARLAR(-) — Dönem Kân ve Zaran 144.188 - Geçmiş Yıl Zaran(-) 145.265.- L—ÖD.VERGt VE YASAL YUKUMLÜLÜKLER(-) (6.954.) Net Dönem Kârı ve Zararı(-) (8.031.) DİPNOT- — 1991 dönemi faahyelinden 144.188 516- TL kâr saglamıştır — 1990 donemınden 145.265 '23 - TL zarar etmıştır PAStF (KAYNAKLAR) I- KISA VADELl BORÇLAR 261.511.- A-Finansal Borçlar — B-Ticari Borçlar ' 232.848.- C-Dıger Kısa Vadeli Borçlar 28.663- II- UZLN VADELl BORÇLAR 7.412.- A-Finansal Borçlar — B-Tican Borçlar — C-Diger Uzun Vadeli Alacaklar — E-Borç ve Gıder Karjılıklan 7.412.- IH-ÖZSERMAYE 1.069.779.- A-Serma>e 1.000.000.- B-Sermaye Taahhütleri(-) — C-Emisyon Primi — D-Yeniden Deg. Deger An. 70.855.- E-Yedekler — F-Net Dönem Kân 144.188.- G-Dönem Zaran(-) — H-Geçmiş Yıl Zaran(-) 145.265.- PASİF TOPLAM . 1.338.702 1.03.1992 DENETÇt RAPORU Menka Menkul Degerler Ticareti A.Ş. Cenel Kuruln'na Sayın Genel Kunılumuz, geçen yıl bizlere tevdi buyurdugu görevi yapmak üzere, Menka Menkul Degerler Tic. A.Ş.'nin, 31.12.1991 yılı bilanço ve def- ter kayıtlan ile kâr ve zarar hesapları tetkik edılmiştir. Geçen yılın bılançosunda yazüı kıymetlenn 1991 yıbnın ilgili hesaplanna doğ- ru olarak geçirildigi ve yıl içindeki işlcrin mevzuat bir sözleşme hukümlerine uygun yurüıuldüğü görülmUştür. Aynca muhasebede tutulması gereken def- terlerio ve muavinlerin muhasebat kanununa göre süresi içerisınde onaylatıl- dığı ve kayıtların gunu gUnüne açık ve net bir jekildc ıtina ve titizlik içerisınde tutuldugu görülmüştür. MUşahede edilen gelışme aynca kayıt ve mcmnunıyele deger bulunmuştur. Bu ıtibarla yönetim kunjlu tarafından yüksek kurulunuzun tetkikine sunu- lan 1991 yılı bilançosu ıle kâr ve zarar hesaplarının, tastik ve yönetim kurulu- nun ıbrasının kabulunü arz ederiz. Saygılarımızla. Denetçiler Av. Arslan ATAMAR Av. Yasemin UYGUR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear