Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
* - 9 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET
HABERLER
SAYFA
C3ÖVİZİİ askerlik
İ B AA (Ankara)- Dövızle askerlik
ı»jgulamasında, temel eğitinı süresi 2
a_ydan bir aya indirilirken, yaş sının da
3> -2'den 38'e yükselüliyor. Yurtdışında en
a •? üç yıl calışma koşulu getiriliyor.
/Askerlik yasasında değışiklik öngören
ysısa tasansı, TBMM Başkanlığı'na
s»ınuldu. Tasanya göre yurtdışında
yaşayan ve bulunduklan ülkenin de
v-atandaşlığını kazanan Türk
v-atandaşlan, isteğe bağh olarak
a-skerliklerini 38 yaşma kadar
errteleyebilecekler. Yabancı ülkede
askerlik yapüğını belgeleyenler de
Tûrkıye'de askerlik mükellefiyetinden
nouaf tutulacaklar. 38 yaşını dolduran ve
dovizli askerlik uygulamasından
y-ararlananlar Bakanlar Kurulu'nca
belirlenen 10 bin Alman Markı
tutanndaki bedel miktannın tamamını
verecekler. 38 yaşından önce başvuranlar
ise öngörülen dövizi, başvuru sırasında
defaten ödeyebilecekleri gibi dörttebirini
başvuru sırasında, kalarunı da 38 yaşını
tamamladıklan yılın sonuna kadar
ödeyecckler.
İiîönü'yedanışman
• UBA (Ankara) - Başbakan Yardımcısı
ve Sosval Demokrat Halkçı Partj Genel
Başkanı Erdal İnönü'ye Londra'dan
danışman geldi. 3 yıldan beri Londra
Üniversitesi'nde çalışmalannı sürdüren
siyaset bilimcisi Hikmet Özdemir,
Başbakan Yardımcısı İnönü'nün siyasi
danışmanı olarak görevine başladı.
Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Ortadoğu
Ammeldaresi'ndeeğitimini tamamlayan
Doktor özdemir, Londra
Üniversitesi'nde çalışmalannı
sürdürürken İnönü'den danışmanlık
teklifı aldı. Bu teklifı kabul eden
özdemir, Türkiye'ye dönerek görevine
başladı. "Yön Hareketi", "Rejim ve
Askeri Yönetimler", "Cumhuriyetin
Krizi" ile "Sivil Cumhuriyet" başhklı 4
kitabı bulunan Hikmet özdemir,
daruşman olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ndedaha önce Mehmet
Moğultay tarafından kullanılan odada
çahşmalannı sürdürecek.
Gazeteci Teztel davası
• AA (Ankara)- Emekli general İsmail
Selen suikastına kanşmak, yasadışı
Dcv-Sol örgütü üyesi olmak, bu
doğrultuda eylemlerde bulunmak,
kuryelik yapmak. örgıite silah
sağlamak.cinayeıe azmettirmek, örgüt
adı'na istihbarat çalışmalan yapmakla
suçlanan 28 kişinin yargılanmasına
devamcdildi. Ankara DGM'dekidünkü
duruşmaya tutuklu sanıklardan Necmi
Suna.OrhanÖzbolaı, Hüscyin Koçile
avukatlan Fikret İlkizkatıldı. Mahkeme
Necmi Suna'nın tahliyesini kararlaşürdı.
İddianamede.avukatlarMuratDemir.
Bedii Yarayıcı ve Fethiye Pekşen ile
gazeteci Deniz Teztel hakkında TCK'nın
168-1 ve 169. maddeleri uyannca 15 yıla
kadar ağır hapis talep edtliyor.
Cezae'vinden birsürönce firareden Lütfı
Topal'ın da idamı isteniyor.
HEP kongresine dava
• ANKA (Ankara) - Ankara DGM
Başsavcıhğı; HEP Genel Sekreter
Yardıması Kemal Okutan,partinin
Antalya İl Başkanı Güven Ozata,
•Diyarbakır İl Başkanı Hüseyin Turhallı,
Urfa Merkez İlçe Başkanı Abdulmuhsini
Melik, İstanbul eski II Sekreteri Cabbar
Gezici ile parti meclisi üyesi Salih Şahin
hakkında partinin olağanüstü
kongresinde bölücülük propagandası
yapüklan gerekçesiyle dava açtı. HEP
yöneticisi sanıklann 5 yıla kadar hapis,
100 milyon liraya kadar da ağır para
cezası ödemeye mahkûm edilmelerinin
istendiği iddianamede, HEP Genel
Başkanı ve 10 partili hakkında
takipsizlik karan verildi.
Gökova Santralı
• ANKA (Ankara) - Türkiye'nin önemli
turizm bölgelerinden olan Gökova
Körfezi'ne yapılacak termik santralla
ilgili tartışmalar sona eriyor. Bakanlar
Kurulu'nun bugûn yapacağı toplantıda
santralın taşınması karannın alınması
bekJeniyor. Bakanlar Kurulu'nun
gündeminde haftalardır bekleyen, ancak
grizu patlaması ve ardından da
Erzincan'daki deprem nedeniyle
görüşülemeyen Gökova konusu bugûn
yapılacak toplantının gündemine
gelecek.
MÇP'ye Hazine yardımı
• AA (Ankara) - DYP Grup
Başkanvekili Güneş Müftüoğlu ile SHP
Grup Başkanvekili Aydın Güven
Gürkan, Siyasi Partiler Kanunu'nda
değişiklik yapılarak MÇP'ye de Hazine
yardırru verilmesini istediler. Müftüoğlu
ve Gürkan'ın TBMM Başkanlığı'na
sunduklan yasa önerisi, siyasi partilere
TBMM'de temsil edildikleri üye sayısı
oranında Hazine yardımı yapılmasını
hükme bağlıyor. Önerinin yasalaşması
halinde, TBMM'de 19 milletvekili
bulunan MÇP, Hazine yardırrundan
yararlanacak. DSP'ye verilen yardım
miktan da arttınlacak. Yasa önerisi,
Hazine yardımı alabilecek siyasi
partilerin seçimlere girebilecek şekilde
teşkilaünı tamamlamış bulunması şartını
da geliriyor.
Okay Gönensin'e
DGM'de beraat
• tstanbul Haber Servisi - Ankara
DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ı,
teröre hedef gösterdikleri gerekçesiyle
3'er yıl hapis ve45 milyon lira para cezası
istemiyle yargılanan gazetemiz
Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin
ile avukat Zerrin San beraat
ettiler. tstanbul 1 numaralı Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ndeki
duruşmada, son savunmasını yapan
Zerrin San, hakkındaki suçlamalan
reddederek 6 temmuz 1991 tarihli basın
toplantısında, Oemirarm hukuka aykın
olan müdahalelerini eleştirdiğini söyledi.
Mahkeme heyeti de saruklar Gönensin
ile San hakkında yeterli delil
bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine
kararverdi.
S
HP lideri Inönü. "Nevruz"u Ankara'da karştlayacak.
Kabinedeki ve partideki kimi arkadaşiarının tersine,
Inönü'de bir Nevruz sıkmtısı göze çarpmıyor. Olağanüstü
halin dört ay daha uzatılmış olması, Başbakan gibi, yar-
dımcısını da hayli rahatlatmış görünüyor. Ancak Demirel'in aksine,
inönü'nün bölücü terör ve Güneydoğu konusunda daha iyi/nser ol-
duğu göze çarpıyor.
Başbakan Yardımcısı ile bir ramazan akşamı, iftar sofrasının sü-
kûneti içinde Başbakanlık'taki makamında görüştük.
inönü, basınla ilişkilere ortağı kadar zaman ayırmıyor. Bunda,
farklı bir politika üslubuna sahip olmasının mı payı var, yoksa kişi-
lik özellıklerinin mi? Karar vermek oldukça zor.
Belki, gazetecilerle konuşmaya fazla ağırlık vermemesinde asıl
mesleğinin etkisinden de söz etmek gerek.
Bir fizikçi olarak herhalde Inönü, boşluğu fazla sevmiyor.
Konular elle tutulacak bir duruma gelmeden, konuşmaya yanaş-
mıyor.
Bir de devlet aolayışı veya görev dısiplini gereğı, Başbakan var-
ken, her konuda görüş açıklamayı uygun görmüyor.
Bu durum ise "SHP, Demirel'in gölgesinde kalıyor" gibi bir izle-
nim veriyor. Ya da en azından bu tür iddialara dayanak hazırlıyor.
Kendisiyle iki başvurudan sonra görüşebildik. Bizden sonra
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
İnönü'den Ya Hep, Yd Hiç...
başka meslektaşlarla da görüşmesi vardı.
Uzunca sayılabilecek bir dış geziden dönmüştü. Daha da önemli-
si, bu gezi nedeniyle eleştirilmişti. Kendisini savunmakdeğilse de
duruma açıklık kazandırmak gereksinmesi duymamıştı. Hatta,
hakkında gezi sırasında yabancı gazetelerde çıkan ve övücü dene-
bilecek nitelikteki yazılardan bile söz etmek istemiyordu.
Bir siyasal parti liderinin bu ölçüde mütevazı olmasının gerekleri
veya yararları bir başka yazının konusu olabilir. Biz şimdilik, yaptı-
ğımız görüşmenin izienimlerini aktarmakla yetinelim.
inönü'nün ilk kez ve açıkça Cumhurbaşkanı özal'ın koalisyonu
yıkma gayreti içinde olduğunu söylemesi dikkatçekiciydi. Bu konu-
da Bakanlar Kurulu'nda bir görüş ve anlayış birliği doğduğu anla-
şılıyordu.
SHP liderinin Cumhurbaşkanı'na böylesine açık cephe alabilme-
si, Demirel'e göre daha rahat konumda olmasından kaynaklanı-
yor.
"Devletin tepesinde kavga olmaz" diyen ve Hükümet-Çankaya
ilişkileri nedeniyle Özal ile yüz yüze ilişki sürdürmek zorunda olan
Demirel, belki de ortağı ile bir "iş bölümü" yaptı. Cumhurbaşkanı'-
nı açıkça eleştirmek İnönü'ye düştü.
SHP lideri ile hele de Başbakanlık'taki makamında bu tür değer-
lendirmeler üzerinde konuşmak olanaksız. İnönü, belirttiğimiz gibi
özel üslubu ve politika anlayışı nedeniyle yalnızcafizik olarak göz-
le görülür ve elle tutulur şeyler üzerinde konuşmak kararında.
Bu kararını esnetmek olanaksız.
Örneğin "HEP kökenli SHP'lilerin tutumlan" konusundaki bir so-
ruyu "usul hatasma" itiraz eder gibi zarifçe yarıda kesebiliyor:
"SHP'de SHP'liler vardır. Bunun tersi söz konusu olmaz. Başka
türlü düşünen varsa gider..."
İnönü, hükümetin başarısının artık ulusal deyişimiz olan "birlik
ve beraberliğe" bağlı olduğunu biliyor.
Birlik ve beraberliğin ise SHP içındeki birlik ve beraberlikle ya-
kından ilgili olduğunu görüyor. HEP söz konusu olduğunda, partisi
için "ya hep ya hiç" demesi bu yüzden.
İslamoğlu 'Sıkıyönetim'derken, bir grup daçözümüHEP'le diyalogda görüybr
Olağanüstühal DYP'yiüçeböldüGÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - Olağanüstü halin Güneydoğu'da dört ay
daha uzatılması DYFyi de üçe böldü. DYFde, HEP kökenli millet-
vekillerine tepki gösteren grubun öncülüğünü yapan Kastamonu
Milletvekib Münif İslamoğlu, olağanüstü halin dört ay içinde bölge-'
deki olaylan önleyememesi durumunda sıkıyönetim ilan edilmesi
gerektiğini söyledi.
Olağanüstü halin uzaülmasına karşı çı-
kan ve oylamaya kaülmayan Erzurum
Milletvekiü Abdülmelik Fırat ise bölgede
olağan koşullara dönülmesi gerektiğini
savundu. DYP'nin Baü illerinden seçilen
ve HEP kökenli milletvekilleriyle birlikte
Güneydoğu'da incelemelerde bulunan bir
grup da. bölgenin sorunlannın çözürnü-
nün, HEP kökenli milletvekilleriyle diya-
logdan geçuğini belirtiyor.
'SHPmsntegnır
Olağanüstü halin devamından yana
olan ve İstanbul Milletvekili Coşkun Kar-
ca ile Aydın Milletvekiü Tunç Bilget'in de
yer aldığı grupta önderliği İslamoğlu yü-
rütüyor.
TBMM'de önceki gün yapılan oylama
sırasında, "evet" oylannm daha fazla ola-
cağı gerekçesiyle açık ovlama yapılmasını
isteyen İslamoğlu, Meclis'ten uzatma ka-
ran çıkmasıru değerlendirirken "Bu, mil-
letvekillerimizin memleket meselelerini
parti meselesı üzerinde mütalaa ederek
birleşmeleridir" dedi. İslamoğlu koalisyo-
nun ortaklanndan SHP'den ret oyu çık-
ması konusunda da şunlan söyledi:
"SHP'nin bu konuda ikiye aynlması
parti içi bir meseledir. HEP zaten, SHP'ye
monte edilmiş bir gruptur. SHP'lilerin
memleketin anarşiden kurtulmasını iste-
memeleri mümkün değildir. Ümit ediyo-
rum ki, olağanüstü hal süresinceanarşinin
üstesinden gelinir. Gelinemezse bundan
sonra yapılacak tek iş sıkıyönetim ilan et-
mektir. Vatanın bu parçasında, bu olayla-
ra tahammül etmek mümkün değildir"
İslamoğlu, bölgede olağanüstü halden
sıkıyönetim uygulamasına geçilmesi duru-
munda, bunun hükümetin demokratik-
leşme girişimleriyle ters düşüp düşmeyece-
ğinin sorulması üzerine da şu karşdığı
verdi:
"Bu anayasal uygulamadır. Demokra-
tikleşme ile alakası yok ki. Anayasal ol-
mayan şeyler demokratik değildir. De-
mokratikleşme, zaten hükümet protoko-
lünde var. O yolda ilerlemeler de var.
Bakıyorum, ne noksanımız var diye, her-
kes istediğıni söylüyor, yazıyor. Memleke-
ti sarsan anarşiyi önlemek için aldığımız
tedbirleri demokrasiye at görmek, başka
zihniyetlerin sahibi olmak demektir."
HEP kökenli milletvekillerinin gerçekte
olmayanlan hayal etüklerini iddia eden İs-
lamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kafalannda hayal kurup, 'Zulürn, iş-
kence kalksın' diyorlar. Yok böyle bir şey.
Olduğunu iddia ediyorlarsa ihbar ederler,
yapanlar hakkında tahkikat yapıhr. Ha-
yallerinde kurduklan temayı işliyorlar ve
buna başkalannı da inandırdıklarına ka-
niler. İddia ediyorum ki, gerek askerimiz,
gerekse polisimiz kanun dışı bir hareket
yapmamışür. Bunlar diyorlar ki, polis po-
lisi öldürenlere seyirci kalacak. Mümkün
değil. Yarundaki arkadaşlan öldürülen
polis, öldüreni gördüğü zaman çiçek mi
verecek, teşekkür mü edecek? O da karşılı-
ğını verecek."
OUBJnûstibalinmahzuru
DYP içinde olağanüstü hale karşı çıkan
küçük bir grup da, bölgenin sorunlannın
olağan koşullar içinde çözülebileceğine
inanıyor. Bu düşüncede olan Erzurum
Milletvekili 'Abdülmelik Fırat ile Diyarba-
kır Milletvekili Salım Ensarioğlu, oylama-
Bütçeden notlar
ANAP'a
karalahana
kunıCANAN GEDİK (Ankara) -
Millelvekillerinin zaien ilgi gös-
termediği bütçe görüşmelerin-
de. belki de en şanssız bakanlık.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı
oldu. Galatasaray-Werder Bre-
men maçı başlayınca zaten dolu
olmayan genel kurul salonu da-
ha da boşaldı. Milletvekilleri-
nin "futbola" meraklı olanlan,
geceden İstanbul'un yolunu
tutmuşlardı. Ali Sami Yen Sta-
dı tribünlerindeki milletvekili
sayısı, belki genel kuruldaki
milletvekili sayısından daha
fazlaydı.
TBMM'de nöbetçi kalan
milletvekilleri de televizyonlu
odalara atmışlardı kendilerini.
Maç başladığında TBMM Ge-
nel Kurulu'nda l7ANAP'lı. 15
DYP'li. l RP'li.2deSHPlikal-
mıştı.
Durgun geçen görüşmeleri.
gür sesleriyle canlandıran üç
milletvekili vardı.
RP Bitlis Milletvekili Zeki
Ergezen, haykırmayı andıran
konuşmasıyla, sabah, milletve-
killerinin üzerlerindeki uyku
mahmurluğunu dağıtmayı ba-
şardı.
DYP Edirne Milletvekili Ev-
ren Bulut da ANAP'hlara çok
kızgındı. Yolsuzluk iddialannı
art arda sıraladv.
"Trilyonluk yolsuzluklar
yaplınız."
"Orman Bakam'nın biri sa-
hilde 80 dönüm arazi aldı."
Bulut, DYP'lilenn alkışlan.
ANAP'hlann protestolan ara-
sında konuşmasmı şöyle ta-
mamladı:
"Size pirinç, yağ, salatalık ye-
me\i yasaklıyorum, sadec kara-
lahana viyeceksiniz!"
Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna dün düzenlediği halk günlerinin ilkinde beklediği kalabalığı bulamadı. (Fotoğraf: AA)
Bakan Aktuna'nınilk halkgünüAA (Ankara) - Sağlık Bakanı Dr. Yıldınm
Aktuna, hasta nakillerinde yaşanan sıkıntıya
son vereceklerini, bu amaçla Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu bölgelerinde helikopter
ambulanslann hizmete gireceğini bildirdi.
Sağlık Bakanı Aktuna, her çarşamba ya-
pacağını açıkladığı "'halk günü"nün ükini
dün gerçekleştirdi.
Vatandaşlan dinleyen Bakan Aktuna. so-
runlannın çözülmesi için yetkililere görev
verdi.
2 yıldir işsiz olduğunu belirten biyolog Ni-
hal Alpdağ, bakanlıkta çalışmak istedjğini
bildirdi. Bakan Aktuna da biyokimya ihtisası
yaptığı takdirde bakanlıkta görev alma im-
kânının doğabileceğini söyledi.
Kars'ın Digor ilçesine bağlı Kocaköy'-
ünden gelen bir vatandaş da 3 yıldır doktor-
lan olmadığını belirtti. Aktuna da bölgeler
arasında görüien eşitsizliği düzelteceğini, Do-
ğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sağ-
lık hizmetlerini kapsayan bir proje haarla-
dıklannı kaydetti.
Bir fırmadan gelen Murat Boynueğri ise
Ankara Hastanesi'nde et ve nevresim ahmı
için ihale açıldığını ve bu ihalelerde hastane
müdür, müdür yardıması ve saymanı tara-
fından bazı fırmalann kayınldığını öne sür-
dü. Bakan Yıldınm Aktuna, bunun üzerine
hemen soruşturma açılmasını istedi.
Çocuğunun karaciğer nakli olması gerekti-
ğini anlatan Hasan Yıldınm adb öğretmen de
yurtdışında ameliyat için yardım talep etti.
Aktuna, konuyla ilgili gerekli araştırmanın
yapılacağını ve yardım edeceklerini söyledi.
Bakan Aktuna, daha sonra yaptığı açıkla-
mada, özellikJe Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu bölgelerinde sağlık hizmetlerinde gerilik
bulunduğunu belirterek bu yerlerin iyileştiril-
mesi için proje hazırlığına başladıklannı kay-
detti. Aktuna, yeşil kart uygulamasının il-
çelerde yaygınlaşmaya başladığına dikkati
çekerek ilk bölgesel uygulamanın da Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde nisan
ayında başlaülacağını söyledi.
'SHP eriyor' demekerimeyidurdurur mu?
Bütçe görüşmeleri...
Parlamenloda üç parti tartışıyor.
DYP.ANAPveRP.
Olağanüstü halin 4 ay daha uzatılması.
Yınc kürsüde üç parti var. SHP yok.
SHP suskun, etkisiz. gölgede.
İnönü'nün ağzını bıçak açmıyor. Demi-
rel hem DYP hem SHPhem hükümet adı-
na konuşuyor. SHP milletvekilleri seyirci.
SHP'nin parlamentoda bile eridiğinin
ilk göstergesi bütçe görüşmeleri oldu. Sos-
yal demokratlann ekonomi politikası yok
mu? Var. Ama bunu Meclis kürsüsünden
anlatacak bir tck kişi bile yoktu. SHP adı-
na kürsüye çıkan Mümtaz Soysal, 45 da-
kika ekonomi yenne olağanüstü rcjimleri
anlattı. Kamuoyunda SHP "ekonomiden
anlamaz' yargısını milletvekilleri de be-
nimsemiş olacaklar ki 'Bu bizim işimiz
değil' diyerek DYP'yi dinlemeyi yeğledi-
ler.
Hükümette de ekonominin rotası
DYP'nin elinde. SHP'ye ne kalıyor. de-
mokratikleşme. insan haklan mı? De-
mokraıiklcşmcde hükümetin lokomotifı
SHPmi'.'Odakuşkulu.
Olağanüstü hal görüşmelen. SHP'nin
PARLAMENTODANİ
MEHMET TEZKAN
bu vönclım bıçimi. insan haklan. demok-
msi konusunda bir talebi. tavn. ilkesi,
idcali. amacı >ok mu? Sosval demokratlar
cvrcnscl değcrlcre sahip çıkamazlar mı?
Çıkabilirler. ama SHP sus pus.
Yine Demirel kürsüde. Yine Demirel
SHP adına da DYP adına da hükümet
adına da demokrasi anlayışlannı anlatı-
\or. vaailerini tek tek sıralıyor.
SHP adına sıradan bir konuşma o ka-
dar. SHP'liler kendi sözcülerini dinlemi-
yorlar bile...
SHP'de sorunun kaynağı ne?
Sorun, SHP'nin üç'ayn grup ve bağım-
sız hareket etmek isteyen milletvekillerin-
den oluşmasından kaynaklanıyor. Parti
içi demokrasi \e çokseslilik adına bu gö-
rüntü savunulabilir. ama gruplar birbirle-
rini yıpratmak için günlük politıkalar izle-
diklerindcn SHP seçmen tercihlerinde de
parlamentoda da eriyor, buharlaşıyor.
Gruplann lavırlanna bakarak birkaç
ârnek verelim.
. Genel merkezciler: SHP'nin hükümet
kanadı olarak adlandınlan bu grup, veni-
den güçlenmeyi, koalisyonun başansına
bağlıyor. Ancak hükümetin her adımının
ardından Demirel çıkıyor. SHP'nin hükü-
metin ortağı olduğu giderek unutuluyor.
2. Yeni Sol: SHP'nin eridiğini, küçüldü-
ğünü DYP'nin gölgesinde ezdldiğini savu-
nuyorlar, ama "erimeye' somut tek bir
çözüm getirmiyorlar.
3. HEP kökenliler: Onlar için SHP'de
HEP'te veya başka bir partide olmanm
önemi yok. Güneydoğu'nun sorunlannı
yansıımak amaandalar. SHP'nin konu-
mu. zayıflaması onlan pek ilgilendirmi-
yor.
4. Bağımsızlar: Mümtaz Soysal, Ercan
Karakaş gibi milletvekilleri hiçbir grubun
içinde olmak istemiyorlar. Kendi görüşle-
ri doğrultusunda kaygan bir zeminde poli-
tika yapıyorlar. Bazen İnönü'nün yanında
bazcn Yeni Sol'la bazen HEP'le. '
Günlük gelişmelere göre HEP kökenli-
ler -Yeni Sol, Genel Merkez- HEP köken-
liler ittifaklan kuruluyor. Her ittifak diğe-
rini yıpratmak, zayıflatmayı hedefliyor.
Ama sonunda fatura SHP'ye kesiliyor.
SHP, İnönücüleri de Baykalcılan da HEP
kökenlileri de bağımsızlan da içine çeke-
rek tepetaklak gidiyor.
Olağanüstü hal görüşmeleri de kırgın
küskün olan Baykal yok.
Yeni Sol'dan Tsmail Cem. gazetesinde
yazdığı makalelerle Güneydoğu'ya çözüm
aramaya çalışıyor, ama olağanüstü hal
görüşmelerinde bırakın kürsüye çıkmayı,
Meclise bile uğramıyor.
Bütçe görüşmelerinde bile ders verirce-
sine olağanüstü rejimleri anlatan, sosyal
demokrasinin bakışını yansıtan Mümtaz
Soysal da yok.
Genel merkez yanlılannın içinde SHP'-
nin görüşlerini derli toplu anlatacak bir
tek isim var: Aydın Güven Gürkan. Gür-
kan da kaza geçirince SHP Mecliste yok
oluyor. dinlenmiyor, merak edilmiyor.
Ozetlc SHP dışandan değil. iççriden
kendini yiyor, critiyor, seçmeninin önüne
çıkamıyor.
SHP'nin parlamentoda yok olduğu sa-
vını öne sürenlere karşı Soysal'ın tüm par-
tiler sosyal demokrat söylemleri kullanı-
yorlar. SHP resmen alarm vcn>or...
ya katılıp ret oyu vermek yerine toplantıya
katılmamayı yeğlediler. Bölgenin sorunu-
nun, demokratik bir düzen içinde, İnsan
Haklan Evrensel Bildirgesi, Paris Şarü ve
Helsinki Bikürgesi'nin yaşama geçirilip
bölge halkırun devletin yanına almasıyla
çözülebileceğini kaydeden Fırat, olağa-
nüstü halin çözüm olsak görülmesini,
"Kolay yolun seçılmesi" olarak niteledi.
Terör olaylannın, olağanüstü halin uygu-
lanmadığı diğer kentlerde de meydana gel-
diğine dikkat çeken Fırat şunlan söyledi:
"Bazılan fildışi kulelerinde oturup ah-
kam kesiyorlar. Ayaklan yere basmıyor.
Bölgeye gidıp gerçeklerle karşılaşanlar,
mahallinde inceleme yapanlar bölgenin
sorunlan konusunda daha objektif olabi-
liyorlar."
DYP içindeki bir başka grubu da, böl-
genin sorunlarına daha önce eğilmedikle-
ri halde Demirel'in isteği üzerine HEP kö-
kenli milletvekilleri ile Güneydoğu'ya gi-
den ve döndükleri günden bu yana bölge
halkını rahatlatacak önlemleri bulmak
için HEP kökenlilerle diyaloglannı sürdü-
renler oluşturuyor. Bu grup, olağanüstü
halin dört ay daha uzatılmasıru destekle-
mekle birlikte yeni model ve önlemler bul-
mak isterken, HEP kökenli milletvekilleri-
.ni sorunun çözümünde "odak" olarak
görüyor. HEP kökenli milletvekilleriyle
sık sık Meclis kulisinde bir araya gelen bu
milletvekilleri arasında da Eskişehir Mil-
letvekilleri İbrahim Yaşar Dedelek ve
Fevzi Yalçın ön plana çıkıyor. Yalçın
HEP kökenlilerle diyaloğun sürdürülme-
sinin önemini, "Bizim için bölge sorunian»
nın çözümünde, o mitietvekiUeri esas. O
arkadaşlanmız, bölge insanlannın seçıp
Meclis'e gönderdiği meşru insanlar.
PKK'ya karşı odak, o arkadaşlanmız
olacaktır' diye anlattım" şeklinde belirti-
yor.
Karakaş ve Ziya Halis
SHP'ııin
aykırı ikilisi
FARUK BtLDİRİCİ (Ankara) - Koa-
lisyon hükümetinin kuruluşun-
dan sonra politika değişiklikle-
rinde parti organlannın devre
dışı kalması ve işlevini yerine geti-
rememesi SHP yönetiminde bö-
lünmeye neden oldu.
Genel Sayman Ziya Halis ve Genel Sek-
reter Yardımcısı Ercan Karakaş ikilisi,
son günlerde önemli siyasi olaylarda Genel
Başkan Erdal inönü'nün izlediği çizginin
tersine davranışlan savundular. Haüs ve
Karakaş, bu tutumlannın nedenini, "parti
organlannda tartışılarak oluşturulmuş ye-
ni politikalar olmadığı için, daha önce be-
lirlenen politikalara bağb kalmak" biçi-
minde savundular.
Halis, Cumhuriyet muhabirinin, genel
merkez poliükalannın dışında hareket et-
mesinin nedenleri konusundaki sorusuna
şu yanıtı verdi:
"Genel merkez poliükalannın dışında
hareket etmek diye bir şey yok, ben son
kurultayda Genel Başkan Erdal İnönü'yü
destekledim ve kendisinin listesinden seçil-
dim. Genel başkanhk konusundaki görü-
şüm de değişmiş değil. Genel merkez poli-
tikalanna ters düştüğüme de inanmıyo-
rum. Farklı tutum almamın nedeni, söz
konusu yasalara oy vermenin bizim parti
politikalanmıza ve programımıza yarar
getirmeyeceğine inancımdan kaynaklanı-
yor. Örneğin olağanüstü hali kaldırma
konusunda seçim meydanlannda taah-
hütte bulunduğumuzu herkes biliyor.
Şimdi bunun tersini yapmak particilik an-
layışıma ters düşüyor. Olağanüstü halin
tüm sosyal demokratlar tarafından des-
teklenmediğine, demokrasimiz açısından
büyük bir problem olduğuna inanıyo-
rum."
Ercan Karakaş ise aynı soruya. "parti
organlannda tartışılarak kararlaştınlmış
bir poliükarun söz konusu olmadığı" ya-
nıtını verdi. Karakaş. sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Genel merkez organlannda bu konu-
larda bir karar oluşturulmadı. Sosyal
demokrat bir partide parti üvelerini bağla-
yıa karar alınmadığı sürece üyeler kendi
görüşleri doğrultusunda oy kullanma
hakkına sahiptirler.
Parti kararlan, parti organlannda tartı-
şılarak alındığt ölçüde sağhklı olur. Bu yol
işlememişse görüş farkhlıklan olabilir.
Bunun dışında bir yöntem uygulanması
mümkün değil.
Kadro ve organ parti olduğumuza göre
özellikle ilkesel sorunlardaki değişiklikler-
de geniş tartışmalar yapılması gerekir:'