23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Madencinin ve maden işletmelerinin ekonomik sorunlan ele alındı 2. Zonguldak KurultayıDENİz TOPALOĞLU (Zonguldak) - Genel Maden-îş Sendikası'nca dün sendika genel merkezinde düzenlenen 2. Zonguldak Kurul- tayı'nda, şehrin çok yönlü gelişimi ele ahnarak, Zonguldak'ın artık 1IK (Türkiye Taşkömürü Kurumu) dışında çözüm araması gerektiği üzerinde görüşbirliğine vanldı. Maden işçisi, kurultayda kendi sonınlanna değûübnediğiııi söyhlyor. Kurultayın açılı$ otunununu yöneten Devlet Bakanı ve Zonguldak Milletvekili ömer Barutçu, TTK yönetimini sert dille eleştirerek, 'TTK israfa boğuldu' dedi. Ba- rutçu, TTK'da 3 bin işçinin çalışmadan üc- ret aldığını, maden mühendislerinin ocak- lara inmediğini, bugünku yapısıyla kuru- mun kâr etmesinin imkânsız olduğunu söy- ledi. ömer Barutçu, TTK yöneticilerine seslenerek 'Verimsiz ocaklan peşkeş çekil- meksizin ve rekabet koşuluyla bir an ön- ce elden çıkartmalı. TTK lojman ve ara- zilerini ihale yoluyla acilen satmanız lanm- dır. Çok fazla binek arabanız var? Bun- ları da elden çıkartmalısınız. TTK israfa boğulmuştur. Bugünku şartlarda kurumun kâr etmesi imkânsız hale geldi. 1 trilyon gelir elde edip 4 trilyon gider göstermek izah edilemez. lşçi yevmiyelerinin yüksek- liği bahanesi arkasına saklanmayın' diye konuştu. Genel Maden-lş Sendıkası Genel Başka- nı Şemsi Denizer, Zonguldak'ın sorunla- nnın çözümlenmesi için öncelikle TTK'nın iyileştirilmesi ve Zonguldak'ın tek ürüne bağımlı olmaktan kurtarılması gerektiği- ni bildirdi. Denizer 'Zonguldak'ın sürgit kömure bağımlı yaşaması duşuncesinde değiliz' de- di. Zonguldak'ın çökuşünü durdurabilmek için, kömür üretiminin rehabilite edilme- si, verimlilik ve üretim artışı sağlanması, havzaya girdi akışının hızlanması, kalkın- ma ve sanayileşme alanlannda somut adımlar atılması gerektiğini belirten Deni- zer, Zonguldak'ta çeşitli sanayi kolların- da yatırım yapılabileceğini kaydetti. Deni- zer, Zonguldak'ın milli gelirden aldığı pa- ya göre 7.'likten 18. sıraya düştüğü, nu- fus bakımından da 9. sıradan 14. sıraya ın- digıni kaydetti. 1967'de 5 milyon ton könıur üreten TTK'nın 1991'de 2 milyon 761 bin 707 ton satüabilir kömür ürettiğini, kuru- mun toplam işçi açığının S bin kişi oldu- ğunu belirten Denizer, 'TTK işçi açığı ka- patümadıkça ve yönetim anlayışı değişme- dikçe hedeflenen üretim düzeyine ulaşilamaz' diye konuştu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, Zonguldak'ın sorunlannı çözmek amacıyla bir ihale açtıklannı, bir nevi bölgesel kal- kınma planı hazırlamayı amaçladıklarım, bu konuda üç firmadan birifıng aldıklan- nı bildirdi. Köse, aynı şekilde uluslararası firmalara da ihale açacaklarını kaydetti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı, Türkiye'nin terörden sonra en önemli gundeminin enflasyon olduğunu, enflasyonun da en önemli nedeninin ka- mu finansman açıklan olduğunu belinti. Faralyalı, kamu kesimi finansman açığı- nın GSMH'ya oranının yüzde 14'e çıktı- ğmı, bu oranda yüzde 5 tasarruf sağlan- ması halinde 35 milyar lira ek kaynak el- de edilebileceğini söyledi. Türkiye'deki KİT'ler arasında en sorunlu olanımn TTK olduğunu belirten Ersin Faralyalı, TTK'da yerüstü işçi sayısımn yer altına göre çok yuksek olduğu, 4 bin işçiye çalışmadan pa- ra ödendiğini kaydederek şöyle konuştu: 'Bir işçiye istihdam yaratmak için 160 mil- yar para lazım, 4 bin işçiye açıktan öde- nen para yılda 400 milyar lira, bu parayla Zonguldak'ta yeni iş sahaları açılabilir. Zonguldak'ta otomobil, yedek parça ve kauçuk sanayi işletmeleri kurulması için imkânlar var. Benim şöyle bir önerim var. Eğer yatırım yapacak olan TTK mensu- buysa müessese bir senelik ücretini ödesin. TTK'yı rehabilite edelim. Bir işçi günde 320 kilo kömür çıkartıyor. Bu rakam bin kiloya çıkabilir. Bu artışı elbirliğiyle sağ- layacağımıza inanıyorum." Milli Eğitün Bakanı Köksal Toptan da Zonguldak sorununun TTK'yla çözumle- nemeyeceğini belinerek, 'Zonguldak de- mek TTK demektir anlayışı sürerse birgün ocakları kapatılrmş bulursunuz. Zongul- dak'ta göçü ve işsizliği önleyecek yeni ya- tınmlara yönelmek zorundasınız. Öncelik- le Zonguldak organize sanayi bölgeleri projelen gerçekleştirilmelidir. Yeni kuru- lacak Karadeniz işbirliği ile yapılacak Fil- yos limanı Sovyetler Birliği'nden Avrupa'- ya ulaşılan serbest bir ara liman olacak- tır. Zonguldak sorununa öncelikle Zongul- daklı sahip çıkmalıdır' diye konuştu. Alaton'a protesto Zonguldak Kurultayı'nın öğleden sonra- ki bölumunde düzenlenen panelde konu- şan işadamı tsak Alaton, Zonguldak Taş- kömuru Havzası'nın ciddi bir sıkıntj için- de bulunduğunu belirterek "Hastalık cid- didır. Ameliyat gerekiyor. Cesur ve kalıa kararlar almanın zamanı geldi" dedi. Zaman zaman maden işçilerinin tepki- sini alan işadamı Isak Alaton, kurultayda konuşma sırası kendisine geldiğinde, yine salonu dolduran maden işçilerinin bir bö- lumü tarafından protesto edildi. ILO'nun 1988 yıh raporuna göre Türki- ye'nin, ölümle sonuçlanan kömür madeni kazalarında dünyada birinci sırada oldu- ğuria dikkati çeken Alaton, maden işçisi- nin ömrünün ortalama 46 yü olduğunu öne sürdü. TTK'mn 1992 yıh zarannın 4 tril- yon olmasının beklendiğini anlatan Alaton şöyle konuştu: "Üretilen kömürü ithal edersek buraya 165 milyon dolar, yani 907 rnilyar lira öde- me yapacağız. Üretim yerine ithalle bir denge oluşturabiliriz. TTK'nın satıştan 1 trilyon, Hazine'den de 3.8 trilyon geüri var. Giderleri ise 1.4 trilyon işçi ücretleri. îtha- lata da 0.9 trilyon ödeyeceğiz. Demek olu- yor ki her yıl 2.5 trilyon lira kâr etmiş olu- ruz. Neticede, üretim yerine ithalat duru- munda işçi bugün aldığı parayı aynen ve kesintisiz almaya devam ediyor. Bu arada da yeni mesleklere yönlendiriliyor. Daha iyi kalitede kömür ithal edilip satıhyor!' YEPYENİ BİR SERMAYE PİYASASIYE BORSA YATIRIMCIYA, ESNAFA, GİRİŞİMCİYE YENİ İMKÂNLAR SPK BAŞKANI M.ŞÜKRÜ TEKBAŞ ANLATIYOR: • BORSA'DA YATIRIMCI NASIL KORUNACAK? • ESNAFA YENİ ÇÖZÜM: "ALACAĞINI SAT, BORCUNDAN KURTUL" • ARACI KURUMU\RA YENİ DÜZEN. • BORSA ACENTALARLA TÜRKİYE'YE YAYILIYOR. • GAYRIMENKUL YATIRIM FONU YOLDA. • BANKALARA RAKİP GELİYOR. • ALTIN VE PAMUK BORSASI KURULUYOR. İHRACATA YENİ ELBİSE EXIMBANK GENEL MÜDÜRU AKIN İLKİN ANLATIYOR "HIZLI VE UCUZ" KONUT TOPLU KONUT BAŞKANI YİĞİT GÜLOKSÜZ "FORMÜLÜ"NÜ AÇIKLADI HANGİ SEKTÖR DAHA CAZİP? 91' DE YATIRIM TEŞVİKLERİ NASIL DAĞILDI? YATIRIMCILAR DİKKAT! ARÇELİK, DÖKTAŞ, KOÇ YATIRIM, TELETAŞ, ADANA ÇİMENTO (A), ALARKO HOLDİNG, ECZACIBAŞI YATIRIM HİSSELERINİN GELECEĞI KEPEZ ELEKTRİK, OTOSAN, VAKIF LEASING HISSELERİNDEN OZEL HABERLER • DİKKAT: "PARANIN YÖNÜ'NÜ OKUMADAN YATIRIMA KARAR VERMEYİN ! • İSLAMİ BANKALAR ORTA ASYA YOLUNDA. • SOMON ALTIN YUMURTLAMIYOR. • REKLAMCILAR: "ÖZEL TV'LERİ BESLEYEMEYİZ". • KORKUT BORATAV: "ÖZELLEŞTİRME İDEOLOJİKTİR'. • OTOYOL İHALELERİNDE YOLSUZLUK OLDU MU? • SOVYET FİZİKÇİ: "ÇERNOBİL TİPİ15 SANTRAL HER AN PATLAYABİLİR". • FUHUŞ SEKTÖRÜNÜN EKONOMİSİ... BU HAFTA EKONOMİK PANORAMA'DA MORAMA Madenci kundtaydan beklediğini bulamadı BİROL ÜZMEZ (Zonguldak) - Geçen yıl grev öncesi ortamda coşku- lu, geniş katılımh, kitlesel katılımla gerçekleşen kurultayın bu yıl düzen- lenen ikincisine yeni sorunlarla girdi Zonguldak. 1991 'de sokaklara taşan görkemli kurultayı ammsadığımızda bu yılki kurultayın yeterli katıluııı sağlayamadığı ortadaydı. Gerçi bu yıl da dinleyiciler salona sığmamıştı, yan salonlara kurulan kapalı devre tele- vizyon sisteminden izliyorlardı ko- nuşmaaları, ancak hiçbir tepki yok- tu, coşku yoktu. • Belediye Başkanı Yüksel Aytaç kendisine S dakikahk konuşma suresi verilmesini kabul etmeyerek "Zon- guldak'm sorunlan 5 dakikada konu- şulmaz. En az 20 dakika konuşmak istiyorum" talebini oturum başka- nı ömer Barutçu kısık sesle "Sanki 20 dakikada Zonguldak sorununu cözecek" şeklinde yanıtlayınca, Baş- kan Aytaç bu şartlarda konuşma ya- pamayacağını belirterek salonu ter- ketti. Devlet Bakanı Ömer Barutçu ile TMMOB Maden Muhendisleri Oda- sı Başkanı Fikret Özbilgin kurultay- da çatıştı. Sabahki oturumu yöneten Devlet Bakanı Ömer Barutçu, havzadaki maden muhendisleri için, "Asalak olanlar TTK'mn sırtında kambur. Maden muhendisleri ocağa girmiyor. Olur mu böyle şey? Muhendisleri ocağa sokacağız" şeklinde konuşun- ca Fikret özbilgin, suçlama olduğu gerekçesiyle cevap hakkı istedi. An- cak Barutçu, Fikret özbilgin'e cevap hakkı vermedi. Daha sonra kurultay- da panelist olarak yer alan TMMOB Şehir Planalan Odası, Orman Mu- hendisleri Odası, Maden Muhendis- leri Odası yöneticileri, değerlendirme toplantısı yaparak Devlet Bakanı ömer Barutçu'nun davranışını kma- ma karan aldılar. Bu arada panelde konuşmacı olarak yer alan Maden Muhendisleri Odası temsilcisi panel- den çekildi. • Kurultay sonrasında konuştuğu- muz maden işcileri, emekli işçiler, es- naf ve işsizler, kurultaydan bekle- dikleri sonucu alamadıklarmı dile ge- tirdiler. • Kozlu ocaklarmda nezaretçi ola- rak çalışan Ilyas Usta katılımın geçen yıla oranla düşuk olduğunu söylerken işçi hakları konularına değiniuneyi- şini de eleştiriyordu. Ahmet ören (Emeldi Maden işçi- si): Ben şahsen kendimi ilgilendiren bir konuşma olur düşüncesiyle gel- dim ama emekliler konusunda hiçbir söz söylemediler. Geçen yıl emekli ol- duk hâla paramızı alamadık. Para- dan bahseden yok. • • • • GÜNUN NÖTLARI OSMAN ULAGAY Tiraje' ile Tehlikeli llişkiler... ayır, bir film falan değil, konu- H muz basının tehlikeli serüve- ni. Fransızca kökenli tiraj' sözcüğü, bir gazetenin, dergt- nin ya da kitabın kaç adet basıldığını ve satıldığını merak edenlerin sık kul- landığı bir sözcük. 'Tıraşna kaç oldu' diye sorulur gazete yöneticilerine ya da gazetecilere. Halk ağzında îiraf\ V- raje"ye dönüştürüp, 'tirajeniz nasıl gidiyor" diye soranlara da rastlanıyor. Bu tiraje' ile ilişkiler konusu basının en sıkıntılı konulanndan biri. Gazete patronundan kapıcısına kadar herke- sin kaderi, bu fettan 'f/ra/e'nin oynak- lıklarıyla başetmek için yapılan akro- batik faaliyetlerin başarısına bağlı. T\- ra/e'yi korumak için bugüne kadar uçak ve market dahil her türlü şey va- at edildi kupon kesme meraklısı oku- ra, ama bunlaıia sağlanan tiraj artış- ları sürekli olamadı. Bugün günlük ga- zete satışları neredeyse on yıl önceki düzeyinde. Olayın çok boyutlu nedenlerine bu- rada girmek istemıyorum. Yalnızca bir- kaç rakam vererek bugünkü tirajlartn ne kadar oynak ve gazetenin içeriği dı- şındaki etkenlere bağlı olduğunu gös- termek istiyorum. Haftalık 'Para' dergisinde yer alan rakamlara göre geçen ocak ayında ay- nı hafta içinde bazı gazetelerimizin sa- tış rakamlarında görülen günlük oyna- malar çok ikjinç. Haien en çok satan gazete konu- mundaki Sabah gazetesinin 22 ocak çarşamba günü net satışı 602.058 ol- muş. Öç gün sonra, 25 ocak cumar- tesi günü Sabah'ın net satışı 870339. Üç gün içinde yüzde 45 lik bir artış. Hürriyet, 21 ocak salı günü 519355 olan net satısını 25 ocak cumartesi gü- nü 752.963'e yükseltmiş. Artış oranı yüzde 45. Milliyerm net satışı 20-23 ocak gürv lerinde hep 370 binlerde seyretmiş, 24 ocak günü 424 bine çıkmış. Güneş gazetesinin gene aynı hafta boyunca 5-6 bin arasında seyreden net satışı 25 ocak cumartesi günü 15 bine sıçramış. Acaba ne oJmuş da Sabah, Hûrrfyet ve Güneş'in cumartesi satışlarında tam bir patlama olmuş, Milliyet ise cu- ma günü tirajını arttırmış? Efendim Sabah, Hürriyşt ve Gûneş gazeteleri cumartesi günü haftalık programları içeren televizyon eki ver- dikleri için tiraj patlaması yapıyorlar. Milliyet televizyon ekini cuma günû verdiği için onun tiraj artışı cumaya rastlıyor. Gazete tirajlarının yüksek ol- duğu diğer gün pazar. Pazar günü he- men bütün gazetelerin değişik ekler verdiğini, artık siyah noktalardan da kurtulmuş meme ve popo varyasyon- lanyla ilgi çekmeye çalıştığını biliyoruz. İçerik ve yazarta tiraj Hişkisi Bu ortamda gazetenin içeriğiyle ya da yazarlarıyla tiraj alması hiç de ko lay görünmüyor. Örneğin Milliyet ga- zetesi 1992'ye girerken Yavuz Donat'ı kadrosuna aldı. Daha sonra ocak ayı- nın ıkinci haftasından itibaren Uğur Mumcu'nun ve Ali Sirmen'in dizi ya- zılarınayer verdi. Uğur Mumcu kitap- ları en çok satan gazeteci- yazarlarımızdan biri, belki de birincisi. Yavuz Donat ve Ali Sirmen yıllann isimleri ve şimdi hepsi Mtfiyetie, ama Milliyefm 'tirajesi' bir başka âlemde. Ocak ayının ilk dört haftasında Milli- yefin net satışı bakın nasıl seyretmiş: Ocak ayı 1. hafta 435.874 Ocakayı 2. hafta 411.545 Ocak ayı 3. hafta 398.599 Ocak ayı 4. hafta 385.073 Ünlü transfertere karşın tirajın iyi git- mediğini gören Milliyet yönetimi çareyi yeni promosyonlara gitmekte buldu. Bu amaçla başlatılan '2 kitap ve 1 ka- setle 10 dakikada ingilizce' kampan-. yası da yetmedi, şimdi 1 Mercedes otobüs, 3 ev, 2 otomobil, 12 motosik- let ve 112 bisiklet kampanyalan baş- lıyor. Ayrıca Milliyet Çocuk eki verili- yor. Sabah gazetesi de bir dizi yeni ek- le tirajını desteklemek istiyor. Haklı olarak "Pekiyi ya Cumhuri- yet'e ne oldu?" diyeceksiniz. Cumhuriyefm 1985-91 döneminde 100-120 bin arasında dolaşan tirajının, gazetenin yazar kadrosuyla çok yakırv dan ilişkili olduğu ve Cumhuriyefm bu bakımdan Türk basınında bir istisna oluşturduğu çok pahalı bir deney ya- şanarak öğrenildi. Yaygn biçimde yü- rütülen Cumhuriyet'i boykot kampanyasının da etkisiyle gazetenin tirajı üç ay içinde %50'yi asan bir<t% şüş gösterdi. Bu ifginç olayın ayrıntı-, larına girmenin yeri değil burası, ama* ileride bir 'örnek vaka' olarak öğren- cilere okutuiması gerektiğini düşünü- yorum 'Cumhuriyet olayı'nın. Tiraje'yi bırak, neşeni bulmaya bak Bütün bunları yaşamış olmak ga- zetede yazı yazan birisi için oldukça acı aslında. Ama tabii hayatta her şey 'tiraje ile ilişkilerden' ibaret değil; çok neşeli, renkli, insanı duygulandıran şeyler de oluyor şu memlekette ve bunları da gene basından öğreniyo- ruz. örneğin dünkü MiMyet'te Yavuz Oonat'ın 'Vitrin'köşesinden aynen ak- tarıyorum: "Oiay 0002 plakalı siyah limuzinde geçti. Başbakan Süteyman Demirel, otomobiline davet ettiği Tansu Çiller'- in elini tuttu ve onu basından öptü. Al- nının biraz üzerinden, saçlannın baş- ladığı yerden." Âdeta televizyon kamerası sadaka- tiyle anlatılan bu öpüşme sahnesin- den sonra Sayın Başbakan ile Sayın Devlet Bakanı arasındaki konuşma şöyle geçmiş, Yavuz Donat'ın yazdı- ğına göre: Demirel: Sen benim kızımsın. Çiller: Biliyorum efendim, sağolun. Demirel: Sana toz kondurmam, ba- na güven. Çiller: Politikada sizden başka kim- seye güvenmıyorum zaten. Demirel: Siyasette her gün yeni şeylerte karşılasacaksın. Bunlar seni yıldırmasın. Sen yolunda yürû. Çiller: Efendim, size yardım etmek- ten başka hiçbir amacım yok, bana inanın. Demirel: Sana tabii ki inanıyorum. Tabii ki güveniyorum... Konuşma bu tonda sürüyor, Demi- Canavarı bekleyin. rel, Çiller'e kendisini her istediği za- man aramasını söylüyor. Gördünüz mü işte, Saöa'ekonomi- nin 'prensesi'ne güvendiğini söylemiş, onu alnından öpmüş ve 'sen benim kızımsın' demiş. Eh bu durumda bor- sa yükselecek, faizler ve enflasyon düşecek demektir. Olumsuz rivayet- ler çıkartanlara oh olsun. Hâlâ neşenizi bulamadınızsa, dün- kü gazete haberlerinden birkaç tane- sini daha hatırlatayım size. Tansu Çit- ler'i 'çekemediği' ileri sürülen Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Sultanhamam ve Mahmutpaşa esnafı tarafından 'yılın işadamı' seçilmiş ve yaptığı konuşma- da, 'yüzde 70 enflasyonun olduğu yer- de işadamı, vergisini ödeyemez' de- miş. Tansu Hanım, şu enflasyonu dü- şürsün, bakın nasıl tıkır tıkır vergi öde- yecek işadamlarımız. Sabah gazetesi ise 'yamyamlar' di- ye manşet çekmiş. Emlak Bankası ile ANAP döneminde parlayan bazı şir- ketfer arasında insanın aklını durdura- cak ilişkiler varmış, büyük vurgunla- ra rastlanıyormuş. Vallahi komünizm tarihe karışıyor, bizdeki şu servetdûş- manlığı hâlâ yaşıyor. Ne olmuş yani adamlar devlet bankalarından birkaç yüz milyar ya da birkaç trilyon kredi almış da inşaatı yapmamış, parayı da geri ödememiş. Kabahat onlarda de- ğil, hep şu kahrolası enflasyonda. Zaten şu 'tiraje' ve enflasyon mese- lelerini bir halledelim, bakın nasıl bu- lacağız nesemizi. Gazeteci Apa öldü • CUMHURİYET (Gaziantep)r Geçen perşembe günü yaşammı yitiren gazeteci M.Kemal Apa, dün toprağa verildi. Bir süre Cumhuriyet'in Gaziantep muhabirliğini de yapan ve 70 yaşında vefat eden Apa, dün Başkarakol Camii'nde kıunan cenaze namazından sonra Gaziantep Asri Mezarhğı'nda defnedildi. Yanyribaşfeyor • ANKA(tzmir)-Ege Üniversitesi'nde ikinci yanyıl yann başlıyor. EÜ Rektörlüğü'nden edinilen bilgıye göre geçen yıl 23 eylûlde 1991-1992 öğretim vılına açılan Ege Universitesi'nde güz yanyılı 31 aralıktasonaermişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear