23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 18 ARALIK1992CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Sözmü, palavramı? MELİH CEVDET ANDAY H ahkarnas Balıkçısı takma adı ıle de bılınen unlu oykucu ve roman- cımız Cev at Şakır Bodrum'a gıden bır v a- purda Fabh Rıflu Atay la bıraradadır, Ata> soruyor "Neden Bodrum demıyorsunuz da Halıkaras ya da Halıkarnassos dıyor- sunuz9 " Cevat Şakır şu açıklamada bulunu- yor "Buranın eskıl adı Halıkarnas- sos tur Gınt şovalvelen Halıkarnas- sos u aldıklannda burayı hem yakıp yıktılar. hem de kentın adını Bod- rum'a çevırdıler Rumlar Saınt Peter şo\alyelen dıve de anılırlardı Bodrum adı Peter'den bozmadır" Anadolu'nun. ozellıkle Batı Ana- dolu'nun eskıl tanhıne duşkun, gıde- rek vurgun olan Cevat Şakır'ın verlı bır sozcuğu. Hınsiıyandan kaynakla- nan 'Bodrum" sozcuğune jeğlemesı bence anlaşılır bır şeydır Ama ne ya- parsınız kı. bu sozcuk dıldekı yaşamını surduruvor surdurecekde Çunkubız "Bodrum un Turkçe olduğu sanısı ıçındeyızdır Bahkçı'nın ozgun kurca- layıcı ve v aratıcı bır kafası vardı. bızım kaynağını araştırmadan kullanıp dur- duğumuz nıce sozcuğu o aydınhğa ka- vuşturmuştur Bu sozcuklerden bın de katakullı'dır Kokunu, ekını bılmedı- ğımız ıçın bunun ne demeğe geldığını çıkaramavız Bır argo olmuştur "kata- kulh' Anadolu dakı gezıcı U> atrolar- dan bınnın 'Katakullıa Mustafa Tı- vatrosu' olduğunu duymuş çok şaşırmıştım Neden Katakullıa olsun- du bu Mustafa9 Sahnede ne yapıyor- du, neler gostenyordu da ona bu ad takılrruşü Boşuna aramaya kalkma_vın, hıçbır dılde bulamazsınız katakullı sözeuğu- nu, bulamazsınız Işte onu bıze Cevat Şakır oğrettı Meğer Fransızcadan bozma ımış katakullı, Fransızca "faıt accomflı' sozunü eskı yazımız olan Arap abecesı ıle vazarsaruz bal gıbı "katakullı oku- nur ya da okunabılır 'Oldu bıtu' an- lamına gelır 'faıt accomflı" Şımdı eskı zamanlan duşunelım ve Batı dıllenn- den hıçbınnı bılme>en bır vezınn pa- dışah katına çıkıp. elıne tutuşturul- muş Arap abecelı vazıdan okuvarak. "Efendımız, Ispan>olgâvurubızegene bır katakullı vapü" dedığını goz onü- ne getırelım Padışah kızarak "Bu kaçına katakullı be1 " dı>e bağırmaz mı1 Işte sozcuk verleştı gıttı Kullan artık kullanabıldığın kadar Ama Cevat Şakır'ın butun buluşlan bov lesıne kandıncı değıldı Bır gun Sa- bahattın Eyuboğlu ıle Istanbul'dan kalkıp İzmır'e gelmıştık. İzmır'den Balıkçı yı da alıp Bodrum'a gıdeceğız O akşam üçumuz Kordon dakı bır ba- lık lokantasında buluştuk Cevat Şa- kır konuşkandı ve konuşması çekıcı ıdı Hep onu dınledığımızı soyleyebıh- nm Işte o akşam Üstat bıze yeru bu- luşlanndan bınnı açtı dedı kı - Kordon sozcuğu Rıchard coeur de Lıon dan gelmedır Bızım şaşıp kal- mamız uzenne de. - Ya dı>e ekledı Aslan Yureklı Rıchard buraya gelmış, adını vermış bu kı\ı şendıne Ingıltere Kralı Rıchard I İzmır'e gelmış olabıhr >a da gelmıştır, ama Fransızcada bır de 'cordon' sozcuğu var, 'çıt' anlamına. bırde "cordon lıtto- ral' dıye bır soz bıbyoruz gene o dılden kıvı şendı' demek Şımdı kıyı şendı dururken. Aslan Yureklı Rıchard'a dek uzanmaya ne gerek var9 Içınden çıkamadıktı Nerdeyse dort yıl oluyor Ulusla- rarası bır şur toplanüsı ıçın Hındıs- tan"a gıtmıştım ToplantımızNadhva Pradesh eyaletının Bopal kentındeydı Orada bıze şınn bır otel gosterdıler Tek katlı bır oteldı bu. ortasında bu- yük bahçesı vardı. vemeklenmızı o bahçedekı masalarda yıyoruz Fakat e\ sahıplenmız bıze. akşam yemekle- nnden once ıçkılenmızı ıçeceğımız ıkı odalı bır bar göstermışlerdı Rşkıdan başka her ıçkı v ardı bu barda Dıyeceğım, toplantıva katılan yet- mış ıkı mıllet şaınnı ben orada tammış oldum Büyük salonda şıırlenmızı okuyor ve çevınlennı dınlıyorduk. soyleşıve olanak kalmıyordu Bır akşam barda, ıkı Afnkalı v e bır Kubalı şaırle ıçıp so>leşırken Kubalı şaınn Ispanyolca (\na dıh) 'palabra sozcuğunü kullanması uzenne (sanı- vorum yanımdakı ıle Ispanyolca ko- nuşu> ordu). - Palabra bızım dılımızde de var, ama bız onu ' Palavra ' dıye okuyup soyluyonız. dedım Kubalı şaır (adı Lopez'dı) şaştı bu îşe, - Ispanyolca sözcuk ne an>or sızın dılınızde9 dıye sordu Ben - Ama başka anlamda, dıye ekle- dım Lopez daha meraklanmıştı - Palabra, ya da bızım dedığımız gıbı palavra, İspanyolcada 'soz' demek. bunu bılıyorum ama bızım dılımızde 'yalan atmak' anlamına gelıyor o soz- cük Ne ters bır kullanış. değıl mı9 Lopez, bıraz düşundu. sonra. - Bunu bana öğretüğınız ıçın teşek- kur edenm. dedı Şımdı şaşma sırası bana gelmıştı Neden teşekkur edıvorsunuz1 dıye sordum Lopez. - Çunku butun dıllerde 'soz' yalan demektır dıye surdurdu konuşmasını Hamlet. saraydakı ıkıyuzlulukten tık- sındığını anlatmak ıçın. "vvords, vvords. words" der Yalan. boyuna valan" anlamınadır bu Shakespeare sozcuğe asıl anlamını vermış Nasıl te- şekkur etmem1 Hulkı \ktunç"un "Buyuk ArgoSoz- luğu ne baktım. şovle dıyor "Palavra (Ispanjolca Palabra, soz'den) Lvdu- ruk. temelsız Sonra da Yah>a Kemal Bevatlı nın Ispanya daıken yazdığı bır bevtı alrvor Madrıd de kah\elıane\ı gordum A.i ha\radır Bır \erde\ız kı soz denılen şe\ pa- la\radır Argo sozcüğunu ıse bır ansıklopedı şo>le tanımlıyor "Toplumdakı alt kultur gruplannın kullandıgı belh gruplara ozgü dıllerden, jargonlardan ya da standart dışı ve tabu sayılan dıl- lerden kavnaklanan sözcuk ve deyım- len.ıçenr Övle ıse jargon'a da bır bakalım "Dar bır çevreye özgü dıl, (spor ya da tıpjargonu) ARADABIR Av. FARUK CUMBUL 125. Dojjum Yıldönümünde Tevfik Fikret'Sıs şaırı Teviık Fikret, despotluk ve bağnazlıkla sa- vaşta ılk onderımızdır Tevfik Fikret haftasından bugun ve 24 aralık gunlerı Istanbul Beledıyesı Ataturk Kıtap- lığı ndakı acıkoturumda konusmacıların değerlendırme- sıyleve21 kasımdaGalatasaray Lısesı ndekendıyaptır- dığı konferans salonundakı etkınlıklerle onun 125 doğum yıldonumunu anıyor, kutluyoruz 1945 yılında değerlı Mıllı Eğıtım Bakanı Hasan Alı Yu- cel ın çabasıyla Fıkret'ın Rumelıhısan'ndakı evı Aşıyan, muzeleştırılmıs, 24 Aralık 1961'de, Eyup'tekı kabrı Tevfik Fikret Derneğı nın (*) gırışımıyle Aşıyan'a taşınmışü Tevfik Fikret Meşrutıyet duşuncesının fılızlendığı gun- lerde doğmustur Mıthat Paşa nın olumunde Galatasa- ray Lısesı nde oğrencı olan Mehmet Tevfik Namık Kemal Bolayır da toprağa verılırken lıseyı bıtırmıştır (1888) ittıhat ve Terakkı Fırkası'nın kurulmakta olduğu o yıllarda 1789 Fransız Devrımı yuz yaşına basmış, bu devrımle, kralın yerını ulusal egemenlık alarak ulusçu- luk dusuncesı yayılmıştır Ronesans ve reform hareket- lerı ınsanlığa yenı ufuklar açmış, fıkırler kokunden sar- sılmış 1789devrımıyledekral yerını, doğuştan haklara ve özgurlüklere sahıp ınsan"a bırakmıştır Bu oluşum ıçınde en buyuk darbeyı Osmanlı Imparatorluğu yemış, Rumelı ıle 27 yılda 200 000 sehıt verılerek alınan Gırıt el- den gıtmıstır Bu doneme kadar şen-şakrak olan Edebıyat-ı Cedıde ustadı Asıyan ına çekılerek hırçınlaşmıştır Bır yandan vatan topraklarının elden gıdışı, ote yandan despotluk ve bağnazlığın baskısıyla bunalan "kırık saz' ı ınlemeye başlamıştır Cokmekte olan ımparatorluk nasıl kurtarıla- caktır? Turkleşerek mı islamtaşarak mı çağdaşlaşarak mı? Istıbdatyonetımını devırmeyı başaran İttıhatTerakkı- yı once alkışlar Zamanla bekledığı ozgurluğü bulama- manın kınklığı ıçınde, "Bız bır Abdulhamıd bılırdık, şımdı 99 Abdulhamıd peyda oldu ' dıyerek yerer Doksan Beşe Doğru'da "Kopsun senı -bır hak- dıye alkışlayan eller'" dıye haykırır ' Yıyın efendıler, yıyın ' onlara yazılmış- tır Sıs'te despotluğa karşı yumruğunu sıkmış, Sabah Olursa da ulkeyı sarsan Sıs'ın bır gun dağılacağı lyım- serlığı ıçıne gırmıştır Tanh-ı Kadım, bağnazlık ve des- potluğun er geç yıkılacağı ınancını dıle getırır Gokten sabırla ıkı buklum yardım dılenenlere "Beşerın boyle dalâletlerı var, putunu kendı yapar, kendı tapar' " dıye-, rek başını sallar Amentu'de kalbı açıktır "Bır kudret-ı kullıyevar ulvîvemunezzeh / Kudsı ve muallâ, ona vıc- danla mandım'' ömrunu duşunce ozgurluğü ve bağnazlığa karşı sa- vaşla bıtırdıkten sonra 'Insan aklını bu uyandırdı" yazılı tabutunun arkasında yuz bınlerı surukleyen Voltaıre ve 1789 Fransız devrımcılerı ınsanlığı aydınlatmıştır Rü- bab-ı Sıkeste şaırı de bu aydınlığa pencere açanlardan bırıdır Zıya Gokalp Tevfik Fikret ıçın "Ummet ruhuna, um- met uygarlığına son ve kesın darbeyı vuran buyuk yenı- lıkçı" der Huseyın Cahıt Yalçın da "Ahlâk ve lyılık saçan bır peygamber' olarak ondan soz eder Galatasaray Lısesı Muduru Tevfik Fikret, 31 Mart'ta ayaklanan gerıcı yobazları okulun kapısının onunde beklemıs, 'Cesedımı çığnemeden, ıçerıyegıremıyecek- lerdır'' demıştır Oradan geçerken gorursunuz, Sul- tanı nın o buyuk kapısının arkasındakı bahçede Fikret, o zamandan ben beklemektedır 19 Ağustos 1993 buyuk şaırımızın yalnız olumunun yıldonumu değıl, Anafartalar kahramanı Gazı Mustafa Kemal ın Aşıyan'ı zıyaretının de 75 yıldonumudur O gundebırlıkteolalım [*) 1%1 vılındd kurulan Tevfik Fikret Dernegı nın gunumuzde vaşamda k.ılan tek kuriKu uvesı bu sjtırlann vazandır OKURLARDAN Kıyak emekliliğin yedeği \ edek Kıyak Emeklılık Yasası, Turk sıyası yaşamına antıdemokTatık bır yöntem getırmıştır Bu > ontemle, Meclıs gıbı anayasal bır kuruluş olan Anayasa Mahkemesı'nın kararlan etkısızleştınlmıştır Artık anav asa> ı sozel olarak değıştırmeden. ıstenılen konuda, Anav asanın kurum ve kuruluşlannı anayasa ılkelenne karşıt da olsa çalıştırmak. yonlendırmek olanağının volu açılmıştır Meclıs. "Yedek Kıyak Emeklılık Yasasf'nı çıkararak "eylemsel (fıılı) anayasa değışıklığı yapmıştır Tum antıdemokratık duşunce şekıllennı ırdeleyen Davıt Spıtz'ın v ardığı sonucu (konumuzla ılgılı olduğu ıçın) anımsatmakta >arar goruyoruz "Butun devlet şekıllen ıçınde sadecedemokrası. kendı hatalannın tashıhı (duzeltılmesı) ıçın gereklı mekanızmayı temın eder Insanlarvanılabıldıklennevemeselelerçokveçeşıtlı olduğunagore bazıhallerdevenlecekhukumlennyanlış olması mukadderdır Fakat olıgarşıde ıhtılalden başka halçaresıyoktur" Recai Yeşilaltay TARTIŞMA Ikili davranmamış olsaydık... P nın mını seçımlerde başan kazanması bazı kışıve kuruluşlan sankı hıç beklenmıvormuş gıbı hevecanlandırdı Bazısıjası partıler de tam bıze ozgu açıklamalarda bulundular Seçmenler o sıra tatıle gıtmışler Tum bunlar bır yana. Sav m Turkan Akyolun bır gazetedekı, "Onlann kafalannın ıcını gormek ıstıyorum Onubılmek ıstıyorum" şekhndekı açıklaması çok duşundurucü Akyol'un onlardıye nıtelendırdığı RP'nın seçımde çalışan turbanlı başörtulu kadınlan Kafanın ıçınden kasıt ıse bu kadınlanmızın ne duşunduklenvebunuProf Dr Turkan Akyol'un bılmepşi Turkıye'dekı kafalann programlanması konusunu burada uzun uzun anlatmaya gerek vok Akvol'unda mutlaka okuduğunu sandığım SavmHıfzıVeldet Vehdedeoğlu'nun. "Turkı>e'de Üç Devır' adlı vapıtının 2 aldının 367 ve sonrakı sayfalanndan ahntılar yaparak kafalann ıçının kımler tarafından ve ne zamandan bu yana nasıl doldurulduğunu hep bırlıkte gorelım " bıraz sonra Trabzon mebusu Raıf Karadenız ıle bırlıkte geldı " " Hoşbeşten sonra bana "Sız nedersınız,be>efendı 9 Koy Ensütulen'nde muhtelıt (karma) tednsatı ben uygun bulmuvorum Haber aldığımtza gore, bu yuzden koylu vatandaş, kız çocuklanru enstıtülere vermek ıstemıv or Bırçok şıkavetler gelıyor kulağımıza ahlak dışı uygunsuzluklar oluv ormuş Kızlara an ensülulen a> n vapmak lazım " " aramızda şu konuşma geçtı " Ben - Aman beyefendı, ben bu enstıtulerden bırkaçına gıttım gezdım Hattabınnde geceledım Bunlarda kadın-erkek munasebetı o kadar tabıı. o kadar guzel kı şımdı bunu bozmak memleketın hav nna olmaz O buyurduğunuz ahlakı uygunsuzluklar şehır ve kasabalarda koy lerden daha çok oluyor Insan şahsıyetı taşıyan kadın ıse umumıyetle ahlaklı olur Ahlaksızlık. şahsıyetsızhkten. şuursuzluktan, kaçgoçten doğar O -Ama aldığımız haberlere gore bazı Koy Enstıtulen'nde tarlada v eya başka yerlerde beraber çalışan erkek ve kız talebeler arasında aşk munasebetlen olu> ormuş Ben -Evet, bunlardan çoğu da ev lenme ıle neücelenıyormuş Şuurlu aşk munasebeünden hangı ahlaksızlık doğar beyefendı O -Daha ne olsun, mektep sıralannda ev lenılır mı° Ben -Şımdı anlaşıldı, sız bır CHP mebusu olarak. gelecek secımlere kadar halkın sempatısını kazanmak ıçın Turk ınkılabının bazı prensıplennden tavız vermek duşuncesını taşıyorsunuz O-Nemunasebet' \ elıdedeoğlu. Beşıkduzu Koy Enstıtusu'ndekı yenıekte geçen konuşmavı Raıf Karadenız'm polıtık bır manevra ıle başka yone çeküğını. kendılennı Hukuk Fakultesı dekanı sıfatıvla Istanbul'a konuyu aynntılı gonışmek ıçın dav et ettığını, Karadenız'm davete gelmedığını belırttıkten sonra dıp not olarak Raıf Karadenız ın kıa hakkında şu bılgıvı venvor " Koylu kızlannın, Koy Enstıtulen'nde bırlıkte okumasına muhanz olan bu zat, kendı kızını Ankara Hukuk Fakültesf nde erkeklerle bırbkte okütmuş, sonra ıhtısasınırterlettnekuzere Roma Hukuk Fakultesf ne gondermış Buhanıma. 1965 >ıhnda RomaveFloransa Hukuk Fakultelen'nde konferanslar v ermek uzere Italya'y a dav et edıldığım zaman, Roma'da rasladım Bılımsel çalışmalan ıle ılgılendım ve çok ıfühar etüm Şımdı değerlı bır bılım adamıdır Otanhten 18 yıl once babası> la aramızda gecmış olan munakaşadan kendısıne hıç bahsetmedım " Polıtıkacı. bılım adamı. > onetıcı ne olursak olalım Boyle ıkılı dav ranmamış olsaydık bugun bu duruma duşmezdık Hem ılım adamı, hem polıtıkacı hem de yonetıa olan Sayın Akyol da turbanlı kadınlanmızın kafalannın ıçını merak etmezdı Mustafa Akso\ Ünve PENCERE Anadolu'da her taş bir Troya atıdır T anh henuz vervuzune uğr'amamışken Anadolu'da uygarhğınılk meyv elenmn tohumlannı serpmeye başlar Sanatsalve gorsel gostenler bu topraklarda kendını göstenrken mımansı ve akustığı en guzel amfi.tıvatrolar buralarda ınşa edılır Öyle kı aradan geçen yıllar bu u>garlığı bırbayrakyanşını andın'rcasına halklardan halklaradevreder Aslında Anadolu bır bakıma yaşadığı çağlara tanıkhk eden kımlığe burunme>T kendısıne odev edınır Anadolu'nun ekmeğını yıyıp, suyunu bıle ıçmemış genelde >a"bancı uyruklu şarkıcırun. dans grubunun Ege nın o guzelım antık tıvatrolannda -kı Etes ve Aspendos bunlann başında gebyor- tıcan amaçlı gösten ve şov lar sunması, buralan uhnpten ote>e goturmemekte Kaldıkıbu ınsanlara hızmetten büvuk bır onurduvduğunu herdefasında soyleyençeşıtlı organızatorlenmız de yardımdan hıç kaçınmamakta Oysa tüm yapılan bu gostenler her sefennde Anadolu dan bır şey ler goturuv or ve bu ınsanlara para olarak gen donuyor Onlar bu paralannı sayıh luksotellerde harcarken bızım festıval ve şov gob.tenlerınde çıkan yorgun üyatrolanmız asırlann otesıne taşan gurur, sov luluk ve zardfetın verdıeı alçak gönullulukle yenı gostenlere hazırlanıyor Hervıl tekrarlanan bu >ağrhalama>laXX yy'dabıle henuz ulaşamadığımız Anadolu ve Ege uygarlıklanndan bırıntıkam mıalı>oruz dıve merak edıyorum AntıkEgeve Anadolu uygarlığından örnek alıp daha ıyı bır duzeve mı gelmeye çahşıyoruz, yoksa ortaçağ ıle tuhaf bır v'anşa mı kalktık9 Ege v e Anadolu'da Turk ve Yunan toplumlannın kardeşbğı ve guzelbğıru anlatan gostenler dışında buralarda > apılan şov lar ve tıcan eğlenceler artık bır son bulmalı Homeros'un İlyada'sından ben pek çok uygarbğı > aratrruş bu ıkı toplum en azından bu bahaneyle bır araya gelıp bu katbama karşı ortak tavır almalı Çanlar. Anadolu'da henuz kımse ıçın çalma> a başlamamışken göz gore gore bu tanhsel kulturlenmız yok olmakta Zaman onunde yapılan bu bayrak yanşında Ege ve Anadolu kulturunu Yunan ve Turk halklan olarak yaşatma} a mecbur olduğumuzu bır an once anlamahvız Bu topraklarda yıtıp gıden her taş. çızılen her mermer parçası kendı evımızde zarar goren bır mobılyadan daha fazla ıçımıa burukla doldurduğu zaman umutlu adımlar atacağımıza ınanmak ıstıyorum Anadolu'da yuzyıllann alev alev yanan ısısını yıllardan ben elden ele geçen bır obmpıyat meşalesı gıbı yenı Anadolu ınsanlanna dev retmenın zamanı yakında gelecek Aslında bu ısının bır gun soneceğıne bu ıkı halk btle ınanmak ıstemıyor Inandıklan ısegalıba şovle bır şe> Anadolu da ve Ege'de her taş bır başka Troya Atı'dır ta Homeros'tan başlayan ve sonmeyecek olan Âhmet K. Şenpotat İÜ Hukuk Fak. Yasaksız kitaplar için ıtap ulkemızde \ıllarcasuç unsurusavılmış hatta bır suç aletı olarak sılahlarla bov olçuşurcesıne sergılenmıştır "Kıtap" ve "polıs" kav ramlan hâlâ ulkemızde bırbınnı çağnştıran ıkı kavram olmaya de\dmedıyor En son kıtap fuanndan bır takım kıtaplann toplatılmasında olduğu gıbı Kultur Bakanı Sayın Fıkn Sağlar'ın hazırlayıp Başbakanlığa sunduğu taslak ıle kıtap okumak suç olmaktan çıkıy or, ama y azı yazmak hâlâ suç Bu halıvle yasa hâlâ ozgur duşuncevı onlevıcı bırtakım ozellıklere sahıp gozukuyor "Ama herhalde gunumuz Turkıyesf nde buna da şukur demek gerekıv, or" Yasanın bır an once çıkartılmasını bekbvoruz Turkıve 1913Hıtle'r Alman> a'sında yakılan 20 bın kıtaptan sonra 1982 yılında o zamankı asken vonetımın emnyle 133 bın adet kıtabın yakıldığı ve halen başbakanına gore de "bazı kitaplar -ıçındekı fıkırler nedenıyle- suç teşkıl edebılır" goruşundekı bır ulke olarak kıtap konusunda pek parlak bır sıcıle sahıp değıl Öbur taraftan Turkıve Yayincılar Bırbğı'nce hazırlananbırraporda 1945 yılında % 10 2 olan okur başına kıtapuretımının 1985'te°o5 3 e duştuğu belırlenmıştır Açıkça gorulu\ or kı ulkemızde oldukçaazokunuvor Nufusu 60 mılvona varan bır ulkede bır kıtabın baskı sayısı 2000'lerde ıse ve bunun tuketılmesı de y ıllar alıy orsa az oku> an bır toplum olduğumuz açıkça ortadadır Okumav an bır toplumun gebşmekte olan bır toplum olması duşunulemez Bu bağlamda kulturel vaşamda oncu gorevı olan kıtaba toplum olarak gereken değennı vermelıyız Ali Fuat kartal TKD Ankara Şubesı Yönetım Kurulu Üyesı Çankaya'da Olmaz... 'Butun dunyada emekct eylemlerı, kımı zaman sert bıcımlere donusur Bunun ceşıtlı nedenlerı vardır Işçı- lerın sert yaşam koşullan, ha.klannı savunurken davra- nıslannı bıçımlendınr, haksızlıklan protesto ederken kullandıklan sloganlann carpıcılığını da hoşgormek ge- rekır Nıtekım Cumhurbaskanı Ozal'a karşı emekçılerın dunyasında bır slogan olustu Cankaya'nın şışmanı, ısçı duşmam1 Elbette herkes bu uslubu benımsemek zorunda değıl- dır Ancak Sayın Ozal'ın bır omur boyunca, ışcıye karşı acımasız ve emeğe karşı saygılı olmaktan uzak sıyaset guttuğu de acıktır Bu tutum, elbette demokrasıye karşıt olmakla anlamdaştır Sayın Ozal sıyasefe afj/madan once ışveren sendıkasında (MESS) gorevlıyken bu kım- lığını ortaya koymuştu 12 Eylul asken fasızmınm huku- metınde daha da ılerı gıttı Başbakanlığı donemınde '83 rejımı nın savunucusu oldu Cumhurbaşkanlığında aynı cızgıyı tutarlı bıcımde surduruyor, koalısyon hukumetı- nın demokratıklesme programını engellemek ıçın elın- den gelenı yapıyor (Olayların Ardındakı Gerçek, 14 Aralık 92) Sayın Ozal Ankara'da Mutesebbısier Kulubu'nüe yaptığı konuşmada Cumhurıyet e yanıt verdı '- Şımdı bır sol gazete solun neresınde bı/m/yorum, yazıyor, 'Çankaya nın şışmanı, ışcı duşmam' dıye Ha- yır, ben ışcı duşmam değılım, ışçı dostuyum Bu kadar ışsız varken, Zonguldak'takı ışcıye5 mılyon maaş vere- mezsınız O zaman sıze sorulmaz mı 'tuyu bıtmemış yetımın hakkını nereye venyorsunuz?' dıye '' • Sayın Cumhurbaskanı her zamankı gıbı gerçeğı çar- pıtıyor Bır kez ' Cankaya nın şışmanı, ışçı duşmam" Cumhurıyet ın turetımı değıl emekcı kesımınde kullanı- lan bır slogandır, demokrasının cılvelerı arasında hoş- gorulebılır Cumhurbaskanı'nın ısçı ıle ısveren arasında "taraf- sız" kalamadığı da bır gerçek Anayasanın 101 ıncı maddesının başlığında, cumhur- başkanının ' tarafsızlığı' vurgulanmıştır özal, hıçbır partıyı ya da sınıfı tutamaz ışveren sendıkalarıyla ışçı sendıkaları arasında yansız kalmak zorundadır, bır cumhurbaskanı Zonguldak takı ışcıye "Sana 5 mılyon çoktur' dıyemez, emekçınm ucretı, ışverenle ışçı ara- sında toplusozleşmeyle saptanır Herolayda grevde toplu pazarlıkta ışçının haklı oldu- ğunu kımse soyleyemez ama, ' ışcı duşmanlığı" bır omur boyu surer gıderse sloganlara ofkelenmek bır şey sağlamaz • Ulkemızde ışsızlık var özal ın basbakanlığında yapısallaşan yuksek enflas- yon dızgınlenmedıkçe Turkıyede ekonomının duzelme- sıne olanak yok Ancak enflasyona karşı toplumdan bır ozverı beklenı- yorsa, bunu yalnız Zonguldak takı ışcıye yuklemek hak- sızlık olur Zonguldak takı ısçıye karşı 'tuyu bıtmemış yetım ' edebıyatına gırısen Sayın özal, gerçekte 'tuyu bıtmemış yetımın haklan'run nerelerde har vurulup harman savrulduğunu çok ıyı bılır Işsızlığı bır sılah gıbı kullanıp çalışan ışçılerı sındırmek çağdaş değıl, ılkel ve vahsı kapıtalızmın sıyasetıdır issızlerı ucuz ışçı deposu gıbı elde tutmak ıçın sendıkal hakları kısıtlamak da de- mokrasının değıl faşızme dönuk rejımterın yontemıdır Eğer enflasyona ve ışsızlığe karşı savaşîmda ozverı ıstenıyorsa her sınıfın ve katmanın, yuku dengelı bıçım- de ustlenmesı gerekmıyor m j ' Bu, ancak toplumsal bır uzlaşmayla gerçekleşırse demokratık ıcerık kazanır • Özal, ışçı duşmam olabılır, zengınlerı sevebılır, fakır- lerden nefret edebılır, ama Çankaya'da oturan bır cum- hurbaskanı bu duygularını kendısıne saklayıp yansız olmak zorundadır Turgut Bey ın anlamadığı, bu DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ'NDEN SAİT FAİK HİKÂYE ARMAĞANI 1-1992 yılında basılıp yayınlanmış hikâye kıtap- lan arasından seçılecek bır eserın yazarına, buyük yazar SAİT FAİK anısına ödül verılecektır 2- Daha once aynı armağanı kazanmış yazarlar, beş yıl geçmedıkçe yarışmaya katılamazlar. 3- Yarışmaya katılacak yazarların yapıtlarından onbeş adedının 28 Şubat 1993 gunü saat 17.00'ye kadar cemıyetımıze teslım edılmesi gereklidır. 4- Sonuç, Mayıs 1993 ayı ıçınde açıklanacaktır. DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ CUMHURIYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN ARMAĞANLI KİTAP KAMPANYASI. ÜYE OLAN VE OLMAYAN HERKESE, TÜM OKURLARA... 7-31 ARALIK 1992 %35'e varan indirimler... 150.000.- T.L.'ya kadar armağan kilap Cumhunyet Kıtap Kulubu Taksım Mağazarrazda (Isüklal Cad. Zambak Sokak 4/1 Fransız Konsolosluğu yara) dıledığınız lalabı seçın, armağan pakeünızı ve surpnz hedıyeni2a ahn. Cumhurıyet Kitap Kulübû, Çağ Pazarlama A Ş. IstıKlal Cad Zambak Sokak No 4/1 Taksım Tel 252 33 81 82 SOYLEV (Cüt 1-2) Hıfzı V. Velidedeoğln 21 bası 25 000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-îstanbul Oderaeli gonderilmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear