14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 KASIM1992 PAZARTESİ CUMHURIYET SAYI-A EKONOMI ŞIRKETLERDEN HABERLER ARÇELİK, Elaağ bölge deposu ve ser- vis merkezi açıldı. BERİCAP firması, Paris'te yapüan 30. Uluslara- rası Ambalaj Fuan"na katıldı. TEKEL, Güney- fr-engü doğu şehit ve ga- zilerine yardım kampanyası açtı. SEKA, Çaycuma fabrikasına antma tesisi kuruluyor. 7 MUDURNU resta- urantlannda, geçen günlerdc dağıülan 400 bin el ilanında yer alan indirim kuponlanyla yüzde 10 indirim uygulanı- yor. EMEK SIGORTAnın prim artışı üretimi yüzde İ13'e yükseldi. ANANAS, The Marmara Oteli'nde düzenlediği defiley- le kış koleksiyonunu tanıttı GANTEK, bilgisayar seryis şirketi sennayesini 300 mil- yon liraya çıkarttı. StEMENS, göz sağlığına uy- gun yeni bir aydınlatma siste- mi gerçekleştirdi. IBM, Bılgısayarlann konuş- malara tepki vermesini sağ- layan yeni bir teknoloji geliş- tirdi. BAGFAŞ, ekim ayı sonu iti- bariyle 570 bin ton kimyevi gübre pazarladı. DEVA HOLDtNG, 9 ayhk bilançosunu 102 milyon lira karla kaptü. MARTI OTEL, kış sezonu- nu 5 kasımda düzenlediği personel gecesiyle kapatü. ANADOLU Sİ- GORTA, Fesha- ne'yi 65 milyar li- raya sigortaladı. BRİSA, Sheraton tstnbul Hotel ve Towers'ın kasım ayırun kuruluşu olarak seçil- di. ORKİD, süper maxi numune .dağıumına 45 ilde daha de- vam ediyor. BİANKEY Bisiklet Sanayi, i İtalyan Biançhi fırmasıyla or- tak gerçekleştirdiği 1993 mo- dellerini tanıttı. ROTA YÖNETtM GEIİŞTİRME Hİ- ZMETLERİA.Ş.'- nin kasım ayı ikinci- yan seminer ve konferanslan devam ediyor. ESTERTEKS tarafmdan dü- zenlenen Komünikasyon '92 fuan 18 kasım çarşamba günü 12.00de Hilton Exhi- bition Center'da açılıyor. THY, yolcuya yönefik hiz- metlerde görev yapmak üzere yaz tatilinde çalışmak üzere yabancı dil bilen gençler gö- revlendirecek. EMA^nadolu Pa- P|f|Q zarlama bayiler top- UİIID lantısı Marmaris ~~~™ Altınyunus'ta yapı- lacak. Bu arada yıhn başanh bayilerine ödüller verilecek. ŞARK HAYAT SİGORTA • acentelen dönem toplantısı i yapıldı. Hayat ve sağhk si- I gorta branşlannda ilk üç de- . receyi alan acenteler ödüllen- [dirildi. İFAKO A.Ş., sedef hastahğı ı ve egzama gibi deri enfeksi- jyonlannda etkili olan Bact- | roban adlı deri pomadını pi- } yasaya sundu. f ANADOLU SİGORTA, 13 »ülkeden 155 fırmanın ka- üldığı EXPOSHIPING İS- TANBUL ^2 Uluslararası Denizcilik Fuan'nı 3.000. 000.000 TL'lık teminat ile gü- vence altına aldı. BRITISH AIRWAYS, ulus- lararası PR halkla ih'şkiler dergisi tarafından 1992 yılının 'Çalışanlan İle En lyi îletişim Kuran Şirket'ı seçil- di. ETA Bilgisayar daha iyi hizmet ve- rebümek amacı ile Önce Müşteri 'Cus- tomer First' adlı eğitim çah- şmalanna başladı. AGRTTECH, Bahar 93 Ta- nm Teknolojisi Fuan'nda, İsrail'in tanm teknoloji uz- manlan ve bilim adamlan ge- liştirdikleri yaratıa teknoloji ürünlerini sergileyecekler. 'CENAJANS GREY 2000' sloganıyla çıkan yeni bir or- ganizasyonda on-line bilgi- sayarlarla müşterilerin her işinin saniye saniye incelen- mesi, kampanya sırasında ve sonrasında rantabilitelerin ölçülmesi için yeni sistemler kuruluyor. ANADOLU HAYAT, sigor- tahlannın sağlık hizmetlerin- den daha etkin bir şekilde ya- rarlanabilmesi için Ankara Bayındır Tıp Merkezi ile di- rekt ödeme anlaşması imza- ladı. EKİNCtLER ^ B l — •* Holding'in yö- netim kunılu başkan vekili Namık Kemal Ekınci'ye Türkmenistan'da düzenlenen bir törenle fahri profesörlük unvanı verildi. EMEK Sigorta'da ekim ayı- nda uygulamaya giren 'No Smoking" kampanyasından sonra şirket içinde çahşma veriminin daha çok artuğı be- lirtildi. EGE-BALTICA Sigorta'da Genel Müdürlüğe Hacik Co- 5" pikoğlu getirildi. Şişmanlarla şeker hastalannın umudu, diyet ve diyabet gıdalar Türkmutfağmın pabucu daıııda DENİZŞAHİN Aerobik, jogging, masaj sa- lonlan derken, diyet gıdalara da alışmaya başladık. Yağlı ya da kızartma yemeklerin doyul- maz tatlanna dayalı geleneksel Türk Mutfağı. yerini yapay tat- landınalara, yağı alınmış ürün- lere kaptırmak tehlikesiyle yüz- yüze. Çoğu yabancı kökenü di- yet ve diyabet gıdalar arasında başı, şimdilik kola türleri ceki- yor ama, bu tür gıdalara her gün bir yenisi ekleniyor.Diyet gıda tüketiminde, yıhn ilk do- kuz ayında toplam 15 milyon litreyle diyet kolalar başı çeker- ken; ardından reçeller ve biskü- viler geliyor. Gazlı meşrubat sektöründeki yüzde 12'lik bü- yümeye karşılık, diyet kola üre- timi sonbeşyılda yüzde 71 arttı. Kolanın başansı, normal dağıum kanallanndan bakkal- lara kadar ulaşmasına bağlanı- rken; son iki yılda gelişen diyet gıda ithalaünın yüksek vergi ve fonlar yüzünden, talep ora- nında büyüyemediği belirtili- yor.Kalorisiz suni tatlandıncı- lar kullanarak Tamek reçel, Has Gıda ve Unilever dondur- ma, kushan, puding ve içecek tozu. Ege Tanm meyveli yo- ğurt, Dandy sakız, Önentaş Gıda sanayi de tonbalığı üreti- yor. Eti, diyet Eti Form ve diyet Etimek'i var. Büyük kentler Avrupa ülkelerinde tüm marketlerin üçte bir rafını diyet gıdalar işgal ederken. Türkiye'- de süt ve kola dışmdaki ürünler ancak büyük şehirlerdeki şar- küteriler ve özel mağazalarda bulunabiliyor. Dağıüm kanal- lan ve tanıtım faaliyetleriyle daha geniş kesimlere ulaşabilen diyet gıdalar ise daha şanslı. Avrupa'daki kadar yaygın ol- masa bile diyet kolalar bu ko- nuda başı çekiyor. 1986'dan iti- baren Türkiye'de de diyet kola üretmeye başlayan Coca-Cola firması yetkililen. gecen >il 7 milyon litre olarak gerçekleşen diyet kola satışının. bu yıl so- nunda da 9 milyon litreye çıka- cağını belirtiyorlar. Geçen yıl diyet kola üretimine başlayan Pepsi Cola firması da, bu alan- da şimdiden 1992 yılı hedeflari- • Şişmanlama korkusu bir yandan, şeker hastalığı tehdidi beri yandan, bol yağlı ya da kızartma yemeklere dayalı ünlü Türk Mutfağı'nın terk edilmesine yol açıyor; yapay tatlandınalara ve yağı almmış ürünlere dayalı diyet ve diy- abet gıda pazan ise, hızla genişleyecek gibi. Türkiye'de diyet ve diyabetik gıda üreten firmalar •reoct M R H SEK Mis Unilever Coca-Cola Peost-Cola Eti Dandy Atom Kimya ftıteM Sût Süt Yağ:dondurma Kola Kola EöfomvEtimek Sakız Kalem tatiandıncı IHVUU I I İ M Ege tanm Has Gıda Tamek Onentaş Gıda Kushan Erden Gıda Ege Universitesi Tat Konserve 1IIWMn Meyveli yoğurt Dondurma Reçel Ton baiığı Pudıng-içecek tozu Diyabetik reçel Diyabetik reçel Diyabetik reçel nın üzerine çıkarak 7 milyon lit- re diyet kola sattıklannı. bu ürünü özellikle 25-39 yaş gru- bunun tercih ettığini bildiriyor. Coca Cola'dan yapılan açıla- mada; son beş yılda gazlı meş- rubat sektörendeki yüzde 12'lik ortalama bü^me oraruna karşı, diyet kola üretiminin yüzde 71 artüğına dikkat çeki- lerek "özellikle, lstanbul, An- kara. İzmir gibi büyük şehirler- de, tüketia bih'ncinin artmasıy- la doğru orantılı olarak talebin de hızla arttığı" vurgulandı. Coca-Cola yetkililen bu artışa karşın, Avrupa ülkeieriyle karşılaştınldığmda Türkiye'de diyet kola tükeü'minin çok dü- şük olduğuna değinerek İngil- terede kişi başına 25. Alman- ya'da 19. Ispanya'da 6 şışe diyet kola tüketilirken, Türkiye'de bu oranın 0.5 şişe olduğunu be- lirtiyorlar. Bu yılın ilk dokuz aymda toplam 760 milyon lit- relik kola tüketiminin 15 mil- yon litresini diyet kolalar oluş- turuyor. Normalde bir kutu kolada 90 kalori bulunurken. suni tatlandıncı olarak aspar- tamın kullanıldığı diyet kola- larda bir kalori bulunuyor. Tatlısız reçel Diyet gıdalar arasındaki ikinci tercihimiz reçeller. Piya- sada hem ithal hem yerli üretim divet reçelleri bulmak müm-; kün. şarküterilerde 440 gramı 45 bin lira, 150 gramı 20 bin li- radan satılan ithal reçellerin yanı sıra, yerli reçellerin 240 gramı 16 bin lira. Yine ithal toz şekerlerin kilosu 60 bin, bon- bonlar 26 bin, büyük paket çi- kolatah bısküviler 55 bin. kek- ler 22 bin lıradan satılıyor. İtha- latçı firmalar, gümrük ve fon oranlannın jiiksek olmasının diyet gıdalan lüks hale getirdi- ğini. talebin yüksek olmasına karşın çoğunluğun pahah bul- duklan bu ürünleri alamadığını belirtiyorlar. Firma yetkilileri yüz liralık bir malı fon ve güm- rük nedeniyle fiyatınm iki katı- na çıküğı belirterek hükümetin bu gıdalardaki kesintileri dü- şürmesinı istiyorlar. Avusturyalı Darbo ve Alman Schneekoppe fırmasından diyet un, yag. çikolata. reçel, gofret. bisküvi, hndık ezmesi gibi ürünler ithal eden Haşmet Ti- caret'in sahibı Ali Kaya Erişte. iki yıl önce başladıklan faaliyet- lerinin yeni yeni sonucunu al- maya başladıklannı belirtiyor. Erişte, talebin yüksek olmasına karşın, gümrük ve fon oranlan nedeniyle bu mallann lüks hale geldiğini kaydediyor. İş kampanyada Nutrilet'i pazarlayan Simpa firması, bir buçuk yıl içinde ta- nesi 500 bin liradan 35 bin kutu milk-shake sattı. Bir kutu Nut- rilet'de. süt tozu, çikolata. suni şekerden oluşan 35 poşet milk- shake bulunuyor. Ulaşlıklan yüksek satış miktanna karşın Simpa yetkilileri, aynı kampan- yayı bir Batı ülkcsindc yapma- lan halinde 100 bin kutu satabi- leceklerini belirtiyorlar. Diyabetik gıda alamnda faa- liyet gösteren fırmalann ise he- men hemen hepsinin ailesinde bir şeker hastasının bulunması dikkati dikkat çekiyor. Örne- ğin, ayda 5 ton diyabetik reçel üreten. Erden Gıda'nın eski yönetim kurulu başkanı şeker hastasıymış. Alman Pea Scholade fırma- sının diyabetik ürünlerini ithal eden Stop Gıda'nın sahibi Tay- fun Meriç'in de eşi şeker has- tası. Aşuı tüketmevin Hacettepe Üniversitesi Öğre- tim Üyesi Prof. Ayşe Baysal kilo vermek isteyenleri, diyet gı- dalan aşın tüketmemeleri vebu üriinlerin çocuklara verilme- mesi doğrultusunda uyardı. Baysal, suni tatlandıncılar ko- nusunda şu bilgivi verdi: " İki çeşit suni tatlandına var. Biri normal şekerle aynı kaloriye sa- hip, sorbitol, kısiton. Bunlar zayıflatmaz. Bir de kalori değe- ri olmayanlar var. Sakarin, sik- lamant, aspartam. Hiç kalori değeri olmayan bu tatlandına- lar, hem şeker hastalan hem de zayıflama amacıyla kullanılabi- lir." Suni tatlandıncüardan sa- karinin, 1977'de Amerika'da fareler üzerinde yapılan bir de- neyde aşın tüketilmesi halinde mesane kanserine yol açtığını bunun üzerine Amerikalılar'ın aspartamı geliştirdiklerini belir- ten Baysal, suni tatlandıncı- lann aşın kullanılmaması ha- linde, insan vücuduna bir za- ranrun olmadığını ancak bu ürünlerin çocuklara verilme- mesi gerektiğini söyledi. Baysal "Ben her zaman doğal gıdalar- dan yanayım. Zayıflamak iste- yenler. pirinç yerine bulgur, be- yaz ekmek yerine kepekli ek- mek. bol sebze vivebilir" dedi. PLAIN PAPER FAX UF 300 HERKA6IDA FOTOKOPİ HERKAGIDA FAKS FIYATIIKİSİNDENAZ!PAHASONIC PAM*F*X •KEZ: (1)274 75 15(11 İMt) Mana tö(g* «d. (71) 53 52 50 75 5f Trafcı« tolf* M. (031 22 33 »2 Myarbakır Klga «M. (İ3) 22 59 U DÜNYA EKONOMISINE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU Ekonomik Politikalan Tekrar Değişirken Eskiye rağbet olduğu için sık sık nur yağan bir yer varsa. burası olsa olsa hükümet poli- tikalannın yapıldığı loplantı salonlandır. Gerçekten de 193O"lardan beri ileri sanaji ülkelennde her önemli ekono- mik krizde, bir dönem önce her türlü hakarete ma- ruz bırakıla- rak terk edi- len eski politi- kalara geri dönüldüğünü gördük. Şid- detli bir eko- nomik bu- nahmın dün- yamn belli başb ekono- mik merkezle- rinde eş za- manlı olarak yaygınlaştığı ve derinleştiği şu günlerde de hükümetler yine ekonomi politikalannı değiş- tiriyorlar. ABD'de, İngiltere"- de, Japonya'da hatta Rusya'- da hükümetler serbest piya- sanırf her şeyi halledeceği gö- rüşünden vazgeçip, bir za- manlar her türlü belanın kay- nağı olarak mahkum edilen devlet müdehaleciliğine geri dönüyorlar. Eski politikalar adeta birer eski elbise gibi bit pazanna gidiyor. "Yeni" elbi- seler ise bir önceki dönemde bit pazanna verilmiş olanlar- dan başkalan değil. Bit pazannda neler var? 1- Adam Smith ve sihirli el. Bit pazannda her şeyden önce Adam Smith ve "klasik' iktisat okulu var. 1930'lara, yani büyük depresyona ka- dar, gelişmış ülkekrde hakim olan bu ekonomik düşünceye göre sonsuz sayıdaki fırmanın karlannı arttırma savaşı ile, >ine sonsuz sayıdaki tüketici- nin kendi ihtiyaçlannı karşıla- ma çabası arasındaki kendili- ğınden oluşan etkileşim gide- rek arz ve talebin istikrarlı bir dengeye ulaşmasına yol açar. Boylece eğer fıyatlar serbestçe oluşuyorsa mallar eninde so- nunda satılır ve tüm işçiler. eğer kabul ederlerse, pi- yasanın ken- dilerine bıçtiği ücretten iş bu- lur. Klasikler piyasayı sihir- li, görünme- yen ama her şeyi düzenle- yen bir ele benzetiyor- lardı. Hükü- metlerin biri- Adam Smith- Bırakımz yapsınlar, bırakuuz geçsinler. Keynes- tş yoksa devlet işsize çukur kazdırtsın. sağlıkü işle- mesi için ge- rekli kurumsal ve mali araç- lan sağlamaktı. 1930 depres- yonu sırasında hızla artan iş- sızlik ve iflaslar karşısında bu görüşler iflas etti ve giderek reddedildi. 2- Keynesci devıim, müda- haleci devlet.. Bit pazannda bir de Key- nescilik var. Klasik ekonomi okulu güvenilirliğini kayıp edince bunun yerini J.M. Keynes'in görüşleri aldı. Bu görüşlerin temelınde. klasik ekonominin aksine. piyasa- lann kendi kendine dengeye gelmeyeceği varsayımı vardı. "Genel dengeyi" hükümetler ekonomiye müdahale ederek gerçekleştireceklerdi. Örne- ğin. tüketimi ve yatınmlan teşvik eden hükümet harca- malan, bunu yönlendiren sa- nayi ve büyüme politikalan iş- sizliği ortadan kaldınlabilirdi. Keynesci görüşe göre ekono- mi daralırken işsizlik artacak. ekonomi genişlerken işsizlik azalacaktı. Enflasyon ve işsiz- lik arasındaki ilişki birbırine ters orantılıydı. (Meşhur Phi- lipş eğrisi) İkinci Dünya Savaşı sonrasında hızla yayılan bu görüşler 1960'lann sonunda aynı hızla bir duvara çarptı- lar. Hükümet- ler ekonomik büyümeyi zor- ladıkça hükü- met harcama- lan ve gevşek para politika- lan işsizliğe ve enflasyona yol açıyordu. Keynesciliğin bel kemiği Phillips eğrisi kınlmışü. Bu, Keynesci mo- dele göre hiç beklenmedik bır şeydı. 3- Monetarist geri dönüş.. Politikacılann kafalan kanştı. O zarrıana kadar pek bilinmeyen ve çoktan unutul- muş klasik iktisat görüşlerini savunan bir iktisatçı Milton Friedman dikkatleri üzerinde toplamaya başladı. Milton Friedman Keynesci politikalann tam tersini savu- nuyor, "hükümetlerin işsizliği azaltmak ve büyümeyi arttı- rmak için yaptıklan müdaha- leler, yüksek hükümet harca- malan. orta vadede tam aksi bir sonuca yol açar" diyordu. Friedman'a göre 'ürettiğimiz- den fazla harcarsak kaçıru- lmaz olarak enflasyon arta- caku." Hükü- met müdaha- lesi piyasayı çarpıtıyor. enflasyona yol açıyordu. Bu da piyasada istikrarsızlık yaratacak ve giderek işsizli- ğe yol aça- caktı. İşsizlikle değil enflas- yonla mücade- leye öncelik vermek gerekiyordu. Muhalefet partileri bu görüşleri çok sev- diler. Bunlara sanlıp iktidar- daki partilerin nasıl her şeyi berbat ettiğini" gösterdiler. özel sektör bu görüşlere sanlıp sendikalan eleştirdi: sendikalar yüksek ücret iste- yerek piyasayı çarpıuyor ve iş- sizliğe yol açı- yorlardı. Basın da Fri- edman'ı çok sevdi. Çünkü görüşleri so- kaktâki herke- sin anlayacağı kadar basitti. Hepimiz ikti- satçı olmuş- tuk. Friedman 1976'da Nobel Ödülü aldığı- nda Monet- rizm artık mo- daydı. Bit pa- zanna nur yağıyordu. Bu modanın yarattığı hava ile İngiltere'de Margret Thatcher ve Muhafazakar Parti, ABD'de Ronald Rea- gan ve Cumhuriyetçi parti ik- tidar tıldular ve 1980'lerin başında "büyük monetarist" deney başladı. Sıkı para politikalan ve yüksek faiz uy- gulaması ile fi- yatlar geri çe- kilecek. hükü- metin piyasa- ya müdahalesi azaltılacak, devlet iş- letmeleri satı- lacakve"sihir- 1] elin" işleyişı- nin önündekı engeller kalka- caktı. Bu gö- rüşü destekle- yen rasyonel beklentiler te- orisine uygun olarak da hü- kümet politikalannı bir kere belirledikten sonra ne pahası- na olursa olsun bunlan değış- tirmeyeceğini açıklayacak, bu konuda piyasayı da ikna ede- cekti. Anİaşılan dogmatizm de istikran sağlamanın gereğiydi. İngiltere'de monetanzmın ilk etkisi fabri- kalann hızla kapanmaya başlaması, iş- sizliğin 3.000. 000'a yaklaşması oldu. Üstelik tüm sıkı para politikasına rağmen para mıktan azalmı- yordu. Kriz daha da derin- leşti. Sonunda, 5-6 senedir her- kesten daha çok monetariz- mi sovunan Thatcher 1985'de televizyona çıkıp da "ben za- ten hiçbir zaman monetarist olmadım" deyince de bu gö- rüş kıymetten düşmeye baş- ladı. Hükümetlerin elinde kala kala "Hükümetlerin şu veya bu ekonomik göstergeyi temel alarak ekonomiye müdahalede bulunması, bizzat o eko- nomik göster- geyi değiştir- diği için tüm hesaplan boşa çıkanr" şek- ünde özetlene- bilecek olan Goodhart ya- sası kaldı. Prof. Good- Reagan-Ben Friedmann'cıymı. hart a göre Bendensonrasıtufan. * "hıçbır şeyi duzeltmek mümkün değjldi. Hükümetler en fazla her şeyin daha da kö- tüye gitmesini engelleyebılir- lefdi." 1980'lerin ikinci yansı başladığında ekonomik za- man ilerlemiş, monetarizmin de yardımı ile artan iflaslann sonunda verimsiz işletmeler ayıklanmış, özelleştirmelerle özel sektöre aktanlan kay- naklann. düşürülen vergilerin yardımı ile güven artmıştı. Ar- Frietlmann-tşsizlik kimin 1 H * tan işsizliğe bağlı olarak sen- dikalann gücü kınlmış "iş banşı" sağlanmıştı. Öncü sek- törlerde kısmi üretkenlik artı- şlan bile görülüyordu. Diğer taraftan globalleşmeye ve para sermayenin dolaşımınm hızlanmasına bağlı olarak bü- yüyen banka ve borsa sektö- rü, bilgisayar ve elektronik sa- naii vb cevresinde ücretler arüyordu. Kredi karünın yaygmlaşmaa ile de tüketici harcamalannda bir patlama yaşanıyordu. Piyasa canlanı- yor ekonomi büyüyordu. Dö- nem YUPPİ döneini, Porche arabalan, Rolex saatler, pantolon askılan ve şampan- ya dönemiydi. Bu pınlü özellikle borsanın durdurulamaz yükseüşi hükü- metlerin de gözlerini ka- maştırdı. İşlerine de geldi, ne yapacağını bilememek hali, sınırsız liberalleşmenin arkası- na kolayca saklandı. Devleün kontrol ettiği piyasalar, enerji taşımaalık, hatta sağlık ve eğitim sektörü ve neredeyse hapishaneler özel sektöre satı- Imaya başlandı. Bu mace- ranın da 1987'de borsa krizi. 1990'da reses- yonvel992'de Avrupa para krizi ile hüs- ranla bittiğini gördük. Doğu Avrupa'daki bürokratik planlara daya- nan kumanda ekonomileri- nin tek tek çöktüğü ve sözde piyasa ekonomisinin tek düzenleyici olduğunun bir kere daha kanıtlandığı bir dönemde pi- yasa ekonomisi ve serbest ti- caret dünya ekonomisini dağılma tehlikesi ile karşı karşıya getirince hükümetler yine gözlerini bit pazanna diküler. Keynes: Peygamberin ikin- ci gelişi. Bugün dünya ekonomisi eski politikalann artık işle- mediği yeni bir döneme girmiş gözüküyor. Monetarizmin serbest piyasa ekonomisinin en çok möda olduğu ülkeler- de, ABD ve İngiltere'de yeni arayışlar ve yönelimler var. "Devlet özel sektör işbirliği", "ekonomik strateji", "yatın- mlann ve üretimin tercihli teş- viklen ve desteklenmeşi". "dü- şük faız politikası", "İşsizlikle mücadale", "büyümeye yö- nelme". yeni vergiler vb. bu sı- ralarda hükümet politikalan içinde en çok tekrarlanan ifa- deler. Artık yine herkes ser- best piyasanın kendi kendine dengeye gelmeyeceğini savu- nuyor. Serbest piyasanın en revaç- ta olduğu Rusya gibi yerlerde bile devlet planlanna kuman- da ekonomisine kontrollü fi- yatlara doğru bir yönelim var. Ekonomi yazarlan tekrar, utana sıkıla Keynes'in adını anmaya baş- ladılar. Fi- nancial Times bir hafta sonu ekinin baş makalesini Keynes'i ye- niden keşfet- meye ayın- yor. The Eco- nomıst dergisi bir baş makalesıne "Piyasanın ardından" Thatcher- Demir LadyTiğe başlığı atıyor. razryTm.Yeterkiözelkştirevim. • 980lerde muzaffer olan serbest piyasa kapitaUzmi ide- olojisi gününü doldurdu mu" diyerek hayıflanıyor. Ve son- ra da "Allaha şükür ki geliş- mekte olan ülkelerde hala ge- çerli" olduğunu söyleyerek avunuyor. Bu arada da serbest piyasa ekonomisinin bir özelliğini de eleveriyor. Toplumsal muhalefetin yükseldiği ve bunu demokra- tik olarak ifade edebildiği yer- lerde, örneğin ABD ve İngilte- re'de, piyasaya güvenlerini kaybetmiş olan halk kitleleri hükümetleri politikalannı de- ğiştinneye zorluyorlar. Ancak halkın. baskıdan dolayı sesini doğru dürüst çıkaramadığı yerlerde ise monetarizm ve serbest piyasa yaşamaya de- vam ediyor. Bu bir ders. Bu bir ders ise Keynes'le ilgili olarak, her- halde şu olmalı: Peygamberin ilk gelişinde kurtulamadığımı- za göre niye bizi bu ikinci geli- şinde kurtaracağına inanabm. Anİaşılan tarih yine kendini tekerrür etmeye hazırlanıyor. Ufukta başka bir seçenek de henüz gözükmediğine göre, bize koltuklanmıza sıkıca tu- tunup, kemerleri bağlamak- tan başka bir seçenek kalmı- yor. Çünkü önümüzdeki yol çok bozuk ve araba da alabil- diğincc eski.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear