13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22EKİM1992PERŞEMBE HABERLER SHPdeniki ihraç • ANKARA (Cmnfauriyet Bürosu)-SHP Parti Meclisi'nin CHP'li üyeleri Fuat Atalay ile Hamdi Fidan'ın partiden ihraç edilecekleri bildirildi. SHP MerkezYürütme Kurulu'nun (M YK), PM'nin CHP'yi desteklediklerini açıklayan üyeleri Fuat Atalay ile Hamdi Fidan'ı 1 kasım yerel seçimlerinden sonra Merkez Disiplin Kuruluna sevkedeceği bildirildi. Fidan ve Atalay'ın, parti tüzûğûnün "parti suçlan" ile ilgili maddesi ve "programvetüzük hükûmlerine, kurultay ve yetkili diğer organ ve İcurul kararlanna aykın davranışlarda bulunmak, parti doğrultusuna ve ternel ılkelerineaykın siyasal çalışmalara ve eylemlere katkıda bulunmak" suçlannı işledikleri gerekçesiyle kesin ihraçlannın isteneceği kaydedildi. 2000e Doğru beraat etti • İSTANBUL(AA) - 2000'e Doğru Dergisi hakkmda, "bölücü propaganda yaptığf'iddiasıyla İstanbul DGM'de açüan davanın beraatle sonuçlandığı bildirildi. Dergiden yapılan yazıiı açıklamada. 14 Temmuz 199! tarihli 2000'e Doğru'nun kapak yazısı olan "BushTürkiye'de yapgılanacak" haberi ve mektuplar köşesinde yer ayan "Dal'da sorgulandık"başlıklı yazılar nedeniyle bölücülük yapıldığ) gerekçesiyle İstanbul 2 numaralı DGM'de dava açıldığj kaydedildi. Açıklamada. 30 eylüldeki son duruşmada, dava konusu suçun oluşmadığı gerekçesiyle beraat karan verildiğı ifade edildi. Çiğli'de bağımsız adayIIZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-1 Kasım yerel ara seçimlerde Çiğli'den bağımsız adaylığını koyan Cemal Çakıcı, Çiğli halkının belediyede söz ve karar sahibi olacağıru söyledi. Çakıa, Çiğli halkının demokrasi sınavı verdiğini beurterek, "Bu seçimler Çiğli halkı için diğer yörelere göre çok daha farklı bir boyut taşıyor. Çünkü Çiğli'de siyasi partilerin mevcut oy dengelerini alt-üst ettik" dedi. "Halkın politikaya kaülmasıru seçımden seçime oy kullanması olarak gören düzen partilerinin bu anlayışını reddettiğım için bağunsız adayım" dıyen Çakıa, yapılan her işte halkın kaulımı ve örgûtlû gücünün esas ahnacağıru belirtti. İnsan Hakları Bakanlığı•ANKARA (Cumhuriyet Bürosu>-TBMMde İnsan haklan bakanlığının kuruluşuna ilişkin yasanın önceükle ele alınması için SHP kanadırun ısrarlan, DYFliler tarafından önce olumlu karşılandı. Devlet Bakanı Mehmet Kahraman'm, halen TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Hazine ve DışTicaret Müsteşarlığı ile ilgili kararnameyi gûndemden çekerek. önceliğin insan haklan bakanlığı yasasına verilmesine ilişkin önerisini Devlet Bakanı Tansu Çiller'e ilettiğj öğrenildi. Çiller'in önce isteğe olumlu yaklaşüğı. Ancak, daha sonra Tansu Çiller'in, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı kararnamesinin gûndemden çekilmesine karşı çıktığı ifade edildi. Gazeteciye işkence savı • lsUnbul Haber Servisi - Mücadelegazetesi muhabiri Murat Özdemir'e gözaltında tutulduğu.sırada kurşun sıkıkhğnleri sürüjdü. Murat Özdemir, İstanbul'da Erenköy ve Beylerbeyi'nde polisin ikı eve düzenlediği baskın sırasında öldürülcn Makbule Sürmeli ve Kayhan Tazeoğlu'nun cenaze törenleri sırasında gözaltına alınmış ve j 7 ekimde çıkanldığı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı. Mücadele gazetesi y azı işleri müdürü Namık Kemal Cıbaroğlu yapüğı açıklamada Murat Ozdemir'in Gazi Mahallesi Merkez Karakolu'nda işkence gördüğünü öne sürdü. Cıbaroğlu, Murat Ozdemir'in polisler tarafından sağına soluna kurşun sıkıldığını belirtti. Cumhurbaşkanlığı tartışmasında, parlamento aritmetiği Refah'sız çözüm için yetmiyor • • " " " OzaPıindirmedeanahtarRP• RP Cumhurbaşkanı'- nın indirilmesine pren- sipte "evet" diyor, ama "önce yeni adayı görelim ve üzerinde uzlaşalım" diyor. RP Grup Başkan- vekili Oğuzhan Asiltürk: "Cindoruk olabilir" ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Turgut Özaİ'ın, Çankaya Köşkü'nden indirilmesine ilişkin anayasa değişikliğinin yapılabilmesi RP'nin oluruna bağlı. Parla- mentonun sayısal dengelen. Cumhurbaşkanlığı konusunda RP'yi anahtar parti konumuna getirdi. RP yetkilileri, seçim şekli nedeniyle Özalın Cum- hurbaşkanüğVndan indirilme- sine olumlu baktıklannı. ancak yeni Cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşmadan böyle bir uygula- maya evet demeyeceklerini dile getirdiler. RP evet demeden DYP, SHP. MÇP, DSP ve CHP'nin toplam sayılan gerek- li değişikliği yapmaya yetmi- yor. Değişiklik için en az 270 milletvekıhnin evet demesi ge- rekiyor. DYP-SHP arasında anayasa değişikliği yoluyla Turgut Özaİ'ın Cumhurbaşkanlığı gö- revinin sona erdirilmesi konu- Anayasa değişikliğine özelçoğunluk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa değişikliğine ilişkin öneri için, TBMM üye tamsayısımn en az üçte birinin (150) "yazıü" başvurusu gerekirken, değişiklik önerisinin ka- bulündeen az üye tamsayısmın beşte üç çoğun- luğunun oyu aranıyor. Cumhurbaşkanı'nın veto etmesi durumunda değişıldiğin mecliste ikinci kez, üçte iki oyla kabul edilmesi gereki- yor. Bu durumda da cumhurbaşkanının deği- şikliği, halkoyuna sunma olanagı var. Cum- hurbaşkanlığı seçimlerinde, 1980 öncesi yaşa- nan kriz nedeniyle, 1982 anayasası, adaylar- dan birinin dört tur oylamada da seçılememesi halinde, meclisin feshedilerek seçimlerin yeni- ienmesini öngörüyor. Anayasanın "Son Hükümler" başlığmı taşı- yan bölümde yer alan anayasa değişikliğine ilişkin 175. madde. şöyle: "Anayasanın değiştirihnesi Türkiye Büyük Miilet Medisi üye tamsayısmın en az üçte biri tarafından yazıyia teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Ku- rulda iki defa görüşülür. Değiştmne teklifinin kabuhî Meclisin üye tamsayısmın beşte üç ço- ğunhığunun gizli oyuyla mümkündür. Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunlan. bir daha görüşülmek üzere Meclise geri gönderebilir. Meclis, geri gönderi- len Kanunu. irye tamsayısmın üçte iki çoğun- luğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabüir. Meclisce üye tamsayısımn beşte.üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun. Cumhurbaşka- nı tarafindan Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazetede yayımlanır. Doğrudan veya Cumhurbaş- kanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısınm üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekH görülen maddeleri Cumhurbaşkaru tarafından halko- yuna sunulabih'r. sunda vanlan anlaşma. partiler arasında konuyu yeniden tartı- şılır hale getirdi. ANAP içinde "gayriciddi ve seçim öncesi ya- tınmı" diye nitelendirilen öneri, diğer siyasi partiler arasında ye- ni arayışlara yolaçtı. Parlamen- tonun saytsal durumu ve Cum- hurbaşkanı Özaİ'ın referandu- ma gitme yetkisi, DYP ve SHP'nin önerdikleri formülü etkiü kjlanuyor. Ancak, anaya- sa değişikliğiyle yapılacak bir yeni düzenleme RP'nin oylanru önemli kıhyor. Halen TBMM'- deki sandalye dağılımı şöyle bulunuyor: DYP 178, SHP 52, ANAP 112. RP40, HEP 18, MÇP 13, CHP 21, DSP 3, BBP 3. Bağım- sız 10. Bu partilerden DYP, SHP, MÇP, DSP, Özaİ'ın Cumhur- başkanlığından indirilmesine evet diyor. CHP ise henüz karar verememiş durumda. ANAP böyle bir uygulamaya karşı tu- tum takmacağını açıklarken, düğümü çözecek olan RP, Özal'ın indirilmesi konusunda eski tutumunu sürdürüyor. RP'liler buna ek olarak TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un adını da, "inanç- lara saygıiı bir insan oiarak Cumhurbaşkanlığı yapabilir" noktasından ha»eketle adaylan olarak ileri sürüyorlar. RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk, konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Biz Cumhurbaşkanı Özal'ı seçim koşullan ve bu seçime toplumda duyulan rahatsızhk nedeniyle Çankaya'dan indir- meye evet diyoruz. Çünkü ANAP grup başkanvekili seçer gibi Cumhurbaşkanı seçti. Biz Ozal'ın aşağıya indirilmesinde ilk baştakı şartımızı şimdi de söylüyoruz. Özal'ı indirirken oraya kımin çıkacağı konusun- da bize adaylannı gösterecek- ler, biz de o adaylar arasından bize uygun olanını, mesela Sa- yın Cindoruk gibi. Sa>an Demi- rel'in kuklası olmayan, kişilikü birisini destekleriz. Bize sordu- lar, kim diye, biz de Sayın Cin- doruk'u söyledik." SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Erdal İnönü de, konuyla il- gili olarak gazetecilerin soru- suna verdiği yanıtta, "Cumhur- başkanı ile ilgili anayasa mad- desi komisyondan geçti. Basın bunu öğrenmiş, başka bir yo- rum yok" dedi. İnönü, Cum- hurbaşkanı'nın sürekli gün- demde olmak isteğini de belirte- rek, "Benim buna bir katkı yapmama gerek yok. Onun için bir yorum yapmıyorum"dedi. Çankaya tartışmalarının zihin bulandırdığını söyleyen Demire'in Özal benzetmesi 'Bakahm meyve dibine düşecek mi?' Demırel'in ateşjçıktıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Süleyman De- mirel, Cumhurbaşkanı Turgut Özaİ'ın indirilmesine yönelik Çankaya tartışmalarının zihin bulandırdığını belirterek, bu tartışmalara katılmak istemedi- ğini söyledi. Demirel. " meyve olgunlaşınca ya dibine düşer. ya da kopanrlar " görüşünü anımsatarak, Özaİ'ın indirilme- si konusunda, " Bakalım bu meyve dibine mi düşecek, yok- sa İcopanlacak mı? önümüzde- ki günlerde göreceğiz" diye ko- nuştu. Demirel. dün DYP grubun- da yaptığı konuşmada, çeşitli konularda görüşlerini açıklar- ken, Çankaya tartışması konu- sunda fazla bir şey söylememe- ye özen gösteımesi ile dikkati çekti. Demirel, "hırsızlıklann içine batmış suiistimal ve yol- suzluk ıddialan ayyuka çıkmış bir dönemden, bir tek hırsızlık iddiasının yapılamadığı bir dö- neme" gelindiğini bildirerek, yolsulsuzluk ıddialan konu- sunda meydan okudu. Demi- rel, şöyle dedi: " Bugün. Türkiye'de basının üzerinde bir tek baskı yok. Ge- Denürel İzmir'de Çiğli Ev-Ka Sitesi'ndeki Ali Rıza Akıncı lisesini hizmete açtı.(Fotoğraf: A. A) çen bir senede iktidann nüfuzu- nu basın üzerinde kullanmadık. Gayet açıkhkla söylüyorum ve meydan okuyorum. biz dürüst devleti savunarak geldik.' Rüş- vetsiz ış göremiyorum" döne- mınden böyle birtakım fısıltıla- nn cereyan etmediği bir döne- me geldik. Zaten kim rüşvet ve- riyorsa alan kadar sorumludur. Herkes açık yollarla giderek hakkını arama imkanına sahıp- ken, eğer rüşvet vererek işini gördürme adetini muhafaza ediyorsa. kime veriyorsa, yaka- ladığımızda vereni de alanı da yakmazsak namerdiz. Devlet imkanlannı eşe. dosta dağıtma dönemi ortadan kalktı. Varsa böyle birşey, varsa nüfuzunu kullananı getirsin." Demirel, ekonomi ile ilgili okırak özejlikie "KİT'ieri sata- madılar" gibi eleştirelere dıkkat çekerek. bunlan "ucuz laf * ola- rak nileledi. KİT'ler hemen pa- zara çıkanp haraç-mezat sat- manın mümkün olmadığını be- lirten Demirel, "radikal tedbir alamıyorlar, cesaretleri yok" eleştirilerini ortaya atanlara da " nedir radikal tedbir?Gelin siz söyleyin" diye seslendi. İZMİR(Cumhuriyet Ege Bü- rosu) ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Başbakan Sü- leyman DemırePin I Kasım ye- rel seçimlerinde yenik düşeceği- ni keşfettiğini belirterek "Bizim boş vaatler vermeye niyetımiz yok. Ağzımızı bozmaya niyeti- miz yok. Başbakan bizi. size şi- kayet ediyor, onu mazur gö- rüyorum. Başına geleceği keş- felli. atcşi başına vurdu. Siz onun kusuruna bakmayın"- dedi. Üç gündür İzmir'de seçim bölgelerini dolaşan ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz, dün de Çiğli seçim bölgesinde parti- sine destek istedi. Çiğli'nin Maltepe semtinde yaya dolaşa- rak esnafla görüşen Yılmaz, burada yapüğı konuşmada, "Siz 1 Kasım seçimlerinde adayımız Galip Özdemiri se- çerseniz, 1993 yılında ben Baş- bakanım" dedi. Gazetecılenn görüşme iste- ğini geri çeviren Yılmaz'ın ze- likle Cumhurbaşkanı Özal'la il- gili sorulardan rahatsızlık duy- duğu belirtildi. Adalet Komisyonu'ndaki DYP ve SHP'li üyelerayn önergelerverdi CMUKkomisyondangeçti, anlaşmazlıksürüyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Koalisyon ortaklan ara- sında sorun olan Ceza Muha- kemeleri Usulü Kanunu. SHP vc DYP arasındaki görüş ayn- lıklan tamamen ortadan kaldı- nlmadan, TBMM adalet ko- misyonunda dün yeniden kabul edildi. DGM-'lerin görev alanı diiraltılırken. DGM kapsamın- dakı suçlann CMUK ile getin- lcn yeni düzenlemelerden ya- rarlanamaması kabul edildi. Cumhurbaşkanı Özaİ'ın da- ha önce veto ettıği CMUK. TBMM Adalet Komisyonu'- nda görüşülürken. ilk 28 mad- dc tanışmasız geçti ancak. 29. maddcdc koalisyon ortaklan arasındaki görüş aynlıklan or- lava çıktı. DYPlilerin önerge- lcn ANAP ve RP'lilerın deste- ğiyle benimsenirken. SHP'lile- rin. DGM kapsamına giren suçlarda da 15 günlük gözaltı sürcsi uvgulanması ve gözaltı- nın dcvamının hakim karanna bırakılması isteği reddedildi. Komisyonda kabul edilen öngcrgclerilc DGM'nin yalnız- ca. şiddet ve tcrörle ilgili suçlar ile olağanüstü hal bölgesinde, olağanüstü hal ilanına neden olan suçlara bakması öngörül- dü. Toplu silah ve uyuşturucu kaçakcılığı DGMnın görev alanında bırakılırken. kaçakçı- lığın men ve takibi yasası. top- lantı ve gösteriler. bildın dağıt- ma gibi suçlar DGM kapsa- mından çıkanldı. Komisyonda tartışma. yasa ile getirilen gözaltı sürelerinin kısaltilması ve sorguda avukat bulundurulması ile ilgili düzen- lemeden hangı suçlann yarar- landınlmayacağı konusunda 30. madde olarak verilen öner- ge üzerinde çıktı. DYP'lilerin verdiği önergeyi baa ANAP"- lılar ile RP'liler dc imzaladı. SHP'liler ise. yasanın uvgulan- mayacağı suçlar için öngörülen 15-30 günlük gözaltı süresınde, gözaltı süresinin uzatılmasının hakim karanna bırakılması yo- lunda önerge verdilcr. DYPIiler önergelerinde; gö- zaltı indirimi. avukat bulundur- ma. işkence ile ifade alınması- nın yasaklanması. avukatlann sanıkla ilgili evraklan inceleye- bilmesı. baronun avukat tayin edebilmesi. hukuka aykın delil- lerin dikkate ajınmaması gibi yasa ile getirilen haklann uygu- lanmaması istediler. DYP'lilerin önergeleri kabul edilirken. SHP'hlenn önergesi isebenimsenmedi. İşkeııceye kayıtsızhk, clestekleıııektii" -2- önemli olan ilk prensip, iş- kence kurbanlanna tanı ve te- davi yöntemlerini uygularken onlardaki "işkencenin kötü anılan"nı uyandırmaktan sa- kınmakür. Gündelik hayatta ya da hastanede normal olarak yapılan işlemler "işkence kur- banlan" için onlan yaralayıa hapishane anılannın ya da uy- gulanan cezalann kötü izlerini uyandırabilir. Basit bir kan ör- neği almak. hiç kimse için önemli oimadığı halde, "işken- ce kurbanı"nın aklına hemen kendısinin. arkadaşlannın ya da diğer hapishanede yatanla- nn acı veren yaralanmalannı çağnştırabilir. Bir EKG çek- mek için göğse konan elektrot- lar, kurbanın işkence sırasında uğradığı elektrik şpkunu ona şiddetle duyurabilir. Sakınılması gereken başka pek çok şey vardır: Küçük oda- lar ya da asansör, "İşkence Kurbanf'na aylarca tecrit edil- diği küçük bir hücreyi anımsa- tır. Kapah kapılar, parlak ışık- lar, jinekolojik muayeneler. çıplakbk ya da soyunma. bir yüzme havuzunda fızik tedavi- si. basıt enjeksiyonlar gibi bir çok "normal durum", ""işkence kurbanı" için anksiete-kaygı ya da elinde olmayan korkulann nedenleri olabilir. Danimarka-Kopenhag'da bulunan "İşkence Kurbanlan- İnsanlığın yüz karasına uzanan beyaz eller ERDAL ATABEK • "Tıp meslekleri" bütün dünyaya sesleniyor: "İşkenceyi Durdurun". İşkenceyi durdurun, işkenceyi mahkum edin, işkencecileri bulun ve cezalandmn, işkenceyi doğrudan ya da dolaylı yoldan desteklemeyin... nın Rehabilitasyonu ve Araştır- ma Merkezi"nin medikal di- rektörü Dr. İnge Genefke, "Dünya Tıp Birliği Dergisi"ne yazdığı "İşkence Kurbanlan- nın Rehabilitasyonu" adını ta- şıyan yazısında bunlan açıkL- yor. Bu konuda dünyanın her yanında yaşanan acı olaylann insanlann sonraki hayatlannı, sağhklannı nasıl etkilediğini be- lirten çok sayıda örnek var. "İşkence kurbanlan", uğra- dıklan işkence türlerine göre bedensel sakatlıklara uğruyor- lar; kollar. bacaklar, göğüs, ka- fatası değişik türde yaralanma- lara uğruyor. iç organlan zede- leniyor. beyin. kalp, karaciğer, böbrekler, akciğerler, cinsel or- ganlar çeşitli zedelenmelere uğ- ruyor, bu yaralanmalann, ze- delenmelerin bir bölümü kalıa sakatlıklar olarak kişinin son- raki hayatını karartmaya yeter- li. İşkencenin acı sonuçlan el- bette bu kadar değil. Aşağılan- malar, korkular, suçlanmalar, tecritler. her türlü yaşam bağla- nndan kopanlma. geleceğe gü- vensizlik öylesine ruh sağlığını bozucu etkiler yapıyor ki. "iş- kence kurbanlan" olaylann üs- tünden aylar, yıllar geçtikten sonra bile ruh sağlıklarına ka- vuşamıyor. «Yaşadıklan kara- basanlar sonraki hayatlannda da yakalannı bırakniıyor. Uy- kulan bozuluyor, güçlükle uyu- duklan zamaniarda da karaba- sanlar, bunahmlar, ter içinde bağırarak uyanmalar görülü- yor. Yeniden günlük havata dönmekte ciddi uyumsuzl Alar yaşıyorlar. Hayatla ilgili bek- lentileri yitip gitm'ş, yaşama se- vinçleri yok olmuş, geleceğe umutlan yaşanan işkenceler arasında kararmış insanlar, sonraki hayatlanna anlam ka- zandırmakta çok güçlük çeki- yorlar. Çevre ilişkileri ölçüde bozuluyor. Çevrelerinde yaşanan hayatı anlamlandır- makta güçlük çekiyorlar. Çev- relerinde sürüp giden hayat artık onlan ilgilendirmiyor, on- lan ilgilendiren duygulara ise çevrelen ortak olmuyor." Dr înge Genefke, yazısında: "İkinci prensip, İşkence kur- banlan'nın tedavisinde ruhsal ve fıziksel sakatlıklann eşza- manlı tedavi edilmesidir" diye- rek bu gerçeğin önemini vurgu- luyor. "Önce bir bölümünü. sonra öbür bölümünü' değil. bütün sakatlıklann tedavisi ay- hı zamanda yapılmalı. Sadece fıziksel sakatbklann tedavisini yapmaya calışmak yeterli değil. fıziksel ve ruhsal tedavileri bir- likte yürütmek gerekiyor, çün- kü insan bir bütün. Onu kendi bütünlüğü içinde ele almak, bo- zulan butünlüğünü yeniden onarmak gerekiyor." "Üçüncü prensip, 'işkence kurbanlan'nm ailesioi, yakınla- nnı ve çocuklannı da kapsayan bir tedavi programını uygula- maktır". İşkence çoğu kez sade- ce 'kurban'a yapılmıyor. Ailesi de ya işkence görüyor ya da "kurban'ın çektiklerine ortak oluyor. Çocuklar ya işkence gö- rüyorlar ya da aileleri dağıldığı için başkalannın yanında kalı- yorlar ve hep şu soruyu soru- yorlar: "Babam ya da anneme ne oldu? Onlar, neden birdenbi- re kayboldular?" Ailenin de iş- kence kurbanıyla birlikte tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü. iş- kence tek kişiye de yapılsa bü- tün aile birlikte sakatlanıyor. Bütün bunlar hepimizin gö- zünü açmaya >etecek mi, bilmi- yorum. İşkenceye "insanük su- çudur" demek yetmiyor. İşken- ce. bütün karşı çıkmalann ya- nında dünyada sürüp gidiyor. "Sempozyum" burada bütün bunlan tartışırken bile. dün- yanın çeşitli yerlerinde işkence olaylannın yaşanıyor olması büyük bir trajedi. Bu sempozyumla birlikte "tıp meslekleri" bütün dünyaya sesleniyor: "İşkenceyi Durdu- run". işkenceyi durdurun, iş- kenceyi mahkum edin, işkence- cileri bulun ve cezalandınn, iş- kenceyi doğrudan ya da dolaylı yoldan desteklemeyin... Duyan var mı? Duyan var ,9 SURECEK mı.'... İnönö, ODTÜ'de Türk Sosyal Bilimler Derneği'nin düzenledi- ği, "3. Sosyal Bilimler Kongresi'nde" bir konuşma yapti.(AA) İnönü temelattı, anahtar dağıttı: Sosyaldevlet ı gorevınıyapacaK• İnönü, "Sosyal devletin görevleri hep olacaktır. İnsanlar, bunun için devlet kuruyorlar. Yoksa, in- sanlar cumhurbaşkanı olsun. o zaman o fıkirlerini söylesin diye değü" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - Devlet Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Erdal İnö- nü, vatandaşlardan akıllannı kanştıran fikirlere aldırmama- lannı isteyerek. "Aklınızı ka- nştıran fikirler, sadece eğlence olarak söyleniyor. böyle telak- ki edin. Demokrasimizin eğ- lencesidir bunlar" dedi. Sosyal devlet anlayışının baa çevrele- rin iddialannın tersıne insanlar yaşadıkça varolacağmı savu- nan İnönü, "Sosyal devletin görevlen hep olacaktır. İnsan- lar, bunun için devlet kuruyor- lar. Yoksa, insanlar cumhur- başkanı olsun. o zaman o fıkir- lerini söylesin diye değil" görü- şünü dile getirdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İnönü. Bayındırlık Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdür- lüğü'nce Sincan'da gecekondu önleme bölgesinde yaptınlan 8 bin.^19 konutluk 90 adet koo- peratif inşaatının temel atma töreni ile Fatih Mahallesinde yaptınlan 100 konutun anah- tar teslimi törenine katıldı. Bayındırbk ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın da katıldığı törende konuşan İnö- nü, aslında buranın adının ge- cekondu önleme bölgesi değil, vatandaşlan ev sahibi yapma bölgesi olması gerektiğini söy- ledi. "Çünkü biz önleyen bir hükümet değihz. Biz tersine, yeni gelişmelere yol açan. yeni şeyler yapan, yeni eserler mey- dana getiren, çiftçimize, me- murumuza, emeklimize. işçi- mize daha iyi hayat şartlan şağlayan bir iktidanz" diye İnönü, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Belki biliyonunuz, bir ta- kım fikirler ortaya atılıyor za- man zaman. Diyorlar ki, dev- let böyle şeylere kanşmaz, so?-; yal devlet fıkri artık ortadan kalktı. Bunlann hepsi hikave, hepsi masal. İnsanlar yaşadık- ça. devletleri olacaktır ve dev- letlenn sosyal görevleri ola- caktır. İnsanlar, devleti bunun için kuruyorlar Sadece insan- lar cumhurbaşkanı olsun, o za- man o fıkirlerini söylesin diye değil. Devlet kurulsun, o dev- let insanlara yardım etsin, be- raber daha iyi yaşayalım. tek başımıza yapamayacağımız şeyleri devletle beraber ya- pahm ve yine de özgürlüğü-' müzü koruyalım diye devlet kuruyorlar. Sosyal devlet gö- revıru yapıyor. Hep böyle ola- cak merak etmeyin. Aklınızı kanştıran fikirler sadece eğlen- ce olarak söyleniyor, böyle te- lakki edin. Demokrasimizin eğlencesidir bunlar." TÜGİAD'AGÖRE Koalisyonlar gelişmeyi önlüyor İç Politika Servisi - Türkiye Genç İşadamlan Derneği (TÜGİAD)'a göre çoğunluğa dayalı tek parti hükümetleri dönemi. koalisyon dönemleri- ne göre Türkiye'nin ekonomik kalkınma sürecinde daha etkin rol oynuyor. Suzan Artamel, Doç. Dr. Ruhi Gürdal. Taylan Kovanlı- kaya ve Doç. Dr. Sahavet Gür- dal tarafindan hazırlanan "Türk Ekonomisinin Gelişme Sürecinde Parlamentonun Ko- numu" adh raporda Türkiye'- de sivasi istikrar sıralamasında 1950^1959 döneminin en iyi dönem olduğu belirtildi.Eko- nomik gelişme sürecinde ço- ğunluğa dayalı tek parti hü- kümetlerinin koalisyon hükü- metlerine göre bazı ekonomik göstergeler açısından daha ba- şanlı olduklan vurgulandı. Raporda aynca 1950-1990 arasında kurulan hükümetlerin tek parti hükümetleri ve koa- lisyon hükümetleri olarak aynldığı kaydedildi. 1950- 1960. 1966-1970 ve 1983-1990 dönemlerinde çoğunluğa da- yalı tek parti hükümetlerinin, 1961-1965 ve 1971-1980 yıllan arasında da koalisyon hükü- metlerinin görev yaptığı ha- tırlatıldı. 1980-1983 Danışma Meclisi dönemi ise analizlere dahil edilmedi. Koah'syon hü- kümetleri döneminde GSMH* reel artış hızının 5.11 obnasına karşın, çoğunluğa dayalı tek parti döneminde bu oranın yüzda 6.30'a ulaştığı belirtilen TÜGİAD raporunda şu gö- rüşlere yer verildi: Ortalama enflasyon koalisyon dönemle- rinde yüzde 25.35, diğerinde ise yüzde20.79 obnuştur Bütce açıİclannın GSMH'ya oranı koalisyonda yüzde 1.49 olur- ken diğerinde yüzde 1.55. cari ışlemler açığının GSMH'ya oranı ise koalisyon dönemle- rinde ortalama yüzde 2.70, di- ğerinde ise 1.61 olarak gerçek- leşmiştir. Görüldüğü gibi koa- lisyon dönemlerinde diğer dö- nemlere oranla sadece bütçe açıklannm GSMH'ya oranın- da başanlı olunmuştur. DYP^lîleratamalar yüzündenkapışü ANKARA (Cumhuriyet Bü- davet ettiler. Ancak, Tanır'ın rosu) - DYP'lilerin atamalara müdahaleleri bakan ile rnillet- vekilleri ve partililerin, TBMM kulisinde sert tartış- malanna neden oldu. Orman Bakanı Vefa Tanır'ın, İçel Or- man Başmüdürünün görevden almmasını isteyen DYP İçel Milletvekili Fevzi Ancı ve ve partililerle tartışması güçlükle önlenebildı. Tanır ile milletve- killeri arasında tartışmaya ne- den olan olaya Başbakan Sü- leyman Demirel el koydu. _ İçel Orman Başmüdürü Ömer Akbaba'nın görevden alınmasını isteyen bu amaçla imza topiayan DYP İçel millet- vekili Fevzi Anct, Içelli bir grup partiliyle birlikte dün TBMM'ye geldi. Anci ve par- tililer DYP grubu sürerken partili Orman Bakanı Tanır'ı konuyu görüşmek için kıılıse iletmesine karşın öteki DYP içel milletvekilleri Ahmet Bil- yeli, Asım Kaleli ve Ali Su ola- ya kanşmayarak görüşmeye gelmediler. Arıcı ve partililer kuliste, Tanır'a, uzun süredir aralannda sorun olan başmü- dür Akbaba'nın görevden alınması isteğini yinelediler. Ancak, Tanır'ın bu isteğe yeni- den olumsuz görüş belirtmesi üzerine konuşmalar tartışma- ya dönüştü. Ancı ve partilile- rin bağınp çağırmalan üzerine Tanır da sesini yükselterek karşıbk verdi. Ancı'nın "Sizi başbakana şikayet edeceğim" demesi üzerine Tanır, "Ben o adamı görevden almıyorum. Siz gıdın şikayet edin, Başba- kan beni görevden alsın" diye konuştu.Ana, başmüdür gö- revden alınmazsa meclise gel- meyeceğini açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear