25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AYFA CUMHURİYET 22 EKIM1992 PERŞEMBE L2 DIZIYAZI Honorede Balzac,biryandançapkınlıkyapar,biryandanyemeyiihmaletmez Kaleıııidekuvvetli,boğazıda— 3 - Salonlarda, kahvelerde, bırahane- lerde kümeleşen edebıyatçılar, aydın- lar. 1823 yıhndan sonra Cnacle'krde buluşmaya başlar Edebıyat dostluk- lannm pek yaygm olduğu bir çağdır bu Sanatçılann "La Boheme Galan- te" adı venkn yüce gonullü bir yaşam- lan vardır Senakl, bir şaınn çevresmde oluşan bir kapah kutu toplantısıdır îlk Se- nakl Muse Française dergısının çevre- smde oluşmuştur Dergıyı Emıle, Antony ve de Deschamps Kardeşler yöneuyordur Yanı en başia gelen ad- larbunlardır Dördüdesevılenşaırler- dendır Dergıye Bnfaut ve Baour-Lor- mıan gıbı kazan dıbı klasık yazarlar da yazıyordur Aralık arahk Hugo ı\e Alfreû Ue Vıgnv de bir şeyler karalı- yordur Çokluk Ja Deschamps'lann evınde loplanıyordur Arsenal geceieri 1824 te Charles Nodıer, Arsenal Kı- laplığı'nm mudurluğune geunhr Muse Francaıseın yayını da sona er- mıştır Nodıer. kıtaplığın bir salonunu edebıyatçılara açar Eşı ve kın da ge- lenler arasında on ahr Arsenal gecele- n. 10 yıl boyunca, romanlık yazarla- nn özellıkle de gençlığın bir randevu yendurumundadır Şaırler. ressamlar, edebıvatseverler, yabanalaroradabu- Senakl ınce edebıyat ardından koşan- lann saldmsına da uğrar 1829 tem- muzunda Hugo burada, yaru kendı evmde, Manon Delorme'u ılk kez gün ışığına çıkarmışür Ondan sekız gün sonra Vıgny de Othellosu'nu okumak ıçın tüm genç ozanlan çağırmıştır 30 Eylül I829'da da Mernanı burda 60 kışımn onünde okunmuştur Ne kı, bu Senakl da 1830'dan sonra tümluk orladan kalkacakur Çünku sanatçılar arasında sen-ben kavgası başlamıştır Hugo, Vıgny, Samte-Beu- ve boyuna kapışıyorlardır Musset ıse alaylannı onlardan hıç eksık tutmu- yordur Son bir Senakl Doyonn Sokağı'nda açılmıştır Ama bu yıne kapah kutu- dur Thophıle Gautıer ıle Grard de Nerval başı çekıyordur Ve de "Sanat sanat ıçındır" bayragvnı taşıyorlardır Restorasyon çağında (1815-1830) Mme De Tracy, Mme Cabarus. Mme Ancelot ve Etıenne Delcluze'un salon- lan herkese açıkür En çok da Dek- luse'ün salonu kalabalıklaşırdı Bura- larda ak sık boy gösteren de "Edebı- yat Baronu" dıye anılan Stendhal'dı şup kalkar I831 yıhnda, Pans'e gehp konan Prenses Belgıojoso'nun evıne de da- danmıştır sanatçılar Buranın kapısmı aşmdıranlar arasında, özellıkle Alfred dc Musset ıle Vıctor Cousın vardır Bahçe içindekikonak Kont ve Kontes Apponyı de, Saınt- Domınıque Sokağı'nda, Eckmuhl adlı konakta, butun Pans'ı kucaklar Bah- çe ıçındekı konak 1826 ıle 1849 yıllan arasında bırçok edebıyatçıyı bağnna basmıştır Balzac orada süzum suzum suzulduğu gıbı Rossını ve Meyerbeer gıbı munkçüer de eksık değudır Bu yıllarda, once Saınt-Georges So- kağı'nda oturan sonra da LafFıtte So- kağı'na kanat geren Mme Gırardm'ın evı de sanatçılann bır yuvasıdır Bal- zac'ın burnunu soktuğu salonlardan bın de Antılle'h gûzel bır melezın, Mme Merlm'ın evıdır 1832'debakan, 1836'da da başbakan olan avukat ve tanhçı Thıers de orarun palamandır Imparatorun, sonra da kralın ressa- mı olan Baron Grard'ın, Saınt-Ger- maın-Des-Prs'dekı dort odalı evı de çarşambalan tûm sanatçılara açıkür PARİS'İM GİZLİ YAŞAMI SALÂH BİRSEL Balzac'm pısüğı herkesçe onaylan- mış bır gerçektır Vıgny'nın çızdığı ponrede de Balzac, "Çok pıs" damga- sını yer Yalnız, Balzac'ın beyaz bır hırkası vardır. onu çok temız tutar Yaa yazarken mürekkep damlatma- maya pek dıkkat eder Balzac salonlarda çapkınlık ışlenne de el atmayı savsaklamaz Ne kı. asıl derdı boğanvladır Bır gün Vry'lenn şolenmde 100 Ostende ıstındyesı. ıkı tam kotlet, bır ordek. bır keklık, bır dılbalıjh yemıştır Bu arada bır süru şarap da dıkmış. bır surü meze de atış- B>alzac'ınpisliği herkesçe onaylanmış bir gerçektir. Vigny'nin çizdığı portrede de Balzac, "Çok pis" damgasını yer. Yalnız, Balzac'ın beyazbir hırkası vardır, onu çok temiztutar. Yazı yazarken mürekkep damlatmamaya pek dikkat eder. Balzac salonlarda çapkınlık işlerinedeel atmayı savsaklamaz. luşuyorlar. tartışıyorlar ve dans edı- vorlardır Musset. Senakl"ın şımarık çocuğu- dur Sevımh prensıdır Ne kı bu bıra- raya gelışler Fransız edebıyatı üzenn- dc bır kıvılcım uyandırmamışür İmıdı azızımız, haber gelmışür kı gerçck romantık Senakl, Vıctor Hugo'nun kınmızı salonudur, Notre- Dame-Des-Champs Sokağı'ndakı ev- dc. 1827 yılı romanüzmmın doktnnı atılmıştır ortaya Hugo'nun yazdığı CromweU'ın önsûzundekı ılkelerdır bunlar O çağda. bırçok büdınde de yer almışiır Saınte-Beuve. Alfred de Vıgny, Alfred de Musset, Alexandre Dumas. Honor de Balzac. ressamlar- dan Davıd ve de Delacroıx burdan hıç aynlmıyorlardır Burası kapah kutu da değıldır Her şaır, her hayran hoş- geldınlc karşılanır Senaklsaldınya uğruyor Yenı vapnlann okunduğu gunler Rcamıer'nın salonundakı tüm edebı- yatçılan, kıbarkın ve de ağa dort koşe dolaşanlan kendı salonuna çekmıştır Gelenlerarasında Hugo'nun Françoıs ve Charles adında ıkı oğlu, tenor Gu- eymard, fızıkçı Babınet, \lfred de Vıgny. Saınte-Beu\e. Prosper Mnme sayılabılır Başrol de madamın sevgıh- sı Vıctor Cousm dedır I846'da Gustave Flaubert de duşer buraya Düşer duşmez de ev sahıbesı- ne vurulur Ne kı Mme Colet. Flau- bert le aşk oyunlanna gırdıkten sonra, Vıctor Cousın le de ılışkısıru kesme- mıştır Cousın daha çok gundüzlen gehyordur \ma bu ıkılı durum Alp- honse Karr m Mme Colet ıçın tuzlu, bıberh bır şur yazmasına yol açar Bu da Alphonse Karr ın paltosunun Mme Colet tarafından bıçaklanma- sıyla sonuçlanır Ne kı bu olav, da M Balzac bir gûn VryTerin şöleninde 100Ostende istiridvesi, iki tam kotlet, bir ördek. bir keklik, bir dilbaltğı yemtştir Bu arada bir sürü şarap da dikmiş, meze de attştırmıştır. L'stüne de bir düzine do> onn armuduna selam çakmıştır. Prosper Mnme ıle yergıcı P L Couner ondan gen kalmazdı Ne kı Stendhal'- ın buralardan pek çıkmamasının bır nederu de vardır lngılız dergılenne ımzalı, ımzasız yazdıklan ıçın haber ve bılgı topluyordur Oysa onun, daha oncekı günlerde bu gıbı yerlere yuz verdığı pek saptanmamıştır 1814 yı- hnda Stendhal polıs gozuyle şoyle be- umlenır - 31 yaşında, ın kıyım bır genç Sa- lonlara sık sık gıtmez Opera-Bouffe - un tek oyununu kaçırma7 Akşamlan ya orda ya da Comedte Française'dedır Boyuna bır tıyatro oyuncusuyla dü- Ey gözüm ışığı okurlanm, Mnme, De- lacrou, Ary Scheffer. Balzac, felsefecı Vıctor Cousm de buranm çıçeklendır Hamehn'm. Blanche Sokağı ndakı evıyle. Bagratıon Kontesı'nın Saınt- Honor mahallesındekı evınde de rol keserdı edebıyatçılar O yıllarda Ecotaıs Konlesı, Lordat Markızj. Lostanges K.ontesı, Vıneu Vıkontesı ıle Mme James'ın evlen de Pans kentsoylulannın ve de edebıyat- çılannın uğrak yerlendır Ne var. Bal- zac. pıslığı yuzünden buralarda pek güleryuzle karşılanmazdı urmıştır Üstunede bır duzine do>oon armuduna selam çakmıştır Şu var kı o. sadece toplantılarda obur kesılıyor- dur Kendı evındeyken perhıze yatı- yordur Balzac. 1832 yılında Mme Rcamıer'nın Abbaye-aux-Boıs dakı evınde de gorunur Orda Tdsımlı Deriyı okumuştur Madame Cotefıün evi 1840 yillanna doğru Svres Sokağı n- dakı Mme Louıse Colet'nın evn de Pans'ın gızlı yaşamı ıçınde yer ahr Ufukta batmakta olan Tannça Mme .adame Colet, Flaubert'le aşk oyunlanna girdikten sonra, Victor Cousin'le de ilişkisini kesmemiştir. Cousin daha çok gündüzleri geüyordur. Ama buikilidurum Alphonse Karr'm Mme Colet içintuzlu, biberli bir şiiryazmasına yol açar. Bu da Karr'ın paltosunun Mme Colet tarafından bıçaklanmasıyla sonuçlanır. Mme Colet'nın, Fransız thülalı onder- lennden Marat'yı banyosunda bıçak- layan Charlotte Corday adnla anıl- masını yaygınlaştıracaktır Eyyolcu burada... Mme Colet ölduğu zaman. kendısı ıçm yaalan o alaysamah yazıtta da bu olaym unutulmadığı gorûlür -Burada Vıctor Cousın'ı lekeleyen, Mussel yı maskaraya çevıren, Flau- bert'ı kuçuk duşüren, Alphonse Karr'ı da oldurmeye yeltenen Mme Colet ya- tı>or Musset'nın Mme Colet ıle tanışması da 1852 \ıhna rastlar O da Flaubert gıbı. ^ıpşak e\ !>ahıbesınevurulmuştur Gelgelehm, Madam Bo>ary >azannın görduğu karşılığı bulamaz 1855 yılın- dan sonra burava Barbey d'Aurevılly de gelmeye başlar Leconte de Lısle de arahk arahk uğruyordur StRECEK 2. DünyaSavaşıyıüarmdavergimevzuatı VERGI REFORMLARI Prof. Dr. SALİH ŞANVER __ 4 _ "1925-1926 şıllan malı tanhımızm \c vcrgı polıtıkamızındönüm noktala- rından bındır Aşar kaldınldı (Ekh- \orum. jşann kaldınlması Cumhun- \ct doncmının en hayırlı vc en buyuk \crgı retormudur) Dogan boşluğun kaldınlması Arazı sergısmm sekız m^lmc ıblağı Temeıtü vergısını ıslah cınıck \c bu sureile bu vergıyı daha adıl \c \ cnmlı halc sokmak zaruretı de hisscdılmıştır Ana prensıp. temettü \ergiMnın tamamen aksme olarak "bı- lumıım kazançlan tckhfe tabı tutmak \c bu kaz^vnçlan azamı şekılde ashabı- IU so\letmck ve ancak mumkun ol- madığı ahvalde kanneye muracaat elmck' Bılumum tıcaret sanayı ve scrnest meslek erbabı beyanname usu- lu\Ic \c hakıkı kazançlan üzennden \crgılcndırılmck ıstenmıştır ve 1927 scncsındc (ckhjorum. genye) değışık- hklcr arzucdılen netıcenm ıstıhsal edı- lemedığınc kanaat getıren hukumet 1^1 >ıh ycnı bır kazanç vergısı proje- M Nıhavct 1934senesındekanunıyet kcsbcimiîjlıı Kanunun en karakte- rısiık hıiMvctı bcyannamcye tabı mû- V. cl'ıetlcrı gcnış ölçude azaltmış olması. (»Ahvorum, bır adım daha genye) nc'ı sc\ıı W5 >ıh kanncesasma müste- mı bır nevı mukcllefıyet ıhtas eden " \sgan mukcllcfoet' İcanunu kazanç 1 cruiM kanunu bu buyuk esas vergı- ı.kn bcklencn netıccyı \ermcmıştır bı ısuhkaklan olan fevkalade mahıyet- te bır "Buhran vergısı" Sonra "Muvazene vergjsı" Daha sonra "Hava kuvvetlenne yardım vergısı" ıhdas edılmıştır Iktısadı buhran %ergı- sı. 1934 yıhnda kazanç vergısı mükcl- leflenne teşmıl edılmıştır Htzmet ıs- tıhkaklan üzenne bu üç vergı, mevzu- lan aynı, matrah ve tanfe \e tstısna ve muafhklar bakımından bunlann arasında hıçbır ahenk ve tevazün Hesaplanması bıle başhbaşına bır bır ıhtısas ışı olmuştur Teşvık-ı Sanayı Kanunu (1926'da çıkanldı 1942 yıhna kadar yürurlükte odemış Hızmet erbabı dışında kalan bu mükelleflerden ıse (Tıcaret ve sana- vı erbabı, serbest m«lek erbabı, mute- ahhnler vesaıre) ancak 118 mılyon lıra tahsıl edılmıştır Bu sonunculann mıllı gehrdekı hısselen, hızmet erbabı gehr- len yekûnunun en az ıkı mıslı olduğu gozonunde lutulursa, senelerden ben hızmet erbabı aleyhme devam edege- len adaletsızhk butün çıplakhğı ıle ıfa- de edılmış olur (Ücretlıler vasuasız vergıler toplamını yuzde 69*unu öde- mıştır) ıle gayn mütenasıp cezalara çaptınl- ması (Pek çok ülkede) gehr vergısının yanında servet vergısı tatbık olunur Lkıncı Dünya Harbı'nın memleke- tımıze yukledığı buyük mılh savunma masrafknnı karşılamak ve fıyat yuk- sehşlennın bütçelerde doğurdu|u boş- luklan mûmkün mertebe doldurmak maksadıyla muvakkat mahıyette ıh- das edılen vergıler hanande (Toprak Mahsullen Vergısı. Varhk Vergısı gı- Kazanç vergısmde Beyannameh bı) bunye değışıkhğıne gıdılmeksızın. mevcut vasıtalı ve vasıtasız vergılen- mız azamı şekılde zorlanmış ve bu ara- da Kazanç vergısı mukelleflennın vergılenne (dokuz kanunla) ehemmı- yeth zamlar yapılmıştır Eshamh şır- ketlenn vergısı yüzde kırka, bunlann hancınde kalan beyannamehlerde ıse yuzde seksene çıkmıştır Ikıncı Dunya Harbı ıçınde ne fev- kalade kazançlar tekhf altına ahnabıl- mukellef sahasında genış ölçüde vergı kaçınlması vergı hasılatını daraltan esaslı bır amıl olmaktadır Vergı nıs- petı en duşuk olan " şırket" şeklmı tercıh etmek, alım satım ışlennde ara- ya mükellefler koymak kazancın muhım bır kısmmı bunlara aktarmak, ışletmeye dahıl bına vetesısat ve emsa- h gayn menkullen yuksek bedellerle kıralanmış gıbı göstermek, vergı hası- İkinci Dünya Harbi içinde nefevkalade kazançlar tekh'faltına ahnabihniş venede bütçenin ihtiyacı olan varidat sağlanabilmiştir... Anormal zamlar, verginin bünyesinden doğan ve kaçmılması mûmkün olmayan adaletsizk'kleri büsbütün sivriltmiş, iktisadi hayatta dürüst mükettefleri tutunamayacak hale getirmiş, mûmkün olduğu takdirde kanuniyollardan, olmadtğı takdirde hilelişekiüerle kaçakçıhğın geniş ölçüdeçoğalmasuu intaç etmiş ve ashnda akhtlak vergiyekarşı duyulan mukavemet istidaduu büsbütün artttrmıştır. 1943 senesınden ıtıbaren ıdarece çahş- malara başlanmıştır Bıdavetıe ısla- hat, kazanç vergısı ıçınde. bu arada bın ıdare \e dığen Istanbul Tıcaret Odası tarafından hazırlanan ıkı pro- je Mutehassıslardan mürekkep bır heyet Kazanç vergısı ıçınde alınacak palyatıf tedbırle ılmı. ınsıcamlı \e adıl bır vergı sıstemı tesıs edılemeyeceğı \e bu ıtıbarla esaslı bır vergı reformuna luzum ve zaruret olduğu netıcesıne va- nhnıştır Butçe Komısyonu, 1945 >ılı butçe raporunda hukumete aşağıdakı dırek- tıfi vermıştır " Devlelın muhtaç ol- duğu vergılenn vatandaşlar arasında ıktıdarlanvla mütenasıp ve adaletlı bır şekılde dağılmasını hakkıyla başarma- ya ekermeven vergı sıstemımız Ka- nşık, vergı yukünun dağıulmasındakı adaletsızhkler şıddetlenmış, vergı sıs- temımızın, mükelleflennde vatandaş- lık vazıfesı şuuru yukselmış memleket- lenn sıstemlen sevıyesıne çıkanlması. mahyemız ıçın gercekleşıınlmesıne ça- hşılacak bır hedef teşkıl etmektedır 1 ıkıısadı buhranının. \andaiı u?cnndekı mcnfi tesır- lcrını ı/alc vc butçe muvazcnesını ıda- ıi\ cdcbılmck Mevzuu hızmet crba- kaldı) ıle kazanç vergısınden ıstısna edılmış olan sınaı gehr bu vergımn yü- kunun daha zıyade hızmet erbabma tevcccuh etmesı nctıcesını vermıştır Vasıtasızvergı yükü genış mıkyasta bu zumreye yuklenmıştır Vasıtasız ver- gılerımınn sıkkt merkezının Hızmet erbabı ve ışcının omuzknnda olduğu- nu kabul etmek lazım gehr 1947 yılı ıçınde Kazanç, Buhran. Muvazene vc Hava kuvvetlenne yardım vergılcnn- den yapılan lahsılatın yckûnu 381 mıl- yon lıra Bu mıktann 263 mılyon lıra- smı valnız başına hı/mct erbabı latını genış olçude duşüren kanuni kaçakçılık yollandır başlıca K.amın içinde farkülık... Bılfarz 10 000 hra kazancı olan bır luccar sadece tıcaret sahasında bıle çeşıth mukellefiyet şekıllenne gore bırbınn- den çok farkh mıktarlarda vergı odcr Beyannameh ıse 4 000 lıra Gayn safı ırath ıse 1 330 hra Taahhul ışı yapı- yorsa 3 300 lıra vergı v-^ı Bazı formahte haialan yuzünden. mukelleflerın çok agır vc yapılan hala mış ve ne de butçenın ıhtıvacı olan vandat sağlanabilmiştir Anormal zamlar. vergımn bünyesinden doğan ve kaçmılması mumkun olmayan ada- letsızhklen busbuıun sıvnltmış, ıktısa- dı ha>atta durust mukelleften tuluna- mayacak hale getirmiş, mumkun olduğu takdirde kanuni yollardan, ol- madığı takdirde hıleh şekıllerle kaçak- çıhğın genış olçude çoğalmasını ınlaç etmış ve ashnda alelıtlak vergiye karşı duyulan mukavemet ıstıdadını busbu- tün arttırmışıır Daha harbın devamı sırasında elır vergısıne karşı yapılan ıtı- razlann başında. memleketımızde mükellef sevıvesının hesap lutmaya, be> anname vermeye müsaıt bulunma- dığı yolundakı ıddıa gelmektedır Bu- na beyannameh mükellefın. maruf tabınvle esrarşıken (sır vermeven) ol- duğu yolundakı ıddıa da ılave edıl- mekte (eklıyorum 1957 Tıca~ret Ka- nunu değışıklığınde de aynı ıtıraz yer aldı)vebû>uk bır sozsoyleyerek "Ma- lı cngızısyon' tabın ortaya atılmakta- dır elır. Kurumlarve Esnafvergıle- n (nı) kabul eden komısvonumuz. bellı başh vüaycUenmızın tıcaret ve esnaf odalan blanbul ve Ankara baroları ve Etıbba odalan maibuatvedığerte- •jukkul ve muesscselcrın temsılcılennı de dınlcmi!)(tır) StREİEK ANKARA NOTLAM MUSTAFA EKMEKÇt Nerede İnsan Hakları? 'Insan hakları'yla ılgılenmem, bana babamdan kaldı sa- nıyorum Babam, ılçede landarmanın elıne duşenlerı, dayak yemekten kurtanrdı 'Gozaltı' jandarma karaKolu- nunaltkatındaydı Orayaduşenı.'Allahyarattı demezler, doverlerdı Sanıklar bırden çoksa jandarmalar, ellerı acı- masın dıye, sanıkları bırbtrlerıne dovdururler; seyretmeyi yeğlerlerdı Çokkuçuktum altmışyılönceolmah.boylebır dayak sahnesını gordum Daha doğrusu, "Get, gör'' dıye goturduler Sanıklar, yakın koylerden ıkı gençtı Elenseçe- kıyorlarmış gıbı bırbırlennın çevresmde dolanıyorlar, sıra kımdeyse, bın oburune tokatı patlatıyordu1 Bın hafıften vu- ruyor bellı kı arkadaşına kıyamıyordu O zaman, jandar- malar Daha hızlı' dıye uyarıda bulunuyorlardı Tokat seslerı, sılah sesı gıbı patlıyordu Bır ara ağlamaya başta- dım Bırı - Göturün 'Kara Mustafayı buradan' dedı, uzaklaştrdı- lar Babam, Mehmet Usta, ışte böyle dayak yıyenlerı kurta- nrdı Belkı, yakmları başvuranlan, tanıdıkları kurtanrdı. Jandarma onbaşısma gıder - Dovmeyın1 dıye rıcada bulunurdu Itçenın tek ekmekçn sı olduğundan belkı de jandarmalar kırmazlardı Ya, ba- bam da ekmeklerım kesıverırse, dıye korkarlardı belkı de. - Mehmet Usta bızım anamız' demıstı 12Martışkencelerıne 12Eylul ışkencelerme karşı çıkar- ken, hep babamın jandarma dayağından aldığı koylu ço- cuklarını düşunurdum Koskoca bır toplumda bır ktşı ozgurluklerınden yoksunsa, o toplumda ozgurluk yok, de- mektır Şımdı, 1992 yılında Ankara'nın gobeğınde olan bır olayı aktaracağım Bayan Hıkmet Ibış anlatacak Şoyle dı- yor Hıkmet Ibış "Eşım Gursel Ibış, 1985 temmuz ayında askere gıttı, o zaman kızımız Denız 24 gunluk bebektı Askerlığının 15 ayını hıç olaysız, ızın kullanmadan yaptı 15 ayın sonunda, bır teğmenle aralarında bır tartışma geçmış on gün ızın alarak Çorlu'dan Ankara'ya geldı Bu ızınden sonra, as- kerlıkten soğudu Bırkaç kez 'fırar' ettı kaçtı Bırkaç ay Fenerbahçe Orduevı'nde askerlığının son donemını de Kırklarelı nde yaptı Istanbul, Kırklarelı Çorluderken dort yıl ıçınde askerlıgını tamamladı Asken aftan yararlanarak tezkeresını aldı O zamanlar yam askerlık suresınce ben ve kızım kayınvalıdemlerde kaldık Tezkeresını alıp geldt- ğı gün, bır ev bulup (kapıcı daıresı) kendımıze gore bır duzen kurup yaşantımızı sürdurmeye başladık Eşım bır ış buldu Ben de 1987 yılında ışe gırmıştım i Bız eve taşındıktan sonra altı ay geçtı Pohsler, kayınpe-t * derımın evıne gelıp, eşımın kuçuk kardeşını doverek bı- zım evı gostermeye zorlamışlar Bır gece, saat 24 00 sula- rında kaynımı alarak, kapıcı daıresındekı evımıze geldı- ler Eşımı, hıçbır açıklama yapmadan alıp goturduler Ikt gün, hıç gostermeden tuttular Daha sonra Ankara Kapalı Cezaevı ne gonderdıler 15 gun burada kaldı, 2 ay ceza ıçın Haymana Cezaevı'ne sevk ettıler O zaman, kızım De- nız beş yaşındaydı Her pazar gunu kızımla Haymana ya goruşe gıttık ikı ayını bıtırdı, cezaevınden çıktı Gırdığı ış- ten, zorunlu olarak çımıştı Ikı ay boşta gezdı Yenı bır ış daha buldu Bu olayların ustunden bır yıl geçtı Btz Her şey bıttıi' dıye duşunduk yenıden bır duzen kurmaya baş- ladık Bır pazar gunu, geceyarısı saat 24 00'te yıne 2. Şube den sıvıl pohsler geldı eşımı alıp goturduler Ikı gün, yıne Şube de kaldı Ikı gün sonra teleion edıp, kendısını Gulhane Hastanesı nın Psıkıyatrı Bolumu'ne yatırdıkları- nı, burada on gun tutulacağmı bıldırdıler Gulhane de hıç nedensız, açıklama yapılmadan devlet rnakamları ne yaptıklarını bılmeden açıklama yapılması ıstenınce de, azartamalar dovmeye kalkışmalar sonuç alınmayan tar- tışmalar 10 gun de öyle geçtı 'Bu sondur, bır daha bır şey olmayacak, devlet bu kadar ne yaptğını bılmeyen bır devlet olamaz 1 ' dıye duşunduk Kendımızce, butun kotü gunler bıtmıştı Ikı yıl geçtı durumumuz bıraz duzeldı Kızımız okula başladı Bu arada evımızı değıştırdık Kaldığımız ev sağlı- ğımıza çok zarar vermıştı Bende de eşımde de bel ağrıları başlamıştı nemden Yenı evımızde askerlık bıttı, uç yıl geç- tı daha mı bıtmesın'' Bu sure ıçınde ıkı kez ıçerı alındt, ustelık her seferınde hıçbır açıklama yapılmadan 1992 yılının ekım ayının 11 gunu, polısler saat2300'te kayınpedenmın evıne ayakkabılarıyla ızın ıstemeden, kımlık-arama emrı gostermeden, yatak odalarına, mutfa- ğa tuvalete banyoya gırdıler Gırılmedık hıçbır yer bırak- madılar Cocuğun beşığının ıçıne varana dek her yerı aradılar 64 yaşında olan kayınpederım 'Sız nereye gın- yorsunuz kımlığınızı gostenn, arama emrınız var rnP' dı- ye sorar Daha sözu bıtmeden 2 Şube den gelen sayın polıs, babası yaşındakı kayınpederıme - Çok konuşma bır vurursam, yarısı boşa gıder ölur- ^ sun basımabelaolursun adam sanırlar'der Evde bulunan 22 yaşındakı kaynımı alıp Tuzluçayır Ka- rakolu na gotururken, yolda arabaya bıneceklerı sırada 16 yaşındakı kaynım abısını tanımadığı ınsanlarla görunce - Ne oluyor nereye gıdıyorsun'' dıye soracak olur - Şen de bın arabaya puşt' derler Ikısını bırden, Tuzluça- yır Karakolu na goturup gorevde bulunan butun polısler sıradan geçırırter Evımızı soylemeyınce 16 yaşındakı kaynıma - Senı kız yaparız, nerede olduğunu soyleyeceksın' der- ler Gozdağlan, kufurler bını bır para1 Saat 23 30 da 16 yaşındakı kaynım ıkı sıvıl pohs bızım eve geldıler Eşım, kapıyı açar açmaz - Gursel sen mısın'? Hadı gıyın gıdıyoruz1 dedıler Yıne kurulu bır duzen bozuldu, yıne hıçbır açıklama yok Ne olacak bızım halımız 9 " BULMACA 8 SOLDAN SAGA: 1/Şe\hı'nın# , özenu ıçındekı bır eşeğı ko- nu alan unlu mesne- vısı II Telefon sö- zu Bol ve ıyı bıtkı yetıştıren, venmlı 3/ At alıp satan va da yetıştıren kımse Nazı partısınm hu- cum kıtasını sımge- leyen harfler 4/ Şar- kı, turku El ya da yuz hareketlenyle gösterme 5/ Spor yanşmalannda se- Vircılerı coşturan kımse. Hayvanlara vurulan damga 6/ Yuz, çehre "Ya bıster-ı kemhâ- da ya vırânede can ver/Çun bay u — hâke beraber gırecektır" (Zıya Paşa) 7/ Gunev Anadolu'dakı konar-goçer Turkmenler arasıda goç kervanını yoneten genç kıza verılen ad 8/ Dualar Bır nota 9/ Aza Ustun bır yetkınm gucünu sımgele- yen değnek YUKARIDAN AŞAGlYArl/ Buyuk kentlerde gereksız ve yersız çok para harcayan taşralı zengıı 2/ Tehlıke ışaretı Pasıfık yerlılennın çıçekten yaptıkları ko yeye verılen ad 3/ Sert bır ıçkı lstenç. 4/ Kadınlann saçları kıvırmak ıçın kullandıkları boru bıçımmde kuçuk araç. 5/ D nızcılıkte "alt, aşağı" anlamında kullanılan sözcuk. Ince da tel 6/ Kumarda ortaya surulen para Makıne yağı 7/ Mısır plaka ışaretı Gerçek 8/ Unlu bır oyku yazarımmn soyadı Aşık ve bılye ovunlarında kullanılan, ıçı oyulup kurşun akıtı rak ağırlaştınlmış bovah kenıık . Gelır getıren taşınmaz m
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear