14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 16EKİM1992CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Çok SesliBir Toplum MELtH CEVDET ANDAY Demokrasınm çok seslılığı gerektırdığı ko- nusunu yınelemek değıl amaam araa değın- mışkenbırazsurdure>ım Demokrasıde 'çok seslılık"'ten, bızde genellıkle "her kafadan bır ses"' çıkması anlaşılıjor So>lemeye gerek var mı bılmem, her kafadan bır ses çıkması hıç de demokrası anlamına gelmez Çok seslı top- lum, değışık göruşlenn duşuncelenn. onenle- nn orta>a atılabıldığı toplumdur Bunlar bır- bınne taban tabana karşı olabıhr, dahası ol- mahdır Oysa bızım ozgurluk ıçmdekı top- lum umuzda yaşanan hava hıç de boyle değıl sıyasal yaşamımızda ılen surûlen goruşler, duşunceler, onenler üç aşağı beş yukarı bırbı- nnın benzen Öyle ıse nedır bu İcavgalar, bu tartışmalar"' Yanıtı çok kolay 'Madem aynı şeylen soyluyoruz, ben başa geçeyım, ben uy- gulayayım bunlan " Bakın, sayın Denız Bay- kal, SHP'nm Ankara kurultayında, hukumet programı ıle de, koalısyon protokolu ıle de bırlık olduğunu soylemıştı, SHP başkanlığma seçılemevınce, CHP ye ovnadı ve kazandı, de- mek şımdı bu programın ve bu protokolun uygulanması ıçın çalışacak Buna '"çok seslı- lıİc' dıyemeyeceğımız besbellıdır Demokrası gerçekte bızı tekseshlığe getırdı. daha doğru- su, tekseslı bır toplum olduğumuzun ortaya çıkmasına yaradı Hayır, ben bundan değıl, çokseslı muzık- ten Olmadı, polıfonık ' muzık demek ıste- mıyorum, çeşıtlı muzık anlayışlannı bırarada yaşama durumundan soz açmak ıstıyorum Mıchael Jackson un ılk konsen yaklaştıkça (bu konser venlemedı ama) toplumumuzdakı coşkunluk arttıkça arttı Gazete haberlennı okudukça şaşkınlıktan şaşkınlığa duşuyor- dum Bunlardan bın, Mıchael Jackson'a altın tuvalet hazırlandığına ılışkındı Ne tuhaftır, Pavarottı ıçın de, ın kıyım bır adam olduğu ıçın, buyuk ve genış tuvalet yapıldığını oku- muştum Gerçı bu gıbı ıkramlann muzıkse- verhkle ıhntısı yoktur, ama coşkunluğun ne- relere vardığını gostenr gene de Ben Pavarot- tı ıçın yapılan tuvalet hazırlığının yalnızca ola- ğan değıl, doğru da olduğunu duşunmuştum Neden dersenız. bızım kuçük tuvaletlenmıze oturamayan adamın, donuna kaçırması olası ıdı Bır turlu gıremedım konuya 2 Ekım gunlu Mılbyet gazetesındekı başya- asında Sayın Altan Öymen şöyle dıyordu "Ülkemız, bırçok alanda olduğu gıbı, müzık alanında da, buyuk bır çeşıtlılığm, genış anla- mıyla 'çok sesiriığın var olduğu bır ulke Ya- bancı sanatçı olarak Pavarottı'yı dınleyenlen- mız de bol, Suna Kan'ın kemanından Tımur Selçuk'un bestelenne, Muazzez Abacı veya tbrahım Tatlıses'ın 'ses'lenne kadar, genış bır yelpazede, herkes ıstedığını seçebıhyor " Dıkkat edersenız, Sayın Öymen, "çok seslı"' dıye vazmış, bıtıştırmemış bu ıkı sozcuğu, çünku konusu "çokseslıhk" değıl Ben de o duşunceıle, yaamın başlığında "çok' ıle "'ses- lı"yı ayn yazdım Evet, konumuz çok çeşıtlı muzık dınlemekte olduğumuzdur Bunu bır zengınlık sayabılır mıyız9 Kaldığım ko>de gençler, dahası okula baş- lamamış kuçuk çocuklar bıle Mıchael Jack- son'u bılıyor, tanıyorlar Ama Suna Kan'ın adını anan yok Bundan da anlaşılacağına go- re, bız bu çok çeşıtlı muzıklenn tumunu bır- den tatmıyoruz, ıçlennden bınne, ya da ıkısı- ne bağlanıyoruz Kımımız İbrahım Tatlıses e takılmış, kımımız Muazzez Abacı'ya Boylece muzıkseverler, kumelere bolunmuş oluvor, arada bır bırlık yok Ben Mozart derken İcar- şımdakı susuvor, o Mıchael Jackson'dan açtı ıse bu kez ben susuvorum Muzık düşunce- mız. muzık duvgumuz başka başka Dahası var, bu çeşıtlı kumelere bölunmüş ınsanlan- mız, bırbırlennı kuçumsuyorlar, alaya alıyor- lar, "tbrahım Tathses varken. Mozart dırıle- nır mı7 " dıyorlar Çok partılı demokrasıde nasıl vara vara tekseslılîğe vardıksa, çeşıtlı muzılden banndı- nrken de tek çeşıte bağlanmış kaldık Eskıden kolaydı, folklor kaynaklı bır mu- akle, çokseshhğe dayanan bır muzık vardı onumuzde, kavga bu ıkı kume arasında ıdı Buna alaturkayı eklersek uç turlu muzık çıkı- yordu karşımıza ve alaturkaalar alaturka ıçın, folklonk muzık ya da o yolda gelıştınlen muzık ıçın "Bızım ulusal müzığımız budur" dıyenler, gerçekte çokseslı muzık duşkunlennı yermek ıstıyorlardı Bu çatışmayı, bır çozume bağlamak ıse olanaksızdı Araya "mılhvetçı- lık" kanştınldığı ıçın de çokseslı muzığı sev- mek bır suç olup çıkıyordu Bunlardan hangısıdır bıam müzığımız0 Bır gun. Boğazıçı'de bır yemekte ıdık, Na- dır Nadı Beyın de bulunduğu bır oğle yemeğı ıdı bu, folklonk temellı mûzık yapan bır sa- natçı arkadaşımız vardı aramızda Bu arka- daş, "Artık butün uluslar kendı muzıklennı çalıp söylujorlar' deyıverdı Boylece yukan- da sozunu ettığım çatışma. gorunüşte bır ço- zûme bağlanmış oluyordu Herkes kendı mu- zığını çalsın soyiesın1 Iyı ama bu kez de alaturka ıle turku arasın- dakı beğenı aynlığı çozulmemış olarak kalı- yordu Bunlardan hangısını "mıllı" sayacak- tık0 Gorulduğu gıbı muak çeşıtlennı epey ayık- ladık, ehmızde ıkı çeşıt muzık kaldı Turku ıle alaturka Gerçekte bunlar ıkı kutup denlı bır uzaklık ıçınde değıldır Bellı bır uygarhk ıçınde yer al- mış her toplumun ıkı muzığı vardır Folklonk muzık ve uygarhk muzığı Folklonk muzık ne denlı o toplumun oz malı ıse, uygarhk muzığı de oyledır Fatıh Mehmet fstanbul'u aldığında Ana- dolu'nun bır muzığı vardı, fakat bu buyük ve onemb olaydan sonra, Osmanb kendısını yenı bır uygarbk ıçınde buldu Bızans uygarbğı ıdı bu, onun muzığını aldı Şımdı alaturka dedığı- mız muzıktır bu Bız yuz ellı yıldır bır uygarlık değıştırme su- recı yaşıyoruz, 'Aydınlanma'yı, sanayıleşmeyı başarmış bır yenı uygarlığı benımsemek ıstı- yoruz Bunun da bır muzığı var, bızım uygar- hk muağımız Herkes kendı muzığını çalıp soylemekle yetınemez, uluslan bırleştıren uy- garlık muzığıdır Kımhangı çeşıt muzığı beğe- nırse beğensın, sorunun temelı budur Oyle ıse yukanda saydığımız muzık sanatcılannın ad- lan arasından Suna Kan adını ayırmahyız Bı- zım asıl muakçımız odur Ust >anı, gelenek, heves ya da reklamın ya- rattığı salgındır NOT- Melıh Cevdet Anday ıngeçen hafta yayımlanma- sı gereken vazısmı bu hafta yay ımlıyoruz Okurlardan özür dılerız ARADA BIR Doç. Dr. ERCAN EREN Uludağ Universi- tesı İktısadı ve İdarı Bılımler Fakültesi Sosyal Demokrasive Ekonomiye Müdahale...Devletın ekonomı ıçmdekı yerı konusunda sosyal de- mokratlar arasındakı yaklaşım farklılığı bır suredır yoğun olarak tartışılmaktadır Farklılığı bır yere oturtabılmek ıçın ekonomık yonüne ağırlık vererek sosyal demokrasıden ne anladığımızı belırtmek ıstıyoruz Sosyal demokrası, pıya- sa ekonomılerınde ortaya çıkan eşıtlık ve ozgurluk ıkılılığı- nı (bırlıkte olmazlığı) sosyal adaletten hareketle olabılırlılı- ğe donuşturmeye çalışan duşuncedır Pıyasa ekonomıle- rınde var olur Pıyasa ekonomılerı ıçın var olma koşulu olan mulkıyet ve gırışım ozgurluğu, sosyal demokrasınm de on koşuludur Sosyal demokrasıde sosyal adaletten anlaşılan uretımde ortaya çıkan eşıtsızlığın (gırışım ve mulkıyet ozgurluğune karşılık gelır) boluşumde eşıtlığe (özgurluğun kısılması) donuşturulmesıdır Dolayısıyla sosyal demokrat duşunce uretımde tam özgurluğun (gırı- şım ve mulkıyet ozgurluğu) uretımınde eşıtlık yarattıgı ve bunun boluşumde de eşıtsızlığe neden olacağından hare- ketle uretıme müdahale etmeksızın boluşume müdahale ıle (refah devletı eğıtım sağlık ve sosyal yardımlar ışsız- lık sıgortası vd ) eşıtsızlığın azaltılmasını amaçlar Bu açı- dan sosyal demokrası uretımden zıyade boluşumde kamu mudahalesını savunan duşuncedır Hareket noktası üretım değıl boluşumdur Tersı de doğrudur fjretım ıçın ekonomiye mudahalenın sosyal demokrası ıle doğrudan ılgısı yoktur Uretımde ekonomiye mudahalenın dayanak- ları farklıdır Nedır? Uretımde ekonomiye mudahalenın kuramsal dayanak- ları ekonomık ıstıkrar ekonomık buyume ve ekonomık kal- kınma gıbı etmenlerdır Bu etmenlerın ağırlığı devresel olarak one çıkmakta ya da azalmaktadır Uretımde ekono- miye müdahale 1929 bunalımı sonucunda ortaya çıkmış, desteklenmış ve yaygınlık kazanmıştır Bu donemde başta J M Keynes olmak uzere bırkaç ıstısna dışında hemen hemen butun lıberal ıktısatçılar ekonomık ıstıkrar ıçın eko- nomiye müdahale gereklılığını savunmuşlardır Koşullar aynı zamanda ekonomık buyume ve kalktnma (ıthal ıka- mecı sanayıleşme) ıçın uretıme mudahalenın kuramsal temellerını hazırlamıştır Taban fıyatları, yatırımların yon- lendırılmesı, kamu iktısadı teşebbuslerı vs gelışımın so- nuçlarıdır özetle, 1929 bunalımı ve sonrasında ekonomi- ye müdahale yalnız sosyal demokrasıden kaynaklanma- maktadır Lıberal eğılımlı bırçok ıktısatçı da mudahaleye karşı çıkmamışlardır Çunku mudahalenın kalkış noktası ozgurluk-eşıtlık ıkılılığı değıl, ekonomık ıstıkrar ve kalkın- madır 1970 lerden gunumuze gelen çızgıde müdahale tartış- maları durumu tersıne çevırmıştır Gelışmeler unlu ıktısat- çı J R Hıcks ı haklı çıkartmaktadır Hıcks e gore ıktısatta kuramlar yanlış oldukları ıçın geçerlılığını kaybetmezler koşullar değıştığı ıçın gecerlığını kaybederler ' 1970 ler sonrası ekonomiye mudahaleye getırılen eleştırılerın te- melı mudahalenın yanlış kaynak yaratma ve dağılımına neden olduğu bunun ıse iktısadı etkınlığı azaltarak ekono- mık ıstıkrarsızlığı yarattığıdır Butçe açıkları, enflasyon, ış- sızlık gıbı sorunlar iktısadı etkınlığın gerçekleşmemesının sonuçlarıdır Eleştırılerde 1929 bunalımına benzer bır du- rum, tersı açıdan gecerlığını korumaktadır 1929 bunalı- mında ekonomık ıstıkrarı gerçekleştırmek ıçın savunulan mudahaleye 1970 ve sonrasında ekonomık ıstıkrarsızlığa neden olduğu buyume ve Kalkınmayı yavaşlattığı ıçın kar- şı çıkılmaktadır Yanı sorunun adı aynıdır ekonomık ıstık- rar Fark tersı anlamda yaklaşımın değışmesıdır Ekono-' mıye devlet mudahalesının azalması iktısadı etkınlık sağ- layarak, pıyasa koşulları ıçınde ekonomık ıstıkrarı gerçek- leştırebılır 1970 ler ve sonrasında başta sosyal demokrat eğılımlı ıstısatçılar olmak uzere bırçok ıktısatçı uretıme mudahale- nın sonuçları konusunda kuşkularını belırtmektedırler 1930'larda mudahaleyı savunmada bırleşme, şımdı pıya- sa koşullarının butun kurallarıyla yaşama geçırılmesı ge- rektığıne donusmektedır Bır anlamda ıdeolojık ayrımlar olmuştur, sağ-sol ayrımı ortadan kalkmıştır, ıdeolojıler bır- bırıne yaklaşmıştır' gıbı goruşlerın dayanağı oluşmakta- dır Somutta da değışık goruşlerı savunan sıyasal ıktıdar- lar, benzer ıktısat polıtıkaları ızlemektedırler Kısaca, devletın doğrudan gırışımcı ve dolaylı yollardan uretımde yer almasının sosyal demokrası ıle doğrudan ıl- gısı yoktur Sosyal demokrası toplumsal uzlaşma temelın- de sosyal adaletın gerçekleşmesını savunur Herkese eğı- tım ve sağlık sloganıyla odaklaşan refah devletı anlayışını yaşama geçırmeye çalışır Onun ıçın boluşume müdahale edılebıleceğını belırtır Sosyal demokrası açısından uretı- me müdahale asıl değıl, devreseldır Ekonomının devre- sel koşulları neyı gerektırıyorsa o yapılır Uretıme müda- hale ancak konjonktur zorlarsa, ekonomık ıstıkrar açısı- ndan gundeme gelebılır Pıyasa ekonomısı gırışım ve mulkıyet ozgurluğu ıse asıldır DENİZLİ1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No 1992/301 Davacı Şadıye Özçelık vekılı tarafından davalı Recep Ozçelık aiey- hıne mahkememızde açılan boşanma davasının mahkememızde ya pılan açık duruşması sırasında Davalı Recep özçelık'ın adresı zabıta marıfetıyle tespıt edılerae- raesı sebebıyle adına ılanen dava dılekçesı ve meşruatlı davetıyenın teblığıne karar venlmekle ışbu davalımn duruşma gunu olan 13 11 1992 gunu saat 09 00'da bızzat kendısı veya tulacağı bır vekıl le davasını takıp ettırmesı verıne kaın olmak uzere dava dılekçesı ve meşruatlı davetıye ılanen teblığ olunur TARHŞMA Harita, Tapu-Kadastro Sektöründe Sonınlar ve Oneriler Kadastro goren ve hantası yapılan yerlerde. bu hantalann topografik yapıyı ıçermemesı nedenıyle beledıyelerce tekrar aynı yere aıthalıhazırhantalar yapılmakta, kaynak ve teknik ışgucu boşa harcanmaktadır Turkıve de kadastro calışmalan gerçek anlamda 1925 yılındd başlamıştır Ta- şınmaz mallann ıyelık durumlannın ve bunlar ûzenndekı haklar veyükumlulukle- nn saptanmasına ılışkın kadastro hantala- n I 5000 olçeklı makro projelerde kullanı- lan hantalar ıle bolge ve ımar planlanna arthk oluşturan 1 500-1 1000 olçeklı to- pografik kentsel hanta vapımının hemen hemen tamamı cumhunyet donemının urunudur 1 BYKP'de( 1973-1977) kent + koylen kapsayan ve ülkemız yüzolçumunun o /o53 unu oluşturan 430 000 kmHık alana kadastro hızmetlennın goturülmesı öngo- rulmuştur 1 BYKP(1963-1967) - de 20 yıl ıçınde ulke genelındc bu çalışmalann ta- mamınm bıtınlmesı hedeflenmıştır 6 BYKP (1990-1994)'e gore ıse 10 yıl ıçınde kadastro hızmetlen en azından 1 kez ulke genelınde bıtınlmış olacakür Bunun yanı sıra 500 bın km 2 'lık alanda yapılması gere- ken 1 5000 olçeklı hantalar ıle dığer kentsel topografik hantalann tamamlanmış olma- sı da gerekecektır Bu hedefler her 5 yılda bır BYKP'lennde yınelenmıştır Öngorûlen bu hedeflere karşın 1925- 1990 yıllan arasında kadastro çalışmala- nnda'%60,1/5000 hanta üreümınde %80 gerçekleşme sağlanabılmıştır Bu arada AT ulkelennde bu çahşmalann tamamlan- mış olduğunu da belırtelım Dunyadakı ana eğılım. tek nırengı sıste- mı ve pafta bölumlemesıne dayalı ülke genelınde standart-topografik-kadastral hanta üretılmesı ve tum uygulamalarda bu hantalann baz ahnmasıdır Turkıye'dekı hanta ureümının, bu genel eğılımı İcuram- sal olarak benımsemesıne karşın uyşula- mada buyük bır karmaşa ve koordınas- yonsuzluk egemendır Çalışmalann yapıl- dıklan donemlerde kullanılan yontem ve kurallann farkhlıklan yapım yontenu ve kullanılan teknolojıdekı yetersızlıkler üre- ulen hantalann tek bır sıstemde butunleştı- nlmesı ve guncelleştınlmelennı zorlaştır- maktadır Bu arada çeşıtlı kurumlarca aynı yere aıt bırden çok ve eşgudumsuz hanta yapımına devam edılmesı ıle uretılen han- talann çok amaçlı kullanımı hedeflememe- sı sorun olmaya devam etmektedır Makro projelere (GAP arazı toplulaştır- ması, baraj, otovol. altyapı bolge planla- ması vb) altlık oluşturan ulke hantalannın uretımı ve uygulama hantalannın ulke nı- rengı ağı sıstemıne dayalı bılgılennın kulla- nımı uzennde en buyük 'ayıp' olmaya devam etmektedır Bu konuyu AT ulkele- nne anlatmak olanaksızdır Kadastro goren ve hantası yapılan yer- lerde bu hantalann topografik yapıvı ıçer- memesı nedenıyle beledıvelerce tekrar aynı yere aıt halıhazır hantalar yapılmakta kay- nak ve teknik ışgücu boşa harcanmaktadır Arazının halıhazır (topografik) durumu- nu yansıtmayan kadastro hantalan yenne 3402 sayılı Kadastro Yasası nda da belırtı- len (madde 1), standart-topografık- kadaslral hanta üretımı, araç-gereç yeter- sızlığı. ışgucu eksıklığı ve hedefknn süreklı gensınde kalınması korkusu (') yuzünden, Tapu ve Kadastro Genel Mudurluğu'nce ulke genelınde gerçekleştınlememektedır Kadastroda uretımın arttığını gostermek ıçıri 1 /5000 olçeklı hantalann üretılmesı ve kadastral butunlenmesıne ılışkın Buyük Olçekb Hantalann Yapım Yönetmehğı'- nın de hıçbır kural ve yetkı bulunmamak- tadır Bu yondekı çabşmalar TKGM'ce acımasız bır aldatmacaya donusmektedır Ülkemızde kımın nerelerde, ne şekılde kullanılan kaç adet taşınmazının olduğu- nun tespıtı olanaksızdır GAP bolgesınde kıyılanmızda venmlı tanmsal alanlarda ve kentsel bölgelerde arsa stoku. toprak yağ- malanması kımlerce yapılmaktadır 11 Var olan sıstem ıçınde bunun saptanması zor- dur Hangı kurumca hangı olçeklerde ne amaçlar ıçın ve kaç adet hanta ureülmıştır 7 Kaç adet parsel olrnuştur 9 Var olan hanta ve hantaya dayalı bılgıler sureklı guncel- leşünlmekte mıdır bılınmemektedır Tapu sıcılınde açıkbk, ılgılısı dışında bu- lunmamaktadır Arsa alım saümındakı rayıç bedel, tapu kutuklenne yansimamak- ta ve vergı kaybı tnlyonlar duzeyıne ulaş- maktadır Ülkemız adeta yasal olmayan denetım dışı kalabılen rant elde etme cennetıdır (') Bu konularda devreye konulacak toplum- cu projelenn hayata geçınlmesı kamuya aıt taşınmazlann topluma ve kamuoyuna dçıklanması toprağın doğal kaynak olma- sının benımsenmesı. bu konularda yasal ve teknik tedbırlenn alınması ıvedı bır goreve donüşmuştur Çağdaş uygarlık peşındekı ulkemızın ha- nta-tapu-kadastro sektoru ıle ılgılı bugun ve geleceğı kucaklayacak sağlıklı bılgı uretmek, saptamalar yapmak, toprak ıyeb- ğı ve sırur tespıüne ılışkın sorunlan çoz- mekte sahıp olduğu mevcut sıstemı yetersız kalmaktadır Cumhunyet donemınde. hanta, tapu- kadastro sektorune ılışkın çeşıtlı yıllarda reformlar ongorulmuş ancak bunlann hıç- bın yaşama geçınlememışur Sorunlann kokenınde, kurumlararası eşgudum eksıklığının yanı sıra hızmetlen- nın çok amaçlı kullanımını hedefleyen tasarım-planlamvuygulama butünlüğunü ıceren organızasyon eksıklığı yatmaktadır Yeterlı bır bılımsel ve yönetsel tıtızlıkle hazırlanacak harıta-tapu kadastro projesı ve model tasanmının sozden eyleme geçı nlmesı ulkemızın yuzakı olacakür ERDAL KÖKTÜRK Hanta ve Kadastro Yük Mühendısı PENCERE İLAN MARMARA ÜNİVERStTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Ünıversıtemız Eczacılık Fakultesı, Fen Edebıyat Fakültesı, Iktısa dı ve 1dan Bılımler Fakültesı ve Sosyal Bılımler Meslek Yuksekoku lu'nda açık bulunan anabıhm dalları bebrtılen kadrolara 2547 savılı kanunun ılgılı maddelen u>annca doçent, yardımcı doçent ve araş tırma görevhsı alınacaktır 1) Doçent kadrosu daırru statudc olup, atanmak ısteyenlerın öz- geçmışlerını doçentlık belgelerını bılımsel çalışma ve yayınlarını 4 nusha halınde dılekçelerıne ekieyerek rektörluğumuze, 2) Yardımcı doçenthk kadrosuna atanmak ısteyenlenn özgeçmış lerını, doktora belgelenıu, bılımsfl çalışma ve yayınlarını 4 nusha ha lınde sınava gıreceklen vabancı dılı belırten dılekçelerıne ekleyerek (Varsa Yardımcı Doçentlık Yabancı Dıl Basarı Belgesı) ılgılı Fakulte Dekanhklarına 3) Araştırma Görevhsı kadrosuna atanmak ısteyenlerın özgeçmış lerını, bılımsel çalışma ve eserlennı dılekçelerıne ekle>erek ılgılı yuk sekokul mudurluklenne, fakülte dekanlıklanna, ılan tarıhınden ıtıbaren 15 gun ıçınde basvurmaları gerekmektedır tlan olunur ADRESLER M V Eczacılık Fak Hajdarpaşa Kampusu-H»vdarpaşa/IST M U.lklısadı ve İd Bıl. Fak Ressam Namık tsmaıl Sok No 1 Bah- çelıevler M U Fen Edebiyat Fak- Zıverbey Kujubaşı Duragı Kadıkoy/tST. M.L .Sos>al Bılımler Meslek Yuk Ok Soganaga Nor Sok. No: 9/1 Beyazıt/İST M L.Rektorluğu Sultanahmet/tST. ECZACILIK F\KULTESİ ANABİLİM DALI KADRO UNVANI Arastırma Görevhsı Araştırma Görevhsı EDEBtYAT KADRO UNVANI Yardımcı Doçent Araştırma Görevhsı İDARt BtLtMLER ANABtLİM KADRO BOLUMt DALI UNVANI Çalışma Ek ve End tl Çalışma Ekonomısı Yardımcı Doçent Ingılızce Iktısat — Araştırma Görevlısı SOSYAL BtLtMLER MESLEK YLKSEKOKULU BtLİM DALI KADRO UNVANI Muhasebe-Fınansman Doçent NOT Sosyal Bılımler Meslek Yuksekokulu Doçent kadrosuna başvu- c racakların Muhasebe-Fınansman büım dalında, ötekı koşullar yanında % Almanca Dıl Bılgısı ders verebılecek nıtelıkte olanlar tercıh edılecektır Farmasötık Teknolojı Analıtık Kımya FEN ANABtLtM DALI Analıtık Kımya Anorganık Kımya tKTİSADİ VE ADEDİ 1 1 FAKÜLTESt ADEDİ 1 1 FAKÜLTESİ ADEDİ 1 4 ADEDİ 1 S Mıaosaft Windows 3.1 Türkçe!Wındows 3 1 Turkçe 250 $ Network 5 kullanıu 750 S Network 1 kullanıcı 150 S Wındows31TRUpgrade 150 S »CISA BIR SÛRE^. 12 KDV DAHILDIR otta m*d» n«mm ı «MtusTER^utocMc BYINTERFIXAO YAZIÜMOA TURKIYENIN UZMANl 9 (1)338 01 02-346 85 51 OZELBORV SİKİ(İ kl KSl 93. DÖNEM KAYITLARI DEVAM EDİYOR Hafta sonu Haftaıçı veakşam kurslan de\ am edıyor Dershane ( ÜSKtDAR:3436782-310 9286 KOZYATAĞI:3624733 TARABYA: 2620818 Not Tdrubvaşubemızde 1 donem kavıtlanmız başlamıştır Bu dönem de okula yenıden Rofnng le YENİ ROTRING KOLEJ SET t 0.2 mm, 0.3 mm ve 0 5 mm'lik rapido kalemleri t 23 ml çini mürekkebi t 0 5 mm versatil • 05min tûpü t Aydınger silgisi tPergel ayağı ile tam aradığınız.. ÜSTELİK 10 ÖĞRENCİYE TATİL HEDİYELİ! (Ayrıntılı bilgi kutulann Içlnde Dulunmaktodır) rıngI 1 1 T I O F t H I » « I 1491992 tcrtı B071 MPİ0130COC/2S3İ 1024! soy* eni le Yann Okımmak...Doğan Hızlan ın yenı çıkan Sanat Gunah Çıkarıyor"ad- lı kıtabını (Bılgı Yayınevı) okurken şu satırların altını çız- dım 'Nıce yazarlar vardır kı, sağlıklarında çok okunmuşlar,' sonradan unutulmuşlardır Bedensel olumlerı, kıtaplan- nın da olumu olmuştur Eleştırmenlenn çok duyarlı bır ol- çutlerı de, edebıyat tanhıyle bugunu ayırmaktır Edebıyat tanhındekı ışlevlennı yenne getırmış yazarlar, bugun raf- larda sayfaları açılmadan beklemektedır Öyle donemler gelır kı, raflarda unutulan yazarlar da yenıden gundeme gelır, okunurlar En çok satan kıtaplann da başına boylesı felaketler sıkça gelır Yayımlandıklannda yuz bınlere ulaşan sayıları, on yıl sonra sıfıra ıner Edebıyat da bır modadır ' Doğan Hızlan bır edebıyat adamı' dır, tartışmalı bır ko- nuya el attığını elbet bılıyor gerçeğı yoklaya yoklaya arı- yor Cunku okunmak ıle ' zaman ' arasındakı bağıntı çozumlenmış değıl Yazarı bır yana bırakalım, kıtap de- nen kavram -el yazmaları dışında- Gutenberg ten bu yana ortaya çıkmadı mı? Turkıye de ibrahım Muteferrıka'ya kadar basılı kıtap yok Yuvarlak hesap Bat da beş yuz, bız- de ıkı yuz ellı yıllık bır geçmışı var kıtabın Çağımızda bılımsel teknolojık devrım kıtabı ortadan kal- dırmaya hazırlanıyor • Yazarın durumu daha ılgınç Şaır yazı bulunmadan once de var yazarın tarıhçesi de baskı makınesının ıcadından oncelere uzanıyor ama, bu- gunku anlamıyla yazarlık ne zaman başladı? Eskıden bır yazar ıçın okunmak ya da okunmamak dert değıldı, çünku kıtap pıyasası oluşmamıştı Bat da yazar, yaşamak ıçın, ya şatoya ya kılıseye sığınmak zorundaydı, zamane otorıtesının dışında zaten bır tek satır yazamazdı Bugun bıle okunan nıce guzel kıtabın bu koşullarda nasıl ortaya çıktığına şaşmaz mısınız' Kılısenın boğucu hava- sında dınsel bağnazlığın kılı kırk yaran gozetımı altında, yazarın yaratıcılığı nasıl gelışır? Doğu da sultan, Batı da kral, yazarın efendısıdır, papaz ıle ımam da sansurcüba- şı' Halkla yazar arasında doğrudan bır ılışkı yok1 Halka dayanarak yazarlık yapabılme ozgurluğu ıçın çok zaman geçmesı gerekıyordu Halkın ozgurluğuyle yazarın ozgurluğu ozdeştır, bırı olmadan otekı de var olamaz Yazar gelır kaynağını otorıtede ya da sıyasal ıktdarda değıl, halkta görduğu zaman okunmak yada 'okunma- mak sorunu da ortaya çıktı, bu, kıtabın satılması ya da satılmamasıyla belırlenen bır "pıyasa' sorunudur • Pekı, pıyasa her şeyı belırleyıcı mı? ** Kuşkusuz hayır Doğan Hızlan ın da dedığı gıbı bır kıtabın, bır yazarın yarına kalacağını bugunden kestırmek çok guçtur, çok satılan bır kıtabın az satılandan daha değerlı olduğunu ıle- rı surmek de saçmadır Sonra bır kıtabın ne zaman, nasıl satıldığı da hıç bellı olmuyor Sıradan bır ansıklopedının sayfalarını çevırınce adı edebıyat tarıhıne geçmış, ama artık okunmayan yazarlarla dolu olduğunu gorursunuz Ustelık çağımızda hangı kıtabı okuyacağımızı bıze belle- ten bır eğıtımın tnaskısı altındayız, okulu bıtırdıkten sonra da ıletışım dunyasında odaklanan guç merkezlerının bom- bardımanı altında kalıyoruz Bunun en çarpıcı orneklerın- Aden bın Umberto Eco dur Italyan göstergebılımcı, ılk *romanını yazınca bır salgın başlamıştı - Gulun Adı nı okudun mu?" Herkes bırbırıne soruyor okumayan ayıplanıyor oku- mamakbıreksıklıksayılıyordu Pekı Gu/urMd/"yarınlara kalacak mı? Kım bılebılır kı? Cervantes ın Don Kışot'u dünden bugune kafdı, bugün- den yarına kalacak mı? Bu sorunun yanıtı yann' derken neyı amaçladığımıza bağlıdır Yarın bır gun mudur? Bır yıl mıdır? Yoksa yuzyıl mı? Beş 'yuzyıl' mı? Bır ' bınyıl" mı? insanoğlu bın yıl sonra hangı kıtapları okuyacak? Goruyorsunuz zaman kavramının yelpazesını genış- lettıkçe duşunce bıçımı de değışıyor 11 SEMPOZYUM YENİ YÜKSEKÖĞRENİM DÜZENİ VE M.E.B. TASARISI" ACILIŞ: KOKSAL TOPTAN (Mıllı Eğıtım Bakanı) I OTURUM 10 00-1300 Yoneten ErgunUĞUR Katılımcılar Ayhan ALKIŞ (Unıversıte öğretım Üyelerı Demeğı) Cengız AŞKINCI (Eğıt-Sen) Ozan EROZDEN (Istanbul Araştırma Görevlılen Derne- SO Necatı ERŞEN (M E B Musteşarı) Oğuz K SALICI (Ögrencı) II OTURUM 14 00-17 00 Yoneten HUSEYİN HATEMİ Katılımcılar Mehmet GÖLHAN (DYP) Uluç GURKAN (CHP) Adnan KAHVECI (ANAP) MümtazSOYSAL(SHP) Mustafa UNALDI (RP) Duzenleyen ISTANBUL ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİDERNEĞİ Tarıh 17 Ekım 1992 Cumartesı Yer Yıldız Teknik Unıversıtesı Odıloryum YILDIZ Açılışa Davet 1980 Yılında oldurulen DlSK ve Sendıkamızın Genel Başkanı Kemal TÜRKLER'ı, adının venldıgı ustgeçıtın açıJış torerunı yaparak bır kere daha sevgıyle anıyor ve selâmlıyoruz Merter'dekı ustgeçıte Kemal TÜRKLER adının venlmesını saglayan Buyukşehır Beledıye Başkanı Sayın Prof. Dr. Nurettln SÖZEN'e teşekkur edıyoruz DİSK / T. MADEN-tŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU A ç ı l ı ş : Yer Merter, DlSK Yanı Ustgeçıt Tarıh 17 10 1992 Cumartesı Saat 12 00 SATILIK G O Paşa Bağlarbaşı nda 2 katiı dukkan 400 metre Tel:5810938
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear