14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
T8 OCAK 1992 CUMHURÎYET/15 € 0UMARTESİİ UMARTESİ HÜSEYİN BAŞ Karl Marks, Wall Streefte yasıyor K,ımılen istedıklen kadar ölümcül hatalannı Marks'ın üzerıne yıkıp, "Marksizmden öte" bır şeyleraranmasını öğütlesinler, Marks da M arksizm de pekala yaşıyor. İş dünyasmın "kutsal kıtabı" ü'nlü Wall Street Journal'in29Ekıml991 tarihlı sayısında bınncı sayfadan yayımlanan "Heykeli sarsılıyor, ama gölgesi ayakta: Aşılması olanaksız Karl Marks" başlıkh yazı. çok sayıda New Yorklu para babasını fena halde şaşkına çevırdı. Aşın muhafazakârgazete, komünizmin kuramcısının düşüncelerınden övgüyle söz ederken KapttaPin yazannı, "Günûmûz diinyasının oluşmasında pa\ ı oian bü> ûk birdüşûnür"olarak nıteliyor. Wall Street Journal'ın yazan, uzun yıllar boyunca gözden düşürülmeyeçalışılan buolağandışı insanın yeteneklerinin teslım edılmesının zamanırun geldığını vurguladıktan sonra yazısını şöyle sürdürüyor "Çünkü. sakın yanılmayın, Karl Marks'ın devrimci analızı sosyalizmi değil, neredeyse "münhasıran" kapıtalizmı ıncelemektedir. Söyledıklennın nedenlı jsabetü olduğu yenı yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Örneğın, "toplumsal korunum". Karl Marks zenginle yoksul arasındakı farklı muameleye karşı savaşmıştır. Bugün bu savaşı Amenka'da demokratlar, Avrupa'da tüm sosyalıst partıler sürdürmektedır. Bır başka alan, çevrenin korunmasıdır. Denetımsız bıreysel çıkarların arzu edılmeyen kötü sonuçlann ortaya çıkmasına neden olabıleceğını ılk söyleyen Karl Markstan başkası değıldı. Bızım Ren nehnnın kırlenmesınden endışe duymaya başlamamızdan çok önce Tımes'ın kırlenmesınden tedırgın olan geneoolmuştu. Son bırörnek, "para piyasasının düzenlenmesi"dir. Bü>ük Marks genelleştırilmış rekabetin. toplumun ahlaksal dokusunu kemireceğını öngörmüştü Son zamanlarda Wall Streefte patlak veren skandalların ardında Marks'ın suçladığı "açgözlülöğün", "tamalT'ın ızlen mevcuttur. Dahası, komünıst rejimlerin başansızlığa uğramasını da pekala Marksizmin güçlü araa ıle irdelemek mümkündür. Karl Marks, "ılerlemenın"eskı dünyayıyıkandevnmcı başkaldınlann sonucunda ortaya çıkan toplumsal değışımlerden kaynaklandığı görüşünü ileri sürmüştü. Kapıtalizmır. iflası da onun ongorulen arasındadır Ancak kadenn cilvesıne bakın kj söyledikleri komünizmin şaşırtıcı parçalanmasını doğrulamıştır. Kesin olan şudur: Karl Marks'ın düşuncesı 21. yüzyılın kavranmasının anahtarlanndan bındır." Wall Street Journal yazısını şöyle noktalıyor: "Aşın kapıtalizm ölmûştür Yaşasın zay ıfların desteklenmesı \e devletın adil miıdahalesı." KUTU Kamt Amerikalılar doğrusu âîem adamlar. Cezayir'de Islamcıların iktidanna ramak kala, ordunun müdahale ederek, "ûtmtkntik" sürecin engellenmesini, hakh olarak tepkiyle karşıladılar. CIA'nın "her tnriü kuşkudan uzak" Ortadoğu sorumlusu Graham Fuüer, "tslam'ın Baü için tefcMke yacagiBin belirterek, "Btrmkalım programnıı tatbik etsin. Bırakalun tatan'ın koricnlmayan bir rejim olduğunu dttnyaya ispat etsinkr" buyurmuş. önce hemen söyleyelim. ,; İslam bir siyasal rejimin değil, bir dinin adıdır. Korkıılan da İslam değil, siyasal bir rejim olarak köktenciliktir. Islamcılığın korkulacak bir yanı bulunmadığı-) nın ispatına gelince... Bunu en iyi kendilerinin bildiğinden kuşkumuz yok. Ortadoğu'da içli-dışh olduklan, uzun yülardan bu ayna afıyetle içlerine sindirdikleri despot petrol rejimlerıni, ayaklar altına alınan insan haklannı, zerresine tahammül gösterilmeyen özgürlükleri, asagılanıp horlanan kadın haklannı, kesik elleri, kesik başlan, ülke zengınliklerini ABD ile ortaklaşa talan eden karanlığın prenslerini şöyle bir anımsaması yeter. Ispata ne gerek var? Evet öltim felakettir. Çünkü öyU olmasaydı, tannktr da ölürdü. SAPHO tnsan yaşadığı gibi düşünÜT. DEMOSTEN T E M E L ' I N Y E R I İdris iş gezisinde• J.dris, fukaralığın gozu kör olsun, çaresizlıkten Istanbul'a iş aramaya gelmıştı. Gecelerinı bir yakınının yanında geçirıyor, gunduzlerı de harıl harıl ış arıyordu. Ama iş bulmak o kadar kolay değildi. Bir gun sabahtan akşama koşturup durduktan sonra, elı boş e\e donduğunde brr telgraf buldu. Karısı Fadime'den gelıyordu. Hayırlı bir haberdı. Fadime nur topu gibi bır oğİan doğurmuştu. "Ha pu uşağın adını ne koyacagız" diye soruyordu. İdrıs'ın tepesı fena halde atmıştı: "Ula uşağun adinun sirasi midur? Acelesi mu vardur? Peklesun.. Ha piz pura>a iş ari>nız, uşağa isum değut" diye yazıp kansını tersledı. Aradan bır kaç gun geçmişti kı, Fadime'den bir telgraf daha geldi. "Tez uşağun adınu pildur.. Ele cune rezul olayruz.. İsimsuz uşak olir mi?" Idris bu kez ıyıce çıleden çıkmıştı. Hışımla postaneye koştu. Fadime'ye acele bir telgraf çekti: "Madera acele ediysinuz.. Koyun uşağa penuıtı adimu. Pen poyle de idare ederum." DlSBASINDAN Komet'in işleri M. arıs "sanat elçimız" Komet, bir süredir Istanbul'da. O unlu "kısa" ziyaretlerinden biri. Istanbul'u ölduresiye sever. Ama bu kısa gelişlerinın gerekçesi onulmaz tstanbul özleminden çok, galeri ve "tutkunlarının" sarkan siparışlerınin karşılanmasıdır. Sevgili Komet, sağolsun, uzun "yaz ziyaretlerinde" istediği gibi çalışamaz. Aslında kapanıp 'resme durduğunda' forsa gibi çalışır. Ama işlerin sarkmasının nedeni başkadır. Örneğin geçen yaz Istanbul'a ayak bastığında "yatacak yeri yoktu." Nerede kalsam acaba diye duşunup dururken, iki uç gun sonra biri Buyukada'da olmak uzere Istanbul'un Boğaz'dan Etiler'e, Levent'ten Ayazpaşa'ya uzanan çeşitli semtlerinde tamamı tamanına sekiz "atölye evi" olmuştu. Dostlan, sevenleri eksik olmasın hepsi de ona kapılannı açmışlardı. Ama gelin görun ki Komet, bu kez gerçek bir Komet olmuştu. Bir atolyeden öburüne seğirtıp duruyor. Adadakı resme bır iki fırça salladıktan sonra soluğu Etiler'de ya da Ayazpaşa'da alıyordu. Koskoca bir yaz boylece oradan oraya koşturmakla geçmiş, ''tamamlanması gereken" resimlerin sayıları da haliyle, artmıştı. Işte şimdı, bu kısa ziyaretinde işleri yoluna koyacaktı. Dediğini de yaptı. Çünku bu kez akıllanmıştı. Sekiz parçaya bolunmemiştı. "Bir evi" vardı. Madalyonun öbiiryüzüne bakınca... B zamanlar Fransız Komanist Partisi'nde Merkez Komitesi üyeliğine kadar tırmanıp, sonra Sovyetler'in Çekoslovakya'yı işgalini izleyen günlerde "Sovyetkr Biriiği Sosyalist Değildir" adlı kitabı yuzunden partiden ihraç edilen, birkaç yıl önce de "lslam"ı seçerek tum dünyada yankıİar uyandıran ünlü fılozof Roger Garaady, aynı zamanda Islamcı akımlar ve dinsel köktencilik konularında önde gelen uzmanlar arasında yer alıyor. "Köktencilik" adlı kitabında "tslamcüığı", "tslamın hastalığı" olarak niteleyen Garaudy, Fransız gazetesi Le Figaro'ya Cezayir olaylarıyla ilgüi görüşlerini acıklarken, köktenciliğin başanlarında Batı'mn sorumluluğunu da gözler önüne seriyor. özetleyerek, aktanyorur "Peki ne yapmalıdır? öncelikle bu tür olaylardaki sorumluluğumuz üzerinde durmamız gerekmektedir. Çünkü Cezayir olgusu tek başına değildir. Hatta salt Mağrip tlkelerinin ya da İslam dünyasıaın sorunu da değildir. Tüm bir 3. Dünya'nın sorunudur. Sömürge politikası, tıpkı şimdi uluslararası para cephesi tarafından uygulandığı gibi, 3. Dünya'nın ekonomik yapısını bozarak kendi ekonomilerinin cılız ve guçsuz bir uzantısı haline getirmektedir. Yeryuzu zenginliklerinin beşte dördu, dunya nufusunun beşte biri tarafından kontrol edilmektedir. Bu olgu dunyada her yıl 60 milyon insanın açlıktan ya da az beslenmeden ölüp gitmesine yol açmaktadır. Bu, günde bir Hiroşüna, demektir. Sorulması gereken soru şudur: Güneyle olan ilişkilerimizde değişiklik yapacak mıyız? Soruyu olumlu yanıtlamak olanaksız. Çunku Maastrich'de 3. Dünya ile ilgjli tek bir söz bile edilmemiştir. Cezayir'de tslamcı akım korku vermektedir. Çunku onlar salt tek partinin yolsuzluklanna ve despotizmine karşı çıkmamakta, bir yaşam biçimini, bir uygarlığı, ekonomik kurtuluş için gerekli 'tek pazar'ı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında Batı modelinin dayatılmasıyla, İslamcı modelin hâkim kılınması arasında bir fark yoktur. İki model de 'mutlak doğrunun' kendilerinde bulunduğu saplantısı içindedir. Dolayısıyla da 'modellerini' başkalanna da dayatmak istemektedirler. Kolonyalizmin de, 'köktencih'ğin de 5 tanımı budurT' Garaudy'nin söyledikleri, özetle bunlar. Ama Cezayir olayı karşısında Batı'nın tutumu hakkında hoş olmayan bir koku da Amerika Birieşik Devletleri'nden geliyor. VVashington, Cezayir'de olup bıtenlerden demokrasi adına uzuntü duyduğunu açıklamıştır. Kısa sürede demokrasiye yeniden yol verileceği umudunda olduğunu ifade etmiştir. İslamcı iktidarı demokratik bir iktidar saydığım ileri sürmüştür. Ilk bakışta bu tutumu alkışlamamak mümkün değildir. Ama biraz yakından bakınca, ABD'nin Körfez'deki despot yönetimler de dahil, tüm antidemokratik petrol zenginleriyle neden bu denli can ciğer kuzu sarması olduğu gun gibi açığa çıkmaktadır. College de France profesörlerinden Redjala'nın Le Nouvel Observateur dergisinde yayımlanan söyleşısinde Washington'un Riyad'la sıkı işbirliği içinde Cezayir ekonomisine nasıl yerleştiğinden söz etmektedir. Gerçekten de, ABD uzun yülardan bu yana bu ülkenin gaz ve petrol pazarına muhkemce yerleşmiştir. islamcı cephenin muhtemel iktidarında bu pazardaki durumunu, kuşkusuz, Suudi'lerin "kardeşçe" desteğiyle daha da guçlendireceği kimsenin saklısı değildir. Madalyonun öbür vüzune de bakmakta yarar var. KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK PİKNİK PİYALP MADRA HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞEIS EN ÇOK TA SDSYAUSTl£ğE~\ UYUZ OUJYCRUM SotAlRu MU ARTlK " (B£dO YANt. HS PEM&f? KÜŞKUSVZ TASrt RAgFKS TeW ve H(£V' EPEf?iM Tu*?K FiLMı VARoTTı PfNNERlıM Ceims CüiS OtCuBUM ÇİZGİLÎK KÂMİL M4SARACI l GARFIELD JIM DAVIS J '! \ t—f >• f- H f .ııUİKH» l VîaBL '1 r -—o BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEUAS EVET, SENDE. N . / HE/, V g BZS AZIZ OLOusut^A I M'jy CE. PBCT VAR.' 9 N BULUT BEBEK NURAY çtprçt Asla ..özeleztirileri i kadar erken uyumayın/ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ 18 OCAK M/LLl KORUNMA KANUNU.. YA 3?8O OLUMSU2 AJ£OEMfYL£ LlKBStME YE eZE2rf YONETIME İLGfU Öfl/C£ML£/S SOZ KOfJUSU OIMUÇTU. e /. HÜ/OUMET GE/e.E(Oj GÖ- uee Tûtsıu MAUN AUM £AT(MIMI CHJZENCEYEB<- YA OA KtStrL/iYAefL.<g£>(. 8A?6A&W Pr #£Ff/t: S*y- PAM (Sağda) ZAAJIAN/NPA OMAYIJ4NAN &U y<4S4, İ9ĞO 'T# UYGULAMAPAM CYÜKÜGÜJKrEH OEĞlL)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear