22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 OCA£ 1992* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Cezayır tartışması Efe OzaFın şirket (Bafnttrafi 1. Smfada) kemdı varhğırm son verecek bir ikti*J<rı mı çıkarrnak üzere/di? Ordn, onun iç^ı rni yönetıme el koyttp genel s^çimleri engelle- di? -JÎerbe, detrokrasi adıno mı, yokrsa demoksas-iye karşı mı? Cez-diyir'ın ekcmomik, toplum- sal vt kültür-l yapısı, "Batı icadı' çoğulcı demokrasiyi il- 1e d£ r.aldırmıJc zorunda tnt? C^zıyir örreği bağlamnda bu gibi sorulnn çoğaltıkrak tartmştması çok doğal. EKube antidrjnckratik ve çö- Züm değil. Ama bunur-la birlikte bir noktarm altı çzi/rneden olmaz: Kendisini "Allah'ın partisi" olarak'niteleyet îslami Selamet CepPtesi yetküierinin demokra- siye pek öyle stygı duymadık- lan ve onu t iteizm"le eş ;ut- tukları biliniyır. Peki, iktidarc tam olarak gel- diklerinde Kunn 'da yazılı dü- zeni kurup, dtmokrasiye son ntu vereceklerii? Bu soruya, lilami Cephecile- rin seçim kampanyalan boyurt- cd genellikle kcçamak yannlar verdikleri dikketlerden kaçma- du Oyüzden, demokrasi konu- suna bir de bu açıdan yaklaş- mak gerekiyor. Dikkat ediyo-uz. Türkiye'de- ki bazı hlamc. çevrelerde de konunun bu bcyutu sankigör- mezlikien geliniyor. Tabii, po- litika sahnemizde tslamcı akımlann yer zlması kaçmıl- mazdır; çünkü lslam, siyasal kültürümüzün bir parçasıdır. Ancak demokrasi açısından demin altmı çizdiğimiz can alıcı nokta goz ardı ediiemez. Demokrasinin gitcü ve erde- mi, kendisine karşıt olan göniş- lere bile özgür lartışma ortamı sağlamasından kaynaklanır. Tabu ve yasakfıkirlere yer yok- tur demokratik rejimlerde. Ama aynı zarnanda demok- rasi, bu görüşierin örgütlenerek kendi varlığına son vermesine hoşgörüyle bakabilir mi? Hayır. Demokrasinin kendisini sa- vunma hakkı vardır. Cezoyir örneğinin bu açıdan da tartışılmasma, özellikle ül- kemizdeki tslamcı çevrelenn gereksinimi olabilir diye düsii- nüyoruz. * * * İç Politika Servisi — Ceza- yir'de genel seçimlerin birinci tu- runun İslami Selamet Cephesi- nin (FIS) eziri basansıyla sonuç- lanmasının ardından ordunun yönetime el koyması, tüm dün- yada olduğu gibi Türkiye'de de değişik tepkilere yol açtı. Dün İstanbul Sirkeci Postane- si'nde toplanan bir grup teset- türlü kadın, Ankara'daki Ceza- yir Büyukelçiliği'ne telgraf çeke- rek askeri darbeyi kınadı. 28 Müslüman aydın da Türkiye'ye gelmek isteyen İslami Cephe uyelerine derhal vize verilmesi- ni istedi. RP Genel Başkanı'Necmettin Erbakan ise, dün düzenlediği basın toplantısında Cezayir'de seçimlerin iptal edilmesini, emperyalistlerin bir oyunu ola- rak niteleyerek, "İnsan hak ve hürriyetinden söz eden, demok- rasiden söz eden Batılılar, şim- di bir ülkenin kendi vatandaşla- nnın hür iradeleri ile yapılan se- çimleri iptal ettiriyorlar. Dış güçler, Cezayir'de 35 yıl önce ol- dukları gibi yine maglup o!acak)ardır" diye konuştu. SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Erdal İnönü de, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada konuya de- ğinerek "Cezayir'in sorununu Cezayirliler çözecektir" dedi. tnönü sözlerini şöyle sürdürdü: "Cezayir demokrasiye gecişin sancüannı yaşıyor. Şimdi bir müdahale oldu. Çünkü demok- rasi içinde sorunlann çözüleme- yecegi yolunda bir sonı ortaya çıktı. Demokratik süreçler geri bırakıldı. Böyle bir şeyi kimse kabul edemez. Bunun çaresini yine Cezayir halkı bulacaktır. Biz bu aşamalan yülar önce ge- çirdiğimiz için karşımızda böy- le tehlikeler artık yok." Cumhuriyet'in görüşlerine başvurduğu çeşitli kişiler ise Ce- zayir'deki gelişmeleri şöyle de- ğerlendirdiler: Prof. Dr. Emre Kon- g*n Cezayir demokrasisinin ya otoriter askeri rejim ya da tota- liter islami devlet seçenekleri ile karşı karşıya kalmış olması bü- yük bir talihsizliktir. Çünkü her iki seçenek de bi- ri otoriter, diğeri totaliter oldu- ğu için demokrasiyi rafa kaldı- racaktır. Sanıyorum Cezayir'in sorunu, demokrasi kültürünün toplumca özümlenememiş, do- layısıyla İslami değerlerin, de- mçkratik bir toplumla uzlaşma- yı gerçekleştirememiş olmasın- dandır. Burada çok önemli ev- rensel bir sorunu da gözlemliyo- ruz: İslam ne yaak ki Batı türü bir kültürel yapınm veya kapita- list bir ekonominin veya sosya- list bir merkezi plancı sistemin alternatifı olmak yerine demok- rasinin karşıtı bir nitelikle orta- ya çıkmaktadır. Yani demokrasi ile çoğunlu- ğun diktatörlüğü arasındaki fark ne yazık ki Islamda hâlâ çoğunluğun diktatörlüğünün egemenliği biçıminde görülmek- tedir. (Jmut ediyorum ki Cezayir örneği bize Islarrun demokratik- leşmesi, yani Müslümanların kurmak istedikleri devlet yapı- sında muhalefete, karşı inanç ve düşüncelere yer vermesine yol açacak bir modelin üretilmesi gerektiğini öğretir. Yoksa siyasal sarkaç, demok- rasi dengesine kavuşmadan to- taliter ve otoriter uçlar arasında salJanmaya devam edecektir. Bunun çözümü îslami anlayışın demokratikleşmesinde yatar. Cezayir deneyimi insanlığa bel- ki bu şansı getirebilir. Necdet lîrag (Eski Genei- kurmay Başkanı): Öncelikle bu olayın Cezayir'in iç meselesi ol- duğunu kaydetmek lazım. Türk ve dünya basını Cezayir'de silah- lı kuvvetlerin bu şekilde müda- halede bulunmasını iki yönuyle değerlendiriyor. Bir, mudahaJenin demokratik kaideye uygun olup olmadığı; iki, aşın dincilerin demokrasi kisvesine sığınarak demokrasiyi tahrip etmelerine müsaade edil- memesi. Bu iki husus da söz ko- nusudur. Cezayir'de yaşananla- rın benzerinin Türkiye'de yaşan- ması diye bir şey olamaz. Tür- kiye laik bir cumhuriyettir, 70 senelik bir geleneği vardır. Türk halkında demokrasi olgunluğu vardır, böyle şeylere izin vermez. Türkiye'nin Cezayir'e benzetil- mesi tamamen aşırı spekülas- yonlardır. Darüşşafaka Aner Laçiner (Sosyalıst Birikim Dergisi yazarı): Ceza- yir'de ordunun müdahalesinin bütün Mağrip ulkelerini sonu belirsiz bir karışıklığa sokacağı- nı düşunüyorum. Bu ulkeler er ya da geç çok ağır bir fatura ödeyecekler. Eğer Cezayir'de Is- lamcılar hak ettikleri iktidarı al- mış olsalardı, üHcede yine bazı dramlar yaşanabilecekti, ama doğru olan buydu. Prof. Dr. Törkân Sav- lan (Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği Genel Başkanı): Bir toplum sosyal, ekonomik ve eğitsel açıdan gelişmeden tepe- den inme demokrasiye geçince sandıktan her zaman doğru şey- lerin çıkmadığı görülüyor. Ceza- yir'de Fransızlara duyulan tep- ki ve kurulan yerli yönetimin re- fah düzeyini yukseltememesi gi- bi olumsuzluklar laik demokra- sinin gelişimini önledi ve beklen- tileri gerçekleşmeyen insanların ne olursa olsun bir başka seçe- neğe yönelmelerine yol açtı. Bu açmaz, siyasallaşan din için iyi bir ortam sağladı. Ceza- yir'de bu tersine gelişmeye ilk tepkiyi kadınların göstermiş ol- ması ilginç ve anlamlı. Din dev- letinin en başta kadının kimliği- ni sınırladığı örnekleriyle görul- du. Olaya ordunun el koymuş olması ise çok üzücu. Dileriz Cezayir'deki tüm politikacılar kendi beklentilerinden önce ül- kelerinin geleceğini düşünür, sağduyrılarını kullanarak bir kardeş kavgasuıı önler ve çağdaş laik bir demokrasiyi sağlam te- meller üzerine oturturlar. Prof. Dr. Tferkân Ak- yol: Cezayir'de yaşanan olayla- n üzücü ve endişe verici buluyo- rum. Halkının tamamına yakı- nı Müslüman olan bu Akdeniz ülkesinde yaşanan olaylar beni rahatsız ediyor. Seçimin sonu- cunda demokrasinin kaybettiği bir ortam ortaya çıktı. Beklen- meyen bir gelişmeydi. Fanatik dinci kesimlerin üstun geldiğı bir seçim oldu. Sorunların tüm gelişmelere rağmen demokrasi içinde çözülmesini diliyorum. Özgürlüğünü yeni kazanan, ba- ğımsızlığına yeni kavuşan Ceza- yir'de sevindirici gelişmeler sek- teye uğradı. Cezayir'de tüm ke- simlerin muhalefetiyle, iktida- rıyla dikkatli olması gerekir. Kınama telgrafı Darbeyi kınavan tesetturlu ka- dınlar. Istanbul'dan Ankara'da- ki Cezayir Büyukelçiliği'ne telg- raf çektiler. "Biz Müslüman kadınlar ola- rak Cezayir'de gerçekleştirilen askeri darbeyi, insan haklanna, hukuka ve meşruiyete karşı açık ve kaba bir saldın sayıyor, şid- det ve nefretle kmıyoruz" söz- leriyle başlayan telgrafta daha sonra şu gorüşlere yer verildi: "tslam düşmanlan şunu bil- sinler ki, onlar istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. Korkunun ecde faydası yoktur. Halka karşı bu hareket, yapan- lara şeref kazandırmayacak, in- sanlık ve tarih önünde onlan mahkûra edecektir. Yaşanan olaylar bir güç gösterisi değil, bir korku, panik ve suçluluk psi- kolojisinin ortaya çıkarttığı sa- dist ve saldırgan bir ruh halinin tezahüriidür." Destek bildirisi öte yandan 28 Müslüman ay- dın, yayımladıkları bir bildiriy- le Türk hükümetinin Cezayir- deki gelişmeler karşısında du- yarh olmasına ve Türkiye'ye gel- mek isteyen FIS uyelerine derhal vize verilmesini istediler. Abdur- rahman Dilipak, Hasan Mezar- cı, Ali Bulaç, Mehmet Metiner, Süleyman Arif Emre, Hasan Hüseyin Ceylan, Asiye Dilipak, Ömer Vehbi Hatipoğlu gibi isimlerin imzaladığı bildiride şöyîe denildi: "Fransa'nın bu olaylann ar- kasındaki kışkırtıcı rolu tipik bir ikiyüzlüluk ve çifte standart ör- neğidir. Cezayir yönetimini, dar- becilere karşı tavır almaya ve on- lan desteklemekten vazgeçmeye çağınyoruz. Darbeciler, emper- yalizmin bir kuklası durumun- dadırlar." (Baştarafı 1. Sayfada) bu yıl borsa performansının düştüğü biliniyor. Marjinal, Efe Özai'a geçme- den önce 1990 yılında 340.2 mil- yar liralık işlem hacmi gerçek- leştirmişken, 1991 yılında bu miktar 188.7 milyar İiraya indi. Şirketin toplam borsa işlem hac- mi içindeki payı da yüzde 1.11 'den yüzde 0.26'ya geriledi. Bu durumda Marjinal'in yüzde 0.5 üzerinden yaklaşık 1 milyar lira kornisyon geliri oluşuyor. Efe Özal'ın görünür iş yaşa- mında sağladığı kazançlarla şir- ketinin sermayesini 1 milyardan 11 milyar lifaya çıkarmasının zorluğu ise ortada. Efe Özal sa- dece üzerinde resmen görülen yüzde 15 oranındaki hisse için 1.5 milyar ödeyecek. Şirketin yüzde 15'lik hissesini elinde bu- lunduran Efe Özal'ın eşi Zeynep ve yüzde 20'sini elinde bulundu- ran arkadaşı Mustafa Dennan'- ın, sermaye arttınmına nasıl ka- tılacaklan ve parayı nereden bu- lacaklan ise merakediliyor. Şir- ketin yüzde 25 oranındaki diğer ortağı Ali Yahcılar'ın ise Salah- sun Hekimoğlu'nun yanında ça- lıştığı ve bu parayı karşılaması- nın zor olduğu savunuluyor. Efe Özal'ın ortağı Salahsun Hekimoğlu'ndan kurtulma ope- rasyonu, şirketin mart ayında yapılması gereken olağan genel kurulu nedeniyle öne alındı. Eğer, Salahsun Hekimoğlu ge- nel kurula halen elinde bulunan yüzde 25'lik hisse oranıyla ka- tılırsa, yönetim kurulu faaliyet- lerini aklamama hakkına sahip olacak. Bunun yani sıra şirke- tin hesaplarına ilişkin dava aç- ma yetkisi de var. Efe Özal'ın bu durumu far- ketmesinden sonra Salahsun Hekimoğlu'nun hisse oranını yüzde 10'un altına düşürmek için bu yola gittiği belirtiliyor. Hekimoğlu'nun ise büyük ihti- malle sermaye arttınmına katıl- mayacağı sanılıyor. Hekimoğ- lu'nun yüzde 24 oranındaki his- sesini korumak için 2.4 milyar lira ödemesinin akıllı bir yakla- şım olmayacağına işaret eden borsa uzmanları, bu paraya pi- yasada faaliyet gösteren bir ara- cı kurumun satın alınabileceği- ni belirtiyorlar. Hekimoğlu'nun faaliyetleri Vakıfhan'dan gelme, köklü bankerlerden Salahsun Heki- moğlu, 1990 sonuna kadar ken- di adıyla komisyoncu olarak fa- aliyet gösterdi. Komisyoncula- nn araa kuruma dönüştürülme- si sırasında Efe Özal'ı mart 1991'de şirketine ortak alan He- kimoğlu'na, göre "Efe aslında Marjinal'in hepsini istedi". An- cak şirketin yönetimini elden bı- rakmak istemeyen Hekimoğlu yüzde 50 hissenin satışım uygun buldu. Hekimoğlu, Efe'nin bu hisselerin tümünü kendi üzeri- ne yapmadığını, bir kısmını eşi- nin, bir kısmını da arkadaşı Mustafa Derman'ın adına gös- terdiğini söylemişti. 8 Ağustos 1991 'de yapılan olağanüstü ge- nel kurulda ise önce yönetim kurulu üye sayısı beşten üçe in- dirildi, ardından Ali Yahcılar'- ın, Efe Özal'dan yana oy kul- lanmasıyla Salahsun Hekimoğ- lu, sahibi ve kurucusu olduğu şirketin yönetim kurulunun dı- şında kaldı. Efe ise yönetim ku- rulu başkanlığına seçildi. Izmirlî lÇlH (Başlarafı 1. Sayfada) tabutu' adını verdikleri bir tabut- la yola çıktılar. 'tş güvenliği', 'Tazminatsız işten atıldım. bir im- za ver', 'Ankara'ya > uruyoruz' ya- zılı gomlekler giyen işçiler E-26 yolu kenarında yaptıkları yurü- yuş boyunca yoldan geçen araçlar tarafından korna ve zafer işaret- leriyle selamlandılar. İşçiler direniş yaptıkları ge- Sözen'in öfkesi (Baftarafi 1. Sayfada) dımcısı YJustafa Koç, Hesap İşleri Daire Başkanı Yalçın Bı- çak, Bütçe Finans Müdürü \ ekili Meral İçhisar ve Gider- ler Müdürlüğii Şefi İnci Afsar- can'ın olay sırasında ihmalleri- ne rastlandığı bildirildi. Ben de bu kişileri görevden aldım. Bu kişiler dolandırıcılığa karıştık- ları için görevlerinden alınmış değildir. Ancak ihmallerine rastlanmıştır. Memuri>etleri sürmektedir. Zanlı olup olma- dıklarına sa\cılık karar verir." Bazı gazetelerde yer alan "Başkan şeffaf değil" şeklin- deki yorumlan sert bir dille eleştiren Nurettın Sözen. "Hem günah. hem ayıp, hem suç. Saklanması gereken kanu- ni bir konu \ar" dedi. Haberi oluşturanları "cahillikle" suç- layan Sözen şunlan dedi: •'Şeffaflık kanunların dışın- da değildir. Dolandırma olayı- nı yetkili kişiler araştırıyor. Benim onlar dışında bilgi >er- nıeye yetkim yok. Bu tür ha- berler cahillikten yazılıyor. Y'azanın bilgisi olsaydı ilk so- ruşturmanın gizli yapıldığını bildirirdi. Böyle beleş haberler >azılmaz" Nurettin Sözen. İller Ban- kası'na Büyükşehir Beledivesi Özel Kalem Müdürlüğü'nden geçıldığı belirtilen faks metın- lerınin de bu fakstan geçilme- diğinın anlaşıldığını söyledı. Belediyeye ait faksın tanıtım satırlanyla. diğer metınlerın tanıtım satırları arasında yazı- lış ve karakter farklılığı oldu- ğuna dikkat çeken Sözen. "Çekilen fakslar belediyede bulunmay an üç a> rı makineden çıkmıştır. Metinlerin birinde logo bölümü büyük harf. birin- de küçiik harf, diğerinde ise İngilizce yazım ile oluşmuş. Bütün fakslarda istenilen deği- şikliklerin yapılabileceği de uzmanlarca ortaya kondu" şeklinde konuştu. Bu arada Sözen tarafından görevden alınan Hesap İşleri Daire Başkanı Yalçın Bıçak. "Sözen'in kararı son derece yanlış, haksız ve üzücü" dedi. Olavda. Bihükşehir Beledı- vesi'nin değil İller Bankası'nın dolandırıldığını. ancak vanlış stratejiler sonunda, olayın Büvükşehir Belediyesi'nin ba- şına patladığını belirterek şöv- le konuştu: "Görevde olmadığımız bir dönemin faturalarıyla karşı karşıva kaldık. Olavda Sö- zen'le benim imzam taklit edil- miş. Olayı burada aramak yanlıştır. Yanlış stratejiler yü- zünden belediyeve patlamıştır. 2.5 ay önce bilinen olay o za- man basına açıklanmalıydı." ADAiNA'DAN FİKRETDAĞLIOĞLU Hrpan kazanır 1. AYAK: İşlerinin noksan olmasına rağmen kalite safkan Yelinoğlu, yanşın en şanslı is- midir. Iyi durumunu muhafa- za eden Seksek ve Ercan 77'yi rakip olarak görüyonız. Son yarışında başanlı olan Aloş 3, sürpriz yapabilir. 2. AYAK: Iyi bir form tutan Sempati ve Plevne 2, tabela şansı olan isimler. Yeni yeni düzelen Karagülle ve uygun ki- losu ile Quick Flash'ın da tabe- la yapma şanslan vardır. 3. AYAK: Hazırlıklannda göz dolduran Akansel ve son yarışını beğendiğimiz Erdal, dereceli çahşmalar sergileyen Erginbey arasındaki mücadele, yanşın birincisini belirleyecek- tir. Altuğbey'i sürprizde tutu- yoruz. 4. AYAK: Koşu gördükçe düzelen Mirdasoğlu, bu uygun grupta bize göre birinciliğe uza- nacaktır. Iyi bir form yakala- yan Kerim de şanslıdır. Arkadaş ve Şerife, tabela şan- sı olan isimlerdir. 5. AYAK: Mesafe ve pist avantajı ile Ayşen 2 favorimiz- dir. Mesafeden etkilenmezse Good By ve Bahir, yarışın di- ğer şanslı isimleridir. 6. AYAK: Adana pistindeki iki yarışını da kazanan Tırpan, günün bankosudur. Uygun ki- losu ile Sabur ve Eserbatur'u rakip olarak görüyonız. Nirva- na'yı sürprizde öneririz. TAHMİNLERİMİZ 1. KOŞU: F: (4) Yiğithan, P: (6) Gülümser, S: (11) Demire- fe. 2. KOŞU: F: (2) Yelinoğlu, P: (1), Seksek, P: (4) Ercan 77, S: (9) Aloş 3. 3. KOŞU: F:(l) Sempati, P: (7) Plevne, P: (9) Karagülle, S: (13) Quick Flash. 4. KOŞU: F: (I) Akansel, P: (5) Erdal, P: (13) Enginbey, S: (2) Altuğbey. 5. KOŞU: F: (3) Mirdasoğ- lu, P: (2) Kerim, P: (4) Adlan, S: (6) Arkadaş. 6. KOŞU: F: (4) Ayşen 2, P: (1) Goodby, P: (6) Bahir, S: (5) To- runtay, S: (16) Golden Isle. 7. KOŞU: F: (8) Tırpan, P: (12) Sabur, P: (6) Eserbatur, S: (3) Nirvana. (Baştarafı 1. Sayfada) paniğe kapılması yanlış. Konu- ya duyarlıyız, olayı yakından ta- kip ediyoruz." İstanbul'da ölum olayların- dan sonra okullarda da grip sal- gınlarının başlaması uzerine va- lilik, okulların tatil edilmesini kaymakamlıkların yetkisine bı- raktı. ~ Bu karar üzerine Fatih ilçesi kaymakamı Cemalettin Sevim ise son iki gundür görülen grip salgını nedeniyle Darüşşafaka Lisesi'ni 20 ocak tarihine dek tatil ettiğini açıkladı. Kayma- kam Sevim, bu konuda gazete- mize şu açıklamayı yaptı: "Darüşşafaka Lisesi yatıiı bir okul. Durum böyle olunca gri- bal enfeksiyon birbirine sırayet etti. Dün 84 öğrenci yatıyordu. Bugün de 114 öğrenci gribal en- feksiyondan yatıyor. Bunun di- ger öğrencilere geçmesi ihtima- li var. Hıfzıssıhha Komisyonu- muzu topladık. Okulu cuma gü- nü akşamına kadar, sadece Da- rüşşafaka Lisesi'ni tatil ettik. Vizite durumuna çıkanlar 225 civannda, ama yatan öğrenci sayısı 114. Bu yatan öğrenciler için gerekli olan ilacın yani sıra C vitamine ihtiyaç var. C vita- minini oğrencilerin yeterli bir şe- kilde alabilmesi için takviye yaptık. Portakal, limon, grey- furt ve mandalina. Ama bunun yani sıra ilaçlar muntazam bir şekilde verilmekte." Darüşşafaka Lisesi Genel Müdürü tnciser Akpınar • da okulda grip salgını başladığını doğrulayarak grip belirtisi görü- len 225 öğrenciden 84'ünun doktor kontrolünde revirde te- davi altına alındığmı açıkkdı. Akpınar, "Enfeksiyonun hafif sejTettiği öğrencilerimiz ateş dü- şürücü ilaçlar verilerek ayakta tedavi edildiler. Ancak bunlar- dan 84'üniın durumu ağır oldu- ğu için doktor kontrolünde re- virde bakıma alındı" dedi. Bunun üzerine görüştuğümüz İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcılarından Salim Aka- gündüz, grip salgını nedeniyle okullara tatil karannın valiliğin izniyle olabileceğini belirttiği konuşmasında, "Halk liizum- suz yere paniğe kapılmasın. Okullarda tarama çalışmalanna başladık. Bu araştırmanın sonu- cuna göre müdürlüğümüz gere- ken önlemleri alacaktır. Ancak heniiz okulların tatil edilmesi söz konusu değil" diye konuş- tu. Öte yandan Çin gribinden öl- düğü söylenen Pamukbank 24 yöneticilerinden Gülgun Kurs- oğlu'nun cenazesi de dün top- rağa verildi. Kursoğlu'nun cenazesi, Eyüp Sultan Camii'nde öğleyin kılınan namazdan sonra Sütlü- ce Mezarlığı'na defnedildi. Ce- naze törenine Pamukbank Ge- nel Müdürü Bülent Şenver ve bankanın öteki yöneticileri de katıldı. Kursoğlu'nun annesi cenaze fenalık geçirirken Adli Tıp Ku- rum Başkan Yardımcısı Uğur Gunduz, Kursoğlu'na onceki gün otopsi yapıldığını, ancak sonuçlann en az bir ay sonra alı- nabileceğini söyledi. Yatıiı okul havatının en bildik seylerinden hiri. dersten >a da sınavdan kırmak isteyen öğrencinin tebeşir tozu >utma>ı da göze alarak revire >atma çabasıdır. Ancak bu kez Darüşşafaka öğrencileri, gerçek bir hastalıktan istemeyerek revire duştüler. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) Türkiye grip aşısmda gecikti HÜRRİYET UYMAZ İstanbul'da son iki günde ar- tan grip olayları, grip aşısı tar- tışmasını da yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, grip enfeksiyonla- nna karşı en etkili çözümün grip aşısı yaptırmaktan geçtiğini, an- cak bu yıl grip aşısı kampanya- sı için çok geç kalındığını söy- luyorlar. Türkiye'ye Fransa, İngiltere ve Almanya'dan ithal edilerek 43-80 bin lira karşıhğında dile- yen herkese uygulanabilen grip aşıları ancak 15 eylül-15 aralık arasında, yani enfeksiyonlar başlamadan yapılması koşuluy- la kişiyi en az 6-7 ay gripten ko- ruyabiliyor. I.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Bak- teriyoloji ve Enfeksiyon Hasta- lıklan Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Dilmener, pek çok hastane ve sağlık ocağında olduğu gibi kendilerinin de di- leyen herkese 43-80 bin lira kar- şılığında grip aşısı uyguladıkla- rını belirtti. Aşının yaygınlaştınlamaması- nın bir diğer nedeninin de eko- nomik olduğunu kaydeden Dil- mener, bu aşiların çok daha ucuza mal edilebilmesi için Türkiye'de üretilmesi yönünde çalışma yaptıklarını arilattı. Bu açıdan koruyucu hekimliğin önemini vurgulayan Dilmener, grip aşısmda dikkaf edilmesi ge- reken noktaları şöyle sıraladı: "Grip aşısı ber sene 15 eylül-15 aralık arasında yapıl- mabdır. Geç kalındığında, yapı- lan aşüamanın koruyucu etkisi olmayacağı gibi viriis taşıyan bi- risine aşıyla yeni viriis verilece- ğinden yaranndan çok zaran olur. Aşıyla uyuyan viriisü uyandınrsınız, enfeksiyon alev- lenir ve çok daha ciddi hastalık tablolan ortaya çıkar. Bu ne- denle aşılann doktor kontrolün- de yapılması gereklidir. Biz za- türree, orta kulak iltihabı, me- nenjit ve beyin iltihabı (ansefa- lit) gecirmiş kişilere öncelik ve- rerek bu aşı programını dileyen herkese uyguluyoruz. Kaldı ki bu hastalann zaten "basit bir grip, geçer" demeyip hastanede grip tedavisi görmesi gerekiyor. Aynca grip enfeksi; onlanna manız kalabilecek doktor, hem- şire, diş hekimi ve öğretmenle- rin de bu aşıyı yaptırmalarında yarar var." Goğus hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Çavdar da grip aşılannın bu tür hastalık- lardan korunmak için etkili bir yöntem olduğunu belirtti. An- cak Çavdar, bu aşının doktor kontrolünde yapılmasınm ge- rektiğini vurgulayarak "Kronik bronşit, astım, bronşektazi gibi hastalıklardan solunum sistemi çökmüş hastalara grip aşısı yap- tırmalarını öneriyonız. Çünkü grip bu tür şikâyetleri olanları çok daba kötü etldliyor. Ancak bazıJan eripken ba aşıyı yaptı- nyor. Bu çok yanlış. Grip baş- ladıgında aşı yaptırmanın yaran yoktur, aksine semptomlan art- tınr" diye konuştu. Öte yandan Vaksi grip aşısı- nın Türkiye distribütörlüğünü yapan Pastör Merio fınnasının satış sorumlusu Ecz. Şener Ozanlı, Türkiye'de grip aşısı yaptırma alışkanlığının yaygın olmadığını belirtti. Ozanlı, Fransa ve İngiltere'- ye göre Türkiye'de aşı yaptırma alışkanlığının son derece düşük olduğunu söyledi. Fransa'da 8.5, Ingiltere'de ise 4.5 milyon insan bu aşıyı yaptınrken Türki- ye'nin ithal ettiği grip aşısının 150 bin dozu geçmediğini kay- deden Ozanlı şöyle dedi: "Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) her yıl grip virüslerini tespit ediyor ve bunlan da A, B, C diye gruplandınyor. A ve B grubu virüsler salgın yapanlar- dır. C ise şöyle bir yoklayıp ge- çer. Çin gribi, A grubuna giri- yor. Vaksi grip aşısından bu yıl 100 bin doz ithal etmeyi düşün- dük. Geçen yıl bu 15 bindi. İn- şallah bu salgın tutmaz, yoksa bu aşılara büyük ihtiyaç doğa- cak." Ozanlı, Türkiye'de bazı "ca- hil insanların grip yapan viriis- lerin çok çeşitli olduğunu ve aşı- nın tüm virüsler Üzerinde etkili olamayacağını öne sürerek aşı- lanmayı önemsemediğini" de söyleyerek "Maalesef bazı dok- torlar da bu görüşü paylaşıyor- lar" dedi. rekçesiyle eylül ayında tazminat- sız olarak işten çıkanldıktan sonra geçen -dört ay boyunca yaptıklan tüm girişimlerin so- nuçsuz kaldığını, Ankara'ya yü- rümekten başka çareleri olma- dığını söyledüer. Emekliliğine 8 ay kala işten çıkarılan 14 yıllık işçi Hasan Danyan, SHP delegesi olduğu- nu, IZSU'dan 17 SHP delegesi- nin çıkarıldığını belirterek "Sosyal demokrat bir belediye başkanı işçilerini sokağa atarak nereye varmak istiyor" diye sor- du. ESHOT baştemsilcisi, 6 yıllık işçi Süleyman Süvsri, Izmir Bü- vükşehir Belediye Başkanı Yük- sel Çakmur'u işyerlerinde arka- »daşlarının kendileri için topla- dıkları yardımları durdurmakla suçlayarak "İşveren, Zonguldak maden işçilerine kamyonla yiye- cek gönderiyordu. Bizim arka- daşlanmızdan yardım toplayan- lar hakkında suç duyurusunda bulundu" diye konuştu. İşçiler, Çakmur'un yürüyü- şün başlamasından sonra yaptı- ğı açıklamalan da sert bir dille eleştirerek "Çakmur kesinlikle geri almam diyor, biz de dön- mekte kararlıyız" diyorlar. Yüksel Çakmur'un vanaları kırdıkları, sulan kestikieri şek- lindeki açıklamalarını 'Yalan' diye tanımlayan işçiler 'Yalanla o koltuğa otunılmaz' dediler. Dün geceyi Camyazı köyün- deki Akbıyıkoğlu çiftliğinde ge- çiren belediye işçileri için Uşak Belediye-tş Şubesi bugün bir moral gecesi düzenliyor. İşçiler ertesi gün Afyon yönünde yürü- yüşlerine devam edecekler. Ingilizler (Baştarafı 1. Sayfada) olmamasına rağmen, geçen ka- sım ayında BBC'nin Doğu Ana- dolu'da PosoFta bir "radyo-TV dinletne istasyonu" kurmaya ka- rar verdiği açıklanmıştı. Bura- dan edinilecek tüm açık ve gizli istihbaratın, Ikinci Dünya Sava- şfnda Ingilizlere çaJışan unlü "İngiliz Kemal"in mirasçılann- ca değerlendirileceği anlaşıbyor. Eski Sovyetler Birliği'nde gra- nit surath tarihi casus heykelle- ri alaşagı edildiği, soğuk savaşın bittiği, NATO uçaklannın Mos- kova'ya gıda yardımı taşıdığı şu günlerde, İngiliz gizli istihbarat örgütleri zamlanan bütçeleri, sa- yılan kabaran elemanlanyla, 21. yüzyıl teknolojisine ev sahipliği yapan yeni süper tesislerine ta- şınmaya hazırlanıyor. Ülke içi istihbarattan M15, dı- şarıda casusluktan Mlö'nın "varlığını" hükümet kabul da- hi etmiyor. Ancak basına sızan bilgilere göre içlerinde en büyü- ğü, Türk ve Yunan eleman sıkın- tısı çeken GCHQ. Bütçesi Türk parasıyla 7.5 trilyon lira ve 7 bin kişi çalışıyor. Bu para, İngiltere savunma bütçesinin sadece otuzda biri aslında. Basına, ge- lecek ay ilk kez bir kadın yöne- tici atanacak olan M15'le "res- men var olmayan" ama herke- sin yerini-yurdunu bildiği Mlö'nın birlikte 4 bin elemanı var. Toplam bütçeleri de 6 tril- yon lirayı buluyor. Körfez savaşımn birinci yıldö- nümünde M16, Kuveyt bunalı- mı öncesinde Bağdat'ta casus bulundurmadığı için "dar göriişlülükle" suçlanıyor. Yine de M16, Amerika'nın Avrupa- daki gözü-kulağı ingiltere için belirsizliklerle dolu gelecek için yararlı ve sağlam bir yatınm ola- rak görülüyor. Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. İBRAHİM TATLISÖZ Atina'da açıklama yaptılar TTKKO'dan 326kişilik 6 ölüm listesi' ATİ.NA (AA)-Yasadışı TKP-MLye bağlı TİKKO (Türkıve İşçi Kövlü Kurtuluş Ordusu), 326 isimden oluşan bir "ölüm Iistesi"ni Atina'da vavımladı. Lıstede. örgütün "halk düşmanlan" olarak ni- telendirdıği ve "işkenceden sorumlu oldukları" öne sürü- len subay, polis ve resmi gö- rcvhlerın adları bulunuyor. Yüzlerini gizleyen örgüt söz- cülen. Atına'da düzenledikle- rı basın toplanıısında "ölüm listesini" açıkladıktan sonra. lıstede >er alan isimlenn "gö- rüldüklert yerde imha edilmele- ri için" örgüt mensuplanna tahmat verildiğını belirttıler. Boyle bir açıklamayı neden Yunanistan'da vaptıkları so- rusuna ise sözcü. "Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde benzer açıklamalar y apacaklarını, an- cak Yunanistan'ın bir başlan- gıç olduğu" yanıtını verdi. Hakkâri'de olay:7yaralı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) — Halkoyunları yarışması sırasın- da pkan olaylarda l'i ağır 7 ki- şinin yarala'ndığı, Emniyet ve Milli Eğitim müdürlüklerine ait bazı araçların camlannın kınl- dığı bildirildi. Milli Eğitim Müdürlüğü'nce ilk, orta, lise ve kamu kurumla- rı arasında düzenlenen halko- yunları yarışması olaylara yol açtı. Yarışmanın yapıldığı salo- na aşırı kalabalık yüzünden gi- remeyen bir grup, camları taşla- dı. Polisin müdahalesiyle bu grup uzaklaştırılırken, bu kez yarışma sonuçlanna tepki baş- ladı. Yüksekova Lisesi ve Yük- sekova Halk Eğitimi Merkezi halkoyunları ekiplerinin hakkı olan birinciliğin Hakkâri Lisesi ve Hakkâri Halk Eğitimi Mer- kezi'ne verildiği volundaki tar- tışmalar taşkınlıklara neden ol- du. Polisin, önlemek için cop kullandığı olayın ardından sa- Iondan çıkanlar Hakkâri Valili- ği'ne doğru yürüyüşe geçtiler. Slogan atarak ilerleyen yaklaşık 2000 kişi, güvenlik güçleri tara- fından dağıtıldı. Çıkan olaylar sırasında Mus- tafa Özkan, Tanju Çelik ve Ha- kim Ege ile kimb'ği belirleneme- yen 4 kişi yaralandı. Yaraülardan birisinin durumunun ağır oldu- ğu bildirildi. Göstericilerin, Milli Eğitim ile Eraniyet müdürlükle- rine ait bazı araçların camlannı kırdıkları gözlendi. Alo ilk gece (Baştarafı 1. Sayfada) rahat dinliyordu anlatılanları. Hem sadece kadın değil erkeğin durumu da belirtiliyordu. "tlk gecede erkeklerde ise bu kaygılar kendisini ya başanlı ol- mazsam duygusuna götürür. Dı- şarıda kanlı çarşaf bekleyen ai- le de varsa sıkıntı daha da artar. Ve erken boşalma ve sertleşme problemleri ortaya çıkabiür. Ba- zı kişiler bu durumu o kadar ababriar ki, iktidarsız oldukla- nnı bile düşünürier." Safiye yaklaşık Uç dakika sü- ren bilgileri iyice dinledikten sonra olayı gidip köyün diğer kızlanna da anlattı. Kızlar, gül- düler, korktular, çekindiler ama bir gün "İlk Gece" için muhta- nn evinde toplanmaya karar ver- diler. BUtün kızlarda bir merak eve doluştular. Utançlanndan telefondaki sesi dinleyemeyenler oldu. Daha cesaretliler ise ilk ge- cede bazı olumsuz durumlann ortaya çıkmaması için öneriler bölümüne kadar geldiler: ' "tlk gece beraberiiğin ilk adı- mıdır ve çok özel bir gecedir. Bu gecedekî yıpratıcı olaylar, evli- liği daha sonraki yıllarda bile et- kileyebilecek sorunlar yaratabi- lir. Bu nedenle sakin, çevreden gelecek uyanlann olmadığı bir ortamı saglamak önemlidir. Kaygıları, korkuları birlikte açıkça konuşmak çok rahaüatıa olacaktır. tlk geceyi birkaç gün sonraya bırakmak bir öneri ola- bilir. Genelde birbirini tanıma- dan ya da az tanıyarak evlenen çiftin, birbirlerine alışmak için zaraana gereksininıleri olabilir. Unutmayın ki, ilk gece bir sınav değüdir. Umutla beklediğiniz bir beraberiiğin başlangıcıdır. Hoş bir baslangıç ise sizin eliniz- dedir." Bu öykü bir fantezi değil. Çünkü Alo Bilgi'nin servisleri- ne gelen mektuplardan anlaşıl- dığına göre ilgi daha çok kırsal bölgeletden. Genel Müdür Oguz Özerdem, cinsellik servislerinin içinde en çok aranüan bölümün "İlk Gece" olduğunu belirtiyor ve ortalama sayının günde 3600 olduğunu kaydediyor. Alo İlk Gectfde abonelere su- nulan bilgiler İstanbul Üniver- sitesi Tıp Fakültesi'nden konuy- Ia ilgili doktorlarca düzenleniyor ve gelen mektuplann ilgi odak- larına göre tekrar düzenleniyor. Alo Bilgi'den verilen bilgiye göre cinsel bilgileri içeren hatlarda "ilk Gece"den sonra en fazla il- giyi sırasıyla mastürbasyon, er- ken boşalma, orgazm ve gebe- likte cinsel ilişki hatlan göriiyor. Unutmadan şunu da ekleyelim: Bu hatlan aradığmızda 30 sani- yede 2 bin 917 lira yazıyor ve te- lefon faturanıza ekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear