18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
• • KENT-YAŞAM HURİYET/15 EKTUP îskeleye yanaşmak • Sayın Şehir Hatları Vapur işJetmeleri yetkilüeri, sabah saatlerinde işlerimize yetişmek için oldukça sıkıntıü saatler yaşıyoruz. Bir de sizin acemi kaptanlarınız buna tuz biber oluyorlar. özellikle "Dolmabahçe" gemisinin kaptanı iskelelere en zor yanaşan kaptan unvanını aldı. Bir îskeleye yanaşmanın 30 dakikayı geçtiği nerede görülmüş. MESUT ÇARKÇI KÎSÂ KISA • Üsküdar Belediye Başkanhğı'nca kentteki belediye sorunlarına acil çözünı getirmek amacıyla 'Alo Belediye" birimi oluşturuldu. • Şişli Belediyesi'nce 200 çocuk sünnet ettirildi. • Adnan Oktar'ın müritlerinden olduğu öne sürülen Tuğçe ve Altuğ Berker çifti de dün tstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaları sonunda boşandılar. Otobüs ve kuyumcu soygunu Iki soygunKayuMcu Kartal Cevizli'de bir kuyumcuyu soyan silahlı 5 kişi, dükkân sahibini öldürüp yardımcısını yaraladıktan sonra kaçtılar. Otobüse baskut Topkapı'dan kalkan otobüsü Okmeydanı'nda durduran 3 kişi yolculardan kuyumcu mutemedini soydular. Istanbul Haber Servisi — Kartal Cevizli'de bir kuyumcu dükkânı, silahlı 5 kişi tarafından soyuldu. Olayda soygunculara direnen kuyumcu öldürüldü, yardıması yaralandı. Soyguncu- lar, bir tniktar altını da gasp ederek kaçtılar. Cevizli, Çınar Caddesi 31 numaradaki Omer Demirbağ'a ait Doğu Kuyumcu- su'na dun 12.45 sıralarında gi- ren biri uzun namlulu, silahlı üç kişi altınları istediler. Dükkân sahibi Ömer Demirbag (36) ile yardımcısı Erkan Karlıdağ'ın (18) direnmesi üzerine ateş açan soyguncular, bir miktar aJtını da alarak dısanda bekleyen iki ki- şiyle birlikte plakasız bir Ana- dol kamyonetle, plakasız bir taksiye binerek uzaklaştılar. Afır yaralanan kuyumcu ile yardjmcısı Kartal Devlet Hasta- nesi'ne kaldınldı. Yapılan tüm müdahalelere karşın dükkân sa- hibi ömer Demirbag yaşamını yitirdi. Demirbağ'ın 4, yardım- cısı Karlıdağ'ın 2 kurşun yarası aldığı belirtildi. Topkapı'dan hareket eden 17 LF 575 plakalı yolcu otobüsü, Okmeydanı'nda 3 kişi tarafın- dan saat 23.30 sıralarında dur- duruldu. Otobüsün önce baga- jını açtıran silahlı soyguncular daha sonra otobüse binerek Febmi Yavaş adlı kuyumcu mu- temedinin yanına gittiler. Mute- medin oturduğu koltuğun üze- rindeki bölmede bulunan pake- di alan soyguncular daha sonra kaçtılar. Şi$li Emniyet Amirliğji ne giderek şikâyetçi olan ku- yumcu mutemedi Fehmi Yavaş1 m çelişkili ifade verdiğini öne sü- ren polis, mutemedi gözaltına alarak soruşturmaya başladı. Çaünan çantadaki 5 kilo alnnın Biga'daki bir kuyumcuya ait ol- duğu bildırildi. Üniversiteli Seher hâlâ komada tstanbul Haber Servisi — Gectiğimiz sah günü, öğre- nim gördüğü okulun üçüncü katından polis tarafından atıldığı öne sürülen, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sa- natlar Akademisi 2'nci sınıf öğrencisi Seher Şahin'in ko- madan çıkamadığı öğrenildi. Taksim llkyardım Hastanesi Reanimasyon Servisi doktor- lan, Seher Şahin'in sağlık du- rumunda bir düzelme olma- dığını belirtti. Seher Şahin'in tedavisi için MSÜ'de yardım kampanyası başlatıldığı bilidirildi. Rektörlük Genel Sekreteri Sabit Ayasbeyoglu, Seher'in kaydının devamsızlıktan ötü- rü silindiği için resmi olarak yardım edemediklerini, an- cak üniversite çapında kendi olanaklarıyla bir yardım kampanyası başlattıklarını söyledi. Emniyet Müdürii Mehmet Ağar ise A.A!ya yaptığı açık- lamada, Seher Şahin'in cam- dan düşerek agır yaralanması olayıyla polisin ilgisi bulun- madığını söyledi. 5 > i n c j s " düzenlenen Marmara Kupaa \ a t yanşı'nm startı dun verildi. 16 yaün katıldığı yanşmada, tekneler Marmara Adası'na doğru yelken açtılar. Sponsorlügünü The Mar- mara Oteli'nin düzerdedigi yanşmanın startının verildigi Fenerbahçe'deki Galatasaray Kulıibü'- nden 5 bin balon uçuruldu. 3 gün sürecegi belirtilen yanşta, yanşmacılar 160 deniz mili yol kate- derek, Marmara AdasTıuıı etrafını dolaşıp basiadıklan yere dönecekler. Marmara Kupası Yat Ya- nşlan sporsörlügiinii bundan böyle kendÖerinin üstlenecegini belirten The Marmara Oteli yetkili- leri, 1. ve 2'ncilik kupalannın her yıl el degiştirecegini söylediler. Havanın bugttn ve yarın fırtına- lı olacagını belirten yetkililer, yanşmanın zorlu ve zevkli geçmesini bekJediklerini kaydettiler. Ya- nşmacdara, sanatçı Mehmet Cem tarafından hazırlanan kupaları önömiizdeki cnmartesi The Marmara Oteli Balo Salonunda verilecek. (Fotograf: BEHZAT ŞAHİN) r EREKLÎ TELEFONLAR 055 056 527 57 00 m 172 13 73 -74-75 ve 088 • ISdınza: 068 Ad:077 H 511 89 18 M T»: 588 48 00 Çaşa T*: 534 00 00 (100 hat) • T*: 340 01 00 tap^a İ M K 345 46 80 EM: 131 22 09 Mp 152 43 00 a H » H | l 588 44 00 S» Uamntm: 121 77 77 SSK Uztaşt: 358 67 60 .: 176 24 14 (Isl), 356 0* 85-86 (Kadıkty) Mtff Traflk: 377 22 07 (E-5). 356 04 86 (Şehınçı), 314 36 (B Çekmece) • TNY: içltotor. 573 13 31. Dt* IMtar 574 73 00 (25 hat). Saatnfc 574 73 00, tetffMT—: 574 82 00 (45hat) • 0DY: Skkad tapı: 527 00 50, tLPtfM D i i f i : 336 20 63 *Jf*t» Saatıal 348 80 20 • VAFM: |«Mr Natbn: 526 40 20. 144 42 33, DMb Ttian (Jlc«M*): 145 53 66, 144 25 02 149 18 96 DMfa 0 M M : 149 15 58 • MCTEOMUUİ: (Hava tahmını öğrenme) 573 89 80 HABERLERİN DEVAMI Kadınlar Politikaya... (Baştarafı I. Sayfada) nusudur. Bu sayı, toplam seçmenlerin yüz- de 50'sine yakındır. KırsaJ kesimde kadın oy- larının sayısı daha da yüksektir: Yüzde 57 civarında seyrettiği söylenebilir. Ülkemizde kadının durumuna ilişkin baş- ka rakamlar da verilebilir. Bu topraklarda ya- şayan kadın nüfusun yüzde 70'i okuryazar gözüküyor. Lise ve üniversite mezunu kadırv ların sayısı 2 milyona yaklaşmıştır. Sendikalı işçilerin yaklaşık onda biri, devtet memurla- nnın yüzde 30'u kadınlardan oluşuyor. Yalnız bu sayısal gerçekler bile ülkemiz- de kadınların önemli bir aşama yapmış ot- duklarını göstermektedir, Gerek bu durum- ları gerekse seçmen olarak sahip oldukları potansiyel güce karşın, kadınların Türk siya- set sahnesindeki etkisiz konumları, üstünde özellikle durulması gereken bir konudur. Çünkü Türkiye'de demokrasi eğer güçlene- cekse, bir yaşam tarzı olarak yerleşecekse, kadınların da aktif olarak politikanın içinde yer almaları gerekir. Bu konuda siyasal partilerimize düşen gö- revler var. Kadınlan politikaya daha çok cek- mek, parti üyesi olmalan için özendirmek, yönetim kademelerinde ağırlıklı biçimde yer vermek, parlamento ile bakanlar kurulunda gereği gibi temsil edilrnelerinı sağlamak.. Bir başka deyişle, politikayı erkek işi olmaktan çıkarmak ve kadınların poiitikada gosterme- lik değil, gerçek anlamda yer almalarına ka- pıyı açmak gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek, çağı yakalamakla eş anlam taşır. Kadın oylarının seçimlerdeki anlamı yıllar içinde belirginleştiği için siyasal partilerin bu konuda gitgide duyarlı hale geldikleri söyle- nebilir. Bu alanda özellikle SHP, bir sosyal demokrat parti olarak olumlu bir adım atmtş bulunuyor. Partinin yönetim organlannda ka- dınlara yüzde 25'lik zorunlu bir kontenjan ay- rılmış olması, bir bölümü haklı eleştirilere kaynakhk etmiş olsa bile, kadınların siyasal katılımı açısından yerinde bir karardır. Milletvekılı aday adaylannın belirlendiği şu günlerde siyasete ilgi duyan kadınların du- rumu nedir? Bu soruya pek öyle olumlu bir karşılık ver- me olanağından ne yazık ki yoksunuz. Bel- ki tüm partilerde kadın adayları parti vrtrini- ne çıkarmak için belirli bir çabaya rastlanı- yor. Ama kadınların parlamentoda gerçek- ten yeterli biçimde temsil edilebilmelerini sağlayacak bir gelişmeden söz etmek ola- naksızdır. Partilerin aday listelerinde kadın isimlerine kuşkusuz rastlanacak; ama yer- leri büyük bir olasılıkla öyle olacaktır ki par- lamentoya girebilenlerin sayısı yine günlük deyimle devede kulak kalacaktır. Bu durum acaba biraz daha değiştirilemez mi? Siyasal parti liderlerinin, özellikle de sos- yal demokratların bu alanda kendilerini bi- raz daha zorlamalarında yarar olduğuna ina- nıyoruz. SHP'de önseçim mekanizmasının dişlıleri arasına bırakılacak kadınların herhat- de çok azı milletvekili seçilebilecek yerlere gelebiliıier. Bu konunun özellikle SHP açı- sından şu günlerde ne denli duyarlı olduğu- nu bilmiyor değiliz. Aday yerlerinin saptan- ması özellikle Sayın inönü'ye son derece sı- kıntılı, sancılı bir dönem yaşatıyor. Ama yi- ne de kadınların poiitikada daha etkin biçim- de yer alabilmeleri için bugün bile hâlâ bir ölçüde de olsa yapılabilecek bazı şeyler ol- duğu inancındayız. Tabii bir noktanın alttnı burada özellikle çizmek isteriz: Politikayı bu ülkede erkek işi olmaktan çı- karmak hkp kuşkusuz yalnız erkeklerin işi de- ğildir; dünyanın hiçbir yerinde de zaten öy- le olmamıştır. Siyasal haklarına ancak bu yüzyılın başında kavuşmuş olan Batı dünya- sındaki kadınlar, bunun için son derece cid- di, örgütlü mücadele vermişlerdir. Son 20 yıldır dünyada kadın hareketleri- nin büyük bir ivme kazandığı biliniyor. Bu arada Birleşmis Milletler "Kadın 10 Yılı" ilan etmiş bulunuyor. Birçok ülkede erkek-kadın aynmcilığını öngören hükümlerin yasalardan temizlenmeye başladığına tanık olunmakta- dır. Bütün bunlara karşın yine de kadınların dünyanın hemen her yerinde politikaya er- keklerle birlikte mutlak eşitlik içinde katıldık- lan söylenemez. Ülkemizde de durum farklı değil. Kadınlar yasal olarak siyasal haklarını 1934 yılında kazandılar. Ama bu ileri adım, kadınların toplumumuzda bağımsız siyasal davranışlarda bulunabilmelerini kendi başı- na güvence altına alamadı. Türkiye gibi ge- leneksel değerlerin ağır bastığı, kadın-erkek ilişkilerinin otoriteye, erkeğe bağımlılık teme- iine dayandığı bir ülkede, kadının siyaset sahnesinde kendi başına yol alması kuşku- suz kolay değildir. Bu açıdan daha çok ko- canın, babanın ya da ağabeyin dediği olur. Kuşkusuz bu durum gitgide değişiyor ve değişmelidir de. Bu konuda herkesin, özel- likle sosyal demokratların kendilerine düşe- ni yapması bir demokrasi ve çağdaşlık gö- revidir. Ama bu görev en başta kadınlara düşü- yor. Politikayı erkek işi olmaktan çıkarmak, erkeklerin değil kadınların işi olmalıdır. Herkes kendi hakkını soke soke alabilir- se demokrasi ete kemiğe bürünüyor, başka türlü değil. Güreş'ten 2 uyarı (Baştarafı 1. Sayfada) emekli Büyükelçi, eski Dışişleri ve Milli SavTinma Bakanı Haluk Bayttlken, konferansın gerek Sovyetler Birliği, gerekse Doğu Avrupa'da hızlı gelişmelerin ya- VEÜEFENDİ HİPODROMIPNDAN FİKRETDAĞLIOĞLU TAHMİNLER 1. Koşu: F. Noble Star (1), P. Ertunga (2), S: Fidelia (3). 2. Koşu: F. Cobra (2), P. Aloş (1), PP. Nazlı 65 (8), S. Ram- bo(4). 3. Koşu: F. Doğubatur (5), P. Tayga (3), PP. Aslanım (4), S. Ömer (2). 4. Koşu: F. Gungadin (4), P. Victod Rose (7), PP. Dragon (1), S. Brownie (2). 5. Koşu: Uni (1), P. Ginza (5), PP. Bankocu (9), S. Baskomu- tan (3). 6. Koşu: F. Audia (8), P. Mag- rana (4), PP. Devir (2), S. Sa- uther Dancer (6). 7. Koşu: F. Havuçözü (4), P. Yerdelen (8), PP. Turanbey (6), S. Arzu (9), SS. Bozkurt 4 (2). 8. Koşu: F. Şans 7 (9), P. Va- lide (10), PP. Aslangülü (5), S. Mesudem (7). şandığı döneme rastlamasına dikkat çekti. Konferansta, Ür- dün Kraü Hüseyin'in oğlu Prens Abdullah, Atlantik Antlaşması Asamblesi Başkanı Bernardimo Gomez, NATO Genel Sekreter Yardımcılarından Amodeo de Franchis ve Milli Savunma Ba- kanı Barlas Dogu'nun yaptıkları konuşmalarda daha çok genel ifadeler yer alırken Genelkur- may Başkanı Doğan Güreş'in "net" mesajlar verdiği gözlendi. Gelecekte esas tehditlerin Or- tadoğu bölgesinden geleceğini ifade eden Orgeneral Güreş, bu tehditleri şöyle sıraladı: "Filistin sorunu; petrol reji- mi; hangi boyutlara ulaşacagı belirsiz olan aşın dini cereyan- lar ve uluslararası terorizm; kiue tahrip silahiannın yayılması." Güreş, bu sorunlara ek olarak su konusunun ileride ciddi so- runlara yol açabileceğine de işa- ret ederek şöyle konuştu: "Türkiye, bilindigi üzere bir süredir GAP diye adlandınlan büyük bir sulama ve elektrik üredmi projesini gerçekleştinne- ye çalışmaktadır. Bu baraj pro- jesine, Suriye ve Inık kendileri- ne kalan su rejiminin azalacagı gerekçesiyle itiraz etmişler, hal- ta Irak, gecen yıl bunu tehdit ha- line getirmeye teşebbüs etmiştir. Aslında bu iki ülkeye bırakılan su mikbuı, ibtiraçlanoı karşıla- yacak ölçüdedir. Neticede, pet- role ilave olarak ileride kendile- rini güçlii hissettikleri ölçüde ve zamanda bu iki ülke, bölgede bir de su sorunu çıkarabilecek- ierdir." Iran-Irak ilişkilerinin önü- muzdeki yülarda da bölgede po- tansiyel bir istikrarsızlık unsuru olmayı sürdüreceğini belirten Orgeneral Güreş, "Kürt sorunu" konusunda şu uyanda bulundu: "Körfez krizi nedeniyle Iran- Irak arasında bir yakınlaşma ça- bası göriilmesine rağmen, bölge- de zaman zaman ciddi ihtilafla- ra yol acan etnik sorunlar ve mezhep farklılıklan vardır. Kaf- kaslar bölgesindeki Ermenistan, Azerbaycan ve Giircistan ibtflaf- lan gibi burada da istismara müsait bir Kürt meseksi vardır. Etnik kıpırda/nalann tahrik edi- lerek, cografı zoriamalara teşeb- büs edilmesi, yeni ve çok tehli- keli çatışmalara yol açabilir ve süratle yaygın bir şekil alabilir. Çok hassas ve milli bünyeleri parcalayıcı nitelikteki bu tehli- keli mücadelelerin hedefi, tari- hin derinliklerindeki somut ol- mayan ve miispet delillere da- yanmayan iddialardır." Güreş, Irak'm toprak bütün- lüğüne özen gösterilmesi gerek- tiğini de "Ortadoğu'da meyda- na gelecek dengesizlik ve boş- luklar nedeniyle oluşacak yeni raahalli çaUşraalar, özellikle Irak'ın etnik yönden bölünme- si, bölgede ikinci bir Lübnan ya- ratılmasına sebep olur ki bu bu- günkünden daba ciddi müzm'm olaylara yol açar" sozleriyle ifa- de etti. Orgeneral Güreş, Türkiye'nin bölgede bir istikrar unsuru olma vasfının anan bir şekilde devam ettiğini de belirterek, Ortadoğu- dan Avrupa'ya ve NATO'ya yö- nelebilecek tehditler için Türki- ye'nin bir "anahtar" ülke oldu- ğu gerçeğinin geçcrliligine de işaret etti. MilliEğitim Bakanhğı Müsteşan Nihat Bilgen' Oğrenci ütülü pantolona beıızetildi AYŞE SAYIN ANKARA — MUli Eğitim Bakanhğı Müsteşan Doç. Dr. Nihat Bilgen, mevcut eğitim sis- teminde yetişen öğrenciyi 'ütü- lü pantolon'a benzetti. Ders geçme kredi sistemiyle, öğrenci- lerin 'katılımcılıgının' sağlana- cağını anlatan Bilgen, "Bu, eği- timde demokratikleşme olayıdır" dedi. Sisteme 'pilot bölge' uygula- masına gidilmeksizin birdenbi- re geçişin gerekçesini, "lîM6'da demokrasiye geçilirken de pilot bölge uygulaması olmadı" diye açıklayan Bilgen, "Kaybedile- cek zaman olmadıgını" belirtti. Mevcut eğitim sisteminin öğren- ciyi 'otorite kabul edilen kitaba boyun egen' duruma getirdiği- ni kaydeden Bilgen, şöyle ko- nuştu: "Ogrencileri bir kalıp içinde yetiştiriyoruz. Ütülü pantolon gibi, ögrenci düşüncelerini ifa- de edemiyor. Getirdiğimiz sis- Öğrenciye şartsız kurul (Baftarafi 1. Sayfada) rencilerinin de yararlanacağını söyledi. Akyol'un verdiği bilgi- ye göre bütünlemeli öğrencilerin durumları, başansız oldukları derslerden aldıklan notun en az 3, yıl sonu başan notunun da en az 5 olması şartına bakılmadan sınıf öğretmenler kurulunda gö- rüşülecek. Öğretmen kurullan 9-10 eylül günlerinde top- lanacak. Bu konudaki genelgeyi dün Düzce'de imzaladığını söyleyen Akyol, genelgenin iki gün için- de çok acele kaydıyla illere gön- derileceğini belirtti. Akyol, öğretmenler için yapı- lan hizmetleri anlatırken de "Bu benim için bir besap vermedir. tlk kez söylüyorum, son kabi- nede Milli Eğitim Bakaniıgı'n- dan başka hiçbir bakanhğı ka- bul etmedim. Çünkü başlattıgı- mız hizmetleri bitirmek istiyor- dum. Icra planımızda öngördü- gümüz bütün hizmetleri tamam- ladun, bunun mutlulugu içinde- yim" diye konuştu. Bu arada Milli Eğitim Bakan- lığı'ndan yapılan açıklamada, 1991-1992 öğretim yılından iti- baren, "Ders geçme kredi siste- minin" uygulamaya konulaca- ğı ammsatüarak, "Şartsız kurul hakkı, bu sisteme uyumu kolay- laşbrmak, eski sınıf geçme yö- netmeliginden kaynaklanan magduriyetleri önleyerek fırsat ve imkân eşitligini sağlamak, genellik ve eşitlik ilkesini ger- çekleştirmek amacıyla verilmiş- tir" denıldi. Milli Eğilim Bakanbğı Müs- teşar Yardımcısı Abdülkadir Türkmen'de şartsız kurul hak- kının yeni sisteme geçümesinden kaynaklandığını belirterek şöy- le konuştu: "Gelecek sene bütün sistemi degiştiriyoruz. Ögrenci kendi yetenegine uygun dersleri oku- yacak. Ortaokullarda da ilko- kuldaki gibi ögrencinin yerişti- rilmesi esastır. Onu bir derste başansız diye sınıfta kalması yanlıştır. Gelecek yıl sisteme ge- çecegimize göre, bir dersten 2 dersten başansız diye acaba öğ- renciyi sınıfla bırakmak doğru mu? Bu yanlış olur." İNÖNÜLER POZ VERDİ SHP'nin kozıı 6 çağdaş lider' İÇ PoUtika Servisi — SHP'nin seçim kampanyasında, Genel Başkan Erdal İnönü'nün eşi Se- vinç Inönü ile birlikte çekilmiş fotoğraflan "çağdaş lider" ima- jını yaygınlaştırmak amacıyla kullanılacak. Partinin kampan- yasmı üstlenen Yorum Ajans'ın Ergun Çağatay*a çektirdiği yüz- Ierce fotograf arasında yer alan kan-koca Inönülerin fotoğrafla- n, hazırlanacak olan afiş, pan- kart, kokart ve bül-board'Iarda değerlendirilecek. 1987 seçimlerinde de SHP'nin kampanyasını üstlenen Yorum Ajans yetkilileri, geçen seçimler- de kullandıkları "limon" espri- sinin "oegatif kampanya" kap- samına girdiğini ve gerekli tep- kiyi aldığını belirterek, bu yıl yalmz bununla yetinmeyecekle- rini, "pozitif kampanya"da ya- pacaklanm söylüyorlar. Yetkili- ler, "Biz bu kez SHP'nin neler yapacağını aktaracağız. Yani yamızca diğer partilerin eleştirisi üzerine kurmayacağız kampan- yamızı. Ama bu, miting alanla- nnda yürütüldüğü gibi kaba, zoriayıcı ve rakipleri aşağdayıcı olmayacak" diyorlar. Kampanyayı "gül"le açtıkla- rını ve "gül"le kapatacaklarını söyleyen Yorum Ajans yetkilile- ri, kampanya süresince şimdilik isimlerini açıklamak istemedik- leri başka simgeleri de gündeme getireceklerini anlattılar. Partilerin hemen tümünün reklam kampanyalarında oluş- turmayı hedefledikleri "çagdaş lider" imajını, SHP'de, Genel Başkan İnönü'nün eşi Sevinç înönü'yle "dengeh' ilişkisi ve Se- vinç Hanım'ın çağdaş görünü- mü"yle vermeye çahşacak. Se- vinç Hanım'ın, diğer lider eşle- rinden daha farklı bir görünü- me sahip olduğunu belirten Yo- rum Ajans yetkilileri, "esinin ya- nında olan, ama herkesin kendi sınınnı çizdigi bir ilişki" imajı- nı yaratmak istedikierini belirti- yorlar. Halkın beklentisinin de bu doğrultuda olduğunu sapta- dıklarını söyleyerek, "Biz, ne eşinin ve çağın gerisinde kalmış, ne çağın gerisinde olduğu halde cağ ötesi bir göriınüm sergfleme- ye çalışan, ne de eşinin parti iş- lerine kanşır durumda olan bir lider eşi imajı veriyoruz" diyor- lar. Ve ekliyorlar: "Zaten Erdal Bey'le Sevinç Hanım'ın ilişkile- ri de buna uygun." Ergun Çağatay tarafından İs- tanbul ve Ankara'da değişik me- kânlarda tnönü'nün eşiyle, ka- labalık içinde ve yalnız başına yüzlerce fotoğrafını çektiren Yo- rum Ajans, şimdilik bunların hangilerinin nerelerde kullamla- cağına karar vermemiş. Ama fo- toğraflann yaygın olarak, miting alanlarında yer alacak büyük boy posterlerde, afişlerde yer alacağmı, ı.yrıca kâğıt, metal ve plastikten yapılacak olan yaka kokartlarında kullanılacağını açıklıyorlar. Televizyon için de 1987'de olduğu gibi dört film hazırlayacaklannı söylüyorlar. tem, egitimde demokratikleşme- dir. Biz 'doğru olan bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu de- neyerek görelim' diyonız ve bu fırsatı yarattık. Birdenbire geçi- şe öğretmen ve ögrenci adapte olacak mı? Bu konuda güven- diğim insanın yeterlilikleridir. tnsanın sonsuz potansiyelidir. Çünkü, insan özgüriüğünü, kendi yaranna olan şeyleri çok çabuk kavrayabilir. Değişme ar- zusu gösterebilir. 1946"da de- mokrasiye geçilirken de, pilot bölge uygulaması olmadı. Eğer bekleyelim, koşullar olgunlaşsın diye beklenseydi, bugünlere ge- linemezdi." Bilgen, yeni sistemin yerleş- mesiyle birlikte, üniversite seç- me ve yerleştirme sınav siste- minde de değişiklik yapılacağı- nı anlattı. Bu konuda ÖSYM başkanhğı ile birlikte çahştıkla- nnı anlatan Bilgen, kısa yoldan meslek sahibi ohnak isteyenle- re, ilgi alanlan doğrultusunda 'seçme olanağı' tanınacağını be- lirtti. Kapasitesi geniş olan öğ- renciye, fazla sayıda ders alma ya da ilgi duyduğu konularda yoğunlaşma olanağı tanınacağı- nı kaydeden Bilgen, 'yatay ve dikey geçişlere' olanak sağlana- cağını bildirdi. Buna göre, örneğin endüstri meslek lisesinde okuyan bir öğ- renci, edebiyata ilgi duyuyorsa, normal liseden ders alarak kre- disini tamamlayacak. Yine fen bilimleri alanında yükseköğre- nim yapmak isteyen ögrenci, seçmeli ders çeşidini azaltarak, fen bilimlerinden daha fazla ders alarak kredisini tamamla- yabüecek. 'Cinsel bilgiler' dersi " Milli Eğitim Bakanhğı Talim Terbiye Kurulu, 'zorunlu ve seç- meli dersler' ile ilgili çahşmala- rını sürdürüyor. Lise 1. smıflar- da 'zorunlu' kapsamına alınan fen bilimleri dersi içinde öğren- cilere 'cinsel bilgiler' dersi de ve- rilecek. Bakanlığın 'vücudumu- zu tanıyalım' adı altında hazır- layacağı programa göre, çocuk- luktan gençliğe geçişin psikolo- jik ve fizyolojik etkileri anlatı- lacak. Bakanlık yetkilileri, bu- nun 'biyoloji derslerinin' kapsa- mının genişleterek sağlanacağı- nı ve zorunlu ders kapsamına ahnacağını söylediler. GOZLEM UĞURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Ya 1977 seçimlerinde "mükBtrer oy" kuUanılm\ştır ya 1982 halkoyiamasında birçok yurttaşa oy kullandırılmamıştır. Bir başka olasılık söz konusu olabilir mi? Olamaz. 1987 halkoylamasında Yüksek Seçim Kurulu'nun oylama öncesi ve sonrası açıkladığı toplam seçmen sayıları birbi- rini tutmamaktaydı. Halkoy'aması öncesi ile sonrasında açıklanan seçmen sayıları arasında 363 bin 630 fark vardı. Bu farkın, sınır kapılannda oy kullanan "gurbetçiseçmen" sayısı kadar olması gerekmekteydi. Gurbetçi oy sayısı da 253 bin 725'ti. Bu 363 bin 630 sayısından gurbetçi seçmen sayısını çı- karsanız, 109 bin 560 sayısı elde edilir. Halkoylamasında "ever" ve "hayır" oyları arasındaki fark 75 bin 55'ti. Demirel'e, Ecevit'e, Erbakan ve Türkeş'e siyasal haklan işte bu 75 bin 55 oy farkla verilmişti. Ve ortada da "kuşkuiu oylar" vardı. Yüksek Seçim Kurulu, bu kargaşanın, sandık görevtile- rinin hem kayıtlı bulundukları seçmen kütüklerinde hem de görevli oldukları sandıklarda yazılmalarından doğduğunu ileri sürmüştü. Seçim sandıkiarında 689 bin 899 kişi görevliydi. Bu yüz- den Yüksek Seçim Kurulu'nun bu açıklaması konuya açık- lık getirmemişti. Genel seçimlerde ve halkoytamalarında kullanılan kütük- Ifer güven vermiyor. Bunu bile bile seçim yapıyoruz. Seçim değil bu; atama işlemlerinin halkoylaması ile onay- lanmasıdır. Halkoylamasında bir metin oylanıyor, burada da" parti genel başkanlarının atadığı listeler Fark bu! • DYP'nin Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerde- ki oy artışı ne kadardı? 1987 seçiminde DYP Ankara'da 237 bin 886 oy almıştı. Bu, oyların yüzde 145'iydi. DYP, bu oyunu, 1989 yerel se- çiminde 336 bin 548'e çıkardı. Oran da yüzde 20.8'e sıçra- dı. istanbul'da 1987 seçimlerinde 368 bin 678 oy alan DYP, iki yıl sonra oyunu 404 bin 904'e çıkardı. Oran yüzde 11.9'dan 15.8'e çıktı. İzmir'de 1987 genel seçiminde 206 bin 556 olan DYP, oyu- nu 1989 yerel seçiminde 243 bin 594'e çıkardı. Oran, yüz- de 15.6'dan yüzde 20.8'e yükseldi. SHP, DSP ve ANAP'ın oyları ile karşılaştırırsanız şu so- nuca ulaşıyorsunuz: ANAP oylan DYP'ye kayıyor. ANAP oyları DYP'ye kaydıkça DYP'nin şansı artıyor. DYP sağ oyları toplamaya çalışıyor. Topladığı ölçüde güçleniyor. DYP'nin bir şansı da sosyal demokrat oyların SHP ve DSP arasında bölünmesidir. Sosyal demokrat oylar bölündükçe DYP güçleniyor. • Demirel'e siyasal yasaklar getiren anayasa, halkoylama- sında, Isparta'dan yüzde 91.80 gibi büyük bir oy oranı sağ- lamıştı. Ecevit'in seçim bölgesi Zonguldak'ta bu yasakçı anayasaya yüzde 91.37 oranında oy çıkmıştı. Bu anayasaya Ankara'da yüzde 88.13; istanbul'da yüzde 8837, izmir'de yüzde 90.53, Diyarbakır'dan yüzde 8030'luk, Hakkâri'den yüzde 82.78'lik, Van'dan yuzde 9a97'lik ve Tun- celi'de de yüzde 82.64 oranlarda oy kullamlmış; yasaklar da halkoylamasında, ancak 75 bin oy farkı ile kaldırıla- bilmişti. 1982 yılında Demirel'e. Ecevit'e, Erbakan ve Türkeş'e si- yaset yasaklan getiren secmenler şimdi bu liderler ve bu liderlerin partilileri dışlayarak yaptıkları milletvekili atama işlemleri için oy kullanacaklar! Birileri, bizleri, seçim, demokrasi ve çok partili düzen adı- na işletiyor! Bilgisayarla veya Yabancı dille DAKTİLO veya MUHASEBE bilenlere İŞSİZLİK SORUNU YOK!.. G e r ç e k t e n İŞSİZSE\İZ GELİN KANITLAYALIM !.. Sahasında DÜ^TVA ŞAMPİYOIMJ olan AMPIYÖN U) SEKRETEfl VE BİL6İSAYAR KURSURI Hiçbir bağlayıcı ödeme zonınluğu olmaksızın BONOSUZ + TA.4HHÜTSÜZ veya Ö\CE OĞRE>; SO\RA ÖDE usülüyle ya da ÖNCE ÖĞREN; SONRA ÇALIŞ; daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE AİLENE YÜK OLMA, KENDİ KAZANCINLA ÖĞREN seçenekleri + her türlü ödeme koiaylıkları ile SİZLERİ BEKÜYOR. Merkez Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel Kadılcöy : Altıyol, Kuşdılı Caddesi, 6/8 Tel Beşılctaş : Çırağran, Asarıye Cad. 7/2-3 Tel Şişli • Abıdeı Hürrıyet C. Hasat Sok. 15 Tel Bakırköy Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel 517 92 S7 - 517 92 58 338 08 42 - 336 1 1 SO 158 24 97 - 158 24 98 130 90 37 - 175 43 14 571 31 31 - 561 29 06 Dikkat: Bu 5 «tre«en bafkt ŞAMPIYON adıyla çahMn hiçbir Daktilo Sckreter ve Bilgisayar kursu şubcmiz de^itdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear