Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EYLÜL 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
FOTOĞRAF
Uraz'ın "Çocuk Işciler"i
• Kültür Servisi —
Fotoğraf sanatçısı Aclan
Uraz'ın "Çocuk Işçiler"
konulu siyah-beyaz
yapıtlan 12 fotoğraflık
bir portfolio halinde
Fransa'nın dünyaca ünlü
Bibliotheque Nationale
koleksiyonlanna kabul
edildi. 1987 yıhndan bu
yana çocuk işçileri konu
alan çalışmalannı
sürdüren Uraz'ın 1987
yılındaki ilk kişisel
sergisi çeşitli yer ve
zamanlarda pek çok kez
yinelendi. Halen İFSAK
Yönetim Kurulu
Başkanlığı görevini
sürdüren Uraz'ın daha
önce Polonya-1989, D.Almanya-1989, B. Almanya 1989,
Sovyetler Birliği-1991 gibi ülkelerde ödüllere konu olan
"Çocuk tşçiler"i 1992 yılında "Çocuk lşçiler-2"
başlığıyla tstanbul'dan başlayarak çeşitli ülkelerde
sergilenecek. Uraz'ın yapıtlanna koleksiyonlannda yer
veren Bibliotheque Nationale, dünyanın önde gelen sanat
merkezlerinden biri olarak kabul edilirken, bu
koleksiyonlarda ülkemizde Ara Güler ve Aramis Kalay'ın
da yapıtlan bulunuyor. (Fotoğraf: MESUT GÜVENLİ)
MUZİK
Zino Francescatti öldü
• Kültür Servisi — Fransız keman virtüozu Zino
Francescatti, dün Güney Fransa'daki evinde öldü. Bruno
Walter ve Herbert von Karajan gibi ünlü şeflerin yönettiği
orkestralar eşliğinde caJmış olan Francescatti 89 yaşındaydı.
ttalyan asıllı bir babanın çocuğu olarak Marsilya'da döğan
Francescatti, ilk konserini 5 yaşında vermiş, 10 yaşında ise
Beethoven'ın keman konçertosunu çalmıştı. Paris'te solist
olarak dinleyici karşısına 1927'de çıkan Francescatti,
1928'de besteci Maurice Ravel'le birlikte bir lngiltere turnesi
gerçekleştirmişti. ABD'de ilk konserini 1939'da New York
Filarmoni Orkestrası eşliğinde veren Fransız kemancı,
ABD'deki başarüannı arahksız 35 yıl sürdürmüştü. Fransız
piyanist Robert Casadesus ile birlikte Beethoven sonatlannı
plağa dolduran Francescatti, 15 yıl önce kemanı bırakarak
ülkesi Fransa'ya dönmüştü.
SERGİ
Spor fotoğraflan sergisi
• Kültür Servisi — Uluslararası Olimpiyat Komitesi
(IOC) tarafından düzenlenen 3.700 En lyi Spor Fotoğrafı
yarışması sonuçlarından oluşturulan Adidas Spor
Fotoğraflan Sergisi Taksim Vakkorama'da sürüyor.
Uluslararası alanda Adidas, Kodak ve AIPS (Uluslararası
Spor Basın Birliği) sponsorluğunda düzenlenen
yanşmada renkli fotoğraf dalında Almanya'dan Thomas
Kienzle, siyah-beyaz fotoğraf dalında Avustralya'dan
Palani Mohan birinci seçilmişti. Yanşmada
"Kodachrome" özel ödülüne Almanya'dan Maja Moritz
layık görülurken "Portfolyo" kategorisinde Avustralyalı
fotoğrafçı Tim Clayton birinci seçildi. (Fotoğraf: "Siyah-
Beyaz" fotoğraf dalında birinci seçilen Avustralyalı
Palani Mohan'ın).
FUAR
Rasputin, kitap fuarında
• Kültür Servisi — 2 kasım günü açüacak ve 10 kasım
günü sona erecek TÜYAP Istanbul Kitap Fuan'na konuk
yazar olarak çağnlan ünlü Sovyet romancı Valentin
Rasputin, çağnyı kabul ettiğini, fuara katılacağını
bildirdi. TÜYAP Istanbul Kitap Fuan yöneticilerinden
alınan bilgiye göre fuann bu yılki onuncu kunıluş
yıldönümünün görkemli bir biçünde kutlanması için
hazırhklar sürdürülüyor. Bu amaçla, çeşitli ülkelerden
çok sayıda yazar, fuara davet edildi. Sovyetler Birliği'nin
yaşayan en önenıli romancılanndan biri sayılan Valentin
Grigoreviç Rasputin, daveti kabul ederek fuar
yöneticilerine 10. TÜYAP lstanbul Kitap Fuan'na
katılacağını iletti.
DERGİ
Mimesis'te 4
\bksulTiyatro'
• Kültür Servisi — Boğaziçi Üniversitesi Oyunculan'nın
yayınladığı Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi'nin
dördüncü sayısı "Yoksul Tiyatro"ya ayrıldı. özellikle 6O'lı
yıllardaki faaliyetleri ile tiyatro dünyasını etkileyen Jerzy
Grotowski ve Tiyatro Laboratuvan'nın araştırmalannı ve
prodüksiyonlannı tanıtmayı amaçlayan Yoksul Tiyatro
özel sayısı, Türkçe"de Yoksul Tiyatro'yu tanıtan ilk
kapsamlı çalışma oldu. Mimesis'in özel sayısında yer
alan bazı yazılar şöyle: Eugenio Barba'dan "Tiyatro
Lavoratuvan - 13 Rzdow", ve "Ritüel Tiyatro',' Jerzy
Grotowski'den "Tiyatro Laboratuvarı", "Yoksul Bir
Tiyatroya Doğru", "Skara Konuşması", "Yöntem
Araştırması", "O Bütünüyle Kendisi Değildi", Ludwik
Flaszen'den metin incelemesi "Akropolis", "Sadık Prens".
KUTLAMA
59. Dil Bayramı
• Kültür Servisi — Dil Derneği'nin Ankara Çankaya
Belediyesi'nin katkılanyla kutlayacağı 59. Dil Bayramı,
26 eylül perşembe günü Akün Sineması'nda saat 18.00'de
gerçekleştirilecek. Dil Bayramı etkinliklerine Dil Derneği
Başkanı Şerafettin Gür, Türkiye Yazarlar Sendikası
Başkanı Oktay Akbal, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı
Aygören Dirim, PEN Başkanı Şükran Kurdakul, TOBAV
Başkanı Tamer Levent ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı
önder Sav katılarak birer konuşma yapacak. Sunuculuğu
Sadık Aslankara'nın üstlendiği etkinliklerde, Tolga
Çandar, Musa Eroğlu ve Azmi Toğuzata'dan canlı müzik
dinlenebilecek.
Londm Metrosu'nun afiş koleksiyonundan bir kesit Arkeon Galerisi'nde
Zaman geçidinde afişLondra Metrosu'nun 3 bin afişlik
koleksiyonundan seçilmiş 48 yapıtlık bir kesit
Ortaköy'de Arkeon Sanat Galerisi'nde
sergileniyor. 1986'dan bu yana her yıl 6
sanatçıya metro afişi yaptırılıyor ve yapıtlar bir
yıl boyunca Londra Metrosu'nu bir sanat
galerisine dönüştürüyor.
SADIK KARAMUSTAFA
LONDRA — Ünlü kuleli
köprü (Tower Bridge). Iki kule-
yi birbirine bağlayan üst geçit-
ten bir süre Londra'yı seyredip
aşağıya iniyonım. Köprünün
güney yakasmdaki kavşaktan
karşıya geçip birkaç resim çeke-
ceğim. Yaya geçidinin başında
birden ne yana bakacağımı şa-
şınyorum. Arabalar şimdi han-
gi yönden gelecek? En son yir-
mi yıl önce gördüğum kentin
ters işleyen trafiğine hemen alış-
mak kolay değil. Olduğum yer-
de kalakalıyorum. lşte tam o sı-
rada çarpıyor gözüme, kaldırı-
mın hemen kıyısına, asfalt üze-
rine kalın beyaz boyayla yazılmış
yazı: "Saga bakınız."
lngiltere gerçek anlamda bir
enformasyon toplumu. Sanayi
devriminden bu yana kentler
hızla gelişirken, her türlü maki-
ne ve modern araç gereç toplum-
sal yaşama katılırken, kentlerde
yaşayan her sımftan ve her renk-
ten insarun bu karmaşık yaşama
uyum sağlaması, yeni sistemle-
ri kavraması, kendisine sunulan
yeni yaşam biçimlerini algılaya-
bilmesi hep sorun olmuş. Bir de
bu ülkedeki ölçü sistemlerinin
dünyanın öteki ülkelerinde uy-
gulananlardan farklı olduğunu
duşünursek, sorunun en azın-
dan Ingiltere'ye dışarıdan gelen-
ler açısından daha da büyüdü-
ğünü görürüz.
Iletişimin önemi işte bu nok-
tada ortaya çıkıyor. Ingiltere'de
kurumlar her türlü yeniliği, an-
laşılmasında ve kullanılmasında
güçlük çekilebilecek her türlü
araç, sistem ve servisi insanlara
anlatmayı işin vazgeçilmez bir
parçası olarak görüyorlar. Ha-
vaalamnda uçaktan indiğiniz
andan başlayarak, son derece iyi
tasarlanmış bir iletişim ağı sizi
sanyor. Otobüste, alışverişte, tu-
valette, telefon kulübesinde, so-
kakta, otelde, metroda ne yapa-
cağınızı, nereye başvuracağınızı,
nasıl davranacağınızı anlatan
yazılı, sözlü ya da görsel bilgi ile
mutlaka karşüaşıyorsunuz. Ge-
lişmiş toplum olmanın vazgeçil-
mez yanı bu.
Dünyanın en eski yeraltı ula-
şım sistemi olan Londra Metro-
su (Underground) tüm kenti bir
örümcek ağı gibi sanyor. Her
gün milyonlarca insan metroya
biniyor. Böylesine önemli bir
görevi üstlenen Londra Metro-
su taşıdığı bu kadar insana bil-
gi verebilmek için iyi planlanmış
bir görsel iletişim sistemine ih-
tiyaç duyuyor. Kurumun tari-
hinde "afiş" uzun bir dönem en
önemli iletişim aracı olmuş. Ye-
raltındaki bitmez tükenmez tü-
neller ve koridorlar rengârenk
afışlerle dolup taşmış.
Grafikerler Meslek Kuruluşu
British Council ile birlikte tstan-
bul Ortaköy Arkeon Sanat Ga-
lerisi'nde Londra Metrosu'nun
3000 afişlik koleksiyonundan
seçilmiş 43 yapıtlık bir kesiti ser-
giliyor. Londra Metrosu'nda afiş
geleneği 1908'de kurumun tanı-
tım bölümünün başına getirilen
Frank Pick ile başlıyor.
Pick'e kadar metro sadece
broşür ve haritalarla tanıtım ya-
pıyordu. Afişin öncelikle bir İcu-
rum imajı yaymak için önemini
kavrayan Frank Pick, o güne ka-
dar kurumun kendi tanıtımı için
KADIN KONDLKTÖR — 1941'de tngiltere'de yapılraış bir afiş. Londra otobüs ve tramvaylan-
na kadın kondüktör aranıyor. Ücret iyi, üniforma bedava, iş ilginç.
kullanmadığı, sadece reklam
yapmak isteyen kuruluşlara ki-
raladığı metro koridor ve tunel-
leri için afışler ısmarladı. Büyük
kentin sunduğu olanaklara ulaş-
manın yolu metrodan geciyor-
du. Sabah ve akşam saatlerinin
yoğun trafiği dışında bu araçla-
nn gün boyu kullamlmasını teş-
vik için yeni görsel mesajlar öne
çıkanldı.
tki dünya savaşı arasındaki
dönemde yılda en az kırk afiş
yapıldı. Londrahlar ve LondraL
ya dışarıdan gelenler, kent yaşa-
mına ait bilgileri, kentte olan bi-
ten her şeyi afişlerden öğrendi-
ler. Spor karşılaşmaları, sanat
olaylan, savaşta bombardıman
uyanlan afiş yoluyla metro yol-
culanna ulaştı.
Savaş sonrasında radyo, TV
gibi öteki iletişim araçlannın ge-
lişmesiyle afiş yavaş yavaş eski
önemini yiürdi. 1950, 60 ve
70'lerde daha az üretildi.
1986'da "Underground'da
Sanat" adlı yeni bir afiş progra-
mı başlatıldı. Yeni uygulamaya
göre her yıl altı sanatçıya çeşitli
konularda altı resim ısmarlaru-
yor ve bunlar afiş haline getiri-
lerek metro koridorlanna yapış-
tınlıyor. Böylece bütün bir yıl
boyunca metro bir sanat galeri-
si görünümü alıyor.
Underground afışlerinin en
göze carpan özelliği tipografile-
ri. Geleneksel yazı karakterlerin-
den hoşnut olmayan Frank
Pick, zamanın tanınmış yazı sa-
natçısı (o çağda tasarımcı deyi-
mi henüz kullanılmıyordu) Ed-
ward Johnston'dan metro için
yeni bir karakter yaratmasını is-
tedi. tlk kez 1916'da tasarladığı
bu yazıyı Johnston 1929'de el-
den geçirdi ve o günden bu ya-
na metro afişlerinde "New
Johnston" adı verilen yazı ka-
rakteri kullanılıyor.
Metîn And:
M. Ertugrul
tiyatroya
zararverdî
Haber Merkezi — Tiyatro
tarihçisi Metin And,
Arredamento-Dekorasyon
dergisinin eylül söyleşisinde,
"Muhsin Ertugrul, Türk tiyat-
rosuna yalnız zarar vermiştir,
hiçbir katkısı olraamıştır"
dedi.
Metin And, Aykut Köksal-
ın Türk tiyatrosu üzerine yö-
nelttiği sorulan yanıtlarken,
"Bu tezimi ileride de bir kitap-
ta kanıtlanyla göstereceğim.
Tiyatro mimarisini alırsanız,
orada da zarar verdiğini göriir-
sünüz. Adam her şeye karışı-
yor. Bakıyorsunuz, İsveç'e git-
raiş; bakıyorsunuz, Finlandi-
ya'ya... Müdürlüğü sırasında
Şehir Tiyatrosu'na dört tane
semt tiyatrosu yaptı, dört kö-
şe binalar, hepsi aynı, hepsinin
cağdışı bir mekân düzeni var"
dedi.
On yıldan bu yana tiyatro-
ya gitmediğini belirten Metin
And, Türk tiyatrosunun bu-
günkü çıkmazına ilişkin görüş-
lerini de şöyle özetledi:
"Bizim özellikle memur
olan sanatçılanmızın -özel ti-
vatrolan pek katmıyorum, on-
lar geçim derdindeler- DevlH
Tiyatrosu sanatçılannın im-
kânlan çok; ama onlar yalnız-
ca sesten ibaret. Hiçbir şekil-
de korporel anlatımı kullana-
mıyorlar, iök' gibi duruyoıiar
sahnede, konuşuyorlar ve o
seslerini de salıvorlar.
SANATKULİSİ
Şairler Kongresi'nden öyküler
Mektuban esran
12. Dünya Şairleri Kongresi'ne davet
edilen şairlerimiz arasında Özdemir İnce
de vardı. înce'ye gönderilen davet mektu-
bu 6 Eylül 1991 tarihini tasıyordu. Mek-
tup postaya 10 Eylül 1991 günü saat
12.00'de Ankara Ulus Postanesi'nden ve-
rilmişti. Özdemir İnce, mektubu 11 Eylül
1991 günü saat 13 10'daaldı. Davette öz-
demir Ince'nin kongreye katılması, ister-
se "insan, kâinat ve Allah" sevgisi tema-
larını ele alan bir bildiri hazırlaması ve 10
Eylül 1991 gününe kadar yanıt vermesi is-
teniyordu. Davet mektubu Sennur Sezer'in
eline de aynı - ^ — ^ ^ — — ^ ^ - ^ ^ — .
şekilde geç geç-
mişti. Koskoca
Kültür Bakan-
lığı, yabancı
şairlerin de ka-
tıldığı koskoca
bir şairler ku-
rultayı düzenli-
yor, şairlerden
de bildiri hazır-
l a m a l a r ı n ı
kongreye bir-
kaç gün kala
istiyordu. Üste
lik mektup şa-
irlerin eline son katılma tarihinden bir gün
sonra geçiyordu.
Sabahat Kudret Aksal!
Türkiye'nin önde gelen birçok şairi
Dünya Şairleri Kongresi'ne çağnlmadı.
"Kongreye Davet Edilen Türk Şairleri"
başlığı altında gönderilen listede ise TRT
Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'in adı
da dikkati çekiyordu. Listenin yirminci sı-
rasındaki ad ise daha da ilginçti: Sabahat
Kudret Aksal, Türk şiirinin tanınmış tem-
sücilerinden Sabahattin Kudret Aksal'ı
Kültür Bakanlığı yetkililerimiz ya tammı-
yorlardı ya da "kadınlaştırmaya" karar
vermişlerdi. Kısa bir süre önce "Lodoslar
Kenti" adıyla ilk şiir kitabını yayımlayan
Füruzan da bakanlığın listesinde Firuzan
adıyla yer ahyordu. Attila Ühan ise adırun
her zamanki azizliğine bir kez daha uğra-
mış, bakanlık listesinde Atilla tlhan adıy-
la yer almıştı.
Once siyaset
lstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce dü-
zenlenen "Poesium"dan sonra Kültür Ba-
kanhğı'mn ABD'deki Dünya Kültür ve Sa-
nat Akademisi'yle birlikte düzenledigi 12.
Dünya Şairleri Kongresi de çeşitli tartışma-
lara yol açtı. Kültür Bakanlığı, "Yunus
edilmiştir" diyordu. Gelgelelim Dünya Şa-
irleri Kongresi^ne katılacağı bildirilen ya-
bancı şafrler listesinde Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi kimseye rastlanamadı. Lis-
tedeki ilginç adlardan biri ise Yugoslav Aj-
sa Zahirovic idi. Dr. Zahirovic, daha ön-
ce dünya şairleri kongrderinden birinde
Dünya Şairler Kraliçesi seçilmişti. Tabii
akla hemen Tarabya'daki bizim kongrede
de bir kraliçe seçilip seçilmeyeceği sorusu
geliyordu.
Talat S.Halman: l SA!
12. Dünya Şairleri Kongresi'ne davet
edilen yabancı şairler listesinde insanın
— — • — • — — — gözlcrinin faltaşı
gibi açılmasına
neden olan bir
buyuk ad da
vardı: Talat Sa-
it Halman.
Evet, yanlış
okumadınız.
Talat Sait Hal-
man, Kültür
Bakanlığı'ndan
gönderilen ya-
bancı şairler
Fıinızan S.K.Aksal T.S.Halman Gökhan Mareş
Emre'ye Saygı Kurultayı" adı verilen
kongreye onca önem vermesine karşın Kül-
tür Bakanı Gökhan Maraş, siyasi progra-
mmın yoğun olduğu gerekçesiyle kongre-
nin açıhşına katılmadı. Aslında bunda
hakbydı da, çünkü Türkiye'de siyaset her
zaman kültürün önünde gidiyordu.
Şairler kraliçesi
Kültür Bakanı Gökhan Maraş, 12. Dün-
ya Şairleri Kongresi'nden bir süre önce ba-
sına bir acıklama yaptı. Bakan Maraş,
açıklamasında "...aralannda Nobel Ödülü
sahibi veya Nobel'e aday olmuş tanınmış
simalann yer aldığı toplam 493 şair davet
listesinin 49. sı-
_ _ _ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ rasında ve kar-
~ ~ ~ ^ " ^ ~ ~ " şısında ülke adı
olarak USA, yani Amerika Birleşik Dev-
letleri ile yer ahyordu. Gerçi Talat S.Hal-
man ABD'de yaşıyordu, ama Kültür Ba-
kanlığı yetkililerinin tanımadıkları anlaşı-
lan Türk şairi Halman bir zamanlar Türki-
ye Cumhuriyeti'nin Kültür Bakanlığı gö-
revinde de bulunmuştu. Halman'ın bir
özelliği de hem İstanbul Belediyesi'nin dü-
zenlediği Şiir Forumu Poesium'a hem de
Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen Dünya
Şairleri Kongresi'ne katılan tek şair olma-
sıydı. Ama Talat S.Halman Poesium'a
Türk şairi olarak, Dünya Şairleri Kongre-
si'ne ise "Amerikan şairi" olarak kaülmıştı.
Demirbanklı bankaatiyatrocularOmkman'ın'AhŞu Gençler'ini oynayacak
Bankada hesap,sahnede rol yapanlar
ASLI KAYABAL
Bankaa tiyatrocular... Demirbank Ca-
ri Hesaplarda görevli Levent Turan, kam-
biyoda Ahmet Oğuz, muhasebede Fatih
Korucu, pazarlamacı Gönül Kopan ile
Şaban Kaygusuz ve bankanın genel mü-
dür yarduncı sekreteri Birsen Yaman, her
cumartesi günü Üsküdar'da bir araya ge-
liyor ve hazırladıkları oyunun provala-
nna katıhyorlar.
Demirbank Genç Oyuncular Toplulu-
ğu'ndan söz ediyoruz. Topluluğun kısa
geçmişi üzerine bilgi almak için bankacı-
tiyatrocular topluluğun yönetmeni Gül-
şen Taraer ve Demirbank'ın organizas-
yon ve eğitim müdürü Eşref Taştop'la
bankanın Zincirlikuyu'daki merkezinde
buluşuyoruz.
Bankada yoğun bir iş günü. Birkaç
masayı aşarak müdür Eşref Taştop'a ula-
şıyoruz. Taştop bapkanın sosyal faaliyet
kolunda çeşitli çalışmalar yapıldığını ak-
tararak sözü yanında bizi bekleyen
bankacı-tiyatroculara bırakıyor.
Demirbank'lı oyuncuların kısa öykü-
sünü topluluğun yöneticisi Gülşen Tamer
anlatıyor: "Bankanın sosyal etkinlikler
kolunda çeşitli çalışmalar yapüacağı du-
yuruldu. Tiyatro ile ilgili başlangıçta 11
kişi başvurdu. Zaman içinde kopmalar
oldn. 7 kişilik bir kadroyla calışmalara
başladık."
Demirbank Genç Oyuncular Toplulu-
ğu'nun bir yılhk bir geçmişi var. Toplu-
luk ilk kez geçen 30 haziran günü, Üs-
küdar Musahipzade Celal Tiyatrosu'n-
da, Cem Yalın'ın yazdığı "Orada Kimse
\wr BUÎ" adlı oyunu sahnelemiş. Ikinci
oyun 29 eylül günü, yine Üsküdar]daki
sahnede yer alacak. Bu kez lurgut Özak-
man'ın "Ah Şu Gençler"i seçilmiş. tki
perdelik oyunun birinci sahnesinde aile-
İer, ikinci sahnesinde gençlik ele alınıyor.
Bu süreçte "boşanma", "alkolik baba".
yartosu ve Ankara Birlik Tiyatrosu Ço-
cuk Kolu'nda gorev almış.
Bu arada Eşref Taştop araya giriyor.
Taştop, "Bazı bankalar çeşitli sanatsal et-
kinlikler için sponsorluk >apıyor. Bizim
farkımız ilk kez bir bankanın kendi kad-
rosunun bir tiyatro kolu kurmasında
odaklanıyor" diyor.
Bir diğer bankacı-tiyatrocu, genel mu-
dür yardımcısının sekreteri Birsen Ya-
man. Yaman, tiyatroyij ilk kez deniyor
Geçen yıl kurulan Demirbank Genç Oyuncular Topluluğu,
29 eylül günü Turgut Özakman'm''Ah Şu Gençler'' adlı
oyununu Musahipzade Celal Sahnesi'nde oynayacak.
"sorumsuz gençler", "zorla evlendiril-
mek istenen genç kız", "kaytaran öğren-
ci", "üniversite kurbanı ögrenci" ana te-
malar. Oyunda temel slogan, "her şeyin
başı sevgü". Şimdiye dek pek çok kez
sahnelenen oyuna Tamer'in kattığı yo-
rum ne? Yönetmen, 'Bu kez Ah Şu
Gençler' duygu yüklü. Bir tür kara
mizah" diyor.
Tiyatro tutkunu bankacı oyunculara
dönüyoruz. Bu o>Tanculardan biri Levent
Turan. Turan, "Arkadaşlar bir araya ge-
lerek, kendi tçimizde bir calışma gerçek-
leştirmeyi amaçladık" diyor. Levent Tu-
ran'ın tiyatro sevgisinin 10 yılhk bir geç-
mişi var. Daha öne Tevfik Gelenbe Ti-
ve gerçek mesleğinin yoğun temposu
içinde bir hobi şeklinde yürutüyor.
Oyuncuların hepsi yoğun işleri nede-
niyle aramızda değil. Hafta boyunca
bankada "gerçek mesleklerini" yürüten
bankacılar cumartesi günü Üsküdar'm
yolunu tutuyor. Üsküdar Genç Oyuncu-
lar Topluluğu'nun prova salonunda (es-
ki belediye binası) ay sonunda sahnele-
yecekleri "Ah Şu Gençler"in provaları-
nı yapıyor. Calışma sabah 9.00'da başlı-
yor, 16.00'ya dek sürüyor.
Bankanın yoğun işgünü sürüyor. Top-
luluk üyeleri 29 ekim sonrası anonim bir
derleme olan "Canım KeloglarTı sahne-
lemeyi programa almış. Temel amaç ti-
yatroya gidemeyen çocuklann ayağına ti-
yatroyu goturmek. Kreşlerden Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun \-uvalanna dek
uzanan çizgide.
İçlerinde tiyatro ateşi yanan bankacı-
tiyatrocular gruplaşırken, banka yönet-
menine bir öneri götürmüşler. Yönetim,
topluluğun tasarılanna sıcak bakmış ve
yeşil ışık yakmış. Şimdilik amaçlanan lo-
komotif bir kadro kurabilmek ve yedi ki-
şilik kadroyu daha da genişletmek. Top-
luluk, dekor ve kostüm masraflannı ken-
di olanakları ile karşılıyor. Ancak tıka-
nan sureçlerde Demirbank da devreye gi-
riyor ve maddi destek veriyor.
Bankacı tiyatrocular arasında evli
olanlar da var. Başlangıçta yakın çevre-
leri ve dostlan, bütün gun bakımh giy-
siler, kravatlı ve takım elbiseler içinde
gördükleri ağırbaşh arkadaşları sahne-
ye şortla çıkınca biraz şaşırmışlar. Ajna
onlar durumlarından hoşnut. Onlara go-
re hafta sonu maça gitmek yerine tiyat-
ro ile uğraşmak çok hoş...
Bu arada yoğun işi arasında fırsat bu-
lup söyleşiye Ahmet Oğuz da katılıyor.
Oğuz topluluğun en genç üyesi. 1970 do-
ğumlu. Ona göre de tiyatro bir deşarj yo-
lu ve psikolojik bir hobi.
Peki bankacıhk ile tiyatro arasında ne
tür bir ilişki kurulabilir? Hemen hepsi
aynı düşünceyi paylaşıyor: "Banka ha-
ta affetmiyor. Bankada herhangi bir rolü
unutmak güç olaylara neden olabilir."
'Çıplak Süah'
rekor kırıyor
• Kültür Servisi —
Yönetmenliğini David
Zucker'ın üstlendiği, başhca
rollerini Leslie Nielsen ile
Priscilla Presley'in
paylaştıkları "Çıplak Silah
ıki Buçuk" niminin
Türkiye sinemalanndaki 25
günlük gişe hasılatı bir
milyar 600 milyon lirayı
buldu. İlk bölümü Iran'ın
tepkisi üzerine gösterimden
kaldırılan komedi fîlmini
bu süre içinde 200 bini
aşkın kişi izledi.
Ajda Pekkan
Bostancı^da
• Kültür Servisi — Yedi
yılhk bir aradan sonra
yeniden sahneye dönen
Ajda Pekkan, 20 eylül
cuma gününden itibaren
Bostancı Gösteri
Merkezi'nde sahneye
çıkacak. Bostana Gösteri
Merkezi'nde dokuz konser
verecek olan Ajda
Pekkan'a, Türhan Yükseler
yönetimindeki özel
orkestranın yanı sıra üç
kişilik lokal, altı kişilik de
dans grubu eşlik edecek.
TÜRSAV'dan
acıklama
• Kültür Servisi — Türk
Sineması Vakfı (TÜRSAV)
Yönetim Kurulu Başkanı
Şerafettin Gür, Türk
sinemasına hizmet verenleri
ilgilendirecek bir
açıklamada bulundu. Türk
sinemasuun içinde
bulunduğu ekonomik krizin
tüm sinema çahşanlarını
etkilediğini beürten Gür,
"Vakfımız sinema
mensuplanna bir sağhk
hizmeti sunma kararı
almıştır. Bu karar ve
yapılan çalışmalar
sonucunda tüm sinema
mensuplanna, Türk Kalp
Vakfı'nda ücretsiz olarak
kalp ve damar sağlığı
muayene, teşhis ve tedavi
hizmetlerinden
yararlanabilme imkânı
sağlanmıştır" açıklamasında
bulundu.
Kansu'nun
resimleri
• tSTANBUL (tÜHA) —
Filiz Kansu'nun resim sergisi
20 eylül tarihinden itibaren
The Marmara Oteli
"Brasserie" Salonu'nda ,, (,V
sergilenecek. Filiz Kansu, —
figür çalışmalarında rengin
örtücü değerlerine ağırlık
vererek fıgürün dış dünya ile
yakınlaşmalarını,
uzaklaşmalannı ve ilişkisini
soyut bir dille aktanyor. The
Marmara Oteli'nin
"Brasserie" salonundaki
sergiden önce 1988 yılında
Neriman Erkut Sanat
Galerisi'nde, 1990 yılında da
Mid Sanat Galerisi'nde
kişisel sergileri yer alan Filiz
Kansu, 1992 yıhnda Side
Arkeoloji Müzesi'nde
gerçekleşecek 4. kişisel
sergisinin çalışmalannı
sürdürüyor. Sergi, 20 kasıma
dek açık kalacak.
Halman'ın
bildirisi
• İSTANBUL (AA) —
Prof. Talat Halman, 12.
Dünya Şairleri Kongresi'nin
ikinci gününde yaptığı
konuşmada, "Yunus Emre,
modern çağda yaşayan
birçoğumuzu utandıracak
bir şairdir. Çünkü
düşüncelerini kategorize
etmemiştir" dedi. Prof.
Halman, toplantıya
sunduğu "Yunus Emre"
konulu bildiride, 13.
yüzyılda yaşayan şairi
bugüne getiren itici gücün,
hümanizması olduğunu
belirtti. Prof. Talat
Halman, "Yunus Emre,
Türk şiirinin ilk hümanisti
olmuştur.
'Yunus Emre'
oratoryosu
• Kültür Servisi — Dünya
Kültür ve Sanat
Akademisi'nin Kültür
Bakanlığı ile birlikte
düzenledigi "Yunus Emre'ye
Saygı Kurultayı"
kapsamında lstanbul Devlet
Opera ve Balesi 18 eylül
çarşamba akşamı saat
21.30'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde A. Adnan
Saygun'un "Yunus Emre"
oratoryosunu seslendirecek.
Orkestrayı devlet sanatçısı
Hikmet Şimşek'in idare
edeceği, korosunu Gökçen
Koray'ın çalıştırdığı
oratoryoyu soprano Leyla
Demiriş, mezzosoprano Işın
Güyer, tenor Erol Uras ve
bas Atilla Manizade
yorumlayacak.
İNGİLİZCEYİ
8 AYDA
KONUŞUN
Sizi Amerikalı
dostlanmızla tanıştıralım.
349 59 38