18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 25 AĞUSTOS 1991 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Devtet Meteoroloji İşleri Ge- nel Mûdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, Doğu Karade- niz sağanak yağışiı, diğer yerter açık geçecek. HAVA SICAKLIGI: Değişmeyecek. RÛZGÂR:Kuzeyvebatıyön- ierden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Denizierde, Akdeniz'de kıble ve lodos, öteki denizierde yıldız ve poyrazdan 6-7 kuvvetinde A 34° 24° Otyartatar A 27° 16° Edıme Adıyaman A 37° 23° Erancafi A 27° 14° immm A 25° 12" Eskışehr A 27° 11° Gaaarrfcp A 32°26°Gıresun Adana A 38°24°Manısa A 30° 14° K Maraş A 30° 15° Mereın A 29° 9°Mu$a A 27°13°Muş A 38° 24° N<Cde Y 25°19°Ordu S J2_'<.-,- / | Helsmkı ^ ~-'1 ^* Lenıngrad saatte 27-33 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'n- de hava açık geçecek. Rûzgâr kuzey ve batı yon- lerden orta kuvvette esecek, göl küçûk dalgalı olacak. Anteicya Anlalya A 32° 25° Gumüştane ¥ 25° 19° Rıze Artvın Y 24° 18° Haldân A 33°17°Samsun Aydın A 34° 20° Isparta A 30° 19° Sıırt Baııkesır A 28° 17° Istanbu A 27° 21° Sınop Btıeak A 27° 15° Izmır A 31° 13° Sıvas Bınool A 35° 20° Kars A 27° 10° TelotdaO Bıtts A 32° 16° Kastamoocj A 25° 13° Iraljzon Botu A 26° 10° Kaysen A 30° 14° Tünce* Burea A 28° 16° Kı'ttan* A 29° 13° Uşak CanaMae A 27° 19° Konya A 27° 17° Van Corum Y 24° 18° Kûta/ıya A 28° 14° tajfi. A 30° 19° Maatya A 35° 21° Zonouldak A 24" 18° -"Ö. : * * ^ ^ tnııuiiu ^ yajmurtu ^ sısiı / ? kaic A-aç* B-Dulutlu G-gunesli K-kartı S-sslı Y-yaJmufiu • Sam Kahıre • DUNYA'DA BUGUN AmstBfdam A 26° Araman A 37° Atfu A 30° A 36° A 29° A 30° A 26° A 27° A 28° A 26° Baratona Basel Belgrad Bertn Bonn Briiksel Sudapeşte A 23° Cenevre A 29° A 37° A 35° A 40° A 28° A 32° V 22° A 32° A 21° A 28° A 30° C k l * Duta Frartrfuı' Qme Hdsma Kahre Koperfag Kötn Lclkoşa Lmıngrad Umd-a Madrx) Mlano Montreai Mosluva Munh New Yortc Osk) Pans Prag ftyad Homa Sotyi Tel AMV Tunus VarVM Veoedik Viyaıu Y 20= A 23° A 29° « 27° Y 22° A 26° Y 22° A 26° A 23° A 40° A 27° A 26° A 37° A 25° A 28° A 30° tashngton Zuntı A 30° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ önceden hazır- lanmadan ve bir no- taya dayanmadan anında yaratılan ve icra ediJen müzik. 2/ Köpek... Muğla'nın Köyceğiz ilçesi ya- kınlannda ünlii bir antik kent. 3/ Sod- yumun simgesi... Apartman sözcüğü- nün kısa yazıhşı. 4/ Narçiçeği renginde bir sils taşı... Uçu- rum. 5/ Metrenin kabul tarihi olan 1 Nisan 1931'e kadar yurdumuzda da kullanılmış, 283 cm. tutannda uzun- luk ölçüsü birimi... Danslı ve resmi giyimli gece toplantısı. 6/ Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı... Reçinesi hekimlikte kullanı- lan bir ağaççık. 7/ Saçı dökülmüş olan... Japon lirik dramı. 8/ Dışarı- dan gelip bir şeyde belli bir değişik- lik yapan iş ya da bu işin sonucu... llaç. 9/ Gökcisimlerinin oluşumunu inceleyen bilim daü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tabanı üzerinde hareketsiz durmayıp sallanan. 2/ Ekono- mik alanda kendi kendine yeterli olmaya yönelen bir ülkenin rejimi... Bir nota. 3/ "Sedef su almayınca — i nisandan güher virmez" (Fuzuli)... Nişan. 4/ Eski Türklerde deniz tannçası... Hollanda Havayolları'run simgesi. 5/ Bir tarım aracı.. Parçala- nn birleştirilmesiyle çeşitli şekillerin elde edildiği bir oyuncak. 6/ Ortadoğu'da bir göl... Boynuzdan ya da kemikten yapılan şarap kadehi. 7/ Tarla sırun... Yabancı. 8/ Molibdenin simge- si... Açıktan açığa, gizlemeden. 9/ Gökcisimlerinin konumları- nı, devinimlerini ve yapısını inceleyen bilim dalı. 60YIL ONCE Cumhuriyet Venizelos'un demeci 25 AĞUSTOS 1931 Bükreş'ten gelerek şehrimizde bir gün ve bir gece misafir kalan Yunan Başvekili M.Venizelos dün sabah gene Recel Karol vapurile Pire'ye gitmiştir. M.Venizelos dün sabah vapurda kendisini ziyaret eden Istanbul gazetecilerine iktisadi buhran hakkında şu mühim beyanatta bulunmuştur: "— İktisadi buhran bütün dünyada devam etmektedir. Çok mühim olan bu meseleyi halletmek için bütün milletler yekdiğerile anlaşmalıdırlar. Şimdiye kadar ilk defa görülen bu beliyeden bir an ewel kurtulmak için bütün milletler birbirlerine itimat ederek bir çare aramalıdırlar. Bu meyanda Fransız - Alman ve Fransız - ttalyan rekabeti bertaraf edilmeli, Rusya bütün devletlerle anlaşmalıdır." 30 YIL ONCE Cumhuriyet Dinamizme inanıyoruz 25 ACUSTOS 1961 CENTO'nun davetlisi olarak memleketimize gelen Pakistanlı ve Iranlı gazeteciler Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal Oürsel tarafuıdan kabul edildikten ve kendisiyle bir müJakat yapıldıktan sonra memleketlerine dönüşlerinde gazetelerinde bunlan yayınlamış bulunmaktadırlar. Bu cümleden olarak lranda çıkan Cemal Giirsd Tkhran'ı Musavver gazetesinde Süleyman Anuşırevani imzasıyle yayınlanan yazıda Başkan Gürsel'in şu sözleri yer almaktadır: "Bizim Iran, Türkiye ve Pakistan olarak bir çok ortak dertlerimiz vardır ki, bunlardan bazüarı birinci derecede önemlidir. Bazılan daha az önemlidir. Bu müşkülleri ve dertleri vuku bulmakta olan bozucu hareketler ve sabotajlar karşısında ortadan kaldırmak zordur. Fakat imkânsız değildir. Biz çalışmakla ve işbirliği yapmakla müşküllerimizi yenebiliriz." General Gürsel bundan sonra ortak meseleler olarak siyasi, iktisadi, içtimai güçlükJerden söz açmış ve din konusunda da şoyle demiştin Islam dini ileri, yapıcı ve dinamik bir dindir. Ama şimdiye kadar dinin gerçek emirlerinden halkın bilgisiz ve habersiz bulunması Müslüman milletlerin tembel, hareketsiz ve işsiz kalmaiarına sebebiyet vermişti. Kaldı ki cahillik, tembelük, bareketsizlik ve gerilik Islam diniyle uyuşmaz. Biz ki hareketle ilerleme arzusundayız ve dinamizme inanıyoruz. Bu hususta bir reform yapmalıyızî' GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Gorbi uyardı 25 AĞUSTOS 1990 SSCB Baskanı Mihail Gorbaçov, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'i uyararak Kuveyt'i işgaline son vermemesi halinde, Irak'a karşı BM Güvenlik Konseyi'nde alınabilecek askeri önJem karannı destekleyebileceklerini bildirdi. AA'mn Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS'a dayanarak bildirdiğine göre Gorbaçov dün Saddam Hüseyin'e gönderdiği mesajda ülkesinin Kuveyt'in Irak tarafından işgalini uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak gördüğünü yeniden vurguladı. DÜZELTME • Direniş 23 Ağustos 1991 günü "Konuk Yazar" kösesinde yayımlanan Genel Başkanımız İbrahim Eren'in "Direnişin Ardından" başlıklı yazısının 2. paragrafında cümlenin doğrusu şöyle olacaktır: "lşten çıkarmalann son dönemJerdeki belirgin özelüği toplu sözleşme sonrası tensikattır. Böylece toplu iş sözleşmeleri gerçekte imzalandıklanndan daha düşük koşullarda uygulanmaktadır." Yazının 9. paragrafında yer alan 1988 ifadesinin doğrusu 1986 olacaktır. Yine yazının 10. paragrafında yer alan yüzde 50 ifadesi yüzde 58 olacaktır. TARTTŞMA tstanbul Fesövali ve Geleneksel Sanatlar Üzücü ama görünür gerçek, klasik Türk musikisinin bugün artık toplumsal kimliğimizin bilinçlenme aracı olamadığı ve bu bilincin paylaşımında rol oynayamadığıdır. Geçen günlerde, 19. Lluslarerası İslanbul Festivsdi'ni geride bıraktık. Külturel haya- tımızın karmaşasında, dolaysız ve mesajı olan iyi örneklerden oluşmuş bu organizas- yon bir umut ışığı, bir derin nefesti. Ülkemiz, insanlann kentsel-kırsaJ, ulusal- uluslararası değerler arasına sıkıştınlarak tercih durumunda bırakıldıkları, yani çö- züm olarak çözümsuzlüğün sunulduğu uzun bir geçiş dönemi yaşadı, yaşıyor. Top- lum, geleneksel ve daha yeni değerlerin kar- şılığım gerçek hayatında giderek bulamaz hale gelince, bir bireşim yaratmak zorunda kaldı. Ve doğrusu, 'yeniden uretim' yolu da apaçık olan bir sonuç elde etti. Bu üretime süreklilik sağlay'an koşullann oluşumuna ise halen, eğitim sisteminden tutun iletişim po- litikasına, ekonomiye, kültür ve sanat yak- laşımlarındaki ideolojik boyutlu himayeci- liğe kadar birtakım döngüsel yaklaşımiar da katkıda bulunmakta. Bu açıdan İstanbui Festivali; bir üst kül- tür yaratmak bir yana popüler kültürün alt kültürle örtüşmesi sonucunu getiren 'dayatma' kültür politikalarının 'hükümfermâ' olduğu bu ortamda, izieme şansı olanlar için bir olanaktır. Ellerindeki kitle iletişim olanaklarını özensizce ve 'ma- gazinel eğilimli tüketid bir yıgın' yaratma yolunda kullanarak insanlara 'bir şe>l«r bil- dJkleriıu vehmettiren' yüzeysel ve biçimci yakJasımlann sahipleri, gerçek kültür ve sa- nat eserlerine hem de 'halka hizmet' adına pek sıcak bakmamaktadır. Işte festival, hem ulusal hem de uluslararası müzik örnekleri boyutunda giderek zenginleşen içerigi ile bu yaklaşıma alternatif oluşturma islevini de üstlenmektedir. Festivalin oldukça geniş bir yelpazesi olan Geleneksel Sanatlar bölümünde dikkati çe- ken bir olgu vardı... Bu bölumde klasik Tttrk müriği'nin gelişim sürecinde ve sözel yapısı dahilinde 'nakil' görevini üstlenmiş olan amatör dernek koroları, profesyonel topluluklar ve gelenekten hareketle yeni bi- çim ve yapı arayışlan içinde olan gruplar bir arada yer almıştır. Yukanda çerçevesini çiz- diğimiz külturel ortam içinde bu yeni yö- nehşlerin izah ve irdelemeye gereksinimi var- dır. Bu ture beğenisi oluşan ve sayıca gide- rek artan bir dinleyici kiüesinin varlığı yad- sınamayacağı için yöneltilecek her eleştiri ve önerinin yapıcı etkisi olacağı kuşkusuzdur. Bu çalışmaiar tartışılmalı ve 'Geleneksel Sanatlar' bölümünde yer almayı hak eder olmahdır. Doğallılda, bilimsellik koşulu ile. Çünkü bilimsel temele oturmayıp sadece 'farklı olma' arzusundan doğan bir yakla- şım belki ilginç, belki kalıcı da olabilir ama 'miiziıSin keodisine' ne getirip ne götürdu- ğü konusundaki tartışılırlığı saklı kalır. lyimser bir makro bakışla bütün bu ara- yışlar kendi kültür birikiminin farkmda olan sanatkârların güncele karşı duyduğu sorumluluk duygusunun izdüşümleridir. Kökleri Tanzimat'a dek dayanan zihinsel mücadeleler ve değer çatışmalan, 'ortak bir söylem' elde etmek adına sanatkârlarda böyle biçimlenmektedir. Uzücü ama görünür gerçek, klasik Türk musikisinin bugün artık toplumsal kimliği- mizin bilinçlenme aracı olamadığı ve bu bi- lincin paylaşımında rol oynayamadığıdır. Bununla beraber, tarihi ve estetik değerle- rimizin vazgeçilmez bir şubesi olan Türk musikisinin olabildiğince rafine bir reper- tuar ve iyi icralarla insanımıza sürekli su- nulması ulusal bir gerekliliktir. Ancak bu sunum titizlikle gercekleştirilmezse, Kante- mir'in 17-18. yüzyılda müziğimiz için söy- lediği 'ilmiyl/mühmel, ameliyle miıbtezel' tanımına layık olmaktan öte>e gidilemez. GÖNÜL PAÇACI tÜDK Törk Müziği Sanatçı Öğretim Elemanı Sinema • Tiyatro • Gösteri ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Nadir NadiVe Ozeleştiri..j Son "Ankara Notlan"nda, Nadir Nadi'yi arlatırken, "Her yazı-i sında ince bir gülmece öğesi, bir iğne kesinlikle vardır" demiştim.; "Gülmece öğesini tümcelerine yerieştırememiş kişinin yazdıklan kc lay okunmaz! Nadir Nadı yazısının ustasıdır." Nadir Nadi gazetecı olarak önce ığneyi kendine batırmasını bil-; miş bir kişi. 1954 seçimleri öncesı Adnan Menderes'in has adami; zaman zaman bakanı Mükerrem Sarol, bir gün Nadir Nadi'ye şoy-! le der: ; — Bak Nadir'im, başbakan senı düşûnüyor. Yakında Yakup Kadri' emekliye ayrılacak. Onun yerine istersen seni büyükelçi olarak,' Bern'e gonderebilir. ; Nadir Nadı anlatıyor, "Olur Şey Değil" yaprtında şimdi dinleyin: < "Bu öneriyi Mükerrem Sarol damdan düşer gibi yaprnamıştı. An-' kara Palas salonunda yanm saatten beri konuşuyorduk. 1954 mil-; letvekili seçimlerine az bir zaman kalmıştı ve DP örgütünde gorevii. bulunan Sarol partısinin üstün başarısı uğruna canla başla çalışı-; yordu. Benımle görüşmesi de herfıalde Cumhuriyet'i yanlanna çek-' mek istedığinden kaynaklanıyordu. O sıralar Cumhuriyet muhalif! değil, Atatürk ilkeleri ışığında tam anlamıyla bağımsız bir gazete-i ciydi. CHP'nin o zamanki hırçın tutumunu beğenmemekle bırlikte; demokratik bir hukuk devleti düzeninde bunu olağan karşılıyor.i DP'nin hırçınlığa karşı hırçınlıkla karşı çıkmasırtı doğru bulmuyor-l duk. Böyle birtutum, rejimi ve ülkeyi çıkmaza sürüklerdi. Yaptığı-; mız, iktidar partisi yöneticilerini uyarmaktan öteye geçmiyordu.ı Tutumumuzu belirtmeye yarar düşüncesiyle buraya o sıralar Cum-i huriyet'te çıkmış yazılarımdan birini (11 Mart 1954 perşembe gün-| lü yazımı) aktarıyorum..." | Nadir Nadi, o yazısını aktardıktan sonra özetle şoyle diyor: , "Durumu herfıaide Mükerrem de biliyordu kı bana gazete ile il-| gilı en ufak bir imada bulunmadı. Zeki, konuşkan. gırgın bir arka-j daştı Mükerrem. Şeytan tüyü var derler ya, ıste öyle biriydi. Çoktandır: karşılaşmadığım için bugün de bu huyunu değıstirmediğini sanryo-j rum. Bana DP'nin yaptıklarından söz etti. Gazete olarak Cumhuri- yet'ten hiçbJr yardım da istemedi. Yalnız söyleşimizin sonunda o-, elçilik konusunu şoyle bir ortaya attı. | llgilerine teşekkür ettim. Elçilikte falan gözüm olmadığını, biz gö-> revımizi ülke çıkarlarını her seyın üstünde tutarak yürütmeye çalış- tığımızı, DP'nin başarılarının bızı ancak sevindireceğıni söyledim.j Aynldık..." | Nadir Nadi onun başlangıcını, kulislerıni, söylentılerini uzun uzuni anlattıktan sonra şunları yazıyor: ( "Bu gibi düşlerin arada bir içimı gıdıkladığını burada açıklarken, bir dürüstlük görevini yerine getiFmekten başka bir amaç gûtmedı-l ğime herhalde inanırsınız sanırım. Hepimız insanız Zayıf anlarımız' da oluyor kimi zaman. Düş kurmak elbefte bir zayıflık belirtisı sayn lamaz. Zayıflık esas görevini unutup düş uğruna kendini tutamayıp' akıntıya kapılıvermektır. Mükerrem'in önerisini geri çevirmekle ki-J şiliğimi ödünsüz koruyabıldiğime inanıyorum. Ama yine de bir iç he-, saplaşması yapmaktan kendimi alamayacağım. Bana Bern elçıliğinı önermiştı. isvıçre ıse benım hiç hoşlanmadı- ğım ülkelerden biriydi... Bern büyükelçıliğıne rahatça hayır dedim.. Ama Viyana, Paris, Roma gibi hoşlandığım yerlerden birini öner-| seydi ya da "nereyi istersen başbakan seni oraya atayacak" de-j ^m^^m^^m^^^a^^m seydı acaba kolaylıkla hayır yann tını verebilir mivdim? ' 146 97 38 • 132 64 26 Şi»lı StTE (1476947) 11 00 "3 30-16 00-18 45 21 3C Beyojlu SİNEPOP 1143 70 71) 12 00-'4 ı5-'6 30-1845-Sl QC Ç.taş ŞAFAK 2 (516 26 60) 11 00 '3 30-16 00-18 3C-21 00 Ankara KIZILIRMAK (118 83 23) 2 HAFTA SlTt »e ŞAFAK Sinennları son sıslem KLİW* ile yenilenmlştir Bir Milos Forman Filmı MOZART'ın 20ü. yılı şerefine S Oscarlı AMADEUS K»dıH6y AS (336 00 50) 12 00-15 CO-18 00-21 00 Yılmaz Güney Anısma SİLAH ve NAMUSÇ Uş ŞAfAK-4 (516 26 60) 12 00-14 15-16 30-18 45 21 0C EGE Ş A R K I U R I KÜCAKLAŞIYOR 24 Ağustos 1991, saat 21.00 Efes Antik Tiyatro 27 Ağustos 1991, saat 21.00 İstanbui Açık Hava Tiyatrosu Bitgi için: I4o 04 47 •istanbui / 21 60 71 22 23 94 itzmir) Bilttııtifyerleri.lSTANaUL Gı!lerıı|Daııı;:nıla Bey[>gLMu<loCo'!ect oc»Mec;ı!ıfeiöv M.Jo • Rumt iCıddts Müdo • Sı;anu^! MndoCoilcctLcn ^ BahtrıyvMudo * Suadcye MudoCollectıoovEfnkdvMuâcCheveıgnoB" Sıjdll Cıddci'MuıloNafNıt'VıktıırıiBiTıksıın^VıkkonaıSıııdıreklZMİI Vıttmai'KordoüMudo'Ii-s uki.M-:;.- > KUŞADASI Mado • BODtUM M,Jo lıair Eftı Antik Tlyılra'dtkl kooıtr Içlo olobiı rtıtnuyott: 22 36 02 0 EGESERAMIK 'in lcatkılarıyla, Ege Kültür Vakfı'nın bir hızmetı... ALEC BALDVVIN KIM BASINCER. / • ' • her erkegın o r zaafı wa'd r ' Charte) •'ea" unn sanşındı guzödı ve •EVET- cemeye bayılıyoroL ^NI'KAHTHE ^APPTING M«N' hro4kı EMEK (144 U 1» t Kjdıköf REKS (336 01 12) I ÇUf $AFAK (516 16 m j AntanAKUN (117 76 M) | lırnlf İZVİR (21 43 (1) 12 00- 20C 10O- 2 15- 2 15 4 '5- 3 » - 4 30- * 30 16 30-1 16 30-' 16 3O-! 8 45-2 B45-2 B3O-2 1645-1900-21 16 45-13 00 2 Hafuya Bakrkdy 74 Sinvnmında SOYUNUHVE SİLAHINIZA SARILIN! Lesiie Nielsen Priscilla Presley 5162660 MiXH3306aj1«aJ'1« STANDARD FİLMCİLİK JULIA ROBERTS Pretty VVoman'ın unululmaz yıldızı yine aşık oldu... Yön: Donald Petrie Şişli KENT 2 (141 62 03) 12 00-1415-16.30-1845-21 30 DÜNYA SİNEMASI 149 93 61-152 01 62 Yönetmen: Pat O'Conner Bir İRA Militamnın trajik aşk öyküsü 12.00 -14.1 S-16.30-18.45-21 00 ŞİŞU BELEDİYE BAŞKANUĞIKATKILARIYLA HARBİYE AS SİNEMASI Kitap Sergisi • Toplu Film Gösterisi 23-29 Ağustos 1991 CUMHURİYET KİTAP KLÜBÜ - İFA - AS SİNEMASI Sunar : 25 Ağustos Pazar MEPHİSTO/sluan Szıbo Z6 Apuslos Ptesi TANGOLAR/Fernjndo Solanas 27 Ağustos Sah B E N İ M G Ü Z E L ÇAMAŞIRHANEM/SFrears 28 Ağustos Çarş E R K E K L E R / O o r i s Dorrıs 29 Ağustos Pers. AĞIT/Zollan Fabri Seanslar 12.OO-14.13-16.30-1 &4S-21.30 147 63 15 BEYOĞLU ve SİNEMA ŞÖLENİ 5 SlnemamBda kllma vardır. 151 32 40 ULUSLARARASI FESTİVALLERDE TÜRK SİNEMASI 23 Ağustos Cuma ANAYURT OTELİ Yon- Omer Kavur 24 Ağustos C.tesi PEHLİVAN Zek, Okten 25 Ağustos Pazar KARARTMA GECELERİ Yon Yusuf Kurcenlı Seanslar: 12.OO-1 4.15-16.30-19.00-21.1 5 NOVA BARAN SİNEMASI 26 Ağustostan itlbaren Jack London Vön: KmıdnJ Kleiscr •h 'J 12 00-14 30-17 00-19 30-21 45 1*O 35 5© \C -ıera-na eğıence rr>erkezı^Ş şi REKLAM FİLMİ DAGlTIMINDA FİDfl FîLfTI149 50 33 Sinema Tiyatre Gösteri Duyurularınız if 146 97 38 132 64 26 RUMEÜ HISARI KONSERLERİ 22 Ağustos - 1 Eyliil Saat 21:15 Rumelı Hisan Gışesı. Tel 157 75 50 Bostancı Gosterı Merkezı. Tel. 384 72 10 Vakkorama Taksım. Tel 151 28 88 Vakkorama Suadıye. Tel: 350 87 42 M9IT PflOOUCTION MOOA SİNEMASI 337 01 28 MET FİLM SUNAR İSTANBUL DA İLK DEFA ALPACINO/ NASTASSIA KINSKI REVOLUTION Seanslar 12 00-14 15-16 30-19.00-21 30 26 Ajs lın ıtıbven Bıkırkoy KARYAdı HARBİYE AS 1 FRANSIZ FİLMLERİ 147 63 15 HAFTASI 2i Ağjstos PENCEREDEKİ KADIN Oyr Farnv Ardanî-3erard EJepardıeu 25-26 Ö L D Ü R E N Y A Z (L ete M«jrtner, Aûustos Oyn isfibeı e Aö anı 27 Ağustos S O N M E T R O Oyn Cathenra Deneu^e-Gerara Depardı«u 28 Ağustos K O R K U N Ç Ş Ü P H E Oyn Hony Schne.der 29AğüStos Y E R A L T I Suov.ay Oyn 'sabelle Ad)an -Chnstopher Lampert 0OSÎUC1 LEVENT OYA KIRCA BAŞAR GÜNDOĞARKEN GEREGI DÜŞÜNÜLDÜ Yazan :Muzaffer Abayfıarı Ymr.az Ertîogîîn YönetenîLeverİ Kırca. Siz Mtaık.S'jûnd.oğarke-n. Kareoprafıî^aıt Sokr.er. 5es.ısık! Stıras SON OYUN 20 -25 Ağustos Saat: 21.00'de Bıiet Satı. Yeılen BoMana Ck*ten Merken. 1U 364 72 10 VıttOTmı Tıksun. Tel 131 28 88 V.ttonır.J Suadıye Tel 350 87 42 Kendimi bir yargıç dürüstlûğüy-< le ölçüyorum ve ne yalan söyieye-' yim bir türiü kesın bir karara varamıyorum. Belki peki derdim, belki hayır derdim. Hayır deseydim, içim sızlayacaktı, eveJ deseydim' sonradan çok çok pişman olacak-! tım. Ne diyelim? Kentlerimiz ara-J sında yolcu taşıyan kimi 1 otobüslerin arkasında yazılı oldu-! ğu gibi "Tannnın dediği olur" mu| diyelim?" > Nadir Nadı, Adnan Menderes,! Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polat-; kan'ın asılmalanna karşıdır. Amaı bunu yazılarında yeterince işleye-î mediğı için üzüntüsünü belirtiranı- larında. Sağa sola başvurup asılmaları önlemeye çalışmıştır, ama bunu yazılarında yeterince j yapmarmşbr. Nadir Nadi şöyle der: "Ne de olsa ben o zaman yan- lış davrandığımı şimdi açıklamayı görev biliyorum. El altından çalışa- cak yerde, dınlenmeyeceğimi bile bile siyasal tutumları yûzünden. 1 ?- j sanlan ölüm cezasına çarptırm j \ nın doğru olmadığını yazmatıydım. i Yapamadım, hata işledim." ] Nadir Nadi'nin bu özeleştirisi, J onun erdemi değil midir? 1 Nadir Nadi'nin cenazesi, per-ı şembe gûnü Bebek Camisi'nden! kaldırıldı. Bebek Camisi'nin avlu- su, yanları nasıl da kalabalıktı. Ca-' minin karşısındaki kıyı kahvesi de! öyle. Başaran anlattı. Nadir Nadi; bu camiyi çok beğenirmiş. Gelip • geçerken, "Ne güzel cami" der-] miş. Nadir Nadi'nin cenazesi, o| nedenle Cağaloğlu'ndan buraya getirilip namazı kılınmış. Cenazei Bebek'ten Edirnekapı gömDtlüğü-; ne gidecekti. Sordum: ! — Edirnekapı gömütlüğü nere-' de? ; — Edirnekapı'da! 4 Başka sormadım artık, "Edirne-' kapı nerede?" diye de sorulur mu?! Bebek'te, Nadir Nadiler, ilhan; Selçuklar, Akbulutlar, Andaylar, • Torunlar, perşembeleri, "Filiz" lo-! kantasında öğle yemeği yerter,; söyleşirlerdi. Bir kez ben de katıl-' dım, bir istanbul uğrağında. En az ! on beş yırmi kisı vardılar. Yemeğin ; amacı, Nadir Nadi'nin dostlannı bir araya getirmek, biraz hoşça vakit! geçirmekti. Son birkaç aydır p^ ; sembe yemekleri yenmiyordu, â,â < verilmişti. Nadir Bey saynydı... ', Ölmeseydi, iyi otsaydı 0 gün R-1 liz'e gidilecektı ne bileyim! 1 Eski Cumhuriyetçi Muammer! Tuncer'in arabasıyla, Mehmed Ke- J mal, üçümüz Edirnekapı'ya gittik. < Edirnekapı'ya ilk kez gidiyordum.,' Sotda Recep Peker'in gömütü var, ; sağda daha ötede Hasan Rıza So- ; yak, gömüt taşlanna bakıyorum. ! Edirnekapı'dan Muazzez Mene-: mencioğlu'nu da alıp döndük. Me- cidiyeköy'de "Sedir" diye bir '< lokanta biliyormuş Muazzez, ora- ' da oturup ıçtik! Nadir Nadi'yi ko- nuştuk. Hepimizin onunla ilgili anıları vardı kınk dökük... ! Rakı, peynir, kavun söyfedik ma- , saya; ne demiş bektaşı Tanrı'ya? — Rakıyı yasakladın, güzel! O zaman peynirte kavunu neden ya- rattın? 1 Gazetecilik okullannda, gazeteci , adaylarına ilkin gazetenin kendi kendini eleştirebilmesi, özeleştiri yapabilmesı öğretilmeli. Oysa öy- le bilinmiyor. Gazetecilik yalnız eleştiri yapmak sanılıyor. Iğneyi . kendine batırmayınca da çuvaldız ; yerini bulmuyor ; Nadir Nadi'nin yazılan gazeteci- lik okullannda okutuluyor mu bil- miyorum. Okutulmalı. Gazeteciliğin öbür usstaları da. Birinın yazısını okudum, Nar V ; Nadi üstüne ölümünden sonra • yazmış. Sözüm ona, karalamak is- ' temiş. isteyebilir. Biraz kurcala- dım, meğer vaktiyle Cumhuriyet'e girmek istemiş de ahnmamış mı ne olmuş? ; Nadir Nadi'nin cenazesinı izler- 1 ken üzgün filan değildim Ölüsü, ' dirisinden güçlüyse bir insanın, ; ona üzülmek gerekmez. Yaşamın- da yapacaklarım gerçekleştirmiş olanlan üzmek neden? Onların yaptıklanna sahip çıkılsın yeter!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear