Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 AĞUSTOS 1991 HABERLER
Ders geçme ve kredi sistemi geldi
Ortaöğretîme yeni düzenANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosa) — Ortaöğretımde, "ders
geçme ve kredi sistemi" getirih-
yor. Sisteme göre, suuf esası kal-
dınlarak, yerine "yarıyü esası"
getirüecek. Ortaöğretimde ilk iki
yanyıl, yani lise birinci suuf,
"yönebne" amaçlı olacak. Bu iki
yanyılda yalmzca, "Türk dili,
dfn kültüru ve ahlflk bilgisi, raa-
tematik, yabancı dfl, Urih ve fen
bilimkri" zorunlu olacak. Zo-
runlu derslerden başansız olan
öğrenciler, "projeü öd«v" vere-
cekler.
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol, ortaöğretimde "ölçme ve
dcgeriendinne sistemi" calışma-
lanru tamamladıklarını söyledi.
Akyol, iki yü içerisinde tüm or-
taöğretim kurumlannda "ders
geçme ve kredi" sistemini yay-
gınlaştırmayı hedeflediklenni
beürterek "tlk etapta asteme be-
nten geçebiecek okuBarda uygu-
lama baştayacak" dedi. Yeni sis-
temle öğrenride "suufta kalma"
korkusunun bulunmayacağını
acıklayan Akyol, ortaokuüarda,
ilkokul ölçme ve değerlendirme
sisteminin aynen uygulanacağı-
nı kaydetti. Bu çerçevede, ilko-
kulla, ortaokul programlannda
bütunlüğe gideceklenni belirten
Akyol, "Deferiendinnede ders
degfl, suuf bütinuügu getirilmiş-
tir. Ogrencinin yetistirUerek sı-
nıfıaı geçmesi esas ahnacaktır"
diye konuştu.
Yeni sisteme göre, öğrenciler,
zorunlu dersler dışında diledik-
leri konuda seçmeli ders alabi-
lecekler. Üçüncü, dördüncü, be-
şinci ve altıncı yanyılda "Turk-
iye Cıımhuriyeti lnkılap Tarihi
ve AUtürkçülük", "Felsefe",
"Din Kiütarii ik Ahlak BilgisT
ve "MilU Güveaük" dersleri or-
tak ve zorunlu ders olarak veri-
lecek. Yönlenme sınıfı olan ilk
iki yanyılda öğrencinin başarüı
olduğu derslere göre, üçüncü,
dördüncü, beşinci ve altıncı ya-
rıyıllarda "biyoloji, fizik,
kimya" gibi diğer dersler yer ala-
cak.
"Ders geçme ve kredi sistemi-
'yle bir ders saati, bır kredi ye-
rine geçecek. Bir yanyılda en az
15, en çok 30 saat (kredi) ders
alınabilecek. Böylece öğrenci
her yanyıl 30 saat ders alması
halinde 2.5 yüda liseyi bitirebi-
lecek.
öğrenci, başaramadığı dersı
isterse tekrar edebılecek, iste-
mezse, yerine başka bir ders ala-
büecek. Dersler, butunluğun ko-
runabilmesi amacıyla birer ya-
nyıllık olacak. Sistemde, az sa-
yıda ortak, çok sayıda seçmeli
ders bulunacak. öğrencinin, di-
ğer bir ortaoğretim kurumun-
dan veya ayrı programlardan
ders alma imkânı verilecek ve
okullar arası yatay geçiş sağla-
nacak. Bu sistemle, orneğin
meslek lisesınden "daktilo" der-
si gibi dersler alınabilecek.
Ders geçme ve kredi düzeni-
nin uygulanmasını kolaylaştıra-
bilmek amacıyla "egitim
bölgeleri" kurulacak. Buna gö-
re, her eğitim bölgesindeki farklı
okullardan dersler alınabilecek,
araç ve gereçler ortak kullanıla-
cak. Çok programh okullar, ge-
niş bır ders seçme imkânı sağ-
ladığından yaygmlaştınlacak.
Akyol, yeni sıstemin öğrencı-
yı merkez aldığını savunarak
"Sistem, çocuklan a>nı kalıba
ve avnı ders yükunıin altına gir-
me>e zoriamadığından suufta
kalma sonınuna. başansızlığa
çözüm getirmektedir" dedi.
Sistemle haftalık ders saatinin
ve çeşidinin azaltüdığmı ifade
eden Akyol, şunlan söyledi:
"Sistemin kuralları ve işieyi-
şi, bakanlıgımızca aynntüı bir
şekilde açıklanacak. Bu açıkla-
ma her okulun öğretmenler ku-
rulunda incelenecek. Kendi
okuilanndaki şartlan uygnn bu-
lan okullar, bu ogretim yılında
lise 1. sınıftan başlamak iizere
uygulamaya başlayacaklar."
Sinop'tatazminatsız işe sonMersin Soda ve Kromsan: 290 işçi tazminatlı
çıkarıldı. Paşabahçe Genel Müdürü Kâmil
Başkaş görevinden istifa etti. TDÇİ'de 7 bin
işçi toplu viziteye çıktı. Gediz Kömür
îşletmeleri'ndeki 800 işçi ücret ve
ikramiyelerini alamadıklan için viziteye çıktılar.
ts-Sendika Senisi — lşten çı-
kartmalara karşı direnen cam iş-
çilerıne ilk işveren cezası Sinop
Cam'dan geldi.
lşten çıkartılan 90 arkadaşla-
nnın geri ahnması için çalışma-
»rak protestoda bulunan Sinop
Cam fabrikası işçilerinden 30'u
tazmmatsız işten çıkartıldı.
Paşabahçe Şişe Cam Genel
Muduru Kamil Başkaş görevin-
den istifa etti. Cam Holding
bünyesindeki ışyerlerinde çı-
kartmalara karşı protesto ey-
lemleri sürerken yeni tazminat-
lı çıkartmalar da oldu. Mersın'-
de kurulu Soda ve Kromsan
tabrikalanndan Petrol-Iş Sendi-
kası'na üye 290 işçi ışten cıkar-
tıldı. İSDEMlR'de 7 bin çelik
işçisi daha toplu vizite eylemi
yaptı.
Cam Holding bünyesinde ilk
işten çıkartma uygulamasının
yaşandığı Sinop Cam Fabrika-
sı'nda, bayram öncesinde işçiler
çeşitli protesto eylemleriyle, iş-
ten çıkartmaları durdurmuşlar-
dı. BayTam sonrasında Sinop
Cam Fabrikasf ndan 90 işçinin
işten çıkartılması üzerine arka-
daşlannın geri alınması için 10
gündür uretim yapmayarak fab-
rikada bekleyen işçilerden
30'unun işine önceki gun tazmi-
natsız olarak son verildi. Fab-
rikanın önunde Sinop Belediye
Başkanı Ali Karagülle ile ilçe
belediye başkanlan dernek ve
sendika temsilcilerinin de katıl-
dığı protesto gösterisi düzenlen-
' Sinop Cam Fabrikası Genel
Müdüru Çetin Giiney, yuzlerce
işçi ve aileleri tarafından protes-
to edilerek istifaya çağrüdı.
Kristal-îş Genel Eğitim Sekrete-
ri tsmet Konuk, Sinop Cam
Fabrikası'nda çıkartma yaşan-
maması için diğer fabrikalar
için imzalanan rakamlardan
yüzde 20 daha duşuk bir ücret
artışını kabul etmelerine rağmen
120 kişinin işten çıkartıldığını
belirtti.
Cam Holding'e bağlı Mersin
ve Kromsan fabrikalannda dün
işten çıkartılan 290 ışciye, işve-
ren, mütahhit firma yanında
daha duşük ücretle çalışmaları-
nı önerdi. Bu işyerlerinde orgüt-
lü Petrol-lş Sendikası Mersin
Şube Başkanı Hahık Kınna So-
da Fabrikası'ndan 138, Krom-
san fabrikasından 152 kişinin
işine son verildığıni bildirerek
Şişe Cam Holding'in, tum işyer-
lerinde mutaahitleşmeye yöne-
lik işçi çıkarttığını savundu.
Kırma, 2 milyon 700 bin lıra
brut ucretle çalışırken işten çı-
kartılan işçılere, işveren, müta-
ahitlerin yanında 1 milyon 100
bin lira brut maaşla işbaşı yap-
malarını önerdiğini söyledi.
Paşabahçe Cam Fabrikası'n-
da iki bin 700 işçi ve Beykoz
halkıyla birlikte işçi ailelerinin
direnişi 9. gune giriyor. Kara-
volları, Kartal, Ümraniye, Üs-
kudar ve Beykoz belediyelerin-
de çalışan yuzlerce işçi Beykoz
Belediyesinden, Paşabahçe Cam
Fabrikası'na kadar alkış ve slo-
ganlarla yurüyerek cam işcileri-
ni desteklediler. Tekel Likör
Fabrikası işçileri de bir kamyo-
net meyva getirerek destek ziya-
retinde bulundular. Kemal
Turkler'in eşi Sabahat Türkler
ve Refah Partisi Istanbul 11 Baş-
kanı Tayjip Erdogan ile yöne-
tim kurulu üyeleri, cam işçüerini
ziyaret ettiler.
Paşabahçe Şişe Cam Genel
Müdürü Kamil Başkaş görevin-
den istifa etti. işçi aileleri dun
fabrika önundeki parkta "Ka-
mil Bcy'in helvasını kavuruyo-
ruz" diyerek helva yaptılar. Öte
Soydaş devlettentoprakbekliyor
ŞÜKRAN KETENCt
Onlar toprağın olmadığı,kayalıkların oyulup toprak yerleşürilip
ekildiği, bir kanş toprağın boş bırakılmadığı kültürden gelmişler.
Günde ortalama on saat dışanda, arkasından evde durmadan
çalışmaya alışmış, çahşmaktan korkmayan insanlar.
şaşınyoruz.. den gelmiş akrabaların verilen
Soydaşların devlet babadan toprağı işleme, ev yapma, son-
nerede ise işten önce toprak is- ra da gelişmede, zenginleşmede
temelerinde başka etkenler, ger- gösterdikleri başan, ıster iste-
çekçilik de var: öncelikle çok mez özendiriyor, hırslandınyor.
eski yıllarda toplu göce zorla- Soydaşlar, Türkiye'de bulun-
nan akrabalarına serbest göç- duklan süreç içinde sadece da-
men uygulaması yapılmamış, ha çok ve daha ucuza çalıştırı-
toprak verilmiş. Bugün onlann labüdikleri için bazı özel sektör
hepsi Türkiye'de belli bır yaşam işyerlerinin işe almada kendile-
standardının üstündeler. Eski- rine öncelik tanıdığma tanık ol-
ÇORLD — Bulgarıstan'dan
ellerinde valizleri, birkaç günde,
her şeylerini bırakarak göçe zor-
lanan yuzbinler, kısa sureli bir
konakiamanın ardından burada
d,a tamamen kendi kaderkri üe
baş başa kaldılar. Aradan geçen
aylar yıflar sadece butun aile bi-
reylerinin birden işsiz olmasını
değil, bannacak bir yer bulma
sorununu da hiç hafifletmerniş.
Soydaşlar "uyum" kursunda
->ir araya gelince, yetkıli yetki-
siz söz söyleyebilecek birilerini
bulunca, dertlerini, beklentile-
rini dile getiriyorlar. Devlet ba-
badan en çok "toprak" istiyor-
lar. Bu istemlerini çok güçlü ve
çok haklı gören bir biçimde di-
le getirmeleri, "Toprak istiyo-
rnz. Devlet bize toprak vcrsin"
diye bağırabilmeleri dikkat çe-
kiyor.
Devlet babadan toprak iste-
meleri yıllar öncesinde kalmış
haykınşlannı da çağnştınyor.
1969 yılında çok sınırh bir sayı-
da göçe izin verildiğinde, yine
gazeteci olarak ilk gelecek grup-
la evlerinden çıkıp Türkiye'ye
dönmek üzere Bulganstan'a git-
miştim. Türkiye'ye göç özlemi
kabaran yuzbinler evlerinden
çıkmışlar, işlerini bırakmışlar,
Türk konsolosluklannın önün-
de turist vizesi ahp yola çıkabil-
mek umuduyla günlerle, hafta-
larla yatıp kalkmaya başlamış-
lardı. Burgaz Konsolosluğu'nun
önundeki parkta haftalardır ya-
Up kalkan binlerle soydaşımız-
la konuşuyorduk.
"Niye bu kadar gehne koşnl-
.ınnı zorinyorsunnz? Burada
işioiz, eviniz var. Türkiye'de
büyük issiaük" itirazımızı ağzı-
mıza tıkıyorlardı. Hep bir ağız-
dan çıkışıyorlardı: "Sizde boş
topraklar var. Biz her işi yapar,
her toprağı ekip biçeriz. tşten
korkmayu. İşi biliriz..."
Şimdi de çok farklı anlama
gelmeyen çıkışlan var: "Devlet
bize toprak versin. Biz evimizi
keıdimiz yapar, eker biçer, işi-
mizi kendimiz kuranz. Sonra
borcumuzu da öderiz. Hem
kendimizi kurtarır bem de
Törkiye'yi kalkındınnz..."
Toprağın olmadığı kayalıkla-
nn oyulup toprak yerleştirilip
ekildiği, bir kanş toprağın ger-
çekten boş bırakılmadığı kültur-
den gelmiş, günde ortalama on
Saat dışanda, arkasından evde
çalışmaya alışmış, çahşmaktan
korkmayan insanlar bunlar.
En yoksullannın bile çok ağır
devlet işçiliğinin ardından ço-
ğunlukla kendi yaptıklan iki
kath kırmızı tuğlalı evleri, tama-
men ekili, çiçek içinde ve her
gün sokak önlerini yıkadıklan
bahçeleri vardı. Kadın erkek ay-
rımsız her işe alışmış bu insan-
lAn, şimdi yoksulluk kadar dı-
ıda ve içeride yapacak işin ol-
maması korkutuyor, şaşırtıyor.
Biz ise halen çoğunluğunun
yıllardır işsiz olduğunu, çok ağır
koşullarda yaşadıklaruıı bildiğı-
miz bu insanlann, böylesine
ağır bir yaz sıcağında, çok ka-
labalık bir salonda terlerken ter
kokmadıklanna, tenemiz giysi-
lerine ve varlıklı görunümlerine
muşlar. Bır de doktor, hemşıre
gibi bazı meslek sahiplerinın işe
yerleştırilmelen söz konusu ol-
muş. Devlet babanın iş bulma-
da yapmadığı katkıyı, borçlan-
dırarak toprak vermede kolay-
ca yapabileceğini, hatta beledi-
yelerin bile bu anlamda olanak-
lar tanıyabileceklerinı duşunu-
yorlar. Aslında bu alanda hıç-
bır şey yapılmamış da değil.
Borçlandırarak kooperatiflere
sokulmuşlar. Ancak işsiz olduk-
lan ve parasız geldikleh için bu
anlamda yapılan tahsislerden
yararlanamamaktan yakınıyor-
lar.
Ve her şeyden önce de hâlâ
devlet babanın durumlarına
açıklık getirecek kararlardan
kaçınmasından kaygılanıyorlar.
Vatandaşuğa geçiş sorunlan or-
tada. Bulgaristan'da kalan mal
varhklan, orada çahştıklan yü-
lann sosyal güvenük, emeklilik
türunden haklan hepsi yanmış
gibi gözüküyor. Oysa benzer
butun durumlarda olduğu üze-
re Turk devletinin ağırhğım
koyması ile bu haklarımn
önemli bır bölümunu kazana-
bileceklerıni de bıliyorlar.
yandan emeklilikleri geldiği hal-
de çıkartılmayan 20 kalifıye iş-
çi, arkadaşlarım desteklemek
amacıyla emekliliklerini isteye-
rek işten aynldı. Paşabahçe'de
ışten çıkartılan 53 memura, üc-
ret farkları ve sosyal yardım
zammımn ödenmediği bildirüdi.
Kazlıçeşme'de 9 aydır toplu-
sözleşme bekleyen deri işçileri,
cam işçilerini desteklemek ama-
cıyla bir günlük iş bırakma ey-
lemı yaptılar. Deri işverenlerini
ve işten çıkartmalan kınayan iş-
çiler "Paşabahçe yalnu degil-
sin", "İşçi kıyunına son" diye
sloganlar atarak işten çıkartılan
ve 25 gündür fabrika önunde
bekleme eylemi yapan 57 Der-
kon işçisini ziyaret ettiler.
tsdemir'de toplu vizite
TDÇI'ye bağlı lskenderun
Demir Çelık Fabrikası'nda ça-
lışan 7 bin işçi, 9 ajfustosta gre-
ve çıkma kararlarına rağmen
hıçbır sozleşme teklıfınde bu-
lunmayan kamu işvereren sen-
dikası Kamu-lş'ı protesto ede-
rek dün toplu viziteye çıktılar.
Sabah 08.00 ile 16.00 saatleri
arasında fabrikada uretim dur-
du.
Toplu vizite eylemine bu gün
de devam edıleceği, 6 ağustos
salı gunu işçilerin geniş katılı-
mıyla lskenderun'da Öz Çelik-
lş Sendikası'nca bır miting du-
zenleneceği bildirüdi.
Kütahya'da kurulu Gediz
Madencüik, Gediz Kömür Işlet-
mesi ve Çoban Madencüik
ocaklarında çalışan Türkiye
Maden-tş Sendikası'na üye top-
lam bin 800 işçi, ücret ve ikra-
miyelerini alamadıklan gerekçe-
sıyle dün toplu viziteye çıktılar.
MSB'de anlaşma
Milli Savunma Bakanlığı,
Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı iş-
yerlerinde çalışan yaklaşık 37
bin işçiyi ilgüendiren toplu iş
sozleşmesi göruşmeleri anlaş-
mayla sonuçlandı.
Türk Harb-îş Sendikası ile
kamu işveren sendikalanndan
TÜH1S arasında dun imzalanan
sözleşmeyle işçilerin ücretlerine
bırincı 6 ayda ytızde 80 artı 300
bin lira, ikınci 6 ayda yuzde 30,
üçüncü 6 ayda yüzde 30 ve dör-
duncu 6 ayda da yuzde 25 ora-
runda zam yapıhyor.
1 Mart 1991 tarihinden geçerh
olarak yiırürlüğe girecek olan
toplu iş sözleşmesiyle sosyal yar-
dımlarda da artışlar sağlandı.
Devlet Malzeme Ofisı (DMO)
Izmıt muessesesinde çalışan
Seluloz-iş Sendikası'na üye 198
işçiyi kapsayan toplu iş sozleş-
mesi de ımzalandı. Sözleşmeyle
işçi ücretlerine birinci yılın ilk
altı ayında yüzde 137 oranında
zam yapıldı.
Seluloz-lş Sendikası ile
Kamu-tş arasında vanlan anlaş-
mayla DMO İzmit muessesesin-
de çalışan 198 işçinin önceden
ortalama brut 904 bin lira olan
ucretlerıne birinci yılın ilk altı
ayında yuzde 137 zam yapıldı.
Seluloz-lş Sendikası ile
Kamu-İş arasında vanlan anlaş-
mayla DMO îzmit Muessesesi-
nde çalışan 198 işçinin önceden
ortalama brut 904 bin lira olan
ücretlerine birinci yılın ilk altı
ayında yüzde 137 zam yapıldı.
(XX)
SH1RT
000
BUGUN
AIISIRMEN
Nur-u Ayn
Turgut Bey'in rahatsızlığı ile siyasal yaşamımızda birden
ön plana çıkıverdı göz. Göz sözcüğü eskıden o kadar gözde
değildi. Dıvan edebiyatı; kırma bır dil kullanır, anlatımda ya-
lınlığa dudak büker, şatafata bayılırdı. Göz, Arapçası olan
"ayn" sözcüğü ile anılırdı. Şairler, kımi karşı cinsten olma-
yan, sevgililerıne "nur-u aynım" (gözumün nuru) diye sesle-
nirlerdı.
Göz nuru, insanın sahip olduğu en değerli şeylerden biri
olduğundan, sevginin simgesi haline gelmesı de şaşırtıcı ol-
mamalı.
Dün okuduğumuz bir habere göre Ankaralı avukat Meh-
met Celalettın Alpakan, Turgut Özal'ı devlet adamı olarak o
kadar sevtyormuş ki, hastalığını duyar duymaz bir gözünün
nurundan vazgeçmeyi ve gözlerınden birini Turgut Bey'e ver-
meyi önermiş.
Mehmet Celalettin Alpakan'ın gerçekten insanı duygulan-
dıran önerisi beni yıllar öncesıne götürdü. 1973 yılı sonları-
na doğru hapiste bulunan Çetin Altan'ın gözlerınden rahat-
sızlandığı, hatta kör olma tehlikesıyle karşı karşıya olduğu
haberi gelmışti. O günlerde Yeni Ortam gazetesinde yazmak-
taydım. Bır gün gazeteye geldığimde okur mektuplanna ba-
karken gençlerımızden bırinin, (ne yazık kı şu sırada adını
unuttum) gözlerinden bırını Çetin Altan'a vermek istediğini
belirten içten yazısıyla karşılaştım. Ne kadar duygulandığı-
mı anlatamam. "Demek ki, diye düşündüm Çetin Altan bo-
şuna yatmıyor. İnsanlar onun kendılerı için savaşım verdıği-
ni bilıyorlar ve ona en değerli organlarını bağışlayacak ka-
dar destek olmaya hazırtar."
O heyecanla, mekiubu köşemde yayimladım ve gene oku-
rumuzun iki gözunü birden açan bır yazara, tek gözunü ba-
ğışlamasının soyluluğunu ve naklılığını vurgulamaya çalışan
bır yazı yazdım.
Neyse ki Çetin Altan'ın bu bağışa ihtıyacı olmadı. Bir süre
sonra Cumhurbaşkanı Fahrı Koruturk, anayasanın kendisi-
ne verdiğı yetkiyi kullanarak o gunlerın ünlü yazarım gözün-
deki rahatsızlık nedeniyle salıverılmesini sağladı ve bir hak-
sızlığın, bir ayıbın sona ermesıne yardımcı oldu.
O zamanlar sağ basın Çetin Altan'a saldırmak için her fır-
satı ganimet bilirdı Göz hastalığının da doğru olmadığını, Al-
tan'ın hapisten çıkmak için bahane uydurduğunu ileri süre-
rek kendılerıne gore gorüşler ılerı sürdüler.
Haklı değillerdı. Olaylar onlann haksızlığını kanıtladı Ger-
çekten de Çetin Altan'ın bakışında, görüşünde çok önemli
bır değışme olduğu zamanla ortaya çıktı.
Arada sırada, "gozünu bağışlamayı düşünen genç okurun
şimdi nerede, acaba ne yapıyor, o ozverili onerısıni anımsı-
yor mu?" diye düşünürum ve hâlâ o soylu davranış karşısın-
da duygulanınm.
Ama doğrusu ellilı yılların sonlanna doğru, Adana tarafla-
rında bır yurttaşımızın, rahmetli Adnan Menderes ıçın oğlu-
nu kurban etmeye kalkması bende aynı duyguyu uyandırma-
dı. Pek ilkel, pek kanlı ve başkasının canını ortaya koyan bır
davranıştı bu. Adnan Bey, hepımiz için utanç olan idama doğ-
ru giderken de o yurttaştan bır ses. bır ah çıkssn diye çok
bekledim.
Çıkmadı.
Turgut Bey'e bif gözunü bağışlamak ısteyen Ankaralı avu-
kat Mehmet Celalettın Alpakan'ın gırışımı de duygulandıncı
bir davranış. AvLkat yurttaşımız sıyasetle uğraşmadığını, her-
hangı bir çıkar beklemediğıni belirttıkten sonra Ozal'ın Ata-
türk ile İnönü'den sonra Türkiye'ye gelmiş en buyük devlet
adamı olduğunu söylüyor ve bu gözün ona kendısınden da-
ha çok gereklı olduğu yargısına varıyor.
Haberın başlığım okuyunca, bağışın başka bır yararı da
olduğunu düşündüm. Turgut Bey bir kez de olayiara vatan-
daş gözuyle bakınca belkı gerçekleri başka türiü görecekti.
Haberin ayrıntısına inince gördum ki Sayın Alpakan'ın ba-
kışı ile Turgut Bey'ın arasında hıçbır fark yok. İş hukukçusu
olduğunu söyleyen Bay Alpakan da Turgut Bey gibi son top-
lu sözleşmede ışçilere verilen zamların yuteek olduğunu dü-
şünmekteymış.
Ûyle görülüyor ki Sayın Alpakan'ın gözü Turgut Bey'e tı-
patıp uyacak, bir organ reddı soz konusu olmayacak.
Turgut Bey'in, Mehmet Celalettın Bey'in gözüne gerek duy-
mayacağını umuyor ve kendısine acıl şifalar dilıyoruz.
Ama gerek duysa da, duymasa da Turgut Bey de sanırız
Mehmet Celalettın Alpakan'ın gözunün nurundan bile vaz-
geçmeyi göze alan sevgısınden çok duygulanmıştır.
Mehmet Celalettin Alpakan butun kamuoyuna bır gerçeğı
de gösterdi. Gerçi Turgut Bey'e kamuoyunda verilen destek
ve gosterilen sevgı fazla değıldı. ama olan az sevgı de "az,
ama oz sevgiydi."
Az şey mı bu?
KlSA KISÂ
• Marmaris Jandarma Boluk Komutanhğı'nda "konuk"
edilen Guney Asyalı 32 multecı Muğla'ya getırildı.
Hintlilenn ulkelenne teslım edilmelennden sonra burada
kalan Sri Lankalı ve Bangladeşlı multeciler, ulkeleri kabul
edinceye kadar Muğla Valüiğı'nin konuğu olacaklar.
• KKTC, Turkiye Cumhurıveti yurttaşı 6 aıleyi smırdışı
etti. Beş yıl önce gıttikleri Magosa'nın Gelıncik koyunde
oturan toplam 45 kişiden oluşan 6 ailenin 29 temmuzda
yapılan bir baskın sonucu evlerinden alındıkları ve Mersın'e
gonderüdikleri bildirüdi. Turkiye'deki yetkılıler, sınırdışının
gerekçesi hakkında bılgı sahıbı olmadıklarını behrtirlerken
KKTC makamlan konuyla ilgıli açıklama vapmadılar.
• Diyarbakır Genele\i patronlarm, gosterilen yerlere
taşınmayı kabul etmemesı uzerine belediye tarafından
suresiz kapatıldı. Fatih Paşa mahallesı sakinlerının şikâyeti
uzerine kent merkezine 8 kılometre uzakta yeni bır bina
inşa edilmiş, genelevlerın buraya taşınması istenmişti.
• Ankara'da Yeşüyurt Yapı Kooperatifi'nin Eryaman'daki
inşaatında çalışan işçi Salim Çevik, dun sabah sıva yaptığı
sırada, kurulmakta olan asansorun uzerine duşmesi sonucu
oldu.
• Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz. dar gelırlı vatandaşlara
kaynak yaratarak hastanelen de darboğaza sokmadan
sağlık hızmetlerının götüruleceğini bildirdı. Bakan
Eryılmaz. sağlık personelinin ozluk ve sosyal haklarında
iyileştırmeler yapmanın da oncelıklı gorevleri arasında
bulunduğunu soyledı. Bakan Er>ümaz, dun Ataturk Göğus
Hastalıkları Hastanesi'ni ziyaret ederek Başhekim Operatör
Dr. Mehmet Ünlu'den bilgi aldı.
"Geleceğin Sigortası"
Primlerinizi Yatırmayı
Unutmayımz!
ANADOLU HAYAT
Genel Müdürlük Ankara Cad No 221 34430 Sırkecı
Tel 511 42 80Fax 520 94 55
tST.