18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıyeı Maıbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Şırketı adına Ntdır Nadi % Genel Yayın Vludum Hasan Cemal, Mücssnc MUduru Emıne Işaklıgıl, '1ın Ijlen Muduru Ok«> GoiKasın. £ HabCT Mcrkezı Muduru \alçııı Hoytr, Sayfa Duzenı YOnetmeıu Kb A£mr 0 Temsucıier Ahmtl T«n. İZMİR Hikınrt Çtüakmft, :, Polıüka Crld ••«'••«K. Istanbul HabCTİen Ş n n Kalku. Ekonor Mtrai Tamcr Dıs Haberlcr Erça. Bajcı ., Sendıla Şlkna b n o . KII [ u Crtal laır. Eiınır GcK» Şnka. Vun Habcrkn NccdM Dofııı Spor D M j r u ı 4Mall»tff VMCCIIMR Dı» >azıUr b m Çafeşkaa Ara?ıınna Şatan AJpay Duzeitm« \Molfet Yancı 0 Koora -ator \ta«! Konriaa 0 Malj Isler tni Eıkm 0 Muhasetar Balent Vmer 0 BUlçe Plaıüama Se*p OttBMfceşeogla 0 RekUm MK 1 m 0 Idar- Hucyto GVCT 0 isleMK Öa4er Çrtik 0 BılgHİsJcm NaU Iml 0 Ptmnr !*.»! losuıcıogla Jovı» ffunı/u Baskan Nadlr Nadi OfcU) Ubd. Valcın B»j«r Hann Omai. H&nKf Çnıak.» Oka> Goacnna t|ur MBHCS. llkan SeKuk Ali S m , Uaacı Tan ı .« Kı«ffl. Cumhunya Viaıbaacıiık w Guttecttık T-A^. Tûrkocagı Cad »'41 Ist PK 2*6 Istanbuj Tel M: 05 0* (20 han Teleı 222*6. FM <!t 526 60 '2 0 - AMan Zı>» Gekjlp Bh Ink.lap S V 1 ) < TO 133 II Il-T fctat «344 Fa* M| 133 0 lııaar H Zıya Blv 1352 S. 2'3 lil 13 12 30. Ttta. S2359 Fa« (51) 19 53 60 d u a Inonıl O d 119 S Nr 1 kjı I, Td 19 J" 52 14 hat) Tdo 6215! Fax (71) 19 15 1« TAKVİM: 13 AĞUSTOS 1991 Imsak: 4.25 Guneş: 6.04 ögle: 13.14 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.13 Yatsı: 21.45 AV MEVSİMİ Ayûar koruma kapsanuna ahndı Merkez Av Komisyonu'nun karanna göre alageyik, geyik, karaca, dağkeçisi, yaban koyunu, ceylan susamuru, kirpi gibi hayvanlar için av yasağı uygulanıyor. ANKARA (ANKA) — 1991-1992 av mevsimi 15 ağus- tosta başlıyor. Yeni av mevsi- minde nesli tukenmekte olan birçok hayvan koruma altına alındı. Merkez Av Komisyonu ka- rarlanna göre başta "ayılar" olmak üzere av yasağı kapsa- nuna giren hayvanlann avlan- ması durumunda verilecek pa- ra cezalan yeniden belirlendi. Buna göre yasak ayı avla- yanlar 2.5 milyon lira para ce- zası ödeyecekler. Ayılarla bir- likte koruma altma alınan ala- geyik, geyik, karaca, dağkeçi- si, yaban koyunu, ceylan, su- samuru, kirpi gibi hayvanlann kanunsuz avlanması duru- munda verilecek cezalar da 50 bin lira ile 4 milyon lira arasın- da değişiyor. Merkez Av Komisyonu, ay- nca avcı başına bir av günü için beürlenen avlanma bcdel- lerini hayvan türlerine göre 50 bin ile 200 bin lira arasında de- ğişen oranlarda belirledi. Bu değerler yabancı uyruklu avcı- lar için 5 kat daha fazla uygu- lanacak. öte yandan Merkez Av Ko- misyonu, yeni av sezonunda avcılan zehirli et ve zehirli madde ile kanştınlmış yemle, kapan, kafes, olta, ilmik, ağ, ökse, tuzak, elektronik cihaz- lar ve motorlu araçlarla hileli usullerle avlanmamalan konu- sunda uyardı. Kenüerde görsel çevre kirliliği ANTALYA (AA) — Kent- lerdeki trafolar, antenler, gü- neş enerji sistemleri ile yer al- tma gizlenmeyen elektrik kab- lolanrun görsel çevre kirliliği- nin yanı sıra ölümle sonuçla- nan tehlikelere yol açtığı bildi- rildi. TMMOB Makina Mühen- disleri Odası Antalya Bölge Temsilciuği Başkan vekili Sii- leymaıı Evcümen, kentlerde görsel çevre kirliliğine neden olan ve tehlike saçan unsurla- rm, bir an önce yeniden duzen- lenmesi gerektiğini, altyapı so- runlanrun çözümünün gün geçtikte güçleştiğini söyledi. Binalardan binalara uzanan elektrik kablolannın modası- nın artık geçtiğini, cagın getir- digi modern koşullara uyulma- $ı zamanının geldiğıru beürten Evcümen, "Elektrik kabloları- nın kullanım kolayhğı yok. Bununla birlikte ölümle so- nuçlanan olaylara neden olu- yor. Bu kablolann, yeraltına döşenmesi, modern sehirciligın bir gereğidir ve zaman geçiril- mcden bu yeni sisteme gecil- melidir" dedi. Foça, fokları hatırladı FOÇA (Cumhuriyet) — Fb- ça Festivali, yedi yıl aradan sonra yeniden düzenleniyor. 'Testival Foça" adıyla düzen- lenen "Foça Miizik ve Su Sporian Festivali"ndeki etkin- likler Akdeniz foklarınm ko- runması çalışmalan üzerinde yoğunlaşıyor. Ilki 1%9 yıhnda düzenlenen "Foça Müzik, Folklor ve Su Sporian Festivali", 1984 yıhna dek aralıksız sürdü. Art arda 16 kez gerçekleştirilen düzen- leme, aradaki yedi yıllık sure- de aranır, özlenir oldu. Bu yıl Testiral Foça" adıyla 17. kez düzenlenen "Foça Mii- zik ve Su Sporian Festivali" 16 ağustosta başlayacak. Festival, çeşitli etkinliklerle üç gün su- recek. Ana konusu "deniz" olacak. Foça Belediye Başkanı Ni- kat Dirim yedi yıl aradan son- ra gerçekleştirilecek duzenle- meyle ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Festivalimizi yeniden can- landınrken festivallerin başlı- ca amaçlannın yorenin tanıtı- mı, eğlenmek, düşiinmek ve yerel sorunlann gttndeme gel- mesi görüşii>le hareket ettik. Festival Foça'nın surekliliğini sağlayacak ve ileride gelişebi- lccek ana konusu denizdir. Bu yıl etkinliklerimiz Akdeniz fo- kunun koruma çalışmalan üze- rinde yogunlaşmaktadır." Çevreciler, yıllardırfaaliyet gösteren avcı derneklerinin suskunluğuna işaret ediyor 'Avcılardoğayı konımadı'istanbul Haber Servisi - Sultansazlığı 1990'da DSİ tarafından Türkiye çevrediik, avcıhk taruşmasma doğasından hunharca silinirken avcılar _._afve neredeydi? Oysa bu sazlık o avcılann avladığı Eıtan'daifgefdî. Avaia- çok sayıda kuş türünün üreme alanıdır. nn çoğunun yıllardır doğanm Benzer uygulamalarda avcılar neden seslerini korunmasına önem vermediğı belirtilen açıklamada şöyle Bütün avcılar teke tek konuşmalarda, diğerinin nasıl kanunsuz avlandığından yakınmaktadır. Fakat her zaman görülmektedir ki "Bir ben mi kanuna uyacağım" psikolojisine giren avcı aynı usulsüzlüğe ortak olmaktadır. denıyor: "3.8.1991 tanhınde gazeteniz- de yer alan "Hem avayım hem yeşil" başhkh yazıdaki bazı nok- talar ve avcıların kendilerini en iyı doğa korumaa gösterme ça- baları, 15 yıldır koruma alanın- da calışan kişiler olarak bizı av- cıların kamuoyunu yanıltıcı ba- zı ıddıalannı aydınlatma yonun- de bu mektubu hazırlamaya yö- neltti. Gortişlerimizi maddeler halınde belirtec o 5iz: 1) Her ne kadar 20. yyîın etik değerlerine sahip, gelişmiş, me- deni insan kavramına uymuyor- sa da ilkel, üretmeden toplayı- cıhk temeline dayanan "avcdık" olgusunu tumuyle yadsı- mıyoruz. 2) Ancak Turkiye'deki (ve de bazı Guney Afrika ulkelerinde- ki) doğayla ilgili gelişmeler av- cılarla korumacıların hep karşı cephelerde toplanmasına neden olmuştur. Zaten işin özünde de bu vardır. Çunkü korumacı, bir canlıyı yaşatmaya, sonra da uretmeye çaüşırken avcı, o can- lıyı bir anda yok etmektedir. Dolayısıyla ikisinin başansı ta- ban tabana attır. 3) Son yıllarda Türkjye'de ka- muoyuna yansoun tum koruma savaşlan ya korumacı dernekler, ya siyası partiler, ya odalar, ya kişiler tarafından ortaya çıkanl- mıştır. Doğayı en iyi koruduğu- nu iddia eden avcılann bu ko- ruma savaşlannda hiç bir oncu çabası görülmemiştir. Oysa avcı kulüplerinin geçmi- şi koruma derneklerinin kuruluş tarihinden çok eskilere gitmek- tedir ve sayıları, korumacı der- nekler 15 civarındayken avcı kulüplerminki 800 kadardır. Ma- dem ki avcılar bu denli koruma yanlısıdır, neden acaba Tur- kiye'deki pek çok önemli kuş alanı, avlak, sahil, orman vb. ta- lan edilirken sesleri çıkmamış, hiçbır alanın kurtarılmasında bir baskı grubu olamamışlardır? Sultan Sazlığı 1990'da DSt ta- rafından Turkiye doğasından hunharca silinirken onlar nere- deydi? Ki bu sazlık o avcılann avladığı çok sayıda kuş türunun ureme alanıdır. Örnekleri çoğaltmak mum- kün. DSt'nin tum operasyon yaptığı alanlar (Yeşihrmak, Kı- zılırmak, Amik, Suğla, Gala...) KUŞCENNETt— Törkiye'nin diger kuşcennetleri gibi SnHansazhğı da kiriilik ve kurutulma tehdidi albnda. Çevreci ve avcılann ilgisini bekliyor. DSİ, Sultansazlığı'nı cehenneme çevirdi RECEP BULUT KAYSERİ — Dünyada benzerleri ender görulen yuzlerce kuş türunün yaşadığı Sultansazlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bir yandan avcüarın amansız kıyımı diğer yandan da DSİ 12. Bölge Mudürlüğü'nun "Develi Projesi" adı altında 1976 yüından ben başlattığı "bataklıgı kunıtma ve tarıma sulak arazi açma" tasarısı bugün acı sonucunu vermeye başladı. Geçen yıl yapılan son araştırmalara göre bundan bir yıl öncesine kadar Sultansazlığı'nda 250'ye yakın kuş türüne rastlamak olası idi. Bugün tamamen çorak ve kurumuş bir bataklık haline gelen göle, düne kadar sadece kayık ya da sandalla gidilebiliyordu. Yine düne kadar yer yer yüksekliği beş metreye ulaşan yoğun saz ormaru, göl içinde irili ufakh adacıklar oluşturuyordu. 10 bin hektarhk toplam alanın 3 bin 500 hektanm göl suyu kapsıyor idi. Bugün bataklığın üzerinde rahatlıkla yüruyerek dolaşılabiliniyor. Konunun en sıkı takipçisi olarak tamnan Yeşilhisar Belediye Başkanı R. Mustafa Ayan, doğal bir akvaryum olan Sultansazlığı'nın kurtanlması için başta bilim adamları olmak üzere herkesi seferber olmaya çağırdı. DSl 12. Bölge Müdürü Nad Bektaş ise sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını ve sonucun bir tabiat olayı olduğunu öne sürüyor. Bu arada Sultansazlığı'ndaki kuşlann yok edilmesine yönelik gerek DSl Genel Müdurlüğü ve gerekse Bölge Müdürluğü'ne çeşitli çevTelerce gelen tepkiler sonucu, Sultansazhğı'nın üst kesiminde bulunan Ağcaşar barajından sazlığa su verilmeye başlandığı ve bu arada da drenaj kanallarından da su çekilme işine "kısmen" son verildiği belirtüiyor. Uç aydır uygulanan bu yöntem sonucu Sultansazlığı Kuşcenneti'nde derinliği yer yer dört santimi bulan su toplanmaya başlandı. Avalardan hayvan korumacılam, kamuoyu önünde açık tartışma çağnsı 'Çevreciler asıl devlede uğraşsm'Bambi sendromu Bayan Aksoy, kadınsı tepkiler ve "Bambi sendromu" ile Turkiye'deki hayvanları koruyacağını zannediyorsa fena halde aldanıyor. Tüm canhların korunması konusunu kendisine ancak avcılar öğretebilir. İstanbul Haber Servisi — Avcıük-çevrecilik tartışması ga- zetemize gelen çeşitli açıklama- larla suruyor. Okuyucularımız- dan Nedim Goknil de, hayvan haklan savunucusu Eva Aksoy'a şu yanıtı gönderdi: "Birkaç gündur gazetenızde avcılıkla ilgili muhtelif yazıları izliyorum. 9 ağustos tarihli sa- yıda Bayan Eva Aksoy'un yazı- sı, zannedıyorum bardağı taşı- ran damla oldu. Ulkemizde sa- hip cıkılmaya çalışılan bazı ko- nuların ne kadar dar göriışlü ve bilinçsiz insanlann tekelinde ol- duğunu gormek hakikaten ur- kütucü. Bayan Aksoy, sinirli, kadınsı tepkilerle ve "Bambi sendromu" ile Turkive'de havvanları koru- yacağını zannediyorsa fena hal- de aldanıyor. Gerçekten bu ko- nuya gönül vermiş ve olaya ka- niş haklarının ötesınde, ülke ge- nelinde bütun yerli ve/veya göç- men tum canlüann korunması diye bakıyorsa, bunu kendisine ancak bilinçli avalar öğretebilir. Tabii öğrenmek istiyorsa... Ancak edındiğim izlenım, av- cılara "barbar" deyip ucuz san- sasyonlar yaratarak kendisine il- gi çekmek istediği. Ben de bu ıs- teğe boyun eğip kendisine ılgi göstermek istiyorum. Eğer me- deni bir platformda tartışmaya güvenleri varsa, ister gazete su- tunlannda, ister radyoda, ister- se televizyonda karşı karşıya ge- lelim. Ancak daha önce kendi- sine ben de bir "barbar"lık ta- nınıı yapmak istiyorum. Barbar lık, 1- Tarla açmak veya bina yap- mak için orman yakmaktır. 2- Orman alanlanru yapılaş- maya açmaktır. 3- Orman alanlanm kömur ve diğer maden aramalarına ve çı- karılmasına kurban etmektir. 4- Sulak alanlan kurutmaktır. 5- Gölleri, dereleri, nehirleri kirletmektir. 6- Goçmen kuşlan kilometre- lerce ağ gerip ışıkla avlamaktır. 7- Goçmen kuşlann konakla- ma yaptığı alanlan beton yığı- nına çevirmektir. 8- Piknik adı altında milli parkların, yeşil alanlann ara- besk tahribidir. 9- Tanm ilaçlannın bilinçsiz kullanımı neticesinde hayvanla- nn kitle ölümüne sebep olmak- tır. 10- Çevreyi sommsuzca kirle- tip, martıları bile damlarda ya- şamaya mahkûm etmektir. 11- Bütün bunların neticesin- de katledilen, yok edilen binler- ce, milyonlarca hayvanuı sayısmı bilmeden avcılara "barbar" de- mektir. Saym Aksoy, avalarla uğrasa- cağına; 1- Bu katliamda en buyuk pa- yı olan a) DSt, b) SEKA gibi devlet fabrika- ları, c) Turizm Bakanlığı, d) Ve diğer kamu kuruluşla- nyla, 2- Kömür ve maden işletme- leriyle, 3- Hayvanları koruma ile il- gili hiçbir şeyi içermeyen eğitim sistemimizle, 4- Bütün dunya nimetlerinin sadece kendi tüketimine sunul- duğu gibi ilkel bir görüş içinde olan sokaktaki insanla, 5- Yuzlerce ayıyı burunlanna halka takıp tutsak eden Çinge- nelerle, 6- Köpekten korkan, kendisi- ne ekmek parası kazandıran eşe- ğini döven, sütuyle coluğunu ço- cuğunu buyuttuğu ineğini taş- ka>a atarak güden, atım sopay- la süren insanımızla uğraşsın... Son olarak, karşımıza çıka- caksa lutfen, Artvin'den Datça 1 ya, Lalapaşa'dan Başkale'ye, Kaçkarlar'dan Toroslar'a kadar şu memleketi köy koy, orman orman, göl göl dolaşsın. Saros1 un derinlerine dalsm, krater göl- lerine olta salsın, ulu ormanlar- da kardan bembeyaz halı uzeri- ne uyku tulumunu serip doğayı hücrelermde hissetsin. Bütün buralarda durmadan dinlenme- den ureyıp çoğalan insammızın, fert olarak, kurum olarak, dev- let olarak yarattığı tahribatı biz- zat gözlesin ve ondan sonra otu- ralım konuşalım. Bilinçli avcılann ne denli hay- van sevgisiyle dolu, yufka yüreic- li insanlar olduğunu kendisine anlatalım. Ve ikna olursa lutfen "pardon" desin. "Gelin bizim- le beraber çalışııT desin. Koşa- lım, hep beraber, el ele koruya- lım butun yaban yasamımızı in- sana karşı. Avcılann 'Çevreciler o kadar hassassa etyemesinler' çağnsına çevreci tepkisi 'Olimpiyatta avcılık diye spor var mı?' İstanbul Haber Servisi — Bir avcı okurumuzun, çevrecilere "O kadar bassas iseler et yemesinler" şeklindeki çağnsı çevreci okurumuz Ankaralı Ka- dir Uyanık'ın tepkisine yol aç- mış. Uyamk'm mektubunu ya- yımlıyoruz: "1- Ba> Hasan Karaca, gaze- tenizin 07.08.199i tarihli sayısın- daki yazısında "Hayvanlann yü- şamı hakkında bu derece hassas ve saygılı olan şahıslar lutfen et yemekten vazgeçsinler" buyur- muş. Öncelikle şunu bilmelidir ki etini yediğimiz tavuk, dana ve koyun gibi hayvanlar doğada serbest olarak yaşamıyorlar ve sofralarımıza avlanma yolu ile gelmiyorlar Tıbbı bir zorunlu- luğun doğurduğu bir ekonomik faaliyet olan hayvancıhk endüst- risi sonucu insanlar et yiyorlar. Çünku insanm sağlıklı yaşama- sı için şart olan proteinlerin bir grubunu daha başka turlu kar- şılamanın bir yolu 2000'e 9 ka- la hâlâ bulunabilmiş değildir. (Mecburen mecburen mecburi- yetten!) Dolayısıyla mezbahalarda hayvanlar, ki besi hayvanlan, katledilmiyor. Yukanda açıkla- nan mecburiyetten dolayı öldü- rulüyor. Katletmek kelimesi, bir mecburiyet ve yaşamsal gerekçe- si olmadığı halde öldürenlere, yani siz avcılara "cuk oturmak- tadır." Çunku adı geçen prote- in grubunu karşılamak için "de- re tepe dolaşıp avlanmak mec- buriyetinde hiç de değilsiniz." Çunku evinizdeki buzdolabında kasaptan alınmış 1 kilo kıyma, kuşbaşı et veya tavuk zaten ve he halde bulunuyor. 2- Demek ki Bay Karaca ve benzerlen mecburiyetten avlan- mıyorlar. Zira insanlar avcılık- toplayıcılık-göçebelikten yerle- şik hayata binlerce yıl önce geç- ti. Peki ya niçin avlanıyorlar? El-cevap: "Spor ve bir tutkuyu tatmin etmek" için. Bay Karaca sayesinde, yaşam- sal bir mecburiyet taşımadığı halde bir canlıyı öldürmenin ki aslında katletmenin, bir spor (!) olduğu iddiası ile karşılaşıyoruz. Yani spor kelimesini kullanarak yaptıkları katliamı şirin göster- mek istiyorlar. (Acaba şimdiye kadar olimpiyatlarda ve diğer spor organizasyonlannda avcı- lık diye bir kategoriyi duyan ve bilen var mı? Ben hiç duymadım da!) Bay Karaca, kan ve katliam- la şirinlik ve hele hele spor asla bağdaşmaz. Buna çocuklar bile inanmaz. Siz, iyisi mi spor keli- mesini kanla lekelemeyin, zira yaptığınız katliam için cinayet kelimesi çok daha uygun ve ina- nın bana çocuklar yaptığımz ey- lemi çok daha kolay anlar. "Bir tutkunuza" gelince, şup- hesiz sizinki de bir tutkudur, ama insanilık, haklıhk ve meş- ruiyet taşımayan bir tutku! Av- cılık, binlerce yıl önce insanlar için haklı ve meşru bir mecbu- riyettı, yani bır tutku bile değıl- di! Çunku beslenmek için hay- vancıhk bilinmiyordu. Ve o in- sanlar hayvanları neredeyse on- iarla eşil koşullar altında karşı- lıklı bir savaş sonucunda avla- yabiliyorlardı. Çunku bedenen ve ilke) silahlarla bu mecburiyeti yerine getiriyorlardı. Yani eşit şartlar altında ve adıl bir savaş avcıların da gözbebeğiydi ama oralar elden giderken Turk ka- muoyunu harekete geçirmek go- revi suıırh imkânlan içinde bir avuç korumaaya düşmüştür. Ne yazık ki bu koruma kuru- luşlarının gücu çoklukla devle- tin yanlış uygularnalarrnı durdu- ramamaktadır. Neden avalar bu uygulamaları durdurmaya gay- ret göstermemektedirler? 4) Gala, 1988'deki çalışmala- nmızla koruma gündemine gel- miştir. Oysa Meriç Deltası'nı tehdit eden DSİ çalışmalan çok önce baslamıştır ve avcılar bu olumsuz gelişmeleri korumacı- lardan çok once muşahade et- mişlerdir. Ancak son kalan kuş alanlarının korunma altına alın- ması gene korumacıların caba- sıyla olmuştur. 5) Kenan Evren 1989 yıhnda ureme dönemınde keklik avına çıktığı zaman kendisine kılavuz- luk yapan Marmaris Avcı Kulü- bu Başkanı ve diğer üyelerdir. 1991 haziranında ulkemize gelip gene yasak zaman Fırat dolay- lannda 200 uveyik avlayan Lüb- nanlı bakan hakkında iki koru- macı dışında hangi avcı ses çı- karmıştır? Bunlar mı iyı doğa korumacılandır? 6) Butün avcılar teke tek ko- nuşmalarda diğerlerinin nasıl kanunsuz avlandıklarından ya- kınmaktadır. Fakat her zaman görülmektedir ki "Bir ben mi kanuna uyacağım" psikolojisine giren her avcı aynı usulsüzlüğe ortak olmakta, o da aynını yap- maktadır. 7) 1937 tevellütlü Kara Avcı- lığı Kanunu, Türkiye gerçeğine artık uymamaktadır. Sözde bu- nu avcılar da farketmiştir. Ama yeni kanun taslağının OGM'yi âdeta bu konuda idare eden av- alar nedeniyle bilimsel ve doğ- ru bır kanuna dönuşeceğınden kuşku duymaktayız. 8) Pek çok avcı genellikle Türkiye'nin yerli kuşuna zarar vermediğini, göçmenlerı avladı- ğını söyleyerek bir garip savun- ma yapmaktadır. Oysa koruma- cılar için ülke sırurı yoktur, do- ğal denge evrenin dengesine bağhdır. Sadece goçmen kuşlar vunıluyorsa keklik, sulun, çıl, karaca, iki tur yaban keçisi, ge- yik, tilki, vaşak, tavşan ve Ana- dolu parsı nasıl yok olma düze- yine geldi? Hep çevre kirliliğin- den mi? Çoğunda asıl sorunlu bilinçsiz avcılardır. 9) Avcılar doğayı korumacı- lardan daha iyi tanıdıklarını id- dia etmektedirler. Onlara gore korumacılar masa başında hu- kum verirlermiş. Bu, iki açıdan yanlış bir duşünce. Gelişmiş in- sanın savaşlann kötuluğunu bil- mesi için ille de savaşmış olma- sı gerekmez. Öyle olsaydı okul- lar, kitaplar, iletişim araçlan ne- ye yarardı? Ozonun delindigini biunek için uzaya mı çıkmak ge- rek? Aydın insan, ulkesinin so- runlarını çeşitli bılgi kaynakla- nnı ve tecrubelerini birleştirerek de öğrenebüır. Kaldı ki doğa ko- rumacılann çoğu, zamanlarının yansını avcılardan çok daha de- ğişik alanlan da gezerek ve bi- limsel ilişkiler kurarak geçir- mektedir. Isteyen insan bilgiyn her yerde ve her zaman oğrene- bilir, avcılar öğrenemiyorsa bu onların sorunu. Avcı-korumacı tartışmasını uzatmak mumkun. Önemli olan ulkede avcılığm dengelenmesi, denetlenmesı; kirlenmenin ke- sinlikle durdurulması, doğa için hassas alanlann korumaya alın- ması ve doğayı kullanmada ko- ruma prensiplerinin yerleştinl- mesidir. Avcı olmalanna rağmen korumaya da yardımcı olan Raif Ertem, Hasan Karaca, Giıven Çalık, Celal Bitikli, Fikret Ça- gın gibi sayıları az birkaç avcıyı da teşekkurle aruyor ve bu kişi- lerin geriye kalan avcılara ornek olmasını dilıyoruz." Nof Avcüık-çevrecüik konusun- da gazetemize bundan sonra gönderilecek yazılann bir dak- tilo sayfasını geçmemesi rica olunur. Kazdağı'nın en güzeli • BtGA/ÇANAKKALE (AA) — Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde her yıl düzenlenen ve mitolojiye göre dunyamn ilk guzellik yanşmasının gerçeklestirildiği yer olan KazdağVnda, "Altın Elma" guzellik yanşması yapıldı. Yanşmada Seda Kızıloğlu, "Altın Elma" güzeli seçilirken Ülker Ispil ikinciliği, Sinem Duru da üçüncülüğü elde etti. Yanşmada dereceye girenlere ödülleri ÇanakkaJe Valisi Muzaffer Ecemiş ile eski Basbakan Yıldınm Akbulut'un eşi Samia Akbulut tarafından verildi. Çanakkale Valisi Ecemiş, bu yıl 9'uncusu düzenlenen "Altın Elma" guzellik yanşmasının bundan böyle festival olarak çeşitli etkinliklerle kutlanacağını bildirdi. Bütünleme §ınavları • ANKARA (UBA) — Orta dereceli okullarda bütünleme ve okul dışı bitirme sınavlan bugün başlayacak. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre 1990-1991 öğretim yüında başanlı olamayan öğrencilerin başansız oldukları derslerden bir üst sınıfa geçebılmeleri için, girecekleri bütünleme sınavlan butün yurtta bugün başlıyor. Sınavlar üç hafta sürecek. Bayar'ın veda ziyaretleri • İSTANBUL (AA) — Lefkoşa Buyukelçiliği'ne atanan Istanbul Valisi Cahit Bayar, veda ziyaretlerine başladı. tlk olarak Deniz Ticaret Odası'm (DTO) ziyaret eden Vali Bayar, Başkan Cengiz Kaptanoğlu ve oda yönetim kurulu uyeleriyle görüştu. Göruşmeden sonra kısa bir aeıklanıa yapan Kaptanoğlu, Vali Bayar'dan yeni görevınde Denizcilik Bakanlığı'mn kurulması için yardım istediklerini ve Bayar'ın destek vaadinde bulunduğunu bildirdi. Daha sonra Birinci Ordu Komutanlığı ve Harp Akademileri'm ziyaret edı. , Bayar, yann da Kuzey Denız Saha Komutanlığı'na, İstanbul Buyukşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen'e ve basın kuruluşlanna ziyaretlerde bulunacak. Yılda bin canlı türü yok oluyor • BURSA (AA) — Doğal Hayatı Koruma Derneği, biyolojik çeşitlih'ğin bütün canlıların "ortak hazinesi" olduğunu beürterek "Bu hazineyi tüketmek demek, diğer türlerle birlikte insanın da yok olması demektır" uyarısmda bulundu. Doğal Hayatı Koruma Derneği'nce yayımlanan "Kelaynaktan Haberler"de yer alan bir yazıda, insanın dünyaya gelmesinden önce her bin yılda bir canlı türunün, günumuzde ise insan varlığı ve faaliyetleri sonucu bir yılda bin canlı türunün olduğu kaydedildi. 2000 yılına kadar dünyada yasayan 5-10 milyon canlı türunden 1 milyonunun var olmayacağı ileri surülen yazıda "Yok olan canlı türleri kendi turlerinin bütun özellıklerini, var olma savaşında kazandığı adaptasyonları bugune dek taşıyan o kıymetli gen hazinesini geleceğin dünyasına bırakamayacak" göruşü savunuldu. verihyordu. Oysa siz ve benzerleriniz ne- redeyse yüruyen birer cephane- lik olarak ve bazen motorlu araçlarla, yani eşıt ve adil olma- yan "fazlalıklannız"la hiçbir şeyden haberi olmayan masum hayvanları katlediyorsunuz. Si- zin yaptığınız, atalanmızın yap- tığı anlamda gerçek bir avcılık olarak asla kabul edilemez. 3- Bugun kimsenin, hayatta kalabilmek için sizin gibi avlan- maya, ki gerçek anlamda bile avcılık değil, ne ihtiyacı ne de mecburiyeti vardır. Bırakın do- ğa kendi kurallarını işletsin, hayvanlar eşit ve adil şartlarda, ama sizin silahlanmz ve katli- amlarınızla değil, kendi arala- rında ölsun. Hunhar tutkunuzdan vazgeç- meniz dileği ile!' hizmet veren ve bu sayede şubeleri arasındaki Haberleşmeyi gerçekleştiren bir ihtisas bankasıyla çalışmanın avantajlarını yaşıyor musunuz DEMIRBANK "İyi günler diler"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear