18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 Kumarcı gence korkunç ceza • PEKİN (AA) Çin'de kumara bir genç, babası ve dedesi tarafından zorla asit içirilerek öldürüldü. Çocuğunun kumar tutkusu yüzünden iflas eden baba, 17 yaşındaki oğlu Lou Junbo'ya dedeyle birlikte ellerini bağlayarak zorla asit içirdi. Hukuk gazetesinin bugünkü haberine göre Zhejiang bölge savcısı dede ve baba hakkında 'hafifletici nedenler olduğu' gerekçesiyle cinayet davası açmadı. DIŞ HABERLER 18 TEMMUZ 1991 Gorbi ile işbirliği var, para yok Üzerinde anlaşmaya varılan 6 maddelik plan: 1 IMF ve Dünya Bankası'na ortak üyelik 2 Uluslararası kuruluşlann desteği 3 Teknik yardım 4 Ticaretin geliştirilmesi 5 Sovyet ekonomisine yakın takip 6 Maliye bakanlarının görüş alışverişi EDÎP EMİL ÖYMEN LONDRA SSCB lideri Mihail Gorbaçov, Sovyet ekonomisinin, önde gelen sanayileşmiş ülke ekonomileri ile bağdaşması ve 73 yıldan sonra yeniden kapitalist ekonomiye dönmesi yönünde tarihi bir adım attı. Londra'da geçen pazartesiden beri toplantı halinde olan, önde gelen 7 Batılı sanayi ülkesi, devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Topluluğu temsilcilerinin kaüldıklan "G7 Ekonomi Doruk Topiantısı" ardından Batılı liderler ile görüşen Gorbaçov, ülkesinin "Uluslararası Para Fonu" ve "Dünya Bankası"na ortak üye alınmasını sağladı. Batılı liderler aynca, Gorbaçov'un ülkesinde yürütmeyi yüklendiği ekonomik ve siyasal reformları "yakından" denetlemeye de karar verdiler. Gortaçov ile gelecek yıl Almanya'da yapüacak olan G7 doruğunda yine görüşülecek. Ancak, Batüılar, Gorbaçov'un istediği para yardımına yaklaşmadılar. Sovyet lideri Gorbaçov'un, G7 topiantısı öncesinde, Batılı liderlere yolladığı 23 sayfalık mektupta, ülkesinin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullara değindiği ve öngördüğü ekonomik ve siyasal reformlar hakkında bilgi verdiği biliniyordu. Sovyetler Birliği'nin, 100150 milyar dolan bulan para yardımına gereksinme duyduğu da biliniyordu. Ne var ki G7 toplantısında Batılı liderlerin, para yerine teknik yardım işbirliği, eşgüdüm, ve siyasal desteği yeğleyecekleri de geçen gunlerde ortaya çıkmıştı. Nitekim bu beklenti gerçekleşti. 7 sanayileşmiş ülke, Sovyet ekonomisinin dünya ekonomisi ile bütünleşmesine yardım edecek 6 maddelik plan Gorbaçov, sanayileşmiş 7 ulkenin liderleriyle dün kapalı kapılar ardında 4 saat görüştü. SSCB lideri daha sonra Ingiltere Başbakanı John Major ile ortak bir basın topiantısı düzenledi. Major, yaptığı açıklamada, sanayileşmiş ülkelerin, SSCB ekonomisine yardım amacıyla 6 maddelik •bir plan önerdiğini söyledi. Major'ın açıklamasına göre G7'nin 6 maddelik plaru şöyle: 1 SSCB'nin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'na ortak üyeliği sağlanacak, 2 Bütün uluslararası kuruluşlara SSCB ile daha yoğun iüşkiler içine girmeleri ve Sol ittifak parçalandı • ATİNA (AA) Yunanistan'da, üçüncü büyük siyasi parti konumundaki sol ittifak resmen parçalandı. Muhafazakâr kesimin reformcu kesime ağır bastığı Yunan Komünist Partisi (KKE) gövdesini oluşturduğu sol ittifaktan aynlarak kendi parlamento grubunu kurdu. Boylelikle düne kadar parlamentoda 20 milletvekili ile temsil edilen sol ittifakın sandalye sayısı 13'e düşerken KKE de 7 milletvekili ile dördüncü siyasi güç haline geldi. Yaklaşık 35 yıllık aradan sonra önceki yıl aynı çatı altında toplanan birleşik Yunan solunda, özellikle SSCB ve Doğu Avrupa'daki değişikliklerden sonra büyük görüş ayrılıkları belirmisti SSCB'nin pazar ekonomisine geçme yolundaki çabalarına destek olunması yönünde çağrı yapılacak, 3 Sanayileşmiş ülkeler, SSCB'ye enerji, savunma sanayünin sivilleştirilmesi, ulaşım ve gıda dağıtımında teknik yardım yapacak, 4 SSCB'yle ticaretin geliştirilmesi sağlanacak, 5 7'ler, SSCB'deki reform sürecinin yakından takip edecekler, 6 Sanayileşmiş ülkelerin maliye bakanlan, kısa süre içinde Moskova'ya giderek işbirliğinin geliştirilmesi için gereİcen koşulları inceleyecekler. Major açıklamasında, kendisinin de yıl sonunda Moskova'ya giderek, SSCB'nin uyguladığı ekonomik reformlan yerinde görme fırsatı bulacağını söyledi. SSCB lideri Mihail Gorbaçov da ülkesinin Batı ile yeni bir ilişki içerisine girmek istediğini bildirdi. SSCB lideri, Batı'nın soğuk sa yaş döneminden kalma eski engelleri yıkmak için SSCB'ye yaklaşması gerektiğini kaydederek, bu yakınlaşmanın karşıhklı görüşmelerle ilerlediğini bildirdi. Gorbaçov, "Buzlar hareketlenmeye başladı. Buz kıncı, yenilenmeye doğru yola çıktı bile" diye konuştu. SSCB'nin büyiık çaplı reformlar başlatmaya ve sanayileşmiş ülkelerle yeni bir ilişki içerisine girmeye hazır olduğunu belirten Gorbaçov, ancak bunun için karşı tarafın da katkıda bulunması gerektiğini kaydederek, "Yoldaki engelleri kaldırmak gerekli. Diger tarafın da harekete geçmesi gerekli" dedi. Sovyetler Bırligi lideri, ülkesinin dünya ekonomisinin kapılannı zorladığuıı ve dünya ekonomisine entegre olmak istediğini belirtti. Gorbaçov, gece de G7 liderleri ve kendisi onuruna başbakanlık konutunda verilen yemeğe katıldı. SsCB DlŞBASINDAN laRepubUka Ekonomi baş aşağı gidiyor Devlet İstatistik Komitesi, yaptığı açıklamada Sovyetler'de yılın ilk altı aylık döneminde ekonominin "tam bir çöküş" yaşadığını belirtti. MOSKOVA (AA) SSCB Devlet İstatistik Komitesi, dun yaptığı açıklamada, yılın ilk altı aylık döneminde ekonominin "tam bir çöküş" yaşadığını belirtirken radikal reform yanlısı ekonomist Grigory Yavlinsky, Başkan Mihail Gorbaçov'un Batılı liderlere ekonominin gerçekçi bir tablosunu çizmediği sürece destek alamayacağını söyledi. Devlet İstatistik Komitesi Başkanı Vadim Kiriçenko dun düzenlediği basın toplantısında, yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı donemine göre gayri safi milli hasılanın yuzde *<\ ulusal gelirin yuzde 12, sınai uretimin de yüzde 6.2 oranında düştuğünü açıkladı. Kiriçenko, üretim ve ulusal gelir duşüşünün özellikle yılın ilk dört aylık döneminde goruldüğunü, mayıs ve haziran aylarında ise en azından gerilemenin durdurulabildiğini belirtti. Sovyet yetkili, bu duşuşun yılın ikinci yarısında da sureceğini ve yıl sonunda gayri safı yurtiçi hasılanın bir yıl öncesine kıyasla yuzde 9, ulusal gelirin de yuzde 17 oranında duşüşe geçmiş olacağını açıkladı. Vadim Kiriçenko özellikle bu yı! tahıl rekoltesinin 195 milyon tonda kalacağını, geçen yıl ise rekoltenin 218 milyon ton olarak gerçekleşmiş olduğunu belirtti. Devlet İstatistik Komitesi'nin verdiği rakamlara göre yılın yalnızca ilk beş ayındaki butçe açığı da 39 milyar rubleye ulaşarak tum yıl için öngorülmuş olan 26.7 milyar ruble düzeyini yüzde elli aştığı belirlendi. Toptan eşya fiyatlannın da yılın ilk yarısında iki kattan fazla artış gösterdiği açıklandı. Sovyet ekonomist Grigory Yavlinsky de Başkan Mihail Gorbaçov'un istediği yardımı almasının oldukça zor olacağını söyledi. Yeni dünya için kuşku Chopin'in Kraliçe Victoria için özel konserler verdiği 'Lancaster House'taki masaya oturan dünyanın en gelişmiş 7 ülkesinin temsilcileri, yerküredeki tüm servetin üçte ikisini temsil ediyorlar. Dünya nüfusunun yüzde 10'unu simgeleyen bu yedi ülke, kendi aralarında, geri kalan 180 ulkenin hepsinden daha fazla üretiyor, denetliyor ve tüketiyor. Yeryuzünün geleceği, onların tarihi sorumluluğuna bağlı. Ama bugün zirveden gelen haberler pek parlak değil. Gorbaçov sorunu ve Sovyetler Birliği'ne yardım sorununun kabuğunun altında, Batılı ülkelerin ittifak sistemi ve ekonomik işbirliği tarzına ilişkin bir kriz seziliyor çünkü. Bush'un Amerikası (giderek), yalnız komşularına açık olan bir ortak pazarla kendi LİDERLER SOHBET EDİYOR Londra'daki zirveye katılan G7 liderlerinden Hollanda Başbakanı Ruud Lubbeu, ABD Başkanı yanküresine çekilebilir. Buna George Bush, Almanya Başbakanı Helmut Kohl, İlalya Başbakanı Guilo Andreotti ve Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Avrupa'dan yalpız bir köprü çalışmalardan fırsat bulup bahçede kısa süre dinlenip sobbet ediyorlar. (Fotoğraf: AFP) işlevi görebilecek olan Ingiltere katılabilir. Avrupa kıtasında ise Almanya'nın başı çektiği ve biz ltalyanların da dahil olduğu farklı bir blok var artık. hatlara da baktığımız zaman, bunun Sovyet sorunu karşısında takınılan farkh tavırlara da tıpa tıp benzediğini görüyoruz. Sovyetler'e 'Büyük Yardım Planı'na direnç gösteren ülkeler Ingiltere, Kanada, Japonya ve ABD'den oluşuyor. 7'ler arasında farklı çekim güçleri olduğunu vurgulayan bu kategori, 'su katılmamış piyasa'cıları temsil ediyor. Buna karşın Avrupa'yı alt üst eden olaylann ardından yeni bir 'blok' olarak beliren Fransızlar, Almanlar ve ttalyanlar ise öteden beri kamu yaşamında 'devlet'in önemini savunan ülkeler olarak 'müdafaalecilik'ten yana çıkıyorlar. Londra'daki bu zirve, (birbirinin içinden çıkan Rus bebekleri gibi) bir 'matricska zirvesi'ni andırıyor. Muzakerelerin dayandığı her konu, içinde başka bir konuyu gizliyor. Örneğin Gorbaçov sorunu kendi içinde yannın uluslararası ekonomisine ilişkin karşıtlaşmaları barındırıyor. Ekonomik sorunların içinde, artık ABD'nin dikte ettirdiği yasalan kabul etmek istemeyen yeni güçlerin itişi seziüyot. Yeni ekonomik 'neomilliyetçilik' ise soğuk savaşın sona ermesi ile patlak veren Batı'nın kimlik krizini gizliyor. Ve bütün bunların hepsinin içinde, zirvenin göbeğinde Gorbaçov'la birlikte yeni doğan dünyaya ilişkin duyulan derin kuşkular hissediliyor. (17 temmuz) Sri Lanka'da kan banyosu • KOLOMBO (AA) Sri Lanka'da ayrıhkçı Tamil gerillalan ile hükümet birlikleri arasında, stratejik öneme sahip bir kampın ele geçirilmesi için bir haftadır devam eden çatışmalarda, 450 Tamil gerillasının ve 31 askerin öldüğü bildirildi. Sri Lanka resmi haber ajansı Lankapuvath'ın yetkililere dayanarak verdiği haberde, Tamil gerillalarının elinde bulunan Elephant Pass kampını geri almak üzere saldırıya geçen ordu birlikleri ve gerillalar arasında bir hafta kadar süren kanlı çatışmalarda, aralarında bir liderin ve 35 kadının da bulunduğu 450 Tamil'in ölduğü belirtildi. Mticahitierin iddiası • PEŞAVAR (AA) Afganistan'daki yönetime karşı mücadele eden mücahitler, ulkenin kuzeyinde SovyetAfgan ve PakistanAfgan sınırı yakınındaki stratejik Zebak kentini ele geçirdiklerini bildirdiler. Pakistan'da üstlenen mücahitlerin bir sözcüsü, Zebak kentinin alınması sırasında Afgan ordusu saflanndan 36, kendi saflanndan da iki kişinin öldüğünü ve hUkümet kuvvetlerine bağlı 170 kişinin de esir ahndığını iddia etti. Atina'da Bush heyecanı Yunanistan hükümeti, Bush'un ziyaretinden, Kıbrıs sorunu ve TürkYunan ilişkileri konusunda gelişme bekliyor. ABD Başkanı'nın Yunan televizyonuna verdiği demeç, Kıbrıs konusundaki beklentileri güçlendirdi. STELYO BERBERAKİS ATİNA ABD Başkanı George Busb, bugünden itibaren NATO'nun güney kanadını oluşturan ülkelerin ziyaretine başlıyor. Bush, bu çerçevede bugün Yunanistan'ın başkenti Atina'ya geliyor. Cumartesi günü de Ankara'ya hareket edecek. ABD Başkanı Bush'un bu ziyaretine son derece önem veren Atina'nın ban beklentileri var. Bu beklentilerin arasında Kıbrıs ve TürkYunan ilişkileri baş rolde bulunuyor. Atina, Kıbrıs sorununun çözümü için ABD'nin 'katkısım' gerekli görüyor. TürkYunan ilişkilerinin de aynı şekilde ABD'nin göstereceği 'yardım' ile düzelebile ^eği gorüşünde. George Bush önceki gün Yunan TV'sine verdiği özel mülakatında, Atina'nın bu beklentilerinden birini 'tatmin' etti, diğerini muallakta" bıraktı. Bush, Kıbrıs sorununun çözümü için ABD'nin elinde 'sihirli' hiçbir çözum formulu bulundurmadığını soylerken, ancak ABD'nin 'karrnaşık olmadığına' inandığı bu sorunun çözümü için bir 'katalizatör' rolü oynayabilecekse bundan son derece memnun olacağını dile getirdi. Atina ve Lefkoşa Rum tarafı Bush'un 'ABD'nin katalizatör rol' oynamasına niyeti olduğunu belirtmesinden memnun oldu. Ama Bush, BM Genel Sekreteri Perez De Cuellar'ın Kıbrıs sorununun çözümü için gösterdiği uğraşlann gözardı edilemeyeceğini ve ABD'nin de BM'nin bu girişimlerini aynen destekleyeceğinden söz etti. Bush, bu arada 'dostu' olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Turgut Öıal kadar Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis ve Rum lideri Yorgo Vasiliu'nun 'mantıkir kişiler olduklarını ve bu soruna çözum bulabileceklerine inandığını sözlerine ekledi. Ancak Bush, TürkYunan ilişkilerindeki anlaşmazhklarla ilgili soruyu yanıtlarken her iki ulkenin de NATO'nun birer uyesi olduğuna dikkati çekti ve her ikisinin de ABD'nin 'iyi dostu' olduğunu belirtti. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı istediği sınır güvencesi sorusuna ise 'güliimseyerek' yanıt veren Bush, "Kimsenin kimseyi tebdtt ettigini sanmıyorum. Ülkeler demokratik ilkeleri korudukça kimse tarafından tehdit edilemezler" şeklinde konuştu ve Yunanistan'ın ABD'den böyle bir 'güvence' istemediğini sözlerine ekledi. Bush, TürkYunan ilişkileri konusunda son olarak "Yunanistan'dan aynlırken ABD'nin Türkleri nasıl gördüğü; Türkiye'den aynlırken de Y unanlılan nasıl gördüğünün bilincine ABD Başkanı'nın iki gün sürecek Yunanistan ziyareti bugün başlıyor Isviçre'den yalanlama • BERN (AA) İsviçre', Irak hükümetine, fcankalarında bloke edilen fonlarını kullanma izni verdiği yolundaki Irak Ticaret Bakanı Muhammed Medhi Salih'in açıklamalarıaı yalanladı. İsviçre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Markus Antonietti, Irak Ticaret Bakanı'nın açıklamalarırun doğru olmadığım, ulkenin adı konusunda bir hatanın söz konusu olabileceğini kaydederek ülkesinin çocuklar için süt sağlanması dışında, BM kararlarına uygun olarak yaptınm uyguladığını belirtti. vanlırsa bu riyaretkrim başanta olacaktır" dedi. Bush'un TürkYunan ilişkileri için bu söyledikleri Atina'da 'ihtiyath' karşılandı. Ancak Atina, Bush'un Türkiye ile Yunanistan arasında bir saldırmazlık anlaşmasının imzalanması amacıyla bir dizi girişimlerde bulunacağına inanıyor. Bush eğer böyle bir 'girişimde' bulunursa, bu Atina için 'başan' sayılacak... George Bush, Atina'yı 32 yıldan sonra ziyaret eden ilk ABD Başkanı olacak. Bu nedenle güvenlik makamlan alarma geçmiş bulunuyor. Ziyaret programma göre Bush, bugün öğle saatlerinde Atina Havaalanı'na gelecek. Hemen sonra Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlk'i ziyaret edecek. Karamanlis'in Bush'a Kıbrıs konusunda, Ege'deki 7/10 orantısının korunmasında, Yunanistan'ın Balkanlar'da önemli bir rol oynamasında ve Atina'nm Ankara ve Sofya'ya yaptığı sınır bölgelerinin silahİardan anndırılması ile ilgili önerisinden ABD'nin Atina'ya yardımcı olmasını isteyeceği biliiriliyor. Avrupa içindeki üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelecek olan bu blok, ağırlığı, Almanların tarihi ilgi alanı içinde olan Doğu Avrupa ülkeleriyle ilişkilere veriyor. Japonya ise öteden beri kendi servet alanı içinde gördüğü, Pasifik savaşının çıkmasına yol açan DoğuAsya'ya eğiliyor. Ekonomik, ticari çıkar ilişkileri arasındaki bölücü, ayırıcı TürkiyeAT Parlamento Komisyonu topiantısı dün tstanbuVda başladı AT Ankaradan Diyarbakır raporu' istedi mesi için topluluğa vağrı vapılacağını belirtti. Turkiye'nın uluJararası hukuka \e evrensel değerlere olan bağlılığını. Korfez savajı sırasında kanıtladığını sovleyen Bozer, Turkive ile AT arasındaki ılişkilerin ilerlemesinı sağlayacak bir belge olan 'Matuto paketi'nin uygulamaya koyulamamasının da bir kayıp olduğunu kaydetti. ETA orgutleriyle aynı kefeye koyduğunu söyledi. Toplantıya katılan Dışişleri Bakanı Safa Giray da konuşmasında TurkiyeAT Ortaklık Konseyi'nın yeniden çahşmaya başlaması ve 4. Mali Protokol'un serbest bırakılması konularına ağırlık verdi. "Komisyonun, Türkiye ile AT arasındaki bazı sorunlann ustesinden henüz gelememiş olmasını anlayabilmiş Kıbrıs sorunu değiliz" diven Giray, Turkiye'nin Y ~ 'iiNVonun Hollandalı Eş bulunduğu bolgenin bugunku ı bal>mı Almman Metten de koşullarının, AT ile Turkive araması yolunda gelişme kaydettiğini, ama hâlâ sorunlann var olduğunu biliyoruz" diyen Dankert , "Türkive'nin ulusal azınlık sorunu var ve Turkiye'deki Kürtlerin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Nihai Senedi'nde öngörulen haklara niçin hâlâ kavuşamadıkları anlaşılır gibi değil" şeklinde konuştu. w GÜNSELİ KARTAV TürkiyeAT Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) dun Istanbul'da başlayan 33. donem toplantısında, komisyonun Avrupa kanadı, HEP Diyarbakır II Başkanı Vedat A\dın'ın olumu ve cenazesinde meydana gelen olavlarla ilgili olarak Turİc hukumetinden rapor istedi. Üç gun surecek olan loplantının dunku ilk oturumunda. Turkiye'deki insan hakları konusu, AT ile ılişkılerde onemlı bir engel olarak ortaya çıktı. Toplantıda, Türk tarafı da 1986 yılından bu yana çalışmayan TürkiyeAT Ortaklık Konsevi'nin yeniden işlerlik kazandınlması ve 4. Mali Protokolun serbest bırakılması için konseye çağrıda bulundu. Toplantının açılışını, komisyonun Turk kanadı Eşbaşkanı Ali Bozer yaptı. ANAP İçel Milletvekili ve eski Dışişleri Bakanı Bozer açılış konuşmasında, Furkive'nin AT ile butunleşmesı konusunda ulusal bir uzlaşma bulunduğunu ve bu butunleşmenın vazgeçilmez olduğunu so>ledi. Bozer, Turkive ile topluluk aıasıııda kurulmu> en vuksek "•uan olan Ortaklık KoiTevi'nın l'W şılınddn bu vana calı>m:inıa^ını elcjtııcrck. konsevin .»<;nıı.kıı çah'jinalarına hablayabıl AVRUPA PARLAMENTOSU ÜYESİ LEYLA ONUR Kafkasya'da yeni etnik sorun • MOSKOVA (AA) Azerbaycan'ın, topraklarında yaşayan Ermeniler dolayısıyla Ermenistan'la olan sorunları sürerken Gürcistan hükümeti de Azerbaycan yönetimini topraklarındaki Gürcü asıllı halka baskı yapmakla suçlamaya başladı. Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov'un, Gürcistan Devlet Başkanı Zviad Gamsakhurdia'yı Tiflis'te ziyareti sırasında, iki cumhuriyetin kendi topraklarındaki Azeri ve Gürcü azınlıkların haklarını güvence altına alacaklarına ilişkin bir anlaşma imzalamalarından kısa süre sonra Gamsakhurdia, Azerbaycan'ın Haki bölgesinde yaşayan Gürcülere baskı yapıldığını iddia etti. Önce insan hakları Türk asıllı Alman parlamenter Leyla Onur'a göre Türkiye ile AT arasında en büyük engel insan hakları konusu. Avrupa Parlamentosu'nda görev alan tek Türk parlamenter Leyla Onur. "Anne tarafından Alman, baba tarafından Türk" olan Onur, Alman vatandaşı ve TürkiyeAT Karma Parlamento Komisyonu'nda Almanya'vı temsil ediyor. Onur, TürkiyeAT ilişkileri denince hemen "insan haklan"ndan giriyor söze. Kendini Türkçeyle ifade etmekte güçlük çekiyor. Türkçe olarak başladığı konuşmayı, Ingilizce olarak sürdürilyor, arada sırada Almancanın kolaylığına sığmarak. "Turkiye'nin AT ile olan ilişkilerinin önünde duran en büyük engel, insan hakları konusudur" diyor. İki yıldır Avrupa Parlamentosu'nda çalışan Onur'a göre Türkiye*de meydana gelen insan hakları ihlallerinin sonu gelmeden, Turkiye'nin AT'ye girmek bir yana, toplulukla olan ilişkilerini yeterince olumlu bir eksene oturtması bile hayal. Topluluğun 1993 yılından önce yeni üye almama kararında olduğunu anımsatarak, "93 sonrasında da Turkiye'nin İsvec, Avustur)"» gibi zengin ülkeleri sollamasının beklenemeyeceğini" söylüyor. Onur'a göre Turkiye'nin insan hakları konusunda atabileceği en önemli adım, ulkenin güneydoğusunda bir Kürt azınlığın varlığım kabul etmesi ve bu azmhğa haklannı vermesi olacak. "Ben, Kürtlere kültürel özerklik verilmesinden, bu insanlann kendi dillerini özgürce konuşabilmelerinden, kendi dillerinde öğrenim görebilmelerinden yanayım" diyor. Alman Şosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) milletvekili olan Leyla Onur, Türk sosyal demokratlarının Iraklı Kürtler konusunda izlediği politikayı beğenmiyor. Kuzey Irak'taki Kürtleri korumak amacıyla Silopi'ye çokuluslu bir çevik güç yerleştirümesine olumlu bakıyor ve böylesi bir gücün, Türkiye'nin egemenlik haklarına aykın olduğuna inanmıyor. "Ben, Türkiye ile ilgili konulan hem Alman basınından hem de Türk basınından izliyonım. 2000'e Dognıyu okuyorum" diyor. "Türk sosyal demokratları, savaş sırasında da savaş sonrasında Kuzey Irakh Kürtler Türkiye'ye akın ettiğinde de Türk hükümetinin aldığı kararlara karşı çıktılar, ancak kendileri alternatif politikalar üretemediler. Şimdi Irak'a geri dönen Kürtleri şu ya da bu şekilde korumak gerek. Bu konuda da daha iyi bir çözüm öneremiyorlar." Onur, Güneydoğu Anadolu'nun Irakh Kürt akınına uğradığı sırada Almanya'nın Türkiye1 ye karşı takındığı sert tutumun yerinde olduğuna inanıyor. Türkiye ile AT arasında işleyen tek organ olan komisyonun toplantısında, HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesi ve Aydın'ın cenazesinde meydana gelen olaylar hakkında Türk hükümetinden rapor istendi. toplantı sırasında Kıbrıs sorununun ağırlık taşıyacağını, ancak konunun ">apıeı' bir bakış açısıyla ele al'nacağını söyledi. Turkiye'nin Körfez savaşı sırasında oynadığı rolun, Avrupa tarafından kabul edildiğini ve Turkiye'nin bolgede bir denge unsuru olduğunu savunan Metten, Turkiye'deki teror eyletnlerinede değindı. Metten. PKK'yı "vahşi evlemler vapan leroris! bir grııp" olarak tanımladı ve Avrupa'nın PKK'vı. Kuzey Irlanda'daki IRA, Ispanya'dakı sındakı ışbırliğinin bir an once yururluğe koyulmasını zorunlu Toplantı sırasında, Dışişleri Bakanı Safa Giray ile Avrupa kıldığını söyledi. Parlamentosu eski Başkanı PiDankertMn konuşması eter Dankert de özel bir görüşme yaptılar. Dışişleri Bakanı GiHollanda Dışişleri Bakanlığı ray'ın açıklamasına göre, goruşAvrupa Işleri Musteşarı Pieter me sırasında Kurt sorunu ile Dankert ise konuşmasında Kıbrıs konusu ele alındı. Giray, Turkiye'deki insan hakları ko Dankert ile yaptığı göruşmede, nusuna değinerek Türkiye ile AT Dankert'in bu iki konu hakkınarasında bu konunun engel ol daki önyargılarını silmeye çalışma özelliğini surdürduğünü be tığını ve "Turkiye'nin azınlık solirtti. "Son 10 >ıl içinde Turki runu olmadığım" vurguladığını ve'nin insan haklarının korun sovledi. Toplantının, basına kapalı olarak yapılan bundan sonraki bolümunde ise Diyarbakır'da geçen hafta meydana gelen olaylar ele alındı. Edinilen bilgiye gore, komisyonun Avrupa kanadı, HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesi ve Aydın'ın cenazesinde çıkan çatışmalarla ilgili olarak Türk hükümetinden rapor istedi. Raporun, komisyonun bugünku toplantısında sunulması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear