17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 1991 HABERLER ALİSÎRMEN CUMHURİYET/3 Gazeteci Öztürk'ün cenaze tömninde Gazeteciler Cemiyeti yönetimi cdeyhinde sloganlar atıldı DTINYADA RII(;f TN Cenazede Cemiyetie protesto tstanbul Haber Servisi Günaydın gazetesinde önceki sabah görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu ölen sayfa sekreteri Erdoğan Öztürk'ün (35) cenazesi dün İstanbul'dan kaldınlarak toprağa verilmek üzere Yozgat'a gönderildi. Gazetecüer Cemiyeti önündeki törende, bir grup Günaydın çalışanı, Cemiyete ve başkan Nezilı Demirkent'e yönelik sloganlar attılar. Bu arada Cemiyet Yönetim Kurulu üyesi ANKA Ajansı tstanbul Temsilcisi Oktay Kurtböke kendisine sözlü saldında bulunan bir gazeteci Ue yumruklaştı. tamamlamasından sonra arkadaşlan adına konuşan Meydan gazetesi sayfa sekreterlerinden Mehmet Karaman, "Erdoğan'ı bu hale getirenlerin sesi soluğu çıkmıyor. Günaydın'ı bu hale getirenkr krizdeld arkadaşlanmız için hiçbir şey yapmıyor. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, her zaman olduğu gibi cenaze başında konuşraaklan başka bir şey yapmıyor. Erdoğan'ın cefasını biz çektik, sefasını siz sürüyorsunuz" dedi. Bu sırada Erdoğan öztürk'ün arkadaşlanndan bir TAN çalışanı Cemiyet binasının kapısmda duran Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi ve ANKA Ajansı tstanbu' Milletvekili Mustafa Sangül, 11 Başkanı Kamer Gök, DSP tl Başkanı Mehmet Sevilgen de katıldı. Camide öztürk'ün annesi, babası ve kızkardeşi fenalık geçirdi. Cenazeye gönderilen çelenklerdeki Asil Nadir, Birol Nadir ve Nuyan Yigit'in isimleri çelenkier üzerinden alınarak yırtıldı. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü tmren Aykut ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi'nin çelenkleri de ters çevrildi. öztürk'ün cenazesi, kılınan öğle namazından sonra toprağa verilmek üzere memleketi Yozgat'a gönderildi. Gazeteci öztürk'ün çahştığı Günaydın gazetesi dün tam sayfa halinde "tlk şehidimizi verdik, devam ediyoruz" başlığıyla olayı duyururken, gazetenin sahibi Asil Nadir, çalışanlann sorunlanyla ilgüenmemekle suçlandı. Aynca alacakülann gelirlerine el konulması da eleştirildi. Tan ve Güneş gazeteleri de "Erdoğan'ı şehit verdik" başlıklarını kullandı. Erdoğan öztürk'ün bayrağa sanlı tabutu saat 11.00'de Günaydın gazetesi önüne getirildi. Buradan Gazetecüer Cemiyeti binasının önüne arkadaşlan tarafından taşınan cenaze için saat 11.15'te düzenlenen törende bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra bir konuşma yapan Gazetecüer Cemiyeti Başkanı Nezilı Demirkent, "Öztürk'ün ölümü bazı IdşUere ban şeyler hatuiatnudıdır" dedi. Türk basınının içinde bulunduğu krize çok kişinin duyarsız kaldığını ifade eden Demirkent, "Erdogan'ın sahsı içiıı söylenecek çok şey var. Yaşadıgı ortam için söylenecek çok şey var. Erdoğan, emeğinin onurunu canıyla konıdu. Ayiardır onur savaşı veren bu arkadaşımızın ölümünün basın içinde olanlardan habersiz görülen Idşilere bir şeyier haüriatması gerekiyor" dedi. Demirkent'in konuşması, Günaydın gazetesi çaüşanlan tarafından yer yer kesildi. Ellerinde "Erdoğan'ı Türk basınını sastalı maymuna çevinnek isteyenler katletti!", "Daha kaç Erdoğan istiyorsuTÖRENGttnaydın Gazetesi sayf a sekreteri Erdoğan Öztürk'ün nnz", "Biz 800 Erdogan'ız" yazılı döviz tacenaze töreninde yakmlan fenalık geçirirken cenazeye gönderilen şıyan arkadaşlan, Nezih Demirkent'e "Türk çelenkteki Asil Nadir, Birol Nadir ve Nuyan Yigit'in isimleri çelenk basınını siz bu hale getirdiniı. Basındaki üzerinden alınarak yırtıldı. Öztürk'ün cenazesi daha sonra topra kriz için hiçbir şey yapmadınız" şeklinde bağırdılar. Nezih Demirkent'in konuşmasını ga verilmek iizere Yozgat'a gönderildi. (Mehmet Demirkanlı) öte yandan Erdoğan öztürk'ün çalıştığı Günaydın gazetesi, dün 1. sayfanın tamamını siyah çerçeveli olarak "Ük şehidimizi verdik. Devam ediyoruz" manşetiyle yayımladı. DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, Erdoğan öztürk'ün ölümü dolayısıyla Günaydın gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Saruhan Ayber'e bir başsağüğı mesajı gönderdi. Ecevit, mesajında, "Erdoğan Öztürk'ün görev Temsilcisi Oktay Kurtböke'ye sözlü saldırı şehitliği, her zaman Türk gazeteciliği için da bulundu. Bu saldırılara müdahale eder hem bir yürek yarası, hem de bir onur kayKurtböke yüzünden yaralandı ve gözünün nağı olarak anılacaktır" dedi. altına iki dikiş atıldı. Devlet Bakam ve Hükümet Sözcüsü tmCemiyet ve Demirkent'e yönelik protestolardan sonra cenaze eller üzerinde Nur ren Aykut da Erdoğan öztürk'ün ölümü neuosmaniye Camisi'ne götürüldü. Gazeteci deniyle basın kuruluşlan başkanlanna, Güler, yürüyüş sırasında alkışh protestolarını naydın gazetesine ve ailesine birer başsağsürdürdüler. Cenaze törenine SHP tstanbul lığı mesajı gönderdi. Önceki sabah görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu ölen Erdoğan Öztürk için Gazeteciler Cemiyeti önünde düzenlenen törende, Cemiyet Yönetim Kurulu üyesi Oktay Kurtböke, bir gazeteci tarafından saldırıya uğradı. Kurtböke, yüzünden hafif yaralandı. Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent'in konuşması da yer yer kesildi. Gezgin ozanlar İstanbuTda BURAK ELDEM ^ı ~^^^^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^^^^ Ünlü Jethro Tull topluluğu 19. Ulııslararası [stanbul FestivalVnde Müzik dünyasının efsane isimlerini Türkiye'de ağırlamaya, daha yeni yeni alışıyoruz. Eğer tstanbul Festivali'nin son yıllardaki atak ve özverili çalışmaları olmasa, belki daha hâlâ rock, caz ve folk dünyasımn albümlerini hayranlıkla dinlediğimiz ünlüleriyle yüz yüze gelmek, onları sahnede izlemek, bizim için birer fantezi olmak tan öteye gidemeyecekti. Kısacası Türkiye'deki müzikseverler için bu tür hoş sürprizler, oldukça yeni sayılır; dün bir, bugün iki. tstanbul'da, kaldığı otelin bannda, rock müziğin efsane topluluğu Jethro Tull'ın kurucusu Ian Anderson'la söyleşiyoruz. Karşımdaki insan, sanki yirmi üç yıldır rock dünyasına adını yirmiye yakın albümle kazımış bir süper topluluğun karizmatik lideri değil de tstanbul'u görmeye gelen herhangi bir turistmiş gibi rahat ve alçakgönüllü. Üzerinde siyah, düz bir tişört, ayağında bir blucin ve elinde hiç eksik etmediği bira bardağıyla Ian Anderson, birbiri ardına espriler patlatarak herkesi fethettiği basın toplantısından kısa bir süre sonra yönelteceğimiz soruları bekliyor. Bu Türkiye'ye ilk gelişiniz. Ama binlerce Jethro Tull hayranı, yetmişlerin başından beri böyle bir buluşmayı özlemle bekliyor. Türkiye'de böylesine sevUdiğinizi biüyor muydunuz? özür dilerim, işlerimiz çıktı ve sanırım bu randevuya biraz geciktik. Yirmi yıl kadar. Ama bu işler, büyük oranda turne organizasyonlannm seyrine ve rotasına bağlı. Eğer büyük bir turnemiz yoksa ve bu turne içinde Türkiye'ye de uğramamıza elverecek bir program yapılmamışsa, Türkiye'ye gelmemiz mümkün olamazdı. Aynı şey Yunanistan için de gecerli, Brezilya için de, daha başka ülkeler için de. Aslında Türkiye'ye daha önce gelmeyi biz de çok istiyor Jethro Tull'a büyük ilgi rock topluluğu Jethro Tull'ı konuk etti. Konser öncesi saat 20.00den itibaren tiyatronun önünde 'Jethro Tull tutkunlan' birikmeye başladı. Topluluk üyelerinin isteği üzerine merdiven bileti satılmamışü. Basın görevlileri de Jethro Tull'ı, ber sıraya bitişik 'taşlar' üzerine tüneyerek izlemeye çalıştı. FKit ve gitarda Ian Anderson, gitarda Martin Barre, Basoa David Pegg, klavduk. Bu konuda öneriler de almıştık, ama turne programlarında uygun boşluklar bulamamıştık. Yalnızca Türkiye konseri için kalkıp buraya gelsek ve geri dönsek maliyetler o kadar korkunç olur ki konser biletlerini astronomik fıyatlarla satsanız bile zaran önleyemezsiniz. Diyelim, bizler sanatçıyız ve para almadan, zevk için Türkiye'ye geldik. Ama iki kamyon dolusu teknik gereçlerimizin nakliyesi ve bu işleri yapmakla görevli elemanlanmızın ücretlerinden kaçmamız mümkün değil. Bu nedenle ancak bu yıl turne programımız uydu ve ülkenize gelebildik. Peki, biraz müziğe dönelim isterseniz. Altmışlann ortalannda, türa dünya Beatlemania'nın etkisi altındayken, siz ilk grubunuz The Blades ile birtikte farklı bir çizginin arayışına girdiniz. Neydi o yıllardaki çıkış noktanız ya da aradığımz sound? Buraya gelirken uçakta, Rolling Stones'tan BU1 Wyman'ın biyografisini okuyup bitirme fırsatım oldu. Gerçekten son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biriydi ve Rolling Stones efsanesinin doğuşunu ayrıntılanyla anlatıyordu. Son derece etkileyici buldum, çünkü yaşadığımız müzik dinleme ve müziğe başlama süreci onlarla hemen hemen aynıydı. Çıkş noktalanmız çakışıyordu: Siyah Amerikan folk müziği. Ticari yönü olan rhytm and blues değil, ama saf, doğal, ilkel blues'dan söz ediyorum. Rolling Stones ilk plağıyla ortaya çıktığında biz onları hemen fark etmiş ve yakından Ugilendiğimiz bir müzik tarzının güncel çizgiler içinde kullanımına tanık olmuştuk. yeli çalgılarda Martin Alock ve davulda Doane Perry'den oluşan Jethro Tull konseri 15 dakika gecikmeyle başladı. Açıkhava Tiyatrosu karardıgında 'boş bırakılması' istenen merdiven de çoktan dolmuştu. Konser boyunca Açıkhava'yı Jethro Tull fırtınası sardı. 1968'lerden beri müzik dünyasının içinde zaman zaman değişen üyeleri ile bugüne ulaşan topluluk, dinleyiciyi dün gece kendi müzik tünelinde gezdirdi. Jethro Tull, konserini bugün ve 14 temmuzda yineleyecek. (Fotoğraf: İbrahim Günel) Grubumuz henüz yeniydi ve biz hemen Rolling Stones'un blues ustalanndan alıp düzenlediği parçalan öğrendik, onları alıp yeniden yorumladık. Ardından, aym kaynağa iyice yönelip Rolling Stones'un henüz bilmediği Amerikan blues parçalannı alıp düzenledik. Rolling Stones'a oranla büyük bir dezavantajımız vardı: Bizler Londra'da değil, tngiltere'nin kuzeyinde yaşıyorduk ve oralarda kulüplerde bu müziği çalarak adını duyurmak mümkün değildi. Üç dört yıl kadar oldukçadar olanaklı koşullarda mücadele verdik, inatla sağda solda blues çaldık. Zamanla, birkaç isim değişiminin ardmdan, Jethro Tull adını alarak blues türü müzik üzerinde çalışmayı sürdürdük. gün raüzik dışı işlerle uğraşıyor. Mick Abrahams mali danışman, Glenn Comick hayvan yemi satan bir firmanın sahibi, Clive Bunker da işadamı. Ama siz, başlangıçtan beri Jethro Tull'ı götüren kişi olarak hâlâ yola devam ediyorsunuz. Bu durumda Jethro Tull müziği, Ian Anderson müziğidir diyebilir miyiz? Tam olarak öyle değil. Biz Jethro Tull soundunu hep birlikte bulup geliştirdik. Abrahams ve Cornick, topluluktan ayrıldıktan sonra yaptıkları kimi çahşmalarda hep o eski Jethro Tull soundunu kullandılar. Şimdi aradan yıllar geçti ve eski arkadaşlanmızın çoğu müzikten koptu, ama yaptığımız müziğe hepsinin katkısı vardı. Hâlâ zaman zaman telefonlaşıyor, Jethro Tull'ın ilk kadrosun göriişüyor ve eski günlerden söz da yer alan dört kişiden ücü, bu ediyoruz. Az önce saydığınız lis 6 kisilik aile trafik kurbanı Gaziantep'ten Adana'ya gitmekte olan özel otomobilin BahçeOsmaniye karayolunda kamyonla çarpışması sonucu Özyol ailesinin 6 bireyi can verdi. Haber Merkezi Adana ve Muğla'da dün meydana gelen trafık kazalarında 9 kişi öldü, 6 kişi yaralandı. MuğlaBodrum karayolunda da bir yolcu otobüsü tamamen yandı. Otobüste bulunan 40 yolcu, aracın zamanında durdurulması ile tahliye edilerek bir facia önlendi. Dün saat 7.30 sıralannda Osmaniye Bahçe karayolunda meydana gelen trafık kazasında aynı aileden 6 kişi yaşamını yitirdi. Gaziantep'te Adana yönüne giden Alper Özyol yönetimindeki özel otomobil,' karşı yönden gelen Hüseyin tnce yönetimindeki kamyonla aşırı hız ve hatalı sollama yüzünden çarpışü. Otomobil sürücüsü Alper Özyol (32), otomobilde bulunan Fatma Özyol (33), Hasan Özyol (10), Mahmut Fatih Özyol (8), Bilal Özyol (4) olay yerinde öldü. Abdurrahman Özyol (8) da ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Muğla'dan Aydın yönüne giden Fikri Çakmak yönetimindeki özel otomobil, aynı yönde gitmekte olan Mehmet Kızıl'ın (32) kullandığı otomobile arkadan çarptı. Kazada, öndeki araçta bulunan Mehmet Kızıl, İlksun Albayrak (27) ve eşi Asuman Albayrak (20) olay yerinde SEÇIM SOKAKTA! "Hak ve özgürlük istemleriyle sokaklara dökülen emekçilerin seçimi, erken seçim kararından önce başladı. Asil doğru ve halkın çıkanna uygun olan, sokakta yapılan bu seçimdir" • Mesut Yılmaz Hükümeti ne yaparsa yapsın İŞÇİLER KARARLI • KAMU ÇALIŞANLARrMN SICAK YAZI • Ekonomide Devletin değişen rolü ve.. ÖZELLEŞTİRME • AMERtKA İŞÇÎ SINIFI TARİHt • Milliyetler mozayiği parçalaruyor mu? YLGOSLAVYA • Laspelkimlş'in şerefi ya da.. JAPON SENDtKA MODELİ • ÖLUM MANGALARI ŞEHRE İN'Dİ • IŞYERLERtNDEN HABERLER... Egemen sınıflar, yüriirlıiğe sokmak ıstedikleri " istikrar tedbirleri paketinin" sorumluluğunu hılka yükleyerck, crken seçimi, " halkı halk düşmanı ilan eden" bir kampanyaya dönü^uınneyı hedefliyorlar. TelFaks: 528 16 73/Ist. 27. SAYI ÇIKTI öldü. Çarpan araçta bulunan 4 kişi de varalandı. AA'nın haberine göre Ankara'dan Bodrum'a gitmekte olan Semih Açıkgöz yönetimindeki yolcu otobüsü, Milas ilçesine bağlı Güllük kasabası yakınından geçerken yanmaya başladı. Aynadan, arka tekerleklerin alev aldığını gören şofor, otobüsü derhal durdurarak kapıları açtı ve 40 yolcunun çok seri biçimde otobüsü boşaltmasını sağladı. Boşaltılan otobüs, benzin deposunun da alev alması sonucu, çok kısa bir sürede tamamen yandı. Olay sırasında soğukkanlı bir şekilde hareket ederek muhtemel bir faciayı önleyen şoför Semih Açıkgöz, "Benzin deposundan sızıntı olduğunu ve sıcaktan ve sürtünmeden kızgınlaşan tekerleklenn bu yüzden alev aldığını sanıyonım. Kimsenin burnu kanamadığı için otobüsümün yandığına hiç üzülmedim" diye konuştu. teye, halen ressanüık yapan teve. halen ressanllık vanan Jeffrey Hammond ve bir inşaat şirketini yöneten John Evan'ı da ekleyebiliriz. Jethro Tull müziğinde en etkileyici unsurlardan biri de şarkı sözleri. Çoğu insana şarkı sözleriniz, ortaçağ gezginci ozanlannı çağnşünyor. Size bir tür çağdaş gezginci ozan diyebilir miyiz? Tabii. Sanıyonım bize ve daha birçok topluluğa bu benzetme yapılabilir. Bizler müzik dünyasımn gezgin sanatçılarıyız ve durmaksızın dünyanın çeşitli Ulkelerini geziyoruz. Uçakla yolculuk ediyor, lüks otdlerde kalıyoruz belki, ama sonuçta modern gezginleriz biz. Yaptığunız, gerçekten ağır işçilik. Son üç gün içinde Atina ve Lozan'da çaldık, şimdi de buradayız ve ben günde ortalama Uç saat uyudum. Bir önemli unsur da flüt ve sizin onu çalma tarzınız. Çoğu rock gnıbunda şef konumunda olanlar gitar çalarken, siz niçin flütü tercib ettiniz? Rock müzikte pek alışümış bir çalgı olraayan flıitte size cazip gelen neydi? Gitar üzerinde fazla durmadım, çünkü iyi bir gitarist değildim. Grupta Mick Abrahams vardı ve benden çok daha iyi gitar çalıyordu. O halde başka bir şey yapmalıydım. Armonika çalmayı öğrendim ve çaldım. Hemen ardından da flüt çalmaya başladım. Saksofon da olabilirdi bu, ama flütü daha çok seviyorum. Peki hem şarkı söyleyip hem flüt çalmak, bu arada sahnede sürekli hareket halinde olmak çok zor olmuyor mu? Evet, gerçekten çok zor oluyor. Diyebiürim ki bir konser sırasında, bir tenis oyuncusu ya da bir futbolcu kadar efor sarfediyorum. tnsanlar konserde doğal olarak, plaktaki performansımı bekliyorlar benden ki bu da pek kolay bir şey değil. Aynca şarkı söylemeye çalışıyorum, ama bunda ne derece başanlı olduğum da tartışıür (bir kahkaha atıyor). Peki rock müziğin güncel durumu üzerine neler düşünüyorsunuz? Beğendiğiniz, dinlediğiniz gnıplar var mı? Hayır, son dönemde verebileceğim pek isim yok. Size bir şey söyleyeyim; televizyonda haberleri izliyor ve dünyada olup biteni takip etmeye çalışıyorum. Los Angeles'ta deprem, Yugoslavya'da iş savaş, Afrika'da açlık falan... Haberler hep kötü, hep karamsarhk verici. Ama TV'yi aşıp müzik dinlemek istediğimde, karşıma yine aynı görüntuler çıkıyor. Bu nedenle bana pek cazip gelmiyor güncel müzik. Ama geçmişten bugüne isim vermemi isterseniz, Led Zeppelin ve Jimi HendnVi sayabilirim sözgelimi. Led Zeppelin büyük bir efsane. Jethro Tull, Zeppelin'in yanında çok daha küçük bir efsane. Talihinize küsün ki burada Zeppelin'i değil, bizi izleyece'ksiniz (bir kahkaha daha). Son olarak sizi izleyecek Türk hayranlannıza ileünemizi istediğiniz bir şey var mı? Evet, var. Sahnede orta yaşlı müzisyenleri izleyeceklerini lütfen unutmasınlar ve bizden mucize beklemesinler. Ama her şeye rağmen, biz yine de sizler için mucize yaratmaya çalışaca Prof. toprağa verildi ANKARA/DATÇA (Cumhuriyet) Önceki gün ölen Milli Eğitim ve tmar Iskân eski Bakanlanndan Prof. Fehmi Yavuz, dün kılınan öğle namazından sonra vasiyeti üzerine Datça'da tskele Mezarlığı'nda toprağa verildi. Törene ilcedeki kamu yöneticileri, Datçahlar ve Prof. Yavuz'un yakınlan katıldı. 1910 yılında Isparta'da doğan Prof. Yavuz, 1937'de SBFyi bitirdi. 1938'de eğitimini sürdürmek için Almanya'ya gitti. Ancak 2. Dünya Savaşı çıkınca yurda döndü. Savaş nedeniyle Türkiye'ye kaçan Alman profesör Ernst Reuter'in asistanı olarak SBF'ye girdi. Fakülte bunyesinde Şehircilik Araştırma ve Uygulama Enstitüsü'nün kurulmasına önculük etti. 1958'de SBF Dekanı oldu. 1960 devrimi öncesinde Menderes hükümetiyle zaman zaman ters düştü. Ünlü 28 nisan olayında 1.5 gün okulda öğrencilerle birlikte fakülte içinde tutuldu. Bu sırada fakülte önünde güvenlik güçlerinin ateşi sonucu oluşan kurşun deliklerini kapatmadığı için "Tahkikat Komisyonu'na" verildi. Zamanın Başbakanı Adnan Menderes kendisini telefonla arayarak kurşun deliklerinin niçin kapatılmadığını sorduğunda "Onlar şeref izi olabilir" karşılığını verdi. 1961'de üniversiteye döndü. 1982'de emekli oldu. 1960 sonrası kısa sürelerle Milli Eğitim Bakanlığı ve tmar tskân Bakanlığı yaptı. Şehirciliğin, muhasebesinden sosyal yönüne kadar hemen her yonüyle ilgili 20'yi aşkın kitabı, yüzlerce makalesi bulunuyor. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü haklıdır. Gerçekten "hükümetin bu sorunları çözecek gücü kalmamıştır. Çünkü felsefesi buna yetmez." İnönü'nün haklılığının kanıtı ise Başbakan Mesut Yılmaz: ın Diyarbakır olaytarı sonrasında yaptığı açıklamadır. Bakın ne diyor Mesut Yılmaz açıklamasında: "önümüzdeki en önemli meselelerden biri huzur ve güven meselesidir. Güneydoğu'da hepimizi rahatsız eden ve çeşitli bölücü tahriklerin sonucu olan bazı anarşik olaylar yaşanmaktadır. Devlet güçlerine asılsız suçlamalar yöneltilmek suretiyle halkımıza tahrikler sürdürülmektedir..." Ve ekliyor Başbakan: "Bölücü tahriklere kapılanlar bunun sonucuna da katlanacaklardır." Başbakan'ın sözlerine bakılırsa Diyarbakır olayları, devlet güçlerine yöneltilen haksız suçlamalar ve kışkırtmalar sonucunda çıkmıştır. Başbakan'a bakılırsa HEP'in Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın ökjürülmemiş ya da evinden polis olduklannı söyleyen, Vedat Aydın'ın da ikisini tanıdığı kişilerce alıp götürülüp sonra da ölü olarak bulunmamıştır. Şimdi Sayın Yılmaz'a sormak isteriz: ANAP muhalefete düştüğünde kardeşi Rize'de bu partinin il başkanlığı görevini yapsaydı, bir gece de polis olduğunu söyleyen kişilerce evinden alınıp götürüldükten sonra ölü olarak bulunsaydı bu durumda acaba kendisi ne hissederdi? Bu durumda bütün Rize'nin ayağa kalkıp sokağa dökülmesi için herhangi bir başka kışkırtmaya gerek kalır mıydı? Başbakan bu sorunun yanıtını düşünmeli. Başbakan, Vedat Aydın'ın eşinin tarifi üzerine neden sanıkların robot resimlerinin çizilmediğini, neden sivil polislerin fotografları üzerinde araştırma yapılmadığını da düşünmeli. Başbakan şimdiye dek HEP'e, 2000'e Doğru'ya, İnsan Hakları Derneği'ne yapılan saldırılann faillerinin bulunmadığı, çok yaygın bir kesim arasında bu konuların ciddi olarak kovuşturulmadığı yolunda bir kanı olduğunu da düşünmeli. Başbakan, Diyarbakır'daki olayların çıkışında çok önemli rolü olan "özel tim"in elemanlannın kent içinde ne aradıklarını da düşünmeli. "Özel tim"in arazide terörist kovalamak için kurulmuş bir örgüt olduğunu Başbakan bilmiyor mu? Başbakan, kimi gazetecilerin, Olağanüstü Hal Valisi'ne açık açık, "teröristlerden çok özel timden korktuklarını" söylediklerini Vali'nin ise onlara "Haklısınız, zaten onlara kent içinde görev vermeyeceğiz" dediğini bilmiyor mu? Bütün bu gerçekleri görmezden gelip de kışkırtmadan söz etmek gerçekten de bu sorunları çözecek dünya görüşünden yoksun olmak anlamını taşır. Liberal Mesut Bey, devletin demokrasilerde, görüşünü beğenmediği kişi ve kuruluşların özgürlüklerini, mal ve can güvenliklerini korumak zorunda olduğunu bilmiyor mu? MHP sempatizanı liberallik işte Mesut Bey'in liberalliği gibi oluyor demek ki. Hükümet, HEP'in görüşlerini beğenmeyebilir. Ama HEP1 in özgürlüğünü ve HEP'lilerin can ve mal güvenliklerini korumak hükümetin görevidir. HEP'in görüşlerini ben de beğenmiyorum. HEP'in felsefesine ben de karşıyım. Ama HEP'in özgürlüğünü, HEP'lilerin güvenliğini savunmak benim için bir demokrasi görevidir. HEP'i kışkırtıcılıkla suçlamak kolaydır. Ama ne HEP ne PKK ne de başka bir örgüt yaratabilirdi tek başına önceki gün Diyarbakır'da yaşanan sahneleri. Nitekim daha önceki girişimlerde, bu denli yaygın bir kepenk indirme eylemini kimse gerçekleştirememişti. Önceki günkü eylemin yaygınlığında, iktidarın, devletin payının ne olduğunu Mesut Bey ciddi olarak düşünmelidir. Devlet adamı ciddiyeti, olayları sebepsonuç ilişkilerini, sosyal ve tarihsel kökenlerini de göz önünde bulundurarak irdelemek demektir. Yoksa devlet adamı ciddiyeti, abus bir çehre ile kasılmak ve az konuşarak kafanın ya da gözlüklerin ardında cevher varmış izlenimi yaratmak değildir. Biz Vedat Aydın'ın başına gelenlerden utanıyoruz ve olayı salt bölücü kışkırtmaya bağlamanın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Acaba olayları salt bölücü kışkırtmalara bağlayan Başbakan Sayın Mesut Yılmaz da utanıyor mu? Kışkırtma ve Utanma Prof. Yavuz'un SBF'de öğrencisi olan, daha sonra da uzun yıllar kendisiyle birlikte çalışan öğretim üyelerinden bazılarının değerlendirmeleri şöyle: Prof. Dr. Bahri Savcı: Fehmi Yavuz rasgele profesör olmuş biri değildir. Bilimsel düşünceye genç yaşından beri sahip olduğu için akademik mesleği seçmiştir. O yüzdendir ki daha genç yaşında çok önemli yönetimsel makamlara ayak bastığı halde onlan hep yönetime geçici katkı sayarak üniversite işlevinde sebat etmiştir. Fakat asil önemliliği, üniversite içinde de hepimiz için bir ülkü olan "profesoral ahlak" davranışlanna ömek ohnuştur. Çağdaş Batılı kafasıyla Türkiye'ye aklın ve bilimin yolunda hizmet etmiştir. Türkiye'de ilk kez kurulan Şehircilik Enstitüsü'nü de örnek bir yolda yönetmiş ve kendinden sonraki yönetemleri yetiştirmiştir. Prof. Cahit Talas: r :r bakımdan övülmeye değer bir insandı. Sağlam karakterli ve son derece sağlıklı bir yolun yolcularından biri olmuştur. Türkiye'de dinsel sömürü üzerinde ilk kez duranlardandır. Dinin siyasal ve maddesel amaçlarla saptmlması konusunu incelemiştir. Prof. Fehmi Yavuz, Türk toplumsal ve siyasal yaşamında önemli bir yeri olan insandı. Yeri kolayhkla doldurulamayacaktır. SBF Dekanı Prof. Güney Devrez: Çok değerli ve eski bir hocamızdı. Vefatı büyük bir kayıptır. Prof. Vahdet Aydın: Tam anlamıyla Atatürkçü, ayduı bir insandı. Davranışlan ile bize her zaman örnek olmuştur. Meslektaşı olarak çok üzgünüm. VEFAT ve BAŞSAĞÜĞI Uyemiz, değerli arkada$ımız 11 Temmuz 1991 günü çalışmakta olduğu Günaydın Gazetesi'nde görevi başında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. öztürk'e Tanrı'dan mağfıret, ailesine ve üyelerimize başsağüğı dileriz. ERDOĞAN ÖZTÜRK GAZETECtLER CEMİYETİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear