17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 TEMMUZ 1991 FESTİVAL KUUHJRSANAT CUMHURIYET/7 'Çarşamba Sohbetleri' • Kültür Servisi Geçen ay Teşvikiye'de etkinliklerine başlayan "İçgörü Pskolojik Damşmanlık Merkezi"nde "Çarşamba Sohbetleri" adı altında söyleşi dizisi düzenlendi. Klinik Psikolog Yavuz Erten'in yönetimindeki merkezde, her çarşamba saat 19.00'da gerçekleştirilecek söyleşilerde psikanaliz ve klinik psikoloji alanlanndaki uzman isimler, belirlenen konularda konuşma yapıyorlar. Merkezin temmuz ayı programında bugün Leyla Navarro'nun "İlişki İçinde Benlik Gelişmesi", 17 temmuzda Yrd. Doç. Falih Köksal'ın "Öğrenme teorisinde klinik psikoloji uygulamaları", 24 temmuzda Dr. Cahit Ardah'nın "Klinik gelişmesinde ve psikoterapide yeni paradigmalar", 31 temmuzda Dr. Berna Paker'in "Rasyonel çizgi, duygusal terapi" konulu söyleşileri yer alıyor. Uluslamrusı istanbul Tıyatro Festivali tartışma masasında Şenlik seyircîsini arıyor İPŞİROCLU Sergilenebilirdi ve belki daha da iyi olurdu. Festivalde bence ideal sayı beş yabancı, beş yerli topluluk olması. Toplam on oyun. Ama festival ilkelerine olabildiğince yakın on oyun, yani gerçekten çağdaş anlayışla kotanlmış, yeni bir sahneleme, yeni bir yorum getiren oyunlar. KENTER Festival bu yıl belli nedenlerden dolayı Zehra'nın da söylediği gibi ilkelerine biraz aykırı hareket etmek durumunda kaldı. Ben, festivale yeni oyunlarla girilmesi gerektiği düşuncesindeyim. Bunların aynı zamanda yerli oyunlar olması da hoş olabilir, ama bu her zaman gerçekleşemiyor. Benim üzerinde durmak istediğim başka bir nokta var. 'Çağdaş yorumla sahnelenmiş bir oyun' dendiği zaman genellikle ne demek isteniyor, anlamıyorum. Çok klasik bir yorumla sahneye konmuş bir oyun çok çağdaş, çok yeni olabilir. Nitekim bunun pek çok örneklerini de görüyoruz. Bir 'Cimri'yi izlediğimiz zaman bakıyoruz tamamen lanmasını düşünerek hareket edeceklerdir; yani bu klasik bir yorumda da kendini ortaya koyacak ve çağdaş bir yorum olacaktır. Klasik bir oyunun yorurrüanışında da onu sahneye koyan, metinle hesaplaşacaktır. Bu kaçınılmaz bir şey ve elbetteki yenilik için yenilik yapmaya kalkışan birtakım sanatçılar da doğrudan doğruya oyunla hesaplaşmıyorlarsa yaptıklan işler sırıtacaktır. Eleştirmenler Birliği olarak düzenlediğimiz söyleşilerin sonuncusunda da bu bağlamda bazı önemli noktalar üzerinde durulmuştu. Bunlan kısaca toparlayabilir miyiz? ÇAPAN Evet, ilkeler konusunda yaptığırruz söyleşide birtakım istekler dile getirildi. Festivalin belli ilkelere göre düzenlenmesinin yararlı olacağı üzerinde duruldu. "Öyle yabancı topluluklar çağrılsın ki gelen oyunlar ülkemizdeki tiyatro çalışmalarını da canlandırsın" denildi. Tiyatro heyecanını arttıracak her topluluk bence festi•valin canlanmasma katkıda budeğişmesi için ve bazı şeylerin zorlanması gerektiğinin bilincinde olduğum için vurguluyorum. 'Kafesten Bir Kuş Uçtu' bence çok hoş bir oyundu, güzel oynanıyordu, iyi sahnelenmişti. Ama festivalin ilkesi eğer demin söylediğim gibi, daha çağdaş bir yaklasımla yeni bir yorum getirmek olacaksa buna kuşkusuz 'Deli Dumrul' çok daha uygun düşuyordu. Bu gerçekleşemedi. Festivalin oyun seçiminde çok daha özgür olması gerekiyor. ÇAPAN Oyunlann seçiminde ilkeler, ölçütler söz konusu olduğunda şu çıkıyor ortaya: Ashnda festivale katılan yerli topluluklar arasında yine de özel tiyatrolar daha festivale göre oyun hazırlamış olarak geliyorlar. Buna karşılık festivalin gerçekleştirilebilecek ilkelerine, benimsenmesi gereken ölçütlerine çok daha rahat karşılık verebilecek olan ödenekli tiyatrolar çok daha ilgisizce hatta sorumsuzca diyebileceğimiz bir yaklaşımla katılıyorlar. Ödenekli tiyatroların özellikle festival için hazırlayabilecekleri projelerı oturan oyuncu var, öte yanda da kadrosuzluk yüzünden istediği projeyi gerçekleştiremeyen, ekonomik özgürlüğü kısıtlı özel tiyatrolar var ortada. Ödenekli tiyatrolarda boş oturan oyuncuları da kendi içinde çelişkili tutumlardan ve durumlardan dolayı kullanamıyoruz. Bu durum nasıl düzelecek? Bu garip ve yıkıcı rekabet nasıl bir yerde noktalanacak? Biz nasıl rahatlayacağız, bilmiyorum. Bunlar festivali de etkiliyor tabii. Çok kısıtlı bir paralel içinde düşünüp gerçekleştiriyoruz gerçekleştirebildiklerimizi. Festival özel tiyatrolan bir ölçüde destekleyemez mi? İPŞİROGLU Nasü desteklesin? Tiyatro Festivali diğer festiyaller gibi destek görmüyor ki. Özel tiyatrolann genel sorunları festivaJe de bir şekilde yansıyor. Yansımamasına imkân yok. Ama festivalin olanakları da son derece kısıtlı. Sorunlar birbirine bağlı olarak gelişiyor. Sonuçta olumlu bir etkinlik olarak jaşatılması şart olan Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nin bu yıl üçüncüsü düzenlendi. Festivali'nin ardından, bu sorunlan tartışmak üzere, Tiyatro Festivali'nin Festival, olumlu bir gelisme süreci içinde. A ma henüz yeterli bir canlılığa, Yönetmeni Doç. Dr. Zehra Ipşiroğlu, festivalin Sanat ve Teknik Danışma dinamizme ulaştığım söylemek de zor. Festivalin, belki de tiyatromuzun . Kurulu 'nda yer alan Prof. Yıldız Kenter ve Prof. Cevat Çapan 'ı bir araya sorunlanyla birleşen birtakım sorunlan var. 3. Uluslararası tstanbul Tiyatro getirdik. DİKMEN GÜRÜN UÇARER Bu yıl Üçüncüsü yapılan Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali'ne izleyicisini bulma yolunda bir etkinlik olarak bakabiliriz. Festival, olumlu bir gelişme süreci içinde, ama henüz gerekli canlılıgı kazanamadı. Yeterince dinamik değil. Bu konuda sizlerin görüşlerinizi alabilir miyim? • Kültür Servisi "Benny Carter's Swing America" festivaldeki tek konserini dün gece Açıkhava Tiyatrosu'nda verdi. Trompetflügelde Harry 'Sweets Edison', trombonda Al Grey, piyanoda Marian Mc Partland, basta Milton Hinton, davulda Louie Bellson'dan oluşan topluluk üyeleri enerjik bir biçimde sahnede yer aldüar. 84 yaşındaki Benny Carter'ın, bestelerine lirik dizeler katan H. Edison'ı, Judge takma adıyla tanınan M.Hinton'u ve usta davulcusu L. Bellson'u ve diğer üyeleri ile dinleyici "Benny Carter's Swing America"nın sunduğu şovun bir parçası oldu. (Fotoğraf: lbrahim Günel) 84lük saksofoncu SİNEMA 4 Uzun Ince Bir \bldayım' • Kültür Servisi Tunç Başaran yeni bir fılmin çekimine başlıyor. Senaryosu Dede Korkut'un 'Deli Dumrul' masalıyla 'Alkestis' adlı mitolojik öyküden esinlenerek yazılan filmde Türkiye'deki trafık sorunu anlatılıyor. 650 milyonluk bütçeyle çekilecek filmde Tarık Akan, Caren Libby, Orhun Seydik, Selma Kutluğ, Orhan Çağman ve Özcan özgür rol alacaklar. Yol sahnelerinin ağırhkta olacağı ulmin adı da 'Uzun tnce Bir Yoldayım'. Filmde yıllardır Ingiltere'de yaşayan bir Türkün tngiliz karısı ile birlikte çocuklarını sünnet ettirmek için geldiği "fürkiye'de vurdumduymazlığı yüzünden sebep olduğu büyük kaza ve sonrası anlatılıyor. Kaza sonrası baba hatasından dolayı Azrail tarafından öldürülmek için izlenir. Babayla Azrail arasında amansız bir savaş başlar. Eğer kendileri yerine can verebilecek birini bulurlarsa kurtulacaklardır. Filmde başrolü oynayan Tarık Akan'ın eşi rolünü Hollandalı manken Caren Libby üstlenmiş. Libby Neşe Erberk'in ajansında çalışıyor. 'Uzun Ince Bir Yoldayım'ın senaryosunu da Tunç Başaran yazmış. Gişe rekoru • LOS ANGELES (AFP) Sinema tarihinin en pahalı fılmi 'Terminator 2' 5 günde 52.3 milyon dolarlık hasılatıyla rekor kırdı. 4 Temmuz Bağımsızlık Bayramı'nın hafta sonu tatiliyle birleşmesinden doğan 5 günlük tatil, filmin yapımcı şirketi Lightstorm Entertainment'ın yüzünü güldürdü. "Studyo filme o kadar yatırım yapmıştı ki 25 milyonluk bir açılış hasılatı düş kırıkhğı yaratabilirdi" diyen şirketin genel müdürü Larry Kasanoff, gişe raporlannm geldiği günü 'yaşamının en iyi sabahlarından biri' olarak nitelendirdi. 1984*te çekilen Terminator'un devamı niteliğinde olan filmin özel efektleri için 90 milyon dolar harcanmıştı. SERGI 4 Corot'dan empresyonistlere' Kültür Servisi Fransız ressaın ve koleksiyoncu Etienne Moreau Nelaton'un koleksiyonundaki yapıtlardan oluşan sergi, Fransa'da Grand Palais'de suruyor. Nelaton, 18591927 yılları arasında yaşadı. Sergide, Delacroix'dan Corot'ya, Decamps'dan Couture'e, FantinLatour'dan Manet'ye, Jongkind'den Monet'ye ve Millet'den Forain'e uzanan çizgide çeşitli ressamların yapıtları izleyiciye sunuluyor. Nelaıon'un koleksiyonu için seçtiği yapıtlarla, 19. yuzyıl resim sanatında, ışığın tum bir tarihini betimlediği vurgulanıyor. Grand Palais'deki sergide yer alan yapıtlardan biri de Delacroix'nın "Orpheline au Cimetiere" "Mezarlıktaki öksüz" adlı çalışması (yukarda). FUAR 1. İstanbul Sanat Fuarı • Kültür Servisi Ülkemizde ilk kez bir sanat fuarı TÜYAP İstanbul Sergi Sarayı'nda açılıyor. Plastik Sanatlar Derneği'nin düzenlediği bu ilk sanat fuarında galeriler sanatçılarınm yapıtlarını, yan ürünlerini ve teknik malzemeleri iireten fırmalar ve yayıncılar ürünlerini sergileyecekler. Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Hüsamettin Koçan, hızla artan sanat üretiminin ulaştığı estetik düzeye eklemlenen kurum ve kuruluşların sayısal olarak çoğalmalarına karşın yeterli ölçude kurumlaşamadıklarını vurgulayarak " 1 . İstanbul Sanat Fuan'nı planlarken bir yandan sanat pazarına dikkat çekmeyi amaçbdık, öte yandan bu pazarın boyutlarını galeriler ölçeğince görünür kılmak istedik" dedi. Koçan, sanatın ülke içinde yaygınlaştırılması ve uluslararası ortama açılması önem kazanırken İstanbul Sanat Fuan'nın Türk sanatının hak ettiği evrensel düzlemde kendini göstermesi yolunda olumlu bir adım olacağına değindi. 40'a yakın kuruluşun 600'e yakın sanatçının yapıtlarıyla katıldığı fuar, 17 temmuza dek surecek. KENTER Tiyatro, Uluslararası Müzik Festivali'nin içindeyken nedense onun bir parçası gibi kabul ediliyordu ve oynadığınuz tüm oyunlar dolu gidiyordu. Üç yıl önce büyük festivalden ayrıldı. 1yi mi oldu, kötü mü, tartışılabilir. İlk iki yıl aynı tempo sürdü. Oyunlarımıza tek bir yer bulmak bile mümkün olmuyordu. Bu yılki sönüklüğün nereden kaynaklandığını bir türlü anlamıyorum. Bana reklam ve duyurmada bir eksiklik var gibi geldi. Bakıyorsunuz, Sinema Festivali için büyük bir açılış yapılıyor. Beyoğlu'na bayraklar asılıyor, yemekler veriliyor, televizyonda programlar düzenleniyor, gazeteler çarşaf çarşaf yazıyor. Tiyatroya gelince bir ilgisizlik söz konusu. Bunda elbetteki biz tiyatrocuların bir tavır eksikliğini de gözlemek gerekir. Nedir tiyatroya olan bu ilgisizlik? Sadece festival kapsamında değil, sene başından beri süregelen bir ilgisizlik. Ben beklerdim ki festivalde, özellikle yeni oyunlar girdiği vakit bu durum kalksın. Kalkmadı, sönük geçti. Yepyeni bir hava yaratılamadı. Bir de şu var, sezon sonuna çok fazla etkinlik toplandı. Gençlik Günleri, ITI Kongresi, Bakırköy Belediyesi Gençlik Festivali ve Tiyatro Festivali bir araya gelince ister istemez bir karmaşa doğdu. Acaba bu festivali eylül sonuna almak mümkün olmaz mı? Tabii o zaman da dışarıdan topluluk getirtmek ayrı bir problem. Oyunlar arasında belirgin bir sayısal dengesizlik vardı. Sadece üç yabancı grup izledik. Buna karşılık yerli (opluluklar tarafından sunulan oyunlar on taneydi. Bunların dördü daha önce tstanbnl'da oynanmıstı. Bu durum festiva) ilkelerine aykırı düşmüyor muydu? Biraz bu ilkeler üzerinde durabilir miyiz? İPŞİROCLU Ashnda ya bancı oyunlar çok daha fazla olacaktı. Almanya ile bağlantı kurmuştuk. Theater ander Ruhr "Godot'yu Beklerken'Me gelecekti. Maddi nedenlerden dolayı bu proje gerçekleşemedi. Yunanistan'dan Attis Tiyatrosu 'Heiner Müller'in "Medea Material" oyunuyla geliyordu. Talihsiz bir olaydan dolayı son anda vazgeçti. Yani bu topluluklarla birlikte beş yabancı oyun olacaktı. Bu yıl ITI Kongresi'nden dolayı, konuklara daha geniş bir yelpaze sunabilmek için yerli yapımlara özellikle biraz fazla yer vermek istedik. Bazı oyunlann tekrarlanmasına gelince: Vaclav Havel'in festival sırasında burada bulunması söz konusuydu ve bu nedenle de Devlet Tiyatrosu 'Şeytan Çelmesi'yle katılmak istiyordu. Havel geleceğine göre onun başka bir oyununu daha sunalım dedik. 'Buruk Ezgi' V u > nedenle devreye girdi. Çünkü bu çalışma Havel 'le iyi bir hesaplaşnıamn sonucu ortaya çıkmış bir oyun. Yine Dostlar'ın sunduğu 'Merhaba'ya gelince, yabancı konuklarımızı göz önünde bulundurarak İngilizce, Fransızca, Italyanca, İspanyolca, yani çeşitli dillerin katılımıyla bir tür değişik bir yorum sergiledi Genco Erkal. BİLSAK ise bir suredir haftanın belirli günlerinde en fazla on beş yirmi kişi alabilecek denli küçük bir salonda son yılların en önemli oyunlarından birini sunuyordu. Bu olayı da geniş bir izleyici topluluğuna ulaştırmak istedik. 'Kafesten Bir Kuş Uçtu" ise Ankara'nın seçimiydi. 13 yüzyılın şiiri • Kültür Servisi Onüç yuzyılı kapsayan İngiliz şiiri bilgisayara yüklendi. "İngiliz Şiiri"ni içeren elektronik yapıt yaklaşık 5000 cilt kitaba eşit. Şiir disketleri 22 bin sterline edinilebiliyor. Proje sorumlusu Stephen Pocock'a göre söz konusu diskler pahalı gözükse de 5000 cilt kitabın fiyatına oranla daha kârlı. Disklerde seçkin yazarların ilk basımlarından sonra bir daha yayınlanmayan yapıtlarına da yer veriliyor. Çambca'da ıııüze (Soldan saga) Yıldız Kenter, Zehra tpşiroglu, Cevat Çapan ve Dikmen Gürün Uçarer. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) klasik tiyatroya uygun biçimde sahnelenmiş, fakat o kadar yeni ve o kadar çarpıcı ki insanı artık yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığı Moliere'e âşık edecek denli heyecan verici olabiliyor. Bir de 'yenilik' dendiği zamanki zorlamalar beni biraz rahatsız etmeye başladı. Herhangi bir şeyin yenilik diye sunulması, bunun birdenbire geçer akçe haline gelmesi hoşuma gitmiyor. Yeniliğin, tıpkı balede olduğu gibi klasik ve sağlam bazı temeller ustüne oturması gerekiyor. lunacaktır. Bu yıl yerli toplulukların çağnlmasındaki ilkeler Zehra'nın az önce yaptığı açıklamalarla anlaşılabilir. ITI Kongresi'nin burada yapılması yüzünden oyunlann sayısı fazla tutuldu ve özel gösteri olabilecek yapıtlar da festival programına katıldı. Ödenekli tiyatrolann katılımjnda mı daha uzlaşıcı bir tutum izleniyor? Örneğin, neden 'Deli Dumrul' festivalde yoktu? ÇAPAN Danışma kurulu bir karar kurulu değil. Gerçi bu kurulun kararları dışında bir olabilir, çünkü onların durumunda özel tiyatrolann bilinen güçlükleri söz konusu değil. Ayrıca ödenekli tiyatrolar festivali şu açıdan da zenginleştirebilirler. Devlet Tiyatrosu'nun Ankara ve İstanbul dışında İzmir, Adana, Trabzon gibi sahneleri de bu festivali kendi çalışmalarını gosterebilecekleri bir arena olarak duşünebilirler ve özenli çalışmalarla gelebilirler. Festivalde karşılaştığımız eksiklikler, sorunlar ashnda Türk tiyatrosunun sorunlan. Tiyatromuz pek çok guçlüklerTiyatro Festivali'ne Kültür ve Sanat Vakfı'nın öusinde genel sanat politikası düzleminde sağlam destek vermek gerekiyor ga[iba. Ne dersiniz? KENTER İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın kurduğu ve on dokuz yıldan beri gerçekleştirdiği festival ne yaptığını, nasıl yaptığını kanıtlamış bir festival. Ben tiyatroyu aynlmış bile olsa onun bir parçası olarak görüyorum. Ortada böyle bir başarı çizgisi varken, her şeyi devletten beklemekten yana olmadığım halde Kültur Bakanlığı'nın bazı yerlere çok bol harcadığı paralardan kısarak Tiyatro Festivali'ni biraz desteklemesi gerektiği inancını taşıyorum. İPŞÎROGLU Her şey bir yerde altyapıya bağlı. Kültür politikasının değişmesi gerekir ki festivalde de daha olumlu birtakım atılımlar olabilsin. ÇAPAN İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali'nin çektiği sıkıntılar, daha önce de söyledim genel olarak Türk tiyatrosunun çektiği sıkıntıları yansıtıyor. Ondan soyutlanmış bir festival değil bu. Ama 'uluslararası' nitelikli bir festival olarak düzenlendiği için baa bakımlardan daha büyük sorumlulukları var. Seçme sorumluluğu var. Hem yurtdışından hem yurtiçinden toplulukları seçerken belli bir nitelik araması, belli ilkelere göre bu seçimi yapması gerekiyor. Fakat, konuşmalarımızdan da anlaşıldığı gibi festivali duzenleyen kurumun böyle bir seçmeyi sağlıklı bir şekilde yapabümesi için yeterince kaynağı yok. Önemli bir para sıkıntısı yaşanıyor. Bu konuda festivali düzenlemekle yükümlü olan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın bu etkinliği daha canlı bir hale getirmek için neler yapması gerektiğini yeniden gözden geçirmesi g*»rekiyor. Aynı zamanda, böyle bir festivalin Türk kültür ve sanat hayatı bakımından önemini düşünerek buna katkıda bulunacak resmi kurujuşlann, Kültür BakanüğTnın, İstanbul Belediyesi'nin desteğini sağlamak gerekiyor. Ancak böyle geniş olanaklarla, daha sağlıklı bir yaklasımla Tiyatro Festivali daha canlı hale gelebilir sanıyorum. • Kültür Servisi Aydınlatma ve Isıtma Araçları Teknoloji Müzesi yarın açılıyor. Açıhşını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in yapacağı müzenin kurucusu Memet Yaldız. Müze müdürlüğünü Gürhan Yaldız'ın ustlendiği Aydınlatma ve Isıtma Araçları Teknoloji Müzesi Çamlıca'da yer alıyor (Turistik Yol Altı no: 13B Çamlıca/İstanbul) Silivri'de şiir akşamı • Kültür Servisi Silivri Yoğurt Festivali kapsamında bir şiir akşamı gerçekleştirilecek. Silivri mendireğindeki açık hava mekânı Cafe Amiral'de 12 temmuzda saat 19.00'da başlayacak olan şiir akşamına genç şairlerden Sunay Akın, Akgün Akova, Nuh Ömer Çetinay, Oğuzhan Akay, Küçük İskender ve Mete özel katılıyor. Kenter: Tiyatroya ilgisizlik söz konusu. Festival de sönük geçti. Yeni oyunlarla katılmak gerekir. Kültür Bakanlığı festivali biraz desteklemeli. Ayrıca eylül sonuna alınamaz mı şenlik? Çapan: Tiyatro Festivali'nin sıkıntıları, Türk tiyatrosunun çektiği sıkıntıları yansıtıyor. Dışarıdan ve içeriden oyun seçerken belli nitelikler ve belli ilkeler gözetilmeli. karar alınmamaya çalışılıyor. Ama damşma kurulu olarak biz 'Deli Dumrul'un getirilmesini istedik, ama Devlet Tiyatrosu bunun tersi bir kararla katıldı. O oyun da özel bir gösteri olarak geldi. İki gösteri yapıldı Silahhane'de ve 'Deli Dumrul'un gelmesi çok da iyi oldu. Sanıyorum o gösterüeri izleyebilen yabancı konuklar oyunun yurtdışına çağnlmasında önayak olacaklar. Bu çalışma Türk tiyatrosunu dışarıda alnının akıyla temsil edebilecek bir çahşmaydı. Ödenekli tiyatrolarla festival arasında diyalog yok. Kendi oyunlarını empoze ediyorlar. Çağdaş anlayışla kotanlmış, yeni bir yorum getiren oyunlar oynanmah. tpşiroglu: İPŞİROGLU Yenilik olsun diye yenilik' demek istemiyorum tabii ki. Metinle bu modern bir yapıt olabileceği gibi 'Tartuffe'de gordüğumüz gibi klasik ya da 'Übü' ve 'Kafkas Tebeşir Dairesi'nde gördüğümuz gibi modernklasik bir yapıt olabilir, yoğun bir hesaplaşmanın sonucu ortaya çıkan bir sahneleme anlayışından söz ediyorum; bugunün açısından oyuna yeni bir yorum, yeni bir bakış getirilmesinden. Bizim tiyatromuzda bu anlayışın yeterli derecede gelişmiş olduğunu sanmıyorum. Bu açıdan da özellikle yabancı topluluklann seçiminde bu ilkeden hareket etmek gerekir ki bize bir katkıları olsun. ÇAPAN Festivalde bence bu konuyu açabilecek iki örnek var: 'Tartuffe' ve ' Ü b ü . ' 'Tartuffe' eğer bir oyunun uyarlanarak oynanması söz konusuysa, başarıyla uyarlanmış bir ornekti. Buna karşdık 'Übü' başarılı bir örnek değildi. Eğer bu oyunu önceden izleme fırsatımız Bu yapıtlar yine de festi olsaydı ben gelmesi için olumlu val kapsamı dışında 'özel puan vermezdim. Elbetteki bir gösteri' olarak sergilenemez oyunu sahneye koyan sanatçılar miydi? bu oyunun gerektiği gibi yorum le karşı karşıya ve bu sıkıntılar ister istemez festivale de yansıyor. KENTER Benim söylemek istediklerimi söyledi Cevat. Bu arada ben önemli bir şeyrdeğinmek istiyorum. Zehra'nın proje fikrine katılmıyorum. Biz Kültür Bakanlığı'ndan yardım alırken bile proje istedikleri zaman doğrusunu söylemek gerekirse hayali birtakım projeler yollamak zorunda kahyoruz. Çünkü özel tiyatrolar Türkiye'de bugün sanat savaşından çok yaşam savaşı verme durumunİPŞtROGLU Cevat Bey'in dalar. Bizim festival için özel de vurguladığı gibi festivalin proje hazırlamamız zor. özellikle yerli topluluklann seBugün bütün oyuncular bir çiminde daha özgür olması ge yolunu bulup devlet maaşının rekiyor. Belki katılacak toplu verildiği yerlere giriyor. Bir yıl luklar proje sunabilirler ve biz sonraki projeyi hazırladığımız bunların içinden birini seçip zaman hangi oyuncunun kahp önerebiliriz. Kesinlikle daha ve hangisinin gideceğini bihniyoruz rimli bir diyaloğun kurulması ki! On beş gün önceden haber şart. Özellikle ödenekli tiyatro veriyor oyuncu ve gidiyor. Bir larla festival arasında bir diya kişi gidiyor, üç kişi gidiyor, beş log olmadığını görüyorum. Ta kişi gidiyor. Yeni bir beş kişi damamen kendi oyunlannı empo ha alıyorsunuz. O aldıklarınızze ediyorlar. Bu konuyu bir la bir yıl sonrası için tasarladıeleştiri olarak, şimdi burada ğınız oyunu yapabilir misiniz, açık açık gündeme getirmek is yapamaz mısmız? Bir yandan tiyonım. Bunu da bazı şeylerin ödenekli tiyatrolarda bir surü "Diğer bir evlilik" • Kültür Servisi Kadın Dergisi'nce düzenlenen panelde, "Diğer bir evlilik" konusu ele alındı. îstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen panele, Prof. Dr. Kurban Özuğurlu, psikolog Emre Konuk, karikatürist Haslet Soysöz, komedyen Müjdat Gezen ve şarkıcı Gönül Yazar katıldı. Panelist Emre Konuk, evlilik öncesi aşkm büyüklüğünün, evliliğin nasıl gideceğini gösteremeyeceğini, ilişkilerin yürümesinde minimum şartların sağlanması halinde büyük aşklar olmadan da evliliklerin yürüyeceğini söyledi. Prof. Dr. özuğurlu da, 2. evlilik olgusunun temelinde iletişim bozukluğu, ruhsal boyutlarda uyumsuzluk, varlık gösterimi ve cinsel boyut gibi sonınlann yattığını anlattı. Sanatçı Müjdat Gezen de evlilikte eşlerin karşılık lı sadakatlarının önemine değindi. ABC™ ABCABC ABC * ABC™ ABC »ABC Aktarmasız gündüz uçuşlarıyla İstanbul • Venedik • İstanbul 29 Temmuz, 05 Ağustos, 12 Ağustos, 19 Ağustos THK'dan yanşma • ANKARA (İÜHA) Türk Hava Kurumu (THK) "Edebiyat ve Bilim Eserleri" konulu bir yarışma düzenledi.Yanşmada bilim eserleri oyun, senaryo, şiir, hikâye, am, roman, haber röportaj, fotoğraf, karikatür dallarında dereceye giren eserlere 500 bin lira ile 5 milyon lira arasında değişen miktarda ödül verilecek. BODRUM'DA TATİL "Bodrum'da deniz veyeşilyok diyenlere" 7 9*c« / S gün yanm pansiyon HER HAFTA İTALYA Italya Klasikleri DERGİ Yüksek yapılar I Kültür Servisi Yapı dergisinin temmuz ayı sayısında Saadet Aytıs'ın "Yüksek Yapıların Gelişimine Toplu Bir Bakış" adlı yazısı okunabilir. Dergide ayrıca yurtdışındaki çeşitli yerleşim birimlerinde yer alan ev örnekleri tanıtılıyor. Dr. Kaya Özgen ve Aydan Özgen'in "Sanayi Sitelerinin Yapımında Prefabrikasyon Uygulamaları ve Sorunlan", Nazan Ölçer'in "Iznik Çinileri", Dr. Gürhan Tümer'in "Mimarca Değinmeler" ve Dr. Sevinç Öztürk'ün "Mimarlık Eğitiminde Algılama ve 'Temel Tasar İlişkileri" adlı yazılan okunabilir. Ayda i5m000 Bodrum'un en güzel koyu Karaincir'de, özel plajı, yüzme havuzu.büfe kahvaltı ve akşanı vemeklerivle ABC"™ TL taksitle Kişi Başına (9 ay vadelı 495.000 TL. 75.000 TL. aylık ödeme) Tek yatak farkı 250.000 TL. ilave yatak 250.000 TL. 0 4 yaş çocuk ücretsız Venedik (3), Roma (3), Floransa (1)4 yıldız şehir merkezi otellerde konaklama Kişi başı 870 $ İtalyan Rivierası Venediğin sayfiyesi üdo Di Jesolo'da7 gece / 8 gun yartm pansiyon tatil EMLAK BANKASI & Şene Turızm A Ş kuruluşudur r JlVIIKİ.M. C\D H . O SOK BEYOĞl.L Tel: 1 5 1 8 0 9 8 " 1 5 l MY Z 80 99 Kişi başı 550$ İNGİLİZCE'yi 8 AYDA konuşun. Sizi Amerikalı dostlarımızla tanıştaralım. 349 59 38
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear