18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\16 HAZİRAN 1991 Işıklar'dan düzeltme • ANKARA (UBA) — HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, geçen hafta sonu yapılan parti kongresindeki konuşmasında daktilo hatası nedeniyle "Bu toprakların asıl sahibi • Kürtler" dediğini belirtti. Tempo dergisine görüşlerini • açıklayan Fehmi Işıklar, konuşma metninde yer alan "Bu toprakların asıl sahibi 20 milyon Kürt" cümlesinin - hatırlatılması üzerine • şunlan söyledi: "Ben 'bu • toprakların asıl sahiplerinden biri de Kürtlerdir' diyorum. • Konuşma metni yanlış daktilo edilmiş. Ben de konuşurken bu yanlışhğı sürdürdüm. 'Asıl sahiplerinden biri olan' diyeceğim yerde, 'asıl sahibi olan' dedim. Bu, benim amacımı aşan bir sözdür. Aynca yanhş, gerçek dışı, akıl dışı ve bilim dışıdırî' İraklı Kürtlere btiro • ANKARA (UBA) — Anavatan Partisi Mardin M^lletvekili Nurettin Yılmaz, iraklı Kürtlere Türkiye'de büro açma izni verilmesini istedi. Yılmaz, bunun sakıncalı değil yararlı olacağını söyledi. Irakh Kürtlerin Türkiye'de büro açma istekleri konusunda görüşlerini açıklayan ANAP Mardin Milletvekili Nurettin Yılmaz, bütün dünyanın basımyla, televizyonuyla Kürt sorununu izlediğıni belirtti. Yılmaz, "Kürtlerin demokratlaşmasına, hak ve özgürlükleri için mücadelesine karşı çıkmak, insan haklarına karşı çıkmakla eşanlamhdır. dedi. İHD'ye polis baskısı kınandı • ANKARA (UBA) — însan Hakları Derneği •(ÎHD) Genel Sekreteri Akın Birdal, Urfa Şube Sekreteri Ramazan Ferat'ın polislerce tartaklandığını öne sürerek olayı kınadı. Akın Birdal, "Devlet elini İHD'nin yakasından çeksin" dedi. Akın Birdal yaptığı açıklamada, son günlerde bütün elçiliklere ve ilgili yetkili kişilere "Türkiye'de İnsan Haklan, Yasal Düzenlemeler, Uygulama, Iddialar ve Cevaplan" adlı nerede ve kim tarafından basıldığı belli olmayan bir 'kitap gönderildiğini belirtti. Kitapta hükümetin insan haklarına yönelik tutumunun övgüyle anlatıldığını, kamuoyunun bu konuda çok duyarlı olduğundan, tnsan Hakları Derneği gibi gruplann baskı grubu olma işlevini yerine getirdiğinden söz edildiğini kaydeden Akın Birdal, "Derneğimize ilişkin diplomatik çevrelerce yaklasım böyle iken gerçekte derneğimizin şubeleri ve yöneticileri .yoğun baskı altında tutuluyor" dedi. SP kongresi bugün ! • İSTANBUL (ANKA) — Sosyalist Parti'nin bugün yapılacak Istanbul 2. Olağan Kongresi'nde 2000'e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Doğu Perinçek de bir konuşma yapacak. SP fstanbul tl Başkanı Mustafa Birçek yaptığı açıklamada, il kongresinin Pangaltı İnci Sineması'nda yapılacağını bildirdi. Kongre bitişinde kapanış şenliği yapılacağını da kaydeden Birçek, 2000*6 Doğnı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Doğu Perinçek'in de kongreye katılarak bir konuşma yapacağını belirtti. "Ozal daha yürekli" • ANKARA (ANKA) — Halkın Emek Partisi Genel Başkanı Fehmi Işıklar siyasi parti liderlerinin yılların şartlanmışlığı ve eğitimi nedeniyle Kürt sorununu tabu olarak gordüklerini savunarak "Özal onlardan çok daha yürekli" dedi. Fehmi Işıklar Nokta dergisinin sorulannı yanıtlarken Cumhurbaşkanı özal'ın Kürtlerle ilgili politikalarını yeterli bulmadıklarıru açıkladı. Işıklar şunlan söyledi: "Tavır koyuyor. Çekilmiyor. Kompleksi yok. Diğer parti liderleri, yılların şartlanmışlığı ve eğitimi nedeniyle tabu olarak görüyorlar. Kendi sohbetlerinde Kürt fıkraları anlatıyorlar, ama siyasi platforma gelince inkâr ediyorlar. Özal onlardan çok daha yürekli." ANAP BÜYÜKKONGRESİ HABERLER CUMHURİYET/5 Genel başkan seçildikten sonruki konuşmasında Suçlamalan unuttum" diyen Yılmaz: OzaPa şükran sunuyoramANKARA (Cumhuriyet BÜ- Yılmaz, Akbulut'a ve ANAP Genel Merkezi'ne "Siı/ın Başbakan iki a ^ ı ^ M i U e S ^ : g ü n d e ^ ir f i k i r degiştirip <ben söz verdim, senet vermedim' diyorsa sut Yılmaz, "özaTa şükran bu parti halkın güvenini kazanamaz. Genel Merkez yöneticileri, film borçiuyum" dedi. Yılmaz, se- sanatçılarına gösterdiği ilginin yarısını delegeye gösterseydi bu çimierden once yaptığı konuş- durumda olmazdık" eleştirisini yöheltti. mada da ANAP'ın genel mer- kezi olmayan bir parti duru- munda olduğunu belinerek bu kongrenin partisi için son şans olduğunu savundu. Yılmaz, "Bütün suçlamalan unultum" diye konuştu. Milletvekilleri arasındaki kavga yatıştıktan sonra konu- şan Yılmaz, "Az önce gördüğü- nüz sahneler, genel başkan adaylığımın gerekçesidir" diye- rek sözlerıne başladı. Yılmaz, ANAP'ı bu dunımdan kurtar- mak için aday olduğunu yinele- yerek Hasan Celal Güzel'i po- lemik yapmakla suçladı. Yılmaz "25 sene önce Sayın Güzel'le komünisl sultasındaki Siyasal Bilgiler Fakiiltesi'nde birtikte çalışırken bugün Güzel'in beni 15 giinlük millivetçilikle suçla- masını yadırgadım" dedi. Yıl- maz'ı başta Semra Hanım ol- mak üzere delegekrin yanya ya- kın bolümünün alkışladığı gö- rüldü. Yılmaz, ANAP'ın bu kongre- siyle geçiş dönemini kapataca- ğını belirterek "Bn kongre 1992de ANAP'ın yeniden ikti- dara geimesi şerefini de üstlene- cektir" diye konuştu. Yılmaz, ANAP'ın Türkiye'- yi 2000'li yıllara taşıyabilecek bir parti olduğunu ifade ederek şöyîe konuştu: "Teşkilatlanmız dimdiktir. Benim söylediğim oliı toprağı, teşkilatlann üzerinde değil, ge- nel merkezin üzerindedir. Bazen üzerimize ölü toprağı serpildi de yaptıklanmızı savunamıyoruz diye düşünüyonım. ANAP'lılar muhalefetin ta\ııianna karşı sa- vunmada kalamazlar." Yılmaz, ANAP'ın karşısında ciddi bir muhalefet partisi olma- dığını ifade ederek "Ben 92 se- çimlerini kaybetmeye Türkiye adına razı değilim. Bu kongre bizim için son şanstır" diye ko- YILMAZ'A OY VERDİ — ANAP Istanbul tl Başkanı Semra Özal, kongreyi Yılmaz'ı destekle- yen delegelerin arasında oturarak izledi. Bayan Ozal, kırmızı güllü bluzuyla delegeler arasında bemen göze çarpıyordu. Semra Hanım, oyunu Yılmaz'a verdiğini açıkladı. (Fotoğraf: Rıza Ezer) nuştu. Konuşması alkışlarla kesilen ve sık sık "Başbakan Yılmaz" sloganlan atılan Yılmaz, hüku- mete de şu eleştirileri yöneltti: "Her ağızdan ses çıkan, ba- kanları birbiriyle çelişen bir ik- tidar göriintiisu veriyonız. Böy- le bir göriintü vermek, kimsenin hakkı da degildir haddi de de- gildir. Eğer özelleştirmede başa- nlı olamazsak enflasyonu indir- mede de başanlı olamayız. Parti sorunlanna yeterince ilgi göste- remedik. ANAP, bugün genel merkezi olmayan bir parti du- nımundadır. Sayın Başbakan, ön seçim dedi; 1.5 yıldır kendi- si genel başkandır. Neden bu su- rede yapılan belediye seçimlerin- de ön seçim yapmadı? Sayın Başbakan, 1.5 yıl içe- risinde yanm başbakan olduğu- nu söylüyor. Eğer 'o zaman ya- nm başbakandım, şimdi tam başbakanım' diyorsa, ben de ona verdiğim oyu helal etmedi- ğimi soylerim. Sayın Başbakan, iki günde birfikirdeğiştirip 'ben söz verdim. senet vermedim' di- yorsa bu parti halkın güvenini kazanamaz. Genel merkez yö- neticileri, rdm sanatçılanna gös- terdiği ilginin yansını delegeye ve teşkilatlara gösterseydi, bu durumda olmazdık. Sayın genel başkan beni yıpratmak için har- cadığı çabanın yansını muhale- fetle mücadeleye ayırsaydı, bu noktada olmazdık." Yılmaz, milliyetçi, muhafaza- kâr ve liberal gibi etiketlerle kimsenin partiyi bölmeye hak- kı olmadığını ifade ederek "Ben herkesle çalışmaya hazırım. Suçlamalann hepsini unuttum, gitti. Bu partide yok sayacagı- mız tek bir fert bile yoktur. ANAP binasından tek bir çivi bile sokülmesjne izin veremeyiz. Ben, diğer adavlardan farklı olarak bu partinin kunıcusu- yum, bölücüsü olamam" diye konuştu. Yılmaz, bakanların birbirle- riyle çeliştiğini de ifade ederek "Enflasyon gibi hayati bir me- seleyi bir bakanın şahsi sorum- luluğuna tevdii eden Sayın Baş- bakanın, enfiasyonla ilgili gö- rüşlerinin degeriendirmesini de- legeye bırakıyonım" diye ko- nuştu. Yılmaz, genel başkanlığı ka- zandıktan sonra yaptığı teşek- kür konuşmasına "Degerli da- va arkadaşlanm" diyerek baş- ladı. Yılmaz şunlan söyledi: "ANAP Genel Başkanlığı'na secildiğim şu anda, partimizin ilk kurucu genel başkanı, doğal ve daimi iiderimiz Turgul Özal'a şükranlanmı sunuyo- rum. Onun başlattığı aydınlık yolda, sorumluluğumun idraki içinde sizlerle > üriımeye devam edeceğiz. Partimizin çok sıkın- tılı bu geçiş devresinde, i>i niyet- le partimize hizmet eden, parti- mizi iyi niyet içerisinde bugüne ulaştıran Savın Yıldmm Akbu- lut'a huzurunuzda teşekkur edi- yorum. Bu parti içi bir yanştır. Bu yanşın galibi vardır, ama magiubu yoktur. Galibi de Ana- vatan Partisi'dir. Beni getirdiği- niz bu göreve layık olmak için gece gündüz demeden, bütün Türkiye'ye hizmet etmeyi vaat ediyorum. Avnı şekilde bütün kesimler arasında aynm yapma- dan bütün miHetime hizmet va- at ediyorum. ANAP davasım sizlerle birlikte götüreceğim. Sizlerin destegine güveniyorum. Tek başına hiçbir şey yapmam mümkün değil. Mucizeler sade- ce Cenab-ı Allah'a mahsustur. Ben sizlere mucize değil, işbir- liği vaat ediyorum. Partide hiç- bir ayrım yapmamayı vaat ediyorum." YILMAZ CEPHESİJVDEN NOTLAR YılmazveekibininPirus Zafeıi mi? CANAN GEDİK ANKARA — Semra Özal destekli ge- nel başkan adayı Mesut Yılmaz'ın sonu- ca gitmesi, düşündüğü gibi kolay olma- dı. Sabah kongreye gelirken, büyuk farkla genel başkanlığı kazanacakları inancını taşıyan Yılmazcılar, ilk turda ancak 580 oy alabildiklerini görünce, büyük hayal kınklığı yaşadılar. ANAP'- ın ikiye bölunmüşlüğü olanca açıklığıy- la ortaya çıkınca, genel başkanlığı ka- zanmak Yılmazcılara "Pirus zaferi"ni hatırlattı. Yılmaz'ın sağ kolu Devlet Bakanı Mustafa Taşar, kavgacı tutumuyla sa- londa "olay adam" olurken, salonun dı- şında dikkati çeken iki isim, Yaşar Oku- yan ile Alpaslan Pehlivanlı idi. Genel başkan adayları arasında yapılan proto- kole uyulup uyulmadığını, Akbulut cep- hesi Alpaslan Pehlivanlı, Yılmaz cephesi de Yaşar Okuyan ile kontrol ediyordu. Her zaman atak tavırları ile dikkat- leri çeken Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı, bu kez sanki teskin edici ilaç almışçasına sakindi. Eski MHP'li ve Mesut Yılmaz'ın sağ kolu Yaşar Okuyan da elinde telsizle Mesut Yılmaz'ın evi, salondaki taraftarlar ve otellerdeki delegeler ile haberleşme bağ- lantısı kuruyordu. Yılmazcılar, telsizlerle duruma hâkim olmaya çalıştüar. Mesut Yılmaz'ın evin- den çıkışı, ilk kez Mustafa Taşar'ın ta- şıdığı telsizden duyuldu. Yılmaz, salon dışındaki kalabalık tarafından "Başba- kan Yılmaz" sloganıyla karşılandı. Sa- at 12.10'da salon girişine gelen Mesut Yılmaz'ı kapıda bakanlardan Cengiz Al- tınkaya, Mustafa Taşar, Cengiz Tuncer, H4I1I Şıvgın ve Mustafa Kalemli karşı-. ladılar. Yılmaz, salona girişte de dele- gelerin yarısından yoğun alkış aldı. Yıl- maz'ın girişiyle birlikte Cumhurbaşka- rnı Özal'ın Istanbul tl Başkanı eşi Sem- ra Özal ve birlikte geldiği yakınları Nil- gün Aslan, Cengiz Asian, Fevzi İşbaşa- ran, terzi Müberra ve Ahmet Özal da ayağa kalkarak Yılmaz'a alkışlanyla destek oldular. Mustafa Taşar, eliyle coşkulu bir biçimde tempo tutarken, Milli Savunma Bakanlığı'ndan azledilen Hüsnü Doğan ve Yusuf Özal ile Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun alkışa ka- tılmadıkları gözlendi. Yılmaz, delegelerı selamladıktan sonra, Ekrem Pakdemir- li'nin yanına geldi ve Pakdemirli'nin sağ elini tutarak havaya kaldırdı. Pakdemirli ve Yılmaz ikilisi, bir süre de delegeleri birlikte selamladılar. İlk tur oylama sonucunu Yılmaz, he- yecanla bekledi. Sandıklar açıldığında kesin olmayan ilk sonucu da Devlet Ba- kanı Mustafa Taşar ulaştırdı. Taşar'ın verdiği ilk bilgiye göre, 584 oy aldığını öğrenince, Yılmaz'm yüzüne sıkıntıh bir gerginlik ifadesi yayıldı. Yanındaki mil- letvekilleri, ilk turu 6 oy farkla kaybet- tikleri yönünde Taşar'uı verdiği bilgiden hareket ederek, yeniden sayım istenme- sini önerdiler. Ancak Yılmaz, bu öneri- ye katılmadı ve kongre salonuna döndü. Yılmaz'a oy veren delege, Namık Ke- mal Zeybek'ten sonra en fazla tepkiyi Hasan Celal Güzei'e gösterdı. Güzel, adaylıktan Akbulut lehine çekildiğini açıklayınca yuhlandı ve "Delege saülmaz" sloganlan atıldı. İlk tur sonu- cunun açıklanması, salonda tam bir ölum sessizliğine yol açtı. Yılmaz, her- hangi bir yorumda bulunmaktan kaçı- nırken, Semra Özal salon dışına çıkarak yakın aile dostlan aracılığıyla yoğun bir kulise girdi. Yılmaz'a destek olan ba- kanjar ile birlikte Ahmet özal ve Sem- ra Özal, delege üzerinde etkili olabile- cek milletvekili ve il başkanlannı çağı- rarak tek tek konuştular. Disk kayması nedeniyle evinde yatan Vehbi Dinçerler'in kongre salonuna çağ- rılması için yoğun baskı yapılırken, Sem- ra özal, Kırşehir, Adana, Istanbul ve Ankara delegelerine, milletvekilleri ara- cılığıyla Mesut Yılmaz'a oy verilmesi mesajını gönderdi. Semra Özal'ın bu baskısı, ilk turda Akbulut'u destekleyen Ankara delegeleri üzerinde etkili oldu. CUNEYTARCAYUREK YAZJYOR Ha Ali, Ha Veli Formülüyle Seçildi, Ama?ANKARA — Muhterem eşlerinin duygulanna tercüman olarak, 'aman bölünmeyelim, birlik ve beraberliğimizi koruyalım' diyordu. TÖ'nün "aile efradmdan" bayan SÖ, lider adaylannın yetenek ve niteliklerini sayıp dökerken, Ak- bulut'u tabanla örgütün tuttuğunu, Yılmaz Bey'in de "popülaritesi" olduğunu, neredeyse birbirinı tamamladık- larını söylüyordu. Ailenin söylediği ile uyguladığı arasındaki derin aynmlı po- litikalar dün meyvesini verdi. Milletvekilleri arasında çıkan kavga kanıtladı ki, bu politika ANAP'ı muhafazakârlar ve liberaller diye bölüyordu. Seçimi yitiren tarafın ANAP'ı bir daha zayıf düşürecek eylemlere geçmesi beklenebilir. Aileyi kutlamak gerekir. Dün iki buçuk saat gecikmeyle başlayan ANAP büyük kongresine; dokuz yıl önce kurulmuş, kurulduğu yıldan bu- günlere değin iktidarda kalmış, gücü kuvveti yerinde genç bir partiye yaraşır kongre demek olanaksızdı. Kimi gazete- cilerin tanımlamasına göre kongre değil, sanki bir yapı ko- operatifinin genel kurulunu izliyorduk. ANAP'ın eski günleri yeniden yaşayacağı sanısına kapı- lana dün de rastlamadık. İktidara daha az elestirisel gözle bakan meslektaşlarımız, Yıldınm Bey gidip Mesut Bey de gelse önemli bir değişıme olasılık tanımıyorlardı. Ha Ali ha Veli. Ha Yıldınm ha Mesut! Çoğunluğun görüşü: Aynı kapt- ya çıkıyordu. Dün kongrede izlenen manzara bu gerçeği somut biçim- de kanıtlıyordu. Mesut Bey, çıkmamış candaki son umut go- rüyor kendini. Pakde- _ _ _ _ ^ — _ ^ ^ ^ ^ ^ _ — • mirli'yi ekonominin JatSIZ tUZSUZ,y JatSIZ tUZSUZ, haVSSIZ, E S SS2S renksiz bir kongre izlerken transfer eden Mesut niÇDir şeyiD Bey, bu kongre son değişmeyeceğine bir kez şansımız' derken, SÖ- daha inanınca insan, ca^kendi'ffiiği^' P artinin anasını gözleyip duğuna inamyordu," iztemeyi dahaeğienceli Dün de başı yüksek- buluyor. ANAPın anası, lerde bu havadaydı. Istanbul İl başkanı SÖ, ÛIÜ toprağı serpiimiş muhterem eşlerinin resmi kongre salonunda kan aciklamasını oölumııl ter içinde perdenin "V ^ ı 1 o ?' u y tuz . açıimasmı bekieyen Ahmetle ılk yalanlayanların deneyimli gazeteciler, başinda geliyor. Mesut Bey salona gi- — — — — ^ ^ — ^ — — — rince alkışları ölçüye vurdular. Yıldınm Bey girince kıyasla- maya giriştiler. Sonuca varamadılar. Kimi dedi ki, Yıldınm az farkla malı götürmekte. Kimine göre Mesut bir burun far- kıyla potayı geçmekte. Yıldınm Bey alkışlanırken Mesut Bey öyle bir oturuyordu ki iskemlede, âdeta başvezirlere yaraşır bir saltanat sergi- liyordu. Yanında Pakdemirli kurum kurum kuruluyor. Me- sut Bey son günlerde zoraki gülümsemeler dağıtıyor. Pak- demirli'nin "dan dun" diye nitelenen doğasını bilmeyen yok. İkisinin karakter yapısını parti kulisi "nobran" buluyor. Mesut Bey'le Pakdemirli kapışmasının kimi üç ay içinde, kimi bir ayda, daha hızlı olanlar bir haftada başlayacağına garanti veriyor. Tatsız tuzsuz, havasız, renksiz bir kongre izlerken hiçbir şeyin değişmeyeceğine bir kez daha inantnca insan, parti- nin anasını gozleyip izlemeyi daha eğlenceli buluyor. ANAP'ın anası, İstanbul il başkanı SÖ, muhterem eşlerinin resmi aciklamasını oğlumuz Ahmet'le ilk yalanlayanlann ba- şında geliyor. "Ben ve aile efradım tarafsız kalacağız" derken TÖ, ka- muoyu yanlış anlamış, herhalde "Ben belki, ama aile efra- dım mutlaka taraf olacak" demiş olmalı. "Başbakan Akbulut" çığlıklarına, fena halde bozuk atıyor, herkes yü- zünü Başbakan'a dönmüsse, SÖ, başını akst yöne çevi- riyordu. Bitmişliğin tükenmişliğin kokusu giderek yayılıyordu kong- reye. Lider adayları sırayla konuştuktan sonra, ha Ali ha Ve- li'den birini genel başkan ve de başbakan yapacak seçime geçildi. İkinci turda 'tarafsız' S.Ö., başta Ankara, sözünü geçir- diği öteki iller delegelerine, maddi çıkartan silah olarak kul- lanarak baskıya başladı. Mesut Yılmaz ise gereksinmediğini öne sürdüğü Köşk hi- mayesini yan cebine attı. Böylece, hanedan desteğinde, ta- bii ona sorarsanız bileğinin hakkıyla genel başkanlık seçi- mini kazandı. Kuşkusuz Mesut Yılmaz'ın başbakanhğa gelmesini baş- ta Ahmet Özal, içeriye ve dışarıya iş bitirici kimi çevreler büyük bir memnuniyetle karşılıyordu. Oysa ANAP açısından sonuçta ha Ali, ha Veli formülü ka- zanmıştı. Uzun vadede fazla değişecek, partiyi eski gücü- ne eriştirecek bir süreç beklenmiyordu. Önümüzdeki günlerde basının, iş ve kimi çevrelerin bir bolümünün Mesut Yılmaz'ı parlatmasını izleyeceğiz. Bir-iki ay için. İSTANBUL'DA YOL TRAFİGE KAPANDI — DYP lideri Siileyman Demirel Bakırköy'de konuşurken partililer, ana cadde üzerinde kendisini dinledi. Bahçelievler-Bakırköy yolu da 2.5 saat trafiğe kapandı. Takîrin ahı, yıkar padişahı' Güzel: Yılıııaz, icazetli prens ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — ANAP genel başkan adaylığından çekilen Gaziantep - Milletvekili Hasan Celal Güzel, konuşmasında hem Yılmaz'ı hem Akbulut'u eleştirdi. Güzel, "ANAP inişe geçti. ANAP'ın üzerine ölü topragı serpilip ser- pilmediği tartışmalan kongreye mezarlık görüntusü veriyor" dedi. Yılmaz ve Akbulut taraftar- larının ANAP'ın üzerine "ölü toprağı" serpilip serpilmediği tartışmalarının kongreye "me- zartık göriintüsü" verdiğini kay- deden Güzel, ANAP'ın inişe geçtiğini savundu. Iç Politika Servisi — DYP .Genel Başkanı Suleyman Demi- rel, "Biz bu ülkeyi iyi idare et- tik demek, utanmazlık, yüzsüz- lük ve yüzü kalınlıktan başka bir şey degildir" dedi. Partisi- nin İstanbul Bakırköy ilçe örgü- tüne katılımlar nedeniyle duzen- lenen törende konuşan Demirel, halkın bunaldığını ve "ülkeyi yönetenlerden kurtar bizi" diye bağırdığını belirterek çarenin parcalanmış, bölunmuş Turk si- yasetini butunleştirmekte oldu- ğunu söyledi. Yurt gendinde duzenlenen "Yandım Anam" mitinglerine katılan Demirel, önceki gün Bursa'dan Istanbul'a geldi. Dün DYP Bakırköy ilçe örgutune üye olan 2 bin kişinin "üyelik fişleri"ni imzalama törenine ka- tılan Demirel'i büyük bir kala- balık karşıladı. Bakırköy Ün- verdi Sineması'nda duzenlenen törene de çok sayıda izleyici ge- lince sinemanın bulunduğu Bah- çelievler Caddesi trafığe kapan- dı. Konuşması için cadde kena- nndaki kamyonun kasasında bir kürsü hazırlanan Demirel, alana saat 14.00'tegeleceği du- yurulmasına karşın bir saat ge- cikmeyle gelebildi. DY P İstanbul II Başkanı Or- han Keçeli, Demirel'i "Baba şimdi size hitap edecek" diyerek anons etti. İktidan ad ver- meden Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı eleştiren Demirel, "5 yıl- dızlı otellerde oturan bu beyle- rin sizden haberi vok. Sonıyo- rum, 'Dünyanın neresinde yüz- de 85 muhalefet, yüzde 15 ikti- dardır.' Bu gasptır, gasp" şek- linde konuştu. Türkiye'nin son 10 yılını 'yitik' saydıklarını be- lirten Demirel şunlan söyledi: "Ne olmuş? Çağı yakalamış, şampiyon olmuş. Pahalılıkta, zamda, fukaralıkta, gelişmemiş- likte; rüşvet, fukaralık, yolsuz- lukta şampiyon olmuş! 'Biz bu ülkeyi iyi idare ettik demek utanmazlık, yüzsüzlük \e yüzü kalınlıktan başka bir şey degil- dir. Pahalılık bizim taraftan ezi- yor da başkasını ezmiyor mu? ÖyPeyse 'ezildim, hak, hukuk, adalet, iş, aş, yuva, hekim, ilaç, yuva istiyoruz' diye düşsün ar- kamıza. Fakirin ahı yıkar padi- şahı." Güzel, iki yıllık mücadelesi- nin sonunda delegeierin değer kazandığını ve 5 yıldızlı oteller- de kaldıklarını vurguladı. Gü- zel, sözlerini özetle şöyle sürdür- dü: "Sayın Akbulut parti içi de- mokrasiyi sağlayacağını ve ön scçimden yana olduğunu sö>le- di. Sanıyorum öbür aday, ica- zetli aday da buna karşı çıkma- yacaktır. Bu bizim için sevindi- rici. Eğer, 1.5 >ıl önceki kongre- de serbest bırakılsaydı partinin birlik beraberliği bozulmazdı, şimdi böyle olmazdık. Sa>ın Akbulut tayinle gelmiştir, eski icazetlidir. Şimdi icazeti kaybet- miştir. Şimdi yeni icazetli bir prens doğmuştur. Ona karşı çı- karken kendi icazetini unutma- sın." MARKETING ©TÜRKİYE015HAZİHAN 1991, 10 000 TL YIL:1,SAY14 PTTden2O»liytoda Elektronk Posta YARATICILAR Amefika'dan gelen ödûl 32. Cl» Kamponyalar Ödülû Hoa Şokif Komponyosı'nın Reklamlar ve Reldamalor Mecfete MagıcBoxMeclis1e Sut Kamponyası'nın meşgjı tortyna yaottı insan itşkieri KAMU YARARI SesszOfke Yenı yol arkodaşları EPG - Eczacıbası ve Procter & Garrfcle •BEN DE PAZARLAMA DÜNYASININ BİR ÜYESİYİM • üjttwsönde™ıo(I : ax1M439e)AVCPazartamaYay'nlanEsJuBûy*0ereCati No:31IV Levent 80650 IsöftU J » l A K I U l l L [ V U ont»; gûnde br Uatom) 'jfan'r »şa»fa i»*tn»rn «dnM |iO|l» ı*#mı. • OTURKİYEO *«*»»*»*" • I I I CTÜRKİYE© Bay.BayanyAdıSoyadı Rrma jA»l)l*(12sayı)l0a0O0TL • Ontıı lyMt {2* SJyıl 200^00 TL -GfrOT - Faiuraadres Vsrjııbıas -No _ ( = » . • Çekmg Q Iş Bank» IV LBvsntşubes 19H<OnoV hesahnra yadrtm. Oılıonl tapfss eMe* KansaMırinAıtıSoyadı KanNo f~ I I I . ; 1991 Son kularma tanhı Iroa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear