18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 16 HAZİRAN 1991 SOVYET EKONOMİST STANİSLAV ŞATALİN Yeltsin kazandı,GorbirahatladıRusya seçimlerinde Yeltsin'in başansı, Sovyetler Birliği'nde siyasi ve ekonomik reforma karşı çıkan tutucu güçler için ağır bir yenilgidir. Yeltsin'in Rusya Cumhuriyeti Başkanlığı'na seçilmesi, ülkede istikrarsızlığa yol açabilecek unsurlann etkisini azaltacaktır". Gorbaçov'un danışmanlarından Profesör Stanislav Şatalin, 12 haziran seçimlerini böyle yorumluyor. Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti'nin davetlisi olarak İstanbul'a gelen Şatalin'in geçen eylül sunduğu 500 günlük piyasa ekonomisine geçiş planı, Gorbaçov'un tutuculara meyletmesi sonucu uygulanamamıştı. Profesör Şatalin'le Araştırma Servisi Şefimiz Şahin Alpay konuştu. SOYLEŞI ŞAH1N ALPAY ~ ~ PAZAR KONUĞU IProfesör Şatalin, Başkan Gorbaçov'- un reformcularla tutucular arasında zikzaklar çizdiğini görüyoruz. Geçen yıl bir ara sizin gi- bi reformcuların yanında göründü, sonra 500 günlük planı terk edip sağa, tutuculara doğru dönüş yaptu.. — Şimdi de sola dönüyor değil mi... •IHMBfvft. Şatalin Planı gitti, ama şimdi Ba- tılılarla görüşülen bir benzeri "Yavlinsky Planı" gündemde. Gorbaçov'a güvenilebilir mi? — Evet, güvenilebilir. Ben Gorbaçov'u ve ül- kedeki politik durumu yakından tanıyorum. Baa kimseler Gorbaçov'un Sovyet askeri-sınai kompleksine bağlı olduğunu ileri sürerken çok yanılıyorlar. Eğer böyle olsaydı, ben kendisi- ne açık mektuplar yazmazdım. Gorbaçov seç- me özgürlüğüne sahip. Bağımlı bir kişi değil. Son parti toplantısındaki olaylan biliyor mu- sunuz... Iki ay önce merkez komitesi toplantı- sı yapıldı. Biraz sağa kaymasına karşın parti- deki tutucular Gorbaçov'u şiddetli bir şekilde eleştirdiler. Bunun üzerine, Gorbaçov burada artık tek bir parti yok dedi. Gidişatımı doğru bulmuyorsanız, istifa ediyorum dedi. Bu, bir şok yarattı. Politbüro istifayı kabul edip etme- mek konusunda bir buçuk saat toplandı. So- nunda böyle bir sorunun gündeme dahi alın- maması gerektiğine karar verildi. 400 kişiden sadece on UçU konunun görüşülmesi lehinde oy verdi. 72 kişi ise Gorbaçov istifa ederse biz de ediyoruz, dediler. Böylelikle partideki sağcılar yıkıcı bir yenilgiye uğradılar. Sonra aynı oyu- nu Rusya Cumhuriyeti seçiminde oynamaya kalkıştılar. Rusya Cumhuriyeti komünist par- tisindeki en gerici unsurlar, şiddetli bir şekil- de Rijkov'u destekliyordu. Ve sonuç bildiğiniz — Ne yazık ki Bay Nixon'un böyle bir şeyi söylemek için yeterli dayanağı var. Rusya Cumhuriyeti seçimlerinde Yeltsin'in başarısı, Sovyetler Birliği'nde siyasi ve ekonomik reforma karşı çıkan tutucu güçler için ağır bir yenilgidir. Yeltsin'in Rusya Cumhuriyeti Başkanlığı'na seçilmesi, Sovyetler Birliği'nde istikrarsızlığa yol açabilecek unsurlann etkisini azaltacaktır. Şimdi ülke için yeni bir dönem açıhyor. gibi... Sağcılar gerçek bir "knock out"a uğra- dı. MKKtMIndependenl gazetesinde 7 haziranda yayımlanan makaienizde Rusya'da durumun berbatlığını belirtiyor ve tek çıkış yolunun pı- yasa ekonomisine geçiş için hemen adım atıl- ması olduğunu savunuyorsunuz. Bu, Gorba- çov liderliğinde başanlabilir mi? — Evet, olabilir. Gorbaçov'un şimdi rahat bir nefes alabilme durumunda olduğunu sanı- yorum. Unutmamak gerekiyor ki o da bir in- sandır ve o da yorulmuştur. Böyle bir üikeyi, birçok aç aslanın bulunduğu bir toplumu yö- netmek çok zordur ve insan yorulabilir... tngi- lizler sûrat koşusunda en zor mesafenin 400 metre olduğunu söylerler. Bu yarışın en zor bo- lümü de son yüz metredir. Son virajı dönüyor- sunuz. Herkes sizi alkışhyor, fakat ayaklarınız artık gitmiyor. Derken ikinci nefes açılıyor ve son 50 metrede yanşı kazanıyorsunuz. Bu ya- nşı Sovyetler Birliği'nde koşmak... 300 milyon seyirci önünde koşmak çok daha zordur. Şim- diki soru ikinci nefes açılacak mı, açılmayacak mı?... Bana öyle görünüyor ki Gorbaçov'un nefesi açılmadı, ama açılmak üzere. Önü- müzdeki üç ay içinde nereye gidildiğini göre- ceğiz... ^^^^U Gorbaçov'unpiyasa ekonomisine geçiş için yeni birplan hazırlattığını, planın Harvard Üniversitesi'nde gözden geçirildiğini biliyoruz. Plan, Primakov tarafından Başkan Bush'asu- nuldu; temmuz ayında Gorbaçov'un yedi bü- yük sanayi ülkesinin liderleriyle Londra'daya- pacağı görüşmeye de konu olacak. Gorbaçov bu plana dayanarak Batılılardan beş yılda 150-250 milyar dolar yardım istiyor. Batıhlar Sovyetler'e bu yardımı yapmalı mı... Önce re- form sonra yardım mı, yoksa önceyardım son- ra reform mu?.. — Ben 'Yedi Büyükler'in yerinde olsaydım, önce reform, sonra para derdim ya da ikisi be- raber gitsin derdim... Wm^mEskı ABD Başkanı Nixon, New York Times'da yayımlanan bir makalesinde, Sovyet- ler'e ancak demokratik ve piyasa reformları karşüığında, koşullu yardım yapılmastnı; aksi takdirde köşebaşlarını tutmuş olan reform düşmanları yüzunden yardımın demokrasiyi engelleyebileceğini yazdı. Tutucularm köşebaş- larını tuttuğu gerçek mı? \Yeni planla sizin 500 günlük planınız arasında ciddi bir fark var mı? — Içtenlikle söylüyorum ki yeni planm ay- rıntılarını bilmiyorum... OECD, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa bankalanna verilen rapor- ları biliyorum. Çok profesyonelce hazırlanmış raporlar verildi. Ben de bu raporları hazırla- yanlarla yakın temas halindeyim. 5-7 temmuz- da raporu hazırlayanlar ve beş kuruluşun tem- silcileriyle planın detaylarını tartışacağız. Ben bu toplantıya başkanlık yapacağım. Bu, hükü- metlerarası görüşme olmayacak. Ne yapıldı, ya- pılıyor ve yapılacak... Profesyonelce değerlen- direceğız. ••••Gorftüf ov'un Şatalin planma temel iti- razı, özel mülkiyet konusuydu. Gorbaçov şimdi bu konuda fikrini değiştirdi mi? — Ümit ediyorum, ama emin değilim... ••••Utoz/ analistler ve siyaset bilimciler, ay- nı zamanda siyasi ve iktisadi reform yapma- nın çok zor olduğunu, önce iktisadi reform ya- pılmasının, siyasi reformun sonra gelmesinin daha başarılı olduğunu savunuyorlar. Buna Polonya'yı, Çin'i, Güney Kore'yi örnek göste- riyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? — Bu, yanıtlanması zor bir soru. Ben Rus- ya'da ikisinin aynı zamanda yapılmasından ya- nayım. Sorulan soru, yumurta mı tavuktan, ta- vuk mu yumurtadan çıkar sorusu gibi. Unut- mamak gerekir ki verdiğiniz örnekler Sovyet- ler'den farklı olarak tek ulustan oluşan ülke- lerdir; ne yazık ki onlar çalışmayı bizden daha iyi biliyorlar. Çinliler reforma köyden başladı- S T A N İ S L A V Ş A T A L İ NSovyetler Birliği Bilimler Akademisi Ekonomi Bölümü Başkanı Profesör Stanislav Şatalin, 1934 yılında St. Petersburg'a yakın bir köyde doğdu. Moskova Üniversitesi lktisat Fakültesi'ne girdi. Ekonomi politik ve Marksizm- Leninizm alanında öğrenim gördü. 1963'te Komünist Partisi'ne üye oldu. 1987'de Sovyet Bilimler Akademisi üyeliğine, 1989'da Ekonomi Bölümü Başkanlığı'na getirildi. Şatalin geçen yıl, Gorbaçov'un baş ekonomik danışmanı olarak Sovyetler Birliği'nin piyasa ekonomisine geçişini sağlayacak "500 Günlük Plan"m baş sorumlusu oldu. Planm özel mülkiyete geçilmesi lehindeki tavrı, uygulanmayışının temel nedeni oldu. 19 Şubat 1991'de Komünist Parti'den istifa eden Şatalin, geçen 29 mayısta Rusya Demokratik Partisi'ne üye oldu. herkes siz niçin sırada bekliyorsunuz diye sor- dular. Sizin, burada kaybedecek vaktiniz yok; bi- zim için düşünmeniz, çalışmanız lazım, dedi- ler. Tuttular beni sıranın başına götürdüler. Ben anında noterden taahhütnameyi aldım. Dikkatinizi çekerim, sırada yalnızca entelek- tüeller bulunmuyordu. Maden işçileri beni iki- de bir toplantılarına davet ediyorlar. Benim gi- bi hiçbir zaman madenlerde çalışmamış bir en- telektüeli... Bize gelin. Biz sizden başka kim- seye inanmıyoruz, diyorlar. Sadece işçiler de- ğil, köylüler de aktif. Komünist partisinden baskı görmelerine rağmen onlar da Yeltsin için oy verdiler. Çünkü onlar da serbest girişimci olmak istiyorlar. Evlerinin sahibi olmak isti- yorlar. Tabii onlar inceliklerden anlamıyorlar, ama her zaman emir almaktan, yasaklardan, bir şeyler rica etmekten bıktılar... Yeltsin bir yıl- lık çalışmasıyla bunlara son vereceğini onlara gösterdi. Yeltsin, ülkenin; piyasa ekonomisine, serbest girişime, yabana sermayeye hazır oldu- ğunu gösterdi. Orduya gelelim: Herkes sanıyordu ki ordu Yeltsin'e karşı çıkacak. Bu aptalca bir fikirdir. Sahalin'den, Kamçatka'dan oylar gelmeye baş- layınca görüldü ki orduda Yeltsin, Rijkov'u da geçerek kazanıyordu. Mareşalleri, yüksek rüt- beli subaylan bilmiyorum, ama askerler ve orta dereceli subaylar Yeltsin'e oy verdi. Ben her za- man tüm Batılı dostlara, Batılı siyaset bilim- cilerine şunu söylerim: Ordu, savunma bakan- lığı, KGB gericidir diye düşünmeyin. Bu, çok yanlış bir fikirdir. Onlar arasında da solcular, sağcılar, ortadakiler, hepsi vardır. KGB'de akıl- lı, sağduyulu insanlar vardır. Onlar da piyasa ekonomisini istiyorlar. Normal bir yaşam isti- yorlar. Son seçimlerde Komünist Partisi üye- lerinin önemli bir bolümünün de Yeltsin için oy verdiğinden eminim. ^K^^Şatalin'in kendisi politikaya atılmak istiyor mu? — Elbette, 29 Mayıs 1991'den beri Rusya De- mokratik Partisi'nin üyesiyim ve bu partinin politik konseyinin başkanıyım. Komsomolska- ya Pravda çok güzel bir gazetedir; iyi başhk- lar atar... 19 şubatta Komünist Parti'den çıkıp 29 mayısta Demokratik Pırti'ye girdiğim gün, "Daha 500 gün geçmeden..:" diye bir başhk at- tı... • ^ • B Independent gazetesinde çıkan maka- ienizde Sovyet sisteminin ideolojik bakımdan iflas etüğini, icat edilmiş ideolojilerin tutsağı olduğunu, "serflikyasası"nı egemen kılan bir sistem olduğunu söylüyorsunuz. Size açıksöz- lü bir soru sormak istiyorum. Sovyet Bilimler Akademisi üyesi, ülkenin önde gelen iktisatçı- larından birisiniz. Bu sistemin ıflas etttğini ne Profesör Şatalin 7 Haziran 1991'de tngiltere'nin Independent gazetesinde yayımlanan yazısında, yılın ılk üç ayında milli gelirin >üzde 12 oranında düş- tügii Sovyetler Birliği'nin, eski ideolojilerin tutsağı olmaktan kurtularak piyasa ekonomisine geçmediği takdirde çöküşiın eşiginde olduğunu vurguluyor. lar. Çok çalışkan köylüleri var. Küçücük bır toprak parçasında bizim bir dönümde yetişti- rebildiğimizden çok fazlasını yetiştiriyorlar. Güney Kore örneği pek doğru değil. Benim ül- kemde mi orada mı daha fazla demokrasi var, pek bilinmiyor... ^^^KU Benim dikkat çekmek istediğim şu: Sovyetler'de ekonomik ve siyasi reforma, glas- nost ve perestroykaya aynı zamanda girişildi: Aradan 5-6yılgeçti, glasnosttayol ahndı, ama perestroyka yerinde sayıyor. — Sizi anlıyorum, ama bu soruya bilimsel bir cevabım yok. ••••Pro/erör Şatalin, Sovyetler Birliği'nde perestroykanm dostları kimler, düşmanları kimler? — Size çok genel bir cevap verecegim. Bu bir sınıf analizi değildir, ama şunu söyleyebilirim: Beyin sermayesi olanlar, risk almak isteyenler perestroykadan yanadır. Bu ozellikleri orta ve aşağı derecede olanlar ise reformu istemiyor- lar. Felsefe, politik ekonomi, parti tarihi, Marxizm-Leninizm gibi konuların pröfesörle- ri, perestroykamn en güçlü karşıtlan. Ben Sov- yet Harvardı'nı bitirdim. Orada 15 yıl boyun- ca bölüm başkanı oldum. Bilimler Akademi- si'nin Ekonomi Bölümu'nden de sorumluyum. Buralarda bilim adamlarını ve öğrencileri in- celedim. Bana çok ağır gelen, bunların hiçbir şey bilmemeleri. Öğrenciler hâlâ uyum sağla- yabilir. Profesörler hayır; onlar hiçbir şey bil- miyor. İktisatçı bıle sayılamazlar. Ayrıca çok kararsız bir entelektüel kesim var. Ne olduğu- nu anlamayanlar... Bunlar yalnızca sosyal bi- limciler arasında değil, teknik ve doğa bilim- ciler arasında da var. Sanıyorlar ki Yeltsin se- çilirse iç savaş çıkacak; bir diktatör başa gele- cek. tPeki reformu destekleyenler kimler? örneğin Yeltsin'e oy verenler kimler? — (Gülerek) Ömeğin ben... Seçimlerde Yelt- sin'i boşuna desteklemedim. Ben Ayetullah Hu- meyni değilim, ama birçok kimse benden ki- me oy vermek gerektiğini söylememi istiyordu. Komsomolskaya Pravda'nın tirajı 17.5 milyon- dur. Bir gençlik gazetesi olmasına rağmen oku- yucuları aktif insanlardır. Gazetenin çok güç- lü siyasi etkisi vardır. Ocak ayında bu gazete- ye verdiğim demeçten sonra, binlerce mektup aldım. Hepsi teşekkür ediyorlardı. Gorbaçov'un şimdi rahat bir nefes alabilme durumunda olduğunu sanıyorum. Unutmamak gerekiyor ki o da bir insandır ve o da yorulmuştur. Böyle bir üikeyi, birçok aç aslamn bulunduğu bir toplumu yönetmek çok zordur ve insan yorulabilir... Gorbaçov'un ikinci nefesi açılmadı, ama açılmak üzere. Önümüzdekı üç ay içinde nereye gidildiğini göreceğiz... Sorûnuza daha somut bir cevap vermek is- tiyorum. Türkiye"ye gelmeden önce Roma'dan dönüşte Moskova'da yalnızca bir gün geçirdim. Bir iş için notere gittim. Kalabalık karşısında şaşırdım; kuyrukta 161. kişiydim. Ve ne oldu biliyor musunu: tşçiler, maden işçileri, öğren- ciler, Yahudiler, Ruslar, değişik kesimlerden zaman anladımz? Perestroykadan önce mi, sonra mı? — Otuz yıl önce... Kesin bir gerçeği söylü- yorum. Yine kesin bir gerçeği söyleyeyim ki Ko- münist Parti'den aynlmaya korkuyordum. Sov- yetler Birliği'nde bir iktisatçı için bilim kari- yeri yapmak parti üyesi olmadan mümkün de- ğildi. Matematikçiler ve fizikçiler için parti üye- si olmak gerekmezdi, ama iktisatçılar için zo- runluydu. Ben üstelik üst düzey parti yöneti- cisi olan bir aileden geliyorum. Babam parti- nin Kalinin bölgesi (şimdi adı TVer) sekreteri idi. Amcam SBKP Merkez Komitesi üyesiydi. Parti üyelerinden sorumlu bir kişiydi. Mosko- vâ Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde ekonomi ve politik ve Marxizm-Leninizm öğrenimi gör- dûm. Sınıf birincisi oldum. Lenin ve Stalin bursları kazandım. Ama, içtenlikle söyleye>im ki Marx'ın Kapital adlı eserinde çok fazla ik- tisadi hatalar buluyordum. Marxizm benim için bir yarı bilimdi. Ben Keynes, Friedman, Hayek dahil tüm ekonomistleri okudum. Ger- çek anlamda, Batılı anlamda bir iktisatçıyım. Perestroyka öncesi dönemde üç kez partiden çıkanlmak istendim. •••••• Profesör Şatalin, ülkenizde özelleştir- menin nasıl yürütüleceğine ilişkin tereddütler var. Halkm devlet mülkiyetindeki işletmeleri satın alacak parası yok. Kimıleri mülkiyetin halka bir bedel istenmeden verilmesini öneri- yor. Sizin düşünceniz nedir? — Bu mesleki açıdarren zor soru. Bu soru- nu 500 günlük programda kötu bir şekilde çö- zumledik. Bugünku gorüşüm şudur: İlk ola- rak halk, elinde olan parayla alabildiği kada- rını almalı, yani önce küçüİc çaplı özelleştirme- ler gerçekleştirilmelidir. ikinci olarak büyük iş- letmeler anonim şirket haline getirılmelı ve hıs- seleri yavaş yavaş halka devredilmelidir. İlk aşa- mada en büyük hissedar devlet olabilir. Fakat devlet bunların yönetiminden çekilmelidir. Bu tartışılmaz, zorunlu bir koşuldur. Üçüncü olarak, bu işletmelerin calışanları hisse sahibi olabilir. Ama işletmeler sadece çalışanlara ve- rilirse, bu yine çok yanhş olur. Şimdiye kadar var olan sosyal parazitliği surdürmek olur. Her vatandaş işletmelerden pay alabiknelidir. Dör- düncü olarak diğer işletmeler hisse alabilme- lidir. Beşincisi, ki bu çok önemlidir, yabana girişimciler alabilmelidir. Ayrıca, ülkemizin özelliklerini göz önünde bulundurarak bazı mülkleri, örneğin köylülere toprak, kentlilere evleri bedava ya da çok düşük bir bedel karşı- lığında vermek gerekir. W^K^mCerçekten "yeni" bir Sovyetler Birli- ği'nin kurulmasmdan söz ediyorsunuz. Bu ye- ni SSCB'yi nasıl tanımlarsınız? Bu bir konfe- derasyon mu, yoksa tümden bağımsız cumhu- riyetler mi? — İlke olarak federasyondan yanayım. Ama yukarıdan aşağı kurulu, Rijkov'un onunla mü- cadele ettiğimiz zaman önerdiği gibi bir fede- rasyon değil. Egemen cumhuriyetlerin birliği. Her cumhuriyetin egemen olduğuna inandığı bir federasyon. Normal piyasa ilişkilerinin ku- rulması sonucu, şimdi Batı Avrupa'da görülen gibi bir entegrasyon. Savunma, dış politika, stratejik ulaşım ve altyapı, uzay calışmalarımn gönüllü olarak merkeze bırakıldığı bir federas- yon. Federasyonun yürümediğine inanıyorlar- sa merkez onlan boğuyorsa, o zaman kon- federasyona gidebilirler. Bu onlann seçimi ol- malı. 500 günlük programın en büyük özelliği buydu. Kimseye hiçbir şeyi empoze etmiyor- duk. Size 500 günlük planın nasıl hazırlandığını anlatayım. Daçalarda toplandık. Bizde bütün reform çahşmalan daçalardan başlar. Köleli- ğin kaldırılmasına da daçalarda karar verilmiş- tir. Bana tüm cumhuriyetlerin temsilcileri gel- di. Hepsi hayır diyordu. Onlara şöyle dedim: "Masaya oturalım ve hiçbir şey içmeyelim. Sa- kin sakin enerji, doğal kaynaklar, entelektüel potansiyel, su gibi soruları tartışalım. Ekono- mik açıdan, sizin açınızdan bağlanmak mı, ay- nlmak mı daha yararlı tartışalım. Kendiniz se- çin. Size yalnızca izah ediyorum; sorunlar ^u- dur, şunu yapmanız gerekir; ama dilediğinizi yapmakta serbestsiniz. Çözüme gülerek vara- lım. Herhangi bir kimse gülmezse ruble ile de- ğil dolarla ceza odesin" Hemen gülmeye baş- ladık ve iki hafta içinde tüm cumhuriyetler 500 günlük programı imzaladılar. ^^KEBBaltık cumhuriyetleri ayrılma yönün- de oy kullandılar... Komünist sistemin iflas ettiğine otuz yıl önce inandım... Kesin bir gerçeği söylüyorum. Komünist Parti'den ayrılmaya korkuyordum. Sovyetler Birliği'nde bir iktisatçı için bilim kariyeri yapmak parti üyesi olmadan mümkün değildi. Matematikçiler ve fizikçiler için parti üyesi olmak gerekmezdi, ama iktisatçılar için zorunluydu. — 500 günlük programda yukarıdan zorla- ma yoktu. Bizim planımızı tüm cumhuriyetler, tüm partilerin temsilcileri, tüm kesimler des- tekliyordu. Eylülde planın terkedilmesi büyük bir yenilgi oldu. Tabii ki cumhuriyetler ayrıl- mak istiyorsa bu konuda hiçbir tartışma olma- mah; birlik, yalmzca uygar, gönüllü bir birlik olmalı. lyın Şatalin, siz kendinizi bir liberal mi sayıyorsunuz? Kendinizi siyasal yetpazeye nasıl yerleştiriyorsunuz? — Yanıtlaması çok güç bir soru. Büyük Rus filozofu Berdeyev, liberalizm biraz zayıf, duy- gusal bir şeydir der. Ben Thatcher'ın muhafa- zakârları, Bush'un cumhuriyetçileri, Brandt- un, Mitterrand'ın sosyal demokratları, Kohl- ün Hıristiyan demokratlanrun bir karışımıyım. Çok samimi olarak söylüyonım, benim görüş- lerim bunların bir karışımı. Benim üyesi oldu- ğum Demokratik Parti hiçbir zorlamayı kabul etmeyen bir parti. Yalnızca parlamenter de- mokrasiyi ve piyasa ekonomisini kabul eden bir parti. iBugün dünyada liberal demokrasi ve piyasa ekonomisi üzerinde çok geniş bir mu- tabakât kurulmuşa benziyor. Sizce bu sosya- lizmin sonu demek midir? — Benim savunduğum kanşım zaten bir tür sosyalizmdir. Doğrusu ben artık kapitalizm, sosyalizm kelimelerini sevmiyorum. Ben yalnız- ca serbest piyasa ekonomisine inanıyorum. • • • • Türkiye ile Rusya ekonomik iliş- kilerinin istikbali konusunda ne düşünüyorsu- nuz? — Türkiye'yi iyi tanımıyorum. Türkiye'nin çok büyük başarılar sağladığım biliyorum. İna- nıyorum ki Müslüman cumhuriyetlerimiz Türkiye'yi örnek almalılar. Ama sorûnuza pro- fesyonel bir cevap verebilecek kadar bilgi sa- hibi değilim. Fakat şuna hiç kuşkum yok ki Sovyet-Türk ilişkilerinin çok iyi bir geleceği var. Ben Moskova Spartak Futbol Kulübü'nün de başkanıyım. Doğrusu bu, Rusya Cumhuriyeti başkanı olmaktan çok daha iyi bir şeydir. Ku- lübumüzun ilk dış temaslan Türk takımlarıy- la oldu. Çok güzel temaslarımız oldu. Şimdi ilişkilerimiz çok daha çeşitli ve başka düzey- lerde. Yalnızca futbolda değil... llişkilerimizin geleceğine kesinlikle inanıyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear