18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhvmycl Matbaacılık. ve Gazeıecıhk. Türk Anomm Şırkelı adına Nadir Nadi % Genel Yayın Müduru Hasan Cental, MUessese Mudurü Emine L'şnklıgll, Yazı Işlerı MudtlrU Okay Coneıuin. % Haber Merkezı Muduru Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yönetmenı Alı Acar 0 Temsılaler ANKARA AhmelTan. IZMİR Hlkmel Çrtınkaya, ADANA Çelin Ylgtnojlu !c Polıtıka Celal BaslaaiK. D'S Haberler E a u n Btlcı. gkonomı C t o j i ı T n t u . H Sendık» Şuluan Keleacl. Kulıur Celal Uıler. Isıanbul Haberkrı Kemal kuçok. ESılııtı ( < « « Şaylaıı. Yutı Haberierı NMdtl Do|ai>, Spoı D»n.5m»nı MuhUkadlt Vucelman Dıo Yaıılar Kıcrm Çılıjkın, Arastırma Şahln Aleay, Duzdlmt Abdullıh Y U K I 0 Koordmator \hmet konılıan % Mslı Işlct fcrot Lrkut 0 Muhasebe Buknl \fen«r 0 BtKçe Planlama Sevgi OsmantKfeoftiu 0 Reklam Ay$e Torun £ Ek Yayınlar Hulya Akyol £ Idare Hu»>uı G u n r 0 Işlclme Önder Çelik 0 Bılgı Işlem Nall laal 0 Personel Stvgl BosUncıollıı Yavın Kurulu Bafkan Nadir Nadl Okuy Akbal YaK<« Bayer. H a u n C«m«l, HUuoet Çıllakaya. Okay Cjoncnsln Uftur Murnca, Itatn *Kuk Ali Slnrna, AkmM Tan Saftm vf >&>OTI Cumlıunyet Matbaacılık vt GazcıettbV T A Ş Tıiıkocajı Cftd 39/41 Caja! 34334 İSI PK 246 Inanbul Tcl 512 05 05 (20 hal) Tele» 22246, Fan (1) 526 60 72 Burolar Ankara Zıya Gökalp Blv Inkılap S. No 19/4, Tel 133 114147, Teltt 42344 Fax (4) 0S 65 % l a n l r H Zıy» Blv 1352 S. 2/3 Tel 13 12 30 Tele« 52359 Fax (51) 19 5 0 Adam Inönü Cad 119 S No 1 Kat 1, Td 19 37 52 (4 hat), Telex 62155 Fax (71) 19 2 TAKVİM: 25 MAYIS 1991 tmsak: 3.40 Güneş: 5.32 ö|le: 13.05 lkindi: 17.03 Akşam: 20.30 Yatsı: 22.13 Boğaziçi Üniversitesi'nde 10 bin öğrenci öğrenim görüyor, 600 öğretim elemanı görev yapıyor 'Birâsudebahar' Universitesi 4 fakülte, 2 yüksekokul ve 6 enstitüden oluşan Boğaziçi Üniversitesi'nde çeşitli sosyal faaliyetler de yapılıyor. 5 tenis kortu, 3 basketbol ile 2 futbol sahası, açık yüzme havuzu, atletizm pisti, cimnastik salonu, tiyatro, sinema, konser ve tiyatro salonları bulunuyor. FİGEN ATALAY Zengin çevreci sorun oldu • tstanbul Haber Servisi tstanbul Marmara Rotary Kulübü taraf ından düzenlenen "Uluslararası Çevre Sempozyumu" için Türkiye'ye gelen Venezüelal Ella Cisneros'un toplantıya sağlık nedeniyle katılamadi; belirtildi. Toplantının koordinatörlüğünü yapan Marmara Rotary Kulübü üyesi Prof. Dr. Kriton Curi, bir gazetede çıkan "dünyanı en zengin çevrecisini kaçırdık" başhklı yazının tamamen yanlış olduğunu v« Cisneros'un sağlık nedenlerinden dolayı ayrıldığını açıkladı. Leyla Umar imzalı haberde Cisneros'un dinleyici sayısm az görüp donduğu iddiasınır tamamen gerçek dışı olduğunu belirten Curi, "Otuzu aşkın bilim adamınıı bildirilerinin sunulduğu bir sempozyumda Sayın Cisneros'u haber yapmak insafsızhk olur" dedi. Curi, Venezüelalı çevrecinin sempozyum için para yatırmadığını, toplantıyı izleyenlerin sayısının da binin üstünde olduğunu söyledi. Eğitimde liberallik saçmalık ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Türk eğitim sisteminde "liberal.igin" söz konusu olamayacağını belirterek "Eğitimde liberaUik olmaz. Yok öyle saçma şey. Eğitim, milli değerlere yönelik olmalı, birleştiriciliği savunmalıdır" dedi. Avni Akyol, Milli Eğitim Vakfı'nın 11. genel kurulu açüışında yaptığı konuşmada, eğitim anlayışını kişi, grup, topluluk düzeyinin uzerine çıkarmak gerektiğini söyledi. Akyol, "Kişi, grup, topluluklara hoşgöruyu esirgemeyip, bunlann milli eğitime temel dayanak olduğunu bilip asü çerçeve içinde tutmak gerekir. Cemaat mi, cemiyet mi konusuna gelince: Türk Milli Eğitiminin amacı, Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlıkh. milli, çağdaş, laik bir toplum düzeni ve yönetim içinde millimanevi değerlerine bağlı insanlar yetiştiımektir" dedi. Avni Akyol, eğitimde vakıfların önemıne değinirken de eğitimde liberalliğin olamayacağını, ancak birer ekonomik kuruluş olarak vakıfların liberal anlamda faaliyet göstermesi gerektiğini bildirdi. yor, ama olmuyor. Boğaziçi Üniversitesi'nde diğer üniversitelere göre çok daha demokratik bir ortam var. Lale Oyul (İş Idaresi Hazırlık 2. smıf öğrencisi): Beklentilerimden çok farklı b ; r üniversiteyle karşılaştım. Öğrenciler birbirine karşı kayıtsız, eğiümin kalitesi düşuyor. Özel statülu, lîrütevelli heyetli ünıversıte sistemine karşıyım. Holdinglere neden borçlanalım? Metin Çubukçu (Mühendislik Vakultesı 3. sınıf öğrencisi): Kontenjan çok fazla, kampuslar yetmiyor. Sınıflar çok kalabalık. Spor kompleksımiz yapılacak, bunun için devîet üniversitemize para versin. AVNt AKYOL ~ ¥ "Boğaziçi'ndeki yumuşak, güzel ortam bizi toplumdan kopanyor", "BUim adamı degil ust düzey yönetici yetiştirmeyi, belli bir yaşam biçimini sunmayı amaçlıyorlar" "Goruntu iyi, altyapı eksik", "Sınıflar kalabahk, oğrencihoca diyaloğu kurulamıyor, eğitim kalitesi düşüyor", "Kapalı havuz yapılsın", "Devlet, spor kompleksiınizin yapılabilmesi için para versin." Bunlar, ünıversıte sınavına hazırlanan pek çok gencin rüyası, iyi öğrenci yetiştirmekle tanınan Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenim gören öğrencilerden bazılarının okullarıyla ilgili görüşleri, istekleri. Kapısından giren herkesin "Burada okuyanlar ne şansh" dediğı, bakmaya doyum olmayan bir manzaraya sahip bu üniversitede yaktaşık 10 bin öğrenci öğrenim görüyor ve yaklaşık 600 öğretim elemanı görev yapıyor. Yollannda ve binaların içinde polisin, en azından resmi giysüi polisin görülmediği Boğaziçi Universitesi'nde, tktisadi ve Idari Bilimler, Mühendislik, FenEdebiyat ve Eğitim olmak uzere dört fakülte, iki yüksekokul, altı enstitü buiunuyor. 29 kulübün faaliyet gösterdiği üniversitede ayrıca beş tenis kortu, üç basketbol sahası, bir açık yüzme havuzu, iki futbol sahası, attetizm pisti, cimnastik salonu, tiyatro, sinema, konser, toplantı salonları, market, terzi, çamaşırhane, ayakkabı tamircisi, kuaför var ve bviyük bir Spor kompleksinın ve kapalı yüzme havuzunun yapımına yakında başlanacak. Üniversitede dört tane de kantin var. Bunlann içinde iki Çocuk parkı • tstanbul Haber Servisi Beyoğlu Belediyesi'nce örnektepe'de yaptınlan Çaıalık Çocuk Parkı törenle açıldı. Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan, törende yaptığı konuşmada, büyükşehir belediyesi ve hükumetten yardım alamadıklarını söyledi. Belediye olarak tasarrufa önem verdiklerini ifade eden Aslan, diğer belediyeler gibi 10 tane başkan yardımcısı atamadıklarıru söyleyerek böylece maaşlardan 120 milyon lira tasarruf sağladıklarını belirtti. PEK ÇOK ÖĞRENCtNlN RÜYASIBoğaziçi'ne girmek, üniversite sınavına hazırlanan pek çok gencin riiyası. Ancak orada öğrenim görenler, okulun yumuşak, guzel ortamının kendilerini toplumdan kopardığını duşünuyor. (Fotograî: Erdoğan Köseoğİu) si özellikle çok rağbet görüyor ve çok keskin çizgilerle olmasada üniversitenin iki ayrı yuzunu gözler önune senyor. Bu kantinlerin adları Orta Kantin ve Teras Kantin. Ancak, öğrenciler Orta Kantin'e "Entel Kantin", Teras Kantin'e de "Sosyete Kantini" diyorlar. "Tarafsız" öğrenciler tarafından biri "politize", diğeri "depolitize" dıye değerlendirilen bu iki kantin arasındakı ayrımı bir öğrenci şöyie yorumladı; "Orta Kantin'e gelmek için merdiven inillr, diğerine merdiven çıkılarak gidiiir. Orta Kantin'de daha çok çay içilir, diğerinde kutu kola içilir. Orta Kantin'in girişinde ve içinde daha politik ilanlar vardır. Teras Kantin'de daha çok tatil, tur ilanları görülür." iki kantindekı öğrencilerle de göruştuk. Kapalı havuz ve spor kompleksine para yardımı isteği Teras Kantin'den gelse de her iki kantindeki öğrenciler de sınıfların kalabalıkhğından, oğrencıoğretrnen diyaloğunun kurulamamasmdan, eğitim duzeyinin giderek düşmesinden yakındılar, mütevelli heyetine, paralı öğretıme karşı olduklannı soylediler. tşte görüştüğümüz öğrencilerden bazılarının, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eğitim, sosyal ve kültürel etkinlikler, yeni YÖK Yasası ile ilgili eleşürileri, görüşleri, istekleri şöyle: Erol Köroğlu (Türk Dili ve Edebiyatı 3. smıf öğrencisi): Elbette Türkiye'deki diğer universitelere göre avantajhyız. Birçok imkân var, tngilizce öğreniyoruz, okulu bitirince iş imkânlan çok geniş. Sosyal aktıviteleri çok fazla, kulupleşme var. Ancak biz Turkiye'nin gundeminden kopuk değiliz. Paralı öğretim, diğer üniversitelerdeki öğrenciler gıbi bizim ıçın de problem. Okulumuzun göruntusu çok ıyı, ama altyapısında eksiklikler var. Buyük bir spor kompleksi yaptmhyor, ancak yurtlar ihmal ediliyor. Sımflarımız çok kalabahk, öğrenciöğretmen diyaloğu kurulamıyor, yönetimle iletişimimiz yok. Yönetimin istediği bir öğrenci tipi var ve bunun gerçekleşmesi için destek veriliyor. Okulda iki tip öğrenci var ve bunun sonucu olarak iki değişik kantin var. Anıl Ak (Siyaset Bîlimi 4. sınıf öğrencisi): Boğaziçi Üniversitesi'nin avantajı gibi görülen şeyler dezavantaja dönüşüyor. Çeşitli olanaklar sağlanıyor. Her şeyımiz var ve bizim için yumuşak, güzel bir ortam hazırlanıyor. Ama dışanda bizim buradayaşadığımızdan çok farklı bir ortam var. Ve okuldan dışanya çıktığımızda çok şasınyoruz. Bu, toplumdan kopuşu simgeliyor. Hocalanmızın da YÖK'le ve yönetimle ilgili sorunları var ve akademik seviye giderek düşüyor. Hocalanmızla iletişimimizin Hseden pek az farkı var. Aynan Çitil (Endüstri Mühendisliği 4, sınıf öğrencisi): Boğaziçi Universitesi bir Türk universitesi değil Amerikan Universitesi gibi. Toplum içinde itibarh yere sahip yüksek düzeyde yönetici yetiştirmeyi amaçlıyorlar ve bize belli bir yaşam biçimi sunup bunu benimsememizı istiyorlar. Can Tüzüner Siyaset Bilımi 4. smıf öğrencisi): Bilimsellik geri planda. Bilim adamı değil, yönetici yetiştiriyorlar. Öğretim üyeleri bilgüerini aktarmak isti Üniversitenin tepkisi • İSTANBIJL (AA) Istanbul Universitesi Senatosu ve Yönetim Kurulu'nun toplantısı ardından yapılan açıklamada, Istanbul Üniversitesi'nin eğitim öğretim bütünlüğü ve düzeyi bakımından dünyada ve Türkiye'de saygın bir yere sahip olduğu, parçalanmasının Turkiye ve dünyada akademik ve siyasi çevrelerde büyük yankılara neden olacağı kaydedildi. Alman piyanist 96yaşmdaydı Beethoven uzmanı Kempff öldü Moustaki: Şarkı'nın büyükbabası 57 yaşındaki Georges Moustaki, dün Galatasaray Lisesi'nde gençlerle bir araya geldi. Fransız şarkıcı, "Müzik bir dil. Şarkı müziğin sözle birleşmesi sonucu doğar" diyor. ASLI KAYABAL "Le Meteque", "NathaMa", "Gaspar", Fransız şarkıcı Georges Moustaki'nin 1970'li yıllarda söylediği parçalardı. Bu romantik parçaların dünyasında gezinen Moustaki önceki gün Îstanbul'a geldi. Yol yorgunluğunu üzerinden çabuk atmış görünen 57 yaşındaki sanatçı dün Galatasaray Lisesi'nde gençlerle bir aradaydı. 1 Moustaki Galatasaray Lisesi ndeki hızlı turunda "Yapmak istediğimi hemen yaparım. Yazıyonım, söyltiyorum. Polemikleri seviyorum. Akdeniz coğrafyası içinde şarkılarımla bir senteze vannayı amaclıyorum" dedi. Lisede ders arası ziller çalarken Moustaki ve 6 kişilik orkestrası Galatasaray Lisesi yöneticilerinin konuğu oldu. Yemekhanede genç Galatasarayhlarla bir araya gelen Moustaki daha sonra Tevfik Fikret Konferans Salonu'nun yolunu tuttu. Koridorun girişinde salondan bir gürültu yayılıyordu. Moustaki'nin salona adım atması ile öğrencilerin gürultusu ıshklarla örulu bir uğultuya dönuştu. Fransız şarkıcı bir konser vermek için Îstanbul'a geldiğini belirterek "Sizlerle sohbet etmek için buradayım. Ben de Fransızcayı sizin öğrendiginiz gibi öğrendim. Fransızca bir kultiır dili" dedi. Salonda, yere oturan Moustaki 16 yaşında tanıdığı müziği duygulannı aktardığı bir araç olarak gördüğünü söyledi. Hep yanında taşıdığını söylediği gitarına ise 20 yaşında kavuştuğunu belirtti. Moustaki Galatasaray Lisesinin Beyoğlu binasındaki turundan sonra lisenin Ortaköy'deki binasına doğru giderken kendisi ile 1980'li yıllarda neler yaptığı konusunda konuştuk. Moustaki 1980'li yıllarda dünyayı gezmişti. 80'lerin sonlanna doğru bir plak çıkardığını söyledi. Şarkıcı, "Bunun dısında düşünüyorum, yazıyorum ve yaşıyonım" diyor. Moustaki, yaşadıklarmı yazıyor. Ama bunlan n bir anı olarak algılanmasını istemiyor. Yaşadığı sürece kendisinde "ist" bırakan kişi ve olayları kağıda döküyor. 20 yıl öncesinin gözde sesi Moustaki'den bugunle 1960'lar ve 1970'leri karşılaştırmasını istediğimizde, "196O'Iı yıllarda ütopyalar vardı. tsyankâr duygular, kardeşlik ve düşlerle örtilü yıllardı bunlar. 1980'lerde bir dönemin düşleri gitgide azaldı. Başarı ön plana çıktı. Artık her şey biraz daha karmasık" diyor. Akdeniz'i çılgın bir dünya diye niteleyen Moustaki, bu şaşırtıcı ve zaman zaman absurd coğrafya içinde yazdığı "Nathalia" adlı parçasını, Yunanistan'da tanıdığı Nathalie adında bir kadına doğumgunu armağam olarak sunduğunu söylüyor. Moustaki genellikle aşk şarkıları söylüyor. "Bunlar aynı zamanda nostaljik şarkdar. Romantik, ama hayalci değil. Yaşamı eleştiren şarkılar... Biraz huzun içerseler de 'heyecan' yükliı parçalar" diyor. Moustaki şarkılannda, edebiyattan çok az yararlanıyor. Edith Piaf ın şarkıları ile yetişen Moustaki zikzaklarla çevrüi müzik yaşamına çok genç yaşta girmiş. Her zaman doğaçlama yapan Moustaki için muzik, tanımlanması en güç olgulardan biri. Şarkıcı, "Müzik bir tiir dil. Şarkı müziğin sözle birleşmesi sonucu doğuyor" diyor. Turkiye hakkında çok fazla bilgisi olmadığını söyleyen Moustaki, Türk edebiyatından Nâzun Hikmet ve Yaşar Kemal'i tanıdığını, gelecek sonbahar Montreal'de düzenlenecek bir muzikfestivali için ise Türkiye 1 den Zülfü Livaneli'yi önereceğini aktarıyor. "Ben son dinozorum" diyen Moustaki, 6 temmuz gunu Çeşme Festivali'nde 1991 Yunus Emre yılı nedeniyle bestelediği bir parçasını seslendirecek. Ünlü Frunstz sanatçı Georges Moustaki îstanbul'a geldi 6 İTÜ,yıldönümü kııtladı • İSTANBUL (AA) Istanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluşunun 218. yılı, düzenlenen "ITÜ Gunü" ile kutlandı. tTÜ Maçka Kampusu'nda düzenlenen törende konuşan tTÜ Rektörü Prof. Dr. llhan Kayan, geçen yıllar içinde tTÜ'de pek çok geleneğin oluştuğunu, bu geleneklerin, bugun çağdaşlaşma çabaları içinde gelişip, yoğrulup, süzulerek âdeta damıtılmış bir hale geldiğini söyledi. Wilhelm Kempff, 19. yüzyıl Alman müziği parçaları ile Chopin'in yapıtlannı seslendirmekle tanınmıştı. Bestelediği iki senfonisi, dört operası ve oda müziği yapıtları da bulunan Wilhelm Kempff, bütün bir piyanist kuşağım etkilemişti. Kültür Servisi Ünlü Al 1918 yılında ilk kez Berlın Fiman orkestra şefi ve piyanist larmonı Orkestrası ile çalmıştı. VVilhelm Kempff, dun Italya' Daha sonra Avrupa, Amerika daki evinde öldü. 1950'li yıllar ve Japonya turneleri de gerçekdan bu yana ttalya'nm Napoli leştiren Kempff, 1924'ten 1929 kenti yakınlarındaki Positano^ yılına kadar Stuttgart Müzik da yaşayan KempfPin son on Yüksek Okulu'nun yöneticiliğiyıldır parkinson hastalığına ya ni yapnuş, 19311941 yılları arakalanmış olduğu bildirildi. sında da Postdam'da MarmorTürkiye'de de konserler vermiş palais'teki yaz piyano okulunda ders vermişti. olan Kempff, 95 yaşındaydı. Bestelediği iki senfonisi, dört 1895 yılında Almanya'nın Jü operası ve oda müziği yapıtları terborg kentinde dünyaya gelen da bulunan VVilhelm Kempff, Wilhelm Kempff, seçkin kilise romantik ve klasik yapıtlara gemüzikçileri yetiştirmiş bir aile tirdiği yorumlarla bütün bir piden geliyordu. Piyano çalmayı yanist kuşağını dennden etkilebabasından öğrenen Kempff, mişti. Ünlü Alman piyanist, dokuz yaşında Berlın Müzik başta Ludwig van BeethovenYüksek Okulu'na girerek piya ın sonatları olmak uzere no ve kompozisyon dersleri al 19.yüzyıl Alman müziği parçamaya başlamış, daha sonra fel ları ile Chopin'in yapıtlannı sefe ve müzik tarihi öğrenimi seslendirmekle tanınmıştı. Içten görmüştü. ve incelikli çahşıyla unlü olan 1916 yılında Berlın Katedral Wilhelm Kempff, 1951 yılında Korosu ile piyanist olarak tur otobiyografisini de yayımneye çıkan Wılhelm Kempff, larmştı. f 1 milyon şeker hastası • tstanbul Haber Servisi Türkiye'de bir milyonun uzerinde şeker hastası (diabetik) olduğu ve hastahğın kalıtım ve çevresel etkenlerle oluştuğu bildirildi. Çeşitli illerdeki fakültelerden öğretim uyeleri ve bilimadamlarının katıldığı toplantıda şeker hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Üstun Korugan, besinleri kana karışıp kan şekerini yükseltme hızlanna göre sınıflandırarak diyet listesinin buna göre yapılması ve hastalara uygulanması gerektiğini söyledi. Idil Biret'in hocasıydı Dünya Savaşı'ndan sonra ülkemize sık sık gelen ünlü Wühelm Kempff, bu yuzyıhn birçok müzısyenden biriydi. en önemli piyanistlerinden Ama onun Türkıye'ye bu biriydi. Özellikle Beethoven kadar sık gelmesınin en yorumlanyla isim yapmıştı. önemli nedenı mutlaka ki, Sanatçı aynı zamanda, II. piyanist tdil Biret'in hocası olmasıydı. Sanatçının, tdil Biret'le sanınm 7 yaşındayken birlikte Mozart'ın İki Piyano Konçertosunu çalması, Biret'e ne kadar büyük önem verdvğini göstermişti. Ankara ve îstanbul'da orkestra konserlerinin yanı sıra sayısız resitaller de veren Kempff, ulkemizdeki konservatuvarlan da ziyaret edıp öğrencilerı dinlemıştı. Dolayısıyla Kempff'ın Türkiye'ye ve Türklere özel bir ilgisi olduğunu biliyoruz. Kempff, geçen yuzyılın piyanıstlık geleneğıni KEMPFF Mozart'ın iki pi yüîyılımızda da yaşatmış yano konçertosunu Biret'le bir buyuk muzısyenlerden biriydi. likte seslendirdi. FİLİZ ALt GEORGES MOUSTAKİ 6 temmuzda Çeşme Festivali'nde Yunus Emre yüı nedeniyle bestelediği bir parçasmı seslendirecek. (Fotoğraf: tbrahim Günel) Yugoslavyada medya savaşı 'Ulusal' olarak adlandırılabilecek bir basmyayın kuruluşuna sahip olmayan Yugoslavya'da, her cumhuriyetin medyası, olayları kendilerine uygun olarak aktarıyor. SİNAN GÖKÇEN BELGRAD Yugoslavya'da bir savaş yaşanıyor. Bu savaş, silahlann konuştuğu, tankların gürlediği bir savaş değil. Bu savaş, 'medyalararası' bir savaş. Haberleri etnik ve siyasi tercihler temelinde aktaran basınyayın organlarının buyük kısmının, ulkenin yaşadığı krizin ürmanmasında büyük sorumluluk sahibi olduğu ifade ediliyor. Yugoslavya'yı oluşturan altı cumhuriyetin her birinin kendi gazete, radyo ve televizyon kuruluşu var. 'Uiusal' olarak adlandırılabilecek bir basınyayın kuruluşuna sahip olmayan Yugoslavya'da her cumhuriyetin medyası, olayları kendi cumhuriyetlerinin görüşlerine uygun olarak aktarıyor. Sonuçta, aynı olay, örneğin Sırplarla Hırvatlar arasındaki bir çatışma, Hırvat televızyonunda ve basımında *ak' olarak nitelenirken, Sırp basınyayın organlarınca 'kara' olarak tanımlanabiliyor. JUTEL, bu handikapı, haberde hangi nedenle olursa olsun manipülasyonu yıkmak için oluşturmuş. Sırbistan Cumhuriyeti'nin izin vermemesi üzerine, Belgrad yerine Saraybosna'da merkezlenen bağımsız JUTEL televizyonu, 'ulusal televizyon' olma çabasında. JUTEL, herhangi bir gelişmeyi tüm taraflann göruşlerini alarak aktarıyor. Fakat çeşitli cumhuriyetler JUTEL'in yayınını engelliyor. örneğin Sırbistan Cumhuriyeti, JUTEL'e bir saatlik yayın hakkı tanımış bulunuyor. Ancak bu cumhuriyetin JUTEL'e verdiği yayın saati sabaha karşı 2.00'de başlıyor. Hırvatistan ise JUTEL'e hiçbir şekilde izin vermiyor. İÜN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear