18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
}ll MAYIS 19 KÜLTÜRSANAT CUMHURÎYET/7 SİNEMA Öykü ve oyün yazarı Haldun Taner'i beşyıl önce yitirmiştik Cannes'a Afrika çıkartması • CANNES (Cumhuriyet) 9 mayısta başlayan 44. Uluslararası Cannes Film Festivali'nde ilk filmlerini yapan 4 Afrikah yönetmetıin yapıtlarının sunulacak olması, Fransız basını tarafından büyük bir kültür olayı olarak değerlendirüdi. Malili Adama Drabo'nun 'Yangın', Kamerunlu Bassek Ba Kubhio'nun 'Cantonlu Usta', Burkina Fasolu Pierre Yameogu'nun 'Her Şey tyi' ve yine Burkina Fasolu Driss Toure'nin 'Gelenek' adh filmleri festivalde gösterilecek. 'Le Mondtf gazetesi, olayı 'bir kıtamn Cannes'a gelişi' olarak niteledi. Nouvel Observateur, 'Afrika sinemasının bahan' başhğını kullanırken, 'Liberation' da Afrika'da film yapımının güçlüklerini vurgulayarak Mali, Kamerun ve Burkina Fasolu yönetmenlerin 'canlılığını' övgüye değer buldu. Dört Afrikalı yönetmen pazartesi günü Cannes'da bir basm toplantısı düzenleyecek. Bu arada, şenliğin açılış filmi "Cinayet Masası"nın yönetmeni David Mamet ve filmin oyuncularmdan Rebecca Pidgeon (fotoğrafta) da Cannes'dalar. lki sanatçı, festival merkezinde "Cinayet Masası"nı tanıtmak amacıyla bir basm toplantısınada katıldı. Gerçekliği toplumsal olduğu kadar bireysel boyutuyla da irdeleyen ve betimleyen Haldun Taner, bu bileşimi kişiliğinde gerçekleştirebilmiş, öykülerine de yansltabilmiş pek az sanatçıdan biridir. Lakırdı keşfedileli beri İNCE ALAY VE İNSAN SEVGİSİ Haldun Taner, eleştirdigi insanların karşıstna hiçbir zaman bir "yargıç" olarak çıkmaz. Onlan küçümsemez de. Ince alayının temelinde, kendi deyişiyle "insan sevgisi" yatar. Alayla da olsa uyarmak, insanlan sarsmak yetkisini bu sevgiden alır. (Fotograf: An» Güler) kisini bu sevgiden alır. Taner yalnız başkalanna değil, kendine de zaman zamanbu kez özeleştiriden kaynaklanano ince alayıyla yaklaşır. Son kitabma adını veren 'Yahda Sabah öyküsünde Mühürdar'da, UçüncU katta oturan, martılara, denize, doğaya yüksekten, 'tepeden' bakan anlatıcı, bilgisi ve olaylara bakışta da belli bir mesafe gerektiren 'gözlem gttcü' nedeniyle kendisini 'kehanete' vardığım sanan bir 'ukala' olarak niteler. Kendisi o birinci katlarda yaşanan günlük gerçeklerden uzaktır. Doğadan ve doğalhğın birlikte getirdiği saflıktan da. Sanatçı ve kUltür adamı olarak öykünün sonunda şöyle bir soru sorar kendine: Acaba bir doğa parçası olarak yaşayabilmek, ama aynı zamanda yaşam üzerine düşünmek, yaşamı sanata dönüştürebilmek olanaklı mıdır? Bunun yanıtını son öykülerinden biri olan 'Yaprak Ne Kadar YeşU'de verir. löazar ve bahar • Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası etkinlikleri kapsamında 'YazarBahar' başlığı altında düzenlenen edebiyat söyleşileri bugün başhyor. Sendikanın Kabataş, Setüstü 63 numaradaki yeni merkezinde yapılacak ilk söyleşide Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı, gazetemiz yazarı Oktay Akbal ile PEN Kulübü Başkanı Şükran Kurdakul saat 15.00 ile 17.00 arasında konuşacaklar ve kitaplarını imzalayacaklar. Haziran sonuna dek her cumartesi aynı yerde yinelenecek olan söyleşilerin diğer konuşmacıları arasında Recep Bilginer, Hasan Kıyaîet, Aydın Boysan, Aziz Nesin, Zülfü Livaneli, Melisa Gürpınar ve Behzat Ay bulunuyor. OPERA "Kerem" bugün sahnede • Kültür Servisi îstanbul Devlet Opera ve Balesi bugün bir "Aşk Masalı"nı sahneye getiriyor. Ahmed Adnan Saygun'un "Kerem" opeTası saat 15.30'da Îstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Aydm Gün'ün sahneye koyduğu yapıtta Erol Uras ve Ruhsar Öcal başrolleri paylaşıyorlar. Orkestrayı Fedor Guluşenko'nun Serdar Yalçın'la dönüşümlü olarak yönettiği "Kerem" operasınm dekoru Acar«Başkut, Kostümü Şanda Zıpçı'nın imzasını taşıyor. ŞÂR SAYIN Haldun Taner, 'Bir iletisim ihtiyacını karşüadıgı için' öykü yazdığını söyler. Taner'e gÖTe insanoğlu konuşmaya başladığı, kendi deyişiyle 'lakırdıyı keşfetügi" günden beri 'bir şeyleri birilerine' anlatma gereksinimini duymuş, onun için de yazmaya başlamıştır. Gene Taner'e göre öykücünün anlattığı şeyler 'tanık olduğu bir olay', 'içine biraz da kendi hayal gücünii koydugu bir gerçek' olabilir. Ama bir 'düş'ü, bir 'korku'yu, bir 'bunalımı' da anlatabilir öykücü. Taner'in sözünü ettiği bu iç ve dış gerçeklik onun öykülerinin de çıkış noktasmı oluşturmakta. Ama gene de Taner'i başka öykücülerden ayıran, okunduğunda 'bu H.Taner'in öyküsü' dedirten özellikler var. H.Taner'in 1949'da yazdığı 'Yaşasın Demokrasi' adh öyküde, Demokrat Parti ile Halk Partisi'nin seçimi kazanmak için uyguladıklan yöntemler anlatılır. öyküde halk şairi Âşık Mehmet'in etkileyici beste ve güftelerle partisine oy kazandırması, karşı tarafın oylarını da toplamak için gösterdiği çaba, okurda bu özverüi, 'tatlı sesli âşığa' karşı büyük sempati uyandmr; okur, bir fikre inanmanın, bağlanmanm ve onun için savaşmanın eninde sonunda nasıl etkin olabileceğini görmenin mutluluğunu yaşar. Okur tam bu yüce duygularla özdeşleşmiştir ki öykü hiç beklenmedik bir biçimde biter. Âşık ozanın halkı coşturan ezgilerinin ısmarlama olduğu anlaşıhr. Bunu öğrenen diğer partiden bu kez susması için para alan ozan, eski partisinin halkı coşturması için yeniden yük lü bir ücret önermesi üzerin' 'BoğaziçPnde Bahar ? • Kültür Servisi Turing Oda Müziği Konserleri çerçevesinde 'Boğaziçi'nde Bahar' dizisinin ilk konseri bugün saat 15.00'te Emirgan Parkı Beyaz Köşk'te gerçekleştirilecek. Kemanda Şafak Mula, viyolonselde Suzan Altmer ve piyanoda Seher Tannyar'dan oluşan üçlü, Mozart, Beethoven ve Mendelssohn'un yapıtlarını seslendirecek. YARIŞMA Eczacı Odaları yanşması • Kültür Servisi Îstanbul, Izmir, Bursa, Eskişehir, Antalya, Trabzon ve Sakarya Eczacı Odalan'nuı ortaklaşa düzenlemesiyle 1012 mayıs tarihleri arasında Istanbul'da gerçekleştirilen IV. Türkiye Eczacıhk Kongresi kapsamında düzenlenen çeşitli etkinlikler arasında yer alan ve seçici kurulunu Beral Madra, Yazgülü Aldoğan, Vildan Yalçm, Ecz. Gülgünç Çetinkaya, Şükriye Ülkü, Zafüre Solmaz ve özcan Artürk'ün oluşturduğu resim yarışmasmda 1. 2. ve 3. sınıflar arasında birinciliği Canan Kılıç, ikinciliği Ayşegül Tercan, üçüncülüğü Ash Akcan kazandı. 4. ve 5. sınıflar arasında ise birinciliği Eser Hafız tsmailoğlu, ikinciliği Serkan Uymak ve üçüncülüğü Çetin Aktaş kazandı. Seçici kurulunu Tan Oral, Doğan Ekşioğlu, Ercan Akyol, Ohannes Şaşkal ve Ecz. Erki Saygın'm oluşturduğu karikatür yanşmasmda ise birinciliğe Aşkın Ayrancıoğlu, ikinciliğe Muhammet Şengöz, üçüncülüğe Necmi Rıza Ayca değer görüldü. Kısa film dalında ise birincilik ödülünü Tütü Gökhan Tatarer kazandı. kendisini bir açıkarttırma ortamında hisseder, tek parti için çalışmanın budalalığının fârkına vanr ve her iki tarafı da 'yolmak' için yöntemler arar. Bundan sonraki seçimde her iki partiye de satmak umuduyla partilerin 'umde'lerine uygun, dörder 'şarkı düzmeye' karar verir. öyküyü uzun süre büyük bir rahathk içinde izleyen okur, olaylann beklenmedik biçimde gelişmesi karşısmda şaşırır ve güler, ama ayru zamanda bir tür tedirginlik hisseder kendinde. Haldun Taner, epik tiyatroda uyguladığı yabancılaştırma yöntemini sanki öykülerinde de uyguluyor ve böylece bizleri illüzyonlardan (yanılsamalardan) anndırmak istiyor gibidir. Nasıl arındırdığmı ise öykülerin, 1 okurların üzerinde bıraktığı et kiye ve etkinin çeşitli düzlemlerine eğildiğimizde gözlemleyebiliyoruz. H.Taner'in öykülerini okuyan okur, orada betimlenen gerçekliği Uk başta hiç yadırgamaz, tanış olduğu için hatta çok kez özdeşleşir onunla. Ancak bu aşamada okurun algıladığı, öykünün görünüşte gerçeklikle örtüşen birinci düzlemidir. öykü ilerledikçe, yazarın ince alayıyla gerçekliğin iç yüzüne ışık tutmasıyla, gerçek gibi gördüğü her şeyin bir yanılsama olduğunun farkına vanr. Güldüğü kişinin ya da kurumun ardında olmaması gereken bir tutumun, bir dengesizliğin ya da kendisini 'filim' sayacak boyutlara ulaşmış bir cehaletin varlığını sezinler. Bu nedenle de ilk aşamada algıladığı gerçekliğe yabancılaşır, yanılsamalardan uzaklaşıp olaylara başka gözle bakmaya başlar. Taner, aldatıcı görünümlere mesafe kazandırmak ve böylece olaylan gerçek yüzleriyle görebilmemizi sağlamak ister. Bunun için de kültürün en etkin silahlarından biri olan 'ironi'yi kullanır. Çok kez ince bir alayla, zaman zaman da 'balyoz'la toplumdaki çarpıklıklara, dengesizliklere eleştiriyle yaklaşır, sorumlulan uyanr. Taner'in ince alayının altında bir ahlakçılık, toplumun daha iyi, daha güçlü, daha uygar olmasını isteyen etik bir anlayış yatar. Ama hiçbir zaman bir 'yargıç' olarak çıkmaz eleştirdigi insanların karşısma. Onlan küçümsemez de. İnce alayının temelinde gene kendi deyişiyle 'insan sevgisi" yatar. Alayla da olsa uyarmak, insanlan sarsmak yet öyküde, Çamlıca sırtlannda Küplüce'ye doğru yürüyen anlatıcı, Batı ve Doğu kültürüyle yoğrulmuş belleği nedeniyle nasıl durmadan alıntılarla konuştuğunu, doğayı ise doğrudan doğruya yaşayıp duyumsayacağı yerde nasıl ikinci elden, bir ressamın tablosuna benzeterek yaşadığım kendisine yönelttiği, ince bir alayla dile getirir. 'Çagnmsız, yonımlamasız bir algüama'yı özleyen anlatıcı, kısa bir süre de olsa bir doğa parçası gibi yaşamamn 'bilrnek'ten daha Ustün olabileceğini düşünür. Gözlem peşinde koşmaya, okumaya, okuryazarlann o zamanlar sık sık buluştuklan Pelit kahvesine gitmeye 'tövbe' eder. Ama çok sürmez tövbesini bozar.'yine kitaplanna, yine notlara, karalamalara' döner. Yasamsanat ya da yaşamkültur çelişkisi Taner'in özellikle son öykülerinde irdelenen bir konudur. Taner'in özlemi ise bu çelişkiye aşabilmek, yaşamla bilme'yi bütünleştirebilmekür. Bunun,'hiç de küçümsenemeyecek bir bileşim' olduğunu söyler Taner. Gerçekliği toplumsal olduğu kadar bireysel boyutuyla da irdeleyen ve betimleyen Haldun Uaner, bu bileşimi kişiliğinde gerçekleştirebilmiş ve öykülerine de yansıtabilmiş pek az sanatçıdan biridir. Lrlanda'da sanat soygunu • DUBLIN (AP) trlandah ressamlar Jack B. Yeats ve Paul HenryHa» birer tablosu geçen günlerde Dublin'de iki ayrı sergi salonundan çalındı. Polis yetkilileri iki tablonun da aynı hırsız tarafından çalınmış olabileceği olasıhğı üzerinde duruyor. Paul Henry'nin çarşamba günü Oriel Galerisi'nden çalınan tablosunun değeri yaklaşık 15 bin dolar. Bir sonraki gün çalınan Jack R Yeats'in tablosunun ise 75 bin dolar değerinde olduğu açıklandı. Rudolf Serkin öldti • GULLFORD (AA) 5 .7 yaşındayken 'Harika çocuk'« olarak keşfedilen daha sonra dünyamn en ünlü piyanistlerinden biri olan Rudolph Serkin 88 yaşında öldü. Ünlü piyanistin kızı Elizabeth Serkin yaptığı açıklamada, 1939 yılından bu yana ABD'de yaşamakta olan babasırun, tedavi gördüğü bir huzur evinde önceki gün öldüğünü söyledi. ANAYASA f o r u mU GİRİŞ K S E R B E S T T İ R 13 MAYIS 1991 PAZARTESİ 10.00 1 2 3 0 ULUSLARARASI ANAYASA HUKUKU Afl} KAYA ERDEM, TBMM Bafkam Yönetim SEMİH GÜNVER, Em Buyükelçı Yazar BiUiri Prof. Dr BAKIR ÇAÖLAR, (1V) 14 MAYIS 1991 SALI 10.00 1230 Açıj Yönetim BUdiri Yorumlar TEMEL HAK VE OZGURLÜKLER KEMAL AK.KAYA Devlet Bakanı, Hukumeı Sozcusu SEYFİ OKTAY, SHP Parti Meclısı Uyesı Doç Dr FAZIL SAĞLAM BÜLENT AKARCAL1, TurkıyeAT Karma Parlamento Komıs Eşbaşkanı Doç Dr KÜRŞATBUMIN, (E U) Prof Dr ÜSTÜN E R G C D E R ABV) Doç Dr İBRAHtM KABOĞLU, (IH V) Prof. Dr ALt YAŞAR SAR1BAY, (V V) Yonımlar AYHAN R SAKALUOĞLU. ANAP Mv TBMM İnsan Haklan Inceleme Kom Vy İSMAİL CEM, SHP Mılletvekıh HÜSAMETTtN CtNDORliK, DYP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. FEYYAZ GOLCÜKLÜ, (A U) Doç Dr. ASLAN GÜNDÜZ, (M U) (rençlik günleri sürüyor • Kültür Servisi Şehir Tiyatroları'nın Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlediği 'Gençlik Günleri' sürüyor. Bugün 12.00'de Fellini'nih 'Roma' filmi izlenebilir. 15.00'te Tayfun Gültekin yönetiminde kurulan Evrensel Sanatlar Orkestra ve Korosu'nun konseri yer alıyor. Konserin ilk bölümünde dünya müzikleri tanıtıhrken ikinci bölüm 'Yeni Müzik' başhğı altında gerçekleştiriliyor. Isa Çelik'in dia gösterisi 17.30'da, Gözlem Gençlik Tiyatrosu'nun sergileyeceği Orhan Asena'run ' ö £ adh oyunu 19.00'da yine ücretsiz olarak izlenebilecek. 15 MAYIS 1991 ÇARŞAMBA 10.00 1230 ANAYASA VE EKONOMİK DUZEN Afij tBRAHİM ÖZDEMtR, Devlet Bakan, Yometim ÜÜNGÖR URAS, Yazar • Ekonomısl 1. BUdiri Prof Dr TURGUT TAN 2. BihUH Prof. Dr VURAL SAVAŞ, Anayasa Mahkemesı Eskı Uyesı Yorumlar Pıof Dr EMREGÖNENSAY,(8 U) Doç Dr TÜLAYARIN,(/«/J MEHMET ALTAN, GazetecıYazar MÜNİR CEYLAN, Petrollş Snd Gn Bjk OSMAN KAVALA, 1} Adamı 16 MAYIS 1991 PERŞEMBE 10.00 1230 ANAYASAL SISTEMLER Hfif OLTAN SUNGURLU, Adalet Bakanı YSntlim GÜNERİCIVAOGLU Gazetea • Yazar BiUiri Doç Dr SÜHEYL BATUM, (1 U) Yorumlar Prof Dr ORHAN ALDIKAÇTI, (/ U) Prof Dr OYA ARASLI, (A V) Prof Dr ERGUN ÖZBUDUN, (A U) COŞKUN KİRCA. Em Buyükelçı, Yazar TAHA AKYOL, Gazetea Yazar 18 MAYIS 1991 CUMARTESİ 10.0013.00 YARGIERKI Ybnetim AHMET COŞAR, Yargttay Eskı Başkam Bildiri Doç Dr YILMAZ ALİEFENDİOÖLU, Vyusmazhk Mahkemesı Baskanı Yorumlar TURGUT KAZAN, hıanbul Barosu Bsk Prof Dr ZAFER ÜSKÜL, (Anadolu U) Doç Dr BÜLENT TANÖR, (1 U ) Dr. ADÎL ÖZKOL, Gazelecı • Yazar 14.00 • 18.00 GENEL DEĞERLENDIRME îstanbul Şubesı Genel Sekretert Yorumlar Pjof Dr MÜKERREMTAŞÇIOĞLU, ANAP Mılletvekıh, Tunzm Eskı Bakanı Yönetim FİKRET TOKSÖZ, Mulhyelıler Bırlığı S = 17 MAYIS 1991 CUMA 10.001230 A& MERKEZİVEYERELtKTIDARLAR Prof Dr NURETTİN SÖZEN. tsıanbul Buyukşehır Beledıye Bajkanı Yönetim TARHAN ERDEM, Sanayı ve Teknolojı Eskı Bakanı BiUiri NECDET UÖUR, Mıllı Eğıtım Eski Bakanı Yorumlar Prof Dr. RUŞEN KELEŞ, (A U) RECEPYAZICIOĞLU, Aydın Valısı SAMt GÖKDENtZ, Bahkesır BU Bsk SELAHADDıN YILDIR1M, 1ULA (Uluslararasi Betedtyeler Bırlığı) Gen Skr BtR BAŞKA YAPITTAN YOLA ÇIKINCA Başka bir yapıttan yola çıkan sanatçı ne kadar özgür ya da özgündür? (Soldan saga) Haluk Gedik, lsmet Dogan, Arzu Başaran ve Fuat Acaroglu, Urart Sanat Galerisi'ndeki sergide bir bakuna bu sorunun yanıtlannı da arıyorlar. (Fotograf: Ugur Günyttz) Goya'nın Maya'sına yeni maya Fuat Acaroğlu, Arzu Başaran, İsmet Doğan ve Haluk Gedik, İspanyol ressam Goya'nın Alba Düşesi'ni konu alan "Maya" tablosundan yola çıktılar. Dört sanatçmın değişik yorumlar taşıdıkları sergi, ay sonuna kadar açık. LALE FİLOĞLU Bir başka yapıttan yola çıkan sanatçı ne kadar özgür ve özgündür? Ressamın, heykeltıraşın bir başka resmi ya daheykeli kendi yapıtına aktarması ne ölçüde gerçekleşirse taklit olmaktan çıkabilir?. Bu sorular şu günlerde Urart Sanat Galerisi'nde yer alan serginin çıkış noktasını oluşturdu. Bir başka deyişle Ispanyol ressamı Goya'nın Alba Düşesi'ni resmettiği "Maya" tablosu, ayrı kulvarlarda koşan dört ressamı bir araya getirdi: Fuat Acaroglu, Arzu Başaran, İsmet Dogan ve Haluk Gedik. "Maya" adh serginin "fikir anahgı"nı ise Urart'ın yöneticisi Sevil Gökpınar yaptı. "Aktarım her zaman yapılabilir. Ama yapılırsa altı çizilerek yapılsın. Bire bir taklit olaylannı gordügümde çıldırıyorum" diyen Gokpınar, ayrı üsluplara sahip gençİerin bilinçli olarak bir araya getirildiğini de vurguluyor. Bir süre önce "Tek Adam Tek Resim" sergisinde cinsellik ve alt kültür gibi kavTamları irdeleyen Fuat Acaroğlu, Urart Sanat Galerisi'nde oluşturduğu enstalasyon ve dizi resimlerle "tepilen ya da tapılan kadın" düşüncesini somutlaştınyor. "İkilem orta Urart Sanat GalerisVndeki sergi, dört sanatçıyı bir araya getirdi ERTUĞRULGUNAY, SHP Gen SkrYrd HÜSAMETTtN CİNDORUK, DYP Gen Bsk Yrd SELÇUKSÖNMEZ,' DSP Genel Sekreteri ŞEVKETKAZAN, RP Genel Bsk Adalet Eskı Bakanı MÛLKIYEULER BIRLIÖI ISTANBUt C1'RESI ÎSTANBUL MÛLKIYEULER VAKFI IBRAHİM AKSOY, HEP Mılletvehlı ATfLLA COŞKUN, SBPlstanbul 11 Bsk Yrd, İTÜ MAÇKA KAMPÜSÜ, (ESKİ MADEN FAKÜLTESİ), MAÇKAİSTANBUL Yaşamsal nedcnlerden, Kuçükçekmece denız kenanr\dakı hisseli arsamı, clektronik aygrtlaıımı satıyorum. Arda Sokak No: 17 Daire: 3 HaznedarBahçelievler Orduevi giriş kartımı kaybettim, geçersizdir. TYS'DE YAZARBAHAR Edebiyat Söyleşileri OKTAY AKBAL TYS Başkanı FERDAĞ AKDAĞ ŞÜKRAN KURDAKUL PEN Kulübü Başkanı Bugün, saat 15.0017.00 TYS Merkezi, Kabataş, Setüstü No: 63 MEHMET ALt KA YABAL 00374 nolu basın şeref kartımı kaybettim. Geçersizdir. İsmet Doğan ise sergide "Maya" fotoğrafını akvaryumda camların arasında sunuyor. Bu fotograf sergi boyunca suyun etkisiyle yavaş yavaş yıpranıp yok olacak. Maya'yı konu alan bir film projesinden maddi nedenlerle son anda vazgeçmek zodan kalktıgında ölüm başhyor" diyen Aca runda kalan Haluk Gedik ise plastik korroğlu, sergide cinsel ve dinsel özellikleri bir don ve ışıklarla, kadın ve erkek siluetlerini araya getiriyor. Sanatçı, geniş bir yelpaze belli belirsiz sunuyor. de kadını ele alıyor. Söyledikleri şunlar: "Toplumsal diizenin erkek egemen yaSimge tablo "Mona Lisa" ya da bir Vepının kadını / mekanik ayıbın kadını / din nüs heykeli gUnümüzde sanatçılara sık sık sömürüsünün tutsak ettigi kadın / tabular konu olduğu gibi reklamlara kadar girdi. ve çarpıtılmış moral degerlerinin ürettigi Bir bakıma "plastikleştirildi" klişe oldu. kadın / Kültürel kirlilik tanrısına kurban Sanatçılar "Maya" tablosundan yola çıkaredilen kadın. / Bir yanda cinsel tıkanıklık ken Goya'nın bu yapıtının fazlasıyla popütanrısı, sag yanda alt kUltür şehvet tanrısı lerleşmesine neden olmayacaklar mı? nın yönlendirip sağdığı kadın / Ama yine Sorumuzu ilk olarak Arzu Başaran yade hep mabedimizde, tapınmaya durdugu nıthyor: "Böyle bir resmin secUmesinin nemuz kıblemizdeki kadın / Adına adaklar denlerinden biri de heniiz çok tüketilmemiş yaktıgımız kendi mayamız". olmasından kaynaklanıyordu. Ben kendi SEÇKİ YAYINClLIK'tan Arzu Başaran ise bu sergisinde ilk kez bir adıma 'Maya'yı tttketmeyi düşiinmedim. "resimheykeli"yle çıkıyor izleyici karşısı Amaç popülerleştirmek olsaydı Goya'nın GÜLHANE ETKİNLİKLERİ na. Başaran, bir çeşit rölyef olan bu çalış bu resmini degil hemen herkesin bildiği bir 15.05.1991 cumartesi masında Maya'nın uzandığı dantelin yeri resmi alırdık. Böyle bir sonuç doğuracagıS. 14 ne naylonu, vücudun yerine köpüğü kulla nı sanmıyorum." nıyor: "Estetik, ruh güzelligi bu sistemin MEHDİ ZANA Sergide "kitsch" estetiğini kullanan İsiçinde o kadar tiıketildi ki! Ayrıca vücut yttzden daha çabuk harcanan bir şey gibi met Doğan ise sanat eserinin tapınılan bir BEKLE geliyor bana. Bu yiizden çahşmamda röl nesne haline gelmesine karşı çıktığını belirDİYARBAKIR yefi seçtim. Günümüzde insan hep gunde tiyor ve "Müzeye gittigimde görevlilerin likte ve. kadın da öyle. Goya, o donemde karşı gelmesine rağmen heykele dokunuKİTABI resmini yaptıgı kadını korumaya çalışmış. rum. Çikışımızın başka nedenleri de var. Ama yaptıgım bir bakıma mttze korumaBiz bugün hiçbir şeyi hiçbir şekilde koru• İMZA GÜNÜ • cılığına. zincirlere bir tepkidir" diyor. yamıyonız." • Nazlı Eray okuyor Kadın Eserleri Kütüphanesi'ndeki Okuma Günü'nün konuğu Nazh Eray. Eray 15.00'te 'Yoldan Geçen öyküler'i okuyacak. Aynı yerde 18.00'de de Fatoş Uniter, Şehver Beşiroğlu, Esra Sarı, Berna Sarı ve Asuman Ashm'dan oluşan Lale Topluluğu bir Türk sanat müziği konseri veriyor. (523 74 08 • Erkin Koray konseri Boğaziçi Festivali kapsamında saat 16.00'dan itibaren Erkin Koray ve grubu Açıkhava Tiyatrosu'nda bir konser verecek. (140 77 20) UGUN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear