18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 26 MART 1991 40F-4E jeti geliyor • ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) — ABD'nin "Güney Kanat Yasası" kapsamında Türkiye'ye 40 adet F-4E tipi savaş uçağı transfer edeceği bildirildi. ABD Büyükelçiliği'nden konu ile ilgili olarak dun yapılan açıklamada, uçaklardan dördünün pazartesi günu Eskişehir Havaalanı'na teslim edileceği belinildi. Açıklamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD Başkanı George Bush ile hafta sonunda yaptığı görüşmenin hemen sonrasına rastlaması dikkat çekti. Bu son transferlerin, 1991 yıh için Türkiye'ye verilecek 500 milyon dolar tutanndaki askeri yardım ile geçen günlerde buna ek olarak verilmesi kararlaştınlan 82 milyon doların dışında yeni bir yardım paketi olduğu kaydedildi. Buna ilaveten Türkiye'nin Körfez krizi zararlarını karşdamak uzere hazırlanan 200 milyon dolarlık bir yardım paketinın de Kongre'de halen değerlendirilmekte olduğu hatırlatıldı. Mali'de ölü sayısı 150 • Dış Haberler Servisi — Bir Batı Afrika ülkesi olan Mali'de cuma günü başlayan ve Devlet Başkanı Musa Traore'nin istifasını talep eden protesto gösterilerine guvenlik kuvvetlerinin ateş açması sonucu çıkan olaylarda 150 kişinin öldüğü, yaklaşık bin kişinin de yaralandığı bildirildi. Devlet başkanının istifasını, anayasanın iptalini, çok partili rejime geçiş ve demokratik reformlar için bir ulusal konferansın toplanmasını isteyen demokratik muhalefet liderleri sendikaların dünden itibaren ulkede başlattıkları genel grevi desteklediklerini açıkladılar. Andreotti-Bush göröşmesi • WASHINGTON (AP) — ABD Başkanı George Bush, Beyaz Saray'da Italya Başbakanı Guilio Andreotti ile görüştü. Göruşmede Başkan Bush'un ttalya Başbakanı'na ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Ortadoğu temaslan hakkında bilgi verdiği öğrenildi. Beyaz Saray sozcüsü Marlin Fitzvvater, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada Andreotti'nin önde gelen bir Avrupa lideri olduğunu, bu nedenle de Avrupalılann Ortadoğu'ya karşı yaklaşımlannı kendisinden oğrenmeye önem verdiklerini belirtti. 'Türkiye ve KıbnsATye ahnırsa bazı sorunlar çözükbilir" diyen Özal, 'stmtejik işbirliği'ne açıklık getirdi: Ortadoğu'da Vatuştmcı9 rolCumhurbaşkanı Turgut Özal, Camp David zirvesinde Bush'a önerdiği 'stratejik işbirliği' kavramına açıklık getirdi. Özal, Türkiye'nin bölgede barışın sağlanmasmda 'yatıştırıcı rol' oynamak istediğini söyledi. Özal, Kuzey Carolina Üniversitesi'nde verdiği konferansta, "Türkiye ve Kıbrıs birlikte AT'ye kabul edilirse, belki bazı sorunlar kolaylıkla çözülebilir" şeklinde konuştu. UFUK GÜLDEMİR ŞEBNEM ATİYAS DAN QUAYLE İLE ÖGLE YEMEGI — ABD Başkan Yardımcısı Dan Qua>le önceki gün Cum- hurbaşkanı Turgut Özal onnruna VVashington'da bir ogle yemeği verdi. Yemege, Semra Özal ve Dan Quayle'nin eşi Marliyn Quayle de katıldı. (Fotoğraf: AP) WASHINGTON/DURHAM — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye ile ABD'nin yapacagı stratejik işbirliğinin, ilişkilerde yeni bir "çag" başlatacağmı söy- ledi ve Türkiye'nin bölgede "ya- tıştıncı rol" oynamak istediğini açıkladı. Özal, Kıbrıs sorununa değinirken de "Tiirkiye ve Kıb- ns ATye kabul edilirse belki ba- zı sorunlar kolaylıkla çö- zülebilir" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal onceki gece yaptığı basın top- lantısından sonra ABD Savun- ma Bakan eski yardımcısı Ric- hard Perle'in onayak olduğu bir yemeğe katılarak bir konuşma vaptı. Cumhurbaşkanı Özal'ı bu >emekte, Amerika'nın en önde gelen Islam tarıhalerinden Emeritus Profesor Bernard Le- wis, ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, Temsilciler Mec- lisi uyesi Stephen Solarz ve Ric- hard Perle takdim etti. Özal'ın konuştuğu kursunün arkasına konulmuş koltuklarda oturan bu kişiler, cumhurbaşkanının konuşması sırasında zaman za- man tum konuklar ile birlikte ayağa kalkarak dakikalarca Özal'ı alkışladı. Tarihci Levvis, Özal'ı takdim ederken şoyle konuştu: "Son aylarda yaşananlar ki- min analiz yeteneğinin iyi, ki- min kötii olduğunu ortaya çı- kardı. Özal bu testi geçenler arasında. Geçen >az Ankara'da yaptığımız sohbetten hatırlıyo- rum, savaşın çıkacağı. suresi ve can kayıplan konusunda şaşır- tıcı bir doğnılukla yaptığımız tum tahminler çıktı. Bu uzak gonişlüliık ve bilgdik çok nadir- dir." Temsilciler Meclisi üyesi Solarz ise Özal'ı takdim konuş- masında, cumhurbaşkanının Körfez polıtikalannı överken "Kendi bürokrasisi içindeki un- surlar dahi Özal'ın bu politika- larına bağlı degildi" dedi. ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, konuşmasma "Dünyanın en ön- de gelen liderlerinden birisi için buradayız" diye başladı. Özal'- ın Başkan Bush'un sadece dos- tu ve muttefiki olmadığını, ay- nı zamanda "sırdaşı" olduğunu da kaydeden Cheney, Özal'ın politikalannın Saddam Huse- yin'in saldırganhğımn püskür- tulmesinde onemli rol oynadığı- nı soyledi. Daha sonra Özal salonda bu- lunanların tümü tarafından ayakta alkışlanarak kürsuye gel- di ve bir konuşma yaptı. Cum- hurbaşkanı Özal bu konuşma- dan önceki basın toplantısında ise, yoneltilen sorular üzerine ABD Başkanı George Bush'a önerdiği stratejik işbirliğinin ne anlama geldiği konusunda bazı ipuçlan verdı. Özal bu konuda- kı bir soruyu yanıtlarken Türki- ye'nin Ortadoğu'da "yatıştıncı rol" oynamaya talip olduğunu STRATEJİK İŞBİRLİGİNE TEPKİ ~ 'Özal siyasi şovyapıyor'Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin 'stratejik işbirliği' esasına dayandırılacağı yolundaki haberler Ankara'da siyasi, diplomatik ve akademik çevrelerde değişik tepkilere yol açtı. ANKARA (Cumhuriyel Bii- rosu) — Türkiye ile ABD ara- sındaki ilişkilerin "stratejik iş- birliği" esasına dayandırılacağı yolundaki haberler, Ankara'da siyasi, diplomatik ve akademik çevrelerde değişik tepkilere yol açtı. lki ülke arasında stratejik işbirliği kurulmasının 'tümüyle yeni bir gelişme olmadığına", dikkat çekilirken, ikili askeri ilişkilerin NATO çerçevesinin dı- şına çıkanlarak geliştirilmesi "1950'lerin lam kapsamlı stra- tejik biıiiğine dönüş" olarak ni- telendırildi. Bu yöndeki adımla- rın, ABD'nin "global" niteliklı stratejik çıkarlarıyla Turkiye'nin "lokal çıkarlarının aynı" kabul edilmesinı gerektireceği belirti- lirken, bu zorunluluğun ıkili iliş- kilerde inisiyatifi tümüyle ABD'ye devredeceği vurgulandı. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ABD Başkanı Ge- orge Bush'a, "stratejik işbirliği yapma" onerisinden, "hiçbir şej anlamadığını" belirtti. Demirel. "Bağımsız devletler için birbiri ardına karar vermek olmaz. Dünya ne kadar değişse, bağım- sızlık ortadan kalkmaz" dedi. Demirel, "stratejik işbirliği" ko- nusunda soyleyecek başka bir şeyi olmadığını soyledi. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD'deki temaslannı değerlendirirken, tutanaklara ve devlet arşivlerine yansıtılmadan yapılmış görüşmelerin ve taah- hutlerin Türk hukukuna gore geçersiz olacağmı söyledi. Çetin, konuya ilışkın bir soru>u yanıt- larken, Özal'ın "siyasi şov" yap- tığını, bunu yaparken de "hu- kuk ve ana>asa dışı davrandığı- m" söyledi. Dışişleri Bakanlığı'nın üst du- zey bir yetkilisi, Turkiye'nin ABD ile stratejik işbirliğine gir- mesinin "imkânı" olmadığını söyledi. "Bu aşamada bizim söyleyecegimiz laflar spekulas- yondur. Cumhurbaşkanının ge- lip bilgilendirmesini bekliyoruz" dıven yetkıli, ABD'nin stratejik ortaklık ilişkisini bir tek Ingil- tere ve îsrail ile surdurduğunu hatırlatarak şoyle konuştu: "Stratejik işbirliğine girivoruz demek biıyiık laf etmektir. Ol- masına imkân yoktur. Olsa ol- sa ikili guvenlik ilişkilerinin de- rinleştirilmesi mumkündür." Ankara Universitesı Siyasal Bilgiler Fakultesı (SBF) Ulusla- rarası Ilişkiler Bölümu Başkanı Prof. Dr. Oral Sander, "strate- jik işbirliğinin" yeni bir kavram olmadığını, Türkiye ile ABD'nin savunma işbirliği ve onun ardın- dan gelen savunma \e ekonomık işbirliği anlaşmalanyla benzer bir ilişkiye zaten girdiklerinı soy- ledi. Sander, "amabuttişki NA- TO amaçlı olarak sınırlandırıl- mıştı" diyerek, yeni durumu şovle yorumladı: "ABD'nin stratejik çıkarları globaldır. Turkiye'nin ise lokal. Bu nedenle iki ulkenin stratejik çıkarları birçok konuda kesiş- mevebilir. Bir de tabii. çeliştiğin- de kim karar verir. Bu durum. larda, inisiyatif hep biiyuk dev- lettedir." Özal'ınfotoğraflanna 'özel'satışBabıâli'yi kanştındı 'OzeP fotoğraf için kavgaHaber Merkezi — Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal ile ABD Başkanı George Bush'- un Camp David'deki 20 saatlik beraber- liğıne ilişkin özel fotoğraflann Anadolu Ajansı aracılığıyla Sabah gazetesine satıl- ması Babıâli'yı kanştırdı. Başta Hurriyet olmak uzere gazetelerin ozel satışa tepki gostermesi uzerıne AA Genel Müdurluğu bir açıklama yaparak bu \e buna benzer olayların tekrarlanmaması için onlem alın- dığını belirtti ve tum abonelerden ozur di- ledi. Özal'ın, Camp David'de Bush'la bera- ber olduğu anları belgeleyen ve kaldığı odayı gösteren fılm, Cumhurbaşkanı Özal tarafından "Türk basınına dağıtılmak" uzere özel Kalem Mudüru Engin Guner aracılığıyla AA Genel Mudurluk Haber Damşmanı Hulki Cevizoğlu'na verildi. Cevizoğlu, bu filmi Washington'dan AA 1 nın Ankara'daki genel merkezıne "AA'nın özel fotoğraflan" olarak iletti. AA mer- kezi, bunun üzerine Sabah gazetesini ara- yarak "Özal'ın Bush'la çeldlmiş özel fo- toğraflannı satmak istediğini" bıldirdi. Pazarlık sonucu fotoğraflar Sabah gaze- tesine verildi. Ancak gelişmelerden Washington'daki Hurriyet Genel Yayın Yonetmeni Ertuğ- rul Özkök haberdar oldu. Özkok, duru- mu Amerika'daki Cumhurbaşkanlığı yet- kililerine bildirerek ayncalık yapıldığını soyledi. Özkok, bu arada AA'nın Ankara merkezini de arayarak ayrıcalıklı satışı protesto etti. Bunun üzerine ilerleyen saatlerde AA- dan Hürriyet'e de ikı fotoğraf çekildi. Sa- bah'ta Ozal-Bush"lu uç "özd" fotoğraf yer alırken, Hurriyet'in kent içi kalıplannda ise iki fotoğraf yer aldı. Dun sabah Özal'la ilgili fotoğraflann Sabah \e Hurriyet'te yer aiması diğer ga- zetelerin yönetimleri tarafından da tepkiy- le karşılandı. Anadolu Ajansı Genel Mudürlüğu, bu gelişmeler üzerine dun gazete yonetimle- rine şu faksı geçti: "Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, ABD Başkanı Bush'un konuğu olarak bulundu- ğu Camp David'de çekilen ozel fotoğraf filmlerinin abonelerimize ulaştırılmak iizere olayı takip eden arkadaşımıza veril- diği ilgililerce ifade edilmiştir. Arkadaşı- mız, merkeze, fotoğraf filmlerinin ozel ol- duğunu bildirmiş ve pazarlanmasını iste- miştir. Merkezdeki arkadaşlanmız geliri Hurrıye pKtsnıiRnı osuMtaefaratemıff)8tostır& özal, 1 milyar dolar pesinde Ozaı-Bush görüşmesinm özel fotograflannı yayınlıyoruz OZALneden kevifsizrJi?lanîvaar •ÖZEL' FOTOCRAF — AA'ya, 'gazetelere servis yapılmak uzere' verilen fotoğraflar 'Sabah' ve 'Hurriyet' gazetelerinde dıin yer aldı. AA'ya ait olmak uzere fotoğraflan pazar- lamışlardır. Fotoğraflann abonelerimize ulaştırılmasında kusuru \e ihmali gonilen- ler hakkında gerekli tahkikata başlanmış- tır. Olayla Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Devlet Bakanı, Hükümet Sözcüsu Kemal Akkaya da yakından ilgilenmişler ve du>- dukları üzüntuyıi bildirmişlerdir. Ajans vönetimi olarak bu ve buna benzer olay- ların tekrarlanmaması için gerekli tedbir- lerin alındığını belirtiyor, aboneierimizden öziir diliyoruz." AA'nın ilgili yonetmeliğinde "özel fotoğraf" satma maddesi bulunduğu be- lirtiliyor. Konuyla ilgili çevTeler, fotoğraf- lann Türk basınına dağıtılmak uzere AA 1 ya verildiğini, oysa AA'nın fotoğraflan "kendi malı" gibı satmasının doğru olma- dığını ve "eşitlikçi" sayılamayacağını be- lirttiler. AA'nın Sabah'tan bu fotoğraflar karşılığmda 70 milyon lira gibi rekor bir düzeyde ücret aldığı öğrenildi. Özel fotoğ- raflann Özel Kalem Müdürii Engin Gü- ner tarafından çekildiği öğrenildi. AA'nın ayncalıklı satışına tepkilerin sürdüğü saatlerde, Ankara'da ajansın yıl- lık olağan genel kurulu yapılıyordu. Ye- niden AA Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçilen Aydın Dfindar, buradaki konuşma- sında fotoğraf servisinin çabşmalarına de- ğinerek, "1990 yılında AA fotoğraf ser- visi onemli başanlar elde ederek 2.7 mil- yar liralık geiir sağlayacak düzeye geldi" dedi. bildirdi ve Bush'a ne söylediği- ni şöyle ifade etti. "Tiirkiye bölgede en istikrariı ülke. Tabü ki Körfez bölgesin- de herkesle de münasebeti iyi olan bir ülke. Biz burada yatış- tıncı bir rol oynamaya her za- man hazınz. Zaten dikkat eder- seniz kendisi de (Bush) konuş- masında bunu söyledi. Bölgenin bir nevi sulh» varması Türkiye'- nin menfaatinedir. Türkiye her- kesle iyi geçinen bir ülkedir ve takdir edilen bir ülkedir. Biz bu- rada daha aktif bir rol oynaya- biliriz dedim." Özal, "Stratejik işbirliği ne demektir" diye sonılunca da "Oğrenmeye çalışın, biraz spe- külasyon yapın bakalım" de- dikten sonra şöyle konuştu: "tlişkilerde yeni bir dönem- dir. Tıirk-Amerikan mümsebet- lerinde daha buyuk bir gelişme olacak. Zaten bir trendin (çiz- ginin) devamıdır. Bizim son bir senedir gittiğimiz bir trend var- dır. O trendi görüjorsunuz. Za- ten büyükelçimizin (Nüzhet Kandemir) de onemli katkısı ile son defa tsrail'e yardım yapılır- ken bize de bir 200 milyon do- lar verdiler. Bu onemli bir de- ğişiklik dikkat edin." ABD Başkan Yardımcısı Dan Quayle, Cumhurbaşkanı özal için verdiği yemekte, özal'ın Körfez krizinde izlediği politika- da "(am isabet kaydettiğini" söyledi. Quayle yemekteki ko- nuşmasında, "Sayın başkan, bi- zim Tomahawk-Cruise fuzeleri- miz gibisiniz. Hedefe kesinlik içinde yöneliyorsunuz. Cesaret ve uzak görüşlülüğünüze hay- ranlık duyuyonız" dedi. NCB'ye demeç Cumhurbaşkanı Özal, NBC televizyonuna verdiği demeçte de Körfez bölgesinde ABD'nin surekli kara kuvveti bulundur- masına gerek olmadığını söyle- di. özal, "ABD birliklerinin bölgede bulundurulmasına bi- zim itirazımız olmaz. Ama tav- siye etmem" dedi. özal, "Tür- kiye'nin savaş sonrasındaki rolüne" ilişkin bir soruya da "Türkiye'nin katkılan yalnızca banş konusunda kalmaz. BütUn bölgede büyiık sıkıntısı çekilen su için de Türkiye kaynak ola- bilir" karşıhğını verdi. George Bush'un Türkiye'ye ziyaretinin beklendiğini belirte- rek, "Başkan Busb'un Türki- ye'de kamuoyu destegi çok yiik- sek" diyen özal, muhabirin "Deslegi sizden de mi yüksek?" sorusuna, gulerek "eşitiz" kar- şıhğını verdi. Kıbns ve AT VVashington'dan Kuzey Caro- lina'nın Durham kentine geçen Cumhurbaşkanı özal, burada Kuzey Carolina Üniversitesi öğ- rencilerine bir konferans verdi. "Türirfye ve Kıbns'ın AT'ye ka- bul edilmesi ile bazı sorunlann çözülebileceğini" söyleyen özal, AT'ye üyelikle çözülmesi muh- temel sorunlann başında serbest dolaşım ve serbest ticaretin gel- diğini kaydetti. Sorunun sadece bununla kalmayacağıru ifade eden Özal şöyle konuştu: "Her şeyden önee bazı koşullar var. Genel sekreterin surdürdıigu bir çalışma söz konusu. 649 sayiü BM karan iki kesimii, iki top- lumlo, eşit temelde bir çözüm getiriyor. Aynca Kıbns sorunu yalnızca Türk ve Rum toplum- lan arasında değil, Yunanistan- ın da sorunudur. Yunanistan, AT üyesidir. Eğer Türkiye ve Kıbns birlikte ATye kabul edi- lirse belki bazı sorunlar kolay- lıkla çözülebilir" dedi. Tahmin edin hangisi dinliyor? Trafıktekı otomobıllere bır bakın. Bir olağandışılık varsa.. Içındekıler tüm sıkıntılarını unutmuş gülümsüyorlarsa, bılın ki PhılıpsCarStefeo dınliyorlardır Dikkat! PhilipsCarStereo sizin de kural dışı davranmanıza neden olabilir. DC699R T I X «an |4x25 W. » FM sıereo LW MW tadyo » ?C kışıse^ programlana (10 FM 5LW 5 MW • Dclby B Iıiîrasyon sıslemı auio fevprse nasetçala' » Musıc Search Sysler^ » 5 bart gra!* ekolayzer V Compad D-sc Çalar gınş «r*an • Çalınmaya Karşı Phdıps k rak Mstefr PHILIPS Özal'ın ağzından Camp David günleri BusMa öpüşmedik, sarıldık WASHINGTON (Cumhuri- yet) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, onceki gün düzenlediğı basın toplantısında ABD Başka- nı George Bush ile Camp Da- vid'de geçirdiği anlan anlatırken ilk karşılaştıklarında sanldıkla- rmı ve yemek sırasında da "si- yaset konuştuklannı" söyledi. Özal, gazetecilerin bu konu- daki sorularını şöyle yanıtladı: — Camp David izlenimlerini- zi anlatabilir misiniz? ÖZAL — Aslında helikopter- le doğrudan Camp David'e gi- decektik ama hava sisli olduğu için oraya yakın bir havaalanı- na indik. Arabayla Camp Da- vid'e gitmek için beklerken bir baktım president (başkan) Bush da geldi. — Ne giyinmişti? ÖZAL — Kazak giyinmişti, gayet serbest. Zaten öyle konuş- muştuk. Relax bir atmosfer için- de bir araya gelelim diye. Neyse el sıkıştık sarıldık. — Sanldınız mı? ÖZAL — Sarıldık tabii. Bi- zim ahbaplığımız yeni değil. — Türk usulü mü oldu sanl- ma? ÖZAL — Öpuşme olmadı ta- bii, ama büyük bir sempati var. Sonra polislerin gelmesini bek- lerken biraz arabada oturduk. Ben onunla yan yana oturdum. Hatta arabada biz görüşmelere başladık. İlk temas böyle oldu. 45 dakika kadar sürdu, sonra geldik, bana kalacağımız yeri gosterdi. — Nasıl bir yer? ÖZAL — Orası vice presi- dent'ın (başkan yardımcısı) kal- dığı yermiş. Dedi ki "Ben vice president iken geldim burada kaldım. Bana musaade etti pre- sident Reagan." Şoyle söyleye- yim: İki tane yatak odası var. Bir tanesi çift yataklı, bir lanesi de — Yemekte kimler vardı? ÖZAL — Akşam yemeğinde Bent Scowcroft vardı. Bush'un kızı ve damadı da vardı. — Kıyafet serbest miydi? ÖZAL — Serbest. Zaten gi- der gitmez ben kazak giydim. Rahat bir yemek yedik masa ba- şında. Izgara et ve istakoz. — Yemekte siyaset konuştu- nuz mu? ÖZAL — Siyaset konuşulur her yerde canım. Her yerde ko- Özal, Camp David'de yemek sırasında Bush'la siyaset konuştuklannı, Yargılanma adlı filmi seyrettiklerini, Başkan Bush'un kazak giydiğini, Bush'la birbirlerine ilk adları ile hitap ettiklerini anlattı. tek büyük yataklı. Her odada te- levizyon var. Bir de fire place (şomine) var. Çok fazla buyuk bir yer değil. Zaten Camp Da- vid, Roosevelt zamanında kunıl- muş. Roosevelt buraya 'sangi- rila' dermiş. O Sangirila'nın da bir hikâyesi var, onu da soyleye- yim. bu Sangirila meşhur bir ro- mandır hatırlar mısınız? Ben okudum romanı. Meşhur Hima- layalar'daki vadidir. Örada insa- nın 500 sene 600 sene yaşadığı rivayet edilir. Efsanede orayı çı- kınca birdenbire ihtiyarlıyorsu- nuz. nuşulur. Yemekten sonra fılm seyredildi. Enteresan bir film başladı ama ne kadar yorgunuz siz bir hesap edin, biz çok yor- gunuz. Film araba kazasında ölen ve "Judgement" (yargılan- ma) günune giden bir adamın sonuna kadar seyretti diye. Scowcroft ile Bush'un kızı kal- mış sona, ama onlar da filmi bi- tiremeden yatmışlar. Bir de fil- me gelmeden evvel bizi golf ara- Sası ile Camp David'i gezdirdi- ler. Sonra sabah Bush da golf arabası ile gezdirdi. Çok entere- san şeyler var, görebilseydiniz. Ama oraya hiç gazeteci almıyor- larmış. Tek rahat olduğu yer orasıymış. Gülmeyin, öyle dedi. Girmek için art arda üç nizami- ye var. Ufak ufak bungalowlar var. Hepsi air conditionlu. Lüks iayıhr bizim standartlannuza göre. Tabiatıyla saray değil. — Marmaristeki sarayınız- dan büyük mu? ÖZAL — (Kahkaha atarak) Büyük. Aynca yemek yenilen yer var. Bir rekreasyon dinîenme yeri var. Türlü türiü egzersiz ma- kineleri var. Koşma yerleri var. Kendi zaten Camp David'e ge- lir gelmez koşmaya başladı. Ta- bii biz koşamayız. — Sonra uyudunuz... ÖZAL — Sabah alüda ben ayağa kalktım. Sonra 7.30-08.00 hikâyesi. Filmin ismi de Judge- .gibi kahvaltıya gittik. Beraber- ment galiba. Meryl Streep var. Bana dedi ki, uykunuz gelirse kalkabilirsiniz, yorgunsunuz. Baktım ilk önce kendisi kalktı. Biz biraz daha dayandık. Sonra Semra Hanım dedi ki "Kalka- lım, galiba onlar da bizi bekli- yorlar." Sonra sordum filmi kim ce oturduk kahvaltıda. Meyve suyu, meyve, omiet vardı. To- runlan da vardı. — Birbirinize ilk adlarla mı hitap ettiniz? ÖZAL — Tabii tabii, ben te- lefonda da öyle konuşuyorum. George ve Turgut diyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear