18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 26 ŞUBAT 1991 Körfez SavaşıveUlusal Güvenlik PROF. DR. BtLSAY KURUÇ A.Ü.SBFtktisat BOIümü öğretim Üyesi Körfez krizi ve savaş, Türkiye'nin dün- yadaki yeri ve kimliğini de kapsayan bir- çok sonınu konuşulur hale getirmiştir. An- cak savaş konuşmalan, başta ulusal güven- lik olmak üzere bazı önemli sorunlan da perdelemiştir. Bu yazıda bunları ele alacağız. Türkiye'nin ulusal güvenligi Ulusal güvenliği, hem iç hem dış etken- lerle oluşan bir denge sayabiliriz. Bunun pa- ramatreleri (istinat duvarlan) vardır. As- keri, ekonomik, siyasal, vb. dünya ve çev- re dengeleri değişirse ülkenin ulusal güven- lik dengesini koruyabümek de zorlaşır. Ye- ni bir dengeye banşla da erişilebilir, savaşla da. Türkiye 1923-1945 yılları arasındaki dengesini 1920lerde savaştıktan sonra kur- muştu. 1945-1990 dengesi için savaşmadı, savaşa taraf ohnadı. 1923-1945'te Türkiye'nin ulusal güvenlik anlayışı bağımsızlığa sahip bir "ulus- devlet"e göre oluşmuştur. "Yurtta solh, ci- handa sulh" bunun özetidir. Ulusal güven- liğin 1923-45'te tam kapsamıyla ne demek olduğunu tsmet Pasa'mn 1932 temmuzun- da lzmir'de yaptığı konuşmada buluruz: "Akdeniz binkrce scneden beri medeni- yet havzası ve dünya siyasetinin gecididir. Gazi (Atatürk), meydan muharebesmin ne- tfcesmi ifade eden bedefl dejil, Akdeniz si- yasetİBdevemedenryetiııdeTürkmilletiııin layık oMnfn yüksek mevkii almak hedefi- ai göstenniştir. Tirfc milkti bulerce sene- dea beri medeniyettnde ve siyasetinde baş- hea mevld tuttugu Akdenk'deo suni ve ceb- ri oiarak uzaUasbrthnak tsteuU. Gcçen on m e bir daha ispat etmiştir Id Ttirk mille- tmin Akdeaiz'deki mevkii yalnız ODon bir hakkı degil(dir). Akdeaiz'de Türkiye kuv- v«di bekcmk, sadık ve dürüst dostluk, mil- letler aiiesinde iyi gecimli. büyük ve sulta- perver bir ansor oiarak eizem bir mevcu- «yettir." "Nazari oterak bir harbin soa ve kati ne- ticesini büyük ordulanna göstermek vazi- yctinde iken, Gazi'nin Akdeniz'i ancak Uk hedef ofaurmk göstermeshıe de dikkat etme- Uyiz. Müli mücaddeııin rnbunu ve Gazf- •n yüksek roHinü Sevr Muabedesi'nden kartâlmak çercevesnde göımek dar ve lo- •a bir anlayıştır. MilH mttcadek Türk mil- ktittn öyle bir dkiHş kryamıdır ld Sevr me- adesi bu kıyunın ancak bir safhası, Uk saf- hasubr. Dtger safhalara varmak için ateş- le, demirie ve kanla atlanması lazım gelen göz yridıncı safhasa ve Uk hedefı idi. Di- fer hedefler daha koiay obnamıştır ve oi- maymcaktır." "Türk milieti diger milleüerin veya dev- ktfcria Kitfo ile dogmamıştır. Cihan icn- de varlıguı aacak kradi iradesyle ispat et- ntiştir. Büyük mBH davanın Ok aşdacak bir merhalesi de rönesaosu ve soa zamanla- nn mahkum ettigi çürümüş usalkr yerine modern, en yüksek, en insani asıdkre mas- tenit bir devlet karmaktır. Laik ve camhu- riyetçi dbniyeti mHU davaou esasiı şartı saymanuzın sebebi bmtar. Büyük Türk da- vasını başarmak inküapçı olmadan asla mümknn oimaz. tktisadi sahada miHeti mfidafaa etmek başlıca mectMuiyetimizdir. İlmen ve iktisaden geri bırakıimış bir ce- miyetin çok y h y l r t a ı ı ve husui tedbir- lerle yeüşmekten başka caresi yoktur. tk- tisatta milli vartıgı mndafaa etmek ve rail- letin geri bırakıldıgı mesafeieri kapatmak raecburiyeti iktisadi devktçfligiınizin iza- hıdır" Ismet Paşa'nın 1932'de söylediklerini şöyle yorumlayabiliriz: Türkiye, Akdeniz (yani, "Baö") dünyaa içinde öteki üBteferie esit statüye sahiptir. Ulusal güvenliğini bir aktif tarafsjziık çizgisi üzerinde koruyacak- tır. Buna uygun bir modern devlet kura- cak, ekonomik geuşmesini gerçekleştire- cektir. Daha sonra 2. Dünya Savaşı Türki- ye'nin bu çizgiyi uygulayısına bir örnek oluyor. NATO dönemi 1945'ten sonra bu ulusal güvenlik çizgi- sini sürdürmek olanaksızdır. Dünyada ve Türkiye'de dengeler değişiyor. Dünyadaki büyük kutuplaşma yeni bir güvenlik siste- mine geçişi getiriyor. Tehdit açık seçik ta- nımlanabiliyor. Karşuıklı tehdidin çapının büyüklüğü güvenlik sorununu dünya bo- yutlanna çıkanyor ve kolektifleştiriyor. Ay- ru kutup içindeki ülkelerin savunması or- tak hale geliyor. (1). Bu sistem, Türkiye için şu noktalarda önemli oluyor: 1) "Yartta snlh, cihanda sulh" artık sadece bu sistem içinde yer al- makla geçerlidir. Savunma harcamalan da ortak tedarike dayanacakür. 2) Sistem, Amerika'nın sürekli liderliği ile yürüyecek, fakat Batı Avrupa'nm güvenlik tablosu sa- vunma stratejisinin özü olacaktır. Türki- ye bunu kabul ediyor ve kendi savunma (ve güvenlik) pozisyonunu Sovyet tehdidine göre ayarhyor. 3) Bu ulusal güvenlik anla- yışı bir dünya görüşü ile hamur oluyor: Ba- tı içinde yeni koşuUara göre yer almak si- yasal kültürü, toplumsal gelişmeyi, iktisat politikalarını ve ınsanların vizyonunu da biçimleyecektir. Uzmanlar, bu sistemin 1970*161x16 AGİK sureci ile içten içe çözülmeye başladığmı söylüyorlar. 1980'lerin ikinci yansında, özeUikle 1988-89'da iki kutuplu dünya tab- losu hızla değişiyor. Sistemin Sovyet tara- fı, bildiğimiz gelişmeleri yaşayarak kutup olmaktan çıkmaya başhyor. Ortadoğu Avrupa'nm 1988-90 arasındaki hızlı de- ğişme dönemi, Ortadoğu'da nispeten sakin yıllara rastladı. 1988 ağustosundaki tran- Irak ateşkesi bölgeye bir sakin bekleyiş ge- tirdi. Fakat Ortadoğu, esasmda birbirini besleyen bir ayuşmazlıklar böigesidir. Son on yüda bölgede önemli askeri güç yığınağı olmuş, bir yandan da terorizmin boyutla- n büyümüştür. Balistik füze sistemleri, kimyasal silahlar, hatta nükleer kapasite- ler artmıştır. Bölgenin koşullan savaş ve savaş dışın- da da huzursuz bir bekleyiş halidir... Ül- kelerin iç rejimlerine de baskı ve gerginlik egemendir. Bölgenin tek demokrasisi oldu- ğu söylenen Israil ise içte parlamenter de- mokrasi (hatta Filistinlilerin statüsünü dü- şünürsek bir tur antik Yunan demokrasi- si), komşulanna karşı ise sürekli hasımlık yönetimidir. İki kutuplu dünya, Ortadoğu'nun den- gesini de biçimlendiriyordu. Sovyet kutbu- nun çözülmesi bunu bozdu. öteki kutbun bölgede daha aktif olması kaçınümaz ha- le geldi. Türkiye'nin bölge ile ilişkileri özellikle son on yılda gdişti. lran-Irak savaşı, Turki- ye'yi buraya yöneltmenin ön sınavı gibi ol- du. 12 Eylül yönetiminden başlamak üze- cumhurbaşkanlığı makamının sorumluluğu-sorumsuzluğu söz konusu edilemeyecekti! Yapılan eleştiriler içinde bir başka poli- tika çizgisi drtaya çıkmadı. Zaten konu or- tada tartışılmadı. Muhalefet de işin esas- larını tam kavramış görünmedi. Bu ortam içinde savaş-bans tartışmaları Türkiye'nin ciddiyet kazanan ulusal güvenlik sorunu- nu biraz daha perdelemiş oldu. Böylece 2 ağustostan başlayarak Türkiye zorunlu bir kriz poütikası benimseme noktasından "Ortadogv ile bagiantılı bir yeni ühısal gü- venlik dstemi benimseme noktaana dog- nı" adım adım yüriirneye basladı. Bu geliş- me, savasın sonucunu Türkiye için yaşam- sal kılıyor. Sjivaş senaryolan Birleşmiş Milletler karan, Irak'ı Kuveyt- ten çıkarmayı amaçlıyor. Fakat savaşa bir sınır çizilmemiştir. Savasın ikinci gunün- de Bush, savaştan sonra Ortadoğu'da, "ye- ni ve güzel bir düzen" kurulacağını söyle- miştir. Böylece, "Savaş bitince Ortadoğu'da ne olacak" sorusu ortaya çıkmıştır. Aca- ba ne gibi olasıhklar karşısındayız? Bu iş Avrupa'nın son bir buçuk yıldaki hızlı değişmesi Türkiye'yi Batı'nın kolektif güvenlik sisteminin dışına doğru iten etkiler yarattı. Türkiye'nin Batı Avrupa güvenlik sistemi içinde kalması AT üyeliğine, bu ise tam bir belirsizliğe yöneltilmiş görünüyor. Körfez krizi bu ortamda, yani Türkiye, ulusal güvenlik sistemi bakımından belirsizliklerle karşılaşırkendoğdu re ülkede söz sahibi olanlar, bu savaşı "pazar" ve "kazanç" açısından algıladılar. Bunu'tarafsunk" oiarak kabul ettiler. Bu dönemde Türkiye bölgeye mal ihracatım arttınrken etnik ve dinci radikal akımlan ithal etti. Son yülarda ihracatımız azalır- ken bu ithalat arttı. 2 Afeustos 1990'dan sonra Avrupa'nm son bir buçuk yıldaki hızlı değişmesi, Türkiye'yi Batı'nın kolektif gü- venlik sisteminin dışına doğru iten etkiler yarattı. Türkiye'nin Batı Avrupa güvenlik sistemi içinde kalması AT üyeliğine, bu ise tam bir belirsizliğe yöneltilmiş görünüyor. Körfez krizi bu ortamda, yani, Türkiye ulu- sal güvenlik sistemi bakımından belirsiz- liklerle karşüaşırken doğdu. Türkiye'nin kriz ve savaş dönemindeki politikası özal tarafından biçimlendirildi ve yürütüldü. Özal'ın siyasete hangi des- teklerle geldiği düşünülürse, izlediği çizgi kendısı için kumar değil, yegâne seçenek- tir. Politikanın özal'ca yürütülmesi çok eleştirildi. Bu da ülkede Körfez tartışma- sının merkezi oldu. Oysa özal, bambaşka bir çizgi (bir banşçı çizgi) izlemiş olsa. bizi ne ölçüde ilgilendiriyor? 15 ocaktan sonraki günlerde üç savaş (ve banş) senaryosu ortaya çıkıyordu. 1. Savasın hızla ve Amerikan komuta- sındaki koalisyon kuvvetlerinin kesin üs- tünlüğü ile sonuçlanması. Bu senaryo Or- tadoğu'ya Bush'un "yeni ve güûi bir dözen" dediği Amerikan Banşı'm (Pax Americana) getirir. Bu "banş" (a) Askeri gücün yaygın bir organizasyonu ve (b) Bir ekonomik kontrol/isbirliği mekanizması üzerine kurulur. özal'ın beklediği senaryo budur. 3 ağustostan sonraki tavn ve demeç- leri bunu gösteriyor. Pax Americana, Ortadoğu'nun, ulke sı- mrları ve politikalan büyük ölçüde don- durularak Amerikan giivenlft şemsiyesine ahnmasıdır. Bu düzende, bölgedeki 'ulus- dcvlet'lerin "ulusal politikalan"nın önemli ağırlığı olmaz. Bu Israil için bile böyledir. (Nitekim Pax Americana'nın ön adımı oian savaş duzeninde Israil, bağımsız bir poli- tika oluşturamamıştır.) Türkiye bu düze- ne girerse Türkiye için de durum bu ola- caktır. Ortadoğu ülkelerinin devlet yapılan ve aralanndaki ilişkiler bakımından kolek- tif bir güvenlik sistemi oluşturmaları ger- çekçi sayılmaz. Bölgenin güvenlik sistemini Amerika henüz belli olmayan parametre- lere göre düzenleyecektir. Pax Americana ekonomik yönü ile ka- pitalizmi dünya ölçeğinde yerleştirmeye doğru büyukçe bir adım olacağı için önem- lidir. Bölgede 'uins-devletier yerine ekono- mik bölgeler veya tophüuklar ön plana çı- kacaktır. Karşılaştırmah üstünlüklere gö- re ticaret ve işbirliği ağır basacaktır. Hem güvenlik sisteminde hem de ekonomik iliş- kilerde petrol ile ilgili politikalar ağırlıkh olacaktır. Petrol politikalannın anahtan- na sahip olanlar 'sıcak para' akunlanm yönlendireceklerdir. Son bir-iki yıldır Türkiye'de sözü edilen Karadeniz Ekonomik Bölgesi'ni Pax Ame- ricana'nm bir alt bölgesi saymak yanhş ol- maz. Karadeniz Bölgesi düşüncesi çevrede- ki Sovyet cumhuriyetlerinde bağimsızlık akımlan güçlendikten sonra somutlaşmış- tır. (özal, bu konunun biraz geç farkına varrruş, Azerbaycan'daki başkaldın üzeri- ne Amerika'dayken verdiği demeçte, "Bi- rim onlaria flgimiz olamaz, onlar Şii biz ise SünnJ'yiz" yorumunu yaparak uzak durmuştur.) Bölgede bir Kürt devleti kurulması ko- nusunu Türk kamuoyu özal'ın Tahran'daki demecinden öğrenmiştir. Ancak Paı için- de bir Kürt devletinin de yeri olacağı yo- lunda somut veriler yoktur. Konunun uz- manlarına göre Pax'ta FKÖ'nün önderli- ğinde bir Filistin devletinin kurulabilece- ğini veya Ürdün'ün varlığının güçlenerek süreceğini söylemek zordur. 2. Savasın bemen sonaçlanmayısı ikinci ' senaryoyu ortaya çıkarmıştır Pax Ameri- cana zorlaşır, beürsizlikler artar. Savaşın Uk haftasından sonra görülen durum bu- dur.' Burada iki özellik göze çarpıyor: (a) Amerika komutasındaki koalisyon, sonuç alabilmek için daha şiddetli bir sa- vaş seçeneğine, taktik nükleer silahlar kul- lanmaya ve sivil hedefleri bombalamaya yönelebilir. Bu Irak'ı "töketip teslim almak" seceneğidir. Fakat bunun sırurla- rına çabuk erişilir. Amerika'daki kamuo- yu baskısının yani sıra Sovyetler de "nor- mal savaş' koşullannm aşılmasından rahat- sızlık duyarlar. Bu koşullann aşılması ve 'ölü bir Irak' ile bir Pax Americana kurul- ması mümkün müdür? Bu bizi üçüncü se- naryoya götürür. (b) tş uzadıkça müzakere ve karşıhkh öneriler başlar. Şüphesız bunlar gizli yü- rütülür. (Bu savaşm bir özelliği de hemen her şeyin "askeri bUgi" sayılması ve haber- lere koyu bir sansür uygulanmasıdır.) Za- ten büyük olasılıkla, ağustostan bu yana taraflar arasında henüz açığa vurulmamış müzakereler vardır. Bugünkü koşullarda müzakere, bölgede yeni sınırlar konusunu ön plana getirir. özal'ın, 25 ocakta birden- bire Kurtçe konuşmayı gündeme getirme- si, savasın uzamaya başlaması ve değişik olasüıklann ortaya çıkmacından bağımsız sayıiamaz. Müzakere, arabuluculuğa aday bölge devletleri sayesinde başlamıştır. Sovyet des- teği lran'ı bu role yöneltmiştir. Daha son- ra lran'ın yani sıra Sovyetler aktif oiarak devreye girmiştir. Türkiye, savaşta erken ta- raf olmakla bölge çapında bir uzlaştırıa (arbiter mundi) olma şansından uzak kal- nuştır. Böyle bir rol ülkenin dış saygınlığı- nı herhalde arttırırdı. Daha da önemlisi, Türkiye'nin sıkmtı duymaya başladığı nhı- sal güvenlik konBsunda yann daha sagfauı bir konuma kavuşmasım saglayacak cMdl bir diplomisi aşaması olabilirdi. Müzakerelerin olumlu sonuçlanması ve savaşm Irak tükenmedea' kesihnesi halin- de Pax Americana yine kurulabilir mi? Yoksa bunun kurulması başka yollarda ve daha yavaş mı gerçekleşir? Acaba Ortado- ğu'da bugünkü belirsizlikler bir statü ka- zanarak devam mı eder? Bunlar henüz bi- linmiyor. Çünkü Pax Americana gibi böl- gede sımrlan ve ülke poh'tikalanm doedn- raa bir "banş" dışmda herhangi bir kap- samü senaryo henüz ortaya çıkmamıştır. Çok yönlü bir Ortadoğu Konferansı böl- gede silah indirimlerine ve hatta Filistin so- rununda yumuşamaya bir başlangıç olsa bile bölgenin en önemli ve kalıcı sonınu olan petrol politikalan belirsiz kalacakur. (özal, Türkiye'nin geiecekte önemli kozs olabiiecek so sornnnna erken ortaya at- makla, bunun bugünden bir bölge davası haJine getirilmesine yol açmış ve bu kozu zayıflatmış oluyor.) 3. Uçüncü senaryo savaş yangınının bü- yümesidir. Banş girişimlerinin herhangi bir asamada başarısızhkla kesilmesi buna yol açabilir. Bu takdirde, çatışma bölge sava- şı ölçeğini aşar ve planlanmamış bir Dün- ya Savaşı boyutlanna doğru büyür. Sava- şm şiddetlenmesi ve Irak'ın tükenmesinden önce başka ülkelerin, hatta Sovyetler'in ise kanşması ve yeni yeni cephelerin açdması yangının büyümesi demek olur. Şüphesiz bu uzak bir olasıhktır. Ama bir olasılık- tır. Böyle bir olasıhk karşısında iki güven- lik şeridi (Sovyetler ile Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu) arasmda kalacak olan Türki- ye, NATO tarafından korunacak mıdır? Bu konuda kesin bilgiye sahip değiUz. Şu- nu bilmek gerekir ki böyle bir durumda ül- kede savaş ekonomisi gecerli olur. Bu, el- deki kaynaklann savaşa göre mobUizasyo- nu, yani planlanması demektir. Bunu ya- pabilmek, orduyu tanımak ve orduya gu- venmekle başlar. (1) Duygu Bazoğlu Seoer, "Tia*ey's Seaırity Jte- licies", Addphi Püpers, Na 164, Spring J9U, London. SCRECEK Saddam Kuveyt'tekî bîrliklerine geri çekilme ernri verdiDış Haberier Servisi — Kara savaşmm ikinci gününde, Sad- dam Hüseyin'in Kuveyt'teki bir- liklerine "geri çekilme emri" verdiği bıldirildi. Beyaz Saray- dan yapılan açıklamada geri çe- kilme konusunda kendilerine resmi bir bilgi verilmediği belir- tilerek "Savaş devam ediyor" de- nildi. Bu arada, geri çekildıği sa- nılan Irak birliklerine, Ameri- kan helikopter ve uçaklarının saldırdığı haber veriliyor. Sov- yetler Birliği'nin ise BM Güven- ük Konseyi'ne, ABD'nin ateşkes için öne sürdüğü koşullara yakın yeni bir banş önerisi sunduğu bildirildi. Çeşitli ajanslar TSİ OO.35'te Bağdat radyosunun normal ya- yınını keserek Saddam Hüse- yin'in geri çekilme emri verdiğini duyurduğunu bildirdıler. Bağdat radyosu çekilme kararının müt- tefıkler tarafından daha önce reddedilen SSCB banş planı doğrultusunda alındığını bildir- di. Radyo aynca Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in karan Sov- yetler Birliği'ne iletliğini duyur- du, ancak duyurunun hangi ka- nalla yapıldığı konusunda bilgi verilmedi. Radyonun haberine göre çe- kilme karan uyannca Kuveyt- teki Irak birliklerine 660 sayüı BM karan doğrultusunda ve ör- gütlü bir biçimde Kuveyt'in iş- gal edildiği gün olan 2 Ağustos 1990 tarihinden önceki sınırla- ra çekilmesi emredildi. Haberde herhangi bir zaman sının verilmezken herhangi bir koşuldan da söz edilmedi. Bağdat radyosu Reuter Ajansı'nın BBC dinle- me servisine dayanarak verdiği Bağdat radyosunda yayımlanan çekilmeye ilişkin tam metin şöy- le: "SOablı kuvvetierimiz düşma- mn kabui ediiemez ve saklırgan şeytan manbfuun iiriinü olan taleplerine karşı dhat görevleri- ni başardı bir şeküde yerine ge- dradflerdk. Tarihe altın harfler- le gececek biçimde kahramanca ve destansı bir şekHde savaşmış- buttır. Bu koşnllar altında ve yöne- timimlrin BM Güvenlik Konse- yi'nin 660 sayüı karannı kabul etMesi sonucu ve Sovyet banş girifimleri dogrmltnsunda aske- ri knvvetierimize, Kuveyt'ten dö- zenli bir şekUde çeküerek 1 Agustos 1990 öncesüıdeki poas- yonlanna geri dönmeleri emri verilmiştir. Bn davnuuş pratik oiarak 660 sayıh BM karannm kabulü oia- rak ele ahnmaüdır. Savaşma ve hufa harekel etme yeteaeklerini şu ana kadar ispat eden süaalı knvveUerimu geri çekilme emrini yerine getirdik- leri suada kendUerine yönelecek her türlü saldınya cevap vere- ceUerdir. Biruderimiz onuriu ve organize bir çekilme için gere- Idrse bilinen yüksek kapasitele- ri ve cesaretleri dogrultnsunda carpışacaklardır. Irak Haber Ajansı BM Gü- venlik Konseyi'nin 660 saydı ka- ran doğrultusunda ahnan çekil- me karannm Dışişleri Bakanı tarafından Sovyet etcisine iletii- digini ögrenmişür. Dışişleri bakanı dçiden Irak lideri Saddam Hüseyin başkan- lıgıadaki Devrim Komuta Kon- seyi tarafından alınan bu kara- nn Baskan Gorbaçov'a üetilme- sini ve Gorbaçov'un Güvenlik Konseyi'nde ABD, müttefikleri ve işbiıiikcUerinin canice davra- nışlanna bir son verilmesi ama- cıyla bir ateşkes saglanması için çaba harcamasın) istemiştir." Olayın duyulmasmdan bemen sonra bir acıklama yapan Beyaz Saray yetkilileri çekilme karan De Ugili kendilerinin bir bUgisi oimadıgını büdirerek, "savaş de- vam ediyor" dediler. Beyaz Sa- ray sözcüsü Marlin Fitzvvater, "Basından gelen baberier dışm- da hiçbir bilgimiz yok." dedi. Fitzwater gazetecilere "Yamt vermemiz gereken bir durum yok, çünkü herhangi bir Iraklı resmi yetkili bizimie baglanü kurmamıştır, savaş devam ediyor" şeklinde konuştu. Irak tanklan kuzeye Bu arada Pentagon Sözcüsü Pete Williams, askeri harekâtın seyrinin değiştirilmesinin, Baş- kan Bush'un emrine bağh oldu- ğunu belirterek, Irak birlikleri- nin geri çekihnesine izin verilip verilmeyeceğinin henüz bilinme- diğini söyledi. CNN televizyonu ise Kuveyt- te bulunan Irak'a ait çok sayıda tank, kamyon ve diğer donanı- mm, kuzeye doğru harekete geç- tiğini bUdirdi. CNN, ABD bir- liklerinin geri çekUmekte olan Irak birliklerine helikopterler ve ucakJarla saldırdığmı, ancak kö- tü hava koşullanmn bu saldın- nın tam anlamıyla etkili olma- sını engellediğini söyledi. CNN'in görüştüğü üst düzey Pentagon yetkilileri de Irak bir- liklerinin kuzeye doğru hareket- lenmelerinin çatışmalan durdur- mayacağını belirttiler. tngiltere'nin tepkisi tngiltere, Körfez'deki savaşm sürdüğünü bildirdi. tngiltere Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü, "tn- giltere hükümetinin, Irak'ın çe- kilecefiııe ilişkin haberie ilgili resmi bflgi almadtgmı" belirtti ve "Savaş süriiyor" dedi. Sözcü, "Poiitikamızı, radyo acıklamalanna göre aj'ariamıyo- ruz" dedi. Başbakan John Major ise, Bağdat radyosunun haberi ko- nusunda yorumda bulunmaya- cağuu söyledi. Soyyetler'den yeni girişim Şebnem Atiyas'ın New York- tan bildirdiğine göre, Bağdat radyosunun "çekilme emri" Bir- leşmiş Milletler Güvenlik Kon- seyi'nde yeniden büyük bir ka- nşıklığa neden olurken, bu sü- reci basından beri izleyen dene- yimli diplomatlar arasında "çok gec kalmış bir adım" oiarak yo- rumlandı. Aynı diplomatlar "çe- kilen ordulann için en iyi saldı- C7 n hedefl"olacağım büdirerek, diplomatik girişimlere "artık bir şans" tanımadıklanm ifade et- tiler. Bu arada Sovyetler Birliği, ay- nı saatlerde Körfez savaşına son verilmesi amacıyla BM Güven- lik Konseyi'ne yeni öneri sundu. BM kaynaklanna göre Sovyet- ler, Kuveyt'teki Irak birliklerinin çekilmesi için tarih belirlenme- sini ve çekilme işlemi için Irak'a süre tanınmasını istedi. So\7et önerisinin aynnülan açıklanma- dı.Bağdat radyosu, Irak birlikle- rine çekilme emri verildiğini açıkladığı sırada, Sovyetler Bir- liği'nin çağnsı ile Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi gayri resmi toplantı halindeydi. Sov- yetler Birliği daimi delegesi Yu- li Vorontsov Güvenlik Konseyi üyelerine Irak'm ABD önerisini kabul yolunda egilimini bildir- di. Vorontsov, Güvenlik Konse- yi'nin gayri resmi toplantısında "bir tarih ve kısa bir çekilme sü- resi verdiği'' takdirde Irak'm bu- nu "degeriendirme" eğiliminde olduğunu söyledi. Basta ABD ve Ingiltere ohnak üzere Güvenlik Konseyi üyeleri Sovyetler Birli- ği'nin taşıdığı bu mesajları "doğrudan Irak'tan duymak istediklerini" ifade ettiler. Koa- lisyon ülkeleri, Irak'ın Güvenlik Konseyi Başkanı'na ya da Genel Sekreter'e "çekilme kararuu" refmen bildirmesini istediler. Irak daimi delegesi Al-Anbari Güvenlik Konseyi üyelerinin bu talebi üzerine "taükümerinden çekilme ya da Sovyetler Buüği'- nin ifade ettigi sinyallerie ilgili bir direktif ahnad^m" ifade et- ti. Bunun üzerine Güvenlik Konseyi Irak'tan yeni bir girişim oluncaya dek beklemeye karar verdi. Sovyetler Birliği'nin girişimi- nin Bağdat'ın çekilme karan ile bağlantısı olup olmadıgı anlaşı- lamadı. Üst düzeyde bir Sovyet diplomatı Cumhuriyet'e "Irak'm bu egüunini Tank Aziz'in, Mos- kova'da iken ifade ettigini" söy- ledi. Sovyet diplomatının bu ifa- desi Soyvetler Birliği'nin Irak ile yeniden bir temas kurmaksızın "banş girişimim" yenilemeye ça- hştığı havasını verdi. Irak'ın Bir- leşnüş Milletler'deki diplomatla- n da "Sovyetlerin girişiminin tamamıyla bagımsu oldnğunu" ifade ederek Sovyet diplomatı- m doğruladılar. Buna karşm Çin başta olmak üzere Küba ve Yemen diplomat- lan Sovyet girişiminin '*yeni bir nmut" olduğunu ileri sürdüler. Çin daimi delegesi büyükelçi Li Daoyıı "Halen ümit var" şeklin- de konuştu. Amerikan daimi delegesi bü- yükelçi Thomas Pickering, "Bi- zim önerimiz ve koşuilanmız beDidir" diyerek Irak'm bu ko- şullan tümüyle kabul ettigini resmen açıkla>ıp uygulamadık- ca kara savaşı açısından koalis- yonun tutumunu değiştirmeye- ceğini ima etti. Pickering'in açıklaması daha sonra Beyaz Sa- raVm Bağdat radyosu acıklama- sına verdiği tepki ile de uyum gösterdi. Irak'ın sadece 660 sa- yıh Güvenlik Konseyi karannı uygulamasının yeterli olmadığı- m belirten koalisoyn üyesi dip- lomatlar, 12 Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasını hedef- lediklerini, bu açıdan Irak'ın "başka bir seçenefi olmadığmı" Irak, Dahran'daki ABD binasına füze attıDış Haberier Servisi — Bağ- dat Radyosu'ndan yapılan "sürpriz açıklama"ya rağmen Irak'ı Kuveyt'ten çıkartmak için başlatılan kara savaşı bütün hı- zıyla süriiyor. Bu arada savasın gidişatı hakkında Bağdat yöne- timinin ve müttefik yetkililerin yaptıkları açıklamalar farklı tablolar çiziyor. Müttefıkler, ha- rekâtın başanh bir biçimde sür- düğünü iddia ederken Irak, sal- dırıların püskürtüldüğünü ve karşı saldırının başlatıldığım öne sürdü. Bu arada, Irak'm Su- udi Arabistan'a fırlattığı bir Scud füzesinin, Dahran yakın- lanndaki bir ABD askeri bina- sına isabet ettigi ve en az 12 Amerikan askerinin ölümüne neden olduğu bildirildi. Kara sa- vaşmm başlamasmdan bu yana Suudi Arabistan'daki müttefik karargâhından dün ilk kez dü- zenlenen brifinglerde, 18 bin Irak askerinin esir alındığı, ço- kuluslu güçten 12 askerin öldü- ğü, 270 Irak tankının tahrip edildiği belirtildi. Bush: Kuveyt yakında kurtanlacak ABD Başkam George Bush, Körfez savaşmda Amerika ve müttefiklerinin kayıplanmn çok az olmasından memnunluk duy- duğunu kaydederek Kuveyt'in yakında kurtarılacağmı bildirdi. Bush, televizyonlarda naklen ya- yımlanan konuşmasında, savaş sonrasında Amerikalıların "Şükran duygulan ve saygı ka- zanmış oiarak" ülkelerine döne- ceklerini behrtti. Bush, Kuveyt'- in kurtanlmasınm yeni dünya düzeni için bir kilometre tası olacağım da vurguladı. Bu arada Baskan Bush'un, Körfez'deki Amerikan birlikle- ri komutanı General Norman Schwarzkopf'u dün telefonla aradığı bildirildi. Beyaz Saray'dan yapıian açıklamaya göre, savasın basın- dan bu yana Schwarzkopf ile ilk kez direkt temas kuran Bush, kendisini, kara savaşının ilk günlerinde kaydedilen gelişme- lerden dolayı kutladı. Müttefiklere göre savaşm seyri Kara savaşının başlamasmdan bu yana dün Suudi Arabistan 1 da düzenlenen ilk askeri brifing- lerde, müttefik komutanlar tut- sak alınan Irak askerlerinin sa- yısı, müttefiklerin kayıplan hak- kında bilgi verirken savaşm gi- dişatı hakkında acıklama yap- maktan kaçındılar. Bölgedeki Fransız birlikleri- nin komutanı General Micbd Roquejeoffre, Fransız birlikleri- nin Irak içlerine 150 kilometre ilerlediklerini ve 3 bin Irak as- kerini tutsak aldıklannı açıkla- dı. Fransız general, 4 bin ABD askerinin desteğindeki 9 bin Fransız askerinin bir Irak tüme- nini de etkisiz hale getirdikleri- ni söyledi. ABD'li General Rkhard Ne- al da 270 Irak tankının imha edildiğini ve 18 bin Irak askeri- nin esir alındığını söyledi. Suu- di askeri yetkUiler ise bu raka- mı 20 bin oiarak verdiler. Sad- dam Hüseyin'in en güvendiği as- kerler olan seçkin Cumhuriyet Muhafızlan'mn da yer yer çatış- malara katıldığını belirten ABD'li general, bu birliklere ağır kayıplar verdirildiğini ifade etti. Kara çatışmalarında çok ha- fif direnişle karşüaşıldığını söy- leyen Neal, Irak'm tek başansı- nın "terör" olduğunu beürterek Kuveyt'te 600 ayn yerde Irak ta- rafından yangın çıkartıldığını, bunlardan 517'sinin petrol tesis- leri olduğunu bildirdi. Brifinglerden derlenen bilgi- lere göre askeri yetkUiler bir-iki gün içinde 100 bin Irak askeri- nin esir alınabileceğini öne sür- düler. Bu bilgilere göre mütte- fikler 2 günlük kara savaşı sıra- sında çok az kayıp verdi. ABD'li yetkUiler, carpışmalarda sadece 4 Amerikan askerinin öldüğü- nü, 21'inin yaralandığım bildir- diler. Bir Suudi komutan da ço- kuluslu güç içerisinde yer alan Arap askerlerinden 8'inin öldü- ğünü bildirdi. Mısır öte yandan, Mısır askeri yet- kilileri tarafından dün yapılan açıklamada, Mısır askerlerinin Kuveyt'e girdikleri ve tahmin ediienden daha çabuk ilerleme kaydettikleri bildirildi. Açıkla- mada, Mısır askerlerinin Ku- veyt'in 30 km. içerisine girdiği ve çok sayıda Irak askerinin esir alındığı kaydedildi Müttefik ka- ra harekâtırun başlamasmdan bu yana hiçbir Mısırlı askerin ölmediğj, sadece birkaç askerin hafif yaralandığı belinildi. Scud bu kez vurdu Suudi Arabistan'm Dahran kenti yakmlannda Amerikan ih- tiyat birliklerine bağh askerlerin kaldığı bir binaya düşen Scud füzesinin çok sayıda kişinin öl- mesine ve yaralanmasına neden olduğu bildiriliyor. Dahran'daki Amerikan aske- ri komutanhğı tarafından ya- yımlanan bUdiride, havada par- çalandığı samlan füzenin parça- lannın TSt 19.3O"da iki kath pre- fabrik binaya düştüğü, en az 12 askerin ölümüne, 25 askerin ya- ralanmasına yol açtığı ve 40 as- kerin de kayıp olduğu kay- dedildi. BUdiride, ölü ve yarah sayısı ile ilgili oiarak rakam verilme- di. Görgü tanıklan, binadan ilk oiarak 4 ceset çıkanldığını ha- ber verirken Amerikan televiz- yonlan da en az 12 askerin öl- düğünü bildirdiler. IngUiz Sky Televizyonu'nun bir muhabiri, binada 100 dola- yında Amerikan askeri bulun- duğunu haber verdi. Suudi kaynaklan da olayda 12 askerin öldüğünü, 40-50 do- layında askerin de yaralandığı öne sürüyorlar. Irak dognıladı Irak da Dahran'daki Ameri- kan askeri üssüne El-Hüseyin füzeleri ile yıkıcı bir saldırı dü- zenlendiğini bildirdi. Askeri sözcü, resmi INA Ajansı tarafından yayımlanan acıklamasında, füzeler atıldık- tan sonra rampalarınm hasara uğramadan üslerine çekildiğini belirtti. Irak'm karşı saldınsı Bağdat, Irak birliklerinin müttefik kuvvetlere karşı saldı- nya geçtiğini ve 3. Irak ordusu- nun, müttefıkler tarafından ele geçirilen mevzUeri geri aldığını bildirdi. INA'nın bildirdiğine göre 62 numarah askeri bUdiri- de 3. ordunun pazar gecesi geç saatlerde başlattığı saldınmn 8 saat sürdüğü ve dün sabah so- na erdiği duyuruldu. BUdiride cıkarma yapmaya çalısan Ame- rikan ve Mısır birüklerinin püs- kürtüldüğü ve savaşm ilk günü kaybedilen Irak mevzüerinin ge- ri alındığı belirtildi. Bu açıkla- madan sonra başkent Bağdat- ta halkın sokaklara dökülerek sevinç gösterileri yaptığı "Allah- ü-Ekber" diye bağırdıklan bil- dirildi. AFP'nin haberine göre Bağ- dat Radyosu'nda askeri bildiri- nin okunmasından sonra aske- ri marşlar çalınmaya başlandı. Bağdat Radyosu'ndan oku- nan askeri bildiride 3. ordunun saldınsı karşısında geri çekilen müttefiklerin, geride yanan tanklannı ve zırhlı araçlannı bı- raktıklan kaydedildi. AP'nin haberine göre Bağdat Radyosu Irak birliklerinin "bü- yük bir karşı saldınya" geçtiği- ni bildirdi. Karşı saldınyı gerçekleştiren 3. ordu, Irak silahlı kuvvetleri- nin en iyi eğitümiş ve donatılmış ordulan arasında bulunuyor. 3. ordu, Orgeneral Sabah Abdud- un komutasında bulunuyor. As- keri bildiride 3. ordunun hangi yörede karşı saldınya geçtiği be- lirtilmedi. "Yargılayacagız" Suudi Arabistan kuvvetleri- nin komutanı, dün Riyad'da dü- zenlenen günlük savaş brifingin- de basma bUgi verirken Irak bir- liklerinin Kuveyt'te insanlık dı- şı suçlar işlediklerini söyledi. Komutan, "IrakHar, ma gecme, öldürme, çeşitli işkenceler gibi birçok suçlar işJedUer" dedi. Su- udi komutan, "Bu suçlann so- rumhılan savaş sucu işlemekten yargılanacak" şeklinde konuştu. Gorbi'nin cagnsı Sovyetler Birliği Başkam Mi- hail Gorbaçov'un ABD Başka- nı George Bush'a telefon ederek Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak ama- cıyla önceki gün başlatılan ka- ra savaşını durdurmasını istedi- ği bildirildi. SSCB Başkan Yardımcısı tekrarladUar. Bu arada BM Güvenlik Kon- seyi'nin SSCB'nin isteği üzerine bu sabah erken saatlerde topla- nacağı bildirildi. İyi haber alan kaynaklara göre konseyin bası- na kapalı yapılacak toplantısın- da SSCB'nin yeni oluşturduğu banş planı görüşülecek. NBC'nin iddiası Kuveyt'teki Irak birliklerinin komutanlarırun, çekilmelerine izin verilmesi için Bağdat'a **yal- var yakar" olduklan bildirildi. NBC televizyonunun Penta- gon muhabirinin bildirdiğine göre, Bağdat radyosu dün gece Irak'ın çekileceğini açıklamadan önce, Amerikan istihbarat ser- visleri, Iraklı komutanlann Bağ- dat'tan açıkça, geri çekilmeleri- ne izin verilmesini istediklerini saptadılar. Amerikan istihbaratının elde ettigi verüere göre, Irakh komu- tanlar, Bağdat'taİü karargâha, en az 7 tümenin "saf dışı" kal- dıgını bildirdiler. Bir Irak tüme- ni en az 10 bin askerden oluşu- yor. Gennadi Yanayev, dün Mosko- va Radyosu'na verdiği demeçte Gorbaçov'un kara harekâtıyla Ugili oiarak "Bush'tan alınan son karan yeniden gözden geçir- mesini istedigini" söyledi. Yanayev, çatışmanın tırman- masmdan endişe duyduğunu be- lirterek "SSCB, güne> sının ya- kuında geniş çaplı askeri hare- kâta kayıtsız kalamaz. Kan dö- kümünü önlemek için sryasi çö- züm şansuun kacınlmasmdan dolayı hayal kınklıgına ugra- dım. Kara saldınsının ürman- ması daha çok sayıda kişinin ölümüne yol açacakür. Topln imha sUahlaruun kulbuuhnasın- dan ve catışmaya başka ülkele- rin de çekilmesinden büyük en- dişe duyuyoruz" dedi. Gorbaçov'un Bush ile ne za- man görüştüğü konusunda acıklama yapmayan Yanayev, ül- kesinin Körfez savaşına siyasi çözüm bulunması için çaba har- camaya devam edeceğini kaydet- ti. Komünist Parti yaym orgam Pravda gazetesinin dünkü habe- rinde de ABD, dünyada hege- monya kurmaya çahşmakla suç- landı ve müttefik kuvvetlerin asıl hedeflerinin Irak'ı yok et- mek olduğu öne sürüldü. Castro: ABD kasap Küba lideri Fidel Castro, ABD'nin kara savaşını başlat- makla, "kasaplık ve kan dök- meyi, banşa yegledigini" öne sürdü..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear