02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/18 SPOR 9 EKÎM 1991 Aykut, takım arkadaşının kadroya çağrılmamasını eleştirdl' Tanju ııulJi takııııa gerekliAttığı gollerle Fenerbahçe'ye kritik maçlar kazandıran Tanju'nun milli takımda yer alması gerektiğini savunan Aykut, "Piontek'in bilgisini tartışmıyorum ama milli maçlarda bir iki pozisyon yakalanacaksa bunu en iyi değerlendirecek isimler çağnlmalı" dedi. ARİF KIHLYALIN Fenerbahçe'nin golcü futbol- cusu Aykut Kocaman, TanjuL nun Ingilterc maçı için milli ta- kıma alınmayışım eleştirerek "Efcer milli maçlarda bir iki po- zisyon yakalanacaksa bunu en İyi degeriendirecek oyuncu mil- li takıma alınmalı. Bu oyuncu da şn an için Tanju'dan başkası d e p " dedi. Altın Eldiven 'ayın kalecisi' yanşmasına Beşiktaşlı Mehmet ve Boluspor'un genç yıldızı ArfTle biriikte 'konuk' jiiri ola- rak katılan Fenerbahceli oyun- cu, Piontek'in antrenörluğune hiçbir sözü olmadığını, ancak attığı gollerle Fenerbahçe'vi ba- şanya götüren Tanju'nun milli takıma 'gerekli' olduğunu sa- vundu. Aykut daha sonra şöyle konuştu: "Piontek'in kariyerini tartışacak degilim. Kendisi su- rekli olarak 'Dış sahadaki maç- larda 2-3 pozisyon buluyoruz, bunun için de Tanju'yu oynata- rnam' diyonnuş. Evet, pozisyon- lar balnnnyorsa bunn golle so- •oçlandıracak oyuncular takıma ffnhmh. Takunın neye ihtiyacı varsa o kuDanılmalı. Bence milli takımın Tanju gibi bir golcüye gereksinimi var. Galatasaray atacında gördük, iki vurus yap- tı ve sonucu degiştirdi." Tanju ile Fenerbahçe'nin oyun stilleri açısından anlaşamadığı yolundaki söylentileri de *asüsu' olarak niteleyen Aykut, "Tanju Ue anlaşamadıgım dognı degil. Tanju sabit oynayan bir oyuncu. Ben ise sola deplase olnyorum. Yani farklı oyunculanz, yeri get- diginde o beni ben de onu po- zisyona sokuyoram" dedi. Fenerbahçe'nin bu yılki fonn durumu ile ilgili olarak da ko- nuşan Aykut, lige çok iyi giriş yaptıklarını, ancak 103 gollük rekoru kırmalannın güç olduğu- nu belirtti. O yıl ligde takım sa- yısının fazla olması nedeniyle 36-37 maç yaptıklarını belirten Aykut, "Ş«ı anld göstergeler sag- nklı degil. 103 golü vakalayama- sak bile yaklaşacagız, o tempo- ya ulaşsak bile 100 barajını aş- mak zor. Ama yine de calışaca- |ız" dedi. Aykut, geçen hafta oynadık- lan Galatasaray maçının gerçek bir 'derby' olduğunu da belirtti ve sözlenni şöyle noktaladı: "O maçta raucadele çok önemliydi. Biz de iyi mücadeie ettik. Ben kendimi degcriendirdigim za- man iyi oynadıgımı söyleye- mem, ama bütün gücümle çaba- ladım." Altın Eldiven yarışması konuk jüri iiyeleri Aykut (F. Bahçe), Mehmet (Beşiktaş) ve Arif (Bola) PSV maçında Bakonun hatalı goller yediğini soyledi Mehmet: Bir dahaki yü fînalSpor Servisi — Beşiktaş'm milli futbolcusu Mehmet Özdilek, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'na basit hatalar nedeniyle veda ettiklerini söyledi. Beşiktaş takımının eskisi gibi kalecisine gıivenmedığini ve ürkek oynadığını belirten Mehmet, Polonyalı kaleci Bako'nun Eindhoven'de PSV'den yediği hatalı gol nedeniyle elendiklerini de soyledi. "Altın Eldiven" yanşmasında kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Beşiktaş'm orta alan oyuncusu, PSV ile oynadıklan maçın yorumunu yaparken, "O iki maça da çok iyi motive olmuştuk, ama nasip değümiş. Bilindigi gibi Şampiyon Kolüpler'e her ülkenin en iyi takımlan katılır. Burada pek iyi deffldik. 1-1 bitti. Hollanda'daki maça PSV bizi umursamaz bir şekilde başladı. Biz öne geçtik. Ancak basit hatalar bizi turdan etti. Şimdi bir dahaki yüa diyoruz." dedi. Kaleci Bako'yu eleştirmek istemedigini, ancak Polonyalı file bekcisinin henüz güven vermediğini belirten Mehmet, "tlk PSV maçında çok iyiydi. Orada da oyuna iyi başladı. tlk gol için bir şey diyemeyeceğim, ama ikinci golde hatalıydı ve o gol bizi turdan etti" dedi. Baskette Avrupa sınavıSpor Servisi — Basketbol Avrupa kupalarında 5 erkek 1 bayan takımımız bugün 1. tur rövanş karşılaşmalanna çıkı- yorlar. Avrupa Şampiyon Ku- İüpler'deki temsilcimiz Fener- bahçe takımı, ilk tur ilk ma- çında Istanbul'da 79-73 yenil- diği Barcelona önünde rövanş karsılaşmasma çıkacak. Avru- pa Koraç Kupası'ndaki temsil- cilerimizden Efes Pilsen, Ma- caristan'ın Zalaegerszeg takı- mıyla rövanş maçını Lütfı Kır- dar Spor Salonu'nda saat 17.30'da oynayacak. Avru- pa Koraç Kupasf'nda Kolej, Polonya'nın Stal Bobrek takı- mı karşısında rövanş maçına çıkacak. Kolej deplasmanda oynadığı ilk karşılaşmadan 98-93 galip ayrılmıştı. Çuku- rova'da Çekoslovakya'nın Ba- nik Cigel takımı ile tur tnüca- delesi yapacak. tlk maçı rakip sahada 87-83 kaybeden Çuku- rova'nm 2. tura çıkması halin- de rakibi ünlü ttalyan takımı Benetton Trevison olacak. Yi- ne Koraç Kupası'nda Paşa- bahçe, tsveç'in giiçlü Alvik ta- kımı ile Stockholm'de karşıla- şacak. Bayanlar Ronchet- ti kupasında ise Yükseliş ilk maçta Ankara'da 75-63 yenil- digi Macar temsücisi Pecsi Va- sutaş önünde rövanş maçına çıkacak. Denizli ve \klman Ostrava'ya gitti Spor Servisi — Galatasaray Teknik Direktörü Mustaîa Denizli ile Başkan Alp Yal- man, Avrupa Kupa Galipleri Kupası'ndaki rakipleri Banik Ostrava'yı izlemek üzere Ost- rava'ya gitti. Yalman ve Denizfi halen lig- de lider olan Banik Ostrava'- nın Çekoslovakya kupasında- ki rakibi Olomouc ile bugün yapacağı maçı izleyecek. Galatasaray takımında ye- dek oyuncular çalışmalanna devam etti. Bir süredir sakat olan Rotariu ise dünkü idman- dan sonra yapüğı acıklamada, "Hazınm, görev verilmesini bekli>orum" dedi. Sakathkla- n nedeniyle Almanya'ya giden Erdal ve Uğur ise yönetimi ka- nştırdı. Futbol albtimü ekranda Spor Servisi — Halit Kı- vanç'm TRT için hanrladığı 'futbol albümü' adlı program, bugün yayın hayatına başlı- yor. Çeşitli futbol etkinlikleri- nin ekrana geleceği spor prog- ramı TVl'de saat 21.55'te ya- yımlanacak. Günün programı FUTBOL Federasyon Kupası tstanbulspor - Lüleburgaz Bartınspor - Çengelköy Kocaelispor - Sakarya Gönenspor - Yalova Kasımpaşa - Zeytinburnu CO.Paşa - Kartalspor Maçlann başlama saati 13.00. VOLEYBOL ~ tstanbul (B.Feltk): 15.00 Altınyurt-Yapıspor (TK), 16.30 tst. B.Ş.Bel.-ENKA (TK). r Altın Eldiven Hayrettin ayın kalecisiSpor Servisi — BP Petrolleri tarafından geleneksel olarak duzenlenen "Altın Eldiven" yanşmasında, G. Saray'ın ba- şanlı file bekçisi Hayrettin, ayın kalecisi seçildi. Eski milli kaleciler Cihat Arman, Şıikru Ersoy, Turgay Şeren ve Necmi Mutlu ile ga- zetelerin spor sorumlulannın jüri olarak katıldığı yarışma- da, Galatasaraylı Hayrettin, eylül ayında rakipsiz olarak bi- rinci seçildi. Konyasporlu Lu- gosiç, G. Antepli Yaşar ve Aİ- taylı Zafer ile biriikte ayın ka- leciliğine aday gösterilen Hay- rettin, 33 oydan 24'ünü aldı. Hayrettin'in ligde büyük bir is- tikrar ömeği verdiği, aynca ge- rek ABD, Bulgaristan milli maçlan ve gerekse G. Saray'ın Avrupa Kupası maçlannda ba- şarıh oyunlar çıkardığı vurgu- landı. Aynca G. Saray'ın Hollan- da kampında getirilen 5 ya- bancı kaleciye karşm moralini bozmadan çahşan Hayrettin'- in geçen yıla oranla daha formda olduğu da kaydedildi. Yanşmada Konyasporlu Lugu- siç ikinci, Altayh Zafer üçün- cü oldu. A. Suphi: Benim işim adanı tutmak HALDUN POMAÇ Fenerbahçe'de transferi cn çok tartışılan futbolcuydu. Hat- ta onu transfer edenler bile ağır ağır eleştiriler yapıyordu. Gecen yü Hiddink takıma koyunca he- def adam olmuştu. Ancak Veng- los ile yeniden doğdu ve Fener- bahçe'nin değişmez adamı oldu. Ona bugünlerde "Kosecki'nin belalısı" diyorlar. Ama o "Be- nim için f ark etmez, kimi dur- durmam istenirse, o iş biter" şeklinde konuşuyor. Fenerbaüçe'deki kısa geçmişi inişli, çıkışlı bir grafik çizen, an- cak sezon başından itibaren yükselişe geçen bu oyuncunun adı Ahmet Suphi. Geçirdığı ameliyattan sonra yaptığı tem- polu çaüşma ile Fenerbahçe'nin sağ kanadını tecrubeli ve yılla- nn Fenerbahçelisi tsmail'den alan Ahmet Suphi. Ahmet Suphi ile onu yeniden kamuoyunun gündemine getiren Fransızcası "markaj", Turkçesi "adam tutma" ko- nusunda görüştük. — Ahmet Suphi, son Galata- saray maçında Kosecki'yi nasu durdurdun? — Kosecki'yi iyi Lanıyorum. Aslında onu tarumak için tele- vizyondan izliyorum. Benim işim adam tutmak olduğuna gö- re işimin hakkını vermem gere- kiyor. Kosecki sağ tarafım iyi kullaruyor. Bunu saptadığım KELEPÇE A. SUPHt— Fenerbahçe'nin yenigözdelerinden Ahmet Suphi, bu sezon sık sk yaptafiadam markajlan ile dikkatleri iizerine topladı. A. Suphi'nin ketepçesine son takılan oyuncu Kosecki'ydi... için o tarafına gitmesini engel- lemeye çahştım. Aynca Kosecki çabuk sinirlenen bir oyuncu, bu yüzden oyun kurallan içinde si- nirlenmesini sağladım. Tahmin- lerimin aksine ikinci yanda si- nirlendi. Böylece oyundan düş- tü. — Markaj yapügın oyuncula- n snrelüi izliyor musun? — Evet.. Bu sezon Ankaragu- cü maçında Cengiz'i, Bursaspor maçında Ali'yi tuttum. Cengiz sol tarafım iyi kullanan bir oyuncu. Bu nedenle onu hep sağ tarafa sürükledim. Bunun sonu- cu zayıf yönünü kullanınca ba- şanh olamadı. Ben Bursaspor- da oynarken de aynı işi yapar- dım. Fenerbahçe maçlarında Rıdvan ağabeyi tutardım ve Bursa'da basarüı olamazdı. Onu hep sol taraftan oynama- ya zorlardım. Sonucta benim kuvvetli, onun zayıf olduğu yer- de mücadeie ederdik ve ben ka- zanırdun. Ancak Rıdvan ağabe- yin olumlu tarafı, hiç sinirlen- mezdi. — Sizin işinizde siniriere hâ- kim olmak önemli olsa gerek? — Bizim işimizde defans oyuncusu hep sakin oimaü. Hiç sinirlenmeyeceksin, üstelik raki- bi siniriendireceksin. Türkiye'de benim gibi markaj oynayan Re- çep'in bu yönü kötu. Çabuk si- nirleniyor. — Recep'in markajını begeni- yor musun? — Recep, Rotariu ve Lineker gibi oyunculan durdurarak, bu konuda isim yaptı. Ancak onun eksikleri var. önceükle çabuk sinirleniyor. Bir de hava hâki- miyeti yok. Şunu söylemekte de yarar var: Türkiye'nin en iyi de- fans oyuncusu Recep. ' -Milli takımfa ilgili düşüıi- celerin nedir? — Ben Bursaspor'dan Fener- bahçe'ye milli olmak için gel- dim. Diriyim, hazınm ve görev bekliyorum. — Ahmet Suphi, senin mar- kajına girecek başka hangi ojuncular var? — Buna hocam Venglos ka- rar verir. Başta da söyledığim gi- bi benim işim adam tutmak. Kim istenirse onu etkisiz hale getiririm. Markaj denince Türkiye'de Recep'le biriikte en etkili isim Ahmet Suphi'nin göruşleri böy- le. Şimdi beklentisi milli takım. O halde Recep'le kıyasıya bir ya- nşa gireceği gonlluyor. Şimdilik Recep görevde. Bakalım Ahmet Suphi'nin dilekleri ne zaman' gerçekleşecek? VOLEYBOL / YORUM ALEVA NAKÖK Bu sisteme bu kalite Türkiye bayanlar ve erkekler voleybol ligleri geçen hafta sonu başladı. Ancak açıkça görüldü ki takımlann hiçbiri lige iyi ha- zırlanmamış, bu nedenle oynanan maçların hiçbirinde voleybol vasatm üstüne çıkmadı. Bunun başhca nedeni de sistem. Çünkü iki devreli oynanacak maçlar sonunda ilk sekiz sırayı alan ekip- ler final grubuna yükselecekler. Takımlann bunun bilincinde ol- ması nedeniyle henüz sezon başındaki gibi işi rolantide tutuyor- lar. Çünkü bazılan kapasiteleri nedeniyle nasılsa finale çıkacak- lar. Ancak bu bayanlarda daha da bariz bir şekilde gözleniyor. Erkeklerde ise durum biraz daha değişik. Çünku güç dengeleri- nin birbirine yakın olması ve prestiji ön planda tutmalan nede- niyle hiç değilse heyecan yaşanıyor. tşte bu olumsuzluğu gider- menin tek yolu voleyboldaki şampiyonun iki devreli lig maçlan sonunda onaya çıkmasıdır. Yoksa koskaca iki devreb' maçlann hiçbir anlamı ve yaran yoktur. tlle de milli takımlann hazırlan- ması açısından play-off oynanması gerekiyorsa o zaman ilk 4 ve- ya ilk 8 takım bir büyüğün adı verilerek bir kupada oynaülır. Böy- lece ligin de tadı yerine gelir. Kimse de şikâyetçi olmaz. Gelelim heyecanı yüksek ancak kalitesi düşük haftadan gözü- müze çarpanlara. Bu hafta ligin kalbi Istanbul'da attı. Erkekler- de şampiyon adaylan birbirlerine karşı güçlerini denerlerken Ec- zaabaşı, işi biraz daha ciddiye aldığı için iki Ankara takımını ven- meyi başardı. Yazdığım gibi takımlann henuz lige hazır olma- malan nedeniyle anlık heyecanlar ve güzel hareketler görebildik. 3 oyuncusunu kaybeden Eczacıbaşı bunların yerini Galatasaray1 - dan aldığı Metin, Mako'dan aldığı Cahit ve Gürsel'le doldurma- ya çalışmış. Bir de Losev'in yerine yeni bir Sovyet pasör almış. Ancak görunen o ki Selim, Haldun, Metin bu takımın tüm yü- künü smlamışlar. Cahit, tekniği kuvvetli ama henüz Eczacıba- şı'nda oynamanın tedirginliğiııi atamamış. Şampiyonluk hesaplan yapan ıkı Ankara takımına gelince; Em- lakbank kadro olarak iyi. Sistem ise hemen hemen oturmuş. An- cak Polonyalı oyunculannın sadece topa vuran defansı zayıf bir görüntüsu var. Ote yandan bence en büyük sıkıntılan pasör. Ufuk geçen yıllara göre daha iyi ama şampiyonluk kovalayan bir takı- mm daha hareketli bir pasöre ihtiyaa var. Halk Bankası'nda ise oyunculanmn kalitesi birinci sınıf. Ancak 6 kişilik bir takım şam- piyonluk kovalayamaz. Bu arada Wagner'in oyunculan tanıma- ması da bir handikap. Yalçın gibi Türkiye^nin en iyi manşet alan adamını çizgiye çekmiş ve pasifıze etmiş. Üstelik arkadan da hü- cuma sokmuyor. Buna karşın manşet görevini Ali ve Hakan'a ver- miş. Dünya şimdi bu sistemi oynuyor, doğru, ama Türkiye'de her oyuncunun yapısı değişik. VVagner bunu öğrenene kadar da epey zaman geçecek. Bu sistem Hakan'ı çok zorladığı gibi arkadan hü- cumlardaki etkinliğini de yok etmiş. Fenerbahçe, Paşabahçe, Sam- sun DSÎ, Beşiktaş ise kadrosunun gücü kadar mücadeie ediyor. Küme düşmenin olmadığı bayanlarda ise voleybol kalitesi çok daha kötü. Bunun en güzel ömeği Eczacıbaşı-Guneş Sigorta ma- çında yaşandı. Şampiyonluk hesaplan yapan iki takımın maçı bu kadar kalitesiz olmamalıydı. Ancak 2 yabancının çıkmasıyla lig- lerin görünümü daha ilginç bir hale gelebilir. G. SARAY'IN COACHTJ HAKAN \AVUZ UMUT VERDI: Iyi günler yakında Bu sezon oynadığı 4 maçtan 4'ünü kaybeden Sarı-Kırmızılıların coach'u Hakan Yavuz, " Yeni bir iyi yabancı ile G. Saray artık galibiyetlere başlayacak" diyor. LEVENT YUCELMAN Galatasaray basketbol takı- mmda işler hiç de iyi gitmiyor. 2 sezon önce ligi şampiyon ola- rak tamamlayan Sarı- Kırmızıhlar, bu sezon oynadı- ğı 4 karşılaşmanın 4'ünü de kaybederek büyük hayal kmk- lığı yarattı. Biz de Galatasaray'm kazana- mamasının nedenlerini coach Hakan Yavuz'a sorduk: — G.Saray 4 maçta neden 4 yenilgi aldı? — Oynadığımız 4 maçta ye- nilgi beklenebilirdi. Ancak 4 yenilgi alacağımızı zannetmi- yorduk. Çünku çok iyi müca- deie ettiğüniz maçlardan da ye- nik aynldık. Takımda Lütfı, Hakan ve ömer gjbi 3 tecrubeli oyuncum var ve bunlar genç oyunculara da yardım ediyor- lar lOsayı önde götürdüğü- müz Tofaş maçını şanssız şekil- de kaybettik. Tofaş maçında 4 kritik düdükle yenildik. Şampi- yon olduğumuz yıl hakemler yine bizimle uğraşmıştı Bu sezon G.Saray za- ten dıişmüş ve vurulmuş du- rumda. Ancak yine de hakem- ler bizlere yükleniyorlar ve bi- zim aleyhimize ters kararlar ve- riyorlar. — Lisansı henüz çıkanlama- yan 3 oyuncunun durumu ne- dir? — Kolej'den Huseyin ve Murat Yenal, Vestel'den Bü- lent'in lisansı henüz almmadı- ğı için oynatamıyoruz. G.Saray He Kolej arasında bir centil- menlik anlaşması vardı. G.Sa- ray verdiği oyuncuyu geri al- mak kaydıyla Kolej'le bir cen- tilmenlik anlaşması yapmıştı. G.Saray, Kolej'e pek çok oyuncu vermesine rağmen Ko- lej centilmenlik anlaşmasını bozduğu için lisansı çıkanla- madı. Kolej belki de bu centil- 8 4 maçta 4 yenilgi Çukurova: 88 - G. Saray: 64 Fenerbahçe: 86- G. Saray: 80 G. Saray: 79 Paşabahçe: 85 Tofaş: 81 - G. Saray: 80 menlik anlaşması Faruk Süren dönecıinde yapıldığı için boz- du. Bülent'in lisansı ise mali problemlerden ahnamadı. — G.Saray'ın ligin 5. hafta- sına girilmesine rağmen halen ABD'li oyuncu araması sizce genç kaunımş bir ola> değil mi? — Bu konuda yönetimi suç- lamak istemiyorum. Çünkü yerli oyuncularla nisanda, ant- renörle haziranda anlaşılırsa yabancı oyuncu transferinin eylül ayına kadar sarkacağı bel- liydi. Şimdi çok geç kahndı. İyi sıçrayan ve maçlan kaybetmeı mizin nedeni olan ribauntlan toplayacak bir ABD'liye ihtiya- amız var. Gelen oyuncunun memleketi önemli değil. Yeter ki basketbolcu olsun. — İyi bir ABD'li ile 4 maçta 4 yenik, 4 maçta 4 galibiyete dönüşebilir miydi? — Yabancıya da gerek yok- tu. Sadece kadroda 2.00 met- relik Huseyin olsa F.Bahçe ve Tofaş maçlannı kazanırdık. — G.Saray'ın sezona girer- ken mali problemkr içinde ol- ması takımın havasını ve dere- cede degistirdi. — Bu yönetimin karan. Biz bir şey diyemeyiz. Ancak ant- renörde olmasa bile sahada mücadeie eden oyunculann ka- fasında 'acaba paramı alabile- cek miyim* korkusu olmaması gerekir — G.Saray seyircisi son 2 se-. zon salonlardan iyice çekildi. Bu sizi ne şekilde etkiledi? G.Saray'ın 2 veya 3 yabanay- la oynadığı yıllarda seyircisi vardı. Artık G.Saray'da görev yapmak herhangi bir kulüp ta- kımında olmaktan farksız ha- le geldi. Maçlarda takımı hırs- landıracak, gerekirse hakemi bile baskı altına sokabüecek se- yircimizin olmaması bizim po- zitif yönlerimizi kaybetmemize neden oldu. Böyle seyircilı bir takımın taraftarının takımlan- nı yalnız bırakmaması gerekir. — Bundan sonraki haftalar- da G.Saray ne yapar? — Tecrübeli oyunculara sa- hibiz. Yeni bir iyi yabancı ile G.Saray artık galibiyetlere baş- layacak. HAFTAJJK ABDÜLKADİRYÜCELMAN GolcüşüzG.Saray ve ninarayışı Tanju Galatasaray maçın- dan bir hafta önce Cum- huriyet'e şunu söylemişti: "Dikkat, geüyorum." Gala- tasaray maçından önce de "Gol atacağım. Çünkü at- mak zorundayım" demişti, attı ve Fenerbahçe ezelı re- kabet maçında Galatasaray'ı Tanju'nun golleri ile yendi. Galatasaray iyi değildi o maçta. Üstelik eksikti de. Ama Galatasaray'ın yenilgi- sinde eksik Galatasaray de- ğil, yanlış bir Galatasaray vardı. Galatasaray lige çok iyi girmişti. Hatta Cim Bom'un futbolundan büyük keyif aldığımızı da daha önce bu köşede belirtmiştik. Şunu da yaz- mıştık. "Ga- latasaray hâlâ Tanju varmış gibi oynuyor." Oysa Galata- saray'da bir Tanju yok ar- tık. Tanju'- nun yerinde oynayan bas- kaları var. Arif bunlardan bi- risi, Tanju gibi bir futbolcu değil, ama yetenekli. Fener kalesine attığı ve Engin'in zorlukla çeldiği o volesıni kaç futbolcu çakar? Bir Şevket var Galatasaray- da, koşan, mücadeie eden bir genç soydaş. Daha önce- ki maçlarda hep iyi puan top- layan bu genç Fenerbahçe maçında son dakıkaya kadar unutuldu. Bir Muhammed Fener'de var mı? Ya Kosecki? Kosecki ka- dar hızlı kim vardı 22 kışinin içinde? Ama Polonyalı rüz- gâr futbolcu Ahmet Suphi- ye esir oldu. Neden? Çün- kü Kosecki gekJiği günkû Ko- seçki değil. Kendisine bekle- nenden fazla ilgi gösterildi- ği için şımardı. "Satılık" ilanlarını okudu gazetede. "Ben 20 milyarlık adammışım" dedi, burnu havaya kalktı. Galatasaray muhabirlerı anlatıyor, ıdman- larda bile ciddi değilmiş. Şimdi gelelim yanlışlara. Önce oyun planı yanlış. 3-5-2: yi de geçip savunma- da zaman zaman 2 oyuncu bırakan Galatasaray her an rakibine got pozisyonu hazrr- lamaya, hatta gol yemeye hazır. O e n i z l i , Tanju'nun ol- madığının farkında ol- duğu için ka- nat oyunun- dan çok, or- tadan rakibi delme dü- şüncesi için- de. Çünkü kanatlardan gelen ortata- rı kim değer- lendirecek? Kim o hava toplarına çı- kıp kafayı vu- racak? Aslında tam Hasan1 ın gerekli olduğu bir ortam- dı. Ama Hasan'ı Bakırköy'e veren Galatasaray şimdi de hava toplarına vuracak gol- cünün eksikliğini yaşarken Kosecki'nin ortalan ise boşa gidiyor. O halde Tanju'suz bir Galatasaray'ın hücum pte- nında değişiklik yapması ge- rekiyor. İşte Mustafa Deniz- li'nin şimdi sorunu ve sıkın- tısı da bu. Bize göre gece gündüz bunun arayışını ya- pan Denizli kısa sürede bu- na da çözüm bulacak elbet. Ama lıg sürüyor ve Galatasa- ray bu geçış donemını az ha- sarta atlatmaya bakıyor. Galatasaray ve Beşiktaş'a nelal olsun Galatasaray-Stahl maçını izliyoruz. Macın henüz başlarındayız. Almanlar'ın toplara değil Galatasaraylı futbolculara oldukça sert gir- tjiklerini görüyoruz. Zaman zaman da gözumüz çizgi ke- narına kadar gelen ve saha- daki futbolcularına seslenen Almâfî teknik dlreklöre kay*- yor Kendısinı uyaran saha komiserini nerdeyse dö- vecek. Ha- zımsız oldu- ğu belli. Ay- nen sahada- ki futbolcula- rı gibi. Ama daki- kalar geçiyor Galatasaray, bir, sonra iki derken golle- ri sualayınca Almanların yelkenleri su- ya iniyor. Bu kez Alman teknik direktörün saha komi- serine daha yumuşak dav- randığını gözlüyoruz. Bütün bunları neden anla- tıyoruz? Çünkü Almanlar Galalasaray'a, yani bir Türk takımına elenmeyi hazmede- mediler. Galatasaray'ın Stahl'ı eledığı günlerde Al- manya'da Neonazilerin ya- bancılara, özellikle Türkle- re karşı şiddet gösterdiğini de bu arada anımsayalım. Avrupa bizi öteden beri keklikgörüyordu. Türktakımı ile eşleşen takımlar bayram ediyorlardı. Ama bu yıl işler hiç de umdukları gıbı olmadı. Galatasaray bir Alman takanh nı eledi. Hem Almanya'da hem burada yendi, ezdi geç- ti. Bize vize koyan, bira- hanelerinin kapısına "Buraya kö- pekler ve Türklergire- mez" yazan Almanlaraiyi birdersverdi Cim Bomu- muz;helal ol- sun. Ya Beşik- taş; Avrupa şampiyonu olmuş Eind- hoven'e kök söktürdü. 90'ıncı dakikada Derin birohhhçeken Hollan- dalıları düşünüyorum. Öbür dünyaya gıdip döndüler adamlar. Beşiktaşımız etertdi, önemli değil. Ne demişler, "öldüreceğine korkut". PSV'liler Beşıktaş'ı ve o hiç bitmek bilmeyen 90 dakikayı asla unutmayacaklardır. Sa- nada helal olsun Beşıktaş'ım. Anahtar ve paslı kilit ; üreşimtze nazar mı değ- li, yoksa minder fareleri yine ortaya mı çıktı? Geçen hafta "1960 model araba ile dünya turuna çı- kar mısınız? Buna cesare- tiniz var mı?" demıştık. İşte otomobil yarı yolda kaldı. Güreşımize son yıllarda parasal motivasyonla bir ha- reket geldiğıni kimse yadsı- yamaz. Ama bu hareketlilik içinde günü- müz koşulla- rına göre bir hazırlık çalış- ması yaptığı- mız söylene- mez. Örne- ğin ekip ça- lışmasından yoksun bir takımın dün- ya minderle- rinde başarı- lı olması dü- şünülemez. Şık sık ga- zete sütunla- rına şikâyet ve istekleri yansıyan Sovyet- ler Birliği'nin güreşteki iki bü- yük dev ismi, ne yazık kı Türkıye koşullarına bir türlü ayak uyduramadılar. Aslında onlardan bizim koşullarımıza uymalarını da istememeliy- dik. Çünkü başarının anah- tan onlardaydı. Ama ne oldu, anahtar onlardaydı ama kilit ne yazık ki paslanmıştı ve paslı kafaların elindeydi. Anahtar ve kilit uyumsuzlu- ğu bizi dünya şampiyona- sında düş kırıklığına uğrattı. Gercekte buna "düş kınklı- ğına uğradık" demek de yanlıştı. Çünkü bilınen bir olay, beklenen bir başansız- lık vardı ortada. Daha Türki- ye'deki kamp çalışmaları sı- rasında kilit-anahtar uyum- suzluğu ortadayken çözüm aranmamış, iş oluruna bıra- kılmıştı. Çünkü güreş yöne- timindeki sahipsizlik, başka- nın spordan siyasete kaç- ması, genel müdürün pc- litika hevesi hep bu dö- nem içindeki tehlike çanla- rının duyul- masını en- gellemişti. Kısacası güreşteki ba- şarısızlığımı- zın tek nede- ni otorite ek- sikliğı ve yö- netim yanlış- larıdır. Güresimizin başına 2 güreş otoritesi getirmişsek bizim koşullarımızın değil onların istediği koşulları ha- zırlamak durumunda oldu- ğumuzun inşallah farkına varmışızdır. Sen-ben kavga- sını bitirmezsek, 1960 model araba ile dünya turuna çıkıl- mayacağını kafalanmız dank etmışse dünya minderlerin- deki son hezimetin hiç ol- mazsa bir yaran olmustur, di- yoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear