18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/10 D1Ş HABERLER SUZİRVESİ 9 EKİM 1991 Kırıınve Rııslar • MOSKOVA (AA) — Kırıın Türklerinin 1944 yüında Orta Asya'ya sfirülmelerinden sonra Yanmada'ya yerleştirilen Ruslar, bu yılın başındaki halk oylamasıyla özerk cumhuriyet statüsünü yeniden kazanan yarımadanın Ukrayna'dan ayrılması amacıyla kampanya başlattılar. TASS Ajansı'run haberine göre Kınm özerk Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti'nin desteğiyle kurulan yeni bir örgüt, yanmadanın yeniden Rusya'ya bağlanıp bağlanmayacağı konusundaki tartışmalara son vennek amacıyla bir halk oylamasL yapılması için bolge halkının desteğini elde etmeye çahsacak. Arafat. Kaddafi ile göriişecek • LEFKOŞA (AA) — Filistin Kurtuluş örgtltü (FKÖ) lideri Yaser Arafat'ın, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafî ile görüşmek üzere Libya'ya gittiği bildirildi. Libya Resmi Haber Ajansı Jana, Ortadoğu Banş Konferansı'nın toplanmasından önce Arap ülkelerinin ortak bir politika belirlemesini sağlamak için liderlerle görüşmeler yapan Arafat'ın Trablusgarp'a geldiğini duyurdu. Darbe uyansı • BLACKPOOL (AA) — Litvanya Devlet Başkanı Vitautas Landsbergis, SSCB'de yeni bir darbe girişimi olabileceği uyarısında bulundu. Muhafazakâr Parti'nin yıllık konferansında bir ' konuşma yapmak için Ingiltere'de bulunan Landsbergis, dün düzenlediği basın toplantısında, KP'nin örgütsel varlığının silrmesinden yakındı. Bulgar geçunleri • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da, seçimlere üç gün kala, ttlkenin üçüncü büyük siyasi gücü hak ve özgürlükler hareketine (HÖH) yönelik karalama kampanyası devam ediyor. Halen en büyük parti konumundaki Sosyalist Parti'nin (SP) yayın organı Duma gazetesinde yayımlanan bir yorumda, HOH'nin seçimlere girmesinin ABD tarafından desteklenidği öne sürüldü. En büyük tehlike Pantürkizm • SOFYA (AA) — Bulgaristan'ın halen en büyük siyasi partisi konumundaki Sosyalist Parti'nin (eski Komünist Parti) önde gelen isimlerinden eski Başkan Yardımcısı Andrei Lukanov, "Pantürkizm ve Panislamizm'in ülkesi için gerçek bir tehlike olduğunu" öne sürdü. Andrei Lukanov, partisinin haftalık basın toplantısında, bir sonı üzerinel'Bir Bulgar olarak, Pantürkizmin ve Panislamizmin ülke için gerçek bir problem olduğunu düşünüyorum" dedi Fedenal ordunun ateşkes önerisini Zagneb reddetti Hırvatistan artık bağımsızHırvatistan parlamentosu, 25 haziranda aldığı bağımsızlık kararını dünden itibaren yürürlüğe koydu. ması koşuluyla bir ateşkes öne- risinde bulundu. Yugoslavya res- mi haber ajansı TANJUG, dün öğleden sonra Belgrad'da topla- nan Yugoslavya Federal Başkan- lık Konseyi'nin "Sırp bloku"nu oluşturan 4 üyesince (Sırbistan, Karadağ, Voyvodina, Kosova) alınan karan, AT'nin verdiği ül- timatom süresinin dolmasına 2 saat kala duyurdu. AT, federal ordunun Zagreb'i bombalama- sını sert bir dille kınamış ve Yu- goslavya'ya ültimatom vererek saldırüann durdurulrnaması du- rumunda ağır yaptınmlar uygu- layacağmı bildirrnişti. Yu<?oslav- Dış Haberler Servisi — Hır- vatistan Parlamentosu, 25 hazi- ran tarihinde ilan ederek don- durduğu bağımsızlık kararını aktif hale getirdi. Zagreb radyo- su, bağımsızlık deklarasyonu- nun onaylanması niteliğindeki karann, parlamento tarafından oybirliği ile alındığını belirtti. Hırvatistan, haziran ayında aldığı bağımsızlık karanndan sonra AT'nin çabalan sonucun- da üç ay boyunca bağımsızhğı pekiştirecek kararlar alınayı durdurmuştu. Federal ordu, ATnin aynı gü- venceyi Hırvatistan'dan da al- ya federal ordusunun AT'den beklediği güvenceler şöyle: • Hırvatistan'ın (dün) gece TSİ Ol.OO'den itibaren ateşkesi kabul etmesi. • Hırvat ablukasının bu- gün TSl 01.00'e dek kaldınlma- sı. • Hırvatistan'da kuşatüan fede- ral ordu birHklerinin Avrupalı gözlemcilerin denetiminde bu- gün TSİ Ol.OO'den itibaren kay- dırılması. Federal ordunun açıklamasın- da, verilen süreler içerisinde Hır- vatistan'ın bu koşullan yerine getirmemesi durumunda ordu- nun, kışlalan kurtarma operas- yonunun sureceği de belirtildi. AT'nin, federal ordunun iste- diği güvenceyi verip vermeyece- ği henüz kesinlik kazanmazken Hırvatistan'ın başkenti Zagreb- in bombalanmasının ardından federal ordunun yeni ateşkes önerisini ele almak üzere bir ara- ya gelen Hırvat liderler ise ateş- kes önerisini kabul etmeme ka- ran aldılar. Toplantının bitimin- de bir açıklama yapan Hırvatis- tan Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Anton Babic, Yugoslavya'da ateşkes sağlanması için federal ordunun öne sürdüğu koşullan kabul etmediklerini söyledi. Ba- bic, BBV televizyonuna dün ver- diği demeçte, Hırvatistan'ın ateşkesi kabul ederek federal Or- du kışlalanna yönelik kuşatma- lara son verilmesi, aksi durum- da saldırüann sureceği yollu or- du karannın kabul edilemeyece- ğini beUrtti. Dışişleri Sözcüsü Babic, "Hırvatistan'da federal birtikler bulundugu sürece bir- liklerimizi nasıl geri çekebili- riz?" diyerek saldırüan federal ordunun başlattığını, bu yüzden önce ordu birliklerinin çekilmesi gerektiğini öne sürdü. Bu arada günlerdir yoğun ça- tışmaların yaşandığı Hırvatis- tan'da ordunun ateşkes önerisin- den sonra çarpışmalann bir öl- çüde durulduğu büdiriliyor. Kü- çük çapta çarpışmaların yer yer sürdüğünü duyuran Hırvatistan radyosu, federal ordunun önce- ki gün gercekleşürdiği yoğun ha- va saldırısı sonucunda Sisak kentinde bulunan Hırvatistan- ın en büyük ikinci rafinerisinin hasar gördüğünü bildirdi. Yûmaz ile Mitsotakis, iki ülke amsmdaki diycdoğun seçim sonmsı sürdürülmesinde mutabık IstanbuTda TürfcYunan zirvesiSTELYO BERBERAKİS îstanbul Rum Fener PatriğT- nin cenaze törenine katılmak amacıyla dun günübirliğine Îs- tanbul'a gelen Yunanistan Baş- bakanı Konstantin Mitsotakis, Başbakan Mesut Yılmaz ile 30 dakika süren bir görüşme yap- ü. Bosphorus Swiss Otel'de ya- pılan bu göruşmeden sonra her iki başbakan, "Türk-Yunan di- yalogunun Türkiye'deki genel secimlerden sonra sürdürülme- sinde" görüş birliği sağlandığı- nı açıkladılar. Türk ve Yunan gazetecileriyle foto muhabirleri- nin "itiş kakışlan" arasında otelin lobisinde, bir kanepeye yan yana oturan Yılmaz ile Mit- sotakis ilk önce kendi kısa açık- lamalannı yaptüar ve daha son- ra gazetecilerin sorulannı yanıt- ladılar. Mitsotakis açıklamasında, "Ortodoks dttn>anın bu yaslı eününde Yunan temsilciliğinin îstanbul'da en iyi şekilde ağır- ladıgını ve kola)hklar gosteril- diğini ve bu nedenle Başbakan Mesut Yılmaz'a teşekkurlerini UettiğİDi" söyledi. Mitsotakis, Yılmaz ile siyasi içerikli konu- lara değinilmediğini, ancak ge- çen ay Paris'te yapılan göruş- meden sonra varılan anlaşma gereğince, "Türk-Yunan diya- logunun secimlerden sonra sür- dürülmesinde mutabık kalındı- İKİ BAŞBAKAN — Başbakan Mesut Yılmaz, Patrik Dimitrios'un cenazesi için İstanbul'a gelen Ynnanislan Başbakanı Mitsotakis ile görüştü. (Fotoğraf: SERDAR AKINAN) gını" sözlerine ekledi. Karşıhklı "teşekkürterden" sonra iki başbakan, gazetecile- rin sorulannı yanıtladı. İlk so- ru Yunanlı bir gazeteciden Me- sut Yılmaz'a yöneltildi. İlk so- ru "Kıbns sorunu ve Türkiye'- nin, ABD Başkanı George Bush'un talep ettiği Kıbns ik il- gili toplantının Türkiye nedcniy- le gerceklesemediği" iddiasıyla ilgiliydi. Mesut Yılmaz, bu so- ruyu şöyle yanıtladı: "Sayın Mitsotakis ile Paris'- te yaptığımız göruşmeden son- ra olduğu gibi, başlatmış oldu- ğumuz diyaloğun, secimlerden sonra sürdürülmesi konusunda burada da mutabık kaldık. So- runun ikinci ayagına gelince, şu- nu belirtmek isterim ki spekii- lasyon üzerine spekütasyon yap- mak benim âdetira degildir." ikinci soru bir Turk gazeteci- sinden ve bu kez Mitsotakis'e yöneltilirken Atina'da son üç ay içinde Turk diplomatlanna yö- nelik saldırılarda, üç diploma- tın yaralandığı ve birinin öldü- rulduğu ammsatıldı ve Mitsota- kis'in bu konuda düşünceleri soruldu. Mitsotakis bu soruyu şöyle yanıtladı: "Söz konuso terör eylernleri kuşkusuz Türk-Yunan yakınlaş- masmı, diyalog kurulmasını ve ilişkilerimirin düzenlemesini en- gellemeji ongörmektedir. Sözü- nu ettiginiz terör eylemleri tra- jiktir. Ve bu eylemler Yunan pariamentosu ve Yunan halkı tarafından şiddetle kınanarmk lanet edilmiştir. Yunan httkii- meti, bu terör örgütlerini sök- mek ve açıkhğa kavuşlurmak amaci)la her turtü gayreti gös- terecektir. Unutmamak gerekir ki dun bizim de esefle karşıla- dığımız cinayeti üstlenen aynı terör örgiitit, bundan tam bir yd once benim öz kızımın eşi; mil- letvekili damadımı da öldiir- muştur." Program dışı yapılan bu "rirve" görüşmesinden önce Yunanistan Başbakanı Mitsota- kis, Kuzey ve Güney Amerika Ortodoks Kiliseleri'nin Başpis- koposu Yakovos ile de kısa bir "veda" gönışmesi yaptı. Yunanistan Başbakanı Kons- tantin Mitsotakis'in Cumhur- başkanı Turgut Özal ile bir te-, lefon görüşmesi yaptığı öğrenil- di. DlŞBASlN THE WALL STREET JOl RNAL Self-determinasyon ve tehlikeler— 2 — ARTHUR SCHLESINGER Geriye bakıldığında, Sov-yet lmpara- torluğu eski Avusturya-Macaristan lmparatorluğu'nun bir de facto benzeri olarak görülebüir. Soğuk savaştan son- ra Sovyet sisteminin dağılması, Birinci Dıınya Savaşı'ndan sonra Habsburg sis- teminin dağılması gibi tarihte ve bellek- lerde derin kökleri bulunan, bastınlmış ulusal ve etnik emelleri ve çalışmalan serbest bıraktı. Sovyetler Birliği ve şim- di Yugoslavya'nın dağılması eski Demir PerdCnin her iki yanındaki aynlıkçı ha- reketlere cesaret veriyor. "tspanyol milliyetçileri bağımsızlık Istiyor" geçen gün New York Tlmes'ın kullandığı başhklardan biriydi. Eğer Er- menistan bağımsız ise Katalonya neden olmasın? Litvanyalılann kendi kaderle- rini tayin hakkı varsa Baskların neden olmasın? Her azınlığm kendi içinde bir azınlığı var. Kendi kaderini tayin hakkı nerede duracak? Roger Thurow geçenlerde Wall Street Journal'de çıkan bir yazısmda "özerk Losatya için Sorp" (hayır, bu Sırp'm yan- lış yazılmış şekli degildir) Ulusu" hare- keti adına lobicilik yapanlann Cenevre 1 de yürüttükleri faaliyetleri anlattı. Bu hareket, sanki Evelyn VVaugb'un icatla- nndan biriydi. Andorra, Monako, San Marino ve Liechtenstein eskiden zarar- sız turizm merkezleriyken şimdi acaba dünyanın geleceğini mi temsil ediyor? Elbette ki yeni kendi kaderini tayin tutkulan hiçbir şekilde Avnıpa'yla sınırlı değil. Çok az nüfuslu ve gerçek yaşama yetenegine sahip olmayan, ama Birleşmiş Milletler'de ABD ve Çin ile eşit oy hak- kma sahip mikro devletlerin yayılması- nın, BM'nin başına bela olması çok muhteme! bir gelişme. Ve mikro devletlerin BM Genel Kuru- lu'nda seslerini yükseltmelerinin sakın- cası, Üçüncü Dünya'da aynı egemenlik altında yasayan halklar arasında kendi kaderini tayin hakkı salgınınm yol aça- bileceği zalim şiddet olaylannın sakın- caları yanında bir hiç kalacaktır. Kendi kaderini tayin hakkı kolaylıkia kendi kendini imhaya dönüşebilir. Bir süredir Beyrut'un başından geçenler, olası bir geleceğin olabileceğini göstermiştir. Gü- ney Afrika'dan Sri Lanka'ya, tsrail'den Hindistan'a, Angola'dan Trinidad'a uza- nan etnik çalışmalar uluslan parçalıyor. Economist dergisi, "Kabikcilik, viriisü, uluslararası politikanın uzun yıllar gizli kaldıktan sonra ülkeleri mahvetmek için alevlenen AIDS hastalığı olma tehlike- sini taşıyor", diye yazarken çok hakhy- dı. Kendi kaderini tayin hakkı öğreti«ini gözden geçirmenin ve bu öğretinin Wil- son tarafından kabul edilen ve ABD'nin deneyimleri tarafından da teyit olunan sınırlannı belirlemenin zamanı artık gel- miştir. Küçük olan her şey, zorunlu ola- rak güzel değildir. Hedef, her halka han- gi egemenlik altında yaşayacağını seçme hakkını tanımak olamaz. Hedef, farkh etnik, dinsel ve ırksal gruplann aym ege- menlik altında uyum içinde yaşamalannı sağlamanın yollanm bulmak olmalıdır. Bu hedef, halklann gittikçe daha çok birbirleriyle kaynaştığı bir çağda giderek daha zorunlu hale gelmiştir. 20. yüzyıl biterken soğuk savaşın sonu, hızlı ula- şım ve haberleşme biçimlerinin gelişmesi, yoksulluktan ve diktatörlüklerden kacış, başka bir ülkede daha iyi bir yaşam sür- me rüyası gibi etkenler insanlan bugü- ne değın görülmemiş bir ölçüde ulusal sınırlar ötesi kitle göçlerine sürüklüyor. Yukanda değindiğim nedenlerle Baş- kan Bush, özlemleri şimdi Sovyetler Bir- liği ve YugoslavTa'yı parçalamak olan halklann bağımsızlıklarıru tanuna konu- sunda acele etmediği için hakh görünü- yor. Soz konusu özlemler anlaşılabilir şeylerdir. Fakat kendi kaderini tayin hak- kı talepleri bulaşıcı olabilir ve sonuçta, toplumların politik dokulan yıkılabilir. Kendi kaderini tayin hakkı ancak bir noktaya kadar kabul edilebilir. O nok- tamn ötesinde tutarsızlık ve anarşiye gö- türür. Gittikçe hayati hal alan bu soru- nun yanıtı, hiç değilse yakın zamanlara değin, ABD idi. Fakat bugün ABD'de bile çok kültürlü bağnazlığın patlama- sı, birbirinden ayn yaşayan etnik ve ırk- sal gruplann yaygınlaşması, yeni bir ka- bilecilik tehlikesini arz ediyor. Eğer ABD, birden çok etnik grubun birlikte yaşadığı federal bir devletin nasıl çalış- tmlabileceği konusunda dünyaya örnek olamazsa, 21. yüzyıl gerçekten kötü ge- çecek demektir. Ama bu, ayn bir hikâye. —BtTTl— B 6ELİY0R,., 15IKU199 ARÇELİK Ertelemede ABDparmağı Istanbul'da yapılması öngörülen zirvenin düzenleyici İcuruluşunun yöneticisi, Amerikah yetkililerin kendisi ile temasa geçerek erteleme önerdiklerini bildirdi. WASHINGTON (AA) — Istanbul'da yapılması öngörü- len "su dorugu"nun ertelen- mesi için ABD'nin, düzenleyi- ci kuruluşa tavsiyede bulundu- ğu bildirildi. Doruğu düzenleyen "Global Water Snmmit Inituüve" (Dünya Su Doruğu Girişimi) adlı kunıluşun kurucu ve yöne- ticisi Joyce Starr, Amerikah yetkililerin kendisi ile temasa geçerek erteleme önerdiklerini söyledi. Ertelemeye, ABD'nin Orta- doğu banş girişimine ve bu ko- nudaki uluslararası konferan- sa öncelik verilmesi düşüncesi- nin etkili olduğu büdiriliyor. Düzenlediği basın toplantı- sında, doruğu BM kuruluşlan desteginde kendilerinin düzen- lediğini, Türkiye'nin de ev sa- hibi olmayı ustlendiğini anlatan Dr. Starr, son durumda, ABD'nin, Türkiye'ye de erte- leme önerisinde bulunup bu- lunmadığım bilmediğini söyle- di. Türkiye'nin ve Cumhurbaş- karu Turgut Özal'm doruk ko- nusundaki desteğini öven Dr. Starr, Türkiye'nin evsahipliği dışında toplantı gündemine hiçbir bicimde müdahale etme- diğini belirtti. Dr. Starr, 1992 ilkbahannda doruğun yine tstanbul'da top- lanmasmı amaçladıklannı ve Israil, Suriye, Irak dahil bütûn bölge ulkelerinin katılımını is- tediklerini ifade etti. YUNAN-BULGAR ANLAŞMASI Ankarailgi ile karsıladıSEMİH tDtZ ANKARA — Yunanistan ile Bulgaristan arasında önceki gün başbakanlar düzeyinde im- zalanan ve 20 yıl için geçerli ol- ması öngörülen "iyi komşuluk, dostluk ve işbirligi anlaşması" Ankara'da büyük bir ilgi ile karşılandı. Yunanistan'ın geçmişte böy- le bir anlaşmaya "Türkiye'ye ksrsı bir pakt" görünümü ver- mek istemesi Ankara'da hoş- nutsuzluk yaratmıştı. Dışişleri çevreleri Balkanlar'daki "has- sas deagelere" işaret ederek böyle bir paktın yarardan faz- la zarar geüreceği göruşünü di- le getirmişlerdi. Bulgaristan Başbakan) Dinu- tar Popov'un Yunanistan ile imzalanan anlaşmanın "üçün- cü ülkeleri hedef almadığı" şeklindeki açıklaması Ankara'- da kaygıları bir ölçüde giderdi. Ankara, aynı şekilde gerek Yu- nanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis gerekse Bulgaristan Başbakanı Popov'un anlaşma- nın güvenlik ve askeri alanlar- da "gizli" maddeler taşımadı- ğını bildirmelerini "not etti." Dışişleri çevreleri Yunanis- tan ve Bulgaristan'ın yakın bir tarihe kadar Trakya'daki aske- ri varlığı konusunda Türkiye hakkında benzeri açıklamalar- da bulunduklannı hatırlattılar. Son olarak Atina'nın getirdiği "Trakya'da stnırlann silahsız- landınlması" önerisinin Sofya tarafından "sıcak" karşılandı- ğına da işaret ettiîer. Türkiye, "AGlK çercevesindeki mevcnt mekanizmalann yeterti olma- sı" gerekçesiyle bu öneriyi ka- bul etmemişti. Dışişleri çevTelerine göre Yu- goslavya'daki gelişmeler, Yu- nanistan ve Bulgaristan'ın bu düzeyde bir işbirliğine gitmele- rinde "katalizör" rol oynadı. Yunanistan'ın uzun süredir is- temesine karşın Bulgaristan'ın "Türkiye'ye yanlış sinyal gön- derir" kaygısıyla isteksiz gö- ründüğü, bu konudaki görüş değişikliğinde Makedonya'nın bağımsızlığıru ilan etmesi ola- sıhğınm etkin olduğu sanılıyor. Bilindiği gibi Yunanistan'da- ki Makedon azınlığm mevcudi- yetini hiçbir şekilde kabul et- meyen Atina için bu olasüık tam anlamıyla "siyasi kibos" haline dönüşmüş bulunuyor. Yunanistan'la aynı düzeyde olmasa bile topraklannda ba- rındu-dığı Makedon azınlığın- dan dolayı Bulgaristan da ay- nı kaygıları bir ölçüde paylaşı- yor. Bulgaristan ve Yunanistan'- daki Turk azınlıkların mevcu- diyeti, önceki gün bu iki ülke arasında imzalanan iyi komşu- luk ve dostluk anlaşmasının her şeye rağmen Türkiye tarafın- dan yakından izlenmesine ne- den olacak. Atina ve Sofya'- mn gelecekte bu anlaşmayı • Türkiye'ye karşı kullanmalan olasılığı tumüyle gözardı edile- miyor. KlBRISRAPORU Denktaş'a suçlama bekleniyor ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — BM Güven- lik Konseyi'ne Kıbns raporunu bugün sunması beklenen Genel Sekreter Perez de CneUar'ın, 10 yülık genel sekreterlik göre- vinden aynlmadan önce ilk kez taraflardan birini isim vererek suçlayacağı beliniliyor. Önce- ki gün raporun ilk halini gören Güvenlik Konseyi diplomatla- n, raporda ismi geçecek olan 'suçlu'nun KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktş olacağını kaydediyoriar. Aym diplomatlar Cuellar'ın bu sefer 'başka alternatifi olmadıgını' belirtiyorlar. Gü- venlik Konseyi diplomatlanna göre "Cnellar gitmeden önce havai fişegi ateşleyip bıraka- cak. Artık isim vermesi zoruıı- lu, parmakla göstermektea. başka çaresi yok. Böyle yap- ması gerekiyor. Görevi bunu gereküriyor. Raporun gecmiş raporlanndan birine benzeme- sine imkftn yok." Cuellar'ın 'suçlu tarafı par- makla göstermesi' konusunda uzunca bir süredir genel sekre- terlik çevresinde tartışma sür- mekteydi. 46. genel kuruldage- leneksel ve son basın toplantı- sını yapmadan önce Cuellar Cumouriyet'e "Zirvenin yapı- lamamasından hayal kınklıgı- na uğradıgını. çıkmaza Türki- ye'nin başbakan düzeyinde k«- ulmmktmn vazgeçmesiniıı neden olduğunu" söylemişti. Cuel- lar'ın bu sözleri Türk Dışişleri'nce eleştirilmişti. KüZEYIRAK Küıtler yine Iran sınırındaDış Haberler Servisi — Ku- zey Irak'ta Kürtlerle Irak ordu birlikleri arasında geçen hafta sonundan beri süren şiddetli ça- tışmalar dün sona erdi. Bağ- dat'taki hükümet yetkililerinin dün yaptığı açıklamaya göre Kürdistan Demokrat Partisi li- deri Mesut Barzani ile Irak Sa- vunma Bakanı Hüseyin Kâmil Hasan arasındaki görüşmeler sonucunda ateşkes sağlandı. Üç gün süren çatışmalarda en az 36 kişinin öldüğü, 400'den fazla da yaralı olduğu büdiriliyor. Çatış- malardan kaçan on binlerce Kürt ise İran sınırındaki dağhk bölgeye sığındı. Öte yandan Irak'ın güney kesimindeki ba- takhk arazide sıkışıp kalan Şi- Uerin etrafuıdaki Irak çemben- nin daraltıldığı ileri sürülüyor. Peşmerge-ordu çarpışmalan- mn sona ermesine karşın, çatış- malardan kaçarak İran sınırın- daki dağhk bölgeye sığınan on binlerce Kürdun hâlâ üzerlerin- deki korkuyu atamadıklan ve evlerine dönmedikleri bildirili- yor. Geçen cumartesi günü Irak askerlerinin Kifri ve Kalar gibi Kürt kentlerini bombalamala- nndan sonra korkuya kapılan on binlerce Kürt, Süleymaniye kentinin doğusundaki Said Sıd- dık mülteci kampına ve İran sı- nırına doğru kaçmıştı. Kaçan Kürtlerin sayısı, Kürdistan De- mokrat Partisi (KDP) yetkilile- rince 15.000, diğer kaynaklar- ca 50.000 olarak veriliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear